kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

omg.
devamını gör...

m. ö bile insanların harır harır bilimle uğraştığını, dünyanın yuvarlak olduğunu keşfettiğini, güneşin ne kadar uzakta olduğunu hesaplayan kanıtların bulunması, m.s 7. yyda gerçekleştiğine inanılan bir olgunun hiçbir bilimsel veya tarihi kaynakta geçmemesi olağanüstü şüphelidir. evet, inanç meselesine girersek bir tanrının olduğuna inanırsak bu olayın sadece bir kesimin görmesi için eyleme konulduğunu, diğerlerinin görmemesi için tanrısal bir gücün müdahele ettiğini söyleyebiliriz. ben de derim ki; o inanmıyorsa, onlar inanmıyorsa neden somut bir kanıtı onlara peygamber vasıtasıyla gösterdin de başka insanların senin varlığına inanması için gerekli olan o mücizeyi görmesine engel oldun. kuntu kenze hadisine göre bilinmek istenen bir tanrı bunu somut olarak çok kolay başarabilecekken neden inanmalarını ister de bilmelerini istemez.
devamını gör...

gari çalacağı aklıma hiç gelmemişti yalan söylemeyeyim. kalkın oynayalım *
iyi yayınlar olsun, bol neşe dolsun içimiz.
devamını gör...

3. sayfa sizlerle sevgili kafa sözlük ailesi! gündem başlıkları ele alınmış ve içerik olarak baya güzel bir sohbet anlatım var. keyifli dinlemeleriniz olsun!! supportgirl’in konuk olmasıyla epey tatlı ve verimli olmuş. *
devamını gör...

insanın kültür, ırk farkına bakılmaksızın, salt akıl sahibi olması sebebiyle kendi doğasından kaynaklanan ahlakıdır. hiçbir kültür ve dinin tekelinde değildir. bu yüzden her toplumda erdemli insan ve erdemli davranış görülebilir. kişinin iyilik yapma, kötülükten kaçınma, insanlara ve doğaya zarar vermeme gibi ilkeleri bilmesi için herhangi bir dine veya metafiziksel bir sisteme kolektif bir bilince ihtiyacı yoktur.

st. thomas aquinas'ın dediği ''ilahi ışık'' veya ''teolojik aydınlanma'' ancak bu doğal ahlak ilkeleri herhangi bir metafizik inanç veya din ile desteklenirse insanın erdemi sonsuza kadar uzanan ve mutlak'ta son bulan bir karakter kazanır.

velhasılıkelam, doğal ahlakı geliştirmeden ve kemale erdirmeden dinsel veya metafizik inançların insana bir faydası olmaz.
devamını gör...

bir şey olmaz.
şimdi fatih hocaları kerem'in cebine 3 kuruş sıkıştırır, çocuk da hafta içi açıklama yapar. işte maç içinde olur böyle şeyler falan mihfalinde.
dolayısıyla olay kapatılır.
tıpkı geçen sene marcao'nun halil'i tokatladığı olayın kapatıldığı gibi.
fatih hoca kırmızı çizgimizdir...
devamını gör...

türkiye'nin girmediği ama sonuçlarından etkilendiği savaş.
ismet inönü'nün bir sözü var halkla ilgili.
''sizi aç susuz bıraktım ama babasız bırakmadım.''
devamını gör...

kendisinin nereye gittiğini bilmiyorum ama beğenerek takip ettiğim bir yazardı, umarım ki sadece hesabını sıkıldığı için dondurmuştur ve en yakın zamanda can sıkıntısını giderip yanımıza dönecektir.

özleniyorsunuz.
devamını gör...

denizci olmayanların az bildiği lakin denizcilerin bayrak devleti olarak kullandığı bir ada devletidir.
devamını gör...

:)
uyuyamamak denmek istendi galiba.

bazen öyle olur ki, mutsuz olmaktan bitap düşer uyutmam lazım kendimi dersiniz. yolunu, yöntemini keşfettiyseniz ne ala, gerçekten de işe yarar. en azından uyanınca mutsuz olmaya kaldığınız yerden devam edecek mecali verir yani. o bakımdan. ne var ki papazlar da pilav yemekten sıkılabiliyorlar malumunuz. bakınız benim papaz bu gece. hıhm.
devamını gör...

kafem olsun çok isterdim. hem de kitap-kafe. heeeeer yer kitaplarla dolu, haftada bir gece sinema günü, değişik tatlar, mükemmel müşteriler...
ama kesin batarım ben.
tanım: hayatta bir kez olsun yapmak istediğimiz meslekleri yazdığımız başlık.
devamını gör...

yabancı ama bir o kadar da yakın.

el vermek, elini tutmak. bunlar yabancı biri için yapılamaz eylemler. illa ki yakın olmalı, fiziksel olmasa bile gönül yakını olmalı.
elini uzattığın insanın o elden sonra bir daha asla eskisi gibi olamayacağını bilmeli uzatan, tutan da kadir kıymet bilmeli.

o iki el diğerinin ve bir olmanın sıcaklığını bilmeli, hiç unutmamalı.
bir el deyip geçmemeli insan, kendisini tekrar yola çıkaran o eli iyi tutmalı.
devamını gör...

emeklilik yaşından yola çıkılarak bir sonuca varılamayacak türkiye’nin gerçeği bir durumdur.

emeklilik yaşı bakımından türkiye ile diğer ülkeleri kıyasladığımızda türkiye, diğer ülkelere nazaran daha iyi bir konumdadır. asıl sorulması gereken soru, 66 yaşında olan birinin neden hâlâ çalışmak zorunda olduğudur.

vergilerin toplanma amacı burada bir kere daha gözümüze sokuluyor. devletlerin vergileri toplamadaki temel amacı, sosyal eşitsizlikleri gidermektir. fakat verginin bizdeki tanımı “ devletin gerçek ve tüzel kişilere yüklediği ekonomik yükümlülük” olduğu sürece ne sosyal adaletten, ne gelir adaletinden ne de dümdüz adaletten bahsedemiyoruz. adaleti geçtim eşitlikten de bahsedemiyoruz.

kimse vergisinin nereye ne amaçla kullanıldığının hesabını soramıyor çünkü vergiler, faydası ölçülemeyen nereye harcandığı spesifik olarak belirlenmeyen bir olgu bizim ülkede. bu sebeplerden dolayı kimse kalkıp da sen benim vergimi nereye harcadın diye hesap sormaya kalkmasın zira yol yabdılar.

zaten bunu düşünmeye de gerek duymuyoruz. geleceğe yatırım yapılması, sosyal refahın artırılması, insanların ümitli olması, eğitim sisteminin iyileştirilmesi, yargının bağımsızlığı, mafya düzeninin bitirilmesi gibi konular azınlıkların gündemi sadece. yarın öbür gün vergi borcu silinen inşaat şirketlerini görünce şaşırmayın yani. iktidarın da gündemi onlar.
devamını gör...

modern insan hastalığı. çevrenizde ne kadar insan olursa olsun kendinizi yalnız hissedersiniz. hatta o yalnızlık içinde diğerlerinden uzaklaşarak yalnızlığınızdan kurtulacakmış gibi saçma düşüncelere sahip olabilirsiniz.
devamını gör...

çok imrendiğim durum.
zihnimde uçuşup duran, düşüne düşüne yeterince çözümlediğime inandığım ne varsa yazıya dökerken benim için ızdıraba dönüşüyor. cümlelerimi belirli bir çerçevenin içinde tutmakta çok zorlanıyorum. sırasız, birbirinden kopuk cümleler. en son söyleyeceğim şeyi en başta söylüyorum mesela. bazen bir bakıyorum tam da giriş cümlesi olabilecek cümle ortalarda bir yerde, ait olmadığı bir yerde eğreti duruyor. okudukça değiştiriyorum. değiştirdikçe asıl anlatmak istediğimi bırakıp bambaşka bir şeyden bahsetmeye başlıyorum. benim için anlatmanın çok daha başka bir yolu varmış da kelimelerle boğuşup duruyormuşum gibi hissediyorum.
devamını gör...

ikinci abdülhamid 'i deviren jön türkler'in sloganı.
devamını gör...

fransızca daki pastanın karşılığı biz de makarnadır.
devamını gör...

kağıt üretmiş olmuyoruz. üretilmiş kağıdı, boş boş makineden geçirerek, ısıtmış oluyoruz. bazen ironi, ilgi çekme vs. şeklinde yazılmış şeylere cevap verme huyumun önüne geçemiyorum. bu konuda kendimi törpülemem gerekiyor.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yazarlarının kendilerini ülkedeki belirleyici insanlar sandığı sözlüktür. elit bir zümre olduklarını iddia etmekte ve hissetmektedirler. yazdıkları entryler ile türkiye'ye çok büyük etkiler yaptıklarını düşünmektedirler. bu yanılgı içinde boğulmaktadırlar.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim