fakirlerin, açların, kısacası afrika'daki çocukların halini anlayabilmek için allah tarafından farz kılınmış, sabah ezanı ve akşam ezanı arası aç kalma durumu.

tabi sabah ezanına kadar tıka basa yiyip, iftarda tıka basa karnın patlarcasına yemek, açın halinden anlamamıza yardımcı olur mu bilemem.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

o an yaşadığım duygu hayal kırıklığımı yoksa hayata bakışımı değiştirecek kırılma noktalarından biri mi bilemem.

akraba ziyaretine gitmişiz. büyüklerimizin de gidin dondurma yiyin teşviği ile iki kuzenim ve ben dışarı çıktık. dondurma dolabının içine bakarken tabi ben de para yok. bişey de diyemiyorum. ister istemez söyledim.

bunlar kendi aralarında sen ısmarla, hayır sen ısmarla tartışmasına girdiler. sizi de dondurmanızı da paranızı da diyemedim ki daha küçücük çocuğum.

kısık sesle benim canım istemiyor dedim. ne mi oldu? almadılar. gözlerini öküz gibi suratıma dikip dondurmalarını şaplatarak yaladılar. gözümden süzülen yaşa rağmen.
devamını gör...

çatı ve cennet dizilerinin yaratıcısı v.c. andrews'in ölümünden önce hazırladığı notlardan derlenen yeni dizisinin ilk kitabıdır.
serinin ilk kitabı çatıdaki nefestir. serinin diğer kitapları ise çatının sırları, çatıdaki çığlık, çatıdaki fısıltılar, çatının karanlığında'dır.


kitabın asıl kahramanı evin tek kızı olan kızıl saçlı dawn'dir. dawn ve ailesi maddi açıdan oldukça zor zamanlar geçirmektedir. fakat her şeye rağmen mutlu bir ailesi vardır dawn'in. maddi açıdan zor günler geçiren aile bir kasabaya yerleşir. orda dawn, okulun en yakışıklı öğrencisi philip' e aşık olur.

annesinin ani ölümü hayatının dönüm noktası olur. dawn, annesinin ölümünden sonra gerçeklerle yüzleşme fırsatı yakalar. ailesi hakkında şok edici bir gerçeği öğrenir. ama aslında gizli günahların oluşturduğu kötü bir ağın ortasına düşmüştür aynı zamanda.
ikilem de kalan, gerçeklerle yüzleşen, mutsuzluğa ve ümitsizliğe kapılan dawn, bir yandan annesinin ölümü ve gerçeklerin ortaya çıkmasından sonra ortadan kaybolan abisini bulmak için umutsuzca çabalarken öte yandan ailesinin yaşamının sonsuza dek etkileyecek olan iftiralarla uğraşmak zorunda kalır. philip aslında aşık olduğu kişi değildir. yıllarca kandırıldığı için gururu kırılmıştır.

yeni insanlar, yeni bir aile, yeni bir okul ve yeni bir aşka yelken açacak dawn'in hayatının anlatıldığı kitabı okurken çok şaşıracak ve her bir sayfasında ters köşe olacaksınız. akıcı bir dille anlatılan kitap sizi sıkmayacak kısa sürede etkisi altına alacaktır.


kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

brokoli, avokado.
devamını gör...

er kuşun eti yenmez. çarpıverir valla nerden geldiğini şaşırırsın.
devamını gör...

pek matrak, çok eğlenceli, kikir kikir, bol neşeli bir kulüp.

gıtbet severleri bekleriz*.
devamını gör...

kendisini türk olarak hisseden her insanın gururlanarak söylediği "ne mutlu türküm diyene! cümlesidir.
devamını gör...

bertolt brecht tarafından ikinci dünya savaşı'nın patlak verdiği yıllarda yazılmış epik tiyatro. dilimize cesaret ana ve çocukları olarak çevrilmiştir. brecht, kapitalizm eleştirisini otuz yıl savaşı yıllarında geçen bir hikaye ve kendi çıkarları için savaşın devamlılığını isteyen mutter courage üzerinden aktarıyor. brecht bu savaş karşıtı oyunu sürgün yıllarında yazmıştır bunu da ek olarak belirtmek gerekir diye düşünüyorum çünkü sanatçının ruh hâli ve durumu muhakkak eserlerine yansıyor. izleyiciyi ve/veya okuyucuyu empati yapmaktan ziyade düşündürmek ve kendini sorgulatmak üzerine yazılmış bir eser ve açıkça bunu başarıyor olduğu da bir gerçek. izleyici ve/veya okuyucu bu oyunda ana karakter olan mutter courage'e empati duymak yerine oyun boyunca onun savaş yüzünden çocukları dahil her şeyini yitirmesine rağmen savaşı hâlâ bir kazanç kapısı olarak görmesine acıyor ve bunu açıkça gülünç buluyor ama dışarıdan son derece gülünç ve acınası gelen bu durumun mutter courage tarafından farkedilmemesi bize içinde dönüp durduğumuz düzeni en net hâli ile anlatıyor aslında. ben kendi adıma brecht'in çoğu eserine hayranlık duymamdan ötürü ve savaşı merkeze alıp savaş karşıtı görüş sunan eserlere ayrı bir ilgim olmasından dolayı okunması ve/veya izlenmesi taraftarıyım ama objektif bir şekilde yaklaştığımızda bile göz ardı edilemeyecek bir eser olduğu ortada. ülkemizde de sahnelenmiş bir oyun olduğunu belirtmek gerekir, zamanında semaver kumpanya tarafından sahnelenmiştir.

