kolay gibi görünen ama çok zor olan şeyler
sakin kalabilmek.
devamını gör...
islamcıların sevdiği her şeyden nefret etmek
parayı severler en çok. evet ben de severim. lan yoksa ...
devamını gör...
thomas jefferson
amerikalıların founding fathers dedikleri kurucu takımından olan jefferson 1743 ile 1826 arasında yaşamış, ülkenin üçüncü başkanı olarak 1801’den 1809’a kadar iki dönem görev yapmıştır.
hukuk tahsili yapıp. amerikan kurtuluş mücadelesine katılmış olup cumhuriyetçi demokrat partisinin kurucusudur. başkanlığı sırasında bugünkü louisiana eyaletini fransa’dan satın almıştır. aynı zamanda virginia üniversitesi kurucusudur.
4 temmuz 1776 da yayınlanan amerika birleşik devletleri bağımsızlık bildirgesi, thomas jefferson tarafından hazırlanmış ve ardından thomas jefferson, john adams, benjamin franklin, roger sherman ve robert livingston'dan oluşan beşli komite tarafından düzenlenmiştir. yani anlayacağız işin zor olan tarafını kahramanımız yapmış.
kendisi aynı zamanda 2006 yapımı will smith' in oynadığı the pursuit of happyness (film) inin isim babasıdır. nasıl mı ?
kendi yazdığı,ve daha sonra yukarıda belirttiğim gibi beşli komite tarafından kabul edilen bağımsızlık bildirgesinde bir yerinde şöyle yazar :
"we hold these truths to be sacred & undeniable; that all men are created equal & independent, that from that equal creation they derive rights inherent & inalienable, among which are the preservation of life, & liberty, & the pursuit of happiness.
üç aşağı beş yukarı şöyle diyor :
"şu gerçekler aşikardır ki; bütün insanlar eşit yaratılmıştır; yaşama, özgürlük ve mutluluğu arama hakları onlara bahşedilmiş vazgeçilemez haklardandır."
hukuk tahsili yapıp. amerikan kurtuluş mücadelesine katılmış olup cumhuriyetçi demokrat partisinin kurucusudur. başkanlığı sırasında bugünkü louisiana eyaletini fransa’dan satın almıştır. aynı zamanda virginia üniversitesi kurucusudur.
4 temmuz 1776 da yayınlanan amerika birleşik devletleri bağımsızlık bildirgesi, thomas jefferson tarafından hazırlanmış ve ardından thomas jefferson, john adams, benjamin franklin, roger sherman ve robert livingston'dan oluşan beşli komite tarafından düzenlenmiştir. yani anlayacağız işin zor olan tarafını kahramanımız yapmış.
kendisi aynı zamanda 2006 yapımı will smith' in oynadığı the pursuit of happyness (film) inin isim babasıdır. nasıl mı ?
kendi yazdığı,ve daha sonra yukarıda belirttiğim gibi beşli komite tarafından kabul edilen bağımsızlık bildirgesinde bir yerinde şöyle yazar :
"we hold these truths to be sacred & undeniable; that all men are created equal & independent, that from that equal creation they derive rights inherent & inalienable, among which are the preservation of life, & liberty, & the pursuit of happiness.
üç aşağı beş yukarı şöyle diyor :
"şu gerçekler aşikardır ki; bütün insanlar eşit yaratılmıştır; yaşama, özgürlük ve mutluluğu arama hakları onlara bahşedilmiş vazgeçilemez haklardandır."
devamını gör...
uğruna işi bırakırdım diyebileceğiniz hayaliniz
bahar kokulu hoş bir caddede, sıcacık bir kitabevi açabilecek güçte olsaydım, işi bırakırdım diyeceğim başlıktır.
çok kazandırmasa da olur.
her sabah uyandığında günün ilk kahvesini yudumlarken birazdan gideceğin yerin stresten tamamen uzak, bolca kitap kokulu, o müthiş, sahibi olduğun dükkana gideceğini düşünme hissi, mükemmel, tarifsiz bir şey olsa gerek.
her tanrının günü kitapları seven genç, yetişkin ya da saçları beyazlamış ihtiyar müşterileri izlerken, geçmişte şu an hayatını idame ettirmek için çabaladığın iş yerinde yaşadığın tüm sıkıntıların üzeri bile mukaddes düşüncelerle kapanacaktır zihninde.
nasıl olur da her köşesi kitapla dolu olan bir odada mutlu olmazsın ki?
düşünebiliyorsan gerçektir derler. bu hayalin gerçek olabilme düşüncesi, beni zihnimde özgürce dolaşan milyarlarca düşüncelerin çoğundan daha mutlu kılar.
hem öyle her kitapçı gibi de olmazdım, hepsinden farklı olurdum. bazen ücretsiz kitap verirdim mesela gerçekten okuma heyecanı olduğunu hissettiğim gençlere, yetişkinlere ya da saçları aklaşmış ihtiyarlara..
ınsanlık ölmedi ya...
çok kazandırmasa da olur.
her sabah uyandığında günün ilk kahvesini yudumlarken birazdan gideceğin yerin stresten tamamen uzak, bolca kitap kokulu, o müthiş, sahibi olduğun dükkana gideceğini düşünme hissi, mükemmel, tarifsiz bir şey olsa gerek.
her tanrının günü kitapları seven genç, yetişkin ya da saçları beyazlamış ihtiyar müşterileri izlerken, geçmişte şu an hayatını idame ettirmek için çabaladığın iş yerinde yaşadığın tüm sıkıntıların üzeri bile mukaddes düşüncelerle kapanacaktır zihninde.
nasıl olur da her köşesi kitapla dolu olan bir odada mutlu olmazsın ki?
düşünebiliyorsan gerçektir derler. bu hayalin gerçek olabilme düşüncesi, beni zihnimde özgürce dolaşan milyarlarca düşüncelerin çoğundan daha mutlu kılar.
hem öyle her kitapçı gibi de olmazdım, hepsinden farklı olurdum. bazen ücretsiz kitap verirdim mesela gerçekten okuma heyecanı olduğunu hissettiğim gençlere, yetişkinlere ya da saçları aklaşmış ihtiyarlara..
ınsanlık ölmedi ya...
devamını gör...
pavlov'un göbeği
sararmış efenim. yeni yöneticimiss.
hayırlı olsun.
hayırlı olsun.
devamını gör...
saygı
ilk bölümünü izlediğimde enfes bir şey geliyor, ortalığı sarsacak gibi iddialı hayallere daldığım, ikinci bölümü ile bütün hayallerimi yıkan, ben ne izledim böyle dizisi.
bir kaç bölüm daha izlerim, o da nejat işler ve erkan can için.
bir kaç bölüm daha izlerim, o da nejat işler ve erkan can için.
devamını gör...
kitap alıntıları
"güçlü bir meşe gibi gerek havada dallarımla, gerekse toprakta köklerimle yol alıyorum şimdi."
devamını gör...
çocukken sahip olunan yanlış bakış açıları
klasiktir ama ay bizi takip ediyordu
devamını gör...
choderlos de laclos
gerçek adı,
pierre ambroise francois choderlos de laclos olarak bilinen yazar 1741 yılında fransada doğmuştur.
18 yaşında topçu birliğine yazılarak orduya katılmış ve yüzbaşılığa kadar yükseliş sağlamıştır.
çeşitli garnizonlarda kalmış ve yazı yazmaya yetenekli bir subay olduğu için bu hevesini bir takım karalamalarla gidermeye çalışmıştır.
bunlardan bir kaçı ise almanach des muses de yayımlanmıştır.
ayrıca ernestine adıyla bir operanın liberettosuna da imzasını atmıştır.
yazarın tek romanı olan tehlikeli ilişkiler,
pariste büyük fırtınalar koparmıştır.
tehlikeli ilişkiler toplamda 479 sayfa olarak kaleme alınmış olup,
nur gülerce tarafından orjinal dilinden türkçeye çevrilmiştir.
roman dünya klasikleri arasında yerini alarak,
türkiye de ki ilk baskı amfora yayınları tarafından 2007 yılında gerçekleştirilmiştir.
choderlos de laclos,
21 ocak 1803 te dizanteri ve sıtma hastalıkları sebebiyle ölmüştür.
pierre ambroise francois choderlos de laclos olarak bilinen yazar 1741 yılında fransada doğmuştur.
18 yaşında topçu birliğine yazılarak orduya katılmış ve yüzbaşılığa kadar yükseliş sağlamıştır.
çeşitli garnizonlarda kalmış ve yazı yazmaya yetenekli bir subay olduğu için bu hevesini bir takım karalamalarla gidermeye çalışmıştır.
bunlardan bir kaçı ise almanach des muses de yayımlanmıştır.
ayrıca ernestine adıyla bir operanın liberettosuna da imzasını atmıştır.
yazarın tek romanı olan tehlikeli ilişkiler,
pariste büyük fırtınalar koparmıştır.
tehlikeli ilişkiler toplamda 479 sayfa olarak kaleme alınmış olup,
nur gülerce tarafından orjinal dilinden türkçeye çevrilmiştir.
roman dünya klasikleri arasında yerini alarak,
türkiye de ki ilk baskı amfora yayınları tarafından 2007 yılında gerçekleştirilmiştir.
choderlos de laclos,
21 ocak 1803 te dizanteri ve sıtma hastalıkları sebebiyle ölmüştür.
devamını gör...
anormal sözlük haber ajansı
an itibariyle takibe aldığım başlıktır. gün içinde sözlükte aktif değilseniz, ya da uzun süre sözlüğe uğramadıysanız son dakika haberlerini almak için mükemmel ve tek başlık. akıcı anlatım tekniği sayesinde kendini okutuyor, o uzun tanım bir kaç dakikada bitiveriyor, ayrıca sözlükte ne olmuş ne bitmiş hemen öğreniveriyorsunuz. sıradan vatandaş olarak ihbar hattını istediğimi belirtmek isterim.*
devamını gör...
islam başlıklarının artık bıktırması
oğlum yeter la. dingonun ahırına çevirdiniz sözlüğü. yok islama laf attılar, yok dil attılar bilmem ne. yok cihat allah’ın emri, yok şu farz, şu tarz, şu şarz. kim neye inanıyorsa inansın isteyen kedilere tapsın hatta. yeter la bi salın artık bizi ya.
devamını gör...
annelerin garip huyları
temizlik sırasında sinirlenmeleridir. ben de temizlik yapıyorum fakat sinir gelmiyor bana o kadar. her evde temizlik sırasında bir gerginlik vardır dikkat ederseniz. anne işin başında olduğu için stresli ve gergindir, herkes gerilir. başımızın tacıdır o ayrı.
devamını gör...
an itibarıyla yazarların nerede olup ne hissettiği
bilmediğim bir şehrin bir otelinde, çift kişilik yatakta vücudumla hipotenüs çizmiş uzanıyorum. nasıl mı hissediyorum? hissiz.
devamını gör...
nikos kazancakis
zorba adlı romanıyla yıllar önce bana hayatı ,kitapların dışına çıkıp, zorba gibi "gerçek" yaşamam için gaz veren içli yunan yazar.
devamını gör...
yoldaş benjamin franklin söyleşisi
"nisan ayında yazar maaşları yatmaya devam edecek."*
yoldaş benjamin franklin.
yoldaş benjamin franklin.
devamını gör...
atsina
a'aninin, gros ventre. kuzey amerika'nın büyük ovalar bölgesinde yaşayan, algonkin dili konuşan bir kızılderili kabilesidir.
bu kabile kendisine "a'aninin" diyor ama artık nasıl yemek yemiş ve ne göbek yapmışlarsa onları gören beyazlar tarafından "büyük göbek" manasında "gros ventre" ve karaayak kabilesi tarafından "bağırsak halkı" manasında "atsena" denildiği için bu isimlerle tanınmıştır.
eskiden büyük göller bölgesinde yaşarken, ojibwe'lerin saldırıları karşısında batıya kaçan gruptan, büyük ovaların güneyine gidenlere arapaho denilirken, kanada'nın saskatchewan ve a.b.d'nin montana civarında yaşayanlar ise atsina ismini aldılar. geldikleri bölgede assiniboin ve cree saldırılarına karşı karaayak'larla ittifak oldular.
beyazlarla savaşları olmadı, antlaşma yaptılar ve rezervasyonda yaşamaya razı oldular. bugün montana'daki rezervasyonda eski düşmanları olan assiniboin kabilesiyle beraber yaşamaktadırlar.
bu kabile kendisine "a'aninin" diyor ama artık nasıl yemek yemiş ve ne göbek yapmışlarsa onları gören beyazlar tarafından "büyük göbek" manasında "gros ventre" ve karaayak kabilesi tarafından "bağırsak halkı" manasında "atsena" denildiği için bu isimlerle tanınmıştır.
eskiden büyük göller bölgesinde yaşarken, ojibwe'lerin saldırıları karşısında batıya kaçan gruptan, büyük ovaların güneyine gidenlere arapaho denilirken, kanada'nın saskatchewan ve a.b.d'nin montana civarında yaşayanlar ise atsina ismini aldılar. geldikleri bölgede assiniboin ve cree saldırılarına karşı karaayak'larla ittifak oldular.
beyazlarla savaşları olmadı, antlaşma yaptılar ve rezervasyonda yaşamaya razı oldular. bugün montana'daki rezervasyonda eski düşmanları olan assiniboin kabilesiyle beraber yaşamaktadırlar.
devamını gör...