bayram namazı sırasında hocanın bana fake atmasi ve tüm gün boyunca abimlarin benimle dalga geçmesi.

bir keresinde ayakkabılarım çalındığını sandığım için uzun bir süre egilik şekilde kaldım. oradan ayakkabıların calinmadigini görünce geri kalktım birde ne göreyim? şöyle bi 2-3 kişi de beni taklit ettiği için hemen benden sonra kalktılar.

şu ana kadar yaşadığım en sansasyonel anı bu olabilir. birde geçen sene namaza yetisemedigimiz halde eve gelince herkese namaza yetiştik demiştik. bizden biraz sonra babam gelince yalanimiz ortaya çıkmıştı. baya bı utanmıştım.

elini kesen kasap ve firar eden danalar.
devamını gör...

aşk ve ölümün aynı potada eridiği charles baudelaire şiiri. orijinal ismi la mort des amants olan şiir baudelaire'ın les fleurs du mal (kötülük çiçekleri) şiir koleksiyonunda yer alan ve ne yazık ki çeviri sırasında duygu yoğunluğunu kaybetmese bile temsil ettiklerinin pek çoğunu yitiren bir şiir. esasında baudelaire şiirde ölümü yalnızca son dizesi haricinde kullanmamış daha çok şiir boyunca onu başka biçimlerde sembolize etmiştir ve sözü geçen aşkın manevi olduğu da aşikar. şiir incilden pek çok göndermeye sahip olmasının yanı sıra ölüm bir ayrılık hali olarak değil ulaşılması gereken bir ideal olarak resmediliyor baudelaire tarafından. yani daha açıkça anlatmak gerekirse ölümün nihai sonu temsil etmesinden ziyade aşıklar için sonsuzluğa açılan bir kapı görevi görmesinden dolayı ulaşılacak/kavuşulacak veya sahip olunacak bir noktada durmasını sağlıyor. şiirin çeviri sırasında temsil ettiklerini yitirmesinin sebebi de bir noktada bundan kaynaklanıyor. yoksulların ölümü veya orijinal ismi ile la mort des pauvres şiirinde gördüğümüz ölümü yüceltme durumunu bu şiirde de görüyoruz ki o şiirde de incil göndermeleri çok sık yapılıyor ama baudelaire yoksulların ölümü şiirinde ölümü yaşayan herkesi eşit şartlara getirecek bir durum olarak gördüğü için yüceltirken bu şiirde sonsuzluğa açılan kapı işlevi gördüğü için yüceltiyor yine de tüm bu farka rağmen esasında benzer düşüncelerin ürünü bu iki şiir; ölüm arzu edilene doğru giden bir yoldur düşüncesi iki şiiri de besliyor.


yatağımız olacak ,hafif kokuyla dolu,
divanımız olacak ,bir mezar gibi derin;
bizim için açılmış, en güzel iklimlerin
o garip çiçekleri süsleyecek konsolu.


nous aurons des lits pleins d'odeurs légères,
des divans profonds comme des tombeaux,
et d'étranges fleurs sur des étagères,
ecloses pour nous sous des cieux plus beaux.


son sıcaklıklarını sarfederek hovarda,
birer ulu meşale olacak kalplerimiz;
çifte ışıklarından gidip gelecek bir iz
ikimizin ruhunda, o ikiz aynalarda.


usant à l'envi leurs chaleurs dernières,
nos deux coeurs seront deux vastes flambeaux,
qui réfléchiront leurs doubles lumières
dans nos deux esprits, ces miroirs jumeaux.


pembe, lahuti mavi bir akşam saatinde,
veda'la dolu, uzun bir hıçkırık halinde
yanacak aramızda bir tek şimşeğin feri;


un soir fait de rose et de bleu mystique,
nous échangerons un éclair unique,
comme un long sanglot, tout chargé d'adieux;


nihayet kapıları biraz aralayarak,
sadık ve şen bir melek gelip uyandıracak
buğulu aynaları ve ölmüş alevleri


et plus tard un ange, entr'ouvrant les portes,
viendra ranimer, fidèle et joyeux,
les miroirs ternis et les flammes mortes.


devamını gör...

babamla geçen gün bu yüzden kavga ettik. tanrı demenin chp işi olduğunu iddia ediyor akpli yaşlı tayfa. valla ben bu zihniyetten bıktım açıkçası. akpli baba çok zor. bu arada tanrı kelimesinin etimolojik olarak tengir- fiilinden geldiği düşünülüyor. tengir- yani döndür-. dünyayı döndüren manasında da tanrıya evrildiğini düşünüyoruz. türkçe'ye hayranım ben ya, şu kelimelerin kökenini, mantığını bilip sevmemek elde değil. ben tanrı diyorum valla. bence çok güzel kelime.
devamını gör...

bazı kızların en sevdiği eylemlerden biridir.

ülke ekonomisinden bahsedilir, döviz kuruna değinilir, biraz siyaset konuşulur, yerel ve genel seçim tahminleri yapılır, ülkemizin senelik ihracat ve ithalat veri tahminleri yapılır. en son da en sevdiğimiz oje markalarından ve saç kremlerinden bahsederiz. belki pofuduk kek tarifi de veririz.

mesajlaşmak isteyen kızlar acil dm.
devamını gör...

düşünce uykuyu kaçırır. düşünmek ıstırabı göze almaktır.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

instagramda mıyız diye düşündüren başlık. burada önemli sandığım fikirleri cümlelere dönüştürüyorum ve beğeni alması mutlu ediyor. beğeni almazsa mutsuz etmiyor. kimseyi üzmeden, incitmeden düşüncelerimi ifade edebiliyorsam daha ne isterim bir sözlükten?
devamını gör...

gereksiz insanların sıklıkla kullandığı şimdilerde tarihe gömülmüş cümle.

gerçekten kral gibi olan insan mütevazi olur ve abartılı konuşmaz.

kendini bu şekilde büyütmeye çalışan kişiler ise boş insanlardır.

ne demiş necip fazıl kısakürek:

eskici bağırır,antikacı bağırmaz
pazarcı bağırır,kuyumcu bağırmaz
sadece malı ucuz olanlar kendi reklamını yapar.
devamını gör...

sevdan beni
terketmedi sevdan beni,
aç kaldım, susuz kaldım,
hayın, karanlıktı gece,
can garip, can suskun,
can paramparça...
ve ellerim, kelepçede,
tütünsüz uykusuz kaldım,
terketmedi sevdan beni...

ahmed arif
devamını gör...

neeeeeeeeeeeee yemin ederim ağzım açık bakıyorum şuan. ulan siz köylü kurnazı sözde bağımsız merkez bankası imajı çizip faiz arttırırsınız heeeee
siz köylü kurnazları piyasa tepki veremesin diye haftanın kapanışını beklersiniz heeeee
ben bile inanmıştım lan bu sefer. bu kadar da olamaz demiştim. bunu okuyan yazarlar size sadece şunu söylüyorum : “pazartesini bekleyin”.
- merkez bankası başkanının görevden alınması
- resmî gazetede yayımlanan kararlar
- istanbul sözleşmesinin feshi
- siyasi partileri kapatma girişimi.
ulan faiz bu noktada ilken, daha yeni artırım yapılmışken sizin kafanız hiç mi çalışmıyor da böyle ahmakça bir hamle yapıyorsunuz ? şimdi uçan dövizi kim durduracak ? faizler indiğinde ne olacak ?
size şu kadarını söylüyorum :
artık bu ülkeyi gökten isa musa muhammed üçlüsü inse bile kurtaramaz bu çıkmazdan.
bile bile lades yapmaktır bunun adı. unutma ey hükümet, piyasa affetmez....
devamını gör...

hissislik.bir yerden sonra artık,karşıdaki kim olursa olsun -sevgili,eş,arkadaş,dost,hatta kardeş,anne,baba- ona karşı hiçbir şey hissedememek.an gelir sevmek istersin,istesen de artık olmuyordur.an gelir nefret etmek istersin,çabalarsın.o da olmaz,nafile,beceremezsin.üzülmek istesen yine aynı,sebep bile bulamazsın.artık karşındaki insan ıssız bir boşluktur.tanımsız,sıfatsız,kimliksizdir.herkesin sahip olduğu isimler gibi,sadece bir isim sahibi olarak kalacaktır bellekte. o kadar ve o eşikte aşılmıştır artık.
devamını gör...

olum sakin olun dediğim başlıktır.
lan insanlar not çıkarıyor işe gidiyor ders çalışıyor.
ayrıca ne bu yürütme kaygısı yürüsün diye mi yazıyorsunuz yahu.
devamını gör...

sineklerin, biz insanları kıskandıracak özellikleri. her şeyi çeken yerçekimi onları çekmemektedir.
işin gerçeği, ayaklarında bulunan vantuzlardır. aynı lavabo açacağı gibi, sineğin ayağı da bastığı yere yapışır.
devamını gör...

sevdiğim naif yazarlardan.

dünkü başlık konusuna gelirsem, herkes fikirlerini söylemekte tabi ki serbest. bunun için özür dilenecek bir durum yok bence. üst üste olan olaylardan dolayı da etrafta görülen sisin aralanması için faydalı olduğunu düşünüyorum. herkes fikrini söyledi, içlerinden geçenleri yazdı. bu düşüncelerin ayrı başlıklar yerine tek başlıkta olması iyi oldu. belki bu yazılmasaydı, hala bugün bunun tartışması sürüyor olacaktı.

kendisinde haklı bir tedirginliğin olması normal; muhtemelen nispeten yeni yazarlarda da olmuştur bu tedirginlik. kendisini üzmesin ve yazmaya devam etsin.
devamını gör...

notion notlarınızı düzenlemenizi listeler oluşturmanızı sağlayan uygulamadır . yaklaşık 2 aydır kullanıyorum hem mobil hem pc sürümü gayet stabil kullanılıyor ayrıca notlarınızın arkasına fotoğraf koyabiliyorsunuz telefondan aldığınız notu bilgisayarda görebiliyorsunuz saymakla bitmeyecek artıları mevcut eksiklerini henüz görmedim görünce paylaşılacaktır.
devamını gör...

özellikle sosyal medya kullanımının artmasıyla kronikleşmiş bir durumdur.
insanların normalden çok daha fazla abartılı görüntüler paylaşması ile birlikte bunu gören diğer kişilerin ben neden böyle değilim düşüncesini ister istemez sordurmasıyla başlar.
burada düşünülmesi gereken en doğru düşünce ise herkesin her zaman mutlu olamayacağı, hayatın inişleri ve çıkışlarının normal olduğu fikridir.
bir de bunun için mümkün olduğunca sosyal medyadan uzak durmak insanı dinginleştirebilir.
devamını gör...

bir marcel proust eseri. kayıp zamanın izinde serisinin ikinci kitabıdır.

öncelikle kitap hazmetmesi çok zor olan bir kitap. öyle elinize alıp hazmederek rahat rahat okuyacağınız bir kitap değil. yani bence öyle.
kitabı uzun bir sürede okudum hatta okurken araya başka kitaplar aldım. uzun cümleler, detaylı betimlemeler, müthiş tasvirler insana hem keyif veriyor hem sizi çok zorluyor.
yazarın gözlemleri son derece nefis. zaten size keyif veren kısmı burası oluyor. gençlik, aşk, kıskançlık, ilişkiler, hayat, yaşamak gibi konular üzerine nefis gözlemler yapmış ve bunu ustalıkla cümlelere aktarmış.

kitap yazıldığı dönemi çok iyi anlatıyor. sebebi proust olması tabii. hayatımızda yaşadığımız veya elbet bir gün yaşayacağımız anıları veya olayları o kadar güzel aktarıyor ki şaşırıp kalıyorsunuz.
ilk kitapta da dikkatimi çekmişti. yazar bazı konularda öyle bir yazıyor ki " aaa cidden öyle ya" diyorsunuz. bol bol "harbiden lan" cümlesini kuruyorsunuz.
aslında normal ve sade olan olayları çok güzel anlatıyor.
gençliğimizde yaşadığımız sevgi ve aşk kavramlarını, yaşadıklarımızı, hissettiklerimizi okuyoruz. okurken keyif alıyoruz. bazen zorlanıyoruz ve sindiremiyoruz.
normalde kitap okurken veya bir metin okurken cümleleri okursunuz ve anlayarak devam edersiniz.marcel proust ve kayıp zamanın izindeserisinde cümleleri defalarca okuyorum. o yüzden hazmetmesi zor bir eser demiştim. defalarca bir cümleyi anlamak ve yazar ne anlatmak istemiş diye düşünmekle geçiriyorum. bu bazen keyif veriyor bazen sıkıcı oluyor.

kitabı okumadan önce bir youtuber tavsiyesiyle "suçluyorum" kitabını okumuştum. iyi ki okumuşum diyorum. okumak şart değil ama okursanız iyi olur diyebilirim. (bkz: suçluyorum)

üçüncü kitaba geçmeden önce biraz başka yazarları okuyup proust metinlerini özlemeye çalışacağım. seri iyi gidiyor. böyle devam edeceğini düşünüyorum. kitabı ve seriyi tavsiye ederim.

sebebi ise kitabın arkasında yazıyor. bence kitabı çok iyi anlatan bir cümle.


kayıp zamanın izinde hem komik romandır hem trajik roman, hem serüven romanıdır hem şiirsel roman, hem düşlerin romanıdır hem de imgeler romanı...
devamını gör...

bazı ev hanımlarına üstün hizmet belgesi verilmesi gerekiyor. aklım almıyor; çocuk büyüt, evi temizle, yemek yap evdeki bütün sorumluluk sende çok zor iş, ne sabahı ne akşamı belli. tüm bunları yapıp çalışmıyor kelimesini kullanmak inciticidir.
devamını gör...

fransa'nın başkenti paris'te bulunan ve hemen hemen her yaştan insana hitap eden eğlence parkı.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
ilk disneyland parkı abd’li film yapımcısı walt disney tarafından 1955’te los angeles'ın güneyindeki anaheim şehrinde açılmış. sonrasında bunu sırasıyla orlando, tokyo ve paris takip etmiş.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
disneyland'ın aslında resmi ismi euro disney resort, iki tematik parkın birleşiminden oluşuyor. bunlar: disneyland park veo ve hemen yanında 2002 yılında açılmış olan walt disney studios park. toplamda iki bin hektarlık alana yayılmış olan kompleksin içinde konaklamak için oteller, restoranlar, yapay göller, golf sahaları ve çeşitli etkinlik merkezleri mevcut.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
disneyland park'ta disney karakterleri ve bu karakterlerin dünyasına ait atmosfer mevcut, bu özelliği ile küçüklere daha çok hitap ediyor. walt disney studios'ta ise genel olarak televizyon ve sinema dünyasının çeşitli yapımlarının korku ve adrenalin seviyesi yüksek versiyonları mevcut. bu da da alanı daha çok yetişkinlere hitap ettiriyor.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
bu koca alan toplamda dört tematik bölüme ayrılmış. bunlar peri masalı temalı fantasyland, uzay ve bilim temalı discoveryland, vahşi batı ve kovboylar temalı frontierland ve son olarak da indiana jones ve karayip korsanları maceraları teması ile adventureland.
disneyland, paris'in merkezine 30 kilometre mesafede olan marne-la-vallée şehrinde yer alıyor. parka ulaşım trenle ve özel araçla kolaylıkla sağlanabiliyor.
gitmek isteyenler için minik bir tavsiye: buraya gitmek istiyorsanız planınızı çok sıcak yaz günlerine bırakmayın. çünkü parka tek bir bilet ile giriyor ve gün boyu burada kalabiliyorsunuz. bu da isteyen herkesin istediği oyuncağa binebileceği demek oluyor ki oyuncakların önünde inanılmaz kuyruklar oluşabiliyor. hem uzun kuyruklarda yaz sıcağında beklememek hem de daha az insanın olduğu zamana denk getirmeniz daha eğlenceli bir gün geçirmenizi sağlar diye düşünüyorum. ha bir de son olarak 17.00 da bir geçit töreni gerçekleşiyor, bu törene de mutlaka iştirak ediniz, çok tatlı bir görüntü oluyor.
kaynağın bir kısmı : disneyland
devamını gör...

birkaç gece önce her şeye rağmen iyi bir insan olduğuna ve karşılaşırsak "neden yaptın?" demeyeceğime karar verdim.

sanırım bu artık unutmanın ötesinde bir şey; saygı duymaya, yargılamamaya ve en önemlisi kızmamaya başlamak. ondan sonra sadece flört evresine kadar gelebildiler. korkuyordum aynı şeyleri yaşamaktan, artık korkmuyorum. herkesin bir olmadığını fark ettim. bir de onun yaşı benimkinden büyüktü. bana birçok konuda farkındalık ve olgunluk kazandırdı. evet, iyi yönlerini daha çok görmeye başladım. biraz da özledim galiba, sevgili oluşunu değil, bir sırdaş gibi beni dinleyişini.

ama "bitti o şiir, başka mısra gerekmez" demiş cahit zarifoğlu. ne de güzel demiş.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim