stoacılık
          stoacılık; tepkiye dönük davranışlardan (öfke, kin, suçlama gibi) kaçınmamızı öngörür; bu tür davranışlar toplumsal ilişkilerimizin olağan bir parçasıdır ve "ilgisiz şeyler"in gereğinden fazla dikkate alınmasıyla bağlantılıdır. 
yapmamız gereken; erdemli davranışları ussal bir biçimde uygulayarak "bize bağlı" olan şeyi yapmaktır; başkasına da böyle yapmalarını gerektiğini göstererek yararlı olmaktır.
en sevdiğim temsilcilerinden biri (bkz: marcus aurelius)'tur.
"kötülük nedir? birçok kez gördüğün şeydir.
şunu aklından çıkarma: olup biten her şey, birçok kez gördüğün bir şeydir. nereye baksan hep aynı şeyleri göreceksin; antik tarih, daha sonraki çağların tarihi, yakın zamanın tarihi onlarla doludur; şimdi de kentlerimizi, evlerimizi onlar dolduruyor. yeni olan hiçbir şey yok:
her şey kendini yineliyor ve hemen geçip gidiyor."
  yapmamız gereken; erdemli davranışları ussal bir biçimde uygulayarak "bize bağlı" olan şeyi yapmaktır; başkasına da böyle yapmalarını gerektiğini göstererek yararlı olmaktır.
en sevdiğim temsilcilerinden biri (bkz: marcus aurelius)'tur.
"kötülük nedir? birçok kez gördüğün şeydir.
şunu aklından çıkarma: olup biten her şey, birçok kez gördüğün bir şeydir. nereye baksan hep aynı şeyleri göreceksin; antik tarih, daha sonraki çağların tarihi, yakın zamanın tarihi onlarla doludur; şimdi de kentlerimizi, evlerimizi onlar dolduruyor. yeni olan hiçbir şey yok:
her şey kendini yineliyor ve hemen geçip gidiyor."
devamını gör...
tek kişilik koltuk (yazar)
          bana pek tanıdık gelen bir yazar.
hani birini görürsünde ben daha önce bu insanı sanki bir yerden tanıyorum dersin ve bir sıcaklık oluşur ya heh işte tam öyle. sanki ben daha önce yazılarını okumuş gibiyim. sanki yazılarının tadı hala dilimin ucunda. sanki biraz daha yoğunlaşsam hah şurada şu şu diyeceğim. işte öyle sıcak ve tanıdık...
benim kendisi için düşündüklerimi kendisi de benim için düşünmüş bu beni onure etti ne yalan söyleyeyim şimdi. keyifli bir iletişim olacak gibi.
ilerleyen zamanlarda tekrar görüşmek üzere sayın yazar. huyum kurusun nickaltına dadanmayı severim.
pek keyifli sözlükler...
  hani birini görürsünde ben daha önce bu insanı sanki bir yerden tanıyorum dersin ve bir sıcaklık oluşur ya heh işte tam öyle. sanki ben daha önce yazılarını okumuş gibiyim. sanki yazılarının tadı hala dilimin ucunda. sanki biraz daha yoğunlaşsam hah şurada şu şu diyeceğim. işte öyle sıcak ve tanıdık...
benim kendisi için düşündüklerimi kendisi de benim için düşünmüş bu beni onure etti ne yalan söyleyeyim şimdi. keyifli bir iletişim olacak gibi.
ilerleyen zamanlarda tekrar görüşmek üzere sayın yazar. huyum kurusun nickaltına dadanmayı severim.
pek keyifli sözlükler...
devamını gör...
çocukken kendinizi en havalı hissettiğiniz an
          bilgi yarışmasında sorulan soruya cevap verdiğim o an. herkesin gözü üzerimde olurdu ve ben atomu parçalamış gibi hissederdim.
      
  devamını gör...
pandemide kilo veren insan
          benimle aynı durumda olan var mı merak ediyorum. ultra hareketsiz bir yaşamım var. odamdan mutfağa mutfaktan odama gidiyorum en fazla. iştahım desen afedersin hayvan gibi yerim ancak son 1 yılda 4 kilo vermişim.
      
  devamını gör...
deniz gezmiş
          ....
uzandı,yaklaştı... abi dedi,ne zaman olacak.. kerata dedim içimden... ūniversiteye gireli iki yıl oluyor,bitmeden devrim olsun istiyor... sevgili bir çocuktu... astılar....
ilhan selçuk
  uzandı,yaklaştı... abi dedi,ne zaman olacak.. kerata dedim içimden... ūniversiteye gireli iki yıl oluyor,bitmeden devrim olsun istiyor... sevgili bir çocuktu... astılar....
ilhan selçuk
devamını gör...
dolce far niente
          hiçbir şey yapmamanın verdiği hazzı savunan italyan felsefesi. bir başka deyişle tembellik mutluluktur
      
  devamını gör...
silahları ellerinde öldüler
          bir feyzi tuna filmidir. 
film 1939 yapımı lloyd bacon filmi olan invisible stripes filmini yeşilçam uyarlamasıdır. filmin senaryosunu efsane olmuş birçok yeşilçam filminin senaryolarını da yazmış olan sadık şendil yazarken yapımcılığını da büyük yönetmen ertem eğilmez üstlenmiştir.

filmin yönetmeni feyzi tuna bence türk sinemasında kadri kıymeti bilinmeyen bir yönetmendir. birçok yönetmenin aksime müthiş bir sinema gözü ve bakışı olmasına rağmen film çektiği dönem gereği hep arka planda kalmıştır.
senaryoda, invisible stripes’a göre büyük değişiklikler olmamasına rağmen bence türkiye şartlarına güzel uyarlanmış bir filmdir ancak bazı planların fazlasıyla zorlama olmuş gibi görünmektedir.

filmde, fikret hakan hapisten yeni çıkmış ve normal bir hayat yaşamak isteyen fikret karakterini canlandırırken ekrem bora ise bunun doğru olmadığını düşünen arkadaşını canlandırmakta. iki aktörün de performanslarını çok beğendiğim söylemeliyim. filmin gidişatı beklentilerimizi karşılıyor ve bizi şaşırtmıyor. sabıkalı bir insanın hayata tutunma çabalarınının çevresi, ailesi ve toplum tarafından nasıl boşa çıkartıldığını izliyoruz filmde.
film bence kesinlikle yeşilçam klasikleri arasındadır. filmin adı her şeyi anlattığı için spoiler olmayacağını düşünerek söylüyorum bunu; filmin sonu biraz fazla zorlama olmuş.
  film 1939 yapımı lloyd bacon filmi olan invisible stripes filmini yeşilçam uyarlamasıdır. filmin senaryosunu efsane olmuş birçok yeşilçam filminin senaryolarını da yazmış olan sadık şendil yazarken yapımcılığını da büyük yönetmen ertem eğilmez üstlenmiştir.

filmin yönetmeni feyzi tuna bence türk sinemasında kadri kıymeti bilinmeyen bir yönetmendir. birçok yönetmenin aksime müthiş bir sinema gözü ve bakışı olmasına rağmen film çektiği dönem gereği hep arka planda kalmıştır.
senaryoda, invisible stripes’a göre büyük değişiklikler olmamasına rağmen bence türkiye şartlarına güzel uyarlanmış bir filmdir ancak bazı planların fazlasıyla zorlama olmuş gibi görünmektedir.

filmde, fikret hakan hapisten yeni çıkmış ve normal bir hayat yaşamak isteyen fikret karakterini canlandırırken ekrem bora ise bunun doğru olmadığını düşünen arkadaşını canlandırmakta. iki aktörün de performanslarını çok beğendiğim söylemeliyim. filmin gidişatı beklentilerimizi karşılıyor ve bizi şaşırtmıyor. sabıkalı bir insanın hayata tutunma çabalarınının çevresi, ailesi ve toplum tarafından nasıl boşa çıkartıldığını izliyoruz filmde.
film bence kesinlikle yeşilçam klasikleri arasındadır. filmin adı her şeyi anlattığı için spoiler olmayacağını düşünerek söylüyorum bunu; filmin sonu biraz fazla zorlama olmuş.
devamını gör...
faraş benjamin franklin
          askerde komutanın aylak aylak gezen benjamin frankline verdiği emirdir. tabi benjamin hemen faraşı kapıp temizliğe başlar.
      
  devamını gör...
kitap kahve yağmur üçlemesi
          "türk kızı dediğin yağmur yağdığında eline kahvesini alıp kitap okumaz, 500 kilometre hızla balkondaki elbiseleri toplamaya koşar." bu yazıyı okuduğumda beri her hatırladığım da gülerim. gerçekten çok doğru.
      
  devamını gör...
vinca kültürü
          m.ö 5700- m.ö 4700 yılları arasında balkanlar bölgesinde varlığını sürdürmüş olan bir neolitik  anaerkil kültürdür. ama vinca kültürünü diğer zamane kültürlerden ayrı kılan, çok daha dikkat çekici bir özelliği vardır. bu özellik romanya'nın tartaria köyünde bulunan 7000 yıllık taş tabletlerdeki henüz çözülmemiş çeşitli sembollerdir ve bu tabletlerdeki sembollerin dünyadaki ilk yazı sistemi olabileceği iddia edilmektedir. söz konusu iddia kanıtlandığı takdirde, insanlık tarihini başlatan yazının icadı daha da eski tarihlere gidecek ve tüm tarih baştan yazılacaktır.
vinca yazı sistemi çeşitli sembollerden oluşur ve özellikle doğayı tasvir eden semboller oldukça dikkat çekicidir.tabiat unsurlarının çok önemli olduğu bilinen vinca kültüründe, birçok hayvan ve bitkilerin sembollerinin bu tabletlerde sıklıkla işlendiği görülür.
  vinca yazı sistemi çeşitli sembollerden oluşur ve özellikle doğayı tasvir eden semboller oldukça dikkat çekicidir.tabiat unsurlarının çok önemli olduğu bilinen vinca kültüründe, birçok hayvan ve bitkilerin sembollerinin bu tabletlerde sıklıkla işlendiği görülür.
devamını gör...
annelerin çöp diye attığı muhteşem şeyler
          annem değil de babam atar bizde eşyaları daha çok. sony walkman ve onlarca kaset gitti. servet gitti servet.
      
  devamını gör...
berbat bir hissiyatın tarifi
          babam aralık ayında ölmüştü. sabaha doğru buz gibi soğuktu ölüm kadar soğuk, ve saat o sessizlikte sürekli tiktak tiktak diye sinir bozucu bir şekilde çalışıyordu. o günden beri ne zaman saatin sesinin duyulduğu sessiz bir gün olsa, ne zaman o gün doğumu soğuğuna uyansam ne zaman üşüsem... hep o günü hatırlıyorum hep babamın ölümünü, o soğuk halini hatırlıyorum ve daha çok üşüyorum. öyle berbat bir his işte.
      
  devamını gör...
delikanlı insanın penisi büyük olur
          çok erken başladığını düşündüğüm başlık türü. her ne oluyorsa oluyor; konu yine milletin pipisine, kukusuna geliyor. arkadaşlar bırakın milletin pipisini, ölçüsünü zartını zurtunu, neden dert oluyor.
      
  devamını gör...
muhlis berberoğlu
          başlığını açmak bana nasip olduğu için çok sevindirik oldum bak şimdi. yaklaşık 20 yıldır bağlama dinlerim, "tc nin en iyisi" budur
dediğim çok kişi oldu ama hep değişti, (dedim ya değişmeyen tek şey değişmektir) son 2-3 yıldır evet bu çocuktur ülkenin en iyi bağlama icracısı. o nasıl bir tuşe, o nasıl bir duygu ellaaamm ellaaaaam..
      
  dediğim çok kişi oldu ama hep değişti, (dedim ya değişmeyen tek şey değişmektir) son 2-3 yıldır evet bu çocuktur ülkenin en iyi bağlama icracısı. o nasıl bir tuşe, o nasıl bir duygu ellaaamm ellaaaaam..
devamını gör...
meja (yazar)
          ''meja dili ve edebiyatı'' adı altında sözlükte yeni bir bölüm açılacağını duydum. faydalı olacaktır diye düşünüyorum. kendisinin açtığı bazı başlıklar bana bir kaç ışık yılı uzakta oluyor. zira ilgi alanlarıma girmiyor. tabi onları anlayacağım diye kırk takla atarken, kabuğumun üzerinde ters dönüyorum ki, vay halime. neyse işi çözdüm ama, yavaş yavaş öğreniyorum. yakında kaplumbağalar ve yapay zeka adında bir makale yayınlamak niyetindeyim. 
işin latifesi bir yana kalemi daim olsun diyelim. okuyoruz, öğreniyoruz fazlasına ne hacet.
  işin latifesi bir yana kalemi daim olsun diyelim. okuyoruz, öğreniyoruz fazlasına ne hacet.
devamını gör...
cebinde bok taşıyan adamın oyuyla benim oyum bir mi
          platon asırlar önce en yalın ve gerçekci tespiti yapmış.
demokrasi, bir eğitim işidir. eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse oligarşi olur.
  demokrasi, bir eğitim işidir. eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse oligarşi olur.
devamını gör...
amak-ı hayal
          kitap bölüm bölümdür, hayatını aylaklık ederek ve türlü zevk alemlerinde sürdüren racinin aynalı baba ismini taşıyan ve şapkasına kirik ayna parçaları taşıyan biriyle tanışmasıyla başlar. bana gore bu şapkadaki aynalar , kişinin aynalı babaya baktığında gülmesini sağlasa da aslinda güldükleri, alaya aldıkları kisi özbenlikleridir. çünkü insan bir hiçtir. kendini ehemmiyetli sansa da, kürkler giyip, saraylarda  otursa da varacağı yer hicliktir. aynalı baba ile racinin zaman geçirdiği yer de mezarlık olması bundandir ki raci türlü yerlere ney eşliğinde gider. (bkz: astral seyahat)e benzer. ılk bölümünde budayla tanışır ve hiçlik tepesine (bkz: nirvana)ya ulaşmaya çalışır. ama hickimse ilk elden oraya ulaşamamıştır. ıkinci bölümde ise insanın içindeki duyguların savaşına tanık oluruz. ve iyi olanlar kotu olanları yenebilecek mi yenemeyecek mi onu düşündürür. tam kötüler kazanacakken aşk kazanır. tabi buradaki aşk ilahi bir anlam içermektedir. kitap fazla metaforiktir. bir bölümünde gözlerinde soğan siskasi olan bir evde dogar.  herkes görüyordur ama aslında kördür, ama deryanın icinde olup deryayı bilmeyen balık gibi farkında degillerdir kör olduklarının. bu ve bunun gibi bir-çok bölümden oluşur. ve her bölümde felsefe-din ağırlıklı tasavvufi bir yolculuk geçirir raci. ve dönüşümünü tamamlar. 
aynalı baba diye birinin gerçekte olması ve filibeli ahmetin otobiyografisine benzemesi bana hep kitabın bir tarafının gerçekle iliskisi oldugunu düşündürmüştür.
  aynalı baba diye birinin gerçekte olması ve filibeli ahmetin otobiyografisine benzemesi bana hep kitabın bir tarafının gerçekle iliskisi oldugunu düşündürmüştür.
devamını gör...
gezmesi zevkli olan mağaza çeşitleri
          sanat malzemeleri satılan büyük kırtasiyeler ve kitapçılar.
      
  devamını gör...

