insanı en sakin anında bile sinir eden şeyler
hadsizlik.
devamını gör...
160 boyunda kızıl saçlı yeşil gözlü ince belli hafif sarışın kız
devamını gör...
affetmek
"insan dostunu düşmanından daha zor affediyor."
nietzsche ağladığında, ırvin d.yalom
nietzsche ağladığında, ırvin d.yalom
devamını gör...
sabırla beklenen şeyler
maske ve mesafenin son bulması.
devamını gör...
narsist
yunan mitolojisindeki narcissus isimli kahramandan gelen,
1914 yılında ilk defa freud tarafından kullanılan
kendini dış dünyadan soyutlayan
ben merkezi olan
anlamına gelen kelimedir.
1914 yılında ilk defa freud tarafından kullanılan
kendini dış dünyadan soyutlayan
ben merkezi olan
anlamına gelen kelimedir.
devamını gör...
yaşam nedir
yaşanmışlık ve yaşanmamışlıkların toplamıdır. sonsuzlukta kimi zaman kabus, kimi zaman güzel bir rüyadır. kimilerine bir karın tokluğu, kimilerine göre barınmaktır. bir düşünüre göre, kendini yakmak yine de ısınamamaktır yaşam.
devamını gör...
ayraç olarak kullanılan nesneler
"yara bandı."
tesadüfen kitabımın arasında bulduğum bir zamandan sonra kullanmaya başladım.
oldukça da anlamlı hissettiriyor. özellikle sıkıntılı bir zamanımda kitabın arasından çıktığında beni baya bir etkilemiş, eskisi gibi güçlenmem gerektiğini hatırlatmıştı. o zamandan beridir bazen bırakıyorum. yaralarımı hep kendim sarıp devam ettiğimi, bu sefer de öyle yapacağımı hatırlatıyor bana...
tesadüfen kitabımın arasında bulduğum bir zamandan sonra kullanmaya başladım.
oldukça da anlamlı hissettiriyor. özellikle sıkıntılı bir zamanımda kitabın arasından çıktığında beni baya bir etkilemiş, eskisi gibi güçlenmem gerektiğini hatırlatmıştı. o zamandan beridir bazen bırakıyorum. yaralarımı hep kendim sarıp devam ettiğimi, bu sefer de öyle yapacağımı hatırlatıyor bana...
devamını gör...
meja (yazar)
belirli bir profil çizmeyen*, çok yönlü yazarlardan. kimsenin ciddiye almadığı, iki kelimeden uzun tanım yazmadığı başlıkları detaylandırması ve açıklaması hoşuma gidiyor. bilimsel başlıklarını da anlayabildiğim kadarıyla okuyorum ama keşke eğitim hayatımda en zorlandığım alan fizik olmasaydı.
devamını gör...
edward bernays
sigmund freud'un yeğeni olan edward bernays, "halkla ilişkilerin babası" olarak anılır. kendisine propagandadın kurucusu da diyebiliriz.
dayısı sigmund freud kadar bilinmese de, edward bernays modern dünyanın şekillenmesinde en büyük paylardan birisine sahip. tüketen insan modelinin oluşumunda ve insanın ihtiyacı olmayanı da istemesinde yapmış olduğu çalışmalar büyük öneme sahip. freud'un fikirlerini, kitle manipülasyonu için kullanmış olan edward bernays, aslında şu anki dünyayı anlamak için en önemli kaynaklardan birisi olabilir.
bernays'ın fikirlerinden yararlandığı bir diğer önemli kişi ise gustave le bon'dur. kitlelerin psikolojisi üzerine çalışmalar yapan le bon'a göre, kitleler bir çobanı olmadan kendisine yardım edemez. bu noktada ortaya çıkacak bir güçlü kişilik, yönetilmek isteyen kitlelere kendi isteklerini kabul ettirebilecektir.
tüm bunların ışığında bernays, zihninde tüm parçaları birleştirmişti. ilk işi bir halkla ilişkiler konseyi kurmak oldu.
savaş bitmiş, üretim artmış, devletler bu üretimin pazarda olan talebini artırmak istiyordu. temel amaç, toplumu ihtiyacı olmayanı da almaya ikna etmekti. bu noktada da sahneye edward bernays çıkıyordu.
new york bankaları şirketlere süpermarket kurulması için fon sağlamaya başladı. amaç bahsettiğimiz gibi artan üretimin pazarını oluşturmak, ihtiyaç denilen olgunun tanımını baştan yapmaktı.
bernays işe kadın dergilerinin yaygınlaştırılması ile başladı. ürünler reklamlar ve film yıldızları ile tanıtılıyordu. bernays ayrıca filmlerin içinde ürün tanıtımı da başlatmıştı. süpermarketlerin algısını değiştirip marketlerde moda gösterileri düzenledi. ayrıca bazı ürünlerin insan psikolojisine iyi geldiğini söyleyen psikolog raporları yazdıran da yine bernays'in ta kendisiydi.
bernays'ın oluşturmak istediği algı şuydu: "satın aldığınız şeyleri sadece ihtiyaçtan almadınız, kendinizi nasıl gördüğünüzü başkalarına göstermek için de aldınız."
bernays'ın en bilindik çalışması ise kadınları sigara içmeye ikna etmesidir. o yıllarda kadınların sigara içmesi bir tabuydu. bernays da sigara şirketlerinin müşteri çerçevesine kadınları da ekleyebilmesi için bir çalışma yaptı. bir grup kadının eline sigara alıp yürüyüş yapmalarını istedi. bu eylemde, sigara ateşinin özgürlük meşalesi olarak anılmasını sağladı. böylece sigara içen kadın güçlü ve bağımsızdır düşüncesini topluma empoze etti. ayrıca renk renk sigara paketi üretilmesini tavsiye ederek, kadınların kıyafetlerine uygun paket taşımasına olanak sağladı.
yapmış olduğu bir diğer çalışma ise kahvaltının sağlık üzerine etkisi konulu reklamlar ile domuz pastırması ve yumurtanın kahvaltıda temel besinler olmasını sağlamaktı. bunun sonucunda domuz pastırması satışlarını ikiye katlamıştır.
sadece bu iki olay bile onun aslında şu anki toplumun oluşmasında bir kilometre taşı olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. o tüketicilik dalgasının başlatanı olmuştu. şimdi o dalgalar dev bir tsunamiye dönüştü.
dayısı sigmund freud kadar bilinmese de, edward bernays modern dünyanın şekillenmesinde en büyük paylardan birisine sahip. tüketen insan modelinin oluşumunda ve insanın ihtiyacı olmayanı da istemesinde yapmış olduğu çalışmalar büyük öneme sahip. freud'un fikirlerini, kitle manipülasyonu için kullanmış olan edward bernays, aslında şu anki dünyayı anlamak için en önemli kaynaklardan birisi olabilir.
bernays'ın fikirlerinden yararlandığı bir diğer önemli kişi ise gustave le bon'dur. kitlelerin psikolojisi üzerine çalışmalar yapan le bon'a göre, kitleler bir çobanı olmadan kendisine yardım edemez. bu noktada ortaya çıkacak bir güçlü kişilik, yönetilmek isteyen kitlelere kendi isteklerini kabul ettirebilecektir.
tüm bunların ışığında bernays, zihninde tüm parçaları birleştirmişti. ilk işi bir halkla ilişkiler konseyi kurmak oldu.
savaş bitmiş, üretim artmış, devletler bu üretimin pazarda olan talebini artırmak istiyordu. temel amaç, toplumu ihtiyacı olmayanı da almaya ikna etmekti. bu noktada da sahneye edward bernays çıkıyordu.
new york bankaları şirketlere süpermarket kurulması için fon sağlamaya başladı. amaç bahsettiğimiz gibi artan üretimin pazarını oluşturmak, ihtiyaç denilen olgunun tanımını baştan yapmaktı.
bernays işe kadın dergilerinin yaygınlaştırılması ile başladı. ürünler reklamlar ve film yıldızları ile tanıtılıyordu. bernays ayrıca filmlerin içinde ürün tanıtımı da başlatmıştı. süpermarketlerin algısını değiştirip marketlerde moda gösterileri düzenledi. ayrıca bazı ürünlerin insan psikolojisine iyi geldiğini söyleyen psikolog raporları yazdıran da yine bernays'in ta kendisiydi.
bernays'ın oluşturmak istediği algı şuydu: "satın aldığınız şeyleri sadece ihtiyaçtan almadınız, kendinizi nasıl gördüğünüzü başkalarına göstermek için de aldınız."
bernays'ın en bilindik çalışması ise kadınları sigara içmeye ikna etmesidir. o yıllarda kadınların sigara içmesi bir tabuydu. bernays da sigara şirketlerinin müşteri çerçevesine kadınları da ekleyebilmesi için bir çalışma yaptı. bir grup kadının eline sigara alıp yürüyüş yapmalarını istedi. bu eylemde, sigara ateşinin özgürlük meşalesi olarak anılmasını sağladı. böylece sigara içen kadın güçlü ve bağımsızdır düşüncesini topluma empoze etti. ayrıca renk renk sigara paketi üretilmesini tavsiye ederek, kadınların kıyafetlerine uygun paket taşımasına olanak sağladı.
yapmış olduğu bir diğer çalışma ise kahvaltının sağlık üzerine etkisi konulu reklamlar ile domuz pastırması ve yumurtanın kahvaltıda temel besinler olmasını sağlamaktı. bunun sonucunda domuz pastırması satışlarını ikiye katlamıştır.
sadece bu iki olay bile onun aslında şu anki toplumun oluşmasında bir kilometre taşı olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. o tüketicilik dalgasının başlatanı olmuştu. şimdi o dalgalar dev bir tsunamiye dönüştü.
devamını gör...
taklacı güvercin
uğruna büyük masrafa girilebilen güvercin cinsi. böyle bir tanıdığımın sadece bu güvercinleri beslemek için teraslı çatı katı alıp düzenlemişlği var. ara ara şehirdışına gider sadece kuş satılan açık artrmalara katılır. gerçekten huzur bulduğunu söyler.
devamını gör...
bir iktidar ne zaman yıkılır
ibni haldun'un muazzam öngörüsü;
“beşinci evre ölçüsüzlük ve israftır. bu aşamada hanedan [iktidar] kendisinden öncekilerin birikimlerini sorumsuzca şatafat ve gösterişe harcar. bunun yanı sıra en yakınındaki aile efradına da oldukça cömert davranır. bu yüzden etrafına toplumun en karaktersiz en kötü insanlarını çeker. bunlara [liyakat sahibi olmadıkları için] altından kalkamayacak görevler yükler, sorumluluklar verir. tabii [liyakat sahibi olmayan] bu insanlar bu görevlerin altından kalkamazlar; neyin öncelikli neyin sonra yapılması gerektiğini bilmeden karar verirler. dolayısıyla eski devlet görevlilerinin itirazlarına ve hatta eski dönemin [rejimin] insanlarının tepkisine neden olur. hatta insanlar ondan [hanedan] nefret etme derecesine gelir.
bunun sonucunda insanlar ondan uzaklaşır ve onu bir başına bırakırlar. ardından askerlerinin [taraftarlarının] maaşlarını ve ödeneklerini bile ödeyemez hale gelir çünkü onlara dağıtılması gereken paraları kendi işlerine harcar. kapılarını halka kapatır, insanlardan uzaklaştıkça söz dinlemez olur, etrafına etten duvar örer.
en sonunda kendisinden önceki dönemlerde inşa edilmiş bütün eserleri tahrip eder, onları yıkar ve ardından [toplumsal] enkaz bırakır. >> bu artık kronik hastalık belirtisidir ve bundan kurtuluş yoktur. iyileşme umudu tükendiği için kendi içine çökerek yıkılır.”
dünyayı değiştiren düşünürler, c.5, ibni haldun s.453-454
“beşinci evre ölçüsüzlük ve israftır. bu aşamada hanedan [iktidar] kendisinden öncekilerin birikimlerini sorumsuzca şatafat ve gösterişe harcar. bunun yanı sıra en yakınındaki aile efradına da oldukça cömert davranır. bu yüzden etrafına toplumun en karaktersiz en kötü insanlarını çeker. bunlara [liyakat sahibi olmadıkları için] altından kalkamayacak görevler yükler, sorumluluklar verir. tabii [liyakat sahibi olmayan] bu insanlar bu görevlerin altından kalkamazlar; neyin öncelikli neyin sonra yapılması gerektiğini bilmeden karar verirler. dolayısıyla eski devlet görevlilerinin itirazlarına ve hatta eski dönemin [rejimin] insanlarının tepkisine neden olur. hatta insanlar ondan [hanedan] nefret etme derecesine gelir.
bunun sonucunda insanlar ondan uzaklaşır ve onu bir başına bırakırlar. ardından askerlerinin [taraftarlarının] maaşlarını ve ödeneklerini bile ödeyemez hale gelir çünkü onlara dağıtılması gereken paraları kendi işlerine harcar. kapılarını halka kapatır, insanlardan uzaklaştıkça söz dinlemez olur, etrafına etten duvar örer.
en sonunda kendisinden önceki dönemlerde inşa edilmiş bütün eserleri tahrip eder, onları yıkar ve ardından [toplumsal] enkaz bırakır. >> bu artık kronik hastalık belirtisidir ve bundan kurtuluş yoktur. iyileşme umudu tükendiği için kendi içine çökerek yıkılır.”
dünyayı değiştiren düşünürler, c.5, ibni haldun s.453-454
devamını gör...
eş cinselliğe karşı çıkanları aşağılamaya kalkmak
doğadan bahsediyorsun da eşcinsellik diğer canlılarda da mevcut. 'çoğalmama' gibi bir sorun da yaratmıyor, hetero nüfusa göre oranı belli ve dünyada çiftleşmeyi bekleyen son pandalar değiliz. aşağılamaktan dem vurmuşsun ancak bu tarz başlıkların ters psikoloji icerdigini düşünüyorum. sözlükte sürekli islama hakaret edildiğini iddia eden bir başlık okumuştum ve onu görene kadar dine hakaret eden bir yazı grubu görmemiştim. şimdi de sizi aşağılayan bir yazı göremiyorum, acaba 20 yıllık mağdur iktidarına özenmiş olabilir misiniz?
devamını gör...
babacan döneminde bakanlar boş kağıt imzalıyormuş
sorun şu ki, kimse bulunduğu yerden ayrılmadan önce konuşmuyor. doğal olarak artık ne kadar doğru söylerlerse söylesinler, ne kadar önemli itiraflarda bulunurlarsa bulunsunlar, ayrıldıkları partilere oy verenler tarafından inanılırlıkları sorgulanıyor. zamanında konuşacaksınız ki seçmen de gözünü açsın. böyle geç söylüyorsunuz doğruları, birileri çıkıp "partide yer edinemedi diye iftira atıyor" diye dinlemiyor bile.
yazık be bize! filler tepişsin, biz arada ezilelim değil mi hep? hoooff!
yazık be bize! filler tepişsin, biz arada ezilelim değil mi hep? hoooff!
devamını gör...
ikili ilişkilerde sık yapılan hatalar
hayatınıza biri girdiğinde ailenizi, arkadaşlarınızı ihmal etmek bu listede en başı çeker. akabin de bireysel hobi ve sosyalliğin ortadan kalkması, siyam ikizi gibi yapışık yaşama gelir. çiftler birbirine yaşam alanı bırakmalı, birey olduklarını unutup her şeyi birlikte yapma güdüsünden sıyrılmalı ancak o zaman monotonluktan uzak ve daha kalıcı bir beraberlik sağlanabilir.
devamını gör...
kendi işini kuracaklara tavsiyeler
çok kaybettim , yazmak istedim.
1) pazar araştırmasını iyi yapın, kesinlikle bilmediğiniz çok şey var.
2) ürün alımı yaptığınızda aslında o ürünü daha ucuza alabilceğinizi bilin. o en ucuzu değildi.
3)lütfen söze dayalı, sözleşmesiz iş yapmayın.herkes vazgeçer.
4)personelle samimi olmayın sert ve kuralcı olun.maaşını gününde yatırın. kesinlikle az personelle çalışın.
5)yapabildiğinin en iyisini yapma, bu en doğrusu olmayabilir. normal standartları ilgi çekici yapmaya çalış. düşük maliyet çok önemli.
6)matematiğe inan, elektrik tüketimine kadar hesapla.
7)mobilya, ekipman v.s ömürlük alma ekonomik olsun.çok cimri ol her konuda.
8)her gün yarım saat kağıt kalem elinde yapacağın işleri analiz et, yeterince zeki değilsin çok kafa yorman gerekir.
9)işe ilk sen git, en son sen çık.
10)eşine işle ilgili sorunları anlatma
11)kimsenin yanında sarhoş olmayın, özellikle iş çevrenizden birileri varsa. bir kadeh için ikinciyi ağzınıza sürmeyin.
bu sayede en az zararla batabilirsiniz.üzgünüm burası türkiye.burda çalışana ekmek yok.
1) pazar araştırmasını iyi yapın, kesinlikle bilmediğiniz çok şey var.
2) ürün alımı yaptığınızda aslında o ürünü daha ucuza alabilceğinizi bilin. o en ucuzu değildi.
3)lütfen söze dayalı, sözleşmesiz iş yapmayın.herkes vazgeçer.
4)personelle samimi olmayın sert ve kuralcı olun.maaşını gününde yatırın. kesinlikle az personelle çalışın.
5)yapabildiğinin en iyisini yapma, bu en doğrusu olmayabilir. normal standartları ilgi çekici yapmaya çalış. düşük maliyet çok önemli.
6)matematiğe inan, elektrik tüketimine kadar hesapla.
7)mobilya, ekipman v.s ömürlük alma ekonomik olsun.çok cimri ol her konuda.
8)her gün yarım saat kağıt kalem elinde yapacağın işleri analiz et, yeterince zeki değilsin çok kafa yorman gerekir.
9)işe ilk sen git, en son sen çık.
10)eşine işle ilgili sorunları anlatma
11)kimsenin yanında sarhoş olmayın, özellikle iş çevrenizden birileri varsa. bir kadeh için ikinciyi ağzınıza sürmeyin.
bu sayede en az zararla batabilirsiniz.üzgünüm burası türkiye.burda çalışana ekmek yok.
devamını gör...
whatsapp'ı silen insan
tam bir sene kullanmamışlığım var. lakin çalışma arkadaşlarınız size vebalı gözüyle bakıyor. resmen ötekileştirilip cancel karadeliğinin uçlarında buluyorsunuz kendinizi. bana inanmıyorsanız bir günlüğüne de olsa silmeyi deneyin. abartmadığımı anlayacaksınız.
hayatımda hiç kimseyi hiç bir yerden stalklamış insan değilim. istesem de stalklayamam zaten. zira hiç bir sosyal medya hesabım da yok. yemin ediyorum bunu söyleyince bana öcü gibi bakan insanlar oldu.
wp yi de sevgilimden ayrıldıktan sonra silmiştim. zira salak salak günde sekiz defa oradan resmine bakıp ağlamaktan gebereceğimi biliyordum. çok şükür bir sene sonra yükleyince öyle bir hıyarlık etmedim. tekrar yükleyeli 3 hafta kadar oldu. edeceğimi de sanmam bu saaten sonra.
hayatımda hiç kimseyi hiç bir yerden stalklamış insan değilim. istesem de stalklayamam zaten. zira hiç bir sosyal medya hesabım da yok. yemin ediyorum bunu söyleyince bana öcü gibi bakan insanlar oldu.
wp yi de sevgilimden ayrıldıktan sonra silmiştim. zira salak salak günde sekiz defa oradan resmine bakıp ağlamaktan gebereceğimi biliyordum. çok şükür bir sene sonra yükleyince öyle bir hıyarlık etmedim. tekrar yükleyeli 3 hafta kadar oldu. edeceğimi de sanmam bu saaten sonra.
devamını gör...
brothers düğüm salonu radyo yayını
yine çok eğlenceli geçeceğine eminim olduğum radyo yayını.
gelelim eski takıntılarıma.
bayram şekerlerinin ambalajını dümdüz edip katlamadan rahat edemezdim.
meyve suyu kutularını açıp düzleştirirdim*. gerçi bu her tür kutu için geçerli. tuhaf bir mutluluk verirdi bana.
son olarak, açık çekmece görmekten hala hoşlanmam.
ek olarak,
bir arkadaşım saçlarındaki kırıkları ikiye ayırmadan edemezdi.
başka bir arkadaşım bir ayağımıza bastı mı diğerine de basardı.
yine başka bir arkadaşım lokum çok severdi ama lokuma dokunamazdı.
gelelim eski takıntılarıma.
bayram şekerlerinin ambalajını dümdüz edip katlamadan rahat edemezdim.
meyve suyu kutularını açıp düzleştirirdim*. gerçi bu her tür kutu için geçerli. tuhaf bir mutluluk verirdi bana.
son olarak, açık çekmece görmekten hala hoşlanmam.
ek olarak,
bir arkadaşım saçlarındaki kırıkları ikiye ayırmadan edemezdi.
başka bir arkadaşım bir ayağımıza bastı mı diğerine de basardı.
yine başka bir arkadaşım lokum çok severdi ama lokuma dokunamazdı.
devamını gör...



