yazarların uyuyamama sebepleri
günün en sevdiğim zaman dilimini uyuyarak kaybetmek istememem. sessiz, huzurlu ve karanlık geceler..
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
bence...
itiraf edecek, edilecek bir durum yok.
insanın hayat felsefesi şimdi ve sonra mutlu olma çabasıdır, eylemleri çıkarıları doğrultusunda olsa da başkasının aksi düşüncesine sebep olacağını bildiği için, başkasının zaaf-zayıf yanını bencil duygu ve egolarına kurban edebilir.
bu aynı zamanda kimseyi kaybetmek istemediği ve birilerinin kendilerine zıt eylemin farkına varıp küçük düşürmemesi. aşağılamaması adına saklar ve buna sır der.
netice sonucu eğer hata yapmışsa. veya planladığı biçimde sona ermemişse kullandığı iyi niyetlerin tahrip ihtimaline karşı kendinde gizler-susar gerçeği açıklama gereği korku ve endişeye sebep olur.
bu duyguyu olay ve kişiler ile alakası olmayan. kişilerin susacağı veya hak vereceği biçimde tek taraflı anlatarak gururunu okşatır bir sonraki şahsi çıkar eylemi için farklı bir senaryo kurmasına zemin hazırlamaktan başka amacı yoktu.
itiraf iki tanımlıdır.
1 özgüvensiz olmak
2 hatanın açtığı tahribatın suçluluğunu istemsizce kabul edip anlatamamak.
itiraf diye bir şey yoktur (korku) vardır.
itiraf edecek, edilecek bir durum yok.
insanın hayat felsefesi şimdi ve sonra mutlu olma çabasıdır, eylemleri çıkarıları doğrultusunda olsa da başkasının aksi düşüncesine sebep olacağını bildiği için, başkasının zaaf-zayıf yanını bencil duygu ve egolarına kurban edebilir.
bu aynı zamanda kimseyi kaybetmek istemediği ve birilerinin kendilerine zıt eylemin farkına varıp küçük düşürmemesi. aşağılamaması adına saklar ve buna sır der.
netice sonucu eğer hata yapmışsa. veya planladığı biçimde sona ermemişse kullandığı iyi niyetlerin tahrip ihtimaline karşı kendinde gizler-susar gerçeği açıklama gereği korku ve endişeye sebep olur.
bu duyguyu olay ve kişiler ile alakası olmayan. kişilerin susacağı veya hak vereceği biçimde tek taraflı anlatarak gururunu okşatır bir sonraki şahsi çıkar eylemi için farklı bir senaryo kurmasına zemin hazırlamaktan başka amacı yoktu.
itiraf iki tanımlıdır.
1 özgüvensiz olmak
2 hatanın açtığı tahribatın suçluluğunu istemsizce kabul edip anlatamamak.
itiraf diye bir şey yoktur (korku) vardır.
devamını gör...
geceye bir söz bırak
"her acı büyütür içindeki çiçeği
dönersin kendine budur aşkın gerçeği
inan inan ki çok üzülürsün kendinsin geç kaldığın
unutma çıkar bir yerden tadı sevdanın
beee beee ğimmmmmmmm
üzülürsün kendinsin geç kaldığı. "
yıldız abla'mızdan şarkı murat abimiz de güzel söylemiş.
dönersin kendine budur aşkın gerçeği
inan inan ki çok üzülürsün kendinsin geç kaldığın
unutma çıkar bir yerden tadı sevdanın
beee beee ğimmmmmmmm
üzülürsün kendinsin geç kaldığı. "
yıldız abla'mızdan şarkı murat abimiz de güzel söylemiş.
devamını gör...
tek çocuk olmak
anne ve babanın zamansız ölümü sonucu dımdızlak ortada kalmaktır.
devamını gör...
mutlu eden bildirimler
"siparişiniz gün içerisinde teslim edilmek üzere şubemize ulaşmıştır."
devamını gör...
kadın yazarların daha fazla oylanması ve takipçilerinin daha fazla olması
çünkü cinselliğin afrikasıdır bu topraklar.
devamını gör...
7 nisan 2021 futbolcuların öncelikli aşı listesine alınması
aklımı kaçıracağım. 18-35 yaş grubundaki futbolcular bugün itibariyle öncelikli aşı listesine alınmışlar.
türk çocuklarının eğitim ihtiyacı uzaktan giderilmeye çalışırken kendisinden başka kimseye faydası olmayan futbolcuların öncelikli aşılanması beni en hafif tabirle incitti.
bu ülkeye eğitim ne lazım, futbol bizi dünyanın en ileri ülkeleri arasına sokar heralde. bu kararın altına imza atan kimseye hakkımı helal etmiyorum.
1 yıldan fazladır evde küflenen tüm çocukların ahı hepsinin boynundadır.
link isteyenler için buradan
türk çocuklarının eğitim ihtiyacı uzaktan giderilmeye çalışırken kendisinden başka kimseye faydası olmayan futbolcuların öncelikli aşılanması beni en hafif tabirle incitti.
bu ülkeye eğitim ne lazım, futbol bizi dünyanın en ileri ülkeleri arasına sokar heralde. bu kararın altına imza atan kimseye hakkımı helal etmiyorum.
1 yıldan fazladır evde küflenen tüm çocukların ahı hepsinin boynundadır.
link isteyenler için buradan
devamını gör...
pazar günü erken uyanıp pazartesi yastıktan ayrılamamak
#83452 şu tanımımda az da olsa bahsettiğim durum.
bilimsel olarak sebebi bilincimizin sorumluluklara karşı gösterdiği dirençtir. halk arasında garfield'a döndüm de derler. *
bilimsel olarak sebebi bilincimizin sorumluluklara karşı gösterdiği dirençtir. halk arasında garfield'a döndüm de derler. *
devamını gör...
tanrı daima tebdil-i kıyafet gezer
fransız yazar laurent gounelle tarafından kaleme alınan psikolojik kurgu romanıdır.
kitap baş karakter alan'ın etrafında dönüyor. hayatı boyunca küçük ya da büyük sürekli başka insanlar için fedakarlık yapan alan'ın hayatından zevk almaması nedeniyle intihara teşebbüs etmesiyle başlıyor kitap. tam intihar edecekken yanında beliren adam ona bir teklifte bulunuyor. kabul ederse eğer onun dediği her şeyi yaptığı takdirde hayatını düzelteceğini, yapmazsa da hayatına son vereceğini söylüyor. son anda ölmekten korkan alan bu teklifi kabul ediyor. alan'ın bu adamın verdiği görevleri yaparkenki maceralarını ve kendini geliştirmesini okuyoruz kitapta.
tamamen insan ilişkileri, manipülasyon ve özgüven duygularına odaklanmış bir kitap. okursanız size çok şey katacağını düşünüyorum. mutlaka bir şans verin.
kitap baş karakter alan'ın etrafında dönüyor. hayatı boyunca küçük ya da büyük sürekli başka insanlar için fedakarlık yapan alan'ın hayatından zevk almaması nedeniyle intihara teşebbüs etmesiyle başlıyor kitap. tam intihar edecekken yanında beliren adam ona bir teklifte bulunuyor. kabul ederse eğer onun dediği her şeyi yaptığı takdirde hayatını düzelteceğini, yapmazsa da hayatına son vereceğini söylüyor. son anda ölmekten korkan alan bu teklifi kabul ediyor. alan'ın bu adamın verdiği görevleri yaparkenki maceralarını ve kendini geliştirmesini okuyoruz kitapta.
tamamen insan ilişkileri, manipülasyon ve özgüven duygularına odaklanmış bir kitap. okursanız size çok şey katacağını düşünüyorum. mutlaka bir şans verin.
devamını gör...
master of puppets
hem albümü hem de şarkısı efsanedir. şarkıdan bahsedeceğim. yukarıda rock tribe isimli yazarında belirttiği gibi metal müziğin istiklal marşıdır.
aslında şarkının adının birebir çevirisi kuklaların "efendisi" dir. burada master = efendi = uyuşturucu, puppets = kuklalar = uyuşturucu kullananlar demek.
