geceye bir sanat eseri bırak
şu başlıkta bir abidin dino eseri olmaması ne kötü. 1961 yılında yaptığı nazım hikmet resmini bırakalım başlığa.

devamını gör...
doğadan öğrenilenler
belli kurallar dahilinde tıkır tıkır işleyen bir makine edasında, nasıl da düzenli olunabileceğini öğrendim, doğadan.
mesela ağaçlardan esnek olmayı,
öyle her rüzgarda kırılmamayı,
başkalarına gölge olmamayı,
sadece kendini düşünmeyip başka canlılarından düşünülmesi gerektiği öğrendim.
doğada her şey işindeydi gücündeydi, kimse kimsenin işine karışmazdı.
bilmediğim işlere karışmamayı öğrendim.
ormanlardan kardeşçe nasıl yaşanacağını öğrendim.
göllerden dingin olmayı öğrendim.
akarsulardan engelleri nasıl aşacağımı öğrendim.
topraktan, en sadık yar nasıl olunur, onu öğrendim.
emeğin karşılığı nasıl verilmelidir onu da topraktan öğrendim.
bahardan, nasıl coşkulu olunabileceğini öğrendim.
dikenlerini saklamayıp göstererek beni sevecekseniz böyle sevin diyen kaktüsten, insanın içinin dışının bir olması gerektiğini öğrendim.
çok az şeyle yaşanabileceğini de ondan öğrendim.
bazı şeylerin şakası olmadığını, mesela ciddi olmayı ondan öğrendim.
(küresel ısınmanın vereceği etkilerle beraber yıllar sonra tekrar hiç şakasının olmayacağını göreceğiz.)
dere kenarlarının konut alanı olmaması gerektiğini de ondan öğrendim. sırf ben değil, benim atalarım da bunu çok iyi bildiklerinden yerleşim alanlarını derelerden uzak tutmuşlardır.
ondan kopuk bir hayatın nasıl buhranlara yol açtığını öğrendim.
binlerce yıl atalarım doğada yaşadı. hala genetiğimizde doğada yaşamaya karşı bir istek varken, ondan uzaklaşmak bence bu dönem insanının yaşadığı en büyük sorunlardan biridir.
mesela ağaçlardan esnek olmayı,
öyle her rüzgarda kırılmamayı,
başkalarına gölge olmamayı,
sadece kendini düşünmeyip başka canlılarından düşünülmesi gerektiği öğrendim.
doğada her şey işindeydi gücündeydi, kimse kimsenin işine karışmazdı.
bilmediğim işlere karışmamayı öğrendim.
ormanlardan kardeşçe nasıl yaşanacağını öğrendim.
göllerden dingin olmayı öğrendim.
akarsulardan engelleri nasıl aşacağımı öğrendim.
topraktan, en sadık yar nasıl olunur, onu öğrendim.
emeğin karşılığı nasıl verilmelidir onu da topraktan öğrendim.
bahardan, nasıl coşkulu olunabileceğini öğrendim.
dikenlerini saklamayıp göstererek beni sevecekseniz böyle sevin diyen kaktüsten, insanın içinin dışının bir olması gerektiğini öğrendim.
çok az şeyle yaşanabileceğini de ondan öğrendim.
bazı şeylerin şakası olmadığını, mesela ciddi olmayı ondan öğrendim.
(küresel ısınmanın vereceği etkilerle beraber yıllar sonra tekrar hiç şakasının olmayacağını göreceğiz.)
dere kenarlarının konut alanı olmaması gerektiğini de ondan öğrendim. sırf ben değil, benim atalarım da bunu çok iyi bildiklerinden yerleşim alanlarını derelerden uzak tutmuşlardır.
ondan kopuk bir hayatın nasıl buhranlara yol açtığını öğrendim.
binlerce yıl atalarım doğada yaşadı. hala genetiğimizde doğada yaşamaya karşı bir istek varken, ondan uzaklaşmak bence bu dönem insanının yaşadığı en büyük sorunlardan biridir.
devamını gör...
reis neden yalnız sorunsalı
reisin yalnızlığı, tercih edilmiş olan yalnızlıktır.
etrafındaki herkesin kendisine düşman olduğuna inandırılmış bir bireydir kendisi.
ak parti ile birlikte yükseklen, ıı. abdülhamit yöneticiliği ve büyüklüğü trendinin etkisinin olduğuna inanıyorum.
kimine göre kızıl sultan kimine göre ulu hakan olan ıı. abdülhamit tıpkı şahsım kişisi gibi büyük bir yalnızlık ve güvensizlik ortamında yöneticilik yapmıştır. ve fakat bu ortamı kendisi yaratmıştır, hafiyecilerinden oluşan vasıfsız insanları para ve itibar ile etrafında tutmuştur. tıpkı bugün gibi. tarih tekerrürden ibarettir, hele ki türkiye’de, hatalardan ders çıkarmadan tekrarlanır tarih.
ıı. abdülhamit kendisini tahta getiren sistemi ve yol arkadaşlarını gücü eline geçirir geçirmez sürgünlere yollamış, tarih sahnesinden silmiştir.
reis ise eski türkiye’nin sistemine önce ayak uyduracağını iddia etmiş, kendisine potansiyel muhalif olabilecek herkesin güvenini sağlamak için ilk döneminde muazzam rollere girmiştir. dostunu kendine yakın tutmuş, düşmanını ise çok daha yakın.
ya da uzaktan bakınca kendisi çok fazla sivrilmemiştir diyebiliriz. güven tesis edilen ilk dönemde ise çalışma ve yol arkadaşları zihniyetleri* her ne olursa olsun liyakata uygun, alanında gerçekten uzman kadrolardan oluşuyordu. reis bunların ekmeğini yemiş olduğunu inkar ederse taş olur.
devran döndü yavaş yavaş çalışma arkadaşlarını etkisiz ettiğini izledik. kimisi buna 17-25 aralıkta sürecinde maruz kaldı, kimisi 15 temmuz kalkışmasında… bağzı kimseler kendilerinin yol ayırımına gittiğini söylemekte fakat inandırıcı değildir.
bugün yola çıktığı herkesi arkasında bir enkaz gibi bırakmıştır. etrafında garip bir güruh var.
herkesin düşman ve rakip olduğuna inandığı için yalnızlığı tercih etmiştir. bu düşmanlık ve rakiplik düşüncesine kendisini o kadar kaptırmıştır ki bütün dünyanın kendisine karşı olduğuna inandırılmıştır.
sayın reis, yalnızlık allah’a mahsustur. ayrıca halife değilsin, halifelik sadece arap kökenlilerin sahip olacağı bir vasıftır.*
ayrıca reis, ıı abdülhamit ciddi travmalara maruz kalmış, tahta çıktığı ilk günden itibaren öldürülme ihtimali vardı. dönemin şartlarına, kendisinin fazlaca evhamlı oluşuna ve imparatorluğun çürümüş sistemine bakılınca güvensizlik duygusunun iliklerine kadar işlemiş olması normaldir.
reis’e ıı. abdülhamit güzellemesi yapanlar ve dersi verenler çok büyük yanlış yapıyorlar. trt 1’de yayınlanan abdülhamit dizisine inanma reis….
etrafındaki herkesin kendisine düşman olduğuna inandırılmış bir bireydir kendisi.
ak parti ile birlikte yükseklen, ıı. abdülhamit yöneticiliği ve büyüklüğü trendinin etkisinin olduğuna inanıyorum.
kimine göre kızıl sultan kimine göre ulu hakan olan ıı. abdülhamit tıpkı şahsım kişisi gibi büyük bir yalnızlık ve güvensizlik ortamında yöneticilik yapmıştır. ve fakat bu ortamı kendisi yaratmıştır, hafiyecilerinden oluşan vasıfsız insanları para ve itibar ile etrafında tutmuştur. tıpkı bugün gibi. tarih tekerrürden ibarettir, hele ki türkiye’de, hatalardan ders çıkarmadan tekrarlanır tarih.
ıı. abdülhamit kendisini tahta getiren sistemi ve yol arkadaşlarını gücü eline geçirir geçirmez sürgünlere yollamış, tarih sahnesinden silmiştir.
reis ise eski türkiye’nin sistemine önce ayak uyduracağını iddia etmiş, kendisine potansiyel muhalif olabilecek herkesin güvenini sağlamak için ilk döneminde muazzam rollere girmiştir. dostunu kendine yakın tutmuş, düşmanını ise çok daha yakın.
ya da uzaktan bakınca kendisi çok fazla sivrilmemiştir diyebiliriz. güven tesis edilen ilk dönemde ise çalışma ve yol arkadaşları zihniyetleri* her ne olursa olsun liyakata uygun, alanında gerçekten uzman kadrolardan oluşuyordu. reis bunların ekmeğini yemiş olduğunu inkar ederse taş olur.
devran döndü yavaş yavaş çalışma arkadaşlarını etkisiz ettiğini izledik. kimisi buna 17-25 aralıkta sürecinde maruz kaldı, kimisi 15 temmuz kalkışmasında… bağzı kimseler kendilerinin yol ayırımına gittiğini söylemekte fakat inandırıcı değildir.
bugün yola çıktığı herkesi arkasında bir enkaz gibi bırakmıştır. etrafında garip bir güruh var.
herkesin düşman ve rakip olduğuna inandığı için yalnızlığı tercih etmiştir. bu düşmanlık ve rakiplik düşüncesine kendisini o kadar kaptırmıştır ki bütün dünyanın kendisine karşı olduğuna inandırılmıştır.
sayın reis, yalnızlık allah’a mahsustur. ayrıca halife değilsin, halifelik sadece arap kökenlilerin sahip olacağı bir vasıftır.*
ayrıca reis, ıı abdülhamit ciddi travmalara maruz kalmış, tahta çıktığı ilk günden itibaren öldürülme ihtimali vardı. dönemin şartlarına, kendisinin fazlaca evhamlı oluşuna ve imparatorluğun çürümüş sistemine bakılınca güvensizlik duygusunun iliklerine kadar işlemiş olması normaldir.
reis’e ıı. abdülhamit güzellemesi yapanlar ve dersi verenler çok büyük yanlış yapıyorlar. trt 1’de yayınlanan abdülhamit dizisine inanma reis….
devamını gör...
mia (yazar)
(bkz: pulp fiction (film)) quentin tarantino'nun bu efsane filminde uma thurman'ın seksapalitesini konuşturduğu karakterin adı. aynı zamanda sözlükteki bir yazar arkadaşımız.
devamını gör...
tanımların kutucuk içine alınması
iko belediyesi çalışıyor yine. fotoğraf gibi tanımlar yazarız umarım.
devamını gör...
sözlükte cahil yazar artışı
cahilliği tayin ya da tespit edecek dayanak noktası olduğunu düşünen yazar beyanı.
devamını gör...
trabzon hurması
ipek yolunun aktif olduğu eski zamanlarda, trabzon limanından avrupa'yla tanıştırıldığı için adı trabzon hurması olan meyvedir.
devamını gör...
geceye bir kadın yalanı bırak
film mi izleyelim, dizi mi?
pizza mı söyleyelim hamburger mi?
evde mi takılalım, dışarı mı çıkalım?
cevap fark etmez ise
sakın inanmayın*. elbette fark eder. hangisi olduğunu senin bulman gerek ama işin challenge burada zaten. eğer doğrh tercihi yapamazsan bütün gün itina ile surat asılır ve ikinci yalana geçilir.
bir şey yok*
erkek olmak ne zor lan
allah kolaylık versin
pizza mı söyleyelim hamburger mi?
evde mi takılalım, dışarı mı çıkalım?
cevap fark etmez ise
sakın inanmayın*. elbette fark eder. hangisi olduğunu senin bulman gerek ama işin challenge burada zaten. eğer doğrh tercihi yapamazsan bütün gün itina ile surat asılır ve ikinci yalana geçilir.
bir şey yok*
erkek olmak ne zor lan
allah kolaylık versin
devamını gör...
heath ledger
1979 yılında doğan ve 2008 yılında intihar ederek aramızdan ayrılan avustralyalı aktör.bazıları intihar değil reçeteli ilaçları yanlış kullandığından vefat ettiğini belirtmektedir.joker rolünü oynayarak efsane olmuştur kendileri.oyunculuğa henüz 10 yaşında okulda peter pan oynayarak başlamıştır.büyük bir satranç tutkunudur,batı avustralyanın küçükler satranç şampiyonluğu kazanmıştır.eğer yaşasaydı queens gambitin sinema uyarlamasını yapmak istediği biliniyordu.toprağı bol olsun.
devamını gör...
insanların mutsuz olma nedeni
hayatta olmam ve çok yorulmuş olamam her şeyden ve herkesten.
bu oyun ve acılar ne zaman biter, sonuza kadar sürmez değil mi?
bu oyun ve acılar ne zaman biter, sonuza kadar sürmez değil mi?
devamını gör...
ikigai
her tarafı felsefe dolu olan japonların, yaşanırken genç kalma sanatı anlamına gelen kelimesi.
türkçe öğretmeninin ortaokula giden kızıma önermişti, kitap eve öyle düştü.
japon kültürü çok ilgimi çekiyor olduğu için aydınlanma umarak okuyorum.
sabah güneşinin altında balkonda okuyunca bi aydınlanma gelmedi değil.
türkçe öğretmeninin ortaokula giden kızıma önermişti, kitap eve öyle düştü.
japon kültürü çok ilgimi çekiyor olduğu için aydınlanma umarak okuyorum.
sabah güneşinin altında balkonda okuyunca bi aydınlanma gelmedi değil.
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
90'lar yayınına trollerimizin dahi smokinle katıldığı yayın. yayını bir ben trolledim, nasıl ağırıma gitti. bu defa katılırsam ben de smokin giyeceğim.
devamını gör...
aşka karşılık gelen bir kelime yaz
bu kelime kesinlikle istisnadır.
aşk denilen şeyin tanımı budur aslında.
insanlar aşk ı hayranlık ile karıştırırlar genelde. bu yüzden aşk biter denir. aslında hayranlık biter. bu hayranlık bazen de takıntı boyutuna ulaşır. tabi o zamanda "kara sevda" deriz hemen. ama buda sadece takıntıdır aslında.
birde sevmek vardır. oda alışkanlıktır özünde. insanoğlu doğası gereği her şeye ve her duruma alışabildiği, adapte olabildiği gibi bolca vakit geçirdiği insanlara da alışır. kimi zaman huzur ve güven bulur onların varlıklarında. ama alışkanlıktır özünde. bu da aşk ile karıştırılır.
peki nedir gerçek aşk?
şöyle açıklayayım, gerçek aşk diye bir şey yoktur. çünkü aşk istisnadır.
istisna nedir peki; yok denilecek kadar az olan. o kadar az ki hatta sonuca dahi etki etmeyen.
dünyada 8 milyar insan arasından her şeyi ile sizi tamamlayacak insanı bulmak, aynı 8 milyar parçalı bir puzzle ın içinden birbirine tam uyan iki parçayı bulmak gibidir. istatiksel olarak mümkündür. ama o kadar azdır ki, gerçekleşme olasılığı istisnadır.
yok denilebilecek kadar azdır.
aşk da zaten yok olmaktır.
aşk denilen şeyin tanımı budur aslında.
insanlar aşk ı hayranlık ile karıştırırlar genelde. bu yüzden aşk biter denir. aslında hayranlık biter. bu hayranlık bazen de takıntı boyutuna ulaşır. tabi o zamanda "kara sevda" deriz hemen. ama buda sadece takıntıdır aslında.
birde sevmek vardır. oda alışkanlıktır özünde. insanoğlu doğası gereği her şeye ve her duruma alışabildiği, adapte olabildiği gibi bolca vakit geçirdiği insanlara da alışır. kimi zaman huzur ve güven bulur onların varlıklarında. ama alışkanlıktır özünde. bu da aşk ile karıştırılır.
peki nedir gerçek aşk?
şöyle açıklayayım, gerçek aşk diye bir şey yoktur. çünkü aşk istisnadır.
istisna nedir peki; yok denilecek kadar az olan. o kadar az ki hatta sonuca dahi etki etmeyen.
dünyada 8 milyar insan arasından her şeyi ile sizi tamamlayacak insanı bulmak, aynı 8 milyar parçalı bir puzzle ın içinden birbirine tam uyan iki parçayı bulmak gibidir. istatiksel olarak mümkündür. ama o kadar azdır ki, gerçekleşme olasılığı istisnadır.
yok denilebilecek kadar azdır.
aşk da zaten yok olmaktır.
devamını gör...
olgunluk belirtileri
hiçbir şeye şaşırmamak ,duygularını içinde yaşamak ve tek olduğunu bilmek.
devamını gör...
27 aralık 2020 normal sözlük güncellemesi
çok güzel olmuş diyeceğim değişimdir. abi adamlar işi biliyor ya.
(bkz: ışıl ışıl her yer her yer sanki pavyon)
(bkz: ışıl ışıl her yer her yer sanki pavyon)
devamını gör...
orenda
ingilizce kökenli bir sözcük. etrafımızda olan her şeye etki edebileceğimizi ve dünyayı değiştirebileceğimizi düşünmemizi sağlayan manevi güç anlamına gelmektedir.
devamını gör...
türkiye'de polisiye roman yazılmaması
ahmet ümit, gençliğinde siyasi olaylar yüzünden polisten köşe bucak kaçmaktan ve saklanmaktan tecrübe kazanarak polisiye romancısı olmuş. hani derler ya anlatılmaz yaşanır diye.
devamını gör...
sözlük için adalet
arkadaşlar böyle bir platformda yazmayı bu kadar önemsemeyin bence. şurda gelip fikirlerimizi yazıyoruz, beğendiğimiz yazıları okuyoruz. hepsi bu. kim kimi beğenmiş, kim artistlik yapmış, kim ne demiş hiçbir önemi yok, boşverin. kafa dağıtacağız diye geldiğimiz bir yerde sinir stres yüklenip gitmenin bir anlamı yok bence.
devamını gör...