françafrique
fransa'nın afrika ülkelerine uyguladığı özel ve sömürgeci politikayı anlatan ifade. aynı zamanda bir refused şarkısı.
"just another word for genocide"
"just another word for genocide"
devamını gör...
ben entrye entry demem sonunda nokta olmadıkça
cümleyi nokta ile bitirmenin entry girmenin şanından olduğunu bilen yazar beyanı. koyunuz koydurunuz.
noktayı...
noktayı...
devamını gör...
istanbul'da sonbahar
istanbul bugün yorgun
üzgün ve yaşlanmış
biraz kilo almış
ağlamış yine, rimelleri akıyor
üzgün ve yaşlanmış
biraz kilo almış
ağlamış yine, rimelleri akıyor
devamını gör...
30 yaşını geçmiş ama hala sözlükte yazan insan
ben 52 yaşındayım ve keyifle yazıyorum sözlükte. eskiden 50 yaş diyince, elim ayağım tutmayacak kadar yaşlı bir insan olunacak sanırdım ama hiç öyle olmuyormuş. hala dipdiri bir çıtır gibi hissediyorum kendimi. umarım bizi kınayan bu genç yavrucak da benim yaşlarımda böyle olabilir.
devamını gör...
alkol al sigara iç ama domuz eti yeme
bu kafaları seviyorum ya! *
napsın içki içiyor diye domuz eti de mi yesin?
melek misiniz oğlum?
az tövbe edin, arada gıybet etmiyor musunuz?
şaka la şaka gidin öğleyi kılın.
bana da dua edin. *
napsın içki içiyor diye domuz eti de mi yesin?
melek misiniz oğlum?
az tövbe edin, arada gıybet etmiyor musunuz?
şaka la şaka gidin öğleyi kılın.
bana da dua edin. *
devamını gör...
40 yıllık normal sözlük yazarı gibi yazmak
daha önce yazıyla, bilgiyle ve başka sözlükle haşır neşir olan insanların olduğu durum.
özellikle ekşi, bir öncü olarak, zaten en başlarda böyleydi, sonrasında trol bir ortama evrildi, inci sözlük ergen yuvası oldu, uludağ türevleri yetersizdi, süslü sözlük zaten bakım ve makyaj üzerine, geriye ne kaldı?
terbiyeli, bilgi ve fikir odaklı olan, bu iddiayla gelen veya başkaları tarafından bize bu şekilde yansıtılan yer burası olduğu için buraya geldik. o sebeple adaptasyon sıkıntısı çekilmemesi normaldir. umarım pişman etmez diyelim.
şahsen tek beklentim yazar memnuniyeti odaklı, adaletli, düzgün, terbiyeli ve entelektüel şekilde işlemesi. yoksa anlamı yok yani, ha burası ha orası. buraya bu kadar tiraj kazandırmanın da anlamı yok.
özellikle ekşi, bir öncü olarak, zaten en başlarda böyleydi, sonrasında trol bir ortama evrildi, inci sözlük ergen yuvası oldu, uludağ türevleri yetersizdi, süslü sözlük zaten bakım ve makyaj üzerine, geriye ne kaldı?
terbiyeli, bilgi ve fikir odaklı olan, bu iddiayla gelen veya başkaları tarafından bize bu şekilde yansıtılan yer burası olduğu için buraya geldik. o sebeple adaptasyon sıkıntısı çekilmemesi normaldir. umarım pişman etmez diyelim.
şahsen tek beklentim yazar memnuniyeti odaklı, adaletli, düzgün, terbiyeli ve entelektüel şekilde işlemesi. yoksa anlamı yok yani, ha burası ha orası. buraya bu kadar tiraj kazandırmanın da anlamı yok.
devamını gör...
ayın en çalışkan 10 yazarı hakkında ne dediler
bu ay rekabet kızıştı, şu an itibariyle ilk 10 böyle:*
1 bengaripsengüzeldünyaumutlu
2 kaynamış sütün üzerindeki ince kaymak tabakası
3 köylü yazardan ironiler
4 maçın zor geçeceğini bilmiyordum özür dilerim
5 pastirmalicorek
6 patagonyalı
7 berserk_gloria
8 ayın dördü
9 domestic hıyar
10 rimbaud
benim beklentim ilk 8'in hediye çekini kesin olarak kazanacağı yönünde. listenin 9. sırasındaki domestic hıyar sözlüğü terk ettiği için büyük bir olasılıkla sıralamada gerileyecektir. büyük bir olasılıkla ilk 10'a domestic hıyar yerine limonluekşisalata girecek ama larktwain ya da ı am melting lannn melting bir atak yaparak ilk 10'a girebilir. hatta rimbaud listeden düşebilir. benim beklentim bu yönde... iyi sözlükler, bol güneşler.
1 bengaripsengüzeldünyaumutlu
2 kaynamış sütün üzerindeki ince kaymak tabakası
3 köylü yazardan ironiler
4 maçın zor geçeceğini bilmiyordum özür dilerim
5 pastirmalicorek
6 patagonyalı
7 berserk_gloria
8 ayın dördü
9 domestic hıyar
10 rimbaud
benim beklentim ilk 8'in hediye çekini kesin olarak kazanacağı yönünde. listenin 9. sırasındaki domestic hıyar sözlüğü terk ettiği için büyük bir olasılıkla sıralamada gerileyecektir. büyük bir olasılıkla ilk 10'a domestic hıyar yerine limonluekşisalata girecek ama larktwain ya da ı am melting lannn melting bir atak yaparak ilk 10'a girebilir. hatta rimbaud listeden düşebilir. benim beklentim bu yönde... iyi sözlükler, bol güneşler.
devamını gör...
erkek adam ev işi yapar mı sorunsalı
erkek "adam" ev işi de yapar, yemek de yapar. evlenince dahi bunları yapınca karısına yardım etmiş olmaz, üstüne düşen görevi yapmış olur. sorunsal falan değil bu. hangi yıldayız ya? bunlar herkesin yapması gereken şeyler.
devamını gör...
normal sözlük'te tüm yazarların evli olması
mahlasın gizeminden cesaret alan, kim ne yapıyor, kiminle yapıyor diye merak eden laubali komşu olmaya aday yazar kafası sorunsalı
devamını gör...
itici gelen isimler
eski sevgililerin isimleri.
devamını gör...
oralet
şimdi elmalısı kivilisi olan, aslı portakallı olan meyve aromalı tozdan hazırlanan içecek.
dedesi ile zaman geçirmiş şanslı çocukların yolu mutlaka çay ocağına düşmüştür. dede kişisi kendisine demli çay torununa oralet söyler.
kamu sutopu: oralet çok tatlıdır ama sıcaktır, fark etmeden ağzınızı yakabilirsiniz.
dedesi ile zaman geçirmiş şanslı çocukların yolu mutlaka çay ocağına düşmüştür. dede kişisi kendisine demli çay torununa oralet söyler.
kamu sutopu: oralet çok tatlıdır ama sıcaktır, fark etmeden ağzınızı yakabilirsiniz.
devamını gör...
20 yaşındaki erkek ve 20 yaşındaki kız
erkek 20 yaşındadır, kız ise daha 11.
nasıl oluyormuş cinsiyetçilik?
nasıl oluyormuş cinsiyetçilik?
devamını gör...
bebeklerin yüzünü emojiyle kapatmak
teşhir edilmemesi açısından olumlu bulduğum fakat hiç paylaşmamanın daha mantıklı olduğunu düşündüğüm durumdur.
devamını gör...
sanagulbahcesivadetmedim
gecenin bir koru sozluk icin enteresan projeler ureten yazar arkadasimiz. "yapma etme ortaligi karistirma" dedim ama ikna etmis olabilirim de, olmayabilirim de...
devamını gör...
nuri bilge ceylan sineması
8 uzun metraj*, 1 kısa metraj* filme sahip olan sinemadır. yansıttığı dilin temel ögeleri; fotoğraf ve gerçekçilik üzerine kurulan hikâyelerdir.
nuri bilge ceylan sinemasını anlamak için bilinmesi gereken en önemli nokta; çehov’dur.
zira yönetmen dünyayı rus yazarın filtresinden görür. çehov edebiyatı’nda odak; sıralı şekilde cereyan eden olaylardan çok, kahramanın durağan ve sıradan dünyasındaki halet-i ruhiyesinin aktarımıdır. işte bu edebiyat, nuri bilge ceylan’ın sinema dilini oluşturan en önemli yapı taşıdır.
fotoğrafçılıkla başlamıştır mesleğe nuri bilge ceylan. fotoğraf sanatından geldiği, filmlerindeki üstün sinematografiden rahatça anlaşılır. filmlerinde karşımıza çıkan her kare; gerek açısı, gerek rengi, gerek işlediği kompozisyonla bir tablo gibi bakar bize. ona göre; en çirkin ortamda bile kameranın konulacağı altın bir nokta vardır. filmografisinin her parçasında bu üstün meziyetini bize gösterir.
sinema yaparken en çok senaryo zorlar onu. senaryo yazım sürecini, çok sancılı diye niteler. hikâyelerinde; taşrada sıkışan*, şehir-taşra ikileminde ezilip izole bir yalnızlık yaratan*, somutsal ihtiyaçlar üzerine ilişkiler kuran* insanlardır kahramanlar.
kahramanlar diyorum çünkü; tek bir karakterin filmi değildir onun filmleri. her figürün; bir diyeceği, bir derdi vardır. çokça duyduğumuz bir tabirle örnek vermek gerekirse, hikâyenin olmazsa olmazı diye hep bahsettikleri bir senaryo klişesi; kahramanın köklü amacı. işte filmlerinde, her kahramanın bir köklü amacı vardır. ama bu amacı; dünyayı kurtarmak, düşmanından intikam almak gibi bir amaç sanmayın. daha sade, daha sıradan, hayatın içinden; bir kitap yazmak, şehirde iş bulup çalışmak, köyüne dönüp hayvancılık yapmak gibi küçük küçük ve sonsuz amaçlar.
durağan yaşamlardan film yapmak, çok riskli ve zor bir iştir. hikâye akışının nabzını düşürerek, izleyiciyi filmden kopartabilir. işte tam da burada, nuri bilge’yi herkesten ayıran, onun üstün yeteneği devreye girer; diyalog yazımı.
edebi derinliği hat safhada olan nakış gibi işlenerek yazılmış diyaloglar, sıradanlığın boğucu atmosferi arasında sürükler götürür izleyiciyi. her kelimenin, her tonlamanın hatta bağlacın bile çok önemi vardır nuri bilge’nin gözünde. obsesif bir tavırla yaklaşır bu alana. karşılığını da bir sanat eseri yaratarak alır.
oyuncu seçimine gelecek olursak; alaylılarla çalışmayı daha çok tercih eder. onlarla doğallığı koruyacağını düşünür. tiyatro geleneğinden gelen mekteplilerin, okulda öğrendiği kalıplaşmış jest ve mimiklerin hikâyenin doğallığına zarar vereceğinden çekinir. fakat geçmişe nazaranla, filmlerindeki diyaloglar daha uzun ve edebidir. bu durum; nuri bilge’yi, mekteplilerle* çalışmaya yöneltmiştir. endüstriyelleşen sinema da yönetmenin oyuncu seçiminde etkin rol oynamıştır.
sözün özü; her sahnesi, her planı büyük bir titizlikle çekilmiştir. sinematografisi, sanat eseri ciddiyetiyle resmedilmiştir. hayatın içinden gelen, film olamayacak kadar gerçekçi senaryolara sahiptir.
bizi, bize en iyi anlatan bir sinemadır, nuri bilge ceylan sineması.
nuri bilge ceylan sinemasını anlamak için bilinmesi gereken en önemli nokta; çehov’dur.
zira yönetmen dünyayı rus yazarın filtresinden görür. çehov edebiyatı’nda odak; sıralı şekilde cereyan eden olaylardan çok, kahramanın durağan ve sıradan dünyasındaki halet-i ruhiyesinin aktarımıdır. işte bu edebiyat, nuri bilge ceylan’ın sinema dilini oluşturan en önemli yapı taşıdır.
fotoğrafçılıkla başlamıştır mesleğe nuri bilge ceylan. fotoğraf sanatından geldiği, filmlerindeki üstün sinematografiden rahatça anlaşılır. filmlerinde karşımıza çıkan her kare; gerek açısı, gerek rengi, gerek işlediği kompozisyonla bir tablo gibi bakar bize. ona göre; en çirkin ortamda bile kameranın konulacağı altın bir nokta vardır. filmografisinin her parçasında bu üstün meziyetini bize gösterir.
sinema yaparken en çok senaryo zorlar onu. senaryo yazım sürecini, çok sancılı diye niteler. hikâyelerinde; taşrada sıkışan*, şehir-taşra ikileminde ezilip izole bir yalnızlık yaratan*, somutsal ihtiyaçlar üzerine ilişkiler kuran* insanlardır kahramanlar.
kahramanlar diyorum çünkü; tek bir karakterin filmi değildir onun filmleri. her figürün; bir diyeceği, bir derdi vardır. çokça duyduğumuz bir tabirle örnek vermek gerekirse, hikâyenin olmazsa olmazı diye hep bahsettikleri bir senaryo klişesi; kahramanın köklü amacı. işte filmlerinde, her kahramanın bir köklü amacı vardır. ama bu amacı; dünyayı kurtarmak, düşmanından intikam almak gibi bir amaç sanmayın. daha sade, daha sıradan, hayatın içinden; bir kitap yazmak, şehirde iş bulup çalışmak, köyüne dönüp hayvancılık yapmak gibi küçük küçük ve sonsuz amaçlar.
durağan yaşamlardan film yapmak, çok riskli ve zor bir iştir. hikâye akışının nabzını düşürerek, izleyiciyi filmden kopartabilir. işte tam da burada, nuri bilge’yi herkesten ayıran, onun üstün yeteneği devreye girer; diyalog yazımı.
edebi derinliği hat safhada olan nakış gibi işlenerek yazılmış diyaloglar, sıradanlığın boğucu atmosferi arasında sürükler götürür izleyiciyi. her kelimenin, her tonlamanın hatta bağlacın bile çok önemi vardır nuri bilge’nin gözünde. obsesif bir tavırla yaklaşır bu alana. karşılığını da bir sanat eseri yaratarak alır.
oyuncu seçimine gelecek olursak; alaylılarla çalışmayı daha çok tercih eder. onlarla doğallığı koruyacağını düşünür. tiyatro geleneğinden gelen mekteplilerin, okulda öğrendiği kalıplaşmış jest ve mimiklerin hikâyenin doğallığına zarar vereceğinden çekinir. fakat geçmişe nazaranla, filmlerindeki diyaloglar daha uzun ve edebidir. bu durum; nuri bilge’yi, mekteplilerle* çalışmaya yöneltmiştir. endüstriyelleşen sinema da yönetmenin oyuncu seçiminde etkin rol oynamıştır.
sözün özü; her sahnesi, her planı büyük bir titizlikle çekilmiştir. sinematografisi, sanat eseri ciddiyetiyle resmedilmiştir. hayatın içinden gelen, film olamayacak kadar gerçekçi senaryolara sahiptir.
bizi, bize en iyi anlatan bir sinemadır, nuri bilge ceylan sineması.
devamını gör...
sivas katliamı
birde benden dinleyin!!!
sivas katliamı örgütlenmiş ve uygulanmış bir kontgerilla eylemidir. yazının sonunda bana hak vereceksiniz.
katliam göz göre göre geldi ve skandal kararlarla sonuçlandı. saldırıdan 2 gün önce radikal islamcıların halka dağıttıkları bildiri katliamın habercisi niteliğinde olmasına rağmen önlem alınmadı yada alınmak istenmedi. olay günü ise toplanan kalabalığa müdahale edilmedi. çünkü edilmemesi için devrin
cumhurbaşkanı süleyman demirel
''halkla [oteli kuşatanları kastediyor] polisi karşı karşıya getirmeyin..olayda ağır tahrik var. çatışma yok.'' başbakan yardımcısı olan erdal inönü,
''merak etmeyin, gereken yapılacak!.kimsenin kılına dahi zarar gelmeden kurtarılacak''
demesine rağmen otel ateşe verilir.
otelin alevler içinde kalmasını salyaları akarak seyredenler tıpkı kerbela’da kazanan muaviye oğlu yezit gibi; ehli beyt evladını zehirleyen; onların ciğerlerinin çiğ çiğ yiyen mervan gibi zaferlerini kutluyorlardı.

madımak oteli’nin ateşe verilmesi sonucu 33 aydın ve 2 otel görevlisi hayatını kaybetmişti. ama skandallar hala devam ediyordu.insan yakma eyleminden dönen müslümanların! yaptığı ikinci eylem; atatürk’ün büstünü kaidesinden söküp, boynuna ip bağlayarak sokaklarda sürümek oldu.bunlar olurken devletin, kamunun bütün kurum ve kadroları çağdaşlık örtüsü altında gericilik yapıyorlardı.
katliamdan sonra devletin önde gelenlerinin skandal açıklamaları devam etti,
dönemin muhalefet lideri mesut yılmaz.
“olayın büyütülmesini doğru bulmuyorum…bir futbol maçında da bu kadar insan ölebilirdi.” demişti.
ama asıl skandal söz dönemin başbakan tansu çiller den geldi:
çok şükür, otel dışındaki halkımız bu yangından zarar görmemiştir!.halktan kimsenin burnu kanamamıştır ve ölenler de çıkan yangından boğularak ölmüşlerdir.”
dava skandallarla devam etti. örneğin davanın 1 numaralı sanığı refah partisi’nin sivas belediye meclisi üyesi cafer erçakmak hiçbir zaman yakalanamadı. erçakmak 2011 yılında öldü. bu kişi aranırken bile sivas’ta yaşamaya devam etti. 22 mayıs 1999’da evlendi, 22 mayıs 1997’de askere gitti, çocuğunu nüfusa kayıt etti, 2000 yılında ehliyet aldı ama devlet kırmızı bülten ile aranan bu adamı bulmadı.
sanıkların avukatları 2002 yılında iktidara gelen akp’den milletvekili seçildi.

2012 de görülen son davadan sonra sivas katliamından tutuklu kimse kalmadı.
akrep gibisin kardeşim,
korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
serçe gibisin kardeşim,
serçenin telaşı içindesin.
midye gibisin kardeşim,
midye gibi kapalı, rahat.
ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
bir değil,
beş değil,
yüz milyonlarlasın maalesef.
koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve adeta mağrur, koşarsın salhaneye.
dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
hani şu derya içre olup
deryayı bilmeyen balıktan da tuhaf.
ve bu dünyada zulüm,
senin sayende.
ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hala şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
– demeğe de dilim varmıyor ama-
kabahatin çoğu senin, canım kardeşim!
sivas katliamı örgütlenmiş ve uygulanmış bir kontgerilla eylemidir. yazının sonunda bana hak vereceksiniz.
katliam göz göre göre geldi ve skandal kararlarla sonuçlandı. saldırıdan 2 gün önce radikal islamcıların halka dağıttıkları bildiri katliamın habercisi niteliğinde olmasına rağmen önlem alınmadı yada alınmak istenmedi. olay günü ise toplanan kalabalığa müdahale edilmedi. çünkü edilmemesi için devrin
cumhurbaşkanı süleyman demirel
''halkla [oteli kuşatanları kastediyor] polisi karşı karşıya getirmeyin..olayda ağır tahrik var. çatışma yok.'' başbakan yardımcısı olan erdal inönü,
''merak etmeyin, gereken yapılacak!.kimsenin kılına dahi zarar gelmeden kurtarılacak''
demesine rağmen otel ateşe verilir.
otelin alevler içinde kalmasını salyaları akarak seyredenler tıpkı kerbela’da kazanan muaviye oğlu yezit gibi; ehli beyt evladını zehirleyen; onların ciğerlerinin çiğ çiğ yiyen mervan gibi zaferlerini kutluyorlardı.

madımak oteli’nin ateşe verilmesi sonucu 33 aydın ve 2 otel görevlisi hayatını kaybetmişti. ama skandallar hala devam ediyordu.insan yakma eyleminden dönen müslümanların! yaptığı ikinci eylem; atatürk’ün büstünü kaidesinden söküp, boynuna ip bağlayarak sokaklarda sürümek oldu.bunlar olurken devletin, kamunun bütün kurum ve kadroları çağdaşlık örtüsü altında gericilik yapıyorlardı.
katliamdan sonra devletin önde gelenlerinin skandal açıklamaları devam etti,
dönemin muhalefet lideri mesut yılmaz.
“olayın büyütülmesini doğru bulmuyorum…bir futbol maçında da bu kadar insan ölebilirdi.” demişti.
ama asıl skandal söz dönemin başbakan tansu çiller den geldi:
çok şükür, otel dışındaki halkımız bu yangından zarar görmemiştir!.halktan kimsenin burnu kanamamıştır ve ölenler de çıkan yangından boğularak ölmüşlerdir.”
dava skandallarla devam etti. örneğin davanın 1 numaralı sanığı refah partisi’nin sivas belediye meclisi üyesi cafer erçakmak hiçbir zaman yakalanamadı. erçakmak 2011 yılında öldü. bu kişi aranırken bile sivas’ta yaşamaya devam etti. 22 mayıs 1999’da evlendi, 22 mayıs 1997’de askere gitti, çocuğunu nüfusa kayıt etti, 2000 yılında ehliyet aldı ama devlet kırmızı bülten ile aranan bu adamı bulmadı.
sanıkların avukatları 2002 yılında iktidara gelen akp’den milletvekili seçildi.

2012 de görülen son davadan sonra sivas katliamından tutuklu kimse kalmadı.
akrep gibisin kardeşim,
korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
serçe gibisin kardeşim,
serçenin telaşı içindesin.
midye gibisin kardeşim,
midye gibi kapalı, rahat.
ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
bir değil,
beş değil,
yüz milyonlarlasın maalesef.
koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve adeta mağrur, koşarsın salhaneye.
dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
hani şu derya içre olup
deryayı bilmeyen balıktan da tuhaf.
ve bu dünyada zulüm,
senin sayende.
ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hala şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
– demeğe de dilim varmıyor ama-
kabahatin çoğu senin, canım kardeşim!
devamını gör...



