jurnal
*ispiyoncu
*günlük
*başka dillerde günlük, gazete
*abdülhamit in saray ici ve dışındaki olaylardan haberdar olmak için kullandığı kimselere verilen ad.
*cemil meriç kitabı
bence yakın anlamı muhbir.
*günlük
*başka dillerde günlük, gazete
*abdülhamit in saray ici ve dışındaki olaylardan haberdar olmak için kullandığı kimselere verilen ad.
*cemil meriç kitabı
bence yakın anlamı muhbir.
devamını gör...
geceye bir arabesk şarkı bırak
orhan gencebay-bir teselli ver
devamını gör...
ilginç tatlı isimleri
(bkz: cennet çamuru) kilis mamulü kadayıf tatlısı. cennet bir nebze abartı olur ama çamur ne alaka dedirten mükemmel tatlı.
devamını gör...
kitap önerileri
georges perec - uyuyan adam
soren kierkegaard - baştan çıkarıcının günlüğü
jack kerouac - zen kaçıkları
william burroughs - naked lunch
j.d salinger - franny ve zooey
alejandro jodorowsky - psychomagic
john fante - toza sor
paul auster - sunset park
luis bunuel - son nefesim
pier paolo pasolini - teorama
soren kierkegaard - baştan çıkarıcının günlüğü
jack kerouac - zen kaçıkları
william burroughs - naked lunch
j.d salinger - franny ve zooey
alejandro jodorowsky - psychomagic
john fante - toza sor
paul auster - sunset park
luis bunuel - son nefesim
pier paolo pasolini - teorama
devamını gör...
öykü
sizlere biraz öyküden ve öykünün kriterlerinden, ne olduğundan, ne olmadığından bahsetmek istiyorum. (bilgi birikimim dahilinde)
öykü: gerçek veya tasarlanmış olayları anlatan bir düzyazı türüdür.
hikaye ile karıştırılmamalıdır. altını çizerek söylüyorum: hikaye, bir olayın sözlü veya yazılı olarak anlatılmasıdır.
her şeyin bir hikayesi olabilir fakat her şeyin bir öyküsü yoktur. herhangi bir senaryo, film, roman, deneme, şiir vb. bir hikayeye sahiptir. yani çok daha genel, olayın anlatımıdır. öykü ise hikayeyi de içeren daha geniş bir edebi türdür.
ingilizcede böyle bir ayrım var mesela. her şeyin bir "story"si vardır ama her şeyin bir "short story"si yoktur... short story türkçedeki "öykü"nün izdüşümü elbette.
öykü kısadır. fakat bu kısalık mevzusu fazlasıyla kafa karıştırıcı olabilmekte.
" öykü< novella< roman" gibi bir ayrım var mesela. fakat bu ayrımı biraz daha inceleyince olayın aslında ne kadar anlamsızlaşabileceği gözüküyor. şöyle söyleyeyim:
öykü eksiltme sanatına göre giden bir edebi türdür ve eğer kesin bir ayrım yapacak olursak poe'nun belirttiği üzere ve stephen king'in de değindiği üzere, "etkide birlik" söz konusudur. (bkz: etkide birlik) (tek etki kuramı olarak da geçiyor literatürde.)
eğer romandan eksiltirseniz öykü, öyküden eksiltirseniz şiir ortaya çıkar. ama soralım: kime göre neye göre? değişir bu efendim. mesela flash fiction denen bir tür de var. hemingway'in ortaya attığı söylenen 6 kelimelik roman örneğin... roman. ama roman mı sizce bu? belki. sonuç olarak yazdığı yazı şu:
"for sale:
baby shoes. never worn."
o halde bir düşünelim. bu "roman" düşündükçe kendisini açıyor mu okuyucuya? hayallere sürüklüyor mu bizi? amatör bir "yazar" olan bana sorarsanız,-ki yazar demeye utandığım oluyor kendime- evet.
işler burada karışıyor. çünkü öykü denen düzyazı türüne de baktığımızda, bu da açılabilir. her şey açılabilir. çünkü söz konusu insan zihnidir. o yüzden bu uzunluk mevzusunu pek kurcalamamakta fayda var. 300 sayfalık bir öykü((gbkz: shawshank redemption)) de olur, 100 sayfalık bir roman da olur. 30 sayfalık bir şiir de, 6 kelimelik bir roman da. oluyor böyle şeyler. belli bir kalıba sokmaya çalışıyoruz. elbette bunun yanlış olduğu kanaatindeyim. önemli olan anlama odaklanmak.
kriterlerden de bahsetmiş oldum böylece. ilgilenenler için açıklayıcı olmuştur umarım.
öykü: gerçek veya tasarlanmış olayları anlatan bir düzyazı türüdür.
hikaye ile karıştırılmamalıdır. altını çizerek söylüyorum: hikaye, bir olayın sözlü veya yazılı olarak anlatılmasıdır.
her şeyin bir hikayesi olabilir fakat her şeyin bir öyküsü yoktur. herhangi bir senaryo, film, roman, deneme, şiir vb. bir hikayeye sahiptir. yani çok daha genel, olayın anlatımıdır. öykü ise hikayeyi de içeren daha geniş bir edebi türdür.
ingilizcede böyle bir ayrım var mesela. her şeyin bir "story"si vardır ama her şeyin bir "short story"si yoktur... short story türkçedeki "öykü"nün izdüşümü elbette.
öykü kısadır. fakat bu kısalık mevzusu fazlasıyla kafa karıştırıcı olabilmekte.
" öykü< novella< roman" gibi bir ayrım var mesela. fakat bu ayrımı biraz daha inceleyince olayın aslında ne kadar anlamsızlaşabileceği gözüküyor. şöyle söyleyeyim:
öykü eksiltme sanatına göre giden bir edebi türdür ve eğer kesin bir ayrım yapacak olursak poe'nun belirttiği üzere ve stephen king'in de değindiği üzere, "etkide birlik" söz konusudur. (bkz: etkide birlik) (tek etki kuramı olarak da geçiyor literatürde.)
eğer romandan eksiltirseniz öykü, öyküden eksiltirseniz şiir ortaya çıkar. ama soralım: kime göre neye göre? değişir bu efendim. mesela flash fiction denen bir tür de var. hemingway'in ortaya attığı söylenen 6 kelimelik roman örneğin... roman. ama roman mı sizce bu? belki. sonuç olarak yazdığı yazı şu:
"for sale:
baby shoes. never worn."
o halde bir düşünelim. bu "roman" düşündükçe kendisini açıyor mu okuyucuya? hayallere sürüklüyor mu bizi? amatör bir "yazar" olan bana sorarsanız,-ki yazar demeye utandığım oluyor kendime- evet.
işler burada karışıyor. çünkü öykü denen düzyazı türüne de baktığımızda, bu da açılabilir. her şey açılabilir. çünkü söz konusu insan zihnidir. o yüzden bu uzunluk mevzusunu pek kurcalamamakta fayda var. 300 sayfalık bir öykü((gbkz: shawshank redemption)) de olur, 100 sayfalık bir roman da olur. 30 sayfalık bir şiir de, 6 kelimelik bir roman da. oluyor böyle şeyler. belli bir kalıba sokmaya çalışıyoruz. elbette bunun yanlış olduğu kanaatindeyim. önemli olan anlama odaklanmak.
kriterlerden de bahsetmiş oldum böylece. ilgilenenler için açıklayıcı olmuştur umarım.
devamını gör...
kötü ruh
fransız polisiye-gerilim yazarı maxime chattam'ın 2002 yılında yazdığı, doğan kitap bünyesinde ali cevat akkoyunlu çevirisi ile kötü ruh ismiyle yayımlanmış roman.
romanın içeriğine baktığımız zaman klişelerin dibine kadar girdiği gözükmüş olsa da, gerek yazarın hayal gücü ve bunları yansıttığı kurgusu, gerek sevgili ali cevat akkoyunlu'nun sade çevirisi ile oldukça hoş bir biçimde okunabiliyor. dahası da, maxime'in oldukça toy olduğu zamanlar yazarlık konusunda, bunu başarabilmiş olmasına çok şaşırıyorum içten içe.
