mükemmel bir iğneleyiciliği vardır. her bölüm bitiminde şapkayı önüne alıp düşünmeye iter. o çok istediğimiz teknolojilerin, ilerleyen dönemlerde başımıza nasıl bela olacağını yahut olumsuz taraflarını öyle güzel bir dille anlatıyor ki, şaşırmamak adeta imkansız.
5.sezon türkiye fragmanındaki ''eski bayramlar'' göndermesi de çok etkileyicidir.
buyrunuz
devamını gör...

babanneme sürpriz olsun diye o evde yokken banyosu için aldığım aynayı takmak için matkapla duvarı delmiştim. su borusunu patlatmıştım. banyoyu su basmıştı yetmemiş tüm su tesisatı değişmişti. ustayı çağırayım derken ayağım kaymış, kolum aynaya çarptığı için ayna da kırılmıştı.
devamını gör...

ne zaman eskiyor sevgiler
ödenen bedellerin acısı geçince mi?

“yağmur yağıyor, mutfak camındayım
nasıl üşüdüğümü bilemezsin
menekşelerim çiçek vermiyor artık anne
söylediğin gibi hep dibinden su verdim ama
şimdi telefon açsam sana
sesini duymakta yetmiyor ki
hep ayni cumleler.babamlar nasil? ılacini aldin mi? nedenini bilmedigim bir aglamak var icimde
bir yerlere sigdiramiyorum yuregimi
bazen dalip giderdin mutfakta yemek yaparken, tahta kasikla tencerenin basinda oylece
ne dusunurdun acaba?
ozlemek cok fena anne, anlamak seni daha da...
omuzlarim agriyarak uyaniyorum sabahlari
benim kizimin omuzlarini ovmasina daha cok var
gittikce sanami benziyorum ben?
ya da 'annenin kaderi kiza' dedikleri dogru mu?

'baban eskitir herseyi kizim, 'demistin bir kez
anlamamisim meger, eskiyormus annecigim
omzunu ovacak kalmiyormus meger ayni evin icinde
şimdi duysan bunlari, ne uzulursun mutsuz mu kizim diye, coktan kendinden vazgecmis bir sesle
mutsuz degilim de anne, yagmura ve mutfagimdaki kedere care bulamiyorum
evimi topluyor, toz aliyor, patlican kizartiyor, televizyon seyrediyor, aksam calan kapiyi aciyorum
actigimi goren olmuyor
pisirdigim yeniyor da, guzel olmus denmiyor
cay demleniyor demleniyor, demleniyor...
kederim mutfagimın her yerine yerlesiyor
ah nasil eskiyor hersey anne, nasil eskiyor
eskilerimi de atmaya kiyamiyorum
seni çok özlüyorum

bana yasakladığın bahçeler sanada mı uzaktı hep gidemeyişine ağladın mı sende
ne zaman eskiyor sevgiler
ödenen bedellerin acısı geçince mi?
işte böyle kalbimde bir acı şarkılar seni söyler.”

iclal aydın şiiri.
devamını gör...

don miguel ruiz ve oğlu don jose ruiz tarafından yazılan, toltek bilgeliğini anlatmaya devam eden mükemmel ötesi kitap. ilk kitap olan (bkz: toltek bilgelik kitabı - dört anlaşma) nın ardından kaldığı yerden devam ediyor. ilk kitapta evcilleştirildiğimizden, bireysel ve toplumsal rüyalardan ibaret olduğumuzdan ve cehennemde yaşadığımızdan bahsediyordu ruiz. ve bu cehennemden kurtulmanın reçetesinin ilk adımı olan dört anlaşmayı açıklıyordu. neydi bu dört anlaşma: kullandığınız sözcükleri özenle seçin, hiçbir şeyi kişisel algılamayın, varsayımda bulunmayın ve daima yapabildiğinizin en iyisini yapın. eğer bu dört anlaşmaya sadık kalır, bu anlaşmaları alışkanlık haline getirebilirseniz bu dünyada cenneti yaşayabileceğinizi ve hayatınızın çok daha kolaylaşacağını anlatıyordu. toltek bilgeliği bir din değil, bir felsefe değil, bir ideoloji değil bir yaşama sanatıdır. hem de güncelliğini koruyan bir yaşam sanatı. toltek meksika kızılderililerinin yaşam sanatıdır. nesilden nesile aktarılmış şimdilerde ise don miguel ruiz kendisini bu sanatı insanlara tanıtmak ve anlatmakla mükellef görmüştür. bu beşinci anlaşma kitabında ilk dört anlaşmayı tekrar kısaca gözden geçirdikten sonra, sembolizmden, özellikle noel baba metaforuyla noel baba sembolizminden bahsediyor ve sonrasında beşinci anlaşmayı açıklıyor. nedir bu beşinci anlaşma: kuşkucu ol ama dinlemeyi de bil
kısaca bu anlaşmayı da şöyle açıklıyor: doğduğumuzdan beri sürekli semboller (dil) aracılığıyla evde, okulda, iş yerinde, sokakta, camide, kilisede bize enformasyonlar veriliyor ve bunların bir çoğu hakikat değil. insanların toplumların dinlerin bzie dayattığı bilgiler ve bunlara körü körüne bağlanma kuşkuyla yaklaş fakat dinlemeyi de öğren ve iyi dinle ki karşıdakini anla ve kargaşa yaşama. yani hakikat ile gerçek arasındaki farkı bulmak çok önemli ve bu farkı bulmak için hem dinlemeli hem de kuşkucu olmalısın diyor ruiz.
toltek bilgeliği benim çok ilgimi çeken bir alan. ve bu kitabında da yine çok ince ayrıntılarıyla ve sade bir dil ile bizlere anlatmış yazar.
devamını gör...

jared diamond, carl sagan ve richard dawkins vb. alanlarının en önemli bilim insanlarının kitaplarını basmayı bıraktılar. bu ülkenin gençlerini dünyanın en iyi bilim insanlarının kitaplarını okumaları için rezalet ve pahalı çevirilere muhtaç bıraktılar. yakında tekerleği icat edebilirler umarım.
devamını gör...

doğum günün kutlu olsunn.* yıldızın kalan hayatında hep parlasın, hiç sönmesin. musmutlu yılların olsun. iyi ki doğmuşsun.*
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

güzel ülkemde öyle çok problem var ki seç beğen al. ama cağnım memeleketimin en büyük problemi insanları sınıflandırarak bölmeye çalışan fırsatçılardır, oysa ki birlikte ne kadar güzeliz. ikinci olarak ise medyadan her duyduğuna inan insanımız, o öyle yapmışsa vardır bir bildiği safsatalarıyla düşünmek eylemini rafa kaldırmak suretiyle beynini off konuma getiren insanlarımızın bol olmasıdır.
devamını gör...

şarkının sahibi aşık mahzuni şerif, k.maras dogumludur. şarkıyı kendisi seslendirmiş olsa da 1986 yılında prodüktörlüğünü arif sag'in yaptığı albümünde ibrahim tatlıses'de okumustur. bence en güzel ibrahim tatlises söyler. hatta şarkının sahibi aşık mahzuni'den bile daha güzel söyler bence. şarkının altyapısı da oldukça etkilidir. kendisini ne kadar sevmiyorsam bu türküyü ondan dinlemeyi de o kadar çok severim. sanırım o yıllarda k.maras'ta görev yapan babamın yaz tatillerinde bu kaseti arabanın radyosunda 9 saat boyunca cevirip çevirip dinleterek izmir'e yaptığımız yolculukların payı büyük.kendisine burhan çaçan'ın ayaz geceler ve emel sayının yağdır mevlam su kasetleri de eslik etmekteydi. yol boyu hem uyuyup hem şarkılara maruz kaldığım için halen bu kasetlerdeki her hangi bir şarkıyı dinlediğimde sarkinsonunda beynim ototmatik olarak bir sonraki şarkıyı çalmaya başlıyor. şu uykuda öğrenme dedikleri doğru yani, inaniyorum.
sarkiyi ne zaman dinlesem çocukluğum, refujlerinde kırmızı zakkumlarin olduğu maraş yolları, gurbetten sılaya dönen annemin heyecanı, seksenli yılların ne yaparsan yap sakil duran avam gösterişi falan gelir. hani şu belgesellerde "semra bi kaset koy da dinleyelim" diyerek mersedes ile köprüden gectigi turgut özal görüntüsü var ya, hah öyle bir şeyler işte. alamancıların kot giyip geldiği, arjantin'in dünya kupasını kazandığı, cesme'de vekamp'ta yüzdüğümüz, babamın beylik tabancasini amcamlarin evinde unutup 250 km yolu geri gelip, annemin yol boyu la havle çektiği, ıssız bir yolda arabanın tekeri patladığı için abime sarılıp "biz bu hallere düşecek insan mıydık?" diye agladigim, maraş'ta dünyanın en güzel dondurmasını (yaşar pastanesi-mado) bedavadan yedigi halde, izmir'de renkli dondurma görup havalara uctugum nankörlügümün, izmir fuarı nda hapishanedeki mahkumların yaptığı boncuklu çantayi ve dikiz aynasında duran 3 kuşlu üzerinde maşallah yazılı sarı kırmızı süsü aldığımız, ilk kez kordon'da öpüşen çiftleri görüp abimin gözlerimi kapatıp kendisinin ağzının suyunu akita akita baktığı yılın şarkısı. gerçekten ailecek sarhoş gibiydik. bir daha da o kadar mutlu olduk mu emin değilim.
hadi dinleyelim.
devamını gör...

zenginlerin depresyon yerine bu tanımı kullanmaları sonucu ortaya çıkan zengin hastalığı
devamını gör...

ubi mel, ibi fel
(nerede bal, orada acı)
devamını gör...

oynayamayan bir sübyanın yanına gidip, ' bak nasıl oynayacağını göstereyim.' diyerekten tecrübesizin jetonuna ortak olduğumuz mekan. tekken oynayan bünyeler butonları hunharca kullandığından sağlam makine sayısı azdır. ne günlerdi be...
devamını gör...

"bu insanlar artık talimatla bebek sahibi oluyorlar, 'bebekli kadınlar cezaevinde var' demek için" şeklinde bir açıklama yapmış, karakter yoksunu bir insansı. ne desek boş, bunlara oy verenler utansın. onların yerine biz utanıyoruz.
devamını gör...

isrâiliyat kaynaklarından hareketle hakkında bilgi edinilen şît (ar. şîs_, ibr. şet) hz. âdem’in hâbil’in ölümünden sonra doğan oğludur. ibrânîce şet isminin “belirlemek, yerleştirmek; bahşetmek” mânasındaki fiille ilişkili olduğu ifade edilmiştir (tubach, s. 187). ahd-i atîk’in tekvîn kitabına göre (4/25; 5/3) hâbil’in yerine âdem’e bahşedilen şît, âdem 130 yaşındayken babasına benzeyen bir çocuk olarak doğmuştur. şît 105 yaşındayken oğlu enoş dünyaya gelmiş, başka birçok oğlu ve kızı olmuştur. 912 yaşında vefat etmiştir (tekvîn, 5/6-8).

islâm literatüründe ise ibn abbas’tan gelen bir rivayete göre şît’e hibetullah adı verilmiş, cebrâil onun hâbil karşılığında tanrı’nın bir bağışı sayıldığını belirtmiştir. taberî ayrıca şît isminin süryânîce olduğunu ve “tanrı’nın bağışı” anlamına geldiğini kaydeder (târî, i, 152). islâmî kaynaklarda şît’in peygamber olduğu, babası âdem’e indirilen suhufu topladığı, allah’ın ona da sayfalar indirdiği rivayet edilir (ibn kuteybe, s. 22). taberî, âdem öldükten sonra allah’ın şît’e elli yaprak inzâl ettiğini yazar (târî, i, 153). kendisine indirilen suhufta hikmet, kimya, simya, riyâzî ilimler ve bazı sanatlardan bahsedildiği nakledilir. âdem’in çocukları arasında en güzeli, en faziletlisi, en sevileni ve kendisine en çok benzeyenidir (ibn kuteybe, s. 20). bu benzerliğin bir istisnası sakaldır. islâmî kaynaklarda âdem’in sakalsız olduğu ve erkekler için sakal geleneğinin âdem’in çocuklarıyla başladığı kaydedilir. babası âdem ona birçok şeyi öğretmiş, gelecekteki tûfan hakkında bilgi vermiş ve onu kendisine vâris kılmıştır. şît döneminde insanlığın yeryüzüne dağıldığı ve şît’in 1000 şehir kurduğu rivayet edilir. şît, mekke ve kâbe ile de ilişkilendirilir. onun mekke’de yaşadığı, kâbe’yi çamur ve taş kullanarak inşa ettiği, 912 yaşında vefat ettiğinde kâbe yakınındaki ebûkubeys’te defnedildiği anlatılır (taberî, i, 162).

şît’in hazura ile evlendiğine ve ondan yaniş adlı bir oğlu ile na‘mete adlı bir kızının doğduğu nakledilir (a.g.e., i, 163). şît’in soyu bu oğlu vasıtasıyla devam etmiştir. hz. âdem’in çocukları arasında hâbil’in zürriyeti olmadığı, kabil’in zürriyeti de nûh tûfanında ortadan kalktığı için insanlığın âdem’den sonraki ikinci atasının şît kabul edildiği bildirilir. müslüman âlimler hz. peygamber’in soy kütüğü içerisinde şît’e de yer verirler (ibn ishak, s. 2).
devamını gör...

nickaltını açtığım için mutluluk duymaktayım. tanımları espirili, bilgili olan ama sanki ucundan paylaşmayı tercih eden bir yazarımız. birkaç tanımına baya beni güldürmüştür, tanımların bilgi, başlıkların bol olsun sevgili thedansözkiller!
devamını gör...

keşke yarım saat oncenin fotosu diye başlık olsaydı.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

başlık açacaktım lakin paralel sayılabilecek bir başlık olduğundan buraya yazayım.

buraya giren insanların %90'ından yaşım büyüktür, zira bunu ukalalıktan değil taaaa süperonline'lı zamanlardan verhul, maf, kernel32 falan mırc'ın zurna'sının tek olduğu equal'lı falan zamanlarına kadar bu internet kullanımında olmamdan söylüyorum.

neyse uzatmayayım, bu sözlüğün bir geleceği olduğunu düşünmüyorum, hamaset için söylemiyorum. en azından (bkz: sözlüğün ekşi sözlüğe dönüşmesinden korkmak) başlığını açan biri olarak, hiçbir zaman o seviyeyi görmeyecek olduğu için söylüyorum - umarım yanılırım.

sene olacak 2021 hala yazar adı altında insanlar sol tarafta admine methiye başlığı falan açıyor, admin ekibi de okuyup böbürleniyodur falan. neyse böbürlensinler mühim değil,

efendime söyliyim 3 başlığın 1'i kesin ekşiyle ilgili,

forum tarzı alttaki, üstteki başlıklar açılıp oralarda falan yazılıyor,

ciddi anlamda silinen tanım içerik falan oluyor şimdi yazmayacağım silinmesin diye,

insanları, hukuki sınırları içerisinde özgü bırakmazsanız, bu sözlük sadece yerinde sayar vesselam.

daha yazacaktım ama yeter kim okuyor ki burada yazılanı, sizler iko başlıklarında, alttaki-üstteki başlıklarında yazmayı seversiniz.

gecenin saat 3'ü bunları yazarken bile emek veriyorum bu unutulmasın.
devamını gör...

sabahın bu saatinde nöbet tutan sözlükte takılan kişidir. sağ ol be.
devamını gör...

deniz kenarında bulunan kumların arasında yetişen beyaz ve uzun yapraklarıyla çok kibar bir görünüme sahip olan çiçek türü. her yerde yetişmemesi ve neslinin azalmaya başlaması sebebiyle görebilmek çok da kolay değil. bir gün seni bulup koklayacağım ruhumun saf, temiz ve güzel çiçeği.
devamını gör...

eskilere ait ama eskimeyen esprilerden birisidir.*

pandemi nedeniyle görüşemediğimiz birçok kişi oldu 2020 yılı boyunca... birçoğumuz ailesinden, sevdiklerinden uzak kaldı, onlara hasret kaldı. arkadaşlarımızdan, sevdiklerimizden, okulumuzdan, üniversitemizden vb. uzak kaldık, özledik. ha iş yerinden uzak kaldım ben gayet memnunum bu durumdan orası ayrı....

bence bu esprinin önemini artık anladık diye düşünüyorum. bence seneye görüşelim artık, keşke görüşelim, inşallah görüşelim....

o yüzden ben diyorum ki:

seneye görüşürüz!!!
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim