ac/dc'nin sesi son ses açıp dinlediğinizde, komşu tarafından her gece bakire kurban edip kedi kanı içtiğiniz dedikodularının yayılmasına büyük katkı sunacağı zıngır zıngır parçası.
devamını gör...

bu çocukla alakalı en çok ilgimi çeken şey inanılmaz bir özgüveni ve saha görüşü olması. avrupadan gelen oyuncular atletizm olarak nba oyuncularında doğal olarak yaklaşamadıkları için yüksek şut yüzdesiyle, basketbol zekasıyla veyahut oyun görüşüyle tutunmak zorundalar. jokic ve luka gibi zekasıyla oynayan oyuncuları gördükçe alpereni de onlara benzetiyorum. özellikle 19 yaşına rağmen inanılmaz özgüveni, ayak bilek kordinasyonu çok etkileyici. pota altında fizik gücüyle bullylemek isteyen oyuncuları footwork ve pumpfake'ler ile maymuna çeviriyor. hele geçen milwaukee maçında bobby portis'e ve cousins'a yaptıklarını herhangi bir abusive ebeveyn çocuklarına yapmamıştır. cousins kalasının iq'su iki haneli olduğu için fizikiyle korkutacağını sandı alperen'i ama 4 faul alınca şaşkına döndü. bobby desen ağlamak üzereydi pota altında feyk ata ata aptal etti portis'i. inanılmaz bir potansiyel.dalga geçiyor resmen rakip takımla. point center demelerinin sebebi de pas zekası çok iyi. penetre ettiği zaman dışarıda arkadaşlarının nerede olduklarını biliyor, onlara boş üçlük şansı tanıyor sürekli. boyu kısa ancak potaya giderken topu bıraktığı açıları çok güzel hesaplıyor, anlık kararlarını çok iyi veriyor. savunma sola kapandıysa sola hücum eder gibi gösterip sağdan garip bir şekilde potaya bırakıyor. inanılmaz keyifli onu izlemesi.
hidayet ve mehmet'i canlı izledim. ikisi de çaylak sezonlarında sönüktü, ancak çok çalışarak gerçekten nba'de iz bıraktılar. hele mehmet, üçlük atan şütör pivotların bence nba'de çoğalmasındaki en büyük sebeplerden biriydi. alperen ise jokic ekolünün en gözde öğrencisi şu anda. oyun görüşü yüksek, oyunu okumayı da iyi bilen, gerektiğinde üçlük de sokan, biraz tecrübeyle oyun yönetebilecek seviyeye gelecek.
devamını gör...

unutma beni çiçeği
son samuray ukdesidir.
unutmabeni bilimsel ismi ile myosotis (yunanca: "fare kulağı") olan bir çiçekli bitki cinsidir. boraginaceae familyasından olan cinsin bilimsel adı yunanca "fare kulağı" anlamına gelir ki bu isim çiçeğin yapraklarının şekline atıfta bulunur. yaygın ismi olan unutma beni isminin kökeni çiçeğin fransızcada yaygın bir şekilde ne m'oubliez pas (türkçesi: "beni unutma" veya "unutma beni") deyişiyle anılmasıdır ki fransızcadan bu kullanım ingilizceye de geçmiş ve orta çağ'dan beri çiçek ingilizcede de "unutma beni" anlamına gelen forget-me-not olarak anılmaktadır. birçok başka dilde de çiçeğe benzeri isimler verilmiştir. 


çiçekle ilgili farklı efsaneler bulunmakla beraber en ilginç özelliklerinden birisi lady diana'nin en sevdiği çiçek olmasıdır. kadın hayatı boyunca ve öldükten sonra subliminal mesaj vermeye devam etmiştir. küçük oğlu prens harry oğlu ile verdiği ilk fotoğrafta arka planda annesinin sevdiği çiçeklere yer vermektedir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

istanbulda gidip görülmesi gereken bir adadır. büyük adaya göre butik ve gezmesi kolay ve daha sakin olandır. plaj daha güzeldir. sahildeki krokanlı dondurmasını da yemeden geçmemenizi tavsiye ettiğim ada parçasıdır.
devamını gör...

naptın sattın mı dobloyu?...elde edemediğime dönüşmüşken ve buna alışmışken niye şimdi? şakaların canımı acıtıyor yapma.
devamını gör...

eğer beyin ve nörobilime meraklıysanız sizin için iyi bir yol göstericidir.
devamını gör...

sen beş para etmezsin..
devamını gör...

samimiyet ile laubalilik arasını ayıramayan, ergen akıllı, züğürt gönüllü olmanın neticesi.
sözlüğün yaş sınırı olsa keşke.
ya da bebeler başka yerde oynasa.
bu gün çok tatlı bir yazar bundan çıktı kafa iznine.
çarpasım geliyor böylelerine, her başlığa bel altı yazanlara.
bi akıllı olun.
devamını gör...

şimdilik benim için maskedir efenim. maskeyi taktığımda gözlüğüm buğulanıyor, ne kadar maske değiştirsem de bir ikisi hariç hepsinde böyleydi. umarım en yakın zamanda bu salgın biter.
devamını gör...

en az benim kadar pozitif, en az benim kadar tatlı bir kursiyerden ıhlamurlar.
ıhlamur sevenler lobisi

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ne demiş gabriel garcia marguez

"akıttığın göz yaşlarını silmek yerine, akmasına neden olanları sil hayatından."
devamını gör...

o kadar felsefesik söz paylaştım ki, bir tanesini hatırlamıyorum. demek ki her şey unutuluyor.

o hâlde:
insan olduğunuzu hatırlayın. geriye kalan her şeyi unutsanız da olur.
albert einstein

ne güzel demiş. bugün için budur. listeye eklendi, diğer güzellerin yanında yerini aldı.
en güzel söz diye bir şey diyemeyiz. güzel sözler vardır hepsi çiçeklerimiz.
devamını gör...

küçükken en çok sevdiğim oyunlardan birisiydi, hala da severim. bu tarz sanal dünya oyunlarını sevmemle sözlükte yazmam aynı hissiyattan kaynaklanıyor. insanlarla girdiğiniz etkileşim, kendinize ait sanal bir şahsiyet edinmeniz güzel şeyler.

sanalika, bir sanal dünya oyunudur. kendinize bir karakter yaratıp, bir de rumuz seçip oyuna başlarsınız. benim oynadığım dönemlerde bir tansu çiller politikası olarak oyuna başlayan herkese oyunun mütevazı sevgi apartmanı'nda bir ev verilirdi.* şimdi bakıyorum da o politika terk edilmiş. tabii isterseniz farklı elit muhitlerden mülk almanız da mümkündür. oyunun temel amacı sosyalleşmektir. oyunda sanal karakterinize sınıf atlattırmak üçün envaiçeşit meta ve ürün vardır. para kazanmak görevler vasıtasıyla yapılsa dahi bu şekilde zengin olmak çok zordur ve oyunun para birimi olan "sanil" satın almanız teşvik edilir. oyuna sonradan "diamond" denilen ve oyun içindeki döviz bürosundan sanil'e çevrilebilen daha değerli bir emtia da eklenmiştir. oyunun kast sistemi de vardır elbette. 4-5 çeşit kredi kartı vardır ve bunları satın alırsanız bazı ayrıcalıklar elde edersiniz. "diamond club" denilen elitler kulübü ise belirli şartları yerine getirip yaptığınız başvuru sonunda sizi bünyesine müdahil eder.

oyunda birçok mekan vardır. mekanların çizimleri ve görüntüleri çok hoştur. detaylara bayılan birisi olarak küçükken o mekandan bu mekana berduş gibi gezerdim. caddeler sayılarla ifade edilmiştir. oyunda arkadaş ekleme özelliği vardır ve online arkadaşlarınızı görebilirsiniz. halihazırda benim tüm arkadaşlarım tarihe karışmış durumdadır. belki evlenen bile vardır.*

oyunda bir mekan satın alıp işletmeniz mümkündür. oyunda hatırladığım kadarıyla gazetecilik, ressamlık, süvarilik ve yönetmenlik meslekleri vardır. bu mesleklere kolayca seçilmezsiniz. bir başvuru sürecinden geçersiniz. şahsım oyunda hiçbir baltaya sap olamamış ve işsizlik oranlarını arttıran bir hayat sürmüştür. bunun yanında oyunun düzenlediği etkinlikler de vardır ve bu etkinliklerde sosyalleşebilirsiniz. velhasılıkelam sanalika'nın hayatı çok primitif olsa da simüle etmesi, küçük arslan'ı kalbinden vurmuş ve kendine aşık etmiştir.
devamını gör...

'erkek gibi davranmak' nedir ki? bir erkeğin nasıl davranması gereklidir mesela. yakında mevzu 'erkek dediğin toplum içinde yüksek sesle kahkaha atmayacak' a da gelir mi ya da? kadına yapıldığında eleştirdiğimiz (en azından kendi adıma, eleştirmeyenler de vardır elbet.) bir durumu erkekler üzerinde uygulamak da tutarsızlık bence. kaldı ki bunun sınırları da çok belirsizdir. kimilerine göre ağlamak da erkek adama yakışmaz mesela. kimilerine göre de erkek adama yakışan maçoluktur. vur masaya yumruğunudur.
ne 'erkek gibi davranmak' ne de ' kadın gibi davranmak' gibi bir fiil yoktur aslında. insan olmak vardır bir. o yüzden bırakalım da kadın da erkek de nasıl bir 'insan' olmak istiyorlarsa öyle olsunlar.
devamını gör...

bir özeleştiri yaptı ve yönetimde olmaması gerektiğini anladı. kendisi modluktan azlini istemiştir.
her gidene yazıyorum kendime de yazayım ulan bari...
emekleri için teşekkürler. sjdjdk.
devamını gör...

hayatımın her anlamda değişim yılı olacak.harika başladın senden çok şey bekliyorum.
devamını gör...

şehirler arası otobüs yolculuğu. dinlenme tesislerine iner inmez içilen sigara .
devamını gör...

ucu açık bir tanım. sosyo-ekonomik sosyo-politik faktörler göz ardı ediliyor. türkiye’de kadın olmak derken... ama nasıl? kadın var, kadın var. insan var, insan var. hangi kadından bahsediyoruz?

500 metre yanına yaklaşamayacağın, koluna elli bin dolarlık hermes marka çanta takan emine erdoğan mı, çankaya köşkü’nü baştan aşağı yenileyip bizim vergilerimizi çar çur eden, 15 yaşında gelin olmuş hayrünnisa gül mü? hiçbir vasfı olmamasına rağmen, akrabalık ve partizanlık sayesinde devlet mertebelerinde yüksek makamlar elde eden, haksız güç ve zenginliğe kavuşan liyakatsizler mi? okula gitmesi gereken yaşta zorla evlendirilen kızlar, koca dayağı yiyip öldürülen kadınlar mı? tecavüze uğrayan vahşice katledilen özgecan, şule mi? standartların üstünde bir hayat tarzı sürdüklerini tahmin ettiğim dolar milyarderi güler sabancı, arzuhan doğan yalçındağ, semahat arsel, ipek kıraç, caroline koç mu? kendi hayatını mesleği uğrunda ve toplum için feda eden türkan saylan mı? fantazilerini anlatarak toplumu tehlikeli bir şekilde tahrik eden kabataş yalanı baş karakteri yandaş gazeteci elif çakır mı? sırtını önce cemaate, sonra iktidara dayamış, hödük kocasıyla tv’ler de her gün kendisini gösteren yalancı yandaş nagehan mı? pelikancılar mı? yoksa hayatıyla bedel ödeyen aydın yazar bahriye üçok mu? hemcinsleri her gün şiddete uğrayıp öldürülürken, onları yaşatmaya çalışan bir sözleşmenin iptal edilmesini savunan kadınlar mı? kimden bahsediyoruz?

türkiye’de kadın olmak derken, kastedilen türkiye’nin şu an, afganistan ve iran gibi 3.dünya ülkesi durumuna gelmesi. oysa, türkiye’de kadın olmak, 1923 sonbaharında çok güzel olmalı. ya da 1934’te kadınlar seçme ve seçilme hakkı kazandığı zaman. o kadınlar, türkiye’de yaşarken gururlu, mutlu, geleceğe dair umutluydular.

o zamanları yaşamadım elbet, okuduklarımdan biliyorum. ayrıca rahmetli anneannem çocukluğunu ve gençliğini cumhuriyet’in ilk yıllarında yaşamış, o dönemi bilen, iki kere atatürk’ü yakından görmüş bir kadındı. onun hatıralarını anlattıklarını ilgiyle dinlerdim. şu an hayatta olsa, haberleri izlerken kahrından ölürdü.

kadınıyla erkeğiyle el ele emperyalizme karşı milli mücadele vermiş kurtuluş savaşı kazanmış, devlet kurmuş, cumhuriyet’i ilan etmiş, medeni kanunlar yapmış bir türkiye’den bugünlere geldik. işin ironik yanı, bugünlerde kadın olmaktan ve türkiye’nin bugünkü durumundan şikayet eden bazı kadınların, bir ara konjönktür ve kendi gündemleri gereği, türk kadınlarına fırsat eşitliği, hak ve özgürlükler veren o zamanları ve atatürk ilkelerini tu kaka ilan etmesi, görmezden gelmesi, milliyetçi-ırkçı diye yaftalaması.

inkilaplar yarım kaldı, tam olarak hayata geçemedi, köy enstitüleri “ahlaksızlık yayıyor” gerekçesiyle kapatıldı, insanlar eğitilemedi, cahil kaldı, öylelerinin işine geldiği için. toprak reformu yapılamadı, feodal ağalar zenginleşirken cumhuriyet’in birey yaptığı insanlar kul kalmaya, fakir yaşamaya devam etti. türkiye nato’ya girdi, abd’nin dayattığı yeşil kuşak siyasal islam'ı adım adım benimsedi, tarikatlar ve cemaatler tekrar güç kazanıp sinsice devletin kılcal damarlarına kadar girdi, darbeler vesaireler ile hak ve özgürlükler yavaş yavaş çiğnenerek bugünlere global çağa kadar gelindi. şimdi kafamızı kaldırıp bakınca, "türkiye nasıl bu hale geldi?" diyor, her gün duyduğumuz acı iğrenç haberlere önce şaşırıp sonra kanıksıyoruz. türkiye’de kadın olmak şöyledir böyledir diyoruz. konu sadece cinsiyet üzerinden değerlendirilecek bir şey değil. roma bir günde inşa edilmedi.
devamını gör...

yıllaar yıllar önce haritada şehir bulma oyunu oynarken hamile kalan kadın*

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bir de kırmızı japon böceği var. o da bu böceğe benzer. fakat onun rengi kırmızı siyah, bununla karıştırmayın. o da fotoğraftaki gibi.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim