uyku yarı ölüm hali demişler . keşke üzgünken uyumaya zorlamasak kendimizi zira ben mutlu ölmek isterim.
devamını gör...

kafası karışmış, anaç bir arı olabilir.
edit:umarım hayatında ki olumluluklar da nick altına gelen tanımlar gibi ard arda olur tatlı arıcığın.
devamını gör...

bir işle uğraşırken izlemeyi sevdiğim film türüdür. ülkemizdeki yetrnekli dublaj sanatçıları sayesinde izlemek daha keyifli hale gelmektedir.
devamını gör...

daha çok trevanian takma adıyla bilinen amerikan yazar. trevanian olarak bilinse de, "nicholas seare" ve "benat lecagot" gibi birçok takma isimle değişik konularda eserler yayımlamıştır. kitaplarında bahsettiği öldürme teknikleri hatta cinsellik üzerine yazdığı bir çok şey ne yazık ki tehlikeli olarak adlandırılmış, ilgili bölümler kitaptan çıkarılmış veya sansürlenmiştir. seare mahlasını kullanarak yazdığı ve dilimize kaba saba masallar olarak çevrilmiş rude tales and gloriou bana kalırsa oldukça popüler olan shibumi'den çok daha etkileyici bir eserdir. kral arthur efsanesine oldukça ilginç bir tat katar kendi tarzı ile trevanian.

the eiger sanction  - kitap 1975 yılında yönetmen clint eastwood tarafından beyaz perdeye uyarlanmıştır. clint eastwood , filmin hem yönetmenliğini yapmış hem de başrol oyuncusu olarak rol almıştır.
 shibumi  - kitaptaki müze soygunu ile alakalı bölüm kaldırılmak zorunda kalmıştır çünkü rivayetlere göre, anlatılan teknik kullanılarak gerçekten bir müzeden iki eser çalınmıştır.
the - whitaker'ın kendi ismi ile yayımladığı tek eseridir.

the summer of katya
 the loo sanction 
 the main
ıncident at twenty-mile 

göz gezdirerek , yazar hakkında fikir edinilmesi açısından bir kaç alıntı bırakıyorum .

"ama savaşçı bir filozof? yoo.. bu düşünce bizi tedirgin eder. biz şiddeti ve ölümü sanki aynı güdünün iki ayrı görünümüymüş gibi düşünürüz. oysa ölüm, şiddetin tam tersidir. çünkü şiddet her zaman, yaşamak için verilen bir mücadeledir. bizim felsefemiz hayatı yönetmeye dönüktür. seninki ise ölümü yönetmeye dönük. biz anlaşılmak isteriz, sen gurur istersin. biz yakalamayı öğreniriz, sen bırakmayı öğrenirsin... aslında filozof deyimi bile uymuyor sana. çünkü bizim filozoflarımız her zaman kendi inanç ve kanılarını başkalarıyla paylaşmakta direnirler. sen ise kendine özgü sakin bir dünya kurmak peşindesin. batılının bakış açısına göre senin bu tutumundan bu erkekliğinde, pek kadınsı bir hava vardır. umarım bu söz kulağına ters gelmez. en tehlikeli savaşından döner dönmez sırtına yumuşacık giysiler geçirip bahçende dolaşır düşen kiraz yapraklarını seyredersin. yumuşaklığı da, cesareti de erkeklik diye değerlendiriyorsun. bu bize, ikiyüzlülük değilse bile, en azından biraz kaprisli bir tutum gibi geliyor."
shibumi , s.382


"dostluk konusunda aşırı katı görüşleri var. ona göre sadakatten daha büyük bir ahlak, sadakatsizlikten daha büyük bir günah olamaz. dostluğunu sömüren birine bunu ödetme görevini hiçbir ceza engelleyemez."

the eiger sanction, s.20

"insanı en mutlu eden şey, ihtiyaçlarıyla varlıkları arasında bir denge bulunmasıdır. bütün sorun, bu dengenin nasıl sağlanacağı. insan bunu belki varlıklarını yükseltip ihtiyaçlarının düzeyine çıkararak yapabilir. ama bu budalalık olur. bunu yapmak, arada bir sürü doğa dışı şeyler yapmayı gerektirir. pazarlık etmek gibi, çalışmak gibi, çabalamak gibi. öyleyse? öyleyse akıllı bir adam dengeyi, ihtiyaçlarını azaltarak, yani onları varlıklarının düzeyine indirerek sağlar. bunu yapmanın da en iyi yolu, bedava olan şeylerin değerini bilmektir. dağların, kahkahanın, şiirin, bir dostun verdiği şarabın, yaşlı ve şişman kadınların.. bütün mesele elimdekileri yeteri kadar çoğaltmak."
shibumi, s.226
devamını gör...

gece sarilip uyuyacagim. malum havalar sogudu.
devamını gör...

dinin özünün güzel ve temiz ahlak olduğunun bilincini yitirip tamamen cinsellik, sex, kadın bedeni dışında tartışacak konularının olmaması. kim kiminle ne yaşayabilir, kadınlar nasıl hareket etmelidir, orucu ne bozar dışında konuları yok . en azından ülkemde yaşayanlar için bunu söylemekte sakınca yok.
devamını gör...

beğenilmek, sevilmek ve kabul görmek için, gereğinden fazlasını yapmak.

“kendini en çok kimler için paralıyorsan!
bilki;
en çokta onlara yaranamıyorsun.”
devamını gör...

biri 20 yaşında evlenir , biri istediği zaman
biri istediğini giyer.
biri toplumun istediğini.
biri duygularını belli eder , sulugöz olur
biri ağlayamaz, ağlamaması gerektiği ikazıyla büyütülür, odun olur( benim gözümde değil)
biri mavidir doğar doğmaz.
biri pembe.
pembe yalanlara inanışı bu yüzden.
biri sessizliktir.
biri gürültü davul zurna
biri yüktür, biri kuş tüyü.
eşit büyütüyoruz nidalarıyla bağrılır.
birini sokaktaki erkekten koruması için, başka bir erkek olan abisi ,veya erkek kardeşiyle ancak sokağa çıkar.
budur işte.
devamını gör...

insanların iletişim organları ile kendini anlatabilme ve karşısındakini anlayabilme sanatıdır. sanat diye adlandırılmasının nedeni ustalığı çağrıştırmasından ileri gelir. iletişim sanatını iyi bilenler asla kaybetmez.
bir ülkenin kralı rüyasında 10 dişinin de çekildiğini ve çok acı çektiğini görür. rüya tabircilerini çağırır.
kralın 10 prensi vardır.
rüya tabircileri korka korka rüyayı yorumlar: “kralım, 10 prensiniz de ölecek ve çok acı çekeceksiniz. sonra siz de öleceksiniz.”
kral cellatlara emir verir, rüya tabircilerinin hepsinin kellesini alır.
o civara yeni gelen bir iletişim sanatı ustası olayı duyar. hemen saraya gidip, rüyayı yorumlamak istediğini söyler.
cellatlar “delinin teki ölümüne susamış” diye dalga geçer. kralın huzuruna çıkan usta sevinç içinde rüyayı yorumlar:
“kralım o kadar uzun yaşayacaksınız ki 10 prensinizden bile uzun...onlar ölse bile siz gene tahtınızda oturmaya devam edeceksiniz.
rüyanızdaki acıya gelince….cinsel gücü artıran özel bir macunum var, düzenli kullanırsanız 1 sene sonra bir gecede 10 cariyenizi birden tatmin edersiniz. haliyle şeyiniz o esnada fazla kullanımdan dolayı acıyabilir."
kral, iletişim sanatı ustasını vezir yapıp, bir sandık dolusu altınla ödüllendirir.
çok bilgili ve kültürlü olan usta, kralın kızıyla evlenir. derken 10 prens de bulaşıcı bir hastalıktan ölür. kral da fazla macundan ölür.
tahta da bulaşıcı hastalıktan korunmasını iyi bilen iletişim sanatı ustası oturur.
doğruyu söylemek kadar, doğrunun nasıl söylendiği de önemlidir. iletişim sanatı işte budur.
önce karşımızdakinin ne dediğini doğru anlayalım.

iletişim sanatı karşımızdaki kişiye samimi olarak saygı duyma, onu olduğu gibi kabul etme, anlayacağı sözler seçme, onu gerçekten dinleme, empati kurma, sabır gösterme vb. gibi eylemlerle olur.
o kişinin dünyasını ve bakış açısını görün, onun yerine geçerek olaylara onun gözlerinden bakın. karşımızdaki kişinin neyi, nasıl düşündüğünü ve neyi, nasıl hissettiğini anlayınca ustalığa doğru adım atarız.
kafa sözlük bilgi kategorisi'ni okumak da ustalığı kolaylaştırır.*
eşini ya da sevgilisini çok kıskananlar iletişim sanatı ustası olursanız rahat edersiniz.
kişi, bağlamada iyi ise, halatın düğümlerine ihtiyaç yoktur, yalnızca kalbin arkadaşlığı yeter - lao tzu.
devamını gör...

tehlikeli ve sonu vehametle bitebilir. pokemon izleyip camdan atlayan çocuğu hatırlayın.

kendi dünyanızda yaşar, eyleme geçmezseniz hoş tabi. türkü tadında yaşamak da hoştur.*
devamını gör...

seçimlerde oy kullanmasına izin ver, araç kullanmasına izin ver hatta dilerse bankalardan kredi çekip borç yükü girmesine izin ver ama sevgilisini seçme işine gelince no no no...
devamını gör...

ıster ekmek bandir, ister kafaya dik, her iki sekilde de dunyanin en guzel tatlarindan biridir.
devamını gör...

biraz amcaoğlu olmaktır.
devamını gör...

aklıma gelmesi bile yetiyor söyleyeceklerimi unutturmaya
devamını gör...

sayısalcılar her şeyi kuralına uygun biçimde hesaplayan, mantığa uygun olarak sistemin işlemesini sağlayan teknik insanlardır. sözelciler hayali bir evren kuran, bir düşün peşinde bireylere yahut toplumlara yol göstermeye çabalayan biraz uçuk, gerçeklerden kopuk kişilerdir. sayısalcı çalışkanlık hayat felsefem derken sözelci tembellik de güzeldir diyen kişidir. burada ara bir renk olarak eşit ağırlıkçıyı görüyor ve bu iki canlı türüne yahut bakış açısına da ihtiyacımız var deyip bunları akıllıca yönetmeye çalışan kişidir. bir de bunların dilci versiyonu var olup bu tipler de herkesle ve dahi tüm dünya ile iletişim peşinde olan arkadaşlardır. hepsi birbirine bağlı olup bir karenin farklı farklı köşelerini oluşturarak bir şirkete, bir şehre, ülkeye hatta dünyaya güzellik katma peşindedir. kısacası hepiniz bir fidanın güller açan dalısınız.
devamını gör...

meksikada bulunan "oyuncak adasıdır." korku filmlerinden fırlamış gibi duran bu adanın olayını özetlemek gerekirse; bölgede bulunan bir su kanalında küçük bir kız boğuluyor. don julian santana adlı bir adam kız çocuğunun boğulmasının ardından kanallarda bir oyuncak bebek buluyor ve küçük kızın ruhunu onurlandırmak amacıyla oyuncağı bir ağaca asıyor.
daha sonra bu eylemi sürekli yapan santana uzun bir süre boyunca adanın her yerindeki ağaçları eski püskü ve ya kolları, ya bacakları, ya da başları olmayan oyuncak bebeklerle donatıyor. turistlerin dikkatini oldukça çeken bir adadır kendisi.
devamını gör...

üzül, ağla, kırıl, incin ama muhakkak yeniden başla. kalk ayağa düştüğün yerden ve unutma yaşıyorsan hala umut var demektir.
devamını gör...







devamını gör...

kendi ayaklari üstünde durabilen, kendini kendi yetiştirmiş insandır. tebrik edilir.
devamını gör...

bir şeyi aşırı derecede hırsla isteyen, açgözlü kimse.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim