aşkın anlık,sevgininse zamanla olması.
devamını gör...

sakatat.
devamını gör...

nihat zeybekci gibi milyonluk lexus'lara gecis yapilacaksa faturasi gene vatandasa patlayacak talimattir. passat iyiydi be.

edit: 2016 da 1.3 milyonmus gunumuzde en az 4 milyon eder bu arabanin yenisi.


nihat zeybekci’nin makam aracı
2016 yılında dönemin ekonomi bakanı nihat zeybekci de yeni aldığı makam aracı ile gündeme oturmuştu.

zeybekci, mercedes olan makam otomobilini japon lexus marka bir otomobille değiştirmiş ve tercihi 1.3 milyon tl'lik ls 600hl olmuştu.

zeybekci, almanya ile yaşanan gerilimden dolayı alman malı olan otomobilini değiştirme kararı almadığını belirtirken farklı alternatifleri değerlendirdiklerini ve ‘gönlünden lexus'un geçtiğini' söylemişti.

iç donanımı ile ultra bir konfor sağlayan lexus 600hl’in masajlı arka kolduk, dvd-bluray oynatıcı ve 19 hoparlörlü müzik sistemi gibi özellikleri bulunuyordu.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kaynak: www.sozcu.com.tr/2020/ekono...
devamını gör...

bu dizinin kendimce abartıldığını düşünüyorum.bilemiyorum belki de konu itibariyle beni içine çekmedi. duyguları yansıtma zayıf, ifadeler çok sallantıdaydı. özellikle erkek oyuncuyu hiç başarılı bulmadım.hikayede eksiklikler doldurulamayan boşluklar vardı.tamamını izleyememekle birlikte izleyebildiğim kadarıyla başarılı bulamadığım dizi.
devamını gör...

26 sezon süren ingiliz yapımı dizi. her bölüm farklı konular işleyen serinin benim için en favori bölümü, peter capaldi 'nin doktor olduğu sezondaki "listen" bölümüdür.
devamını gör...

isa'nın çarmıha gerildiği yaştır. m.s. 33 yılı sayılmıştır aynı zamanda.
islam inancına göre cennette herkesin bulunduğu yaştır.
masonlukta en üst derecedir.
dark'a göre yaşam döngüsüne işaret eden yıl sayısıdır ve nietzsche'nin bengi dönüşüne de işaret eder.
astrolojiye göre doğduğunuz andan tam 33 yıl sonra, güneş doğduğunuzda bulunduğunuz konuma gelir.
ay ile güneşin döngüsü doğduğunuz andaki gibi denkleşir.
şeytan 33 yaşında isyan etmiştir. bunun gibi bir çok örnek daha var.

aslında zeitgeist belgeselinin anlatmak istediği şeyi tüm bu verilerle birleştirince asıl gerçeğin anlatılan fantastik soslu dini konulardan uzakta, ama yine de mistik bir matematiksel veriyi işaret ettiğini düşünmeden duramıyor insan.
devamını gör...

genelde aramalara cok cevap vermedigim icin insanlarin neden acmadin? aramama neden cevap vermedin? nerdeydin? tarzinda mesajlar atip darlamalari beni cok strese sokmustur hep..
devamını gör...

ben de böyleyim işte napiim*

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ülkemizde müziğe başlayan her türkiyeli gencin makus öyküsüdür. klibi de muhteşemdir.

devamını gör...

ben yine de kıraç'ı endamın yeter, bir garip aşk bestesi, gönül şarkılarının bestecisi olarak hatırlayacağım.yapılan o kadar güzel işleri varken kimse kusura bakmasın linçleyemeyeceğim. bir dönem gaza getirip bütün dizi müziklerinide kıraç'a yaptırmışlardı.ilk yaptıkları güzeldi sonrasında reaksiyon alamadı müzikler hep aynı tarz kendini tekrarladı. marş tarzı beste'de çok yaptı.hatta en son yaptığı 19 mayıs marşı gayet güzeldi. ama ülkedeki bütün marş'larıda sen yapamazsın kıraç.
hadi giy deri ceketi dön o yoldan.* en son bir tanrın bir gitarın vardı. şimdi ordu toplamışsın.

olmadı gülüm dönmedi şansın
olmadı yürek nasıl dayansın
bırak her şey kendince kalsın
altı üstü sen de insansın...*
devamını gör...

insan ilişkilerinin, birlikteliğin, formu ne olursa olsun bir aradalığın anahtarı.

ben bir paylaşım bağımlısıyım. evet çoğu zaman gereğinden fazla. anahtar dedim doğru. ama muhteviyatın bütünü değil sonuçta. baktığında benimki sorunlu bir noktada kabul ediyorum. etmek zorunda kaldım çünkü fazlaca çıktım oluştu zaman içinde konuyu enine boyuna değerlendirmemi sağlayacak. ben bunu hayatımın merkezinde konumlandırdığım bir ihtiyaç olarak neden ve ne zamandan beri yaşıyorum bu soruların cevabı bende kalsın lakin insanları benimle yeteri kadar paylaşım yapmadıklarını düşündüğümde/hissettiğimde ne kadar zor olursa olsun hayatımdan uzaklaştırdığımdan ya da onları, onların ihtiyaç duyduklarından/alıştıklarından daha çok ve derinlikli şeyler verdiğim için sıktığımdan falan bahsedebiliriz dilerseniz. ne işinize yarar bilmem belki bir yerlere yuvarlanmaktaysanız kendinize engel olacak motivasyon ve gerekliliği görürsünüz buralarda bir yerlerde kim bilir?

efendim bazı şeyler yaşarız. nasıl yaşadığımızı bunun bizim başımıza nasıl olup da geldiğini falan çok idrak edemeden. bazen mükemmelliğinden bazen berbatlığından. sürmenaj oldunuz mu hiç hayatınızda? olmayın. benim düşmanım yok hiç. bir gün olursa onun da başına gelsin istemem. insanın alışkın olduğu düşünsel yapısının varlığını unutacak hale gelecek kadar düşünememesi, mutluluktan bile olsa iyi bir şey değil. hadi iyiyi geçtim sağlıklı değil sağlıklı. yoruyor. böyle böyle hastalanıyor beynimiz. dikkat isterim. neyse çok dağıtmamakta fayda var konuyu. dolandığın etraf bir çıkış göstermeyebiliyor insana böyle konuları düşünürken. diyeceğim şu; benim her düşünemeyecek hale gelişimin kökeni bir şekilde insanlarla olan ilişkilerimin paylaşım eksenin şekli şemali ile ilişkili oldu bugüne dek. o şekil şemallerde paylaşımlarım olan insanlarla yaşadığım deneyimlerin ardından yani. kimisiyle yoğunluklu paylaşım yapmak isteyip yapamamanın etkileri, kimisiyle benzeri kendi kişisel tarihimde görülmemiş versiyonuyla deneyimlemenin ardından herkes gibi olmaya evrilen sürecin ağırlığı, kimisini, biricikliği su götürmez bir gerçek olan paylaşımı bir ömre yaydıktan sonra toprağa gömmenin acısı, kimisiyle çok isteyip çok yaşayıp sonra birdenbire pat diye sebepsiz yere yitirmenin anlamsızlığı… kronolojik bir sırası yok, zaten bu yazıyı düzgün çalışan bir beyin de üretmiyor dolayısıyla bir gayesi de yok. dedim ya ben bir paylaşım bağımlısıyım. bu tespit bugüne ait değil. bir şey anlar da paylaşım bağımlısı olmamalıyım der misiniz bilemem. olursanız ve iyi yönetirseniz bana da formülünü verirsiniz belki.

önce dişfır sonra sigara. uyku? pekih.
devamını gör...

takipçilerine pek tabii destek olan, okuduğum kadarıyla kafa yapısı ve düşüncelerini kendiminkilerle bağdaştırdığım, tatlı mı tatlı bir yazar olur kendileri.
devamını gör...

tek kelimeyle iyi, iki kelimeyle iyi değil.
devamını gör...

önedit: son editi okumaya üşenenler için özet: cinsiyetçiliği sizden öğrenecek değiliz.
10 yıl önceki halimdir.
hatta kurabiyelerim bile fırında yayılıp birleşir kocaman bir kurabiye olurdu. arkadaşlarım dalga geçmek için derlerdi ki nizanim o kadar iyi kurabiye yapar ki fırına atmadan kurabiyedir fırından çıkınca kek olur.
sonra ne mi oldu bu işin eğitimini aldım ve yıllardır da pasta sektöründeyim. pasta ustası oldum.
demem o ki azmin elinden hiç bir şey kurtulamaz.
edit:
bazıları başlığın cinsiyetçi olduğunu düşünmüş ama bence değil. çoğumuz cinsiyetçilik yapıldı yapılacak derken olmadık şeylerden olmadık anlamlar çıkartabiliriz. gerek yok buna. insanlar acaba cinsiyetçilik mi yaptım diye paranoyak olacak yakında. bu başlık keki kabarmayan bir hanım için açılmış kadın da denilebilirdi erkek de veya bey de denilebilirdi. eğer yaptığı hiçbir kek kabarmayan yeteneksiz bey diye bir başlık olsaydı oraya neden böyle olduğu ile ilgili şeyler yazardım. ama bu başlık benim 10 yıl önceki halim olduğu için ona göre bir tanım yazdım.
devamını gör...

erdoğan'ın kabine toplantısı sonrasında kısıtlamaların kalkmasını açıklarken araya sıkıştırdığı ideolojik cümlesi.

"müzikle ilgili kısıtlamaları 24'e çekiyoruz. kusura bakmayın gece kimsenin kimseyi rahatsız etmeye hakkı yoktur." dedi.

bununla birlikte yasakların, kısıtlamaların virüsle alakası olmadığından emin olmuş olduk. hayır zaten biliyorduk da kendi ağzıyla da doğruladı böylece. amaç oy alabileceği cemaatlere tatlı bir jest yaparak bu tip yasaklara bizi kanıksatmak ve kalıcı hale getirmek.

güzel olan ne varsa hedef alan siyasal islam'ın müziği susturarak, sanatı öldürerek ve sosyal hayatı sonlandırarak adım adım amacına yaklaşmasını izliyoruz. sesimiz çıkmadığı sürece sonumuz hayır olmayacak.
devamını gör...

çok doğru bir tespit.*
devamını gör...

ustalık eseri olan sözlük radyosunun içine burcu burcu sevgisini de katan mod.

ayrıca: #415098
devamını gör...

bazısı sevgiliye sarılıp kalp atışlarını dinlerken kokusunu içinize çeke çeke, bazısı boynunuza kafasını sokmaya çalışan bir kedinin mırıltıları eşliğinde, bazısı küçücük koluyla size sarılan bir çocukla onu uyandıracağım diye korktuğunuzdan kıpırdamamaya çalışarak, bazısı annenin göğsüne yatıp, (bunu ifade etmek için bir betimlemeye ihtiyaç yok bence), bazısı karnınıza kafasını koymuş ve her gözünüzü açtığınızda size huzurla bakmakta olduğunu gördüğünüz bir köpekle birlikte, bazısı saçlarınızdan öpen bir sevgili tarafından sarmalanmış vaziyette; kaşık pozisyonunda, bazısı öğle yemeğinden erken gelip, masaya kafayı koyarak enstrümantal bir liste eşliğinde, bazısı koca yatakta tek başınıza 4 yastıkla birlikte döne döne, bazısı televizyonun karşısında serin bir akşamüstü elinizde kumandayla, bazısı rahat bir araba koltuğunda güvendiğiniz biri direksiyondayken manzaraya dalıp başınızı cama dayayarak, bazısı bir gece yürüyüşünde yorulduğunuz için sizi sırtına alan babanızın omzunda gerçekleşir…

bazısı ise sadece gün bitsin diye.
devamını gör...

avusturyalı tıp doktorudur. iki tane lakabı vardır, en çok bilineni dr. death= doktor ölüm olup diğer lakabıda butcher of mauthausen=mauthausen kasabıdır.

1914 de doğmuş, 1935 yılında avusturya yerel nazi partisine üye olmuştur. 1940 da hitler'in elit waffen ss' ine katılmak için gönüllü olur. ss doktoru olarak sachsenhausen (1940), buchenwald (1941) ve mauthausen (1941) toplama kamplarında görev yapar. auschwitz toplama kampında görev yapan ss doktoru joseph mengele'ninkine benzer korkunç deneyler yapar. bunlara deney demek aslında lafın gelişidir. yaptıkları bırakın bir doktorun, bir insanın insana hatta herhangi bir canlıya yapmaya aklına bile getiremeyeceği türdendir.

anestezi vermeden yahudi mahkumları ameliyat etmek ve bu şekilde ne kadar acıya dayanabildiklerini gözlemlemek, mahkumların kalbine benzin ve diğer sıvıları enjekte ederek hangisinin daha çabuk öldürdüğünü görmek, sağlıklı mahkumların organlarını ameliyatla çıkarmak ve ardından onları ameliyat masasında ölüme terk etmek bu manyağın en büyük zevkidir. bunları yaparken sürekli elindeki kronometre ile ölüme giden sürecin zamanını tuttuğuda söylenir.

savaş boyunca yukarıda saydığım gibi insanlığa sığmayacak tıbbi deneylerde (!) bulunmuştur. savaşın sonuna doğru amerikan birliklerince yakalınır ve bir kampta esir tutulur. daha sonra hala bilinmeyen bir nedenden dolayı gene amerikalılarca serbest bırakılır. serbest bırakıldıktan sonra heim, karısı ve iki oğluyla birlikte yaşadığı alman kaplıca kasabası baden-baden'de jinekolog olarak çalışır. 1962'de, tutuklanması için bir mahkeme kararı çıkartılır, bunun haberinide (her nasılsa) önceden alır ve ortadan kaybolur.

seneler sonra kendisinin mısır'da olduğu ve tarek hüseyin farid adı ile yaşadığı, 1992' de öldüğü resmi makamlarca açıklanır. ateşi bol olsun manyağın.

sevgili ozgur1ey' in #1039162 tanımını okuyunca mauthausen toplama kampı ile ilgili olduğu için bunu yazayım dedim, umarım beğenir. kendisinin yukarıda bahsettiğim tanımını mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum, muhteşem olmuş. ikinci dünya savaşına meraklıysanız belgesel tadındaki tanımından büyük zevk alacaksınız.

zamanında yazmış olduğum şu tanımımada bakabilirsiniz. #219672
devamını gör...

aşk deniz gören evdeki teras mı?
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim