tunalı hilmi
          civarındaki sokaklarda yeniden saatlerce gezmek istediğim, kaç yıldır ankara'ya uğrayamamaktan dolayı büyük özlem duyduğum, adeta burnumda tüten cadde. 
belki de en çok, komşu sokaklarını ve yolculuğun kendisini seviyordum. kimi zaman billur'dan, bazen de güniz'den gelip, kuğulu'ya merhaba dedikten sonra caddeye kıvrılmak, pasaja bir ucundan dalıp hemencecik diğer ucundan çıkmak dünya üzerindeki en büyük eğlence oluveriyordu. ayaklara kara sular indikten sonraysa adres hep belliydi. kalan son gücümle, ya bülten'den ya da büklüm'den yokuş yukarı, kavaklı ilkokulu'na çıkmak. hemen karşısında bilir taksi vardır. görüp görebileceğiniz en efendi şoförleri, kraliyet enstitüsü sınavlarına tabi tutarak aldıklarına inandığım taksilerinden birine binilir ve önce otogar, sonra da eve dönüş yolculuğu başlardı.
pasaj demişken, alt katına uğramadan da geçmek olmaz. 90'ların başında satın aldığım ilk yabancı cd'lerimin çoğunu, pasajın altındaki plakçıdan edinmişimdir. zira başka yerde gerçekten bulamayacağınız, epeyce geniş bir koleksiyonu vardı nuri usta'nın. "peki deck'inde disk çalar var mı genç?" diye sorar, emin olmak isterdi satmadan önce de. bir de uzunçalardan, ferro krom kasetlere kaliteli kayıtlar alırdı, farkı anlayamazdık. birbirinden güzel anıları biriktirdiğim caddeye en kısa zamanda tekrar kavuşmak ümidiyle...
  belki de en çok, komşu sokaklarını ve yolculuğun kendisini seviyordum. kimi zaman billur'dan, bazen de güniz'den gelip, kuğulu'ya merhaba dedikten sonra caddeye kıvrılmak, pasaja bir ucundan dalıp hemencecik diğer ucundan çıkmak dünya üzerindeki en büyük eğlence oluveriyordu. ayaklara kara sular indikten sonraysa adres hep belliydi. kalan son gücümle, ya bülten'den ya da büklüm'den yokuş yukarı, kavaklı ilkokulu'na çıkmak. hemen karşısında bilir taksi vardır. görüp görebileceğiniz en efendi şoförleri, kraliyet enstitüsü sınavlarına tabi tutarak aldıklarına inandığım taksilerinden birine binilir ve önce otogar, sonra da eve dönüş yolculuğu başlardı.
pasaj demişken, alt katına uğramadan da geçmek olmaz. 90'ların başında satın aldığım ilk yabancı cd'lerimin çoğunu, pasajın altındaki plakçıdan edinmişimdir. zira başka yerde gerçekten bulamayacağınız, epeyce geniş bir koleksiyonu vardı nuri usta'nın. "peki deck'inde disk çalar var mı genç?" diye sorar, emin olmak isterdi satmadan önce de. bir de uzunçalardan, ferro krom kasetlere kaliteli kayıtlar alırdı, farkı anlayamazdık. birbirinden güzel anıları biriktirdiğim caddeye en kısa zamanda tekrar kavuşmak ümidiyle...
devamını gör...
sıradan kişiler için peri masalı
          boris vian kitabıdır. 
belki de dünya edebiyatının en büyüklerinden olacaktı boris vian. ama mezarlarınıza tüküreceğim isimli kitabının filme uyarlanmasının ardından gittiği galasında geçirdiği kalp krizi sonucu erken yaşta hayatını kaybetti. topu topu 5 roman yazmış olan yazar sadece bu romanları ile değil, yazma ihtimali olan romanlar sayesinde de büyük bir yazardır. matematik konusunda oldukça başarılı olan yazar, belki de bu yüzden iyi bir müzisyendir de. müzik eleştirmenliği ve trompetçilik yapan boris vian, şarkı sözleri de yazmıştır. şarkıcılık, çevirmenlik ve aktörlük de yapmıştır. daha ne yapsın! sanırım vian’ın bir dahi olduğunu peşinen kabullenmek gerek. vian uzun yıllar sansürlenmiş bir yazardır, ülkemize kitaplarıyla ayak basması ise çok daha uzun yıllar almıştır.
işte bu dahi adam- beş yaşında okumayı öğrenmiştir- eşinin hastalığı üzerine onu eğlendirmek için bir masal yazmaya karar verir, bir peri masalı. prens joseph şeker aramak için yola çıkar ve bu yolculuğunda ona barthelemy ve kendisi bir at olan ama bunun farkında olmayan küheylan da eşlik eder. elflerle, trollerle, deniz kızlarıyla, ejderhalarla, çinlilerle, perilerle, böceklerle karşılaştıkları gerçeküstü bir seyahat olur bu. bazen yürüyerek, bazen küheylandan yardım alarak, hatta bazen hem karada hem denizde gidebilen, kendi yaptıkları gemileriyle tamamlala yollarını. tüm masallar gibi bu masalda da zaman kavramı çok garip işler. 2 sene kapalı kaldıkları bir yerden, acıkmaya başalyınca ayrılma fikrine gark olurlar, ki bu son sekiz gün içinde olur. 15 santim yol gittikleri de olur. göz açıp kapayana kadar 100 kilometre gittikleri de. şeker uğruna çekilen bu çilede başalrına gelmeyen kalmaz. bir pislikböceğinin yuvasına yaptıkları kazara bir saldırı sonucunda, dans eden bir çatı penceresini izlemek zorunda kalırlar, pislikböceğinin aşağılanmalaır arasında. küheylan’ın dişi bir trolle zevk dolu dakikalar geçirdiği de olur, geminin kaptanı olup, denizci argosuyla küfürler ve emirler yağdırdığı da. hatta bir define bile bulurlar içi altınlar, kastanyetler ve iki kilo şekerle dolu olan. ama yetinmezler. onlar özgür insanlardır, ya da atlar. her neyse. yeni maceralara atılmak üzere dinlenirler sadece, zaferlerinin ardından.
boris vian’ın okuduğum en eğlenceli eseridir peri masalı. yeri değildir belki ama bu yazıyı vian’ın bir sözüyle bitirmek istedim:
yalnızlık dininiz
örneğin; bir trenden istediğiniz yerde ininiz.
  belki de dünya edebiyatının en büyüklerinden olacaktı boris vian. ama mezarlarınıza tüküreceğim isimli kitabının filme uyarlanmasının ardından gittiği galasında geçirdiği kalp krizi sonucu erken yaşta hayatını kaybetti. topu topu 5 roman yazmış olan yazar sadece bu romanları ile değil, yazma ihtimali olan romanlar sayesinde de büyük bir yazardır. matematik konusunda oldukça başarılı olan yazar, belki de bu yüzden iyi bir müzisyendir de. müzik eleştirmenliği ve trompetçilik yapan boris vian, şarkı sözleri de yazmıştır. şarkıcılık, çevirmenlik ve aktörlük de yapmıştır. daha ne yapsın! sanırım vian’ın bir dahi olduğunu peşinen kabullenmek gerek. vian uzun yıllar sansürlenmiş bir yazardır, ülkemize kitaplarıyla ayak basması ise çok daha uzun yıllar almıştır.
işte bu dahi adam- beş yaşında okumayı öğrenmiştir- eşinin hastalığı üzerine onu eğlendirmek için bir masal yazmaya karar verir, bir peri masalı. prens joseph şeker aramak için yola çıkar ve bu yolculuğunda ona barthelemy ve kendisi bir at olan ama bunun farkında olmayan küheylan da eşlik eder. elflerle, trollerle, deniz kızlarıyla, ejderhalarla, çinlilerle, perilerle, böceklerle karşılaştıkları gerçeküstü bir seyahat olur bu. bazen yürüyerek, bazen küheylandan yardım alarak, hatta bazen hem karada hem denizde gidebilen, kendi yaptıkları gemileriyle tamamlala yollarını. tüm masallar gibi bu masalda da zaman kavramı çok garip işler. 2 sene kapalı kaldıkları bir yerden, acıkmaya başalyınca ayrılma fikrine gark olurlar, ki bu son sekiz gün içinde olur. 15 santim yol gittikleri de olur. göz açıp kapayana kadar 100 kilometre gittikleri de. şeker uğruna çekilen bu çilede başalrına gelmeyen kalmaz. bir pislikböceğinin yuvasına yaptıkları kazara bir saldırı sonucunda, dans eden bir çatı penceresini izlemek zorunda kalırlar, pislikböceğinin aşağılanmalaır arasında. küheylan’ın dişi bir trolle zevk dolu dakikalar geçirdiği de olur, geminin kaptanı olup, denizci argosuyla küfürler ve emirler yağdırdığı da. hatta bir define bile bulurlar içi altınlar, kastanyetler ve iki kilo şekerle dolu olan. ama yetinmezler. onlar özgür insanlardır, ya da atlar. her neyse. yeni maceralara atılmak üzere dinlenirler sadece, zaferlerinin ardından.
boris vian’ın okuduğum en eğlenceli eseridir peri masalı. yeri değildir belki ama bu yazıyı vian’ın bir sözüyle bitirmek istedim:
yalnızlık dininiz
örneğin; bir trenden istediğiniz yerde ininiz.
devamını gör...
2 mart 2021 sözlükteki canlılık
          evet bu başlığı açacağım aklıma gelmezdi sözlük, çok mesudum. bir tek ben mi fark ettim bilmem ama sözlükte bugün baya bir hareketlilik var. başlıktan başlığa giriyorum ve o da ne daha önce rastlamadığım birçok yazar dost. sevindim açıkçası, azimle yakındık evren mi bizi duydu dostlar? öyleyse frekansımı hemen para para para moduna alıyorum, bekle beni evren bekle zenginlik!(bkz: lol) maşallah diyorum nazar değmesin.(bkz: swh)
      
  devamını gör...
üniversitedeki kadınların yüzde 70’i başörtülü değilse orada özgürlük yoktur
          yıllarca kız çocuklarını okutmayan, ilkokulu bitirdiği gibi çocuğu okuldan alan, ergenliğe geldiği gibi başını kapatan, daha reşit olmadan evlendiren babalara ve analara söylenmesi gereken söz. 
hatta bu sistematiği o baba ve analara dayatanlara söylenmesi gereken söz.
neden ve sonuç ilişkisi kuramayan bir mağdurun beyanı.
  hatta bu sistematiği o baba ve analara dayatanlara söylenmesi gereken söz.
neden ve sonuç ilişkisi kuramayan bir mağdurun beyanı.
devamını gör...
insanı strese sokan mesajlar
          “müsait misin?” ya neye göre kime göre, müsaitliğim konuya bağlı olarak değişir.
      
  devamını gör...
modern insanın en büyük problemi
          tükenmişlik sendromu.
      
  devamını gör...
sözlük yazarlarının ruh halini anlatan görseller

diziyi izleyen bilir. (bkz: russian doll)
bu duruş esnasında bir replik var:
kafanda aynı anda iki zıt fikrin olması.
ve ikisinide kabul etmek..
...insan olmanın en iyi yanıdır.
karakterimizin bu sözlere bakışı. olay bu.
devamını gör...
abitur
          alman ortaöğretim bitirme diplomasıdır.türkiye'de az sayıda lisede de yapılan ve birden fazla aşamadan oluşan bir sınav ile alınır.almanca konusunda ileri düzeyde eğitim veren liselerdeki son sınıf öğrencileri için yoğun stres sebebidir.
diploması ise sadece almanya'da değil, birçok avrupa ülkesi ve abd'de denkliğe ve geçerliliğe sahiptir.
puanlaması biraz farklıdır.1 den 6 ya dek puan olup en yüksek puan 1 olmakta,4 ve daha fazla puan alanlar diploma hakkı elde edememektedirler.
bu sınav türkiye'de sadece alman lisesi ve istanbul erkek lisesi tarafından yapılır.
  diploması ise sadece almanya'da değil, birçok avrupa ülkesi ve abd'de denkliğe ve geçerliliğe sahiptir.
puanlaması biraz farklıdır.1 den 6 ya dek puan olup en yüksek puan 1 olmakta,4 ve daha fazla puan alanlar diploma hakkı elde edememektedirler.
bu sınav türkiye'de sadece alman lisesi ve istanbul erkek lisesi tarafından yapılır.
devamını gör...
bilgi içerikli tanım girmek
          arada bir anasayfaya çıkarak insanlara sözlüğün amacının ne olduğunu hatırlatan başlık. keşke bilgi içerikli tanımlar da anasayfaya düşse.
      
  devamını gör...
brothers düğüm salonu radyo yayını
          geçen yıl mart ayında, cümbür cemaat ofisçe antep'e gitmemiz, iki gün patlayıncaya kadar tıksırıncaya kadar yememiz, pazar gecesi geri dönmemiz ve iki üç gün sonra pandemi yasaklarının başlaması.
başka sözüm yok şimdilik.
  başka sözüm yok şimdilik.
devamını gör...
yazarların araba kullanmayı öğrendiği ilk araba
          nissan juke.
      
  devamını gör...
babanın en iyi olduğu konu
          umursamıyormuş gibi yapmakta oscar alır
      
  devamını gör...
erkeklerin tahammül edilemeyen hareketleri
          erkeklerin tahammül edilebilir bir hareketleri var mı ki varsa onu bilelim dediğim başlıktır.
      
  devamını gör...
yazarların ocak ayı elektrik faturaları
          henüz karşılaşmadığım fatura.
genelde 150 bandında geliyordu. fakat bunun içinde kombinin harcadığı elektrik yok çünkü kombiyi banyo yapmak dışında herhangi bir şey için kullanmamaya başladık. doğal gaz faturaları sağ olsun!
zam haberinden sonra doğru dürüst ışık da yakmıyoruz zaten artık. buna rağmen herhalde 250-300'ü bulur zira aylık kullanım zaten genelde hemen hemen 150 kw oluyordu.
teşekkürler hepimizi diri diri mezara gömenler!
  genelde 150 bandında geliyordu. fakat bunun içinde kombinin harcadığı elektrik yok çünkü kombiyi banyo yapmak dışında herhangi bir şey için kullanmamaya başladık. doğal gaz faturaları sağ olsun!
zam haberinden sonra doğru dürüst ışık da yakmıyoruz zaten artık. buna rağmen herhalde 250-300'ü bulur zira aylık kullanım zaten genelde hemen hemen 150 kw oluyordu.
teşekkürler hepimizi diri diri mezara gömenler!
devamını gör...
moderasyonun entryleri kafasına göre değiştirmesi
          burası bir aile sözlüğü, üstelik bu sözlükte yalnız değilsin, öyle ağzına her geleni sallayacak kadar. arkadaşlarınla boş karı kız muhabbeti de yapmıyorsun. 
ayrıca sözlükteki hanım arkadaşlarımızı da göz önüne bulundurarak kendine çeki düzen verebilirsin. kimse senin boş ve gereksiz muhabbetini görmek zorunda değil.
  ayrıca sözlükteki hanım arkadaşlarımızı da göz önüne bulundurarak kendine çeki düzen verebilirsin. kimse senin boş ve gereksiz muhabbetini görmek zorunda değil.
devamını gör...
aşk
          "aşk birine seni mahvetme yetkisi vermek,
ve bunu kullanmayacağına güvenmektir."
-antuan quentin 1888-1977 katliamı önleyen katliam.
  ve bunu kullanmayacağına güvenmektir."
-antuan quentin 1888-1977 katliamı önleyen katliam.
devamını gör...
geceye bir söz bırak
          kendime not;
"ince düşünme üşütürsün."
  "ince düşünme üşütürsün."
devamını gör...

