"xxxxxx allahın var mı senin?"

kadın adamın geldiğini görmemişti, onun gelmesini beklediği tarafa doğru bakıyordu, adam ise her zamanki tersliğini ispatlar gibi tamamen alakasız yönden gelip oturan kadının yanına ilişti ve bu cümle çıktı ağzından.

" xxxxxx allahın var mı senin?"

2 saat öncesi...

adam uyandı, kafasının içinde her sabah uyandığında olduğu gibi çalan bir şarkı vardı, ne söyleyeni ne de sözlerini yazan adamı seviyor ama o şarkıyı çok seviyordu adam. "uzaktaa çok uzakta güneydeee "diye diye ite kaka çalışan telefonunu zor bela açtı, küfrederek telefonun aklının başına gelmesini bekledi. sonra ondan gelen mesajı gördü, daha çok küfretmeye başladı, içindeki öfke ve kırgınlığı karşı tarafın üstüne yıktı, tam gemileri yakmak üzereyken telefonu çaldı, arayan o idi.

adam şaşırdı, belki de aylar sonra biri ona "gel" diyordu, adamın olduğu yere yürüyerek yaklaşık yarım saatte varılacak bir yerde buluşma teklif etmişti. adam teklifi kabul etti, aklında binlerce iyi ve kötü senaryo ardarda uçuşurken şaşkınlık içinde yola çıktı, kadının dediği yere yürüyerek gitti. kadının yanına nefes nefese ilişti ve o cümleyi kurdu.

kadın adama bi baktı, ne olduğunu anlayınca adamı süzdü, adamın hali, üstü başı o kadar perişandı ki sanırım adamın halini az buçuk bilse bile kafasında bir haftadır yazıştığı adamın imajına pek oturtamadı. hemen yan taraftaki bir cafeye oturdular, kadın adama "ne içersin?" diye sordu, "kahve, sade, büyük" dedi adam zor bela, bir buçuk aydır kahveye hasretti, kadının masada bırakıtığı sigaradan yaktı.

kadın masaya döndüğünde ikisi de o ilk şaşkınlığı biraz üzerinden atmıştı, adam konuşmaya başladı, adam aylardır kanlı canlı, kendisini dinleyecek birini bulmanın telaşı içinde kadına neredeyse hiç söz hakkı vermeden içinde ne varsa, kendine ait, geçmişine ait ne varsa kadının üstüne kustu. saçmaladı, daldan dala atladı, içinden kendine "sus be adam, biraz da o konuşsun" dese de susmadı susamadı.

kadın çok yorgun gözüküyordu, tipi, havası, konuşması tam da adamın hayalinde olduğu gibiydi. ama rahattı, en azından o an için adama karşı, kendine karşı rahattı, bu hal adamın hoşuna gitti.
güldüler, gülüştüler, laf soktular ve en önemlisi birbirlerini anladılar.

zaman neydi, ne kadar sürede bir saat geçerdi önemli değildi, kadın gitmek zorundaydı, kalktılar, tam ayrılacakları zaman adam kadının omzuna gayri ihtiyari dokundu, bu dokunuş ilk ve son olacak gibiydi, bu fırsatı kaçırmak istememiş, güzel bir saatin üstüne bir de dokunuş eklemişti.*

adam karşıya geçti, dönüp arkasına bakmadı, sonra fark etti ki dudaklarında yine o şarkı var, gülümsedi.
gülümsedi.
gülümsedi.



tanım da bırakayım, silinmesin.

"insana bambaşka bir dünyanın kapılarını açan üstün yaşam formu"
devamını gör...

bekâr, çocuksuz, seks düşkünü, feminist, özgür ruhlu, kıskanç ve haysiyetsiz bir cin. kökeni sümer'e kadar uzanan yahudi-hristiyan dünyasındaki lilith'in kendisine islam inancındaki hurafelerde yer bulmuş hali. anadolu'nun çeşitli yerlerinde ümmü sübyan, sübyan, al karısı, al bastı ya da umacı isimleriyle bilinir.

al karısının genellikle lohusa kadınlara dadanarak onları güçsüz düşürdüğü, bebeğe zarar verdiği ve hatta daha geçmiş dönemlerde bebeği kaçırdığına inanılırdı. hâlâ anadolu'nun birçok yerinde kırkı çıkana kadar babasının ceketinin filan battaniye niyetine koruması için bebeğin üstüne örtülmesi, yatak odasının kapısının arkasına tel süpürge dayanması gibi adetler sürdürülmektedir.

