aklıma danilo zanna'yı getirdiği için otomatikman sempati duyduğum yazar.
kimse de hoş geldin dememiş, hoş geldin uzaylı danilo.

ayrıca bugün doğum günüymüş sevgili yazarın. buradan da kutlayayım, mutlu yıllar!
devamını gör...

"ayı hedef al, ıskalasan bile yıldızları tutturursun" diye düşünen birisidir. benimdir çünkü "ya biz bu hayallere ulaşacağız, ya da bu hayallerle öleceğiz, olsun ikisi de güzel". *
devamını gör...

herkes eşittir ama bazıları daha eşittir .
devamını gör...

beyin ameliyatı olmuştum. 10 gün boyunca sadece sırt üstü yattım ve ya bir daha yürüyemezsem diye ağladım. annem elimden tutup götürüyordu tuvalete. su içmek bile canımı yakıyordu. herhalde o 10 gün ve bir aylık iyileşme sürecinde 10 kilo verdim. ama o acıyı asla unutmam.
devamını gör...


"george orwell kitapları yasaklayacak olanlardan korkuyordu. aldous huxley ise kitapları yasaklamaya gerek kalmayacağından, çünkü hiç kimsenin kitap okumayacağından korkuyordu.
orwell bizi bilgisiz bırakacak olanlardan, huxley ise pasifliğe, narsistliğe, egoistliğe, paranoyaya sürükleyecek olan kirli bilgi yağmurundan...
aslında temelde orwell bizi nefret ettiğimiz şeylerin mahvetmesinden, huxley ise sevdiğimiz şeylerin mahvetmesinden korkuyordu."
(bkz: struma karanlıkta bir ninni)
(bkz: hakan akdoğan)

sizce hangisi haklı çıktı?
devamını gör...

sözlükteki en iyi stalker.
devamını gör...

üzüldüm, çok sevdiğim bir yazardı. arada iki kelam ederdik, bir tanım hakkında birkaç kelime edip sonra birbirimize naifçe iyi dileklerde bulunduğumuz kısa sohbetlerimiz dışında bir zararını görmedim. uzuuuun emek dolu tanımlarını severdim ve o da devamlı benim üşengeç hazır cevap kısa tanımlarımı beğenirdi. ağa belli paşa belli, uzaklaştırmış yönetim karar almış saygı duyarım. ama naçizane fikrim olarak yani burada yazarlar ne kadar anonimliği tercih ediyor ise bunu özgürlük olarak görüyor ise sözlük de az anonimleşmeli. yani bireysel çatışmalar konular bu kadar göze sokulmamalı. sözlük bir bireyselleşmekten ziyade daha yapısal bir oluşum imajına sahip olmalı. sevgili yazar bir şeye kızmış, milleti galeyana getirmiş onlarda uzaklaşmış falan bana saçma geliyor. yahu zaten birinin organize olmasıyla buradan uzaklaşacak insan gitsin zaten alüminyum! burası birey olma lüksümüzün reel dünyada dışa vuramadığımız safra kısmı, bu yüzden keyifli. özleyeceğim kendisini...
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
yalnızlığımızı..
devamını gör...

spor yapmak
daha düzenli biri olmak
kendine verdiğin sözleri tutmak en azından çabalamak
daha fazla kitap okumak
hayata daha fazla karışmak
devamını gör...

mide kanaması loading.
devamını gör...

kitap, doğan cüceloğlu’nun deniz bayramoğlu ile soru cevap şeklinde diyaloglarından oluşuyor.
doğan cüceloğlu, çocukluğundan itibaren 80 yaşına kadar ki yaşamında, onu o yapan beceriksizliklerini, pişmanlıklarını, başarılarını, şanslarını anlatıyor.
hayatından pişman olmadığını, olumlu yaşadıkları kadar, olumsuz yaşadıklarının da ona ait olduğunu, onun gelişmesine vesile olduğunu anlatıyor.
kendi hayat yolculuğu üzerinden, okurlara öğütler vermek, yollar göstermek istiyor.
insanın canını önemsemesi gerektiğinden, kendiyle her gün sohbet etmesi gerektiğinden bahsediyor.
yapılmak istenenler için, zamanın yeterli olmaması tarafından bakmanın, pişmanlıklara-keşkelere yol açacağını, onun yerine yapılmak istenen iş için, günlük 20 dakika ayırma ile yapılan başlangıçların, insanı mutlu edecek gururlandıracak başarı öykülerine dönüşebileceğini anlatıyor.
insanın, sürekli kendine mentörler araması gerektiğinden bahsediyor.
aileler öğretmenler çocuklarını mutsuz etmesin istiyor. kimse mış gibi yaşamasın istiyor.
son mentörüm ilan ettiğim, keyifle okuduğum bir kitap.
kişisel gelişim sevenler için, doğan cüceloğlu sevenler için, hızla okunabilen, insanı iyi eden bir kitap.

yaşamında kendin olarak var olduğunda için bilir, sesin, bakışın, yürüyüşün, gülüşün, tüm bedenin bunun sinyallerini verir. “ah”diye inlerken bile içinde bir şükür duygusu vardır. acının da hüznün de kendisisindir.
devamını gör...

pembe asansör mü bu? cinsiyet ayrımlarını bu kadar belirgin kılmaya gerek var mı? ulaşımda kullanılan bir şey asansör, kimsenin mahremi değil.
devamını gör...

maske gözlük ikilisi sayesinde en açık havalarda bile sislerin içerisinde dolaşmaktır.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bitkisel hayata yaklaşmakta olan öğrencidir. kafayı yemesine az kalmıştır. belkide çoktan delirmiştir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kafa iznine çıkacağını, a aaa nidasıyla okuduğum, fakat dinlenmek hakkıdır deyip, kendimi susturduğum sevgili botumuz. pardon modumuz.*
dinlensin, yenilensin ve bizleri özleyip, muhakkak ama muhakkak geri dönsün. yoksa.. yoksa kapısına dayanma potansiyelimiz olduğunu bilsin.
hadi canım, hemen uyu, dinlen. rüyanda bizi gör.*
devamını gör...

bu başlık akıllara shameless dizisinin o malum sahnesini getirmektedir:

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

edit: başlığın sahibi ben değilim, kendisi maalesef yazdığı entry'yi silmiş :(
devamını gör...

ilk günden yapılmaması gerekilen tespittir.
biraz sakin olun ve benjamin amcaya güvenin.
devamını gör...

lara nın şarkısı
adam gibi adam yok nerde adam ya da bize rast gelmez
devamını gör...

vicdansiz insanin zeki olanindan korkuyorum ben, guzellikte bir yere kadar...secenekler disinda iyi kapli kadin diyorum. boyle kadinlar guzel olmasa da etrafini guzellestirirler.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim