kim kardashian paris hilton'un çantacısıymış öncelerden. kadın onu itip kakıyormuş hatta. tam olarak nasıl bir süreçte ünlü oldular bilmiyorum ama bu durumun da ünlü olmasında bir şekilde etkili olduğunu düşünüyorum. bir de kim'in uygunsuz kasetleri çıkmış bir ara, o da ünlü olmasını sağlamış olabilir.
devamını gör...

insanların niçin kedi köpek beslediğini anladım.
özellikle köpek.
belli yaş sonrası, insana hem yoldaş oluyor hem eş oluyor hem dost oluyor.
köpeği olan insanın
özel bir insana ihtiyacı da olmaz
zamanı da kalmaz.
ama ben henüz o yaşa gelmedim.
ya da hiç o yaşa gelmeyeceğim.
ya da o yaşa gelince bahçeli bir evde yaşamalı orda köpek edinmeliyim. *
apartmanda köpek olmaz.
ona da yazık bana da yazık.
bu saate kadar evi temizledim.
köpek iyi hoş ama
ben henüz onun tüylerine tahammül edecek kadar
köpeğe ihtiyaç duymuyorum.
devamını gör...

her gün çürütüyorsunuz evrimi maşallah. müfredattan da kaldırdınız, okullarda öğretmiyorsunuz. hepsi iyi güzel de covid 19 defalarca kez mutasyona uğradı. bir sürü varyant ortaya çıktı. virüsün geçirdiği evrimi neyle açıklıyorsunuz diye sorasım geliyor hep.

hârizmî, farabî, ibn-i heysem, birunî, ömer hayyam, ibn-i haldun, el-cezeri gibi filozof ve bilim adamları çıkarmış islam kültürünün , son beş yüz yılda doğru dürüst bir tane bilim adamı çıkaramamış olması tesadüf değildir bence.

evrim: deden maymun.
alfabe: bir gecede cahil kaldık. ( dedemizin mezar taşı )
bilim: hepsi kuran'da var.

kendi anladığınız dilden de cevap vereyim.

''onlardan seni dinleyenler de vardır. onu anlamaları konusunda kalplerine perdeler ve kulaklarına bir (s)ağırlık veririz. onlar, her bir delili görseler de onlara iman etmezler.'' ( en’âm suresi 25. ayet )
devamını gör...

bir magazin programında cereyan olan hadisedir. hatta sosyal medyadan ulaşan bir izleyic, celal şengör'ün doktorluğunun alınması için sağlık bakanlığına çağrıda bulunmuştur.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

şimdi burada gene hayvantapar bir kitle oluşmuş ve muhtemelen ekşiden gelmiştir.ya bak hiç öyle laf salatalığı yapmayacam ve kesin konuşucam.abicim siz hayvanların sokakta acı çekmesini,üşümesini,tecavüz edilmesini mi istiyorsunuz ? demiyormusunuz bu hayvanların sokakta ne işi var diye ? anca insansız sokok ostoyor onlordo.yemin ediyorum bu ülkede ciddi bir iq problemi var ve giderek artıyor.ekşiden kaçtım burada da o iqsuzlar gelmiş.ulan hıyar ağası köpeğe iki besleyip sevince hayvansever mi olduğunu zannediyorsun ? ben böyle iki yüzlülük görmedim.zaten bu tarz konularda prim kasan kuruluş-dernek olurda siz neyini savunuyorsunuz bu konuda ha yoksa pr çalışmasımı yapıyorsunuz.bide çocuklara nefret kusan olmuş allahın kekoları.köpek durup dururken saldırmaz diyenlerin zaten hayvanlar hakkında gram bilgisi olmadığı sadece duyar kastığı belli.o övdüğünüz gelişmiş ülkelerde sokak hayvanı neden yok ? çünkü kısırlaştırılıyor ve sahiplendiriliyor üstelik denetimi yapılıyor.yarın sevdiklerinize saldırıldığında o üstte kustuğunuz entrylerdeki düşüncelerinizi sevdiklerinize söylersiniz,belki o zaman samimiyetinize inanırım.
devamını gör...

“her şey olan” yalnızlıktan bahseden yazar hasan ali toptaş, son dönemde türk dilinin yetiştirdiği en büyük yazar.

alçakgönüllü oluşu kendisiyle yapılan her konuşmada kendini göstermekte ve yazar tevazuu ölçüsünde devleşmekte, büyüdükçe okurların gözünde o kadar saklamakta kendini ama bunu yapma amacı bir kendini beğenmişlik duygusu değil bir inanmazlık.

çünkü aldığı ödüllerden sonra şaşkınlığa düşen bir dev, bu yazar. daha önce hiç şiir kitabı tanımı yazmamıştım, aslında bu satırların yazarına göre de okuduğu kitap bir şiir kitabı değil bir öykü kitabıdır.

ancak her karşılıştığım yerde kitaba şiir kitanı dendiği için ben de bunu sizinle paylaşmak istedim. ben bu kitabı bir öykü kitabı olarak okudum, kitap kapağında da aksi bir uyarı bulunmadığı için haklı olduğumu varsayıyorum. kitabı okuyanlar bana bu konuda yardımcı olabilirler sanırım.

hasan ali toptaş, yalnızlıklarını anlatmış kitabında ve yalnızlığın var olduğunu kabul etmiş. yalnızlıkların ne kadar büyük yer tuttuğunu da anlatmış hayatımızda. daha önce hiç yapmadığım şeylerde birini daha yapıyor ve buraya ondan uzun sayılacak bir alıntı kopyalıyorum:


“yazmak bence bir yalnızlıktan bir yalnızlığa yolculuk. okuru hesaba katsan da böyle bu, katmasan da. başka bir deyişle, bir öyküye, bir şiire, bir romana başlarken yalnızsın; bitirdiğinde daha da yalnızsın. metinlerimdeki mahşeri kalabalıkları da ben yalnızlığın başka bir biçimi olarak görüyorum. içinde bulundukları metnin vazgeçilmez bir malzemesi ya da kurgunun temel bir parçası gibi gözükseler de (ki öyledirler, öyle kılınmışlardır), bu mahşeri kalabalıkların, ruhsal yapımdan kaynaklanan, benim bile farkına varmadığım çok daha başka nedenleri de olabilir tabii. çocukluğumdan bu yana bir türlü yenemediğim kalabalık fobim olabilir sözgelimi. sonsuzluğa nokta’nın kahramanında da vardır bu fobi; otobüs terminalinin kalabalığından bile korkar o, dehşet verici sahneler hayal eder. ben fobimi kahramana yükleyerek başımdan defetmeye kalkışmış değilim tabii, o fobi o kahramanın kılındı. bir anlamda, hem beyhude bir defetme çabası gerçekleştirildi, hem de o fobi o kahramanın yapısını oluşturan bir malzemeye dönüştürüldü. kalabalıkla yazmanın ilişkisi bana pek açıklanabilir gibi görünmüyor. yazmak, belki de kalabalık bir tenhalık hali.”


kitabın ilk sayfası aslında kitap hakkında önemli bir ipucu veriyor bize, hatta onun için bir özet ya da bir önsöz diyebiliriz. “insana en yakın yalnızlıktır insan.” en yakınımızdaki yalnızlıklara ulaşabilmek için okuyunuz bu kitabı.
devamını gör...

gayet hoş ağızdır.
devamını gör...

akıllarda özellikle a takımı adlı programı ve şapkasıyla kalmış olan televizyoncu, muhabir ve gazeteci.
devamını gör...

herkesi mutlu etmeye çalışıp kendisiyle ilgili hiçbir şey yapmayan insandır. hayat kendimizi ikinci plana atmak için çok kısa ve tabi kuşlar uçuyor ^^
devamını gör...

sırf bu yüzden bir ara bende kendimi chp'li sanmaya başladım.

dedim herhalde bu kadar insanın bir bildiği vardır.

meğer bir halt bildikleri yokmuş. boşu boşuna o kadar zaman kendimi chp'li sanmışım.

neyse atlattım bu sendromu şu ara iyi gibiyim.
devamını gör...

can ozan-sar bu şehri
devamını gör...

kuzey amerika'nın pasifik kıyısı bölgesinde yaşayan, salish dili konuşan bir kızılderili kabilesidir.
kabilenin bir diğer ismi syilx'dir. yaşadıkları ormanlık bölgelerde küçük topluluklar halinde yaşadılar. genelde balıkçılık yapıyorlardı. yaşadıkları topraklar onların haberi bile olmadan paylaşıldı. 1846'da kanada ve a.b.d hükümetlerinin oregon bölgesi hakkında antlaşmaları ile okanagan topraklarının yarısı a.b.d, yarısı kanada içinde kaldı. beyazlara karşı savaş vermediler.
bugün kanada'nın british columbia eyaleti ve a.b.d'nin washington eyaletindeki rezervasyonlarda yaşıyorlar.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

köyden ziyade 3-4 bin nüfuslu ufak bir belde olabilir.tabi o kadar yaşarsam ve sağlığım olursa.daha şimdiden hastalıklarla boğuşuyorum. maddi imkanım olsa bir gün bile beklemem.
devamını gör...

zarar görme sanrılarıdır.
hasta başka kişilerin kendisine zarar vermek istediğini düşünür.
devamını gör...

sabır ve disiplin.
günde beş altı saat yazabilmek için ya bu ikisi olacak ya da para.
devamını gör...

ulan hepsiyim resmen dediğim başlıktır.

hem muhalifim. hem düzüm. hem troll yazarım. hem emekçiyim. hem vefakarım. hem popülerim. hem yalnızım. hem yanlışım. yuh ulan ne gevşek bir insanım ben.
devamını gör...

doğuştan sahip olduğumuz özelliklerden ötürü dışlanmamaya,
adil yönetilmeye, adil yöneticilere, bağımsız yargıya,
celladına aşık olmamış topluma,
boşandığı eşini malı gibi görüp şiddet uygulamayan erkeklere,
işini yapanın ehil olmasına,
tarikatsız, örgütsüz, grupsuz birey olmuş vatandaşlara...... uzar gider. son olarak içten gelen çıkarsız bir selama ihtiyacımız var
devamını gör...

güzel severmişim ben, hayatıma girip ortalığı viran yapan herkes bunu söyledi. benim kağıtlara yazacak gücüm de yok artık. bakın, bakın bu boşluk hissini oluşturmam yıllarımı aldı. ben yıllarca kimseye anlatamadığım o hissi tek başıma sırtlandım. bakın gözyaşlarım, akıtmayı seversiniz. ne de olsa bergen merhametli değil mi? ah benim dağ gibi durup dal gibi kırılan kalbim.. hâlâ çocuksu bir umutla, içten içe saçının okşanmasını bekliyorsun değil mi? bunu senden başkası yapmayacak ama güzel kendim. ah benim yazgısı yaman kızım.. nelere dayandık değil mi? kendi kavgamla diğerlerinin kavgasının karşılaşması bu. ben bunu kaybedersem hayatımın sonu olur bu. ah benim içinde çocuksu neşe taşıyan kızım.. ah benim gurbetlik çeken masum kızım.. buralara ait değilsin, biliyorum geçecek. dayanmalısın. lütfen dayan. ağla dilediğince ama bu çukurdan çıkınca çok güzel bir kimse olacaksın. bitecek bu melankolik hâl. unuttuklarını boşa çıkarma güzel kızım.. kendine en güzel desteği sadece sen verirsin. ama birinin seni kucaklayıp bağrına basmasını bekliyorsun.. ne acı! ulan harbiden çok acı, çok! varla yok arası hatırladığım kim varsa gözyaşım ile yıkansınlar!
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim