insan olmasaydın ne olmak isterdin sorunsalı
fotoğraf makinesi olmak isterdim kesinlikle.insanların en mutlu günlerine ya da en mutsuz oldukları hatta zorunda kaldıkları için çektirdiği fotoğraflara bakmak ama en çok da doğa manzaralarını görmek isterdim ve onları bana göre ölümsüz olan fotoğraflara çevirebilmek isterdim.
devamını gör...
belki üstümüzden bir kuş geçer
o ne güzel şarkı, o ne güzel klip, o ne güzel ambiyans.
devamını gör...
sanat kulübü
merhaba sevgili yazarlar, yeni bir etkinlikle karşınızdayız!
perşembe akşamı saat 21.00'de, kafa sözlük sağlıklı yaşam kulübü'yle ortaklaşa düzenlediğimiz etkinliğimizde uykudan bahsedeceğiz, uyku üzerine konuşacağız.
dinlemek veya katılmak isteyen herkesi discord kulübümüze bekliyoruz, katılmak için buradan
görüşmek üzere!
perşembe akşamı saat 21.00'de, kafa sözlük sağlıklı yaşam kulübü'yle ortaklaşa düzenlediğimiz etkinliğimizde uykudan bahsedeceğiz, uyku üzerine konuşacağız.
dinlemek veya katılmak isteyen herkesi discord kulübümüze bekliyoruz, katılmak için buradan
görüşmek üzere!
devamını gör...
sagopa kajmer
bu dev hizmet için allah senden çok merci dediğimdir. özellikle ‘merhametine dön’, ‘mevsimler gibisin’, ‘terk-i diyar’ şarkılarına hiç yakışmıyodu kolera. atlatarak dinliyodum ama araba kullanırken zor oluyodu.
şuan bana büyük bi kıyak yapılmış gibi hissediyorum cidden. kimseye trip atmıyorum ama:
senden varan güller artık rayiha’sız*
ben uslu çocuk, sen arsız.
şuan bana büyük bi kıyak yapılmış gibi hissediyorum cidden. kimseye trip atmıyorum ama:
senden varan güller artık rayiha’sız*
ben uslu çocuk, sen arsız.
devamını gör...
kalbi paslanmış insanlara ulaşma çabası
boş fakat epik, naif bir gayrettir. ne müzikle ne filmlerle ne güzel kitaplarla erişilebilir bu acinasi kişilere. onlar ki birer zombi gibidir.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının okumakta olduğu kitaplar
paul lafargue-tembellik hakkı.
devamını gör...
oh my god
türkçe "aman tanrım" manasına gelen ingilizce sözcük.
devamını gör...
ibrahim çolak'ın intihar etmesi
hele hele...
taciz tecavüz kültürüne ses etmeyen herkes bu adamın intiharı üzerinden kadınları yargılıyor yine.
yahu nasil lan nasil? o kadar mi uzaksınız şu topluma? taciz iddialarının yeri mahkemeler imiş? bilmesek ayni mahkemelerde erkeklerin nasıl kollandigini, bilmesek hani hakimlerin neredeyse yine tacize/tecavüze uğrayan kadınları mahkum ettiğini he diyeceğiz. siz nasil bilmiyorsunuz arkadaş?
velevki yeri mahkemeler olsun, velevki bu kadınlar twitter'da açıklayarak "yanlış" yapmış olsun, bu herifin gidip kendini asmasini o kadına/kadınlara yikmaya utanmıyor musunuz?
taciz yoksa çıkar paşalar gibi benim alnım ak dersin. üç beş kötü niyetli karalıyor dersin. mücadele edersin.
bu arkadaşın öbür mahalleden oluşu dokunmuş hemen. muhafazakar insan tacizci olmazcilar atlamış tabi. ordan geliş var. yine ellerinde saldıracak sağlam bi argüman olmadığı için o kadına uydurdukları kilif fetö'culuk olmuş. ulan azıcık merak edip 3 dakikanızı ayirsaniz, elden ele dolaştırdiginiz o twitte fetö' yu savunmadığıni, aksine sizin de onla beraber yürüdüğünüzü, o tarihe kadar sesi cikmayan "bağımsız yargının" birden bire bağımsızlığını hatırladığını yazmaya calistigini bilirdiniz. bilirdiniz de tabi işinize gelmez bu.
taciz etmekten utanmayan. taciz ettikten sonra hayatında pişmanlık duymayan ancak tacizci olduğu ortaya çıkınca "utancından yaşayamayan" erkek bu işte. benim ifşam ne zaman çıkacak diye ödü kopan diğerleri de bunun intiharını siper edip kadınları susturmaya girişiyor dört koldan.
fakat geçti ağalar. kadınlar eskisi kadar yalnız hissetmiyor artık. annesi, babasi, eşi onu yalniz biraksa hiç tanımadığı başka bir kadın gelip yanında duruyor. ıyi de oluyor.
hepimizin ağzına siçacaklar böyle böyle. hepimiz yedigimiz bokların nasıl zararlar yarattığını sindirene kadar, ataerkil toplumun omiriligimize işlediği o adi erkekliği sökene kadar tokatlayacaklar böyle bizi.
elleri dert görmesin.
her yıl binlerce kadın bu erkeklik tarafından katlediliyor. ibrahim değil ama ola ki başka bir x şahıs bu kadın mücadelesinin kaza kurşununa kurban gitmiş olsun. şu dünya tarihinde tertemiz, hiç bir masumun kanına girmemiş bir tane hak mücadelesi yoktur. kadınların mucadelesi neden ayri olsun.?
taciz tecavüz kültürüne ses etmeyen herkes bu adamın intiharı üzerinden kadınları yargılıyor yine.
yahu nasil lan nasil? o kadar mi uzaksınız şu topluma? taciz iddialarının yeri mahkemeler imiş? bilmesek ayni mahkemelerde erkeklerin nasıl kollandigini, bilmesek hani hakimlerin neredeyse yine tacize/tecavüze uğrayan kadınları mahkum ettiğini he diyeceğiz. siz nasil bilmiyorsunuz arkadaş?
velevki yeri mahkemeler olsun, velevki bu kadınlar twitter'da açıklayarak "yanlış" yapmış olsun, bu herifin gidip kendini asmasini o kadına/kadınlara yikmaya utanmıyor musunuz?
taciz yoksa çıkar paşalar gibi benim alnım ak dersin. üç beş kötü niyetli karalıyor dersin. mücadele edersin.
bu arkadaşın öbür mahalleden oluşu dokunmuş hemen. muhafazakar insan tacizci olmazcilar atlamış tabi. ordan geliş var. yine ellerinde saldıracak sağlam bi argüman olmadığı için o kadına uydurdukları kilif fetö'culuk olmuş. ulan azıcık merak edip 3 dakikanızı ayirsaniz, elden ele dolaştırdiginiz o twitte fetö' yu savunmadığıni, aksine sizin de onla beraber yürüdüğünüzü, o tarihe kadar sesi cikmayan "bağımsız yargının" birden bire bağımsızlığını hatırladığını yazmaya calistigini bilirdiniz. bilirdiniz de tabi işinize gelmez bu.
taciz etmekten utanmayan. taciz ettikten sonra hayatında pişmanlık duymayan ancak tacizci olduğu ortaya çıkınca "utancından yaşayamayan" erkek bu işte. benim ifşam ne zaman çıkacak diye ödü kopan diğerleri de bunun intiharını siper edip kadınları susturmaya girişiyor dört koldan.
fakat geçti ağalar. kadınlar eskisi kadar yalnız hissetmiyor artık. annesi, babasi, eşi onu yalniz biraksa hiç tanımadığı başka bir kadın gelip yanında duruyor. ıyi de oluyor.
hepimizin ağzına siçacaklar böyle böyle. hepimiz yedigimiz bokların nasıl zararlar yarattığını sindirene kadar, ataerkil toplumun omiriligimize işlediği o adi erkekliği sökene kadar tokatlayacaklar böyle bizi.
elleri dert görmesin.
her yıl binlerce kadın bu erkeklik tarafından katlediliyor. ibrahim değil ama ola ki başka bir x şahıs bu kadın mücadelesinin kaza kurşununa kurban gitmiş olsun. şu dünya tarihinde tertemiz, hiç bir masumun kanına girmemiş bir tane hak mücadelesi yoktur. kadınların mucadelesi neden ayri olsun.?
devamını gör...
kitle psikolojisi
sosyal psikoloji'nin bir dalıdır. sosyal psikologlar bir kalabalığın psikolojisinin, içindeki bireylerin psikolojisinden farklı olduğu ve onunla etkileşime girdiği yolları açıklamak için çeşitli teoriler geliştirip araştırmalar yapmışlardır.
kitle psikolojisinde bilinçli kişiliğin ortadan kaybolmasının yanında normalde bireylerde görülmeyen yeni davranışların ortaya çıkması da muhtemeldir. gustave le bon, the crowd: a study of the popular mind'da kitle psikolojisi ile ilgili ''kalabalıkta, her duygu ve eylem bulaşıcıdır ve o kadar bulaşıcıdır ki, bir kişi kendi kişisel çıkarını kolektif çıkar için kolayca feda eder.'' der.
kitle psikolojisi sosyal medya yönünden de hafife alınmamalıdır. sadece bir kişi bir anda 10 kişi olabilir. sadece 10 kişi diye hafife alınırken yüz, bin, on bin olabilir. linç kültürü de kitle psikolojisinden beslenir zaten. bir bakmışsınız yüzlerce insan hiç bilmediği bir konu hakkında sırf birileri eleştiriyor diye o olayı eleştiriyor hatta nefret ediyor olur. ya da tam tersi, sırf birileri seviyor diye yüzlercesi o kişiyi tanımadan sevebilir, bir olayı ayrıntılarını bilmeden destekleyebilir.
kitle psikolojisinde bilinçli kişiliğin ortadan kaybolmasının yanında normalde bireylerde görülmeyen yeni davranışların ortaya çıkması da muhtemeldir. gustave le bon, the crowd: a study of the popular mind'da kitle psikolojisi ile ilgili ''kalabalıkta, her duygu ve eylem bulaşıcıdır ve o kadar bulaşıcıdır ki, bir kişi kendi kişisel çıkarını kolektif çıkar için kolayca feda eder.'' der.
kitle psikolojisi sosyal medya yönünden de hafife alınmamalıdır. sadece bir kişi bir anda 10 kişi olabilir. sadece 10 kişi diye hafife alınırken yüz, bin, on bin olabilir. linç kültürü de kitle psikolojisinden beslenir zaten. bir bakmışsınız yüzlerce insan hiç bilmediği bir konu hakkında sırf birileri eleştiriyor diye o olayı eleştiriyor hatta nefret ediyor olur. ya da tam tersi, sırf birileri seviyor diye yüzlercesi o kişiyi tanımadan sevebilir, bir olayı ayrıntılarını bilmeden destekleyebilir.
devamını gör...
sözlük yanarken saçını tarayan yazarlar
bunlardan birisi de benim. bereket çok saçım yok tepeler azdan açılmaya başladı.
ben yetişkin pedi kullanacak yaşa gelmişim , iki gencin bu saatten sonra hay-huyunu çekemem. ortada bir anlaşmazlık varsa bu yönetimin çözeceği iştir. yok kadın djye torpil varmış , yok zaman uzatılmamış ? -abi ölüyoruz ayrıcalık diye. kimse kuralların insanı olmuyor. mesela ben sözlüğü bıraksam kimin umurunda olacak ? sözlükte olduğumuz kadarıyla keyif almaya bakalım , gerisi tatava. biz olduğumuz müddetçe değerliyiz , yoksa inanın kimse odunherif diye ölmeyecek , en azından @supportgirl ve @sek ölmez? fikirleri ve rumuzları her şeye rağmen yaşatırsak değerliyiz , yoksa bırakıyorum demek iş değil.
ayrıca şu kadınları artık bireyden sayalım be , yeter bıkkınlık geldi.
-ama abi kadın diye ayrımcılık varmış ,
- kardeş sen öyle düşünüyorsun , belki o kadın çok donanımlı olamaz mı ?
ben yetişkin pedi kullanacak yaşa gelmişim , iki gencin bu saatten sonra hay-huyunu çekemem. ortada bir anlaşmazlık varsa bu yönetimin çözeceği iştir. yok kadın djye torpil varmış , yok zaman uzatılmamış ? -abi ölüyoruz ayrıcalık diye. kimse kuralların insanı olmuyor. mesela ben sözlüğü bıraksam kimin umurunda olacak ? sözlükte olduğumuz kadarıyla keyif almaya bakalım , gerisi tatava. biz olduğumuz müddetçe değerliyiz , yoksa inanın kimse odunherif diye ölmeyecek , en azından @supportgirl ve @sek ölmez? fikirleri ve rumuzları her şeye rağmen yaşatırsak değerliyiz , yoksa bırakıyorum demek iş değil.
ayrıca şu kadınları artık bireyden sayalım be , yeter bıkkınlık geldi.
-ama abi kadın diye ayrımcılık varmış ,
- kardeş sen öyle düşünüyorsun , belki o kadın çok donanımlı olamaz mı ?
devamını gör...
rahat vermeyen mağaza çalışanı
sırf o çalışanlar böyle davranıyor diye alışveriş yapmak istemiyorumdur. rahat bırak arkadaş ben zaten merak ettiğimi soracağım sana. bu danışmanlarin suçu değil yönetimin kota koyması ve prim vermesinden kaynaklıdır.
devamını gör...
perfect blue
satoshi kon abimizin bütün filmleri önerimdir özellikle animasyon yapmaya meraklı olanlar, manga ve çizgi romancılık ile uğraşanlar ve psikolojik filmlere bayılanlar için. kendisi eşsiz bir kurgu ustasıdır iç içe geçen olay örgüleri ve klasik anime anlayışının dışında sahne geçişleriyle apayrı bir çizgi tutturan satoshi kon yapımları ders olarak okutulacak niteliktedir. tüm filmlerinin yanı sıra perfect blue filminin yeri bir başkadır. bu film (satoshi kon’un bütün filmlerinde olduğu gibi) anlaşılması biraz güçtür. film bittikten sonra biraz durup düşünmeyi ve analiz etmeyi gerektirir.* film genel olarak kişilik bozukluğunu satoshi kon tarzıyla ele alır. bu da perfect blue filmini ayıran özelliktir. psikolojik ve gerilim filmleri seven arkadaşlar bu filmi atlamasınlar derim.
devamını gör...
ford mustang boss 429
ford mustang'in yüksek performanslı modellerinden biridir.. ayrıca muscle car'lar arasındaki en nadir ve en değerli modellerden biridir.. amerika'da bile nadirdir..

boss 429, sadece 1969 ve 1970 yılları arasında 1359 adet üretilmiş bir modeldir.. ford'un big block denilen büyük bloklu motor ailesinin* en büyük hacimli motorlarından birisidir.. nascar yarışları için homologasyon amaçlı üretilmiş özel bir motora sahiptir.. yani amaç nascar yarışlarında kullanılacak motorun halk tarafından satın alınmış bir motor olmasıydı.. bu sebeple nascar'da chrysler'ın 426 kübik inçlik motoruyla baş edebilmesi için bu motor geliştirildi..

adından da anlaşılabileceği üzere bu aracın en büyük olayı motorudur.. 429 kübik inç yaklaşık 7 litreye denk gelmektedir.. oldukça büyük bir motordur.. forged*** krank mili, ve piston kolları, alüminyum yarı-küresel üst kapak, ford'un "crescent" dediği, düz olmayan, özel olarak tasarlanmış piston kafası sayesinde oluşturduğu özel bir yanma odası tasarımı vardı.. bu geliştirmeler ile bu motor kağıt üstünde 375 hp güç üretiyordu ancak söylentiler bundan çok daha fazla ürettiği yönündeydi, yasal sıkıntılar çıkmaması için kağıt üstünde daha az yazıyordu.. motor devri 6200 devire sınırlandırılmıştı ve bunun da yasal sebeplerden olduğu söylenmektedir.. 0-100'ü 7 saniyedir..

(resim kaynağı :https://slideplayer.com/slide/3620686/)
"dry-deck" denilen motor bloğu ile üst kapak arasındaki birbirinden geçen soğutma ve yağlama kanallarını iptal edilip bu iki motor bileşeni için ayrı soğutma sistemleri kullanılması gibi özellikler barındırıyordu.. normal bir motorda bloktan üst kapağa geçen yağ ve su kanalları, arada kullanılan contalar vasıtasıyla birbirine veya yanma odasına karışmıyordu.. ancak bu kanalların varlığı blokta, silindir çevresinde ve üst kapakta sıcaklığın toplandığı noktalar oluşmasına sebep olabiliyordu.. bunları azaltmak için blok ve üst kapağa kendilerine özel yağ ve su kanalları ve tesisatı yapıldı.. bu aynı zamanda bu kadar büyük hacimde olan motorun soğutma verimini de artırdı.. ayrıca sistemler ayrıldığı için birinde yaşanacak bir arıza, diğerini etkilemiyordu..

bu kadar büyük motoru bir mustang'in kaputuna yerleştirmek kolay bir iş değildir.. bunun için mustang cobra jet modelleri seçilmişti ve bu iş için de kar kraft isimli tesis ile anlaşılmıştı.. bu tesis 1966 yılında ve 1967 yılında le mans'ı kazanan gt40'ların tasarlandığı yerdi.. bunun yanında ford'un özel araçlarının geliştirildiği bir yerdi.. boss 302'ler vs. de burada yapılıyordu.. yani bu iş için biçilmiş kaftandı..
motorun ön şasesi ve şasede ön tekerlek üzerine denk gelen çamurluk kısımları güçlendirilmişti.. öyle ki bu araçların üretileceği fabrikada, aracın ön tarafının yapılacağı kısım bile elden geçirilmişti.. fabrikadaki bu üretimde yapılan geliştirmeler, ön çamurluğun üretiminde de titiz ve özenli bir çalışma sağlamıştı..

motorun sığdırılması için ön tarafta bulunan akü, bagaja alınmış, ve önde büyük bir motor olduğu için ağırlık sıkıntısından dolayı arka yürüyen aksama viraj denge çubuğu eklenmiş ki, arka tarafta viraj denge çubuğu bulunan ilk mustang'dir, bu yol tutuşunu büyük ölçüde geliştirmiştir.. yağ soğutucusu eklenmişti ve bu sayede üst devirlerde ısınmayı engelliyordu, ayrıca kaputtaki o zamanlar tüm mustang modellerinkinden daha büyük olan hava girişi açılıp kapanabiliyordu ve bu sayede motora rahatça hava girişi sağlanabiliyordu.. arkada kilitli diferansiyele sahipti..

kocaman motorundan dolayı boss 429'ün önü daha alçaktır.. sürtme sıkıntısı olmaması için öndeki kanat daha kısa yapılmıştır.. önde amortisör kulelerini genişletmek zorunda kalmıştır.. yine motor bölümünde yer kalmadığı için klima eklenememiştir..
aracın içine bakarsak da ahşap detayların yoğun olduğu trimler, bucked seat denilen oturduğunuzda vücudu saran sportif deri koltuklar, göz yormayan sade ve lüks detaylar dikkat çekmektedir..

1969 yılında 859 adet, 1970 yılında da 499 adet üretilmiştir.. üretim maliyetinin yüksek olması, akaryakıt fiyatları ve ford'un kendi içinde yaşadığı sıkıntılar sebebiyle 1970 yılında üretimi durmuştur..

bazı söylentilere göre 1969 yılında üretilen motorlarda magnezyum alaşımlı üst kapak, nascar araçlarında kullanılan bir kaç motor bileşenlerinin 1970 yıllarında üretilen motorlarda emisyon kuralları sebebiyle kullanılmadığı ve bundan dolayı 1969 yılında üretilen araçların 1970 yılında üretilenlerden daha güçlü olduğu yönünde bir söylenti vardır..
günümüzde fiyatları oldukça yüksektir.. 2016'da restore edilmiş bir örneği 500,000$ fiyattan açık artırmada satılmıştır.. günümüz fiyatı kim bilir ne kadardır..

dip not: bu motorlardan 2 tanesi mercury cougar isimli bir araca da konmuştur.. sadece 2 tane vardır, dolayısıyla mercury cougar eliminator 429 boss isimli bu araç, ultra nadir bir araçtır..

boss 429, sadece 1969 ve 1970 yılları arasında 1359 adet üretilmiş bir modeldir.. ford'un big block denilen büyük bloklu motor ailesinin* en büyük hacimli motorlarından birisidir.. nascar yarışları için homologasyon amaçlı üretilmiş özel bir motora sahiptir.. yani amaç nascar yarışlarında kullanılacak motorun halk tarafından satın alınmış bir motor olmasıydı.. bu sebeple nascar'da chrysler'ın 426 kübik inçlik motoruyla baş edebilmesi için bu motor geliştirildi..

adından da anlaşılabileceği üzere bu aracın en büyük olayı motorudur.. 429 kübik inç yaklaşık 7 litreye denk gelmektedir.. oldukça büyük bir motordur.. forged*** krank mili, ve piston kolları, alüminyum yarı-küresel üst kapak, ford'un "crescent" dediği, düz olmayan, özel olarak tasarlanmış piston kafası sayesinde oluşturduğu özel bir yanma odası tasarımı vardı.. bu geliştirmeler ile bu motor kağıt üstünde 375 hp güç üretiyordu ancak söylentiler bundan çok daha fazla ürettiği yönündeydi, yasal sıkıntılar çıkmaması için kağıt üstünde daha az yazıyordu.. motor devri 6200 devire sınırlandırılmıştı ve bunun da yasal sebeplerden olduğu söylenmektedir.. 0-100'ü 7 saniyedir..

(resim kaynağı :https://slideplayer.com/slide/3620686/)
"dry-deck" denilen motor bloğu ile üst kapak arasındaki birbirinden geçen soğutma ve yağlama kanallarını iptal edilip bu iki motor bileşeni için ayrı soğutma sistemleri kullanılması gibi özellikler barındırıyordu.. normal bir motorda bloktan üst kapağa geçen yağ ve su kanalları, arada kullanılan contalar vasıtasıyla birbirine veya yanma odasına karışmıyordu.. ancak bu kanalların varlığı blokta, silindir çevresinde ve üst kapakta sıcaklığın toplandığı noktalar oluşmasına sebep olabiliyordu.. bunları azaltmak için blok ve üst kapağa kendilerine özel yağ ve su kanalları ve tesisatı yapıldı.. bu aynı zamanda bu kadar büyük hacimde olan motorun soğutma verimini de artırdı.. ayrıca sistemler ayrıldığı için birinde yaşanacak bir arıza, diğerini etkilemiyordu..

bu kadar büyük motoru bir mustang'in kaputuna yerleştirmek kolay bir iş değildir.. bunun için mustang cobra jet modelleri seçilmişti ve bu iş için de kar kraft isimli tesis ile anlaşılmıştı.. bu tesis 1966 yılında ve 1967 yılında le mans'ı kazanan gt40'ların tasarlandığı yerdi.. bunun yanında ford'un özel araçlarının geliştirildiği bir yerdi.. boss 302'ler vs. de burada yapılıyordu.. yani bu iş için biçilmiş kaftandı..
motorun ön şasesi ve şasede ön tekerlek üzerine denk gelen çamurluk kısımları güçlendirilmişti.. öyle ki bu araçların üretileceği fabrikada, aracın ön tarafının yapılacağı kısım bile elden geçirilmişti.. fabrikadaki bu üretimde yapılan geliştirmeler, ön çamurluğun üretiminde de titiz ve özenli bir çalışma sağlamıştı..

motorun sığdırılması için ön tarafta bulunan akü, bagaja alınmış, ve önde büyük bir motor olduğu için ağırlık sıkıntısından dolayı arka yürüyen aksama viraj denge çubuğu eklenmiş ki, arka tarafta viraj denge çubuğu bulunan ilk mustang'dir, bu yol tutuşunu büyük ölçüde geliştirmiştir.. yağ soğutucusu eklenmişti ve bu sayede üst devirlerde ısınmayı engelliyordu, ayrıca kaputtaki o zamanlar tüm mustang modellerinkinden daha büyük olan hava girişi açılıp kapanabiliyordu ve bu sayede motora rahatça hava girişi sağlanabiliyordu.. arkada kilitli diferansiyele sahipti..

kocaman motorundan dolayı boss 429'ün önü daha alçaktır.. sürtme sıkıntısı olmaması için öndeki kanat daha kısa yapılmıştır.. önde amortisör kulelerini genişletmek zorunda kalmıştır.. yine motor bölümünde yer kalmadığı için klima eklenememiştir..
aracın içine bakarsak da ahşap detayların yoğun olduğu trimler, bucked seat denilen oturduğunuzda vücudu saran sportif deri koltuklar, göz yormayan sade ve lüks detaylar dikkat çekmektedir..

1969 yılında 859 adet, 1970 yılında da 499 adet üretilmiştir.. üretim maliyetinin yüksek olması, akaryakıt fiyatları ve ford'un kendi içinde yaşadığı sıkıntılar sebebiyle 1970 yılında üretimi durmuştur..

bazı söylentilere göre 1969 yılında üretilen motorlarda magnezyum alaşımlı üst kapak, nascar araçlarında kullanılan bir kaç motor bileşenlerinin 1970 yıllarında üretilen motorlarda emisyon kuralları sebebiyle kullanılmadığı ve bundan dolayı 1969 yılında üretilen araçların 1970 yılında üretilenlerden daha güçlü olduğu yönünde bir söylenti vardır..
günümüzde fiyatları oldukça yüksektir.. 2016'da restore edilmiş bir örneği 500,000$ fiyattan açık artırmada satılmıştır.. günümüz fiyatı kim bilir ne kadardır..

dip not: bu motorlardan 2 tanesi mercury cougar isimli bir araca da konmuştur.. sadece 2 tane vardır, dolayısıyla mercury cougar eliminator 429 boss isimli bu araç, ultra nadir bir araçtır..
devamını gör...
tunceli'nin on gündür yanıyor olması
konu bir marmaris gibi anılmamasıdır. bunun için başlık açılmasının sebebi budur. gözünüze sokmak değil bir olay'ın varlığından haberdar olmak. onu yok saymamak. tartışmalara bakıyorum. yangın ile alakasız. yine bir grup tunceli-dersim tartışması yapıyor. hedef şaşırtmaktan başka bir şey değildir. oradaki yangındır konu. söndürülmemesidir ya da söndürülememesidir. yanıyor anlatabiliyor muyum?
eğer konuyu siyasetten açacaksanız ki bazıları bunu buraya çekmeye bayılıyor. o toprakları çok uzun zamandır hep yakmakla tehtid ettiler. yaka yaka bitirelemeyen yerlerden. oysa orası bu ülkenin topraklarından, hani bir şarkı var,bir başkadır benim memleketim. orasıda bizim memleketimiz. havasına, suyuna, taşına, toprağına bin can verdiğiniz.
ayrımcı tanımları görünce artık kan beynime çıkıyor. marmaris yangını için başlık açıldığında hiç böyle tartışmalara girilmedi. gerçekten bazı insanlara tahammül edemiyorum artık.
o memleket eğitim oranın yüksek olduğu, kadına şiddet'in az olduğu(hiç olmasa bunu yazarken bile utanıyorum), vergi sıralamasında altta kalmayan bir il'imizdir. bilmem anlatabiliyor muyum?
on gündür yanan, memleketim'in güzide bir köşesinin haberi'nin yapıldığı başlıktır.
eğer konuyu siyasetten açacaksanız ki bazıları bunu buraya çekmeye bayılıyor. o toprakları çok uzun zamandır hep yakmakla tehtid ettiler. yaka yaka bitirelemeyen yerlerden. oysa orası bu ülkenin topraklarından, hani bir şarkı var,bir başkadır benim memleketim. orasıda bizim memleketimiz. havasına, suyuna, taşına, toprağına bin can verdiğiniz.
ayrımcı tanımları görünce artık kan beynime çıkıyor. marmaris yangını için başlık açıldığında hiç böyle tartışmalara girilmedi. gerçekten bazı insanlara tahammül edemiyorum artık.
o memleket eğitim oranın yüksek olduğu, kadına şiddet'in az olduğu(hiç olmasa bunu yazarken bile utanıyorum), vergi sıralamasında altta kalmayan bir il'imizdir. bilmem anlatabiliyor muyum?
on gündür yanan, memleketim'in güzide bir köşesinin haberi'nin yapıldığı başlıktır.
devamını gör...
diri gömülen
sadık hidayet'in ilk öykülerinin yer aldığı kitapta okuyucu başlangıçta aynı isimli bir öykü karşılıyor. 1903 doğumlu yazarın henüz 1929-1930 yıllarında yazdığı öyküler gelecek yıllarda vereceği eserlerin izlekleri ile ilgili de ipucu vermesi bakımından oldukça güzel bir keşif. sadık hidayet için intihar düşüncesinin yeni olmadığını biliyoruz ancak ilk dönem eserlerinde bu temanın yansımalarını görmek benim için fazlasıyla keyifli. kitap, bir kısmı paris'te, bir kısmı tahran'da yazılmış dokuz öyküden oluşuyor. eserin türkiye'de ilk basımı yapı kredi yayınları tarafından ilk kez 1995'te gerçekleştirilmiş.
diri gömülen isimli öykü için özel bir parantez açmak mecburiyetindeyim. bu ilk öykü yazarın planladığı eylemlerin yıllar öncesini -ya da sonrasını- gösteren bir ayna gibi. tutkuyla yazıldığını hissettiren bu öykü nitekim yazarın ölüm biçimiyle fazlasıyla örtüşüyor. bir iç döküm diyebilirim. intihara dair düşüncelerinin bir eylemle sonuca bağlanacağı kaçınılmazdır sanıyorum. bu öyküden paylaşmak istediğim, içselleştirdiğim pek çok cümle varsa da bunu kısa bir alıntıyla sınırlı tutacağım. sadık hidayet, okuyucusunu bulan bir cevher bence. bazı insanlar, mekanlar, olaylar gibi nehir insanı onu okumaya sürükleyecektir diye düşünüyorum.
kendim, kendi gözümde yabancıyım. niçin yaşadığıma, neden burada olduğuma hayret ediyorum. gördüğüm bu insanlar kim ve benden ne istiyorlar?
kaynak: sadık hidayet, diri gömülen, s. 21, yapı kredi yayınları.
diğer öyküleri ise iran'a has motiflerin sıkça tercih edildiği insan ve toplumun ana hatlarıyla görülebileceği bir çizgide. tagore öykülerini anımsatan bir biçem hissettim. tabii hidayet, ta 1936'da gidiyor hindistan'a, bu kitap dediğim gibi 6-7 yıl öncenin ürünlerinden oluşuyor. iran toplum yapısıyla taşıdığımız benzerlikler bu öykülerde oldukça belirgin. belki farklı bir toplumun ve kültürün ürünü olduğu dahi hissedilmeyebilir bazı ciddi ayrımlar dışında. masal özelliği gösteren son öykü, bu günümüzün en açık tasvirlerinden biri.
sadık hidayet, diri gömülen ile gelecek yapıtlarının bir vaadini sunuyor sanki, (bkz: kör baykuş (kitap)).
diri gömülen isimli öykü için özel bir parantez açmak mecburiyetindeyim. bu ilk öykü yazarın planladığı eylemlerin yıllar öncesini -ya da sonrasını- gösteren bir ayna gibi. tutkuyla yazıldığını hissettiren bu öykü nitekim yazarın ölüm biçimiyle fazlasıyla örtüşüyor. bir iç döküm diyebilirim. intihara dair düşüncelerinin bir eylemle sonuca bağlanacağı kaçınılmazdır sanıyorum. bu öyküden paylaşmak istediğim, içselleştirdiğim pek çok cümle varsa da bunu kısa bir alıntıyla sınırlı tutacağım. sadık hidayet, okuyucusunu bulan bir cevher bence. bazı insanlar, mekanlar, olaylar gibi nehir insanı onu okumaya sürükleyecektir diye düşünüyorum.
kendim, kendi gözümde yabancıyım. niçin yaşadığıma, neden burada olduğuma hayret ediyorum. gördüğüm bu insanlar kim ve benden ne istiyorlar?
kaynak: sadık hidayet, diri gömülen, s. 21, yapı kredi yayınları.
diğer öyküleri ise iran'a has motiflerin sıkça tercih edildiği insan ve toplumun ana hatlarıyla görülebileceği bir çizgide. tagore öykülerini anımsatan bir biçem hissettim. tabii hidayet, ta 1936'da gidiyor hindistan'a, bu kitap dediğim gibi 6-7 yıl öncenin ürünlerinden oluşuyor. iran toplum yapısıyla taşıdığımız benzerlikler bu öykülerde oldukça belirgin. belki farklı bir toplumun ve kültürün ürünü olduğu dahi hissedilmeyebilir bazı ciddi ayrımlar dışında. masal özelliği gösteren son öykü, bu günümüzün en açık tasvirlerinden biri.
sadık hidayet, diri gömülen ile gelecek yapıtlarının bir vaadini sunuyor sanki, (bkz: kör baykuş (kitap)).
devamını gör...
kişide kaçma isteği uyandıran muhabbetler
düğünü yaklaştığı için çeyiz düzen kız muhabbeti. ha bir de hükumet güzellemesi yapan ve bir kaynağa dayanmadan wp-facebook paylaşımlarından edinilen güya bilimsel muhabbetler
devamını gör...
mutlu insanların ortak özellikleri
erken kalkarlar, kitap okurlar, daha az saçmalık izlerler, hatalarının farkına varırlar, konforlarından vazgeçerler, önceliklerini unutmazlar ve en önemlisi kendilerine güvenirler.
devamını gör...
normal sözlük'te kibar olun bilmediğiniz tanımadığınız kişiye sen dostum şeklinde hitap etmeyin
tamam ağbi
yaşını başını almış bir yazarın haklı serzenişi, üstteki goygoyumu göz ardı edersek, bu sadece sözlükte değil tüm hayatımızda uygulamamız gereken bir davranış şekli.
(bkz: samimiyet zamana muhtaçtır)
yaşını başını almış bir yazarın haklı serzenişi, üstteki goygoyumu göz ardı edersek, bu sadece sözlükte değil tüm hayatımızda uygulamamız gereken bir davranış şekli.
(bkz: samimiyet zamana muhtaçtır)
devamını gör...
üniversitedeki kadınların yüzde 70’i başörtülü değilse orada özgürlük yoktur
artık başörtülü, başörtüsüz, türbanlı, türbansız, açık, kapalı kelimelerini duymak dahi istemiyorum. senelerdir aynı terane. herkesi birer birey olarak kabul edebilecek olgunluk bile yok bunlarda. (bkz: bir bitmediniz)(bkz: bağıracağım artık yeter diye)
devamını gör...
marketlerdeki en cazip reyon
çikolata reyonu. büyüleyici bir etkisi var. renkler içinde kendini kaybedip şeker gibi çıkıyorsun. bir de ülkemizde fiyatları uçuk olmasa daha da tatlı olurdu.
devamını gör...