bu kitabı spoiler vermeden başka hangi kısımlarını anlatıp eleştirebilirim diye düşününce ortaya şunların çıktığını fark ediyorum. kitap klişe içinde boğuluyor üstte de söylediğim üzere evet, ama bu klişe kısımlarını bir şekilde unutturmayı başaran şeylerden bir diğer kısım da alışılmışın bir tık dışında işlenmiş cinayetler diyebilirim, zira elinde bıçakla dolaşıp insanları öldüren bir seri katilden ziyade, başka bir alemden gelmiş kötü bir ruhun insanları öldürüp duman olduğunu düşüneceğiniz kadar insanı tereddüt içerisinde bırakan birçok yeri mevcut.
dahası da, ben bu kitabın en son kısmından çok memnun kaldım. bu kısmı çuvallamadan nasıl anlatabilirim bilmiyorum ama bir gün elinize geçer de okur iseniz, en son kısım uzun bir süre aklınızdan çıkmayabilir.
romanın içeriğine baktığımız zaman klişelerin dibine kadar girdiği gözükmüş olsa da, gerek yazarın hayal gücü ve bunları yansıttığı kurgusu, gerek sevgili ali cevat akkoyunlu'nun sade çevirisi ile oldukça hoş bir biçimde okunabiliyor. dahası da, maxime'in oldukça toy olduğu zamanlar yazarlık konusunda, bunu başarabilmiş olmasına çok şaşırıyorum içten içe.
bu kitabı spoiler vermeden başka hangi kısımlarını anlatıp eleştirebilirim diye düşününce ortaya şunların çıktığını fark ediyorum. kitap klişe içinde boğuluyor üstte de söylediğim üzere evet, ama bu klişe kısımlarını bir şekilde unutturmayı başaran şeylerden bir diğer kısım da alışılmışın bir tık dışında işlenmiş cinayetler diyebilirim, zira elinde bıçakla dolaşıp insanları öldüren bir seri katilden ziyade, başka bir alemden gelmiş kötü bir ruhun insanları öldürüp duman olduğunu düşüneceğiniz kadar insanı tereddüt içerisinde bırakan birçok yeri mevcut.
dahası da, ben bu kitabın en son kısmından çok memnun kaldım. bu kısmı çuvallamadan nasıl anlatabilirim bilmiyorum ama bir gün elinize geçer de okur iseniz, en son kısım uzun bir süre aklınızdan çıkmayabilir.
devamını gör...
fakirlerin ufak şımarıklıkları
antep fıstığı ve kaju aldım bugün eser miktarda.benim şımarıklığım bu.
devamını gör...
nüfuz
saksı isimli yazar arkadaşımızın ukdesi.
sözlükte 'söz geçirme gücü, otorite' anlamına gelen sözcüktür.
aynı zamanda 'geçme, işleme, etki etme' anlamına da gelir.
sözlükte 'söz geçirme gücü, otorite' anlamına gelen sözcüktür.
aynı zamanda 'geçme, işleme, etki etme' anlamına da gelir.
devamını gör...
çocukken inanılmaz kıymetli olan şeyler
çamurdan yaptığımız çanak çömlekler, kurusun ve kırılmasın diye önünde nöbet tuttuğum çok olmuştur.
devamını gör...
sorunlu aile hayatı
tüm hayatını etkiler.. ve bununla da kalmaz ilerdeki çocuğunun falan da.. tabi kimse istemez elinden de bişey gelmez ama..
devamını gör...
bir içki olsaydın
margarita.. içinde ki lime ve portakal likörü.. kadehin dudakla olan her temasında gelen tuz.. tekila olmazsa olmazı elbette..
devamını gör...
hatıran yeter
ferdi tayfur, gülden karaböcek ve son olarak da zakkum'dan dinlemeye alışkın olduğumuz şarkı. şiir ahmet selçuk ilkan tarafından yazılmıştır.
atatürk'ün görüntülerinin yer aldığı klibi bana bu şarkının sözleriyle birleştiğinde hep daha anlamlı geldiği için onu paylaşmak istedim. *
şu da orijinal klip;
senden bir hatıra bana bu şarkı,
bir gün gitsen bile hatıran yeter,
unutmak mümkün mü böyle bir aşkı?
bir gün gitsen bile hatıran yeter.
bir yanda yaşanan o güzel günler,
bir yanda anılar bir yanda dünler,
seni yaşatacak neler var neler
bir gün gitsen bile hatıran yeter
bilinmez neleri getirir zaman,
bilinmez neleri bitirir zaman,
aşk bir hatıradır maziden kalan,
bir gün gitsen bile hatıran yeter.
atatürk'ün görüntülerinin yer aldığı klibi bana bu şarkının sözleriyle birleştiğinde hep daha anlamlı geldiği için onu paylaşmak istedim. *
şu da orijinal klip;
senden bir hatıra bana bu şarkı,
bir gün gitsen bile hatıran yeter,
unutmak mümkün mü böyle bir aşkı?
bir gün gitsen bile hatıran yeter.
bir yanda yaşanan o güzel günler,
bir yanda anılar bir yanda dünler,
seni yaşatacak neler var neler
bir gün gitsen bile hatıran yeter
bilinmez neleri getirir zaman,
bilinmez neleri bitirir zaman,
aşk bir hatıradır maziden kalan,
bir gün gitsen bile hatıran yeter.
devamını gör...
geceye bir şiir bırak
bir ömür ağrıma gitse de dünyadan oluşmuş harfler
yarım dalgın ve kusurlu geldim ben buraya
günde beş defa hiçbir şey yapmamaktansa
kalıp sana baktım
kalıp sana bakmak oldu dünya
seyyidhan kömürcü
yarım dalgın ve kusurlu geldim ben buraya
günde beş defa hiçbir şey yapmamaktansa
kalıp sana baktım
kalıp sana bakmak oldu dünya
seyyidhan kömürcü
devamını gör...
gökyüzü herkesindir
şiiri'de yazmadan olmaz.
“bir gün çok bunalırsan
denizin dibinde, yosunlara takılmış gibi soluksuz…
sakın unutma gökyüzüne bakmayı
gökyüzü senindir
gökyüzü herkesindir”
“bir gün çok bunalırsan
denizin dibinde, yosunlara takılmış gibi soluksuz…
sakın unutma gökyüzüne bakmayı
gökyüzü senindir
gökyüzü herkesindir”
devamını gör...
sarhoş uyumak
bu gece için düşündüğüm durum.
ara ara gerekiyor.
ee ben de hakettim sanırım.
çokça keyifli geceler.
ara ara gerekiyor.
ee ben de hakettim sanırım.
çokça keyifli geceler.
devamını gör...
21'inci yüzyılda istanbul'da gerçekleşecek büyük istanbul depremi
20 senedir beklenmesine rağmen inatla önlem alınmaması beni çileden çıkarmaktadır.
devamını gör...
sevgilinin ayrılalım diyememesi
alacağı bedduadan, duyacağı kötü sözden tırsan sevgili davranışı. ayrılmayı aklına koymuştur ama cesaret edemez. ilişkiyi bitirecek kelimeler boğazına takılmıştır. bir türlü dile getiremiyordur. lafı ağzında geveliyordur. kendince bahaneleri ; sen daha iyilerine layıksın, sana zaman ayıramıyorum, eski heyecanımız yok ...
bunları ifade etmek yerine kendinden soğutmayı dener. eskisi gibi telefonda yazmaz, aramaz, sosyal medyada göze sokacak ilişki için kusurlu hareketleri yapar. sizin bitirmenizi ister. korkaktır. seni istemiyorum diyemez.
bunları ifade etmek yerine kendinden soğutmayı dener. eskisi gibi telefonda yazmaz, aramaz, sosyal medyada göze sokacak ilişki için kusurlu hareketleri yapar. sizin bitirmenizi ister. korkaktır. seni istemiyorum diyemez.
devamını gör...