bahsi geçen cin, sadece lohusalara zarar vermez. inanışa göre al karısı, insanlığın soyunu yok etmek istediğinden erkek bebeğe hamile olan kadınların da düşük yapmasına neden olur. eğer doğan bebek kız ise ümmü sıbyan da miras gibi anneden, doğan bebeğe geçer.

bebek eğer anasının karnından hasarsız kurtulup kırkını da atlatırsa tehlike yine de bitmiş sayılmaz. yine inanışa göre al karısı, çocuk 7 yaşına gelene dek ona zarar verebilmektedir.

insan çaresiz kalınca birçok şeyden medet umar hale gelebiliyor. bu yüzden bir yerine kadar ibn-i sina referansı olan, kalan kısmı da akademik makalelerden alınmış bir dua paylaşmak istiyorum. ibn-i sina'ya göre mıknatıs evdeki cin, kötü şans, bereketsizlik gibi şeyleri def edebilme gücüne sahiptir. eğer kendisinde al karısı ya da ümmü sıbyan olduğunu düşünülen biri varsa su dolu temiz bir kabın içine mıknatıs koyup 7şer kez fatiha, mu'avvezeteyn, ihlas, kâfirun, ayet-el kürsi, la havle ve lâ kuvvete okunmalı ve okunmuş su bahsi geçen kişiye içirilmelidir.

yine hekim ebu bekir er-razi'nin el-havî eserinde çocukların geçirdiği epileptik nöbetin halk arasında ümmü sıbyan olarak algılandığı, bu rahatsızlığın asıl kaynağının ise mide ve barsağa bağlı problemler olduğu belirtilmiştir. bunu için en kestirmeden çocuğun sütüne misk karıştırıp içirilebileceğini söyleyebiliriz.
devamını gör...

kıçıyla bile gol atabilen forvet. beklentiyi yükseltti durduk yere şimdi.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

lise sondayken edebiyat hocamız sayesinde tanışıp resmen aşığı olduğum zweig'in, mükemmel eserlerinin şahı olan kitabı.

şöyle oldu; sanki serin bir akşam üstüydü, kaldırıma çökmüş yorgun bir kadın gördüm ve yanına oturdum. nedensizce kadının donuk gözlerle etrafı seyrettiği şeklinde canlanır gözümde. sonra bu kadın bunu bekliyormuş gibi başından geçenleri tek tek anlatmaya başladı.

çocukluk ila gençlik arasındaki dönemine henüz adım atmıştı. annesiyle birlikte oldukça bir yaşam sürerken karşılarındaki daireye taşınan ve ondan yaşça büyük olup kendi halindeki yaşayan o adama aşık olmuştu. aşkın büyüsüdür ya; sıradan hayatı renklenmiş, ömrünü heba edebileceği bir amaç bulmuştu. değil mi ki zaten bizi amaçlarımız tüketir? kadın da amacının peşinden giderken yaralar almıştı.

adamın karşısına "(i: kapıyı açtığı için teşekkür ettiği küçük kız
" diye çıkamadığından, şahsın yolda gördüğü rastgele bir kadın olarak çıkmıştı. henüz on sekiz yaşındayken yalnızca bedeninin değil, ruhunun da bekaretini teslim etmişti. adam ise bunların hiçbirinin farkında değildi. kadın ağlıyordu anlatırken, ağladığının farkında değildi ama. gözyaşı dökmeye alışkın olduğundan herhalde.

neyse, bu adam kadınla yeniden bir araya geldiklerinde dahi onu tanımamıştı. yeniden karşılaştığı bu beden hiç tanıdık gelmemişti ona, üstelik birlikte geçirdikleri gecenin sabahında kadına hediye olarak çantasına koyduğu paraları bırakmıştı, bir de zeki bakışlı oğlunu. her şeye rağmen ne öfkelenmişti ne kırılmıştı ne de aşkından vazgeçmişti ismini sormayı unuttuğum hanımefendi. oğlu ölmüştü, o da kendini iyi hissetmiyordu ve olup biteni hayatını öylece yaşayıp giden o herife anlatmak için kağıda dökecekti. usulca izin isteyip kalktı, bir daha da görmedim. bir sonraki gün öldüğünü öğrendim.


zweig böyledir işte. karakteriyle sizi dost eder. ölseler bile unutmazsınız. bu kadın bana hiç yabancı gelmedi. benzeri bir aşk yaşadığımdan değil, duygusal boşluğundan, içinin ölmeye yüz tutmuş olmasından tanıdım.
anlatım gayet sade, duyguları harekete geçirme ultra büyük ve çaresizliği hissettirme olağanüstüydü.
acaba intihar etmeseydi daha neler yazardı bu adam, diye düşünmeden edemiyor insan.

ayh, duygulandım yine. alıntı cümle bırakıp kaçayım;

-"insanlar arasında yalnız kalmaktan daha korkunç bir şey yoktur."
devamını gör...

söylenmek, mırıldanmak, homurdanmak anlamına gelen kelime ege ve akdeniz bölgelerine ait şivenin ürünüdür.
"bıdırdanıp otma gari" = "söylenip durma artık"
devamını gör...

20 yıldır beslediğin bir hayalin gerçekleşemeyeceğini idrak etmek.
devamını gör...

yaşar'ın '96 çıkışlı divane albümünün hit şarkısı.
devamını gör...

tercümesi, kadınları anlamayan erkekler vardır, bir de anladığını zanneden erkekler. bunca yıllık yaşam deneyiminden sonra bile bazen üçüncü kategoriye girdiğim hatasına düşüyorum, sonraki sahnede zaten ya uçurumdan düşerken sıçrayarak uyanıyorum ya da beynimde ilgili bölgeye reset atmak zorunda kalıyorum.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

tersine büyüyor evet. eksiye doğru. giren bize giriyor vergi olarak, hiç mi farketmiyosunuz?
devamını gör...

buca heykel / 2018

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

allahın a'sını büyük yazmayanlara kadro vermiyorlarmış

(bkz: allah büyük harfle başlasın seçeneği)
devamını gör...

median sinirin tuzak nöropatisi olarak bilinen hastalıktır.
el ayası,ilk 3.5 parmak da ağrı, uyuşma, karıncalanma,elektriklenme şikayetler arasında yer alır.
geceleri uyuşma ile hasta uyanır ve çok spesifik bir bulgudur.
sıklıkla menopozal dönemdeki kadınlarda görülür ayriyeten uzun süre diyaliz alan hastalarda da görülebilmektedir.
bilek bandları analjezikler kullanılabilse de cerrahi tedavi semptomları en çok azaltan yöntemdir.
devamını gör...

beylerbeyidir.
zengini de fakiri de barındırır.
sahili vardır.
bir geçmişi, kültürü vardır.
boğaz içi köprüsünün ayağındadır, ulaşımı kolaydır.
devamını gör...

(bkz: kuşak çatışması)
devamını gör...

sözlüğün ve yazarlığın olmazsa olmazıdır entry. bunu yazarken bir takım yardımcı butonlarımız vardır. nedir bunlar?

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
hemen başta bulunan klavye butonu.
size ç ğ ı ö ş ve ü harflerini yazmanızda yardımcı olan butondur.
**
ve yanındaki b yani bold butonu.
bold butonu yazıyı kalın olarak yazmaya yarar. bir konuya dikkat çekeyim ama başlık olarak da yönlendirmesin istiyorsanız kullanabilirsiniz.
**
bir yanındaki i yani italik butonu.
italik butonu yazıyı ince ve eğik yazmaya yarar. yazım alıntı gibi görünsün derseniz kullanabilirsiniz. bir ihtimal konuşma metni yazarken de kullanabilirsiniz.
**
hemen yanında bkz (bakınız) butonunu görüyoruz.
bakınız butonu yönlendirme, kaynakça veyahut şuraya da bakılsa iyi olur dediğimiz başlıklar için kullanılır.
(bkz: kafa sözlük) gibi.
**
gbkz (gizli bakınız) butonu. bu butonun bakınız butonundan farkı şudur; başlığı entry içine gömer. başlığın içinde entry yazarsınız ve entryde başka bir başlığa yönlendirme yaparken sırıtmazsınız.
sözlüğün en havalı yazarı iko'dur gibi.
**
hemen yanında * yıldızlı bakınız butonu vardır ve genel de swh (smiley was here) için kullanılsa da yazı da yazabilirsiniz içine.
* gibi.
**
bir sonraki alıntı butonudur. bu butonu kitap, video vb gibi cümleleri sözlüğe taşırken kullanabilirsiniz. hele bir de altında kaynakça belirtirseniz entryniz tadından yenmez.

sana gitme demeyeceğim,
ama gitme lavinia...

gibi.
**
hemen yanında spoiler butonu vardır. yasak alanlar için kullanılır. bir film hakkında entry gireceksiniz ama olay örgüsünü de yazmak istiyorsunuz. hoop imdada spoiler butonu yetişiyor.

20 kasım akşam saat 20.00 da sözlüğün mobil uygulaması hizmete açılacak.

yok öyle bir şey :)
**
link butonu ise adı üzerindedir. link vermek için kullanılır. link verdikten sonra size sunulan link adına dilediğiniz açıklamayı yazabilir dilerseniz buradan adlı hazır kalıbı kullanabilirsiniz. kırık linkler düşmanımızdır.
buradan
**
son olarak ise görsel butonu.
ister telefonunuzda, ister bilgisayarınızda bulunan bir görseli sözlüğe tam boy olarak yükleyip görünmesine yardımcı olan butondur.
***********************
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
bu 3 seçeneğimiz entry kutucuğunun altında değil hemen üstünde bulunur.
şırasıyla;
şimdi yayınla butonu: tanımı o an gönder'e basıp yayınlamaya yarar.
**
sabaha bırak: yazdığınız tanımı gönder'e basmadan evvel bu seçeneğe tıklarsanıztanımızın yayınlanmaz. 13.03.2021, saat 10.08'de sabaha bıraktığınız bir tanım 14.03.2021, saat 05.01'de yayınlanır.
**
taslak kaydet: şu an için yazmak istemeyip geleceğe birikip yapmak veya şu an tanım tanımı kafamda oluşturamadım ama bu tanım mükemmel olacak abi hele bir yazmaya başlayım ara ara açar bakarım dediğiniz tanımlar için birebir seçenektir. tanımı yayınlamaz taslaklara kaydeder.
*taslaklara ulaşmak için; profilim->bana özel->yayında olmayanlar->taslaklarım.
***********************
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
önizle: hele bir tanımıma göndermeden evvel şöyle bir alıcı gözüyle bakayım demek isteyenler için icat edilmiş buton.
**
gönder: tanımı sözlüğe ışınlamaya yarar.
***********************
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
karakter sayacı: entry içinde kaç adet harf virgül nokta boşluk vs klavyeye her dokunduğunuzda ortaya çıkan ne varsa sayan sayaçtır.
ayrıca ne kadar sayaç sayısı yüksekliği o kadar karmadır. hadi bakalım.
devamını gör...

sözlükteki kimsenin sevişememesi şeklinde değişmesi gereken başlıktır. çatır çatır sevişen, sözlük mü yazar bu saatte allasen.
devamını gör...

akışta neler oliiirrr.
son günlerde akışla pek ilgilenmemişim galiba ben bu geyiği nasıl kaçırmışım yahu?
püff zaten söylenecek her şey söylenmiş bana okumak kalmış. canım sıkıldı.

ben kendi sözlüğümü kurmuşum sanırım. kendim çalıp kendim oynuyorum.
siz de deneyin efem.
kasmayın bu kadar, stres yapmayın.
stres kalbe zarar hem beyni de yorar he ruha da çelme takar.
hadi hayırlı işler...
devamını gör...

astrolojik ilişki türüdür. milletin fezada koloniler kurmaya hazırlandığı, nanoteknolojinin tavanına vurduğu, akıllı robotlar falan yaptığı şu asırda, bundan 7-8 milenyum evvel zigguratların tepesine çıkıp çıplak gözle gördüğü takımyıldızları tasnif eden insanların ortaya attığı ilkel ve çağdışı bir sistemden bu kadar medet ummanın mantığı nerededir biri anlatsın bana lütfen. saçma salak burç kitaplarını ciddiye alana kadar oturun da burç murç karştırmadan kadın erkek ilişkilerini biimsel metotlarla analiz eden ciddi kitapları, makaleleri okumak bence çok daha mantıklı bir iştir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim