rüyada görülen kıza aşık olmak
alkinoos ioannidis'in oneiro itane'si bu tema üzerine yazılmıştır. keza bunun aynadaki yansıması olarak rüyada görülen adama aşık olmak düşünüldüğünde akla gelen şarkı da sibel alaş'ın adam'ı olur.
devamını gör...
annelerin garip huyları
eve temizlikçi kadın çağırıp kadın gelmeden bütün evi temizlemeleri.*
devamını gör...
fenotipik diyare
sendromik diyare olarak da isimlendirilen ttc37 mutasyonunun görüldüğü bir ishal hastalığıdır.
genellikle hayatın ilk 6 ayında çoğunlukla ilk ay başlar.
otozomal resesif kalıtımı vardır.
karaciğerde siroz veya fibröz görülebilir.
fenotipik olarak geniş alın,burun görülebilirken; vücutta cafe au lait lekeleri görülebilmektedir.
genellikle hayatın ilk 6 ayında çoğunlukla ilk ay başlar.
otozomal resesif kalıtımı vardır.
karaciğerde siroz veya fibröz görülebilir.
fenotipik olarak geniş alın,burun görülebilirken; vücutta cafe au lait lekeleri görülebilmektedir.
devamını gör...
değeri sonradan bilinen şeyler
kavgasız bi ev.
devamını gör...
aile whatsapp grubu
üyelerin sürekli emojilerle anlaştığı ve +35 yaş kişilerin bulunduğu grubumuzdur. arada bakınıyorum şöyle bir ve mesajları görünce
"ablacım cevap verdin ya artık, ne uzatıyorsun haa" deme isteği oluşuyor içimde. yazmıyorum ama.
işin ilginç kısmı ben de dahilim ve çıkamıyorum.*
"ablacım cevap verdin ya artık, ne uzatıyorsun haa" deme isteği oluşuyor içimde. yazmıyorum ama.
işin ilginç kısmı ben de dahilim ve çıkamıyorum.*
devamını gör...
fransız ihtilali
diğer adı ile fransız ihtilali. 1789 yılında yapılan monarşinin devrilip devrin en otoriter gücü olan katolik kilisesinin gücünü azaltan, reform yapmasına sebep olan devrimdir. batı dünyasında bir dönüm noktası olarak kabul edilir.
devamını gör...
7 kelimelik hikayeler
"mutlu değildik, sadece bir rüya gördük"
devamını gör...
tanrının başarısız olması
hangi tanrı'dan bahsedildiği merak uyandıran konu.
eğer üç beş ilerici filozofun(!) bahsettiği, tapınakların hizmetkarı olan tanrı kastediliyor ise; diyecek sözümüz yoktur.
ancak kastedilen mutlak güç ve hikmet sahibi yüce yaratan ise; bir kaç kelam etmeye dilimiz döndüğünce değinelim.
allah (cc) göğü ve yeri yarattı. insanı ise bu göğe ve yere hakimiyet kurması için gönderdi. melekler itiraz etti; "yeryüzünde azgınlık ve fesatlık çıkaracak" insanın kendisine isyan edeceğini dile getirerek bu durumun önceden denenmiş bir yol olduğunu ve başarısız olacağını dile getirdi. allah(cc) cevaben; "siz bilmezsiniz ben bilirim!" buyurdu.
insan yeryüzüne gönderildi. yeryüzü onun hakimiyetine bahşedildi. bu hakimiyet, insana yaratıcıyı unutturdu. boyundan büyük laflar etmeye, kısıtlı aklıyla sonsuz bir gücü sınırlamaya çalıştı. allah tarafından, bu amacını yitiren canlıya, peygamberler aracılığı ile asıl amacı hatırlatıldı.
bu akıllanmaz canlı(!) yığını, gönderilen elçileri işkencelere tuttu. onları öldürdü. öğretilerini unuttu, unutturdu.
küçücük aklıyla anlamlandıramadığı bunca şey varken; anlamlandırmaya çalışacağı yerde, anlam kazanması için ona yardım edecek dayanağı, kaynağı ve başlangıç noktasını reddetti.
bu reddedişe kendini öyle kaptırdı ki; yaratıcıyı yaşadığı 50 60 yıllık bir sürece sıkıştırdı. kendine "konuşan hayvan" dedi. "isyan eden hayvan" dedi. "başkaldıran hayvan" dedi. ancak "insan" diyemedi. o ilk iddiaya konu olan canlıyı; at ve eşek ile kıyaslayıp durdu.
buradan bilemediği bir ihtimale doğru göçüp gidince at ve eşek olmak isteyecektir mutlaka.
eğer üç beş ilerici filozofun(!) bahsettiği, tapınakların hizmetkarı olan tanrı kastediliyor ise; diyecek sözümüz yoktur.
ancak kastedilen mutlak güç ve hikmet sahibi yüce yaratan ise; bir kaç kelam etmeye dilimiz döndüğünce değinelim.
allah (cc) göğü ve yeri yarattı. insanı ise bu göğe ve yere hakimiyet kurması için gönderdi. melekler itiraz etti; "yeryüzünde azgınlık ve fesatlık çıkaracak" insanın kendisine isyan edeceğini dile getirerek bu durumun önceden denenmiş bir yol olduğunu ve başarısız olacağını dile getirdi. allah(cc) cevaben; "siz bilmezsiniz ben bilirim!" buyurdu.
insan yeryüzüne gönderildi. yeryüzü onun hakimiyetine bahşedildi. bu hakimiyet, insana yaratıcıyı unutturdu. boyundan büyük laflar etmeye, kısıtlı aklıyla sonsuz bir gücü sınırlamaya çalıştı. allah tarafından, bu amacını yitiren canlıya, peygamberler aracılığı ile asıl amacı hatırlatıldı.
bu akıllanmaz canlı(!) yığını, gönderilen elçileri işkencelere tuttu. onları öldürdü. öğretilerini unuttu, unutturdu.
küçücük aklıyla anlamlandıramadığı bunca şey varken; anlamlandırmaya çalışacağı yerde, anlam kazanması için ona yardım edecek dayanağı, kaynağı ve başlangıç noktasını reddetti.
bu reddedişe kendini öyle kaptırdı ki; yaratıcıyı yaşadığı 50 60 yıllık bir sürece sıkıştırdı. kendine "konuşan hayvan" dedi. "isyan eden hayvan" dedi. "başkaldıran hayvan" dedi. ancak "insan" diyemedi. o ilk iddiaya konu olan canlıyı; at ve eşek ile kıyaslayıp durdu.
buradan bilemediği bir ihtimale doğru göçüp gidince at ve eşek olmak isteyecektir mutlaka.
devamını gör...
şeyh edebali
şeyh edebali (1206-1326), osmanlı devleti'nin kuruluş yıllarında yaşamış bir islam ilahiyatçısı, din bilgini, ahi şeyhi, osman gazi'nin kayınbabası ve hocası, râbi'a bala hâtun'un babasıdır. osmanlı devleti'nin fikir babasıdır.
şeyh edebali’nin 700 yıl önce osman gazi’ye verdiği vasiyet, sadece osman gazi’ye bırakılan bir vasiyet olmamış, yüzyıllar boyunca devleti yönetenlere rehber ve ışık olmuştur.
şeyh edebali’nin 700 yıl önce osman gazi’ye verdiği vasiyet, sadece osman gazi’ye bırakılan bir vasiyet olmamış, yüzyıllar boyunca devleti yönetenlere rehber ve ışık olmuştur.
devamını gör...
narsisistik kişilik bozukluğu
bana tanısı konulan bozukluktur. dışarıdan bakınca eleştirip kötülemesi kolay ama bir de bizi dinleseniz?
narsist olmayı ben seçmedim, hayır, biz seçmedik. doğduğumdan beri ne yaparsam yapayım,ne kadar çabalarsam çabalayayım asla beni takdir etmeyen ebeveynlerim oldu. başarılarım daima yetersizdi. ne yapsam sürekli eleştirildim. bu bende yetersizlik ve boşluk duygusuna neden oldu. bunu, diğer insanları aşağı çekip kendimi yücelterek sağlıyorum. böylelikle daima hakkım olan takdiri,alkışı,övgüleri sonunda elde edebileceğimi düşünüyorum.
narsist olmayı ben seçmedim, hayır, biz seçmedik. doğduğumdan beri ne yaparsam yapayım,ne kadar çabalarsam çabalayayım asla beni takdir etmeyen ebeveynlerim oldu. başarılarım daima yetersizdi. ne yapsam sürekli eleştirildim. bu bende yetersizlik ve boşluk duygusuna neden oldu. bunu, diğer insanları aşağı çekip kendimi yücelterek sağlıyorum. böylelikle daima hakkım olan takdiri,alkışı,övgüleri sonunda elde edebileceğimi düşünüyorum.
devamını gör...
cumhurbaşkanı erdoğan'ın halktan helallik istemesi
"haram olsun. yargılanacaksın" diyerek cevap verilebilir.
çocuklarımızdan çalınanların hesabı sorulacak.
çocuklarımızdan çalınanların hesabı sorulacak.
devamını gör...
yazarların rüyaları
her uyanışım uykumdan
bilincimin beni her uyandırışı
yine seni uyudum
yine sana uyandım
düş perim uyandırmadı bu sefer
nasıl uyudum onsuz
yine nasıl uyandım
nefessiz...
bilincimin beni her uyandırışı
yine seni uyudum
yine sana uyandım
düş perim uyandırmadı bu sefer
nasıl uyudum onsuz
yine nasıl uyandım
nefessiz...
devamını gör...
kumru telaşı
dur bir bakayım ne yazmışlar sözlükte deyip altında hiçbir şey göremeyince şaşırdığım başlıktır. insana ait olan duyguları daha doğrusu anlatmak isteyip de anlatamadığımız şeyleri öyle güzel anlatır ki "insan nasıl bu kadar aynı hissedilebilir" derken bulursunuz kendinizi. buraya hoşuma giden birkaç cümlesini de yazayım. belki birilerinin ilgisini çeker kendine iyi gelecek bir şeyler bulur. ayrıca twitter linkini de buraya bırakıyorum.
sen bu yokuşu beni hiç yormadan bana nasıl çıkardın.
şaşkınlıkla aşk birleşince tersten dehşet olurmuş. dehşet mutlu dehşet huzurlu dehşet kavranmışım. ilk kez kavrandığımı hissediyorum.
ilk kez dışarda bir parçamın kalmadığını. ilk kez olduğum gibi hissediyorum.
bir ömrü tek bir şekilde geçirmenin korkunçluğu yerini yaygın huzura bıraktı. gözlerimi kocaman açarak ve gülümseyerek olan biteni izliyorum.
senin ellerin her şeyi nasıl iyi etti. bunu izliyorum.
ilk kez zorlayan ama zorlamayan sonu ve güzelliği olan bir özlemin kuşatması altındayım.
kendimi senden olan her şeye bırakmış olarak buna da bırakıyorum. iyi ki bırakıyorum.
kaç kez iyi ki demem gerek bilmiyorum ama karşına aldığın şeylere ve seni bana getiren cesaretine borçlu gibi minnetle, anne gibi şefkatle, aslında bi kumru gibi sadece bakıyorum.
teşekkür etmiyorum çünkü sana teşekkür edilmez sana bakılır.
***
gözlerim görmez kulaklarım duymaz ağzım laf yapmaz iken nerden hak ettim seni.
bazı şeyleri birden hak ediyosunuz.
dünya kadar eksiğim vardır sen onları görmezsin ellerimi görürsün oldurmaya çalışıyolardır, sana yeterdir olmasa da olurdur.
onu unutursun bunu unutursun en önemli her şeyi unutmaman gerekken bazen unutursun ama insansındır kavgan vardır.
kavganı ve beni kavgana dahil ettiğini unutmazsın.
çiçeklerin arasından geçerken çiçekleri görürsün, benim gördüğümü bilirsin.
kışı bilirsin baharı bilirsin geçeceğini bilirsin.
"ellerimi tutuşunla bitecek tüm dertlerim" hayır bitmeyeceğini bilirsin ama tutarsın.
sonra inanır mısın bilmem ama biter.
inanırsın biliyorum çünkü sen inanmanın en saf halisin.
elimden alınan şeyleri avcuma bırakırsın, ne güzel bıraktın diyim diye değil sadece bırakırsın.
sana teşekkür etmiyorum bunlar için kavgana omuz veriyorum omzum senin olabilir.
omzumla aklına gelen gelmeyen her şeyi yapabilirsin.
kavganı üstüme yıkabilirsin yıkmadığını bilirim canım acımaz zoruma gitmez.
elimden alınanlar elimden alınmamış olur sen beni hazine sanarsın bomboşumdur doldurursun ben doluydum sanarsın.
bir elinin verdiğini diğer elin bilmez bu ne ayettir ne bi şey bunu sen hiçbi yerden öğrenmemişsindir.
***
gözlerin kısıldığında kenarlarda oluşan küçük kırışıklıkları tüm bu dandik ilişkiler ağına tercih etmem beni acımasız biri yapar mı
sen bu yokuşu beni hiç yormadan bana nasıl çıkardın.
şaşkınlıkla aşk birleşince tersten dehşet olurmuş. dehşet mutlu dehşet huzurlu dehşet kavranmışım. ilk kez kavrandığımı hissediyorum.
ilk kez dışarda bir parçamın kalmadığını. ilk kez olduğum gibi hissediyorum.
bir ömrü tek bir şekilde geçirmenin korkunçluğu yerini yaygın huzura bıraktı. gözlerimi kocaman açarak ve gülümseyerek olan biteni izliyorum.
senin ellerin her şeyi nasıl iyi etti. bunu izliyorum.
ilk kez zorlayan ama zorlamayan sonu ve güzelliği olan bir özlemin kuşatması altındayım.
kendimi senden olan her şeye bırakmış olarak buna da bırakıyorum. iyi ki bırakıyorum.
kaç kez iyi ki demem gerek bilmiyorum ama karşına aldığın şeylere ve seni bana getiren cesaretine borçlu gibi minnetle, anne gibi şefkatle, aslında bi kumru gibi sadece bakıyorum.
teşekkür etmiyorum çünkü sana teşekkür edilmez sana bakılır.
***
gözlerim görmez kulaklarım duymaz ağzım laf yapmaz iken nerden hak ettim seni.
bazı şeyleri birden hak ediyosunuz.
dünya kadar eksiğim vardır sen onları görmezsin ellerimi görürsün oldurmaya çalışıyolardır, sana yeterdir olmasa da olurdur.
onu unutursun bunu unutursun en önemli her şeyi unutmaman gerekken bazen unutursun ama insansındır kavgan vardır.
kavganı ve beni kavgana dahil ettiğini unutmazsın.
çiçeklerin arasından geçerken çiçekleri görürsün, benim gördüğümü bilirsin.
kışı bilirsin baharı bilirsin geçeceğini bilirsin.
"ellerimi tutuşunla bitecek tüm dertlerim" hayır bitmeyeceğini bilirsin ama tutarsın.
sonra inanır mısın bilmem ama biter.
inanırsın biliyorum çünkü sen inanmanın en saf halisin.
elimden alınan şeyleri avcuma bırakırsın, ne güzel bıraktın diyim diye değil sadece bırakırsın.
sana teşekkür etmiyorum bunlar için kavgana omuz veriyorum omzum senin olabilir.
omzumla aklına gelen gelmeyen her şeyi yapabilirsin.
kavganı üstüme yıkabilirsin yıkmadığını bilirim canım acımaz zoruma gitmez.
elimden alınanlar elimden alınmamış olur sen beni hazine sanarsın bomboşumdur doldurursun ben doluydum sanarsın.
bir elinin verdiğini diğer elin bilmez bu ne ayettir ne bi şey bunu sen hiçbi yerden öğrenmemişsindir.
***
gözlerin kısıldığında kenarlarda oluşan küçük kırışıklıkları tüm bu dandik ilişkiler ağına tercih etmem beni acımasız biri yapar mı
devamını gör...
kadınların efendi erkek yerine babası belli olmayan erkek tercihi
okunan genç kurgu kitaplarının sonucu olarak daha çok ortaokul sonları-lise başları dönemdeki genç kızlarının tercihidir. ancak tabii ki sağlıklı bireylerden bahsetmiyorum. doğru düşünebilen insan hangi yaşta olursa olsun sağlıklı bir ilişkinin her şeye bedel olduğunun bilincindedir ve tercihlerini de ona göre yapar.
devamını gör...
güne iyi başlatan şeyler
mutlu huzurlu bir ev.
devamını gör...
protozoa
devamını gör...
grup yorum
müziğin evrensel olması demek, müziğin toplumsal olaylardan uzak olması demek değildir. herkesin müziği yaşama ve algılama biçimi farklı olduğu için ister istemez bir sosyalistin de müziği algılama biçimi farklı oluyor. nasıl ki ağıtlar birçok halkın acılarını anlatan ezgilerse, bir sosyalistin de müzikten kendi hayat anlayışı doğrultusunda bir anlam çıkarması gayet normal.
bu açıdan müzik evrenseldir, müziğin siyaseti olmaz diyerek, bu grubu eleştirmek abes kaçıyor artık. tabii ki burdan marx'ın dediği "tek gerçek sanat, devrimin izinden giden sanattır" anlamı çıkmaz. yüzyıllardır devam eden sanat sanat için midir? yoksa toplum için mi geyiğine (sanatçı açısından) "sanat ego tatmini içindir" diyebilirim rahatlıkla.
bu açıdan müzik evrenseldir, müziğin siyaseti olmaz diyerek, bu grubu eleştirmek abes kaçıyor artık. tabii ki burdan marx'ın dediği "tek gerçek sanat, devrimin izinden giden sanattır" anlamı çıkmaz. yüzyıllardır devam eden sanat sanat için midir? yoksa toplum için mi geyiğine (sanatçı açısından) "sanat ego tatmini içindir" diyebilirim rahatlıkla.
devamını gör...