annenin en iyi olduğu konu
onca yeteneklerinin arasından hangisini seçebilirim bilmiyorum ama kayıp olduğunu sandığım şeyleri bulabilmesi en işime yarayan yeteneği*.
devamını gör...
çocuklarla girilen komik diyaloglar
alt komşunun kızı kayınvalideme beni kastederek "sen onun babaannesi misin?" diye sordu. kadın da şaşırdı "ben yaşlı mı görünüyorum?" diye sordu kız hiç tereddüt etmeden "hayır şişmansın" dedi. 3 gündür buna gülüyoruz.
devamını gör...
190 boyundaki türk erkeği
efendim (benimdir.)
edit: moderatör tanım istemiş.
edit: moderatör tanım istemiş.
devamını gör...
elma yedi diye insanı dünyaya kovan tanrı
çok da önemli değil ama elma olmadığını belirtmek isterim. yasak meyve olarak geçer.
elma olduğunu iddia edenler de var üzüm olduğunu iddia edenler de var.
hatta ortadoğuda elma olduğunu kabul edip sırf rengi kırmızıydı yok yeşildi yok sarıydı tartışması ile farklı tarikatlar oluştuğu da bilinir.
ama kovulma olayının kendisinin de yasaklı meyvenin de tamamen imgesel simgeler olduğu düşünülebilir.
belki yasaklı meyve insanın aydınlanmasıdır.
belki cehalet cennetin ta kendisidir.
dünya ise aydınlanmanın getirdiği o ızdırap halidir.
elma olduğunu iddia edenler de var üzüm olduğunu iddia edenler de var.
hatta ortadoğuda elma olduğunu kabul edip sırf rengi kırmızıydı yok yeşildi yok sarıydı tartışması ile farklı tarikatlar oluştuğu da bilinir.
ama kovulma olayının kendisinin de yasaklı meyvenin de tamamen imgesel simgeler olduğu düşünülebilir.
belki yasaklı meyve insanın aydınlanmasıdır.
belki cehalet cennetin ta kendisidir.
dünya ise aydınlanmanın getirdiği o ızdırap halidir.
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
devamını gör...
normal sözlük'te küfrün yasak olması saçmalığı
saçmalık değil olması gerekendir. bir sözlükte küfürün serbest olması hoş değil bence. yoksa buralar kendini sadece küfürle ifade eden seviyesiz insanlarla dolar taşar. böylesi çok daha iyi.
devamını gör...
şarabın yanında iyi giden şeyler
ay yüzlü sevgili demiş hayyam rubayilerde.
devamını gör...
19 mayıs atatürk'ü anma gençlik ve spor bayramı
malum iktidar sayesinde hiçbir bayramı kutlamadigimiz gibi bunuda kutlamadigimiz, çok değerli bir bayramimiz.
devamını gör...
3000 tl maaş alan erkeğin utanmadan sevgili yapması
başlıktan utandım
devamını gör...
ankara'nın en güzel yanı
pavyoncu tayfa dışında gerçekten cumhuriyet insanlarından oluşması. eğitimi, kültürü adım atar atmaz hissetmek.
devamını gör...
okuduğun kitaptan bir alıntı bırak
devamını gör...
arkadaş zekai özger
lise yıllarımda şiirlerini tanıdığım ve ne zaman şiirlerine denk gelsem buruk bir gülümseme ile andığım talihsiz şair. lise yıllarım, devlet kütüphanesinin demir kapısının orada sigara içiyorum bir yandan da bir an önce bitse de içeri girsem diye ellerimi ovuşturup duruyorum. benden nereden baksan iki kafa uzun bir genç durdu önümde, çakmak rica etti. cebimdeki kibrit kutusunu çıkarıp verirken gözüm elindeki kağıtlara ve bir kaç kitaba ilişti ama ses etmedim. köşeye yaslanıp sigarasını içmeye başladı ama ben meraktan çatlayacağım, alamıyorum gözlerimi elindeki kitaplardan ve kağıtlardan. ben öyle elindekilere dik dik bakınca ister istemez anladı muhtemelen ve bakmak ister misin diye seslendi. bugün çok sevdiğim bir kaç şairin şiir derlemesi vardı elinde ama kağıda kötü bir şekilde karalanmış olan arkadaş zekai özger'in aşkla sana şiiri çok dikkatimi çekmişti. sigarayı telaşla atıp, beş dakika bekleyebilirse eğer içeriden çantamı almam gerektiğini izin verirse şiiri kağıda geçirmek istediğimi söylediğimde suratında oluşan ifadeyi hatırladığım zaman hâlâ gülümsüyorum. iyi bir insandı, gerçekten beklemişti ve şiiri kağıda geçirmeme izin vermişti. şiir beni o kadar etkilemişti ki günlerce başka bir şey okumadım. ne zaman kütüphaneye gitsem gözlerim onu arardı, beni gördüğünde gülümser el sallar ve selam arkadaş derdi. isimlerimizi hiç söylemeden aylarca yalnızca arkadaş diye seslendik birbirimize zaman geçti ve sonra bir daha hiç karşılaşmadık ama arkadaş ve arkadaş zekai özger'in yeri bende hep ayrıdır. tekrar o şehre dönersem eğer o kütüphanenin kapısına bir not bırakacağım: niye kapalı kapılarınız - bulamıyoruz
alnını
dağ ateşiyle ısıtan
yüzünü
kanla yıkayan dostum
senin
uyurken dudağinda gülümseyen bordo gül
benim kalbimi harmanlayan isyan olsun
şimdi dingin gövdende
uğultuyla büyüyen sessizlik
birgün benim elimde
patlamaya sabırsız mavzer olsun
başını omzuma yasla
göğsümde taşıyayım seni
gövdem gövdene can olsun
söyle bana ey
ölümün açıklayıcı pervanesi
hangi yavru tek başına yiğittir
hangi yangın bir başına söndürülür
ah herkes susuyor
hiçkimse bilmiyor içimin yangınını
ah herkes mi susuyor
kalbimi kalbine bağladığım dostum
ah herkes mi susuyor
kalbi kalbimize benzeyen dostlar
bir çarmıh gibi bırakıyorken kendini dünyaya
hayatın ateş renkli kelebekleri
bir bir tutuluyorken korkunç koleksiyonlar için
ah herkes mi susuyor
bağırsam içimdeki dehşeti
hırsım deler mi toprağı
beni
acısıyla onduran
dostumu
aşkla vurduran hayat
sana
yaşananla harlanan bağrımın sevdasını akıttım
dünyanın yeni baharına
çatlarken kadim güneş
bağrım delinirken fidanların kanıyla
anamın doğurgan karnıdır diye
sevgilimin sütlenecek göğsüdür diye
dostumun üretken gülüdür diye
sana bağlandım
sana sarıldım
beni umutsuz koma
tarihle avutma beni
çünki aşkla sınanmışım sana
sana yangınla, suyla, ateşle
ölümle, yaprakla, şiirle sınanmışım
ey yaşarken kanayan acı
şimşekli gök, tufan, kan fırtınası
uçurum kıyısında hızla büyüyen ot
yapraksız bir ölümün anısı için
körpecik kuzuların derisi için
beni tarihle avutma
umutsuz koma beni
akıtsam deliren sevdamı
köpürürmü hayatı besleyen su
ey benim
yedi başlı kartalım
her başını
bir dağ başlangıcında koyanım
senin
böyle diri bir akarsu gibi kıvrılan gövdendir
bizim aşkımızı solduranların korkusu
çünki elbette bir su
kendi akacağı toprağın sertliğini bilir
ve suyun gövdesiyle yırtılınca toprak
artık ırmak mı ne denir
işte devrim
ona benzer bir akışın hızına denir
yarın ne olur bilirim ben
bahar gelir, otlar büyür
ölüm de yapraklanır
bir dağ bulur uzun uzun bakarım
bir çam ağacı gölgesi
güzel kokular veren
bir damla güneş görünce
sana da gülümseyeceğim yarin
şimdi senin uzanıp yattığın otlarda
yarın yeni bir yeşillik büyüyecek
alnını
dağ ateşiyle ısıtan
yüzünü
kanla yıkayan dostum
senin
uyurken dudağinda gülümseyen bordo gül
benim kalbimi harmanlayan isyan olsun
şimdi dingin gövdende
uğultuyla büyüyen sessizlik
birgün benim elimde
patlamaya sabırsız mavzer olsun
başını omzuma yasla
göğsümde taşıyayım seni
gövdem gövdene can olsun
söyle bana ey
ölümün açıklayıcı pervanesi
hangi yavru tek başına yiğittir
hangi yangın bir başına söndürülür
ah herkes susuyor
hiçkimse bilmiyor içimin yangınını
ah herkes mi susuyor
kalbimi kalbine bağladığım dostum
ah herkes mi susuyor
kalbi kalbimize benzeyen dostlar
bir çarmıh gibi bırakıyorken kendini dünyaya
hayatın ateş renkli kelebekleri
bir bir tutuluyorken korkunç koleksiyonlar için
ah herkes mi susuyor
bağırsam içimdeki dehşeti
hırsım deler mi toprağı
beni
acısıyla onduran
dostumu
aşkla vurduran hayat
sana
yaşananla harlanan bağrımın sevdasını akıttım
dünyanın yeni baharına
çatlarken kadim güneş
bağrım delinirken fidanların kanıyla
anamın doğurgan karnıdır diye
sevgilimin sütlenecek göğsüdür diye
dostumun üretken gülüdür diye
sana bağlandım
sana sarıldım
beni umutsuz koma
tarihle avutma beni
çünki aşkla sınanmışım sana
sana yangınla, suyla, ateşle
ölümle, yaprakla, şiirle sınanmışım
ey yaşarken kanayan acı
şimşekli gök, tufan, kan fırtınası
uçurum kıyısında hızla büyüyen ot
yapraksız bir ölümün anısı için
körpecik kuzuların derisi için
beni tarihle avutma
umutsuz koma beni
akıtsam deliren sevdamı
köpürürmü hayatı besleyen su
ey benim
yedi başlı kartalım
her başını
bir dağ başlangıcında koyanım
senin
böyle diri bir akarsu gibi kıvrılan gövdendir
bizim aşkımızı solduranların korkusu
çünki elbette bir su
kendi akacağı toprağın sertliğini bilir
ve suyun gövdesiyle yırtılınca toprak
artık ırmak mı ne denir
işte devrim
ona benzer bir akışın hızına denir
yarın ne olur bilirim ben
bahar gelir, otlar büyür
ölüm de yapraklanır
bir dağ bulur uzun uzun bakarım
bir çam ağacı gölgesi
güzel kokular veren
bir damla güneş görünce
sana da gülümseyeceğim yarin
şimdi senin uzanıp yattığın otlarda
yarın yeni bir yeşillik büyüyecek
devamını gör...
kendine pozitif oy verememek
güzel entry yazdığım zaman kendimi omzumdan öpüyorum. fiziksel like.
devamını gör...
y kuşağı
sürekli z kuşağından şikayet eden, ayrıştırıcı, ötekileştirici kuşak.
sadece bu kuşağın mensupları top, taso vs. oynadığını zanneder. bazıları soba denen şeyin tedavülden kalktığını falan da düşünüyor. dünyadan haberdar olduklarını zanneder fakat bihaber yaşarlar.
nasılmış genelleme yapmak?
edit: az önce öğrendim z kuşağı değilmişim. sallamış bulundum biraz, helal edin.
sadece bu kuşağın mensupları top, taso vs. oynadığını zanneder. bazıları soba denen şeyin tedavülden kalktığını falan da düşünüyor. dünyadan haberdar olduklarını zanneder fakat bihaber yaşarlar.
nasılmış genelleme yapmak?
edit: az önce öğrendim z kuşağı değilmişim. sallamış bulundum biraz, helal edin.
devamını gör...
sözlükten hiç çıkmayan yazarlar
sözlük o kadar kendine bağlıyor ki insanı... çıkmak mümkün olmuyor. hep burada olan yazar. sözlüğü sevmiştir. yazarlara yapılan kitap destekleri de sözlüğün güzel tarafı. kitap kurtlarına önerilecek tek adres kafa sözlük.
devamını gör...
belgrad ormanına kamera yerleştirilmesi
public' cileri üzmüştür.
devamını gör...
türkiye'de unutulamayan olaylar
fenerbahçelilerin şampiyon olduk diye sahaya atlamaları.
devamını gör...
hürmet
insanlara karşı dikkatli, ölçülü, özenli davranmaya neden olan sevgi duygusu değer yargısı.
başkasının düşünce ve inancına hürmet et. tâ ki başkası da seninkine hürmet etsin.
ali fuad başgil
başkasının düşünce ve inancına hürmet et. tâ ki başkası da seninkine hürmet etsin.
ali fuad başgil
devamını gör...
linç kültürü
dil kültürü ve ahlâk bilgisi dışında gelişen ama etik olduğunda tadından yenmeyen girişim. bakın girişim, burası cokomelli.
devamını gör...