şarkı uyuşturuculara bir gönderme yapar. şarkı sözleri boyunca "efendi" sizi ve hayatınızı kontrol eder.
the master of puppets is pulling your strings, twisting your mind and smashing your dreams derken "kuklaların efendisi iplerinizi çekiyor, zihninizi büküyor ve hayallerinizi paramparça ediyor" demek istiyor. kamu spotu : siz siz olun uyuşturucudan uzak durun.
bu şarkı , metallica'nın konserlerinde mutlaka çalınır. en zevkli yeri ise seyircinin master, master diye bağırdığı bölüm ve 03:50 den sonra oooooo yapılan bölümlerdir. şarkının orjinalinde sonunda olan kahkaha da imza niteliğindedir.
acaba bunların konserine bir daha gitmek nasip olacak mı bize?
aslında şarkının adının birebir çevirisi kuklaların "efendisi" dir. burada master = efendi = uyuşturucu, puppets = kuklalar = uyuşturucu kullananlar demek.
şarkı uyuşturuculara bir gönderme yapar. şarkı sözleri boyunca "efendi" sizi ve hayatınızı kontrol eder.
the master of puppets is pulling your strings, twisting your mind and smashing your dreams derken "kuklaların efendisi iplerinizi çekiyor, zihninizi büküyor ve hayallerinizi paramparça ediyor" demek istiyor. kamu spotu : siz siz olun uyuşturucudan uzak durun.
bu şarkı , metallica'nın konserlerinde mutlaka çalınır. en zevkli yeri ise seyircinin master, master diye bağırdığı bölüm ve 03:50 den sonra oooooo yapılan bölümlerdir. şarkının orjinalinde sonunda olan kahkaha da imza niteliğindedir.
acaba bunların konserine bir daha gitmek nasip olacak mı bize?
devamını gör...
gümüşhane belediyesi'nin izmir sel baskını ile ilgili attığı tweet
200 bin nüfusa dahi sahip olamayan belediyenin artığı pardon attığı rezil tweet.

tepkiler çoğalınca kaldırmışlar. kim yönetiyor hesabı stajyer mi? bu ne rezilliktir bu ne terbiyesizliktir yahu? biz dün yaşanan felaketten 2 tane can kaybettik can! belki daha da vardır henüz her yer tahliye olmuş değil. can kaybımız var. mal kaybımız var. sadece bir ilçe toplanıp size tükürsek boğulursunuz tabii ki alt yapınız yeterli olur.
kardeşim yağmur ile nüfusun ne ilgisi var diyenler için ön edit: alt yapı sadece yağmur suyu için değil gider suları için de vardır. ve yağan ufak bir yağmur değildi. normal şartlarda yapı kesinlikle yeterli. uzmanların da açıkladığı üzere. şubat ayı boyunca yağması beklenen yağmur 8 saat içinde yağdı.
tekrar ediyorum çok rezilsiniz...

tepkiler çoğalınca kaldırmışlar. kim yönetiyor hesabı stajyer mi? bu ne rezilliktir bu ne terbiyesizliktir yahu? biz dün yaşanan felaketten 2 tane can kaybettik can! belki daha da vardır henüz her yer tahliye olmuş değil. can kaybımız var. mal kaybımız var. sadece bir ilçe toplanıp size tükürsek boğulursunuz tabii ki alt yapınız yeterli olur.
kardeşim yağmur ile nüfusun ne ilgisi var diyenler için ön edit: alt yapı sadece yağmur suyu için değil gider suları için de vardır. ve yağan ufak bir yağmur değildi. normal şartlarda yapı kesinlikle yeterli. uzmanların da açıkladığı üzere. şubat ayı boyunca yağması beklenen yağmur 8 saat içinde yağdı.
tekrar ediyorum çok rezilsiniz...
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının uzmanlık alanları
kendimden utanmama sebep olan başlıktır.
üç dakikadır falan düşünüyorum ama bir türlü uzmanlık alanımı bulamadım.
neyse kendime yazıklar olsun deyip milletin uzmanlık alanlarını okuyacağım.
üç dakikadır falan düşünüyorum ama bir türlü uzmanlık alanımı bulamadım.
neyse kendime yazıklar olsun deyip milletin uzmanlık alanlarını okuyacağım.
devamını gör...
kıskançlık
dünyanın en garip hissedişlerinden biri olan kıskançlığa kapılan insan kıskandığı şeyin, kişinin yanındayken ya da kıskandığı şeyden, kişiden bahsedilince; nefes almakta güçlük çeker, yutkunuşları onu ele verecek diye ödü kopar, yüzündeki memnuniyetsizlik belli olmasın diye gülmeye çalışır, kıskandığı şeye, kişiye övgüler dizer, ihanete uğramış hisseder çünkü ilgiyi en çok o ve onun sahip oldukları görmeliydi ve aptal insanlar bunun farkına varamayacak kadar acizlerdi. kıskanç ya ona hak ettiğini vermeyen insanlara kendisine çektirdikleri acının bedelini ödetecek, intikamını alacaktı, ortalığı ateşe verecekti, onları acımasızca boğazlayacaktı ya da artık orada işinin bittiğini düşünüp başka diyarlara göçecekti.
devamını gör...
şalom aleyke
edit: bari wikipedia'ya bak
shalom (hebrew: שָׁלוֹם shalom; also spelled as sholom, sholem, sholoim, shulem) is a hebrew word meaning peace, harmony, wholeness, completeness, prosperity, welfare and tranquility and can be used idiomatically to mean both hello and goodbye.
edit2: konuyu açan kişi (bkz: kalender)'nin çaldığı sahte kaynak video'ya kadar birebir aynı. açıkcası eğitim şart, git bi kelimenin anlamı ne demek onu araştır.
esselamu aleyküm (barış üzerinize olsun) anlamına gelir...
selam = barış
aleyküm = üzerinize
(bkz: eğitim şart)
shalom (hebrew: שָׁלוֹם shalom; also spelled as sholom, sholem, sholoim, shulem) is a hebrew word meaning peace, harmony, wholeness, completeness, prosperity, welfare and tranquility and can be used idiomatically to mean both hello and goodbye.
edit2: konuyu açan kişi (bkz: kalender)'nin çaldığı sahte kaynak video'ya kadar birebir aynı. açıkcası eğitim şart, git bi kelimenin anlamı ne demek onu araştır.
esselamu aleyküm (barış üzerinize olsun) anlamına gelir...
selam = barış
aleyküm = üzerinize
(bkz: eğitim şart)
devamını gör...
ray charles
1930 doğumlu amerikalı efsane piyanist. kendisi 7 yaşında glokom'dan dolayı görme yetisini kaybetmiştir.
devamını gör...
sarhoş uyumak
bu gece için düşündüğüm durum.
ara ara gerekiyor.
ee ben de hakettim sanırım.
çokça keyifli geceler.
ara ara gerekiyor.
ee ben de hakettim sanırım.
çokça keyifli geceler.
devamını gör...
penelope
odysseia'nın en bahtsız kadın karakteri.
adeta bütün kadınların kaderini yaşadı; beklemek, yol gözlemek, erkek baskısı, kadınlara biçilen rollerin altında ezilmek, örfümüz böyle diye dayatılan şeyler. homeros penelope'yi böyle yazdı işte. hüzünlü, sabırlı bir kadın olarak gördük hep penelope'yi. tam 20 yıl bekledi odyyseus'u. hem antik çağ sanatında hem de rönesans resim sanatında penelope'yi ya kayınpederinin kefenini dokurken aklı kocası ve oğlunda bir şekilde düşünceli gördük. ya da odysseus döndüğünde onun karşısında yine hüzünlü bir yüz ifadesiyle gördük. penelope'nin kaderi erkek sanatçıların elinden böyle çizildi.
ama kuzeni helen'i böyle yansıtmadılar bize. helen güzeldi ve uğruna savaş çıkabiliyordu. penelope'yi helen ile karşılaştırdılar hep, o güzel sen ise değilsin bu yüzden bir kadın olarak değer görmen için bazı erdemlere ihtiyacın var dediler. romalı ozan publius ovidius naso’nun, heroides (kadın kahramanların mektupları) adlı eserinde penelopeia, helen'i kıskanan bir kadın olarak gördük. erkek yazarların kadınlar hakkında söyleyecekleri hiç bitmez. hep bu hakkı kendilerinde gördüler zaten. bakınız kendisinin penelope'nin ağzından yazdığı mektuptan bir alıntı;
bu satırlar sana penelope’nden, uyuşuk ulysses,
üzülmem bana cevap vermezsen: sen kendin gel!
yunan kızların gıpta ettiği troya yıkıldı gitti,
priamus’un ve koca troya’nın meğer ne azmış kıymeti.
ah keşke, donanmasıyla yol alırken sparta’ya
o ahlaksız gömülseydi denizin azgın sularına!
üşüyerek yatmazdım ben de terk edilmiş yatağımda,
günler geçmiyor diye yakınmazdım ardında,
uzun geceler geçip gitsin diye,
yormazdım boş ellerimi dokuma tezgâhı başında.
ne zaman korkmadım ben gerçektekinden büyük tehlikelerden?
aşktır işte bu, korku ve kaygıyla dolu.
kurardım zihnimde vahşi troyalıların sana saldırdıklarını,
sararıp solardım ne zaman duysam hector’un adını.
biri söz etse düşmanların yendiği antilochus’tan,
yeni bir sebep olurdu antilochus korkularıma.
ya da başkasının silahlarını kuşanmışken vurulan menoetius oğlundan,
ağlardım hilelerin bir işe yaramamasına.
biri söz etse troyalının mızrağını kana bulayan tlepolemus’tan,
kaygılanırdım tlepolemus’un ölümüyle bir kez daha.
aslında vuruldukça biri yunan ordularından
seveninin yüreği daha da soğuk oldu buzdan.
neyse ki adaletli tanrı bu masum âşıktan yana,
troya kül oldu zarar gelmeden sana.
bir de kadın kadının kurdudur söylemini hep yakıştırdılar kadınlara. sadece penelope'nin helen'den nefret ettiğini söylemediler. sarayda çalışan kadınların penelope'ye gelen taliplerle düşüp kalktıklarını, sürekli dedikodu yaptıklarını söyledi homeros. nitekim odysseus döndüğünde ilk iş olarak sarayda çalışan bu kadınları öldürdü.
sonra bir gün bir kadın yazar çıkageldi. margaret atwood, artık penelope'nin hikayesini bir kadının yazması gerektiğini düşündü ve the penelopiad'ı yazdı. sadece penelope'nin hikayesini değil. sarayda çalışan her önüne gelenle düşüp kalktıkları söylenen o kadınların da hikayesini yazdı. kimse onları önemsememişti. hem de bu hikayeyi homeros'un yaptığı gibi destan formunda yazdı. ancak adeta homeros'a meydan okur gibi, erkek ağzından yazılan kadın hikayelerine inat yazdı. homeros kadınları böyle yazarken erkekleri hep birbirlerine destek olan zorluklara göğüs geren dostlar olarak gösterdi bize. odysseus'un maceralarında bunu görebiliyoruz. yüzyıllardır bilinçli bilinçsiz şekilde toplumların belleğine kadınları bekleyen, boyun eğen formda erkekleri ise maceradan maceraya koşan formda gösterdiniz, dayattınız. belki bunu değiştirmek çok zaman alacak ama en azından bunun böyle olmadığını anlatmaya çalışanlar da olacaktır.
kadın kadının kurdu değil kadın kadının yurdudur.
adeta bütün kadınların kaderini yaşadı; beklemek, yol gözlemek, erkek baskısı, kadınlara biçilen rollerin altında ezilmek, örfümüz böyle diye dayatılan şeyler. homeros penelope'yi böyle yazdı işte. hüzünlü, sabırlı bir kadın olarak gördük hep penelope'yi. tam 20 yıl bekledi odyyseus'u. hem antik çağ sanatında hem de rönesans resim sanatında penelope'yi ya kayınpederinin kefenini dokurken aklı kocası ve oğlunda bir şekilde düşünceli gördük. ya da odysseus döndüğünde onun karşısında yine hüzünlü bir yüz ifadesiyle gördük. penelope'nin kaderi erkek sanatçıların elinden böyle çizildi.
ama kuzeni helen'i böyle yansıtmadılar bize. helen güzeldi ve uğruna savaş çıkabiliyordu. penelope'yi helen ile karşılaştırdılar hep, o güzel sen ise değilsin bu yüzden bir kadın olarak değer görmen için bazı erdemlere ihtiyacın var dediler. romalı ozan publius ovidius naso’nun, heroides (kadın kahramanların mektupları) adlı eserinde penelopeia, helen'i kıskanan bir kadın olarak gördük. erkek yazarların kadınlar hakkında söyleyecekleri hiç bitmez. hep bu hakkı kendilerinde gördüler zaten. bakınız kendisinin penelope'nin ağzından yazdığı mektuptan bir alıntı;
bu satırlar sana penelope’nden, uyuşuk ulysses,
üzülmem bana cevap vermezsen: sen kendin gel!
yunan kızların gıpta ettiği troya yıkıldı gitti,
priamus’un ve koca troya’nın meğer ne azmış kıymeti.
ah keşke, donanmasıyla yol alırken sparta’ya
o ahlaksız gömülseydi denizin azgın sularına!
üşüyerek yatmazdım ben de terk edilmiş yatağımda,
günler geçmiyor diye yakınmazdım ardında,
uzun geceler geçip gitsin diye,
yormazdım boş ellerimi dokuma tezgâhı başında.
ne zaman korkmadım ben gerçektekinden büyük tehlikelerden?
aşktır işte bu, korku ve kaygıyla dolu.
kurardım zihnimde vahşi troyalıların sana saldırdıklarını,
sararıp solardım ne zaman duysam hector’un adını.
biri söz etse düşmanların yendiği antilochus’tan,
yeni bir sebep olurdu antilochus korkularıma.
ya da başkasının silahlarını kuşanmışken vurulan menoetius oğlundan,
ağlardım hilelerin bir işe yaramamasına.
biri söz etse troyalının mızrağını kana bulayan tlepolemus’tan,
kaygılanırdım tlepolemus’un ölümüyle bir kez daha.
aslında vuruldukça biri yunan ordularından
seveninin yüreği daha da soğuk oldu buzdan.
neyse ki adaletli tanrı bu masum âşıktan yana,
troya kül oldu zarar gelmeden sana.
bir de kadın kadının kurdudur söylemini hep yakıştırdılar kadınlara. sadece penelope'nin helen'den nefret ettiğini söylemediler. sarayda çalışan kadınların penelope'ye gelen taliplerle düşüp kalktıklarını, sürekli dedikodu yaptıklarını söyledi homeros. nitekim odysseus döndüğünde ilk iş olarak sarayda çalışan bu kadınları öldürdü.
sonra bir gün bir kadın yazar çıkageldi. margaret atwood, artık penelope'nin hikayesini bir kadının yazması gerektiğini düşündü ve the penelopiad'ı yazdı. sadece penelope'nin hikayesini değil. sarayda çalışan her önüne gelenle düşüp kalktıkları söylenen o kadınların da hikayesini yazdı. kimse onları önemsememişti. hem de bu hikayeyi homeros'un yaptığı gibi destan formunda yazdı. ancak adeta homeros'a meydan okur gibi, erkek ağzından yazılan kadın hikayelerine inat yazdı. homeros kadınları böyle yazarken erkekleri hep birbirlerine destek olan zorluklara göğüs geren dostlar olarak gösterdi bize. odysseus'un maceralarında bunu görebiliyoruz. yüzyıllardır bilinçli bilinçsiz şekilde toplumların belleğine kadınları bekleyen, boyun eğen formda erkekleri ise maceradan maceraya koşan formda gösterdiniz, dayattınız. belki bunu değiştirmek çok zaman alacak ama en azından bunun böyle olmadığını anlatmaya çalışanlar da olacaktır.
kadın kadının kurdu değil kadın kadının yurdudur.
devamını gör...