--- alıntı ---

so mancher wollt so manches haben
was es für manchen gar nicht gab:
er wollt sich schlau ein schlupfloch graben
und grub sich nur ein frühes grab.


--- alıntı ---
devamını gör...

tam kapanma dönemi hariç, 2020 haziran'dan itibaren haftada 2-3 gün dışarı çıkıp gezdim. otobüslerin nispeten boş olduğu saatlerde seyahat ettim, maskemi hep taktım, temizliğime dikkat ettim. 1 senedir ailecek turp gibiyiz.
devamını gör...

boşa kürek çekmektir. o yine bildiğini okuyacaktır. boşuna denemeyinizdir.


ben onu değiştiririm kafasıyla da bir ilişkiye başlayanları hiç anlamam. ne yani senin hayata geliş amacın ve bir ilişkiyi yaşayış amacın birini değiştirmek mi? neden senin çabanla olacak bu değişim? ya değişmezse boşa mi gidecek çaban, zamanin? ben onu değiştiririm. cidden değişirler mi?

eee ne var whis biraz çapkınsa? ben onu değiştiririm sadık biri yaparım. gözü benden başkasını görmez.

aynen yavrum aynen. değiştirirsin. oda biri gelse de beni çekip çevirse diyordu. hamurunda var anlasana artık. 2 gün değiştiğini söyler rolünü iyi oynar sende değişti sanırsın. 3. gün haremini kurar saflığına raks ettirirler.


biraz sinirli, agresif,küfürbaz nefes almadan saatlerce sövebiliyor ama ben değiştiririm onu,kibar bir istanbul beyefendisi gibi yontarim onu whis.

recep ivedik tipli bir herifi de değiştiremezsin be kızım diyemiyorum. bihtere aptalmış gibi bakan firdevs yöreoğlu gibi bakıyorum yüzüne. "aptalll diyorum en samimi duygularımla, aptal".

erkeklerin değişebileceğini düşünüyor ve buna çabalıyor, neden onu öyle görüp, kabul edip sevmedin mi diyorum?
ses yok. ölüm sessizliği. onun değişeceğine olan inancını ve zamanını bir erkeğin değişmesini istediğin özellikte birini bulsan daha kolay olur işine gelir diyorum. aydınlanma çağına giriş yapıyor safım benim.

sonra kadehlerimizi tokuşturuyoruz. "doğru haklısın whis, değişmez bu erkekler" diyor. masanın altından da manitasina mesaj atıyor " seni değiştirmeye, olmadığın biriymiş gibi oldurmaya çalıştığım için özür dilerim sevgilim".

aptal diyorum yine içimden aptal.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

cerrahi tedavi sonrası oluşan ağrılar için reçete edilen güçlü bir ağrı kesici olmakla birlikte hassas midesi olanları üzer.
devamını gör...

evrim aslında natüralizm temellidir. natüralizmde bir yaratıcı yoktur.

natüralizm; felsefi, metafizik bir görüştür, yaratıcı olmadan her şeyin tesadüfler eseri ortaya çıktığını savunur.

evrim ile islam, evrim natüralizm temelli olduğundan ve natüralizmde de yaratıcı olmadığından çelişse de kur'an'da da evrimi bazı yerlerde destekleyen ayetler mevcuttur.

evrim teorisi geliştirilirken bir yaratıcının olduğu ve evrime müdahale ettiği gibi bir ihtimal göz önüne alınmamıştır ve bu teori gelişirken hâlâ da alınmıyordur.

bilim ve din ayrılalı çok olmuştur hatta belki bir arada hiç yapılmamıştır. örneğin fizik teorileri gelişirken de tanrı'nın varlığı yabaya atılır. yani mesela heisenberg belirsizliği bulacağı sırada yaptığı araştırmalarda şöyle dememiştir: "şimdi bir de tanrı gerçeği var. tanrı, anlık olarak elektronun bulunduğu yeri değiştiriyor olabilir, o yüzden denklemlerim çalışmıyor." ya da einstein uzay zamanı bulana kadar benzer bir tutum içinde değildir.

bilim sürekli değişip gelişmez. bilimdeki en bilinen ve ses getiren gelişme herhalde newton fiziğinin yerini kuantumun almaya başlaması ve newton'ın yer çekimi kanununu açıklamak için geliştirdiği kütle çekim teorisinin bazı yerlerde çalışmamasıdır.

newton, mekaniği açıkladığı vakit bazı felsefeciler bunu, tanrı'nın yokluğuna kanıt olarak sundular. newton fiziği çok büyük olmayan değerlerde çalışıyor olsa da aslında "tanrı'nın becerilerini" tam olarak açıklayamamıştır.

bu, dinin elini güçlendiriyor gibi gözükse de newton eğer bu kadar büyük bir dahi olmasaydı onun buldukları kullanılarak şu anki bilgimize ulaşamayacağımız düşünüldüğünde aslında olan şeyin bilimin değişmesi değil de bazı teorilerin bazılarını temel alması ve onları kapsaması, bilimin gelişmesi olduğu anlaşılacak ve aslında örneğin kütle çekim teorisinin yanlış değil belki biraz eksik olduğu kavranacaktır.

bu bağlamda, "bilim sürekli değişiyor ve güvenilmezdir!" önermesi çok yerinde bir önerme değildir.

newton'ın bulduklarının ateist felsefesinin elini güçlendirmesinin nedeni, o ana kadar meydana gelen şeyleri tanrı'nın gerçekleştiriyor olduğuna dair olan inançtı. insan, o ana kadar çevresinde olan şeyleri hayranlıkla izleyip tanrı'ya tapınırken aslında meydana gelen şeylerde tanrı'nın doğrudan bir etkisinin olmadığı ortaya çıkınca, numaranın yöntemi öğrenilince sihir bozuldu kısacası.

ama tanrı'nın her şeyi basitçe yapması, değirmeni bizzat kendi eliyle döndürmesi beklenirken bunun böyle olmadığının ortaya çıkması, tanrı'yı reddetmek için sağlam bir temel değildir çünkü tanrı yine de olabilir. nasıl mı?

belki de sadece uzay ve zamanı yarattı ve daha sonra her şey zahiri olarak "kendiliğinden" oldu ama dolaylı olarak elektronun yerini değiştiren, hareket ettiren de o oldu.

kur'an bilim kitabı değildir diye bir tabir vardır. bir de bilimin "bir gün a bir gün z" dediği ve bu yüzden de bilimin dinle çelişmesinin normal olduğu ama bilimin doğruya yaklaştıkça dine de yaklaşacağına dair olan inanca dair bir savunu.

ikisi de yanlıştır. bilim, yapısı gereği sadece gördüerini anlattığı için öyle kocaman değişimler olmaz. bilim tutarsız değildir. bu yüzden ikinci savunu çürür.

ilk tabir de saçma bir tabirdir. kur'an ya da herhangi başka vahyi olduğu iddia edilen bir kitap eğer gerçekse bilimi destekler nitelikte olması gerekir. baştan sona bilim anlatıyor olması beklenemez olsa da satır aralarında ya da birkaç satırda bilimle paralel şeyler anlatmakta -eğer kitap gerçekten bir nihai güç, varlık tarafından indirilmişse- zorunludur.

neticede bilim ile din ayrıldığından, yaratıcı bilim yapılırken bir değişken olarak alınamadığından sadece evrim değil bilim natüralist bir yapıda olduğundan bunu tartışmak saçmadır. bilim bu yüzden dini inanç açısından sakıncalı olabilir.

kişisel tecrübelerim kur'an da pek çok bilimsel gerçekten bahsedildiği yönünde olduğundan yaratıcının işin bu kadar derinine takılacağını zannetmiyorum. bu konuda takındığım tutum, her şeyin sebebinin allah olduğu ama yüce zatının her şeyle direkt olarak ilgilenmediğini düşünmek yönündedir.
devamını gör...

son zamanlarda bazı kesimlerin sakıncalı buldukları yemek isimlerinin değiştirilmesi için kampanya başlatmaları beklenen ilgiyi görmedi. feministler “niye erkekbudu köftesi değil de kadınbudu köftesi. niye sütlünuri tatlısı değil de sütlünuriye tatlısı diyerek kampanya başlatmışlardı.
kadın uzuvlarının yemek ismi olarak kullanılmasını hoş bulmayan bu kesim kadınbudu köfteyi "pirinçli köfte"", dilberdudağını da “ay tatlısı” diye değiştirmişlerdi.
yandaş medyanın bir kısmı da “niye papazbayıldı değil de imambayıldı, niye ağrı dağı salatası değil de gavur dağı salatası” demişlerdi.
sosyal medya kullanıcıları vatandaşı olmasan aslında eğlenceli ülke diyerek konuyu umursamadı. ülkede o kadar sorun varken böyle boş işlerle uğraşılmaması gerektiği ifade edildi. “açız aç” diyenlerin tepki göstermesi üzerine kampanya sona erdi.
değiştirilmesi istenen diğer yemek isimleri ise şöyle.
kol böreği, hanımgöbeği, vezirparmağı, hanımçantası, babagannuş, anagannuş, analıkızlı, genç kız rüyası, dul avrat çorbası, köpoğlu, tükürük köftesi, mercimek fırında, kısır, kaçamak, yengen, şıllık tatlısı, tırnaklı pide, pisik ta*ağı tatlısı, oturtma, ker*ane pilavı, domalan mantarı yemeği, ker*ane tatlısı, çü*ündür yemeği.
devamını gör...

coğrafya ve gezi konularında katkıda bulunabilirim, resmen sözlük yürümüyor koşuyor koşuyor.
devamını gör...

çayın sıcaklığına ve bisküvinin türüne göre iyi hesap edilerek yapılan süper dikkat gerektiren aktivite.
devamını gör...

1992-95 yılları arasında sistematik olarak yürütülen büyük çaplı bir etnik temizliğe maruz kalan bosna'da; sırp kadınlar boşnak kocalarını gece yataklarında öldürdü. sırp erkekler, boşnak kadın ve çocuklara tecavüz edip, işkence yaptı. boşnak erkekleri kurşuna dizildi, derileri yüzüldü ve diri diri yakıldı. sahte soykırımlarla (bkz: sözde ermeni meselesi) uğraşan avrupa bu katliama göz yumarak ve destek olarak sahte, samimiyetsiz, çirkin yüzünü gösterdi. ve tüm dünyanın gözleri önünde, sırp kuvvetleri boşnaklara karşı her türlü savaş suçunu işledi.
devamını gör...

anasayfada denk geldim. cevapları okudum. içimdeki o iğrenç acı yine gün yüzüne çıktı. ilk tacize uğradığımda hatta tecavüzün köşesinden döndüğümde daha 14-15 yaşlarındaydım. hemde teyzemin kkocası tarafından. üstelik ramazan ayında. o zamanlar taciz ne tecavüz ne erkeğin organı nedir hiç bilmiyorum ki. o zamanlar şimdiki zamanlar gibi her şey açık seçik değildi. ama bir şeylerin yanlış olduğunu zararlı olduğunu her şey başladığında içime düşen korkuyla anlamıştım. ramazan ayında ve yaz mevsimindeydik. ortaokuldayım. evimiz iki katlı ikinci katı teraslı. orda teyzemle kocası kalıyordu. annem babam ben yaz oldugu için terasta uyuyorduk. teyzemde anneanneme gitmişti bir iki haftalığına. gece annemler sahura kalktılar. ben o gün oruç tutmayacaktım nedendir bilmiyorum. uyuyorum tek. eniştemde de içeride salonda uyuyordu. en azından ben öyle sanıyordum. sonra adım seslerini duyup uyandım ama gözlerimi açmadım. yavaşça bana yaklaşan o nefes sesi. kıyafet hışırtısı. üzerimdeki pijamanın yavaşça indirilişi. organının tenime hafifçe sürtünmesi. her tarafımın titrediğini hatırlıyorum. uyanıp kalkmaya ne yappıyorsun demeye cesaretim yok. sadece kıpırdanmakla yetindim. kıpırdanınca içeri kaçtı gitti. bende bir hışımla aşağı annemgilin yanına indim. ama nasıl ağlıyorum. ne olduğunu ne yapmaya çalıştıgını bilmiyorum ama hissediyorum kötü bir şey yapacaktı bana. babam soruyor kızım noldu diye karnım ağrıyor demekle yetiniyorum. ve o gün susuşumla bu yaşıma kadar susuyorum. yıllar geçti hatırlayınca midem bulanır. işin kötü tarafı ben hala kimseye söyleyemedim ve sürekli görüşüyoruz teyzemlerle. o şerefsizle sürekli yan yanayım. içimi deldi geçti de kimselere diyemedim. şimdi düşünüyorum o gün kıpırdanmasam yaşayacağım şey bütün hayatımı mahvedecekti. susmayın olur mu. ben bir kere sustum ömür boyu diyet ödüyorum siz susmayın.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel *
devamını gör...

başlığı birleşik arap emirlikleri okudum.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim