kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

şu varoş ağzınızı bi düzeltin önce. sonra belki sizi muhatap alırız.
devamını gör...

en sevdiklerimden...*
"yaz dostum,
güzel sevmeyene adam denir mi?"

devamını gör...

karlos gibi seven birini isteyen yarenler için gelsin
yanarım
devamını gör...

tanımları keyifle okuduğum başlık :d arkadaşlar o şanslı kişi neden benim acaba? ayrıca o kadar gözlem yaptınız takip etseydiniz barii.

edit: benjamin bey diye mesaj geldi daha yeni, keklerim bak sizi ona göre.
devamını gör...

çapulcular, tom riddle'ın voldemort olma yolculuğu, hogwartsın kuruluşu gibi konuları ele alırlarsa çok güzel işler olabileceğini düşünüyorum. ama filmlerin devamı ya da aynısı olarak devam ederlerse olmaz bence, mahvolur. 8. kitap sayılan şeyden de gördük bunu.
devamını gör...

sadece halk kütüphanelerinde değil, dermesi 100.000 ciltten daha düşük sayıda basılı kitaptan oluşan kurum (özel araştırma kütüphanesi, okul kütüphanesi, çocuk kütüphanesi vb.) kütüphanelerinde kullanılması ideal olan sınıflama sistemidir. daha büyük koleksiyonlar için ise yaygın olarak lc sınıflama sistemi kullanılır.
türkçe'ye 4. cilt halinde 20. basımı çevrilmiş, dolayısıyla sonrasında yayımlanan 3 basımın güncel konularından türk kütüphanecileri mahrum kalmıştır. milli kütüphane'nin bin yıldır devam eden bir çeviri çalışması olduğu rivayet ediliyor. ama ben taa üniversitedeydim bunlar konuşulurken. hala çıkacak... yahu internetten satış kavramının bile direkt bir yer numarası karşılığı yok 20. basımda varın siz düşünün gerisini... 1990 yılında yayımlanmış bir baskıdan söz ediyoruz. bilim, teknoloji dünyasında neler neler yaşandı bilgi çağı dediğimiz bu 30 yılda.
dewey'de yer numaralarını özelleştirmek için tablolar kullanılıyor. akademik eğitim esnasında* uygulama örneği pek az yapıldığı için mesleğe yeni başlayan kütüphaneciler sudan çıkmış balığa dönüyor. dewey tabloları çok karışıktır. merak eden, desteğe ihtiyacı olana naçizane yardım önerim bakidir. baya kafa patlattık mesleğin ilk yıllarında.
devamını gör...

dünyada yaşam nasıldır?
üst sınıf yaşar, orta sınıf şikayet eder, alt sınıf ise şükreder.
dünyada inanç nasıldır?
üst sınıf paraya, orta sınıf lidere, alt sınıf ise tanrıya tapar.
devamını gör...


şimdi kılıksızım, fakat
borçlarımı ödedikten sonra
ihtimal bir kat da yeni esvabım olacak
ve ihtimal sen
yine beni sevmeyeceksin.
bununla beraber pazar akşamları
sizin mahalleden geçerken,
süslenmiş olarak,
zannediyor musun ki ben de sana
şimdiki kadar kıymet vereceğim?
devamını gör...

biraz geçmişe yolculuk edelim!
elvis’in en sevdiğim şarkısı

“ı can’t help falling in love”

kralagider
devamını gör...

tek deli benim sanıyordum. herkes konuşuyormuş, ne güzel!.. merhaba. adım meja. sokakta hayvan görünce dayanamayıp sohbet ediyorum. hadi sarılalım.

bazen bobo ağzıyla "nabıyon, iyi misin, nabıyon? gav gav gav!" diyorum. bazen o anın getirdiği kedi öpme hevesiyle "senin avzını yerim!" diye tehdit ediyorum. duruma göre değişiyor işte...

tanım sona kaldı; bence son derece normal olan şahıs.
devamını gör...

bendim galiba o melek, sonradan bıraktım o işi insanlar sapık gibi algıladılar. amacım değerlendirme yapıp hakkını vermekti. yanlış anlaşılmak istemedim.
devamını gör...

#bilgi
tavsiyem her sanatçının kendi bakım yöntemi vardır, yaptırdığınız sanatçıya bizzat sormanız daha iyi olur.ama temel bakım günde 3-4 defa bephantol baby kullanılır, ince bir katman şeklinde üstünde beyazlık kalmayacak şekilde sürülür, duşa girerken kalıp şeklinde saf vazelin sürmelisiniz ve duşta o bölgeyi keselememelisiniz. duştan çıktıktan sonra vazelini yumuşak bir peçete ile temizleyin ve bephantol kullanmaya devam edin. yaklaşık 15 günlük bir bakımı vardır bu süre içinde kaşıyıp kabukları yolmayın. 15 gün sonra ise dövme sanatçınız ile tekrar iletişime geçip rötüş seansını yapın.
devamını gör...

bugün annneanme laf arasında "ah bir anlasalar şu içimdeki derdi." dedim. anlamadı tabii ki, uyumaya devam etti. öyle ağlak bir sesle de söylemedim bu cümleyi. sanki "çok susadım bir bardak su alayım." cümlesindeki gibi basitçe laf arasında söyleyiverdim.
normalde söylemem böyle şeyleri aslında. birden ağzımdan dökülüverdi işte.
anlayacak, dinleyecek bir allahın kulu yok yanımda.
yalnızım ben. yalnızlığı eşsiz olmakla karıştırıyoruz ama yanılıyoruz. yalnızlık insanın dinleyen ve anlayan kimsesi olmaması halidir.
tek başıma kalmakla ilgili bir zorum yok hatta severim de. tek başıma gezerim, film izlerim, yemek yaparım, oyalanacak illaki bir şey bulurum. yıllarımı böyle geçirdim ben. böyle geçirmekten de gocunmam ama gün içerisinde bir saat bile olsa güzel bir sohbet edemedikten sonra bu yalınlık hali insana öyle bir koymaya başlıyor ki.
ilk üzüyor sonra insanın kendine şaşıracağı eylemler yaptırtıyor. yanlış ellere sarılıyorsunuz mesela. yanlış olduğunu bile bile ısrarla tutunmaya, sizi istemeyen insaların hayatlarında kendinize yer açmaya çalışıyorsunuz. sizi sevmeleri için bin türlü takla atıyorsunuz. o yalnızlıktan o muhabbetsizlikten o kadar bıkıyorsunuz ki kendi gururunuzu bile göremez hale geliyorsunuz.
dün beni çoktan silen bir insana sıkı sıkı uzunca bir süre sarıldım. bir insan kırk dakika boyunca arada küçük boşluklarla birine sarılabilir mi? sarılabilirmiş.
sarıldığım onun eti kemiği değil içimdeki boşluklar.
ışıksızlığıma, sessiz odaların verdiği bıkkınlığa duyulan nefretimi "sevgi" başlığı altında mantığımın hiç onaylamadığı biriyle örtmeye çalışmak.
derdim tam olarak bu.
devamını gör...

sevgisiz, sevgiyi bir çıkar ilişkisiyle örtüştürmüş insanlardan uzaklaşmak gerekir.
devamını gör...

okuması hem çok zor hem de çok maliyetli olan bölümdür. mesleğe başladıktan sonra da dişlerini fırçalamayan ve dahası, muayene olmadan hemen önce sigara içip de karşınıza çıkan hastalardan dolayı kafayı kırmanıza neden olacak bölümdür.
devamını gör...

sözlük esra erol olmuş haberimiz yok, diyoruz ki niye akmıyor sözlük, kimin nereye aktığı belli...
devamını gör...

"türkler"in (yani belirli bir ırkın/etnisitenin) yekpare bir şekilde belirli bir siyasi, davranışsal, etik, dünya görüşü olduğunu söylemekte, ne biliyim, biraz ırkçılık gibi. türkler ırkçılık yapmaz, türkler soykırım yapmaz gibi söylemler ne anlama geliyor? neden "türkler" bunları yapamıyor? genetiklerinde onları bu eymeleri yapan ırklardan, gruplardan, toplumlardan ayıran bir özellik mi var?
devamını gör...

büyümek güzel bir şey sanıyordum değilmiş.*
devamını gör...

hijyenik pedi geçtim, iç çamaşırı almak için bile utanan kızlar var. bir erkek ihtiyacı için zorlanmadan prezervatif alabiliyor ama bir kız ihtiyacı için utanmadan iç çamaşırı dahi alamıyor. peki, neyiz biz? gelişmekte olan bir ülke mi? güldürmeyin.

üstelik hiç utanmam, diyen kızlar bile kasaya giderken saklama ihtiyacı hissediyorlar. çok üzülüyorum öyle olduklarını görünce. okulda bile bazı arkadaşlarıma ben alırdım, sen utanmıyorsun, derlerdi. beni yollarlardı. hak mı bu kızlara bu tavır? *
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim