kendileri dağda bayırda binlerce masum cana kıyarken iyi, atalarımız taa 100 sene önce savaş varken bizim olan toprakları geri alınca kötü. aynen.
devamını gör...

hoş geldin ayrı yazılır.
devamını gör...

lan bir ergen dolu diyorsunuz bir fosil kaynıyor diyorsunuz, bir karar verin artık kafamız yandı. yolun yarısına geldik, kafamız kaldırmıyor. *
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

70'li yılların aile sıcaklığını yansıtan, münir özkul, adile naşit, tarık akan, halit akçatepe, şener şen ve daha birçok usta ismin rol aldığı türk filmi. yani içerisi şampiyonlar ligi gibi.

film, biri 3 diğeri 4 çocuğa sahip 2 kişinin, aracılar tarafından birbiriyle tanıştırılmasını ve evlenmeleriyle ortaya çıkan üvey kardeş kavgalarını oldukça eğlenceli şekilde ele alıyor. başlarda anlaşamayan bu kardeşlerin daha sonra, ortak bir düşmana karşı nasıl birlik olduklarını izlemek keyif veriyor insana.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

***

@celebrant ukdesidir.
devamını gör...

farazi kayranın muhteşem albümüdür.
albüm 14 parçadan oluşur.
cenaze,mevsim olmayan mekanlar’ yangın olarak üçe ayrılır.
farazi lezzetli beatleriyle kayra derin lirikleriyle bir bütün albüm ortaya çıkarırlar.
çıktığı günden beri her hip hop dinleyicisinin aşık olduğu albümdür.
dinlenmesi mühimdir.
bir başyapıttır.


seninle iftihar ediyorum böyle yangın görmedim ben.

ölen biriyle hangi dilde sence nerede konuşulur ?


resimag.com/p1/bf85af8dd0ed.jpeg
devamını gör...

bu başlıkları gördükçe iyi ki koymuşum be dediğimdir. eyvallah iyi bir şey yaptığımı fark ettirdiğin için.
devamını gör...

ilahi komedya > tahtalı köyde çıldırmacalar.
devamını gör...

8. henry döneminde, asil bir aileden gelmediği halde hızla yükselerek önemli mevkilere kapağı atmayı başaran devlet adamı. başta kralın genel sekreterliği olmak üzere çok önemli görevlerde yer aldı.

asil bir aileden gelmediği için, asiller tarafından alay konusu haline gelen ve hiç sevilmeyen cromwell, kardinal thomas wolsey, devlet adamlığına ek olarak bir yazar ve de son derece dindar bir adam olan thomas more, kralın bir dönem gözdesi olan anne boleyn gibi önemli isimlerin idamlarındaki gizli eldi.

cromwell, kral üzerindeki etkisini, yoluna çıkanların kral tarafından idam edilmesine neden olarak kötüye kullanıyordu. örneğin anne boleyn ile arası, başlarda oldukça iyi iken ve aragonlu catherine'in felaketine neden olan olaylarda boleyn kızını desteklerken, daha sonra boleyn kızının da güç hırsı nedeniyle çatışan çıkarları sonucunda, onun idamına giden yolu da cromwell açmıştı.

kral anne boleyn ve jane seymour ile olan evliliklerinden sonra seymour'ın ölümüyle beraber bir kez daha yalnız kaldığında, cromwell yine devreye girmişti. cleves dükünün kızı clevesli anne'i krala eş olarak tavsiye etmiş ve kızın saraya getirilmesine vesile olmuştu. fakat kral anne'i yakından görünce ondan hiç hoşlanmadığı için başta cromwell olmak üzere, kızı tavsiye eden herkes kralın gözünden düşmüştü.

cromwell'in, kralın gözünde kaybettiği irtifa, asillerin işine gelmişti ve altını yavaş yavaş oyarak onun idamına giden süreci hızlandırdılar.

cromwell işlediği kötülüklerin bedelini oldukça ağır ödemiş diyebilirim. infaz günü geldiğinde beklenen, her zamanki gibi, celladın tek vuruşta kişinin kafasını bedeninden, olabildiğince acısız şekilde ayırmasıydı. fakat asiller cellat ile gizlice anlaştılar. infaz anında cellat, cromwell'in sırtına, başına ve çeşitli farklı yerlerine defalarca kez vurdu ve bedeninde üst üste derin yaralar açtı. adam uzun ve acılı bir süreç sonunda ancak ölebildi.

***

the tudors (dizi), bu konulara meraklı olanlara tavsiye edebileceğim güzel bir dizi. saray hayatının hiç de heves edilecek bir şey olmadığını gözler önüne sermesi bakımından da önemli yapımlardan sadece biridir bana göre.
devamını gör...

whatsapp, instagram ve facebook tarafından yapılan ilk açıklamalardır. *
devamını gör...

aynı zamanda cami minarelerinin ya da bayrak direklerinin üzerindeki süs. mesela şu:

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
görsel kaynağı: tdv islam ansiklopedisi
devamını gör...

12 yıldır kullanan beni mutlu eden başlıktır. demek ki teknolojik fakirlik çeken bir ben değilim dedirtmiştir.
devamını gör...

doğu karadeniz'de * yağı alınmış sütün kestirilmesi ve ardından pişirilip bez torbaya koyulup süzülmesi ile elde edilen, yağı tuzu olmadığı için imansız peynirde denilen, kahvaltılık, böreklik, ömrü az olan peynir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

daha kuzey ışıklarını izlemeye bile gidemedim. onları görene kadar hayatta kalmam gerek. e tabii dünya yok olmazsa ben görene kadar.
devamını gör...

(bkz: egzistansiyalizm)

egzistansiyalist ne ahlaki değerlere ne de tanrıya inanır o insanın vicdanının olduğunu iyi bir iş yaparsa onu güzelleştirdiğini teskin edip huzurlu kıldığını ancak kötü işin vicdanı sızlattığını söylüyor. peki "varoluş özden önce gelir" diyen egzistansiyalizme şöyle bir soru yöneltirsek:
vicdan varlığın mı yoksa özün, mahiyetin, sıfatın mı bir parçasıdır?
çok açıktır ki vicdan özün bir parçasıdır ve sonradan kazanılan bir sıfattır. her insanda bulunan ve doğuştan gelen bir mahiyet değildir.
eylemden önce hiçbir şeyin varlığı yoktur. yani biz insanlar bazı şeyler yaparız ve bu, bu şekilde birikerek ilerler. daha sonra bu yaptıklarımızın bir kısmına iyi bir kısmına kötü deriz. iyilik ve kötülük eylem ve uygulamalardan sonra vücuda gelir. bu nedenle delilleri de eylemin kendisi yaratmıştır. yanisi şu:
iyiliğe ve kötülüğe karar veren "delilleri" yani "bu iyidir, bu kötüdür" dememizi sağlayan şeyleri zaman içerisinde insanların uygulamaları ortaya çıkartmıştır. ve toplumdan topluma doğru ve yanlış kavramları farklılık gösterir. bu yalnızca teizmde geçersizdir.
egzistansiyalizm'de neyin iyi neyin kötü olduğu belli değildir. bir dindar birey tanrı beğenmiyor diye şu iş kötü diyebiliyor, bir radikalist bu işi ahlaki değerler mekanizması ile ölçüp değerlendiriyor ve kötü ya da iyi olduğunu söyleyebiliyor fakat ne yargıya ne tanrıya ne alaka ne de maneviyata inanan egzistansiyalizm hiçbir işin iyi ya da kötü olduğunu söyleyemiyor. zira hiçbir şey insanın eyleminden önce yok ki insanın eylemini onunla ölçüp değerlendirelim.
egzistansiyalizm'in dediği gibi vicdan iyilikte ve kötülükte belirleyici delil olamaz.
egzistansiyalizm'de eylemleri, uygulamaları, işleri iyi ve kötü delillerle ölçmek mümkün değildir. çünkü eylemden önce hiçbir şeyin varlığı yoktur yani iyi ve kötü deliler de eylem veya uygulamadan sonra vücuda gelir bu nedenle delilleri de eylemin kendisi yaratmıştır.
eğer bir kimse kötü bir iş yapar fakat iyi bir niyeti varsa iyidir. sartre'dan hangi sebeple iyi niyetin kötü niyetten daha iyi olduğu sorulduğu zaman bir açıklaması yoktur. egzistansiyalist insana özgürlük verdiği ve sonra sorumluluğu arttırdığı ve sorumluluğun var dediği zaman bu sorumluluk kime karşı olmalıdır, kimin karşısında olduğunu söylemeksizin sorumluluğun bir manası yoktur. sorumluluk bir kişinin bir kimseden sorması ve neticede insanın sorumluluk hissetmesi demektir. egzistansiyalizme tanrının da vicdanında olmadığını söylendiği zaman insanı kime karşı sorumlu tutuyor. kimim karşısında olduğunu söylemeksizin sorumlu tutulmanın bir manası yoktur. egzistansiyalist sorumlu tutuluyor ama soran olmadan sorumlu tutan olmaksızın sorumlu tutuluyor.
kısaca egzistansiyalizm sıçmış sıvamış dolayısıyla evrensel ve toplumsal değer yargılarını ortaya koyamamıştır.
devamını gör...

sen karşındakinin kutsalına saygı göstermezsen, karşındakinden de senin değer verdiğin yada senin için önemli olan düşünce veya kişilere saygı duymasını bekleyemezsin. en azından sağlıklı bir iletişim kurulacaksa belli noktalarda insanları incitmemek gerektiğini düşünüyorum.
devamını gör...

zeki olanların cevaplaması gereken dezavantajlardır. zeki olmamanın dezavantajları başlığı açıldığında fikirlerimi sıralayacağım.
devamını gör...

cenk'in programında , sohbeti ile dikkatimi çekmiş hatun kişi... bence sözlüğün muhamed ali'si. kelebek gibi uçan, arı gibi sokan...
sokmasından tırstığım için; takışmamayı tercih edeceğim kişi.
üstlendiği kelebek naifliğinde ki, sözlük kütüphanesi projesine kitap göndermeye niyetim var. lakin çok tembelim, kargo firmasına uğrayacak azmi gösterebilirim umarım.
kelebeğim ve arım...
devamını gör...

daha bitmeden en sevdiğim filmler için konusuyla, akışıyla geçmiş film, şaheser. tarihe, bilime filmde geçebilecek her şeye duyduğum ilgi bir yana her zaman isteyeceğim bir hayatı ekranda görmek beni çok mutlu etti bu filmi izlerken. izledikten sonra da buna benzer filmler aradım ve bulduklarımı/bulduğumu sandıklarımı yazının sonunda paylaşacağım.

14.000 yıldır yaşadığını iddia eden bir öğretmen, kendisi gibi alanında uzman arkadaşlarınca konuşulmaya itiliyor filmde. bu gerçeği açıkladığı zaman, olay korkacakları veya sevinecekleri diğer gerçekliklere açılıyor. arkeoloji, biyoloji, din bilimi, antropoloji, psikiyatri gibi dallardan uzman arkadaşları o anlattıkça hikayesine daha çok çekiliyor, onu daha çok inkar ediyor ve ona daha çok inanıyorlar. filmi izlerken kendinizi o odada o şöminenin yanında john'u dinlerken buluyorsunuz ve o anlattıkça gerçekleriniz hikayeler ile harmanlanıyor. sizi sahip olduğunuz, olduğunuzu bilmediğiniz, olacağınız fikirler ile yüzleştiriyor sanki film. kesinlikle düşündürücü ve insan aklında iz bırakıcı. çözümlenmesi gereken bir sorun olup olmadığından emin değilim fakat kesinlikle sizi düşündürecek bir film.

öznel konuşmam gerekirse de: 14.000 yıl yaşamak, her an her şeyi görüyor olmasak da zamana, akan vaktin kendisine tanıklık etmek. savaşlar, kişiler, afetler, doğa olayları, coğrafyanın değişimi, uzay, tanrı fikri, gelecek, yaşlanmak, ölümsüzlük... mükemmel bir film. kendisine, john oldman'a sorulabilecek hala çok şey var ama sorulmuşlar bile bir noktaya kadar tatmin edici. hayatımda böyle bir film izlememiştim sanırım ben. gerçekten çok güzel. artık insanlar bir film önerisi istediğinde söyleyeceğim ilk filmlerden biri kesinlikle bu. tavsiyedir, öneridir: siz de mutlaka izleyin.

filmi bu kadar beğendikten sonra bunun gibi filmleri ararken de kendimce bir liste hazırladım, (filmlerin, the man from earth'e ne kadar yakın oldukları, onları izleyene kadar benim için de gizemini koruyor) filmleri; izledikçe veya başlıklarını girdikçe buraya kendileri hakkında kısa bir tanım ile bırakmayı düşünüyorum:

primer (film): 2004 yapımı bilim-kurgu filmi. zamanda yolculuk konulu film tek odada geçen ve düşündürten sohbetler içeren bir film değil fakat etkileyici. sizi zaman hakkında düşüncelere sokabilir

rope: bu 1948 yapımı alfred hitchcock filmi güzel bir felsefe üzerine kurulu. onu başlığımızdaki filmden ayıran şey bence düşüncelere daldırma noktası çünkü filmin, felsefesini işleyiş biçimi beni felsefesinden çok daha fazla etkiledi.
devamını gör...

batan güneşin fotosu bunlaar
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim