iğde ağacı
çiçekleri açtığında çok mükemmel kokan, nemli, deniz kıyı semtlerinde bolca karşılaşabileceğiniz nadide ağaç. yaprakları zeytin dallaranı anımsatır.
anadolu insanının kutsal saydığı, gazi mustafa kemal paşa’nın çok sevdiği bir ağaçtır aynı zamanda.
nezihe araz’ın atatürk’ü ağlatan ağaç yazısı;
ankara kurtuluş savaşı’nın eşsiz önderine kollarını açtığı günlerde, çankaya’dan şehre inen yol üzerinde tek bir iğde ağacı varmış, ağaç olarak. mustafa kemal o ağacın yanından geçerken yanındakilere” bak dermiş, bu benim iğde ağacım” dermiş
bu sevgiden haberi olmayanlar, bir gün yolu genişletmek amacıyla iğde ağacını kesmişler.
mustafa kemal bu yoldan geçişi sarasında iğde ağacını selamlamak için başını çevirdiğinde ağacın yenini bom boş görmüş.”heyecanla sormuş, ne oldu benim ağacım” diye. ağacın kesildiğini öğrendiği zaman iki elini yüzüne kapatarak, ağlamaya başlamış.
koca bozkırda on binlerce ağacın yeşerip göverdiği bir ankara, gazi orman çiftliği varsa…
bunu mustafa kemal’in o günkü gözyaşlarına borçluyuz.
bir iğde ağacı yerine bir orman, on binlerce ağaç on binlerce sevgi” deniliyor.
-nezihe araz
anadolu insanının kutsal saydığı, gazi mustafa kemal paşa’nın çok sevdiği bir ağaçtır aynı zamanda.
nezihe araz’ın atatürk’ü ağlatan ağaç yazısı;
ankara kurtuluş savaşı’nın eşsiz önderine kollarını açtığı günlerde, çankaya’dan şehre inen yol üzerinde tek bir iğde ağacı varmış, ağaç olarak. mustafa kemal o ağacın yanından geçerken yanındakilere” bak dermiş, bu benim iğde ağacım” dermiş
bu sevgiden haberi olmayanlar, bir gün yolu genişletmek amacıyla iğde ağacını kesmişler.
mustafa kemal bu yoldan geçişi sarasında iğde ağacını selamlamak için başını çevirdiğinde ağacın yenini bom boş görmüş.”heyecanla sormuş, ne oldu benim ağacım” diye. ağacın kesildiğini öğrendiği zaman iki elini yüzüne kapatarak, ağlamaya başlamış.
koca bozkırda on binlerce ağacın yeşerip göverdiği bir ankara, gazi orman çiftliği varsa…
bunu mustafa kemal’in o günkü gözyaşlarına borçluyuz.
bir iğde ağacı yerine bir orman, on binlerce ağaç on binlerce sevgi” deniliyor.
-nezihe araz
devamını gör...
deniz temiz/turmepa
ülkemizin hem denizlerini hem kıyılarını korumak amacıyla faaliyetler yürüten bir sivil toplum kuruluşu.
pandemiden çok önce kıyı temizliği etkinliklerinden birine katılmıştım, günün sonunda topladığımız atıkların ne kadar çok olduğunu ve kıyının temizlendiğini görmek bana kendimi çok iyi hissettirmişti. yazara teşekkür ederim, formu doldurdum. bir yerden tekrar başlamak lazım.
pandemiden çok önce kıyı temizliği etkinliklerinden birine katılmıştım, günün sonunda topladığımız atıkların ne kadar çok olduğunu ve kıyının temizlendiğini görmek bana kendimi çok iyi hissettirmişti. yazara teşekkür ederim, formu doldurdum. bir yerden tekrar başlamak lazım.
devamını gör...
z kuşağının normal sözlük'e girişinin yasaklanması gerekliliği
keşke z kuşağı kadar zeki olsaydı, z kuşağına burun kıvıranlar.
devamını gör...
7 sayfa ukdenin yok olması
141' di. 134 olmuş.
allah ne muradı varsa versin o 7 sayfayı dolduranın... *gözüme uyku girmiyordu bu kadar ukdeyi nasıl azaltacağız diye!
allah ne muradı varsa versin o 7 sayfayı dolduranın... *gözüme uyku girmiyordu bu kadar ukdeyi nasıl azaltacağız diye!
devamını gör...
sex education
çok keyifli bir netflix dizisi. bu dizi alttan alta olması gerekeni işliyor. gençlerin kafasındaki seks algısını değiştiriyor bir nevi alt metni çok hoş o yüzden. ayrıca çekilen yer neresi bilmiyorum ama insan izlerken orada yaşamak istiyor öyle güzel.
devamını gör...
turistin görebileceği herkesi aşılayacağız
tanım: turistlere kendi milletinden daha fazla önem veren dışişleri bakanının beyanı.
kısaca;
turist > zengin yandaş türk > turistleri gören türk > zengin muhalif türk > zengin olmayan yandaş türk >>>>> zengin olmayan, turistleri görmeyen muhalif türk.
kısaca;
turist > zengin yandaş türk > turistleri gören türk > zengin muhalif türk > zengin olmayan yandaş türk >>>>> zengin olmayan, turistleri görmeyen muhalif türk.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının okumakta olduğu kitaplar
(bkz: göl evi)
devamını gör...
bir gün elbet okurum diye kitaplıkta bekleyen kitaplar
hitler kavgam kitabı seni bir gün okuyabileceğim evlat.
devamını gör...
cem adrian
sesi ve kişiliği güzel sanatçı
devamını gör...
eski dönem evliliklerinin daha uzun sürmesi
birçok etken olsa bile bana göre en büyük etken kadınların ekonomik özgürlüğünün olmaması. yani çaresizlikleri. kadın okuyup meslek sahibi olamıyordu haliyle tek dayanağı kocası oluyordu.
ister dövsün ister sövsün mecburiyetten katlanmışlar.
çevremdekilere bakarak daha rahat söylüyorum bunu. eşiyle birbirlerini öldürecek dereceye gelmişler ikisi de mutsuz ama kadın gidememiş niye? çünkü ekonomik özgürlüğü yok. kocası ne yaparsa yutmuş oturmuş. okutmamışlar ki ne yapsın ?
ister dövsün ister sövsün mecburiyetten katlanmışlar.
çevremdekilere bakarak daha rahat söylüyorum bunu. eşiyle birbirlerini öldürecek dereceye gelmişler ikisi de mutsuz ama kadın gidememiş niye? çünkü ekonomik özgürlüğü yok. kocası ne yaparsa yutmuş oturmuş. okutmamışlar ki ne yapsın ?
devamını gör...
nickaltına yazılınca mutlu olan yazar
tarifsiz mutluluktur. bakın yine tarif edemedim.
devamını gör...
akshaya tritiya
doğu felsefesinde, yılın en uğurlu günü anlamına gelen, bitmek tükenmek bilmeyen gün.
bu sene ki akshaya tritiya günü hıdırellez günlerine denk geliyor.
tüm inananlara iyilik getirsin inşallah.
bu sene ki akshaya tritiya günü hıdırellez günlerine denk geliyor.
tüm inananlara iyilik getirsin inşallah.
devamını gör...
konstantinopolis kuşatmaları
istanbul'u fethetmek uğrunda arap ve bizanslar arasında gerçekleşmiş savaşlar, kuşatmalardır. bu konuyla ilgili tam olarak 1 ay önce (3 mart) yazıp da göndermemiş olduğum tanım;
"nasıl yüce bir şehirde yaşıyoruz ki, bu şehir, kaç defa fethedilmeye çalışılmış. fatih sultan mehmet'in 53 günde yaptığını, kendisinden 800 yıl önce yapabilmek için toplam 6 yıl uğraşmışlar. evet bu rakam az gözükebilir ama 53 gün ile 6 yıl ve biz burdan sultan mehmet'in nasıl büyük bir fatih olduğunu anlayabiliriz.
arapların gerçekleştirdiği konstantinopolis kuşatmaları, 3 kez olmuştur. ve bu kuşatmaların gerçekleşme amacı, belki, hz. peygamber'in istanbul mutlaka fethedilecektir hadisi sebebiyledir. kim bilir, belki fatih sultan mehmet de, bu hadis sebebiyle istanbul'u fethetmek istemiştir.
zaten istanbul, günümüzün en değerli şehirlerinden biri. çünkü 2500+ yıldır birçok kez fethedilmeye çalışılmıştır. ilk kez m.ö. 500-lerde, ahamenişler fethetmeye çalışmış. ve başarılı olmuşlardır. istanbul yıllarca bizans yönetimi altında kalmıştır. ve türkler bu şehri alarak adeta bir devri kapatmıştır.
benim dediğim konstantinopolis kuşatmalarından kasıt, m.s. 600 ve 700-lü yıllarda döneminin süper güçleri araplar ve bizanslar arasında gerçekleşen savaşlardır. burdaki araplar, emevîlerdir. aslına bakarsanız, araplar, o dönem birçok kez bizansları yenmişler. fakat işin garip olanı, istanbul'u 3 kez kuşatmalarına rağmen bir türlü başarıyı elde edememişlerdir. o 3 kuşatma özetle şunlardır;
1. 668-669 yılı istanbul kuşatması
bu, müslümanların ilk istanbul kuşatmasıdır. 668 yılında başlar ve 669 yılında biter. dönemin halifesi muaviye'dir. ortaya çıkan bir salgın hastalığı sebebiyle çok büyük kayıplar verilir. türkiye'de eyüp sultan olarak bilinen, hz. muhammed'in bayraktarı ve sahabi olan hz. ebu eyyub el-ensari de, yaşının ilerlemiş olmasına rağmen bu kuşatmaya katılmış ve şehid olmuştur.
kuşatma için büyük hazırlıklar yapılır. kuşatmanın öncesinde, hz. fedâle bin ubeyd kumandasında ordu, 668 yılında, kışı kadıköy yani o zamanlar bilinen adıyla kalkedon'da geçirir. diğer yıl yani 669 yılında muaviye'nin oğlu yezid kumandayı alır ve istanbul'un önlerine doğru gelir ve sonbahar zamanı kuşatmayı başlatır. ordu, süfyan bin avf tarafından da desteklenir. fakat kış olunca, yemek kıtlığı ve salgın hastalıklar gibi problemler ortaya çıkar, büyük kayıplar verilir ve bu nedenle de kuşatma kaldırılır.
2. 674-678 yılı istanbul kuşatması
muaviye, bizans imparatorluğunun ortadan kalkmasını istiyordu. ve olaylar olaylar..geldik 674 yılına ve istanbul kuşatması başladı. ve kuşatma denizden yapıldı. şehrin marmara denizi surları da iyice sertleştirilmişti. bu duvarlara karşı da araplar pek bir şey yapamadı. şehir de, boğaz boyunca abluka altına alındı. kış gelince de araplar, kyzikos'a çekildiler. burda donanmalar tamir edildi ve güçlendirildi. yeni askerler ve malzemeler geldi. 675 yılında şehir yine abluka altına alındı, yine kuşatma..ve yine başarı kazanılamadı. ve yine kyzikos'a çekildiler.
hristiyan bir mimar, rum ateşi denen bir silah icat etti ve bu silah ilk kez 677 yılında bizans tarafından kullanıldı. 678 yılında da rum ateşi sayesinde emeviler mağlup edildi. 678 yılında kuşatma kaldırılınca, emeviler akdeniz'e çekildi. ve beklenmedik bir fırtına koptu ve büyük zararlar gördüler. kaynaklarda, emevilerin bu savaşta 150bin kayıp verdiği geçer.
3. 717-718 istanbul kuşatması
bu sefer kuşatma hem karadan, hem de denizden yapıldı. kara kuvvetleri, mesleme bin abdülmelik'in komutası altındaydı. deniz araçlarını, rum ateşi tahrip etti. diğer deniz araçları da fırtınada battı.
717-718 yıllarında geçen kış, inanılmaz derecede soğuk ve şiddetli olmuştur. araplar böylesi bir kışın gelişi yüzünden, açlık yaşadılar ve bu açlıklar sebebiyle kayıplar yaşandı. kıtlık birçok probleme yol açmıştı. araplar yüzlerce kayıp verdi ve bu kadar cesedi marmara denizine atmakta güçlük çekiyordular. bu kuşatmada, bulgar imparatorluğu da, bizans imparatorluğuna yardım ediyordu.
sonuç olarak bizanslar ve bulgarlar zafer kazandı ve araplar ile bizanslar arasındaki savaşlar azaldı. araplar, 130bin ilâ 170bin arası kayıp verdi. savaş sonucu sadece 5 arap gemisi sağlam kalabildi.
araplar, istanbul'u ne zaman kuşatsa, görüyoruz ki hep bir kıtlık, şiddetli soğuk, salgın ve fırtınalarla karşı karşıya kaldılar. bu da ilginç bir durumdur."
"nasıl yüce bir şehirde yaşıyoruz ki, bu şehir, kaç defa fethedilmeye çalışılmış. fatih sultan mehmet'in 53 günde yaptığını, kendisinden 800 yıl önce yapabilmek için toplam 6 yıl uğraşmışlar. evet bu rakam az gözükebilir ama 53 gün ile 6 yıl ve biz burdan sultan mehmet'in nasıl büyük bir fatih olduğunu anlayabiliriz.
arapların gerçekleştirdiği konstantinopolis kuşatmaları, 3 kez olmuştur. ve bu kuşatmaların gerçekleşme amacı, belki, hz. peygamber'in istanbul mutlaka fethedilecektir hadisi sebebiyledir. kim bilir, belki fatih sultan mehmet de, bu hadis sebebiyle istanbul'u fethetmek istemiştir.
zaten istanbul, günümüzün en değerli şehirlerinden biri. çünkü 2500+ yıldır birçok kez fethedilmeye çalışılmıştır. ilk kez m.ö. 500-lerde, ahamenişler fethetmeye çalışmış. ve başarılı olmuşlardır. istanbul yıllarca bizans yönetimi altında kalmıştır. ve türkler bu şehri alarak adeta bir devri kapatmıştır.
benim dediğim konstantinopolis kuşatmalarından kasıt, m.s. 600 ve 700-lü yıllarda döneminin süper güçleri araplar ve bizanslar arasında gerçekleşen savaşlardır. burdaki araplar, emevîlerdir. aslına bakarsanız, araplar, o dönem birçok kez bizansları yenmişler. fakat işin garip olanı, istanbul'u 3 kez kuşatmalarına rağmen bir türlü başarıyı elde edememişlerdir. o 3 kuşatma özetle şunlardır;
1. 668-669 yılı istanbul kuşatması
bu, müslümanların ilk istanbul kuşatmasıdır. 668 yılında başlar ve 669 yılında biter. dönemin halifesi muaviye'dir. ortaya çıkan bir salgın hastalığı sebebiyle çok büyük kayıplar verilir. türkiye'de eyüp sultan olarak bilinen, hz. muhammed'in bayraktarı ve sahabi olan hz. ebu eyyub el-ensari de, yaşının ilerlemiş olmasına rağmen bu kuşatmaya katılmış ve şehid olmuştur.
kuşatma için büyük hazırlıklar yapılır. kuşatmanın öncesinde, hz. fedâle bin ubeyd kumandasında ordu, 668 yılında, kışı kadıköy yani o zamanlar bilinen adıyla kalkedon'da geçirir. diğer yıl yani 669 yılında muaviye'nin oğlu yezid kumandayı alır ve istanbul'un önlerine doğru gelir ve sonbahar zamanı kuşatmayı başlatır. ordu, süfyan bin avf tarafından da desteklenir. fakat kış olunca, yemek kıtlığı ve salgın hastalıklar gibi problemler ortaya çıkar, büyük kayıplar verilir ve bu nedenle de kuşatma kaldırılır.
2. 674-678 yılı istanbul kuşatması
muaviye, bizans imparatorluğunun ortadan kalkmasını istiyordu. ve olaylar olaylar..geldik 674 yılına ve istanbul kuşatması başladı. ve kuşatma denizden yapıldı. şehrin marmara denizi surları da iyice sertleştirilmişti. bu duvarlara karşı da araplar pek bir şey yapamadı. şehir de, boğaz boyunca abluka altına alındı. kış gelince de araplar, kyzikos'a çekildiler. burda donanmalar tamir edildi ve güçlendirildi. yeni askerler ve malzemeler geldi. 675 yılında şehir yine abluka altına alındı, yine kuşatma..ve yine başarı kazanılamadı. ve yine kyzikos'a çekildiler.
hristiyan bir mimar, rum ateşi denen bir silah icat etti ve bu silah ilk kez 677 yılında bizans tarafından kullanıldı. 678 yılında da rum ateşi sayesinde emeviler mağlup edildi. 678 yılında kuşatma kaldırılınca, emeviler akdeniz'e çekildi. ve beklenmedik bir fırtına koptu ve büyük zararlar gördüler. kaynaklarda, emevilerin bu savaşta 150bin kayıp verdiği geçer.
3. 717-718 istanbul kuşatması
bu sefer kuşatma hem karadan, hem de denizden yapıldı. kara kuvvetleri, mesleme bin abdülmelik'in komutası altındaydı. deniz araçlarını, rum ateşi tahrip etti. diğer deniz araçları da fırtınada battı.
717-718 yıllarında geçen kış, inanılmaz derecede soğuk ve şiddetli olmuştur. araplar böylesi bir kışın gelişi yüzünden, açlık yaşadılar ve bu açlıklar sebebiyle kayıplar yaşandı. kıtlık birçok probleme yol açmıştı. araplar yüzlerce kayıp verdi ve bu kadar cesedi marmara denizine atmakta güçlük çekiyordular. bu kuşatmada, bulgar imparatorluğu da, bizans imparatorluğuna yardım ediyordu.
sonuç olarak bizanslar ve bulgarlar zafer kazandı ve araplar ile bizanslar arasındaki savaşlar azaldı. araplar, 130bin ilâ 170bin arası kayıp verdi. savaş sonucu sadece 5 arap gemisi sağlam kalabildi.
araplar, istanbul'u ne zaman kuşatsa, görüyoruz ki hep bir kıtlık, şiddetli soğuk, salgın ve fırtınalarla karşı karşıya kaldılar. bu da ilginç bir durumdur."
devamını gör...
hristiyanismail'siz sözlüğün muslera'sız gs olduğu gerçeği
(bkz: yalnız bu bana biraz abartılı geldi)
uçurulan yazarlar için yönetimden açıklama falan istemem şahsen. takip ettiğim, tanıdığım bir yazar olmadığı sürece merak da etmem neden uçurulduğunu. bazen yönetimin bile açıklamaya utandığı olaylar oluyor. gördük zamanında.
ayrıca hristiyanismail kimdir, tanımam etmem. ilgili yazarın eksikliğini hissettiğim söylenemez.
uçurulan yazarlar için yönetimden açıklama falan istemem şahsen. takip ettiğim, tanıdığım bir yazar olmadığı sürece merak da etmem neden uçurulduğunu. bazen yönetimin bile açıklamaya utandığı olaylar oluyor. gördük zamanında.
ayrıca hristiyanismail kimdir, tanımam etmem. ilgili yazarın eksikliğini hissettiğim söylenemez.
devamını gör...
kadın yazarlardan erkek yazarlara sorular
ilk mesajı beklediğimi öğrendiğim başlık oldu. teşekkürler sözlük.
devamını gör...
sözlükte bir sürü yeni yazar görme sevinci
iyimser insan hareketi.
hiç sevinmiyorum. yeterince bilmem ne yapan kadın, bilmem ne olan erkek başlığı açan var zaten. buna onlarca insanın eklenmesi sevinilecek bir şey değil.
doğru dürüst, ilgi çekici, gerçekten komik ya da değişik konularda yazanları tenzih ediyorum.
hiç sevinmiyorum. yeterince bilmem ne yapan kadın, bilmem ne olan erkek başlığı açan var zaten. buna onlarca insanın eklenmesi sevinilecek bir şey değil.
doğru dürüst, ilgi çekici, gerçekten komik ya da değişik konularda yazanları tenzih ediyorum.
devamını gör...
lüzumsuz kadın
kitabı okumaya başlamadan önce yanınıza bir not defteri almayı unutmayın. öyle güzel kitapların sözü geçiyor ki insan hepsini okumak istiyor. karakterin en çok sözünü ettiği kitap ise huzursuzluğun kitabı. iyi kitaptan anlayan yazarlar daha bir seviliyor. sevdim seni lüzumsuz kadın. okunacak kitaplar listesini kabartmanın haricinde kitap akıcı bir dille yazılmış. biraz günümüzü biraz geçmişi okuyoruz. geçişleri çok güzel yapılmış, okurken hangi zamanda olduğumuzu kolaylıkla anlıyoruz.
aaliya. yüksekte olan, yukarıdaki demek. aaliya kitaplar ve onların büyülü dünyasıyla erken tanışan bir kadın. beyrut gibi bir yere göre çok kültürlü. küçük yaşta evlenince okuldan ayrılıyor ve buna çok üzülüyor. kocası olan adama burda değinmiyoruz. aaliya bir kitapçıda çalışıyor. yaşamak için para, para için de çalışmak lazım. bulabileceği en güzel iş onun için. aaliya'nın büyük bir tutkusu var. çeviri yapmak. bunu kendi için yapıyor. zaten insanlar arasında olmaktan rahatsız olan aaliya evinde kitaplarıyla çok mutlu. başka bir ülkede yaşasa nasıl bir hayatı olacağını çok merak ediyor. evden dışarı çıkıp ölmeden geri gelebilmeyi değil de avrupalılar gibi bohem dolu dertlere sahip olmanın nasıl bir şey olacağının hayalini kuruyor hep. bu karakterle kesinlikle sohbet etmek isterdim. çok sevdim. kitapta savaş, aile ile olan ilişkiler, dostluk ne ararsanız var. aaliya zamanının ötesinde bir kadın. onunla tanışmalısınız.
aaliya. yüksekte olan, yukarıdaki demek. aaliya kitaplar ve onların büyülü dünyasıyla erken tanışan bir kadın. beyrut gibi bir yere göre çok kültürlü. küçük yaşta evlenince okuldan ayrılıyor ve buna çok üzülüyor. kocası olan adama burda değinmiyoruz. aaliya bir kitapçıda çalışıyor. yaşamak için para, para için de çalışmak lazım. bulabileceği en güzel iş onun için. aaliya'nın büyük bir tutkusu var. çeviri yapmak. bunu kendi için yapıyor. zaten insanlar arasında olmaktan rahatsız olan aaliya evinde kitaplarıyla çok mutlu. başka bir ülkede yaşasa nasıl bir hayatı olacağını çok merak ediyor. evden dışarı çıkıp ölmeden geri gelebilmeyi değil de avrupalılar gibi bohem dolu dertlere sahip olmanın nasıl bir şey olacağının hayalini kuruyor hep. bu karakterle kesinlikle sohbet etmek isterdim. çok sevdim. kitapta savaş, aile ile olan ilişkiler, dostluk ne ararsanız var. aaliya zamanının ötesinde bir kadın. onunla tanışmalısınız.
devamını gör...

