sanat
sanat eserlerinden bağımsız bir sanat kavramı var mıdır sorusunu sormayı zorunlu kılan soru. yapılan her tanıma yönelik tanımın kapsamına uymayan bir sanat eseri örneği verebileceği için (sağolsun avangartlar) sanat nedir sorusunun "bir şey ne zaman sanat eseridir?" sorusundan itibaren şekillenen hayli analitik bir yanıtı var. (ben demiyorum, sanat teorisyenleri diyor)
"x bir sanat eseridir ancak ve ancak;
-malzemeye biçim vermek suretiyle x’i ortaya çıkartan bir fail (insan) varsa
-x, bir tavır ya da bakış açısı ortaya koyuyorsa
-x’te retorik (genellikle metaforik) eksiltmeler varsa
-bu eksiltme ve boşlukların doldurulması - yorumlanması konusunda izleyici katılımına gereksinim duyuyorsa
-x’i yorumlarken sanat tarihsel bağlama gereksinim duyuluyorsa." (noel carroll)
bu durumda tanıma uyan sanat yapıtı - sanatçı - izleyici üçgenin oluşturduğu organizasyona sanat denebilir.
"x bir sanat eseridir ancak ve ancak;
-malzemeye biçim vermek suretiyle x’i ortaya çıkartan bir fail (insan) varsa
-x, bir tavır ya da bakış açısı ortaya koyuyorsa
-x’te retorik (genellikle metaforik) eksiltmeler varsa
-bu eksiltme ve boşlukların doldurulması - yorumlanması konusunda izleyici katılımına gereksinim duyuyorsa
-x’i yorumlarken sanat tarihsel bağlama gereksinim duyuluyorsa." (noel carroll)
bu durumda tanıma uyan sanat yapıtı - sanatçı - izleyici üçgenin oluşturduğu organizasyona sanat denebilir.
devamını gör...
ukde bırakmak
mantığını tam anlayamadığım özelliktir, hiç kullanmak nasip olmadı.
devamını gör...
alternative math
bir david maddox kısa filmidir. filmin senaryosunu david maddox, malcolm morrison ile birlikte yazmıştır.

türkiyede en revaçta olan ve en kolay yapılan şeylerden biri öğretmenleri eleştirmektir. haklı yanları da yok değildir bu eleştirilerin. bence de çok sayıda yeteneksiz, yetersiz, mesleğini severek yapmayan, hiçbir şey olamadığı için öğretmen olan insan var. ama sanırım bu her meslek grubunda eşit oranda mevcut.
peki yukarıda anlattığım gibi olmayan öğretmenler ne yapıyor? neden idareci olduğu bilinmeyen, anlam verilemeyen idarecilerle uğraşıyorlar mesela. şöyle bir eleştiri aldığınızı düşünsenize bir okul müdüründen:
“ hocam öğrenciler sizi çok sevdikleri için ingilizce öğretmeni olmak istiyorlar, onları hukuka yönlendirin.”
ben böyle bir eleştiri aldım. komik miydi? evet. peki can yakar mı? hem de çok.
peki velilerle uğraşmak. bir veli bana “ hocam bizim çocuk ingilizceyi çözemiyor, acaba kelimeleri bölerek mi anlatsanız?” diye bir öneri getirmişti.
sen bir öğretmen olarak mesleğin onurunu kurtarmak için ne kadar çabalarsan çabala ya mesleğin içinden ya da dışından bir cahilin müdahalesi ile karşılaşıyorsun. gish gallop senin bilimsel yöntemlerini manasız kılıyor.
george orwell 1984 romanında “ özgürlük iki kere ikinin dört ettiğini söyleyebilmektir.” demişti. bu film onun ne kadar haklı olduğunu bir kez daha gösterecek bize.
insanların kişisel çıkarları, kendi bildikleri doğrular, birilerine yaranma çabası alternatif bir matematik bile yaratabilir. ama unutmayın tıpkı adalet gibi matematik de bir gün herkese lazım olur.
alternative math

türkiyede en revaçta olan ve en kolay yapılan şeylerden biri öğretmenleri eleştirmektir. haklı yanları da yok değildir bu eleştirilerin. bence de çok sayıda yeteneksiz, yetersiz, mesleğini severek yapmayan, hiçbir şey olamadığı için öğretmen olan insan var. ama sanırım bu her meslek grubunda eşit oranda mevcut.
peki yukarıda anlattığım gibi olmayan öğretmenler ne yapıyor? neden idareci olduğu bilinmeyen, anlam verilemeyen idarecilerle uğraşıyorlar mesela. şöyle bir eleştiri aldığınızı düşünsenize bir okul müdüründen:
“ hocam öğrenciler sizi çok sevdikleri için ingilizce öğretmeni olmak istiyorlar, onları hukuka yönlendirin.”
ben böyle bir eleştiri aldım. komik miydi? evet. peki can yakar mı? hem de çok.
peki velilerle uğraşmak. bir veli bana “ hocam bizim çocuk ingilizceyi çözemiyor, acaba kelimeleri bölerek mi anlatsanız?” diye bir öneri getirmişti.
sen bir öğretmen olarak mesleğin onurunu kurtarmak için ne kadar çabalarsan çabala ya mesleğin içinden ya da dışından bir cahilin müdahalesi ile karşılaşıyorsun. gish gallop senin bilimsel yöntemlerini manasız kılıyor.
george orwell 1984 romanında “ özgürlük iki kere ikinin dört ettiğini söyleyebilmektir.” demişti. bu film onun ne kadar haklı olduğunu bir kez daha gösterecek bize.
insanların kişisel çıkarları, kendi bildikleri doğrular, birilerine yaranma çabası alternatif bir matematik bile yaratabilir. ama unutmayın tıpkı adalet gibi matematik de bir gün herkese lazım olur.
alternative math
devamını gör...
günün sözü
“hepimiz zannettiğimizden daha dayanıklıyız.”
frida kahko
frida kahko
devamını gör...
sözlüğün en sevilen yazarı
devamını gör...
köpek korkusu olan yazarlara tavsiyeler
kıtmir cennete giden tek köpekmiş ve bir iddiaya göre kıtmirin selamı var denilince saldıracak olan ya da havlayan köpek sakinleşiyormuş.
(bkz: batıl inanç)
(bkz: batıl inanç)
devamını gör...
güçlü kadınların ortak özelliği
güçlü “insanlar”, farkındaysanız insanlar diyorum cinsiyet ayırt etmiyorum* kendi kendine yetebilirler, sinir seviyeleri oldukça yüksektir öyle her şeye alınıp gücenmezler, bir eleştiri yapıldığında sakin karşılayan insanlardır. zorlukları çok gördüklerinden artık kendi kendine yetebilen insanlardır kısaca.
devamını gör...
yüzme bilmediği halde denize giren insan
"boy ver" kavramını lügatımıza kazandıran kişidir.
devamını gör...
küfreden kadın
küfreden erkekle arasındaki fark erkeklerin çoğunluğuna göre itici olmasıdır. nasıl ki bir erkeğin efemine hareketleri kadınlarca itici bulunuyorsa kadınların da erkekçe hareketleri itici görülüyor.
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
konseptini çok sevdiğim, değerli radyomuzun değerli yayınlarından biridir. uzun mahlaslı yazarımız da pek bi hoştur. kendi de yayını da daim olsun.
ayrıca tempoyu yükselten ve pek bi sevdiğim şarkıyı isteyen sayın yazar beşiktaşlı_bektaşi'ye teşekkürler.
ayrıca tempoyu yükselten ve pek bi sevdiğim şarkıyı isteyen sayın yazar beşiktaşlı_bektaşi'ye teşekkürler.
devamını gör...
hayat nasıl yaşanmalı sorunsalı
hayat görüşümüze ve cesaretimize göre şekillendirdiğimiz bir eylem muhteviyatı.
şimdiye kadar yaşadıklarımızdan eğer memnun değilsek aynı olmamalı. eksikse tamamlanmalı. yoksa bir oluşum başlatmalı.
harekete geçilmeli.
şimdiye kadar yaşadıklarımızdan eğer memnun değilsek aynı olmamalı. eksikse tamamlanmalı. yoksa bir oluşum başlatmalı.
harekete geçilmeli.
devamını gör...
xavlegbmaofffassssitimiwoamndutroabcwapwaeiippohfffx
(bkz: okuyamadım abi durumum yoktu)
devamını gör...
yazarların en sevdiği sosyal bilim dalı
sosyoloji ve psikoloji ile iç içe olan bir bölüm okuduğumdan ikisini seçerim. sosyoloji daha eğlenceli geliyor ama yine de zor..
devamını gör...
flaman
ampulun göbeğine tutturulmuş olan, ortalama 60 cm. boyundaki tel sargıdır.
devamını gör...
çocuk sahibi olmak
kesinlikle hazır olduğunuzda yaşamanız gereken bir durum. duygusal boyutu bir kenara bir insanı hayata hazırlamak, ona güzel şartlar sunabilecek psikolojik hazır olma düzeyinde ve maddi yeterlilikte olabilmek gerekiyor. ve tabi sağlıklı bir ilişkinin sonucu olması da önemli. sağlıklı ebeveynler sağlıklı bir çocuğun ön koşulu.
devamını gör...
erkek yazarlardan kadın yazarlara sorular
#743217 her bir maddeden bir kitap cikacagini dusundugum sorulardir...
1-aslinda birden fazla duyunun ayni hassasiyette islevi kulaga hos gelse de fazla algi gucune neden olacaktir. dolayisiyla dunyayi algilama orani cok daha yogun ve karmasik olabilir, bu da bence iyi bir sey degil...
2- aklima ilk gelen sey, cok guzel bir yilki ati olarak dunyaya gelmek isteyecegim oldu...
3-once merak...bilime merakli bir toplum degiliz ne yazik ki, bunun da bir cok nedeni var. bilim aslinda hayatimizin ta kendisi, ozellikle fizik ve matematik. biz bu alanlari sadece formullerden ibaret biliyoruz ki yanlis bir algi... esasen gunluk rutinlerimizin icerisinde olup bizim farkedemedigimiz kanunlar. bizim bu gercekten bir haber olmamizin temel nedeni de bize bunu gosterememis ogretmenlerin elinden gecmemiz. (bunu ikinci neden olarak ilistirebilirim) ve isin bir de maddi olanak kismi var tabii ki, yeteri kadar fon saglanmadigi surece, bilimde gelisme saglanamaz...
4- su an okudugum kitapta sikca gecen iki olgu. var yada yok diyemem ki bu konu binlerce yildir sorulmakta ve henuz net bir cevabi bulunmamis. sanirim ben iki dusuncenin ortasindayim. var diyemem cunku akip giden zaman degil de gerceklesen degisimler de neden olabilir, bu da zaman kavramini ortaya cikarmistir diyebiliriz. ama madem durum boyleyse, yasadigimiz olaylar neyin nesidir? mesela benim suraya yazmam bir algi midir? (sorunun soruyu acmasi durumu)...her iki ihtimalin disinda emin oldugum bir gercek var ama, bu iki varsayim da kucuk kiyametin kapiya gelip dayandigi ana kadar gecerlidir, sonrasinda her sey sifirlanir...
5- delilik davranislarin mantiksal suzgecten gecirilmeden icten geldigi gibi yapilmasi durumudur bir tur sinirsel hastaliktir zaten...
6- felsefenin ve bilimin yolunun kesistigi sorulardandir "varlik-yokluk" meselesi. nihilist bir dusunce de degilim acikcasi. dusunuyorum o halde varim mantigi benim icin cok daha kabul goren bir dusunce tarzi. dusunuyorsam, zihnim algilayabiliyorsa, uretebiliyorsam, bunlarla beraber hislerim olusuyorsa bence alginin cok otesinde biz variz. yokluk kavrami ise varligin kabul gordugu noktada onaylanmis bir kavram. her seyin zittiyla var oldugu dusuncesiyle cikmis diyebiliriz. sicak varsa sogukta vardir, karanlik varsa isikta vardir gibi...
7-sadece icinde bulundugumuz toplum degilde evrensel acidan baktigimizda insanoglu olarak karamsar bir yapiya sahibiz. oznel bir takim sebeplerin disinda, icinde bulundugumuz toplumun sorunlari, kisisel ihtiyaclarin giderilmemesinden olusan doyumsuzluk (bunun icine yeterli beslenmeme de, sevgi yoksunlugu da girebilir), maddi kaygilar, gelecek endisesi vb. konularda neden olabilir. karamsarliktan kurtulamama nedeni olarak da, karsilasilan sorunlarin biraktigi olumsuz etki kaynakli olabilir diye dusunuyorum...
8- delilik ve dahilik kavramlarindaki sozde o ince cizgiyi kabul etmiyorum. birbirinden oldukca uzak kavramlar olarak goruyorum hatta. az once de belirttigim gibi delilik sinirsel bir rahatsizliktir. bu rahatsizlikta ic gudusel davranma soz konusu olabilir, cunku mantiksal bir dusunce yoktur, kisi icten geldigi gibi eylem gerceklestirilebilir. gecenin bir koru evinden cikip kilometrelerce uzaklasabilir mesela. dahilik ise ortalama zekanin cok uzerinde olmasindan mutevellit alisila gelmis dusunce bicimlerinden siyrilma durumudur. bu demek degildir ki ic guduleriyle davranirlar. hayir yaptiklari her eylemde mantiga dayalidir, dolayisiyla ikisinin arasindaki benzerlik, siyahla beyaz kadardir.
9-bu soruya katilmamakla birlikte oldukca da sacma buluyorum. sorudaki verilen sosyal mesaj sudur, kisi bilimin sundugu mantiksal aciklamalari ogrendigi takdirde, allah'in varliginin ne kadar gercek disi oldugunu kavrayacaktir. esasen bilim allah'in varligi yada yokluguyla ilgilenmez. bilim var oldugumuz gunden bu zamana nasil geldigimiz, dunyanin ve evrenin nasil olustugu, maddenin nasil var oldugu gibi konulari ele alir. dini yalanlamak yada ateizmi yaymak gibi bir dava ile var olmaz, ilerlemez. bilim yapabilmek icin allah'i inkar etmeyi, dindar olmak icin de bilimden uzaklasmaya luzum yoktur. bu sacma algoritma, insanoglunun urettigi en ahmakca dusuncedir. bence ne din bilimsellestirilmelidir ne de bilim dinsellestirilmelidir. yani insanin kafasini yormasi gereken asil mesele tarafini secmesi degil de,her iki meselenin cakistigi noktada takinilacak tavir nasil olmalidir once bunu dusunmelidir. acikcasi bu sorunun cevabini netlestirmek din- bilim ayristirmasini yapmaktan daha mantikli geliyor. sahsen ben bu sorunun cevabini hala bulmus degilim, ortada kalmis durumdayim...
1-aslinda birden fazla duyunun ayni hassasiyette islevi kulaga hos gelse de fazla algi gucune neden olacaktir. dolayisiyla dunyayi algilama orani cok daha yogun ve karmasik olabilir, bu da bence iyi bir sey degil...
2- aklima ilk gelen sey, cok guzel bir yilki ati olarak dunyaya gelmek isteyecegim oldu...
3-once merak...bilime merakli bir toplum degiliz ne yazik ki, bunun da bir cok nedeni var. bilim aslinda hayatimizin ta kendisi, ozellikle fizik ve matematik. biz bu alanlari sadece formullerden ibaret biliyoruz ki yanlis bir algi... esasen gunluk rutinlerimizin icerisinde olup bizim farkedemedigimiz kanunlar. bizim bu gercekten bir haber olmamizin temel nedeni de bize bunu gosterememis ogretmenlerin elinden gecmemiz. (bunu ikinci neden olarak ilistirebilirim) ve isin bir de maddi olanak kismi var tabii ki, yeteri kadar fon saglanmadigi surece, bilimde gelisme saglanamaz...
4- su an okudugum kitapta sikca gecen iki olgu. var yada yok diyemem ki bu konu binlerce yildir sorulmakta ve henuz net bir cevabi bulunmamis. sanirim ben iki dusuncenin ortasindayim. var diyemem cunku akip giden zaman degil de gerceklesen degisimler de neden olabilir, bu da zaman kavramini ortaya cikarmistir diyebiliriz. ama madem durum boyleyse, yasadigimiz olaylar neyin nesidir? mesela benim suraya yazmam bir algi midir? (sorunun soruyu acmasi durumu)...her iki ihtimalin disinda emin oldugum bir gercek var ama, bu iki varsayim da kucuk kiyametin kapiya gelip dayandigi ana kadar gecerlidir, sonrasinda her sey sifirlanir...
5- delilik davranislarin mantiksal suzgecten gecirilmeden icten geldigi gibi yapilmasi durumudur bir tur sinirsel hastaliktir zaten...
6- felsefenin ve bilimin yolunun kesistigi sorulardandir "varlik-yokluk" meselesi. nihilist bir dusunce de degilim acikcasi. dusunuyorum o halde varim mantigi benim icin cok daha kabul goren bir dusunce tarzi. dusunuyorsam, zihnim algilayabiliyorsa, uretebiliyorsam, bunlarla beraber hislerim olusuyorsa bence alginin cok otesinde biz variz. yokluk kavrami ise varligin kabul gordugu noktada onaylanmis bir kavram. her seyin zittiyla var oldugu dusuncesiyle cikmis diyebiliriz. sicak varsa sogukta vardir, karanlik varsa isikta vardir gibi...
7-sadece icinde bulundugumuz toplum degilde evrensel acidan baktigimizda insanoglu olarak karamsar bir yapiya sahibiz. oznel bir takim sebeplerin disinda, icinde bulundugumuz toplumun sorunlari, kisisel ihtiyaclarin giderilmemesinden olusan doyumsuzluk (bunun icine yeterli beslenmeme de, sevgi yoksunlugu da girebilir), maddi kaygilar, gelecek endisesi vb. konularda neden olabilir. karamsarliktan kurtulamama nedeni olarak da, karsilasilan sorunlarin biraktigi olumsuz etki kaynakli olabilir diye dusunuyorum...
8- delilik ve dahilik kavramlarindaki sozde o ince cizgiyi kabul etmiyorum. birbirinden oldukca uzak kavramlar olarak goruyorum hatta. az once de belirttigim gibi delilik sinirsel bir rahatsizliktir. bu rahatsizlikta ic gudusel davranma soz konusu olabilir, cunku mantiksal bir dusunce yoktur, kisi icten geldigi gibi eylem gerceklestirilebilir. gecenin bir koru evinden cikip kilometrelerce uzaklasabilir mesela. dahilik ise ortalama zekanin cok uzerinde olmasindan mutevellit alisila gelmis dusunce bicimlerinden siyrilma durumudur. bu demek degildir ki ic guduleriyle davranirlar. hayir yaptiklari her eylemde mantiga dayalidir, dolayisiyla ikisinin arasindaki benzerlik, siyahla beyaz kadardir.
9-bu soruya katilmamakla birlikte oldukca da sacma buluyorum. sorudaki verilen sosyal mesaj sudur, kisi bilimin sundugu mantiksal aciklamalari ogrendigi takdirde, allah'in varliginin ne kadar gercek disi oldugunu kavrayacaktir. esasen bilim allah'in varligi yada yokluguyla ilgilenmez. bilim var oldugumuz gunden bu zamana nasil geldigimiz, dunyanin ve evrenin nasil olustugu, maddenin nasil var oldugu gibi konulari ele alir. dini yalanlamak yada ateizmi yaymak gibi bir dava ile var olmaz, ilerlemez. bilim yapabilmek icin allah'i inkar etmeyi, dindar olmak icin de bilimden uzaklasmaya luzum yoktur. bu sacma algoritma, insanoglunun urettigi en ahmakca dusuncedir. bence ne din bilimsellestirilmelidir ne de bilim dinsellestirilmelidir. yani insanin kafasini yormasi gereken asil mesele tarafini secmesi degil de,her iki meselenin cakistigi noktada takinilacak tavir nasil olmalidir once bunu dusunmelidir. acikcasi bu sorunun cevabini netlestirmek din- bilim ayristirmasini yapmaktan daha mantikli geliyor. sahsen ben bu sorunun cevabini hala bulmus degilim, ortada kalmis durumdayim...
devamını gör...
girdiğimiz tanımların değersizleşmesi
buraya güncel bir haber bir olay vs giriyoruz .giriş yapıldıkdan sonra yenile butonuna basınca en az 30 yeni tanım gelmiş oluyor girilen tanım ne kadar değerli olursa olsun anında yok oluyor ve değersizleşiyor.
devamını gör...
geceye bir siyasetçi sözü bırak
işte cesaret, işte feraset, işte fazilet, işte fedakarlık, işte mertlik, işte adam gibi adamlık
devamını gör...