uçurulan ve uzaklaşan yazarların entrylerini okumak
arada yaşadığım durum.
okuyup beğeniyorum e haliyle profillerine girmek istiyorum bi bakıyorum italikle yazılmış o malum yazılar..
mezar taşlarına bakıyormuş hissiyatı veriyor..
olur da bir gün uçurulursak/gidersek bu da burada dursun, mezar taşımızı kendimiz dikmiş olalım. *
okuyup beğeniyorum e haliyle profillerine girmek istiyorum bi bakıyorum italikle yazılmış o malum yazılar..
mezar taşlarına bakıyormuş hissiyatı veriyor..
olur da bir gün uçurulursak/gidersek bu da burada dursun, mezar taşımızı kendimiz dikmiş olalım. *
devamını gör...
git odanda ağla
çocukların ağlarken çıkardığı sese dayanamayan anne ve babanın emir kipi 'dir. iki seçenek vardır. ya bulunduğunuz yerde ağlarsınız. ya da odanıza gidersiniz. ama genellikle bulunduğunuz yerde ağlanır. *
devamını gör...
uzun zamandır yoktum biri demiş öldü şimdi de yazsınlar kral geri döndü
bir süre ortalarda görünmeyip, öldüğüyle ilgili mesnetsiz iddialar dolaşan kralın bir anda ortaya çıkıp halkına verdiği demeçtir.
ayrıca ben de 1(bir) tam gün sözlüğe girmemiştim. bu da böyle bilinsin.
ayrıca ben de 1(bir) tam gün sözlüğe girmemiştim. bu da böyle bilinsin.
devamını gör...
youtube için link butonunu kullanmama gerekliliği hakkında
...kısa bir tavsiyem olacak.
youtube videolarını sözlüğe aktarırken link butonu kullanmanıza gerek yok. direkt linki yapıştırabilirsiniz.
soru 1: bilgisayar veya mobilden yani uygulamadan da açsak bile mi kullanmıyoruz?
+evet.
örnek: bu internet tarayıcısı linki ile gönderilen bir video.
örnek2: bu da youtube uygulaması üzerinden gönderilmiş bir video yani mobilden.
bir de link butonu ile ekleyelim...
(link: https://m.youtube.com/watch?v=xuadtbpjlqe::)
hoaydaa.. gördünüz mü bakın ne çirkin görüntü oldu şimdi. *
youtube videolarını sözlüğe aktarırken link butonu kullanmanıza gerek yok. direkt linki yapıştırabilirsiniz.
soru 1: bilgisayar veya mobilden yani uygulamadan da açsak bile mi kullanmıyoruz?
+evet.
örnek: bu internet tarayıcısı linki ile gönderilen bir video.
örnek2: bu da youtube uygulaması üzerinden gönderilmiş bir video yani mobilden.
bir de link butonu ile ekleyelim...
(link: https://m.youtube.com/watch?v=xuadtbpjlqe::)
hoaydaa.. gördünüz mü bakın ne çirkin görüntü oldu şimdi. *
devamını gör...
karsinofobi
kısaca, kanser olmaktan korkma olarak açıklayabiliriz.
tabii ki her insan bu durumdan az da olsa korkar ama bu fobiye sahip kişilerde bu durum bir takıntı haline gelmiştir. ilk olarak 1995 yılında, doktor george crile tarafından tanımlanmıştır.
bu fobiye sahip kişiler, doktor raporlarına rağmen hasta olmadıklarına inanmazlar. yedikleri gıdadan soluduğumuz havaya kadar her şeyde kanser riski olduğuna inanırlar. hastalar ayrıca depresyon belirtileri gösterirler. öksürük, baş ağrısı gibi hafif semptomlar bile onlar için bir kanser belirtisi olabilir. küçük bir belirtinin kanser olmadığını doğrulamak için yüksek maliyetli testlere başvururlar.
tabii ki her insan bu durumdan az da olsa korkar ama bu fobiye sahip kişilerde bu durum bir takıntı haline gelmiştir. ilk olarak 1995 yılında, doktor george crile tarafından tanımlanmıştır.
bu fobiye sahip kişiler, doktor raporlarına rağmen hasta olmadıklarına inanmazlar. yedikleri gıdadan soluduğumuz havaya kadar her şeyde kanser riski olduğuna inanırlar. hastalar ayrıca depresyon belirtileri gösterirler. öksürük, baş ağrısı gibi hafif semptomlar bile onlar için bir kanser belirtisi olabilir. küçük bir belirtinin kanser olmadığını doğrulamak için yüksek maliyetli testlere başvururlar.
devamını gör...
güne bir alıntı bırak
friedrich nietzsche, iyinin ve kötünün ötesinde(oda yayınları, 6. baskı), dördüncü bölüm: aforizmalar ve perde arası(sf:67), 81 no'lu aforizma: denizde susuzluk çekerek ölmek korkunç bir şeydir. gerçeğimizi böyle tuzlamamız şart mı artık, susuzluğumuzu gidermesin diye?
devamını gör...
dilipak'ın goethe kant dostoyevski müslümandı yorumu
tabii tabii en bilinen bilgidir bu, ama darwin'i de ekleyin lütfen onu unutmuşsunuz.
devamını gör...
14 şubat galatasaray kasımpaşa maçı
ilk yarı ile ikinci yarı oyunu arasında çok büyük farklar olduğunu bizlere göstermiş olan maç.
kasımpaşa kalecisi ertuğrul'u özellikle tebrik etmek gerekiyor, büyük bir farkı önledi.
fakat galatasarayın daha bir oturmuş oyun sergilemesi gerekiyor artık, tamam iyiyiz ama daha iyi olmalıyız.
kasımpaşa kalecisi ertuğrul'u özellikle tebrik etmek gerekiyor, büyük bir farkı önledi.
fakat galatasarayın daha bir oturmuş oyun sergilemesi gerekiyor artık, tamam iyiyiz ama daha iyi olmalıyız.
devamını gör...
persepolis
2007 yapımı aynı isimli kitabı da olan bir animasyon filmidir. iran’da ailesiyle birlikte yaşayan marjane isimli bir kızın şah'ın devrilmesi sonrasındaki çocukluk, gençlik ve yetişkinlik yıllarını anlattığı otobiyografi şeklinde trajikomik bir filmdir. marjene’nin çocukluk masumiyetiyle o dönemin sorgulamalarını barındırır bu film. marjaene punk müziğe, iron maiden’e olan ilgisi başta olmak üzere diğer çocuklardan çok farklı bir bakış açısı olan kızdır. yeni devrimle daha özgür ve demokratik olacaklarını düşünen o dönemin insanları, hayat koşullarının daha da kötüye gitmesi ve özgürlüklerinin sınırlandırılmasıyla karşı karşıya kalırlar...
filmden bir kaç replikle bitirelim:
"asla unutma. korku farkındalığımızı yitirmemize neden olur. o da bizi birer korkağa çevirir."
........
"-bayan, neden koşuyorsunuz?
marjane: geç kaldım, beş dakika sonra dersim var!
-ama yollarda böyle koşturamazsınız! koştuğunuz zaman kalçanız sağa sola sallanıyor. bu, günahtır!
marjane: siz de bir zahmet kalçalarıma bakmayın!"
filmden bir kaç replikle bitirelim:
"asla unutma. korku farkındalığımızı yitirmemize neden olur. o da bizi birer korkağa çevirir."
........
"-bayan, neden koşuyorsunuz?
marjane: geç kaldım, beş dakika sonra dersim var!
-ama yollarda böyle koşturamazsınız! koştuğunuz zaman kalçanız sağa sola sallanıyor. bu, günahtır!
marjane: siz de bir zahmet kalçalarıma bakmayın!"
devamını gör...
13 eşini aynı anda hamile bırakan adam
pancar motoru.
devamını gör...
suudi arabistan'ın türk okullarını kapatması
ne arabın yüzü ne şam'in şekeri.
devamını gör...
birden fazla kitabı beraber okumak
üniversite dönemimde çok yapmışlığım var ve muazzam bir şey. haftada 2-3 kitabı rahatlıkla bitirebilmek de cabası. yöntemi falan da yok aslında, bir kitaptan diğerine geçince karışıklık ya da unutkanlık yaşadığımı hatırlamıyorum.
devamını gör...
mahlaslardan meslek tahmin etmek
nymphe: genetik çeşitlilik uzmanı.
devamını gör...
18 yaşından küçük sözlük yazarları
dahil olduğum yazarlardır. çok fazla yok ama. benim bildiğim üç kişi daha var. isimlerini vermek istemiyorum dilerlerse onlar da yazarlar.
ayrıca sözlüğe üye olmak için 18 yaş sınırı olduğu da hiçbir yerde yazmıyor.
ayrıca sözlüğe üye olmak için 18 yaş sınırı olduğu da hiçbir yerde yazmıyor.
devamını gör...
aslan kaç para parapum
öğrencilik yıllarında öğretmen sınıf listesini gozden geçirip sözlüye kaldiracagi kurbani seçerken, bekarlık dönemlerinde haftasonu disari cikmak için hazırlanırken annemin radarına girince, evlenince eşim eve gergin geldiyse, dersin ortasında okul müdürü "hocam dersten sonra bir bakabilir misiniz" derse, sevmediğim alt komşumla kapı girişinde karşılaşmışsam yani elimde olmayan durumlarla karşılastigimda
"çanlar benim için çalmaya başlamışsa" bir totem gibi istemsizce söylemeye başladığım replik.
"çanlar benim için çalmaya başlamışsa" bir totem gibi istemsizce söylemeye başladığım replik.
devamını gör...
tarihi çok mu geçmiş
bugün haberlerde gördüğüm ve kalbimi kıran bir teyze sözü.
tarihi geçtiği için çöpe atılan yiyecekleri çöpten toplayarak çocuklarına yemek yapan bir teyzenin sözü.
"teyze sen onu koy, tarihi geçmiş."
"yok yok tertemiz bak, tarihi çok mu geçmiş?"
7 çocuğu varmış, eşi açık kalp ameliyatı geçirdiği için çalışamıyormuş.
şimdi videoda eleştirecek çok şey bulacağız; "7 tane çocuğu neden yapmış?" diyeceğiz, "videoya çeken adam duyar kasmış" diyeceğiz, "gitsin çalışsın" diyeceğiz belki bilmiyorum. belki bunları söylerken haklılık payımız da vardır. yine de ne dersek diyelim bu teyze üzdü beni, içimde bir yerler acıdı.
oysa daha dün demedik mi "ekmek pahalı, emek ucuz" diye!
tarihi geçtiği için çöpe atılan yiyecekleri çöpten toplayarak çocuklarına yemek yapan bir teyzenin sözü.
"teyze sen onu koy, tarihi geçmiş."
"yok yok tertemiz bak, tarihi çok mu geçmiş?"
7 çocuğu varmış, eşi açık kalp ameliyatı geçirdiği için çalışamıyormuş.
şimdi videoda eleştirecek çok şey bulacağız; "7 tane çocuğu neden yapmış?" diyeceğiz, "videoya çeken adam duyar kasmış" diyeceğiz, "gitsin çalışsın" diyeceğiz belki bilmiyorum. belki bunları söylerken haklılık payımız da vardır. yine de ne dersek diyelim bu teyze üzdü beni, içimde bir yerler acıdı.
oysa daha dün demedik mi "ekmek pahalı, emek ucuz" diye!
devamını gör...
konfüçyüs
çin medeniyetinin değerler sisteminin düşünce babasıdır. günümüze uyarlayabileceğimiz sevdiğim bir sözü vardır bu sevimli amcamızın. özellikle çeşitli kademelerde yer işgal eden işgüzarlara gelsin o halde.
“hiçbir şey karanlık bir odada, siyah bir kedi aramak kadar zor değildir. hele odada siyah bir kedi yoksa !
“hiçbir şey karanlık bir odada, siyah bir kedi aramak kadar zor değildir. hele odada siyah bir kedi yoksa !
devamını gör...
her şeye bilmiyorum diyen insan
çakal insandır, bayılırım.
benim baba tarafında bir davranış bozukluğu var. hepsinde var ama. bir işi birkaç kez yaparsan o iş senin üstüne kalır. bir şeyleri yapabildiğini anladıkları an tüm sorumlulukları senin üzerine yıkarlar. bir odaya girersin, orada 9 kişi vardır ve toplam aykü anca 90 falandır. en fazla. bu aptal insanlar olduğu için böyle değildir ama, aptal gibi davranarak sorumluluklardan kaçtıkları için böyledir. rolüne adapte oluyor hepsi. aykülerini düşünce gücüyle düşürüyorlar. bilim araştırmalı bu insanları.
benim yaşları 90 olan akrabaları görmüşlüğüm var. kafadan hepsi 4 işlem yapan, 70 yıl öncesini tarih ve saat ile anlatan insanlardı. ama bu insanlar bir iş yapması gerekiyorsa hebele hübele diye konuşmaya başlarlar. hafıza sanki bir daha gelmeyecekmiş gibi gider hepsinde.
mesela elektrik süpürgesine bakar ve bu nasıl çalışıyor diye sorar. bunu soran insan kendi döneminde iyi eğitim almış, kaptan olmuş, ülke ülke gezmiş, çok farklı kültürler görmüş, oturup birkaç saat içinde bir romanı bitiren babam bu arada. bakıyor ve bu nasıl çalışıyor diye soruyor. yapması gereken tek şey eve giren kafam kadar böceği içine çektirmek. ben birkaç kez bir şeyler nasıl çalışıyor gösterirken baktım o işi kendim yapıyorum, babam ortamdan kaçmış, akıllandım. bir bak bakalım diyorum, acaba neresine basmak gerekiyor. öyle dikkatle bakıyor ve asla hamle yapmıyor. bir kez izledim, 2 dakika falan öylece baktı. elini falan kaldırmadı, ayağı kaldırmadı, sadece baktı. baska işleri yapması gerekirse yine sadece bakıyor. ya lanet olsun tamam ben yaparım dediğin ana kadar..
o yüzden ben bu ailenin içinde hiçbir şey bilmeyen o insanlardan biri haline geliyorum. en iyi bildiğim şeyi sorsunlar, bilmiyorum derim. hatta iş yaşamım ile ilgili işlerine yarar bir şey olursa ki bu sağlık bile olabilir kolay kolay o toplara girmem. kendi işimi bile bilmem. yemeğin tuzuna bak desinler, anlamam derim. yemek pişmiş mi diye sorarlar, ben pek bilmiyorum derim. şuraya bir gir bak derler, telefon bozuk derim.
3 kez markete gidersen o noktadan sonra hep markete senin gitmen bekleniyor ya, marketin yolunu bile bilmiyor oluyorum bir noktadan sonra.
yıldım.
benim baba tarafında bir davranış bozukluğu var. hepsinde var ama. bir işi birkaç kez yaparsan o iş senin üstüne kalır. bir şeyleri yapabildiğini anladıkları an tüm sorumlulukları senin üzerine yıkarlar. bir odaya girersin, orada 9 kişi vardır ve toplam aykü anca 90 falandır. en fazla. bu aptal insanlar olduğu için böyle değildir ama, aptal gibi davranarak sorumluluklardan kaçtıkları için böyledir. rolüne adapte oluyor hepsi. aykülerini düşünce gücüyle düşürüyorlar. bilim araştırmalı bu insanları.
benim yaşları 90 olan akrabaları görmüşlüğüm var. kafadan hepsi 4 işlem yapan, 70 yıl öncesini tarih ve saat ile anlatan insanlardı. ama bu insanlar bir iş yapması gerekiyorsa hebele hübele diye konuşmaya başlarlar. hafıza sanki bir daha gelmeyecekmiş gibi gider hepsinde.
mesela elektrik süpürgesine bakar ve bu nasıl çalışıyor diye sorar. bunu soran insan kendi döneminde iyi eğitim almış, kaptan olmuş, ülke ülke gezmiş, çok farklı kültürler görmüş, oturup birkaç saat içinde bir romanı bitiren babam bu arada. bakıyor ve bu nasıl çalışıyor diye soruyor. yapması gereken tek şey eve giren kafam kadar böceği içine çektirmek. ben birkaç kez bir şeyler nasıl çalışıyor gösterirken baktım o işi kendim yapıyorum, babam ortamdan kaçmış, akıllandım. bir bak bakalım diyorum, acaba neresine basmak gerekiyor. öyle dikkatle bakıyor ve asla hamle yapmıyor. bir kez izledim, 2 dakika falan öylece baktı. elini falan kaldırmadı, ayağı kaldırmadı, sadece baktı. baska işleri yapması gerekirse yine sadece bakıyor. ya lanet olsun tamam ben yaparım dediğin ana kadar..
o yüzden ben bu ailenin içinde hiçbir şey bilmeyen o insanlardan biri haline geliyorum. en iyi bildiğim şeyi sorsunlar, bilmiyorum derim. hatta iş yaşamım ile ilgili işlerine yarar bir şey olursa ki bu sağlık bile olabilir kolay kolay o toplara girmem. kendi işimi bile bilmem. yemeğin tuzuna bak desinler, anlamam derim. yemek pişmiş mi diye sorarlar, ben pek bilmiyorum derim. şuraya bir gir bak derler, telefon bozuk derim.
3 kez markete gidersen o noktadan sonra hep markete senin gitmen bekleniyor ya, marketin yolunu bile bilmiyor oluyorum bir noktadan sonra.
yıldım.
devamını gör...
messier nesneleri
fransız astronom charles messier tarafından düzenlenmiş olan "bulutsu ve yıldız kümesi kataloğu"nda bulunan gök cisimleri. aslında bunu yaparken amacı, kendi ilgi alanı olan kuyruklu yıldızlardan, diğer gök cisimlerini ayırmaktı.
kuzey yarım küreden görülebilen bulutsu ve yıldız kümelerinden 110 tanesini içerir ve bunların bulunduğu kataloğa da messier kataloğu denir.
messier, eski bir katalog olmakla beraber günümüzde hâlâ bu katalog isimlerine atıfta bulunulur astronomide. cisimlerin önüne büyük m harfi getirilerek ve cismin keşfedilme sırası gözetilerek isimlendirme yapılmıştır. örneğin hepimizin andromeda galaksisi olarak bildiği gök cismi, bu katalogda m 31 olarak geçer.
kuzey yarım küreden görülebilen bulutsu ve yıldız kümelerinden 110 tanesini içerir ve bunların bulunduğu kataloğa da messier kataloğu denir.
messier, eski bir katalog olmakla beraber günümüzde hâlâ bu katalog isimlerine atıfta bulunulur astronomide. cisimlerin önüne büyük m harfi getirilerek ve cismin keşfedilme sırası gözetilerek isimlendirme yapılmıştır. örneğin hepimizin andromeda galaksisi olarak bildiği gök cismi, bu katalogda m 31 olarak geçer.
devamını gör...