geceye bir kadın yalanı bırak
ben kıskanç biri değilim.
devamını gör...
kur’an’ı anlayamazsınız
akla "kraldan çok kralcı olmak" deyimini getiren cümle.
düzgün bir şekilde okumak ve özümsemek ile dünya üzerinde anlaşılamayacak bir şey yoktur.
ayrıca dinimizdeki ilk emir de, "oku"dur.
düzgün bir şekilde okumak ve özümsemek ile dünya üzerinde anlaşılamayacak bir şey yoktur.
ayrıca dinimizdeki ilk emir de, "oku"dur.
devamını gör...
nedir bu kadar zor olan sorusu
durup dururken mutlu olmak. biliyorum, biraz tuhaf ama bence insan hiç bir şey olmasa bile mutlu olmalı.
devamını gör...
çok sevmek
bazen birini çok seversin ama ona iyi gelmezsin.
sadakatsiz selçuk repliği.
o kadar doğruki.
bu duruma uygun bir şarkı vardı.
ne çok dinlemiştim.
şarkı da mazi oldu, mazi de.
sadakatsiz selçuk repliği.
o kadar doğruki.
bu duruma uygun bir şarkı vardı.
ne çok dinlemiştim.
şarkı da mazi oldu, mazi de.
devamını gör...
psikologların aşırı ücret talep etmesi
insanımızın bu kadar gergin olmasının öncelikli sebebi aynı zamanda verilen parayla psikolojinin ciddi manada daha da bozulması gerçeği.
toplumda görece alt kesime ait insanımız kesinlikle ama kesinlikle iyi bir psikoloğa gidemiyor. devlet hastanelerindeki psikologlara gitsen zaten dinliyorlar mı dinlemiyorlar mı belli bile değil hadi diyelim özel bir psikoloğa gittin bu sefer para yetiştiremiyorsun. psikologlar para kazanmasın demiyorum ama buna gerçekten bir el atılması şart artık.
kendimden örnek vereyim çok aradığım, soruşturduğum bir psikoloğa gitmiştim zamanında ücreti 400 tl idi. 3-4 seans gittim bu arada ama ne yazık ki psikolog sandığım kadar iyi değilmiş, anlaşamadık da zaten bir yerden sonra ben de bırakmak istediğimi söyledim 1600 tl boşuna harcamış oldum. şimdi diyeceksiniz ki ee kardeşim madem öyle daha ucuz birini bulsaydın veya paran yoksa gitmeseydin. tamam ben 400 tl veremeyecek biri değilim ama bu parayı vereceğim kişi de bunu hak edebilmeli ondan bahsediyorum. gittiğim kişi gerçekten iyi olsaydı paramın hesabını zaten yapmazdım. kadına derdimi anlattım şaka gibi ne dese beğenirsiniz "hıhım evet, ben sizi tabii ki anlıyorum. sizi yargılıyorum gibi düşünmeyin ama bu yaşadıklarınız gündelik hayatta zaten normal olan şeyler." bak bak bak normal şeylermiş ben de ona "ul*n or*******pu çocuğu senin için normal olan şey benim için değil her insanın bünyesi aynı mı? psikoloji mi yoksa hukuk mezunu musun?" diyemedim tabi çünkü çok sakin, nazik rolü yapan biriydi. sesi de hipnoz edici derecede etkili ve naifti. sürekli hıhım, hmm, hıhı demeleri de zaten ayrı bir dert. kadın görüşme odasına girer girmez başlıyordu hıhım, hımmm, heımmm demeye ilk seansta çok şaşırmıştım ne yapıyor lan bu diye swh. para mevzusuna dönecek olursak yaşadığım yerde en düşük seans ücreti 400'den başlıyor o yüzden yapacak bir şey de yok. 400 tl'yi bir çocuğa verip o da bana sürekli "hmm" yapsa daha az üzülürdüm.
tabi bu benim şanssızlığım veya aptallığım artık ne derseniz deyin. şöyle de düşünebilirsiniz madem o psikologla anlaşamadın başka birine gitseydin. ben gitmesine giderim (ama sabrım yok) peki gidemeyen biri ne yapacak? bir o kadar parayı da yine başka bir psikoloğun iyi veya kötü olmasını anlayana kadar harcayacak mı? kişinin buna gücü var mı? başlıkta bahsedilen konu tam olarak bu.
benim de tanıdığım psikolog arkadaşlarım oldu zamanında ne zaman konusu açılsa idealist ve mesleğini iyi kullanmak isteyen kişilerin geçtiği eğitimlerin çok pahalı olduğunu bu gideri karşılamak için seanslara fazla ücret talep edildiğini falan söylediler. doğrudur yanlıştır bilemem orasını şayet öyleyse bu konuda gerekli mercilerin de bir kolaylık sağlaması lazım. ya psikolog adaylarının eğitimi için bir kolaylık ya da danışanların bütçesi için bir kolaylık yaratılmalı bir şekilde.
son olarak bu kadar sövdük biraz da övelim. yukarıdaki yazdıklarımdan şunu çıkarmayın sakın "tamam anladık psikoloğa anlatacağım şeyi bir başka tanıdığıma da anlatsam demek ki aynı şey olacak." hayır öyle değil arkadaşlar. bir psikologla dertleşmekle bir yakınınızla dertleşmek arasında dağlar kadar fark var. her şeyden önce her ne kadar yakınınız olsa da ona açamayacağınız birtakım sırlar vardır ama "iyi" bir psikologla çalışırken onun sizi tanımaması, yargılamaması, gizlilik ilkeleri falan sandığınızdan çok çok daha önemli şeyler. gerçekten ihtiyacınız varsa psikolojik destek alın ama doktoru iyi araştırın apartmandan bozma üniversitelerden mezun olanları, para manyaklarını veya medya fenomeni olanlarına asla gitmeyin.
toplumda görece alt kesime ait insanımız kesinlikle ama kesinlikle iyi bir psikoloğa gidemiyor. devlet hastanelerindeki psikologlara gitsen zaten dinliyorlar mı dinlemiyorlar mı belli bile değil hadi diyelim özel bir psikoloğa gittin bu sefer para yetiştiremiyorsun. psikologlar para kazanmasın demiyorum ama buna gerçekten bir el atılması şart artık.
kendimden örnek vereyim çok aradığım, soruşturduğum bir psikoloğa gitmiştim zamanında ücreti 400 tl idi. 3-4 seans gittim bu arada ama ne yazık ki psikolog sandığım kadar iyi değilmiş, anlaşamadık da zaten bir yerden sonra ben de bırakmak istediğimi söyledim 1600 tl boşuna harcamış oldum. şimdi diyeceksiniz ki ee kardeşim madem öyle daha ucuz birini bulsaydın veya paran yoksa gitmeseydin. tamam ben 400 tl veremeyecek biri değilim ama bu parayı vereceğim kişi de bunu hak edebilmeli ondan bahsediyorum. gittiğim kişi gerçekten iyi olsaydı paramın hesabını zaten yapmazdım. kadına derdimi anlattım şaka gibi ne dese beğenirsiniz "hıhım evet, ben sizi tabii ki anlıyorum. sizi yargılıyorum gibi düşünmeyin ama bu yaşadıklarınız gündelik hayatta zaten normal olan şeyler." bak bak bak normal şeylermiş ben de ona "ul*n or*******pu çocuğu senin için normal olan şey benim için değil her insanın bünyesi aynı mı? psikoloji mi yoksa hukuk mezunu musun?" diyemedim tabi çünkü çok sakin, nazik rolü yapan biriydi. sesi de hipnoz edici derecede etkili ve naifti. sürekli hıhım, hmm, hıhı demeleri de zaten ayrı bir dert. kadın görüşme odasına girer girmez başlıyordu hıhım, hımmm, heımmm demeye ilk seansta çok şaşırmıştım ne yapıyor lan bu diye swh. para mevzusuna dönecek olursak yaşadığım yerde en düşük seans ücreti 400'den başlıyor o yüzden yapacak bir şey de yok. 400 tl'yi bir çocuğa verip o da bana sürekli "hmm" yapsa daha az üzülürdüm.
tabi bu benim şanssızlığım veya aptallığım artık ne derseniz deyin. şöyle de düşünebilirsiniz madem o psikologla anlaşamadın başka birine gitseydin. ben gitmesine giderim (ama sabrım yok) peki gidemeyen biri ne yapacak? bir o kadar parayı da yine başka bir psikoloğun iyi veya kötü olmasını anlayana kadar harcayacak mı? kişinin buna gücü var mı? başlıkta bahsedilen konu tam olarak bu.
benim de tanıdığım psikolog arkadaşlarım oldu zamanında ne zaman konusu açılsa idealist ve mesleğini iyi kullanmak isteyen kişilerin geçtiği eğitimlerin çok pahalı olduğunu bu gideri karşılamak için seanslara fazla ücret talep edildiğini falan söylediler. doğrudur yanlıştır bilemem orasını şayet öyleyse bu konuda gerekli mercilerin de bir kolaylık sağlaması lazım. ya psikolog adaylarının eğitimi için bir kolaylık ya da danışanların bütçesi için bir kolaylık yaratılmalı bir şekilde.
son olarak bu kadar sövdük biraz da övelim. yukarıdaki yazdıklarımdan şunu çıkarmayın sakın "tamam anladık psikoloğa anlatacağım şeyi bir başka tanıdığıma da anlatsam demek ki aynı şey olacak." hayır öyle değil arkadaşlar. bir psikologla dertleşmekle bir yakınınızla dertleşmek arasında dağlar kadar fark var. her şeyden önce her ne kadar yakınınız olsa da ona açamayacağınız birtakım sırlar vardır ama "iyi" bir psikologla çalışırken onun sizi tanımaması, yargılamaması, gizlilik ilkeleri falan sandığınızdan çok çok daha önemli şeyler. gerçekten ihtiyacınız varsa psikolojik destek alın ama doktoru iyi araştırın apartmandan bozma üniversitelerden mezun olanları, para manyaklarını veya medya fenomeni olanlarına asla gitmeyin.
devamını gör...
sözlükten tayber doğan'ı alın geri neyi kalır ki
biz daha ölmedik.
devamını gör...
sözlük yazarlarının gittikleri ilk yabancı ülke
bosna hersek.
cennet gibi bir yer.
karadeniz bölgesi'nin çekilip dümdüz yapılmış halini düşünün, aynı öyle.
cennet gibi bir yer.
karadeniz bölgesi'nin çekilip dümdüz yapılmış halini düşünün, aynı öyle.
devamını gör...
çok fena cehaletin döndüğü düşünülen yerler
insanların düşüncelerini anlattığı yerlerin %95’i.
devamını gör...
ağlarken aynaya bakmak
duruma göre ya insanın moralini "beni ne hale getirdiler" şeklinde daha çok bozan ya da "ağlarken gözlerimin rengi ne güzel oluyor" şeklinde moralini yerine getiren garip davranış biçimidir.
devamını gör...
libido ve zeka ilişkisi
birçok kişiye göre tartışmaya açık kabul edilebilecek ilişki.
canımın içi nikola tesla'cığım özetle der ki; bir bilim insanının tutkusu çok yüksektir ama bu tutkuyu mesela bir kadına yöneltirse, bilim adına yapabileceği pek bir şey kalmaz. tüm tutkusunu bilime yönlendirirse başarı kaçınılmazdır.
buna katılmayanlar illa ki olacaktır ama ben katılıyorum. şu yüzden: bütün insanların kendini kontrol etme mekanizması çok güçlü olmayabilir. bazı insanlar bir ilişkiyi "tadında bırakarak" yani karşısındakini hayatında tam da olması gereken yere koyarak yaşayabilir ama bazı insanlar aşırı duygusal olduğundan bunu kontrol edemeyebilir. en ufak tartışmada, en ufak ayrılıkta dağılabilir. bilim insanı da olsa bu değişmez çünkü sonuçta onlar da insan ve duyguları var. bu nedenle, tutkuyu nereye ve ne kadar yöneltebileceğiniz kişiden kişiye değişecek bir durum bence.
ikinci nokta şu; insan boş oturunca aklına genellikle boş işler gelir. "boş bir kafa şeytanın çalışma masasıdır" derler. ne kadar çok çalışırsanız, başınızı kaşıyacak vaktiniz ne kadar az olursa, başka işlere kafa yorma ihtimaliniz de o derece az olur. bu nedenle herhangi bir hedefe sıkı sıkıya bağlı olan, mesela bir icat ya da keşif yapma derdinde olan kişinin düşüneceği en son şey seks olabilir.
neyse uzatmıyorum konuyu. bunun bir şeyleri bastırmakla ilgisi olduğunu düşünmüyorum. bu biraz, insanın zekâ seviyesi nedeniyle ona kendiliğinden yüklenen default bir özellik bence.
konu doğrudan bu değil belki ama bu da bonus
canımın içi nikola tesla'cığım özetle der ki; bir bilim insanının tutkusu çok yüksektir ama bu tutkuyu mesela bir kadına yöneltirse, bilim adına yapabileceği pek bir şey kalmaz. tüm tutkusunu bilime yönlendirirse başarı kaçınılmazdır.
buna katılmayanlar illa ki olacaktır ama ben katılıyorum. şu yüzden: bütün insanların kendini kontrol etme mekanizması çok güçlü olmayabilir. bazı insanlar bir ilişkiyi "tadında bırakarak" yani karşısındakini hayatında tam da olması gereken yere koyarak yaşayabilir ama bazı insanlar aşırı duygusal olduğundan bunu kontrol edemeyebilir. en ufak tartışmada, en ufak ayrılıkta dağılabilir. bilim insanı da olsa bu değişmez çünkü sonuçta onlar da insan ve duyguları var. bu nedenle, tutkuyu nereye ve ne kadar yöneltebileceğiniz kişiden kişiye değişecek bir durum bence.
ikinci nokta şu; insan boş oturunca aklına genellikle boş işler gelir. "boş bir kafa şeytanın çalışma masasıdır" derler. ne kadar çok çalışırsanız, başınızı kaşıyacak vaktiniz ne kadar az olursa, başka işlere kafa yorma ihtimaliniz de o derece az olur. bu nedenle herhangi bir hedefe sıkı sıkıya bağlı olan, mesela bir icat ya da keşif yapma derdinde olan kişinin düşüneceği en son şey seks olabilir.
neyse uzatmıyorum konuyu. bunun bir şeyleri bastırmakla ilgisi olduğunu düşünmüyorum. bu biraz, insanın zekâ seviyesi nedeniyle ona kendiliğinden yüklenen default bir özellik bence.
konu doğrudan bu değil belki ama bu da bonus
devamını gör...
tüm yazarların karma puanlarını artırıyoruz kampanyası
en son 5 ay önce yazmışım bu başlığa. az çok demeyelim, yardım edelim.
devamını gör...
kalpazanların kendi maaşını belirleyebilmesi
rahatsız ukdesi
kalpazan:
1:sahte para basan ya da basılmış sahte parayı piyasaya süren kimse.
2.yalan dolanla, hileyle, düzenle iş gören, düzenci (kimse).
yapılan işi kesinlikle onaylanmıyorum ancak bu para belirleyebilme mevzusu çok güzel.
meslek yelpazesi geniş olan sevgili sözlüğümüzde bu karanlık dünyadan buraya bağlanan var mıdır?
kalpazan:
1:sahte para basan ya da basılmış sahte parayı piyasaya süren kimse.
2.yalan dolanla, hileyle, düzenle iş gören, düzenci (kimse).
yapılan işi kesinlikle onaylanmıyorum ancak bu para belirleyebilme mevzusu çok güzel.
meslek yelpazesi geniş olan sevgili sözlüğümüzde bu karanlık dünyadan buraya bağlanan var mıdır?
devamını gör...
ilkokuldan akılda kalanlar
okulumuzun hemen yanında bir mini market vardı. 50 kuruşa bir adet kek ve meyve suyu alabiliyorduk teneffüs aralarında. hatta biraz daha ileri gidip matematiğimi konuşturmak istiyorum. 1 tl'ye iki adet kek ve meyve suyu alabiliyorduk. inanabiliyor musunuz?
çok özledim o günleri.
çok özledim o günleri.
devamını gör...
seri beğeni yapmayan yazar
sadece beğendiklerini oylayan normal bir insan olması muhtemel kişi.
insanların oyladıkları şeyi gerçekten okuyup okumadıkları * tam olarak anlaşılamadığından seri oy işi bazen rahatsız edici oluyor "ezbere oyluyor yahu bu!" düşüncesiyle. o yüzden tek tek yumurtlayan fukara tavuğu misali aralıklı oylamak daha güzel gibi sanki.
ya da bir tek bana öyle geliyor. bilemiyorum altan...
insanların oyladıkları şeyi gerçekten okuyup okumadıkları * tam olarak anlaşılamadığından seri oy işi bazen rahatsız edici oluyor "ezbere oyluyor yahu bu!" düşüncesiyle. o yüzden tek tek yumurtlayan fukara tavuğu misali aralıklı oylamak daha güzel gibi sanki.
ya da bir tek bana öyle geliyor. bilemiyorum altan...
devamını gör...
ilk buluşmaya traktörle gelen erkek
harika ya. traktörü park etmesi için anahtarı valeye verdiğini düşündüm. evleniriz muhtemelen. gece gece eğlendim.
devamını gör...
italya denilince akla gelenler
sıcak akdeniz insanı, yüksek sesli coşkulu konuşmalar, pizza, makarna, şarap, sıcak, sıcak, çok sıcak.
devamını gör...
diyelim ki o bunu okuyor
senin gülüşün gibiydi gidişlerin
öylesine güzel ki...
bana bu durumda "hoşça kal!" demek düşer.
"hoşça kal!"
öylesine güzel ki...
bana bu durumda "hoşça kal!" demek düşer.
"hoşça kal!"
devamını gör...
hard rock cafe
ıstanbuldaki şubesi yanılmıyorsam 3 yıl gibi kısa bi sürede kapandı.galatasaray lisesinin karşısında çok çeşitli menüleri olan güzel mekandı yalnız fiyatları o zamana göre baya pahalıydı.
devamını gör...