kitapların pahalı olduğu gerçeği
kitaba verdiğim paraya hiç üzülmezdim,şimdi fiyatları görünce ağlayasım geliyor..
devamını gör...
online listesi aslında bir yalan mı sorunsalı
yazanlar okumuyor, okuyanlar yazmıyor.
devamını gör...
wilhelm reich
dinle küçük adam kitabını okurken bir çok not almıştım.
"sen mutluluğun için gereken ekonomik koşulları, "mekanizmayla" karıştırdın. devletin büyüklüğünü insanlığın kurtuluşu; katı, aptal parti disiplinini büyük amaçlar için duyulan fedakarlık arzusu; tankların geçit törenini milyonların uyanışı sandın. aşkın özgürleşmesini tüm kadınların ırzına geçmekle, yoksulluğun yok edilmesini bütün yoksulları, zayıfları ve yardıma muhtaç olanları yok etmekle, memeye gereksinim duyan bebeleri vatansever yetiştirmekle, doğum kontrolünü on çocuk annesine madalya vermekle karıştırdın."
"senin yakınında küçük adam, mutluluğu yiyip bitirmek kolaydır, ama mutluluğu elde tutmak zordur."
"deha senin satmak için pazara getirdiğin ticari bir markadır. ancak kaşif bir dahi olursa, onun dünyaya getirdiği mutluluğu daha iyi yiyip bitirebilirsin. evet onu iştahla yiyebilirsin; çünkü sonra küçük adam gelip seninle birlikte, "dahi, dahi" diye haykıracaktır. ve insanlar kitle halinde gelip elindeki ürünü yiyip tüketecektir."
"yaşayanın izinde olan herkesi onurun ya da akademik unvanın, dinin, para cüzdanın ya da tankın uğruna suçladın, lekeledin, yalanladın, mahkum ettin ya da sakatladın."
"işte sen busun küçük adam, sen çok iyi boşaltabilir, tüketebilir, kaşıklayabilir ve yiyip bitirebilirsin ama yaratamazsın. sen hiçbir gelişme göstermezsin, yeni düşünceler için hiçbir şansın yok. çünkü sen hiçbir zaman vermedin, yalnızca başkalarının senin önüne hazırca sunduklarını kaşıkladın."
"dönüp de senin vatansever dediklerine bak bir kere. onlar adım atmıyor, hücum ediyorlar. onlar düşmanlarından nefret etmiyorlar, onlar ezeli düşmanlarını on yılda bir değiştirdikleri ezeli düşman yapmak için ebedi arkadaş yapıyorlar. şarkı söylemiyorlar, yürüyüş marşları söylüyorlar. onlar kız arkadaşlarını kucaklamıyorlar, sadece onları becerip bir gecede kaç kez iş bitirdiklerini hesaplıyorlar."
"senin cinsel açlık içinde olduğunu, diğer cinsten insanlara nasıl şehvetle baktığını, dostlarınla aşk meseleleri üzerine pis şakalar yaptığını, pis pornografik fantezilerin olduğunu sen biliyorsun, ben biliyorum, herkes biliyor (...) senin kafanda her türlü ahlaksızlık marifeti oluşuyor. benim sevgiyle kucaklayışım senin yaşamında pornografik bir sahne haline geliyor. benim neden söz ettiğimi bilmiyorsun küçük adam.
bu yüzden hep geride kaldın küçük adam."
"sen bir kartal olmak istemiyorsun küçük adam ve bu yüzden de akbabalar tarafından yenileceksin. sen kartallardan korkuyorsun, bu yüzden de sürü içinde yaşıyorsun ve büyük sürülerin ve kitlelerin yemi olacaksın.şimdi sen büyük kitleler arasında açlık çekiyorsun, büyük kitleler içinde ölüyorsun ve senin civcivlerini kuluçkalayan kartaldan hala korkuyorsun."
"sen hitler yanlılarını ancak milyonlarca insanı öldürdükten sonra asıyorsun. bu milyonlar öldürülmeden önce nerdeydin ve ne düşünüyordun? doğru düşünmen için bir düzine ceset yetmez mi? insanlığın ancak milyonlarca ceset gördüğünde mi ortaya çıkıyor? senin bu tek tek küçüklüklerin, insan-hayvandaki büyük sefaleti ortaya çıkarıyor."
"evin hala kum üstünde duruyor, çatı başına yıkılıyor ama senin 'proleter' ya da 'ulusal namus'un var. su borun patlıyor ve çocuğun boğuluyor; ama sen yine çocukların sopayla ödüllendirildiği eğitim ve düzenden yanasın."
"boks maçı yerine kitapçıya git, eğlence merkezlerine gitmek yerine uzak ülkelere seyahat et.doğayı düzetlmeye çalışma, onu kavramayı ve korumayı öğren..."
"daha yüzyıllar boyunca dostlarını öldüreceksin ve bütün halkların, proleterlerin önderlerini efendilerin olarak ödüllendireceksin. bir efendinin ardından diğerini yücelteceksin. sen yüzyıllar boyunca yaşamı korumak yerine kan dökeceksin, celladının yardımıyla özgürlüğünü temellendirdiğine inanacaksın..."
"sen gerçekler konuşulduğu zaman dinlemiyorsun; sen yalnızca gürültüyü dinliyorsun. ve sonra 'yaşasın' diye bağırıyorsun."
"biliyorum küçük adam bir gerçek işine gelmediğinde hemen deli damgası vuruyorsun. ve sen kendini normal insan kabul ediyorsun. delileri içeri tıktın ve bu dünyayı normal insanlar idare ediyor..."
"senin kamuoyu dediğin şey küçük adam, bütün küçük adamların ve kadınların düşüncelerinin ürünüdür. her küçük adamın, her küçük kadının içinde bir doğru ama aslında tamamen yanlış bir düşünce vardır.diğer küçük adamların ve kadınların yanlış düşüncelerinden korktukları için yanlış düşüncelere sahiptirler. bu yüzden doğru düşünceler ön plana çıkamıyor."
"gerçek bilim ve sanat zincire vurulmaya dayanamaz."
""gerçekten büyük olan bir adamdan seni ayıran tek bir nokta var: büyük adam da bir zamanlar çok küçük bir adamdı; ama bir tek önemli yetenek geliştirdi: düşünce ve davranışlarında küçük olduğu noktaları görmeyi öğrendi. demek ki büyük adam, ne zaman ve hangi alanda küçük olduğunu bilir. küçük adam, küçük olduğunu bilmez ve bunu bilmekten korkar. kendisinde var olan düşünceye değil, kendi aklına gelmeyen düşünceye hayrandır. en az anladığı şeylere en çok inanır ve kolayca anladığı fikirlerin doğruluğunu kabul etmez. "
dinle küçük adam - wilhelm reich
"sen mutluluğun için gereken ekonomik koşulları, "mekanizmayla" karıştırdın. devletin büyüklüğünü insanlığın kurtuluşu; katı, aptal parti disiplinini büyük amaçlar için duyulan fedakarlık arzusu; tankların geçit törenini milyonların uyanışı sandın. aşkın özgürleşmesini tüm kadınların ırzına geçmekle, yoksulluğun yok edilmesini bütün yoksulları, zayıfları ve yardıma muhtaç olanları yok etmekle, memeye gereksinim duyan bebeleri vatansever yetiştirmekle, doğum kontrolünü on çocuk annesine madalya vermekle karıştırdın."
"senin yakınında küçük adam, mutluluğu yiyip bitirmek kolaydır, ama mutluluğu elde tutmak zordur."
"deha senin satmak için pazara getirdiğin ticari bir markadır. ancak kaşif bir dahi olursa, onun dünyaya getirdiği mutluluğu daha iyi yiyip bitirebilirsin. evet onu iştahla yiyebilirsin; çünkü sonra küçük adam gelip seninle birlikte, "dahi, dahi" diye haykıracaktır. ve insanlar kitle halinde gelip elindeki ürünü yiyip tüketecektir."
"yaşayanın izinde olan herkesi onurun ya da akademik unvanın, dinin, para cüzdanın ya da tankın uğruna suçladın, lekeledin, yalanladın, mahkum ettin ya da sakatladın."
"işte sen busun küçük adam, sen çok iyi boşaltabilir, tüketebilir, kaşıklayabilir ve yiyip bitirebilirsin ama yaratamazsın. sen hiçbir gelişme göstermezsin, yeni düşünceler için hiçbir şansın yok. çünkü sen hiçbir zaman vermedin, yalnızca başkalarının senin önüne hazırca sunduklarını kaşıkladın."
"dönüp de senin vatansever dediklerine bak bir kere. onlar adım atmıyor, hücum ediyorlar. onlar düşmanlarından nefret etmiyorlar, onlar ezeli düşmanlarını on yılda bir değiştirdikleri ezeli düşman yapmak için ebedi arkadaş yapıyorlar. şarkı söylemiyorlar, yürüyüş marşları söylüyorlar. onlar kız arkadaşlarını kucaklamıyorlar, sadece onları becerip bir gecede kaç kez iş bitirdiklerini hesaplıyorlar."
"senin cinsel açlık içinde olduğunu, diğer cinsten insanlara nasıl şehvetle baktığını, dostlarınla aşk meseleleri üzerine pis şakalar yaptığını, pis pornografik fantezilerin olduğunu sen biliyorsun, ben biliyorum, herkes biliyor (...) senin kafanda her türlü ahlaksızlık marifeti oluşuyor. benim sevgiyle kucaklayışım senin yaşamında pornografik bir sahne haline geliyor. benim neden söz ettiğimi bilmiyorsun küçük adam.
bu yüzden hep geride kaldın küçük adam."
"sen bir kartal olmak istemiyorsun küçük adam ve bu yüzden de akbabalar tarafından yenileceksin. sen kartallardan korkuyorsun, bu yüzden de sürü içinde yaşıyorsun ve büyük sürülerin ve kitlelerin yemi olacaksın.şimdi sen büyük kitleler arasında açlık çekiyorsun, büyük kitleler içinde ölüyorsun ve senin civcivlerini kuluçkalayan kartaldan hala korkuyorsun."
"sen hitler yanlılarını ancak milyonlarca insanı öldürdükten sonra asıyorsun. bu milyonlar öldürülmeden önce nerdeydin ve ne düşünüyordun? doğru düşünmen için bir düzine ceset yetmez mi? insanlığın ancak milyonlarca ceset gördüğünde mi ortaya çıkıyor? senin bu tek tek küçüklüklerin, insan-hayvandaki büyük sefaleti ortaya çıkarıyor."
"evin hala kum üstünde duruyor, çatı başına yıkılıyor ama senin 'proleter' ya da 'ulusal namus'un var. su borun patlıyor ve çocuğun boğuluyor; ama sen yine çocukların sopayla ödüllendirildiği eğitim ve düzenden yanasın."
"boks maçı yerine kitapçıya git, eğlence merkezlerine gitmek yerine uzak ülkelere seyahat et.doğayı düzetlmeye çalışma, onu kavramayı ve korumayı öğren..."
"daha yüzyıllar boyunca dostlarını öldüreceksin ve bütün halkların, proleterlerin önderlerini efendilerin olarak ödüllendireceksin. bir efendinin ardından diğerini yücelteceksin. sen yüzyıllar boyunca yaşamı korumak yerine kan dökeceksin, celladının yardımıyla özgürlüğünü temellendirdiğine inanacaksın..."
"sen gerçekler konuşulduğu zaman dinlemiyorsun; sen yalnızca gürültüyü dinliyorsun. ve sonra 'yaşasın' diye bağırıyorsun."
"biliyorum küçük adam bir gerçek işine gelmediğinde hemen deli damgası vuruyorsun. ve sen kendini normal insan kabul ediyorsun. delileri içeri tıktın ve bu dünyayı normal insanlar idare ediyor..."
"senin kamuoyu dediğin şey küçük adam, bütün küçük adamların ve kadınların düşüncelerinin ürünüdür. her küçük adamın, her küçük kadının içinde bir doğru ama aslında tamamen yanlış bir düşünce vardır.diğer küçük adamların ve kadınların yanlış düşüncelerinden korktukları için yanlış düşüncelere sahiptirler. bu yüzden doğru düşünceler ön plana çıkamıyor."
"gerçek bilim ve sanat zincire vurulmaya dayanamaz."
""gerçekten büyük olan bir adamdan seni ayıran tek bir nokta var: büyük adam da bir zamanlar çok küçük bir adamdı; ama bir tek önemli yetenek geliştirdi: düşünce ve davranışlarında küçük olduğu noktaları görmeyi öğrendi. demek ki büyük adam, ne zaman ve hangi alanda küçük olduğunu bilir. küçük adam, küçük olduğunu bilmez ve bunu bilmekten korkar. kendisinde var olan düşünceye değil, kendi aklına gelmeyen düşünceye hayrandır. en az anladığı şeylere en çok inanır ve kolayca anladığı fikirlerin doğruluğunu kabul etmez. "
dinle küçük adam - wilhelm reich
devamını gör...
artı oy veriyoruz kampanyası
(bkz: kampanya dediğin böyle olur)
devamını gör...
çift olarak birbiriyle uyumlu olabilecek meslek grupları
emlakçı - müteahhit.
devamını gör...
pollice verso tablosu
jean-léon gérôme'nin ünlü tablolarından biridir. birçok tabloda benzer teknikleri kullanmıştır. benzer renk ve biçimselliğe farklı eserlerinde de rastlanır. renklerin tonlaması, kontrast, perspektif ve derinlik, bir bütün halinde kopmozisyon hayal dünyamızda iz bırakır.

gelelim can alıcı hikayesine;
savaş esirlerinden ya da kölelerden oluşan gladyatörler yaralandığı takdirde, galip gladyatör imparatorun eline bakar. başparmağı yukarıdaysa affedilir, aşağıdaysa öldürülmesine karar vermek demektir.imparator, kalabalıkta ve tezahüratlar arasında sesini duyuramayacağı için böyle bir yöntem geliştirilmiştir. buna latince bir deyim olan pollice verso denir.
bir suçu yeterince büyük bir kalabalıkla işlersen o artık suç değildir.
şahsiyet dizisinde dikkatimi çeken bir sahne vardı.bu tablo üzerinden anlatılmak istenen yüzyıllardır değişmeyen bir kader yazgısı. insanların başka bir insan hakkında el birliği ile karar verip, beğendi beğenmedi tuşları üzerinden birbirleri üzerinde otorite-hakimiyet kurma çabası. toplu yargılama,birinin yanlış kararının arkasında durup hayat kurtarma veya hayat bitirme hazzını yaşama isteği.
bugün amerika’daki phoenix art museum‘da sergilenen tablo, 2000 yılında gösterime giren gladyatör filmine de ilham kaynağı olmuştur.

gelelim can alıcı hikayesine;
savaş esirlerinden ya da kölelerden oluşan gladyatörler yaralandığı takdirde, galip gladyatör imparatorun eline bakar. başparmağı yukarıdaysa affedilir, aşağıdaysa öldürülmesine karar vermek demektir.imparator, kalabalıkta ve tezahüratlar arasında sesini duyuramayacağı için böyle bir yöntem geliştirilmiştir. buna latince bir deyim olan pollice verso denir.
bir suçu yeterince büyük bir kalabalıkla işlersen o artık suç değildir.
şahsiyet dizisinde dikkatimi çeken bir sahne vardı.bu tablo üzerinden anlatılmak istenen yüzyıllardır değişmeyen bir kader yazgısı. insanların başka bir insan hakkında el birliği ile karar verip, beğendi beğenmedi tuşları üzerinden birbirleri üzerinde otorite-hakimiyet kurma çabası. toplu yargılama,birinin yanlış kararının arkasında durup hayat kurtarma veya hayat bitirme hazzını yaşama isteği.
bugün amerika’daki phoenix art museum‘da sergilenen tablo, 2000 yılında gösterime giren gladyatör filmine de ilham kaynağı olmuştur.
devamını gör...
islam'ı bilmeyen yazarların islam'ı kötüleyici başlıklar açması
sözlük iyice nefret söylemleriyle dolmaya başladı. ve bu beni çok rahatsız ediyor her ne kadar görmemiş gibi yapsam da . inanırsın inanmazsın ama milletin inancına bu denli hakaret edemezsin. akşama kadar inanç özgürlüğünden, düşünce özgürlüğünden ,eşitlikten ,adaletten bahseder durursun ama tam tersini yaparsın. çifte standart resmen . bir yerde daha yazmıştım" türkiyenin sorguladığını iddia eden kesmi bile cahil ,objektif olduğunu iddia eden kesmi objektif değil .bu ülkenin aydınından da korkulur ". bu insanların hasta kafalarına acil şifalar diliyorum .
devamını gör...
dinlenme tesisinde unutulma fobisi
adı üstünde zorunlu ihtiyaç molası. yiyip içmek için belki otobüsten inmek istemeyebilirsiniz ama tuvalete gitmeniz gereken bir durum olduğu zaman bu tercih değil zorunluluk oluyor.
bir şarkı var her telefona sen çık her kapıya sen koş beni hatırla diye. işte her anons acaba benim otobüsüm mü algısı yaratan bir korkudur.
bir şarkı var her telefona sen çık her kapıya sen koş beni hatırla diye. işte her anons acaba benim otobüsüm mü algısı yaratan bir korkudur.
devamını gör...
köy enstitüleri
vakti zamanında bir vesile pek çok orijinal görselini inceleme fırsatını bulmuştum. orada bir noktaya fena halde takılmıştım. öğrenciler ile birlikte bir eğitimcimizin çekilmiş fotoğrafları vardı. buraya kadar her şey normal elbette. fotoğrafta mı çektirmesinler değil mi? *
ama mevzu şu; aynı eğitimcimizin farklı köy enstitülerinde ve farklı tarihlerde çekilmiş bir kaç fotoğrafına denk geldim. bütün fotoğraflarda eğitimcinin üzerinde aynı takım elbise, aynı yün çoraplar -çoraplar pantolonun üzerine çekilmiş vaziyetteydi- ve yine tahminim odur ki aynı ayakkabılar vardı. fotoğrafların arkasına tarihler yazılmış, hangi köy enstitüsü olduğu da belli. lakin o eğitimci kimdir nedir? bir türlü o bilgiye ulaşamamıştım. sonrasında da çok fazla inceleme yapamadım. başka şeyler girdi araya.lakin ne zaman birisi köy enstitülerinden bahsetse benim gözümde o fotoğraflar canlanır ve o eğitimcimizin hali ahvali gelir gözümün önüne. hangi şartlarda ve zorluklarda bu işe girişildiğini düşünürken bulurum kendimi. hayıflanırım da biraz. bu konu hakkında bilgisi olan ya da daha derin araştırma yapma imkanı bulmuş olan bir yazar arkadaşımız varsa ve kafamdaki fotoğrafın baş kahramanın adını koyabilirse çok sevinirim. bunu yapan arkadaşımız zihinsel anlamda bir tamamlanma yaşamama vesile olmuş olur.
diğer mevzulara ise hiç hiç girmeyeceğim zira herkes neyin ne olduğunu biliyor. enstitülerin kapatılmalarını meşrulaştırmak adına türlü bahaneler üretildi. çoğu da bugünün magazin haberciliği kıvamındaydı. yetiştirdiği eğitimciler, yazarlar ve o güzel kuşak zaten her şeyin ispatı. gerisi laf-ü güzaf...
ama mevzu şu; aynı eğitimcimizin farklı köy enstitülerinde ve farklı tarihlerde çekilmiş bir kaç fotoğrafına denk geldim. bütün fotoğraflarda eğitimcinin üzerinde aynı takım elbise, aynı yün çoraplar -çoraplar pantolonun üzerine çekilmiş vaziyetteydi- ve yine tahminim odur ki aynı ayakkabılar vardı. fotoğrafların arkasına tarihler yazılmış, hangi köy enstitüsü olduğu da belli. lakin o eğitimci kimdir nedir? bir türlü o bilgiye ulaşamamıştım. sonrasında da çok fazla inceleme yapamadım. başka şeyler girdi araya.lakin ne zaman birisi köy enstitülerinden bahsetse benim gözümde o fotoğraflar canlanır ve o eğitimcimizin hali ahvali gelir gözümün önüne. hangi şartlarda ve zorluklarda bu işe girişildiğini düşünürken bulurum kendimi. hayıflanırım da biraz. bu konu hakkında bilgisi olan ya da daha derin araştırma yapma imkanı bulmuş olan bir yazar arkadaşımız varsa ve kafamdaki fotoğrafın baş kahramanın adını koyabilirse çok sevinirim. bunu yapan arkadaşımız zihinsel anlamda bir tamamlanma yaşamama vesile olmuş olur.
diğer mevzulara ise hiç hiç girmeyeceğim zira herkes neyin ne olduğunu biliyor. enstitülerin kapatılmalarını meşrulaştırmak adına türlü bahaneler üretildi. çoğu da bugünün magazin haberciliği kıvamındaydı. yetiştirdiği eğitimciler, yazarlar ve o güzel kuşak zaten her şeyin ispatı. gerisi laf-ü güzaf...
devamını gör...
karikatürler efendisi
yine tesadüfen karşılaşıp kahkaha atmama sebep olan başlıklardan/tanımlardan bir tanesi. *
ben kim efendi kim sevgili bhara, aklına gelenleri görsellerle ile paylaşan bir yazar tanesiyim ancak. yüce gönüllüğünüz ile yaptığınız bu tanım ve benzetme için saygıyla eğiliyorum efendim, eksik olmayın.*
ben kim efendi kim sevgili bhara, aklına gelenleri görsellerle ile paylaşan bir yazar tanesiyim ancak. yüce gönüllüğünüz ile yaptığınız bu tanım ve benzetme için saygıyla eğiliyorum efendim, eksik olmayın.*
devamını gör...
stranger
bimilui soop adıyla da bilinen kore dizisi. dizi savcı ve polisin işlenen bir cinayeti araştırmasını anlatırken aynı zamanda kore kurumlarındaki yolsuzlukları anlatıyor. savcı hwang shi-mok'un aşırı duygusuzluğu yer yer insanı sinir etsede beğendiğim bir dizi oldu. polis ve savcılık arasındaki soruşturma yetkisi tartışmaları da ayrıca güzeldi. bir dizide bu konu hakkında bir tartışma beklemiyordum. ayrıca dizinin müzikleri de güzel.soundtrack
not: 1. sezonun 16. bölümünde çalan "kamelyalı kadın" şarkısının linkini bilen varsa çok mutlu olurum.
not: 1. sezonun 16. bölümünde çalan "kamelyalı kadın" şarkısının linkini bilen varsa çok mutlu olurum.
devamını gör...
yatak nevresimini kendi başına değiştirmek
her bireyin 15 yaşından sonra falan öğrenmiş olması gereken hadise. lafa gelince hepiniz “büyüdüm” diye nidalar atıyordunuz o yaşta eşek sıpaşarı sizi.
devamını gör...
mercimek çorbası salçalı mı salçasız mı yapılır sorunsalı
iki türlü de yapılır. iki türlüsü de efsanedir.*
devamını gör...
karambol (yazar)
beni karambole getiren mod bey*.
yardımsever, kibar, az laf çok iş felsefesini benimsemiş, şu sıralar aşırı yoğun olduğunu düşündüğüm, sözlüğün çalışkan atom karıncası.
sevgiler ve saygılar karambol bey.
yardımsever, kibar, az laf çok iş felsefesini benimsemiş, şu sıralar aşırı yoğun olduğunu düşündüğüm, sözlüğün çalışkan atom karıncası.
sevgiler ve saygılar karambol bey.
devamını gör...
erotik türküler
psikanalitik açıdan ele alındığında erotik olmayan türkü yoktur sanırım. dalların kırılması, kaleye/bağa/bahçeye girme, otların yeşermesi, derelerin taşması ve şu an aklıma gelmeyen birçok ifadenin erotik olduğunu hatta ninnilerin bile bu tarz erotik unsurlar içerdiği söylenmektedir. ülkemizde bunu inceleyen araştırmacıların başında prof. dr. seyfi karabaş gelmektedir.
devamını gör...
takip
takip ettiğim kişilerin sayısı belirli bir olgunluğa eriştiğinden beri sözlüğü artık neredeyse sadece buradan takip ediyorum. takip ettiklerimin takip ettiği yazarlardan araya girenler oluyor, onları da ekliyoruz. amacım efsane bir kadro oluşturmak, bence başarabilirim.
yaşlandım artık, sözlük yaşlısıyım. örneğin, öldürmeyip süründüren şeyler başlığında 84 entry arasında kaliteli yazı arayamayacak kadar yorgunum. bi altındaki kafa sözlük yazarlarının en sevdiği çikolatayı ise hiç merak etmiyorum. bu başlığa düz anket doldurmak yerine kaliteli yazı yazabilecek biri varsa zaten takip listemdedir, değilse de girer. bence. böyle. her. şey. daha. güzel.
yaşlandım artık, sözlük yaşlısıyım. örneğin, öldürmeyip süründüren şeyler başlığında 84 entry arasında kaliteli yazı arayamayacak kadar yorgunum. bi altındaki kafa sözlük yazarlarının en sevdiği çikolatayı ise hiç merak etmiyorum. bu başlığa düz anket doldurmak yerine kaliteli yazı yazabilecek biri varsa zaten takip listemdedir, değilse de girer. bence. böyle. her. şey. daha. güzel.
devamını gör...