istihdam
üretim faktörlerinin fiili olarak üretime katılmasını ifade eden bir terimdir.
devamını gör...
sevilen şiirin en vurucu dizeleri
dürtme içimdeki narı üstümde beyaz gömlek var.
devamını gör...
kukla
başkalarına göre biz, bize göre başkaları.
bunlar kolay tanımlanır halleri, bir de kendi kendisinin kuklası olanlar var, onların işi zor, öyle 5 dakika süre verip bir kelime seçen insanlar gibi değil onlar*.
misal ben?
kimim, hangi bilinmeyen güçlerim şu anki halimi kontrol ediyor bilmiyorum, ben şu anda yelkenkaya'da bira içip yunanca şarkılar dinlemek istiyorum ama "içimdeki ben" tarafından iplerimden tutulup iskan edildiğim yer 2x2 metrekare bir oda.
sevmiyorum bu hali, o kadına söylücem kelimeleri kabulüm ama süresi kabusum.
bunlar kolay tanımlanır halleri, bir de kendi kendisinin kuklası olanlar var, onların işi zor, öyle 5 dakika süre verip bir kelime seçen insanlar gibi değil onlar*.
misal ben?
kimim, hangi bilinmeyen güçlerim şu anki halimi kontrol ediyor bilmiyorum, ben şu anda yelkenkaya'da bira içip yunanca şarkılar dinlemek istiyorum ama "içimdeki ben" tarafından iplerimden tutulup iskan edildiğim yer 2x2 metrekare bir oda.
sevmiyorum bu hali, o kadına söylücem kelimeleri kabulüm ama süresi kabusum.
devamını gör...
black cat white cat
türkçeye ak kedi kara kedi olarak çevrilen, yönetmen emir kustarica'nın oldukça komik bir filmi. film boyunca güzel balkan müziklerinin bol bol dinleyebilirsiniz.
devamını gör...
hicligindansi
bugün doğum günüymüş, doğum günü kutlu olsun, bu arada 13 temmuz da benim doğum günüm.*
(bkz: konuşurken konuyu sürekli kendisine getiren insan)
(bkz: konuşurken konuyu sürekli kendisine getiren insan)
devamını gör...
kitap bastırmak
wattpad kullanıcısı iseniz oldukça kolay olandır. 2017-2018 yılları arasında wattpad tonlarca kitap bastı sırf birkaç bin okuyucusu ve oyu var diye.
emre gül'ü biliyorsunuzdur; bastığı nar kitabının okuyucu sayısı kaçtı biliyor musunuz? 344 bin. (ilk basım zamanı baz alınmıştır)
344 bin okuyuculu kitabı bastı adamlar, hem de adını sanını duyurmuş bir yayıneviydi. malum yayınevi, evet.
eğer kitabınızı basacak olan yayınevi adını sanını duyurmuşsa ve iyi bir reklam geliriniz varsa hiç durmayın. emin olun en az 1 milyon kitleye ulaşırsınız. miraç çağrı aktaş, zeus kabadayı gibi yazar(!)lar nasıl bu kadar kitleye ulaştılar sanıyorsunuz? reklam ve yayınevi tabii ki. ha yok, ben yeteneğimle öne çıkayım derseniz; gogolun dar paltosu'nun da dediği gibi öncelikle yarışmalara ve dergilere yönelmelisiniz. başka türlüsü olmaz. şeyma subaşı'nın kitap çıkardığı bir devirdeyiz.
emre gül'ü biliyorsunuzdur; bastığı nar kitabının okuyucu sayısı kaçtı biliyor musunuz? 344 bin. (ilk basım zamanı baz alınmıştır)
344 bin okuyuculu kitabı bastı adamlar, hem de adını sanını duyurmuş bir yayıneviydi. malum yayınevi, evet.
eğer kitabınızı basacak olan yayınevi adını sanını duyurmuşsa ve iyi bir reklam geliriniz varsa hiç durmayın. emin olun en az 1 milyon kitleye ulaşırsınız. miraç çağrı aktaş, zeus kabadayı gibi yazar(!)lar nasıl bu kadar kitleye ulaştılar sanıyorsunuz? reklam ve yayınevi tabii ki. ha yok, ben yeteneğimle öne çıkayım derseniz; gogolun dar paltosu'nun da dediği gibi öncelikle yarışmalara ve dergilere yönelmelisiniz. başka türlüsü olmaz. şeyma subaşı'nın kitap çıkardığı bir devirdeyiz.
devamını gör...
bir anda her şeyi unutacakmış gibi olma hissi
neredeyse her gün aklıma düşen bir his. arabayı kullanmayı bir sonra ki gün unutursam? klavye kullanmayı bir kaç saat sonra unutursam ? gibi düşüncelere dalıyorum google'da araştırdığımda (bkz: anskiyete) bozukluğu olarak çıkıyor. ama tam olarakta öyle değil gibi. işin içinden çıkamadım.
devamını gör...
kıyıda köşede kalmış sözlük yazarı
kimseyi sallamadan tanımlarını yapan sözlük yazarıdır. aferindir ona.
devamını gör...
fransızca cümle bırak
la culture n'est pas un luxe mais un devoir imperieux.
(kültür, bir lüks değil, zorunlu ihtiyaçtır) .
(kültür, bir lüks değil, zorunlu ihtiyaçtır) .
devamını gör...
cenk’in arka bahçesi
yazdığı #467697 tanımı okuduktan sonra saygı duruşuna geçtiğim müzik üstadı. dolu dolu bir gençlik yaşamışsınız, kıskanmadım değil.
anlat abi seni dinliyorum...
anlat abi seni dinliyorum...
devamını gör...
şahmeran efsanesi
binlerce yıl önce yedi katlı yeraltında tarsus'ta yaşayan yılanlar vardı. meran adı verilen bu yılanlar, gerçekten akıllı ve şefkatli idi. onlar barış içinde yaşarlardı. meranların kraliçesine şahmeran denirdi. o genç ve güzel bir kadındı. efsaneye göre, şahmeran'ı gören ilk insan cemşab oldu. o, geçimi için odun satan fakir bir ailenin oğluydu. bir gün cemşab ve arkadaşları bal dolu bir mağara keşfederler. balı çıkarmak için cemşab'ı aşağıya indiren arkadaşları, paylarına daha çok bal düşmesi için onu orada bırakıp kaçarlar. cemşab mağarada bir delik görür ve buradan ışık sızdığını fark eder. cebindeki bıçak ile deliği büyütünce, ömründe görmediği kadar güzel bir bahçeye girer. bu bahçede eşi benzeri olmayan çiçekler ve bir havuz ile pek çok yılan görür. havuzun başındaki tahtta süt beyaz vücutlu bir yılan oturmaktadır. şahmeran'ın güvenini kazanan cemşab uzun yıllar bu bahçede yaşar. şahmeran ona tıp biliminin bilinmediklerini söyler. yıllar sonra, ailesini çok özlediğini söyleyip gitmek için yalvalıntıdır.un üzerine şahmeran da kendisini salıvereceğini, ancak yerini kimseye söylemeyeceğine dair söz vermesini ister.
şahmeran'a söz verip ailesine kavuşan cemşab uzun yıllar verdiği sözde durarak şahmeran'ın yerini kimseye söylememiş. bir gün ülkenin padişahı hastalanmış. vezir, hastalığın çaresinin şahmeran'ın etini yemek olduğunu söylemiş ve her yere haber salınmış. ülkenin veziri herkesi tek tek hamama sokmuş. sıra cemşab'a gelmiş. cemşab soyununca vezir cemşab'ın derisinde pullar olduğunu görünce cemşab'ı konuşturmayı başarmış. cemşab kuyunun yerini gösterince şahmeran bulunup dışarı çıkarılmış. şahmeran cemşab'a, "benim başımı kaynatıp padişaha içir, padişah kurtulsun, gövdemi de vezire içir, ölsün, kuyruğumu da kaynatıp sen iç, böylece lokman hekim ol" demiş. böylece vezir ölmüş, padişah da iyileşip cemşab'ı veziri yapmış. ve rivayete göre de cemşab böylece lokman hekim olmuş. efsaneye göre şahmeran'ın öldürüldüğünü yılanlar o günden beri bilmemektedirler. tarsus'un, şahmeran'ın öldürüldüğünü öğrenen yılanlar tarafından bir gün istila edileceği rivayet edilir.
not: alıntıdır.
devamını gör...
eluveitie
müzikte pagan ögelerini kullanır. spirit adlı bir parçası vardır. anti-militarist insanı bile bir çoşturur ki çekiç ve gürzlerle... yok hayır sahil kenarında sağlam koşturur.
devamını gör...
cahil insanların cahil olma nedenleri
sürekli "cahiller şöyle, cahiller böyle" diye konuşup kendi cehaletlerinin farkında olmamaları...
devamını gör...
çocuğu hangi spora başlatmalıyım sorunsalı
çocuğun karakteri ve istekleri göz önüne alınarak seçilmesi gerekir yoksa o spor çocuğa eğlence yerine eziyet olur.
devamını gör...
ilyada
batı edebiyatının temel taşlarından, insanlık tarihindeki bazı olaylara çok ilginç şekillerde etki etmiş, homeros zamanında yazıya geçirilmiş ve bugünkü hali yaklaşık 16 bin dizeden oluşan lirik destan.
yazarı homeros olarak bilinse de homeros'un lirik bir ozan olduğunu hatırladığımız takdirde aslında homeros'tan çok daha eski bir sözlü geleneğin ürünü olması olasıdır. homeros'a atfedilmesinin nedeni ise ilk kez homeros zamanında yazıya geçirilmiş olması olabilir. destanın günümüze dek tamamının korunmadığı düşünülür. çünkü konusu troya savaşı olsa da, destan dokuz yıllık savaşın sonlarındaki hepi topu 51 günü konu alır.
bu destanda troya savaşına dair neredeyse herkesin bildiği troya prensi paris'in hakemlik yaptığı güzellik yarışması, helen'in paris tarafından kaçırılması, şehrin tahta at hilesi ile alınması, akhilleus'un* topuğundan vurularak ölmesi gibi detaylar anlatılmaz. çünkü bu olaylar ilyada'da yer alan olaylardan ya çok önce yaşanmıştır ya da çok sonra. homeros bize savaşın içinden sunduğu bir kesitle bir yiğitlik destanı anlatır. bu nedenle ilyada, sevgilisi elinden alınan akhilleus'un öfkesi ile başlar ve hektor'un cenazesi ile sona erer.
bu eserde hektor, paris, akhilleus gibi isimlerin yanında ismi geçen çok büyük başka kahramanlar da vardır. zaten olaylar da hesiodos'un theogonia'da bahsettiği kahramanlar çağında geçmektedir, yani günümüz insanlığından bir önceki ve büyük kahramanların ve yarı-tanrıların yaşadığı kuşakta. bu nedenle bu destanda adı geçen karakterlerin günümüzde yaşayan insanlarla kıyaslanması mümkün değildir. onlar başka bir insan soyunun mensubudur.
kimdir bu karakterler?
yunanistan'dan gelen işgalciler olan akhalar tarafında:
- kralların kralı, bütün yunanistan'ın hakimi kral agamemnon;
- agamemnon'un kardeşi, helen'in kocası, sparta kralı menelaos;
- tanrılara kafa tutan, ares'i bile yaralayıp acılar içinde kıvrandıran büyük savaşçı diomedes;
- pylos'un bilge kralı ve akhaların en yaşlısı nestor;
- akhaların en zekisi, tahta at'ın mucidi, akhilleus'un dostu, homeros'un tabiriyle "çok akıllı odysseus";
- myrmidonların kralı, bir gözyaşının uğruna akhaların veba salgını çektiği, en büyük savaşçı, yarı tanrı akhilleus;
- akhilleus'un can yoldaşı patroklos,
- ve büyük savaşçılar telamon oğlu büyük aias(ajax) ile küçük aias(ajax).
diğer tarafta ise troya kentini denizin karşı yakasından gelen işgalcilere karşı savunan troyalılar ve onları destekleyen büyük anadolu ittifakı tarafında:
- troya'nın son kralı, paris ve hektor'un babası, ebeveynleri herakles* tarafından katledilen priamos ve karısı kraliçe hekabe;
- daha doğmadan önce kahinlerin kente yıkım getireceğini öngördüğü, doğar doğmaz kentten atılan, ida dağında* tanrıçalara güzellik yarışması hakemliği yapan, helen'in aşığı, troya'nın baş belası ve akhilleus'un katili paris;
- troya'nın veliaht prensi, priamos'un büyük oğlu, halkın gözbebeği ve şampiyonu hektor;
- troya'nın prensesleri, apollon tarafından lanetlenen, sözüne inanılmayan kahin kassandra (bkz: kassandra kompleksi) ve savaşın sonunda güvenle eve dönüş yapabilmek için rüzgar tanrılarına kurban edilen polyxena ((i: destanda isimleri geçmez));
- troya'nın yakılmasından sonra hayata kalanları kurtaran ve italya'ya gidip roma'nın kurucuları remus ve romulus'a atalık edecek olan prens aineias not: destanda adı geçmez, vergilius'un aeneis isimli eserinde anlatılır. ;
- likya'dan gelip kahramanca savaşan glaukos ve likya kralı sarpedon.
peki destanda anlatılan savaş gerçekten yaşanmış mıdır? yazıdan önceki devirleri anlatan bir hikaye olması nedeniyle bunu kesin olarak teyit edebilmenin bir olanağı yok. ancak troya kentinde yapılan kazılarda m.ö. 1200 civarına tarihlenen bir yangın tabakası bulunmuştur. bu yangın tabakasından sonra kentte bir önceki kültürün devam etmediği, batıya has bazı keramiklerin bulunduğu bilinmektedir. bundan, bu yangın tabakasının bir savaş sonucu oluşan bir yıkımı gösterdiği ve kente de yabancı bir bir işgalcinin hakim olduğu yorumları çıkarılmaktadır. yani troya savaşı gerçekten yaşandıysa, buna en yakın şey eldeki bu veridir. yine de kesin bir şey söylemek mümkün değil tabii.
gelecek entrylerde 24 bölüm ve 16 bin dizelik bu destanı okumak isteyip de gözü korkanlar ve üşenenler için ufak bir özet koyacağım diyerek entry'yi burada bitirelim.
yazarı homeros olarak bilinse de homeros'un lirik bir ozan olduğunu hatırladığımız takdirde aslında homeros'tan çok daha eski bir sözlü geleneğin ürünü olması olasıdır. homeros'a atfedilmesinin nedeni ise ilk kez homeros zamanında yazıya geçirilmiş olması olabilir. destanın günümüze dek tamamının korunmadığı düşünülür. çünkü konusu troya savaşı olsa da, destan dokuz yıllık savaşın sonlarındaki hepi topu 51 günü konu alır.
bu destanda troya savaşına dair neredeyse herkesin bildiği troya prensi paris'in hakemlik yaptığı güzellik yarışması, helen'in paris tarafından kaçırılması, şehrin tahta at hilesi ile alınması, akhilleus'un* topuğundan vurularak ölmesi gibi detaylar anlatılmaz. çünkü bu olaylar ilyada'da yer alan olaylardan ya çok önce yaşanmıştır ya da çok sonra. homeros bize savaşın içinden sunduğu bir kesitle bir yiğitlik destanı anlatır. bu nedenle ilyada, sevgilisi elinden alınan akhilleus'un öfkesi ile başlar ve hektor'un cenazesi ile sona erer.
bu eserde hektor, paris, akhilleus gibi isimlerin yanında ismi geçen çok büyük başka kahramanlar da vardır. zaten olaylar da hesiodos'un theogonia'da bahsettiği kahramanlar çağında geçmektedir, yani günümüz insanlığından bir önceki ve büyük kahramanların ve yarı-tanrıların yaşadığı kuşakta. bu nedenle bu destanda adı geçen karakterlerin günümüzde yaşayan insanlarla kıyaslanması mümkün değildir. onlar başka bir insan soyunun mensubudur.
kimdir bu karakterler?
yunanistan'dan gelen işgalciler olan akhalar tarafında:
- kralların kralı, bütün yunanistan'ın hakimi kral agamemnon;
- agamemnon'un kardeşi, helen'in kocası, sparta kralı menelaos;
- tanrılara kafa tutan, ares'i bile yaralayıp acılar içinde kıvrandıran büyük savaşçı diomedes;
- pylos'un bilge kralı ve akhaların en yaşlısı nestor;
- akhaların en zekisi, tahta at'ın mucidi, akhilleus'un dostu, homeros'un tabiriyle "çok akıllı odysseus";
- myrmidonların kralı, bir gözyaşının uğruna akhaların veba salgını çektiği, en büyük savaşçı, yarı tanrı akhilleus;
- akhilleus'un can yoldaşı patroklos,
- ve büyük savaşçılar telamon oğlu büyük aias(ajax) ile küçük aias(ajax).
diğer tarafta ise troya kentini denizin karşı yakasından gelen işgalcilere karşı savunan troyalılar ve onları destekleyen büyük anadolu ittifakı tarafında:
- troya'nın son kralı, paris ve hektor'un babası, ebeveynleri herakles* tarafından katledilen priamos ve karısı kraliçe hekabe;
- daha doğmadan önce kahinlerin kente yıkım getireceğini öngördüğü, doğar doğmaz kentten atılan, ida dağında* tanrıçalara güzellik yarışması hakemliği yapan, helen'in aşığı, troya'nın baş belası ve akhilleus'un katili paris;
- troya'nın veliaht prensi, priamos'un büyük oğlu, halkın gözbebeği ve şampiyonu hektor;
- troya'nın prensesleri, apollon tarafından lanetlenen, sözüne inanılmayan kahin kassandra (bkz: kassandra kompleksi) ve savaşın sonunda güvenle eve dönüş yapabilmek için rüzgar tanrılarına kurban edilen polyxena ((i: destanda isimleri geçmez));
- troya'nın yakılmasından sonra hayata kalanları kurtaran ve italya'ya gidip roma'nın kurucuları remus ve romulus'a atalık edecek olan prens aineias not: destanda adı geçmez, vergilius'un aeneis isimli eserinde anlatılır. ;
- likya'dan gelip kahramanca savaşan glaukos ve likya kralı sarpedon.
peki destanda anlatılan savaş gerçekten yaşanmış mıdır? yazıdan önceki devirleri anlatan bir hikaye olması nedeniyle bunu kesin olarak teyit edebilmenin bir olanağı yok. ancak troya kentinde yapılan kazılarda m.ö. 1200 civarına tarihlenen bir yangın tabakası bulunmuştur. bu yangın tabakasından sonra kentte bir önceki kültürün devam etmediği, batıya has bazı keramiklerin bulunduğu bilinmektedir. bundan, bu yangın tabakasının bir savaş sonucu oluşan bir yıkımı gösterdiği ve kente de yabancı bir bir işgalcinin hakim olduğu yorumları çıkarılmaktadır. yani troya savaşı gerçekten yaşandıysa, buna en yakın şey eldeki bu veridir. yine de kesin bir şey söylemek mümkün değil tabii.
gelecek entrylerde 24 bölüm ve 16 bin dizelik bu destanı okumak isteyip de gözü korkanlar ve üşenenler için ufak bir özet koyacağım diyerek entry'yi burada bitirelim.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının çektiği fotoğraflar
devamını gör...
erkeklerin kaba olması
be de istisnayim kardeşim. sözlüğün tüm erkeklerini bu başlık altında istisna olduklarını deklare etmeye davet ediyorum. valla hepimiz öyleyiz.
devamını gör...
istanbul sözleşmesi istanbul'un yeniden işgal edilmesidir
(bkz: y.a b.i s.g)
devamını gör...
recep yazıcıoğlu
ustaca planlanmış ve halen açığa net olarak çıkarılamamış bir suikast'e kurban giden vali.
erdal beşikçioğlu'nun oynadığı 2006 yapımı vali isminde bir film var aynı zamanda.
erdal beşikçioğlu'nun oynadığı 2006 yapımı vali isminde bir film var aynı zamanda.
devamını gör...