i am melting lannn melting
doğum günüsü olan yazar.
kıs kaç oldun bakim.*
18 mi 28 mi?
hayır nedir yani, arkadaşlar
gençsiniz farkında mısınız?
nedir bu yaş gizemi?
bende gencim ama siz benden sonra doğdunuz.
neyse ne...
mutlu keyifli sağlıklı başarılı bir yıl dilerim sana .
kıs kaç oldun bakim.*
18 mi 28 mi?
hayır nedir yani, arkadaşlar
gençsiniz farkında mısınız?
nedir bu yaş gizemi?
bende gencim ama siz benden sonra doğdunuz.
neyse ne...
mutlu keyifli sağlıklı başarılı bir yıl dilerim sana .
devamını gör...
acılar ne kadar sürer sorunsalı
+acılarım kaç gün sürecek portuga?
-40 gün.
+40 gün sonra geçecek mi?
-hayır alışacaksın...
josé mauro de vasconcelos
-40 gün.
+40 gün sonra geçecek mi?
-hayır alışacaksın...
josé mauro de vasconcelos
devamını gör...
fordizm
standardizasyon, seri üretim ve taylorizmi temel alan üretim yaklaşımı. bunlara ek olarak sosyal bir misyonu da vardır. işçilerin kendi ürettikleri ürünleri satın alabilecek kadar kazanmasını amaçlar. henry ford, fabrikasında çalışan bir işçinin ford t alabilecek kadar kazanmasını hedeflemiştir.
marksist düşünürler bu sosyal misyonu "ağza bir parmak bal çalma" olduğu gerekçesiyle eleştirirler. bu düşünürlere göre işçilerin kendi ürettikleri ürünleri alabilmesi onları konformizme itmekte ve bir proletarya devrimi olmasını engellemektedir. böylece patron hep patron, işçi de hep işçi olarak kalacaktır.
marksist düşünürler bu sosyal misyonu "ağza bir parmak bal çalma" olduğu gerekçesiyle eleştirirler. bu düşünürlere göre işçilerin kendi ürettikleri ürünleri alabilmesi onları konformizme itmekte ve bir proletarya devrimi olmasını engellemektedir. böylece patron hep patron, işçi de hep işçi olarak kalacaktır.
devamını gör...
sanat mı üstündür bilim mi sorunsalı
üstünlük meselesi değil de, sanat özgür düşüncenin olduğu yerde başlar. özgür düşünce için de bilim şarttır. yani şöyle anlatayım yediğiniz yemek, giydiğiniz kıyafet, içinde yaşadığınız ev bilimin eseridir. yaşamak için temel ihtiyaçları karşıladıktan sonra sanat ruhun doyum noktasına ulaşmasını sağlar. insanın kendini gerçekleştirme noktasıdır sanat.
avrupada sanat çok ilerde çünkü avrupa bilime yöneldikten sonra ihtiyaçlarını karşılayıp sanata vakit ayırabildi. nitekim osmanlının yükselme döneminde de sanat büyük bir yer kaplıyordu. nasıl ki giydiğimiz dondan kullandığımız kürdana kadar bilimin eseriyse, felsefe, şiir ve bilumum insana estetik veren tüm uğraşlar sanatın alanına girer.
yani üstünlük yoktur sanat ve bilim arasında, birbirini tamamlama vardır.
avrupada sanat çok ilerde çünkü avrupa bilime yöneldikten sonra ihtiyaçlarını karşılayıp sanata vakit ayırabildi. nitekim osmanlının yükselme döneminde de sanat büyük bir yer kaplıyordu. nasıl ki giydiğimiz dondan kullandığımız kürdana kadar bilimin eseriyse, felsefe, şiir ve bilumum insana estetik veren tüm uğraşlar sanatın alanına girer.
yani üstünlük yoktur sanat ve bilim arasında, birbirini tamamlama vardır.
devamını gör...
yaşlanmanın çok acı verici bir gerçek olması
genç yaşta yaşlanmaktan daha kötü bir durum değildir, hem fiziksel hem ruhsal.
devamını gör...
orbita
göz çukuru olarak bilinir. içinde gözü hareket ettiren kaslar, bunları çevreleyen yağ dokusu, damarlar, sinirler gibi yapıları bulunduran kemik dokudan oluşan bir yapıdır.

resmin kaynağı
detaylı bilgi için tık tık

resmin kaynağı
detaylı bilgi için tık tık
devamını gör...
sözlük yazarlarının çocuklarına vermek istedikleri isimler
lavinia
devamını gör...
söylemesi keyifli kelimeler
egzistansiyalizm
transandantal
kahretsin ki şu kelimeleri söyleyebileceğim havalı bir sohbetim olmadı öğrencilik hayatım boyunca. şimdi de hep kitap okurken içimden söyleyebiliyorum kendi kendime.
transandantal
kahretsin ki şu kelimeleri söyleyebileceğim havalı bir sohbetim olmadı öğrencilik hayatım boyunca. şimdi de hep kitap okurken içimden söyleyebiliyorum kendi kendime.
devamını gör...
avuç içinin yukarı bakması
(bkz: beden dili)
beden dilinde iletişime açığım,benden zarar gelmez guvenebilirsin,yardımcı olacağım anlamına gelir.
ne kadar sık karşınızdaki bireye avuç içi gösterirseniz o kadar hızlı güven,samimiyet kurarsınız.
sohbetler bu hareketi mutlaka kullanın işe yaradığını göreceksiniz.
bunun tam zıttı ise iletişme kapalıyım,senden üstünüm demektir. mesela masa üstüne ellerinizi kapalı koyarsanız bir süre sonra karşıdaki sıkılmaya başlayacak, alışma süresi uzayacaktır.
sonuç olarak;cümle kuramasanız bile beden diliniz sizi anlatmaktadır.etkili iletisim için beden dilini öğrenmek elzemdir.
beden dilinde iletişime açığım,benden zarar gelmez guvenebilirsin,yardımcı olacağım anlamına gelir.
ne kadar sık karşınızdaki bireye avuç içi gösterirseniz o kadar hızlı güven,samimiyet kurarsınız.
sohbetler bu hareketi mutlaka kullanın işe yaradığını göreceksiniz.
bunun tam zıttı ise iletişme kapalıyım,senden üstünüm demektir. mesela masa üstüne ellerinizi kapalı koyarsanız bir süre sonra karşıdaki sıkılmaya başlayacak, alışma süresi uzayacaktır.
sonuç olarak;cümle kuramasanız bile beden diliniz sizi anlatmaktadır.etkili iletisim için beden dilini öğrenmek elzemdir.
devamını gör...
14 şubat için antik öyküler
mitolojiyi çok seven biri olarak merakla beklediğim radyo programı.
edit: beklentimi karşılayan bir program oldu. öyküler günün anlam ve önemini çok güzel özetlediler.
edit: beklentimi karşılayan bir program oldu. öyküler günün anlam ve önemini çok güzel özetlediler.
devamını gör...
yalnızlık
-"berlin'de yalnızsınız değil mi?" dedi
-"ne gibi?"
-"yani... yalnız işte... kimsesiz... ruhen yalnız... nasıl söyleyeyim... öyle bir haliniz var ki..."
-"anlıyorum, anlıyorum... tamamen yalnızım. ama berlin'de değil... bütün dünyada yalnızım... küçüklüğümden beri..."
raif efendi'nin haleti ruhiyesidir, kürk mantolu madonna'da.
bunu okuyunca dünyadaki bir başınalığım bana mahsus değilmiş demiştim. gecenin bir saati ya da sabahın ilk ışıklarında uyku ile uyanıklık arasında bir yerde içimi kocaman bir boşluk kaplıyor. soğuk bir ürperme ile şu hayattan geçiyorum ama sanırım hep kendimle olacağım, beni gerçekten anlayan ya da gerçekten anlayabildiğim bir ruh olmayacak diye düşünüyorum. derin bir sis kaplıyor. bazen yönümü buluyorum. farkındalığını yaşamayan bir insan gibi gündelik hayatıma dönüyor ve devam edebiliyorum. ama bazen kaybolup gidiyorum. derinlik artıyor. hissiz bir huzursuzluk kaplıyor her yanımı. çabalamaktan vazgeçiyorum. bırakıyorum hüzün, damarlarımda dolaşsın özgürce.
-"ne gibi?"
-"yani... yalnız işte... kimsesiz... ruhen yalnız... nasıl söyleyeyim... öyle bir haliniz var ki..."
-"anlıyorum, anlıyorum... tamamen yalnızım. ama berlin'de değil... bütün dünyada yalnızım... küçüklüğümden beri..."
raif efendi'nin haleti ruhiyesidir, kürk mantolu madonna'da.
bunu okuyunca dünyadaki bir başınalığım bana mahsus değilmiş demiştim. gecenin bir saati ya da sabahın ilk ışıklarında uyku ile uyanıklık arasında bir yerde içimi kocaman bir boşluk kaplıyor. soğuk bir ürperme ile şu hayattan geçiyorum ama sanırım hep kendimle olacağım, beni gerçekten anlayan ya da gerçekten anlayabildiğim bir ruh olmayacak diye düşünüyorum. derin bir sis kaplıyor. bazen yönümü buluyorum. farkındalığını yaşamayan bir insan gibi gündelik hayatıma dönüyor ve devam edebiliyorum. ama bazen kaybolup gidiyorum. derinlik artıyor. hissiz bir huzursuzluk kaplıyor her yanımı. çabalamaktan vazgeçiyorum. bırakıyorum hüzün, damarlarımda dolaşsın özgürce.
devamını gör...
hail and kill
her manowar şarkısı gibi gaz ötesi olan şarkıdır. çalındığı mekanlarda istemsiz karmaşaya sebep olur. bradddırs ay em kolling dendiği anda zaten gelmekte olan gelmeye başlamıştır, durduramazsınız. bu şarkıyı her duyduğumda düşmanı denizine dökmeye giden bir ordunun ön saflarında olduğumu hissediyorum. hail and kill ile şarkıya katıldığınız bölümlerde açıkçası güzeldir.
şarkıda bilhassa şurasının olduğu yerde kopar gidersiniz, hele ki rape their women as they cry dedikten sonraki erol taş kahkası akıllara zarardır. (kadın yazarlardan özür diliyorum, şarkının sözleri öyle.)
rip their flesh
burn their hearts
stab them in the eyes
rape their women as they cry
kill their servants
burn their homes
till there's no blood left to spill
hail and kill
power and dominion are taken by the will
by divine right hail and kill
hail, hail, hail, hail and kill, hail and kill
şarkıda bilhassa şurasının olduğu yerde kopar gidersiniz, hele ki rape their women as they cry dedikten sonraki erol taş kahkası akıllara zarardır. (kadın yazarlardan özür diliyorum, şarkının sözleri öyle.)
rip their flesh
burn their hearts
stab them in the eyes
rape their women as they cry
kill their servants
burn their homes
till there's no blood left to spill
hail and kill
power and dominion are taken by the will
by divine right hail and kill
hail, hail, hail, hail and kill, hail and kill
devamını gör...
bilinmeyen bir kadının mektubu
zweig abinin sağlam kitaplarından bir tanesidir.
bir karakter yaratmak o karakteri okuyucuya bu kadar hissettirmek bambaşka mevzu gerçekten.
okunmalıdır zaten okunmadıysa garip kaçar çünkü her yerde bakkalda bile satılıyor.
bir nescafe ve kendinize ayıracağınız keyifli bir saatte elinizde eriyip biter.
bir karakter yaratmak o karakteri okuyucuya bu kadar hissettirmek bambaşka mevzu gerçekten.
okunmalıdır zaten okunmadıysa garip kaçar çünkü her yerde bakkalda bile satılıyor.
bir nescafe ve kendinize ayıracağınız keyifli bir saatte elinizde eriyip biter.
devamını gör...
fıstıklı sarma
her yerde yenmemesi gereken efsane tatlılardan biridir.
tavsiyem karaköy güllüoğlu'nda yemenizdir. biraz pahalıdır ama kesinlikle değer.
tavsiyem karaköy güllüoğlu'nda yemenizdir. biraz pahalıdır ama kesinlikle değer.
devamını gör...
normal sözlük aşık atışması
duydum ki uykusu yok
hedef ararmış atacak ok
jilet ne güne duruyor
hem sırtı pek hem karnı tok
hedef ararmış atacak ok
jilet ne güne duruyor
hem sırtı pek hem karnı tok
devamını gör...
ucuz ve pratik yemek tarifleri
arkadaşlar dolapta olan sebzeleri orta hallice doğrayın fırın poşetine doldurun. direkt poşetin içine zeytin yağı tuz ve ne baharat istiyorsanız ekleyip poşeti bağlayın. biraz sallayın poşeti, üzerinde delikler açıp 180dereceye atın. 30dk. aşırı kolay aşırı sağlıklı lezzetli. afiyet olsun:)
tarif yazdım şaka maka.
tarif yazdım şaka maka.
devamını gör...
büyülü gerçekçilik
postmodern edebiyat kuramının merkezini oluşturan önemli akımlardan biridir.
en güzel tarifi çift yönlü bir ayna gibi gerçek ve gerçek olmayan dünyalar arasında bir kesişimdir.
nedir bu büyülü gerçekçilik diye kıvrandım bugün. ben farkına varmadan bir yerde bu akımı çağırıştırmış bir yazım. buzun ve ateşin kraliçesi kaşkolnikov hemen yakalamış. boş durur mu hiç? bilgi deryasını taştırıp fışkırttı üzerime.. bende biraz araştırıp, üzerine birkaç bir şey yazayım dedim.
bu akımda zaman sıralı değil, yer belirsiz fantastik unsurlar barındırır. büyüleyiciliği anlatımın sihirli olmasından gelir. mitler, efsaneler, masallar.. periler,cinler,hurafeler bu akımın işleyişinde kullanılan unsurlardır.
kitaplardan hüseyin rahmi gürpınar 'ın gulyabani adlı eseri -batıl inanç ve hurafe'nin saçmalığını anlatır- filmlerden yeşil yol the green mile resim sanatında, rob gonsalves: sihirli resimler 'in eserleri

(muazzam) örnek olarak gösterilebilinir.
gizem söz konusu olunca direkt çekiliyorum oraya. dikkatimi çekti bu akımda.
burada dikkat edilmesi gereken en önemli etken doğal olan ile doğaüstü olanı aktırırken şaşırtmadan kaynaştırılmasıdır. o büyüye kapılıp hissetmek çok önemli.
büyülü gerçekçiliğin en önemli eseri yüzyıllık yalnızlık olarak bilinir. o halde bu kitaptan bir alıntı bırakayım;
siz hangi gruptasınız? yıllar önce yaşadığı olumsuzlukları durmadan tekrarlayıp elindeki kartopunu kocaman bir çığa dönüştürerek içinde kaybolanlardan ve yanındakileri de sürükleyenlerden mi; yoksa kocaman bir kar kütlesini güneşin sıcaklığıyla eritip etrafına huzur verenlerden mi?
ve tabii ki böcek samsa'mızın hikayesi dönüşüm 'den bir alıntı;
gregor yine karanlıkta kalıyor ve sırtındaki yara adeta yeni oluşmuş gibi sızlıyordu .
odamda günlerdir yalnızım, ziyanı yok dünyada da yıllarca yalnız değil miydim
ben farkına varmadan büyülenmişim resmen. şimdi biraz daha çekileceğim bu konuya çünkü fantastik-gizem beni çağırıyor. yine fısıldadı kulağıma tuhaf gerçekler..
iyi geceler..
en güzel tarifi çift yönlü bir ayna gibi gerçek ve gerçek olmayan dünyalar arasında bir kesişimdir.
nedir bu büyülü gerçekçilik diye kıvrandım bugün. ben farkına varmadan bir yerde bu akımı çağırıştırmış bir yazım. buzun ve ateşin kraliçesi kaşkolnikov hemen yakalamış. boş durur mu hiç? bilgi deryasını taştırıp fışkırttı üzerime.. bende biraz araştırıp, üzerine birkaç bir şey yazayım dedim.
bu akımda zaman sıralı değil, yer belirsiz fantastik unsurlar barındırır. büyüleyiciliği anlatımın sihirli olmasından gelir. mitler, efsaneler, masallar.. periler,cinler,hurafeler bu akımın işleyişinde kullanılan unsurlardır.
kitaplardan hüseyin rahmi gürpınar 'ın gulyabani adlı eseri -batıl inanç ve hurafe'nin saçmalığını anlatır- filmlerden yeşil yol the green mile resim sanatında, rob gonsalves: sihirli resimler 'in eserleri

(muazzam) örnek olarak gösterilebilinir.
gizem söz konusu olunca direkt çekiliyorum oraya. dikkatimi çekti bu akımda.
burada dikkat edilmesi gereken en önemli etken doğal olan ile doğaüstü olanı aktırırken şaşırtmadan kaynaştırılmasıdır. o büyüye kapılıp hissetmek çok önemli.
büyülü gerçekçiliğin en önemli eseri yüzyıllık yalnızlık olarak bilinir. o halde bu kitaptan bir alıntı bırakayım;
siz hangi gruptasınız? yıllar önce yaşadığı olumsuzlukları durmadan tekrarlayıp elindeki kartopunu kocaman bir çığa dönüştürerek içinde kaybolanlardan ve yanındakileri de sürükleyenlerden mi; yoksa kocaman bir kar kütlesini güneşin sıcaklığıyla eritip etrafına huzur verenlerden mi?
ve tabii ki böcek samsa'mızın hikayesi dönüşüm 'den bir alıntı;
gregor yine karanlıkta kalıyor ve sırtındaki yara adeta yeni oluşmuş gibi sızlıyordu .
odamda günlerdir yalnızım, ziyanı yok dünyada da yıllarca yalnız değil miydim
ben farkına varmadan büyülenmişim resmen. şimdi biraz daha çekileceğim bu konuya çünkü fantastik-gizem beni çağırıyor. yine fısıldadı kulağıma tuhaf gerçekler..
iyi geceler..
devamını gör...
ölmek
biyolojik yaşam süresinin dolması ile gerçekleşen doğal ve sakin versiyonunu ve sonrasında neler olacağını çok merak ettiğim durum.
her şey yerinde ve zamanında güzel tabii.
edit: bu konuyla ilgili olarak flatliners adında ilginç bir bir film keşfettim. izlemedim ama muhakkak ilgilenenler olacaktır. izleyince ilgili başlığa yazacağım.
her şey yerinde ve zamanında güzel tabii.
edit: bu konuyla ilgili olarak flatliners adında ilginç bir bir film keşfettim. izlemedim ama muhakkak ilgilenenler olacaktır. izleyince ilgili başlığa yazacağım.
devamını gör...
özlemek
tanım olarak anlamı oldukça basittir;
bir kimseyi veya bir şeyi görmeyi, kavuşmayı istemek, göreceği gelmek...
his olarak bunu yaşamak ve tarif etmek dünyanın en zor şeylerinden birisi olsa gerek;
özledim.
söyleyeceklerim bu kadar, kısa ve derin...*
bir kimseyi veya bir şeyi görmeyi, kavuşmayı istemek, göreceği gelmek...
his olarak bunu yaşamak ve tarif etmek dünyanın en zor şeylerinden birisi olsa gerek;
özledim.
söyleyeceklerim bu kadar, kısa ve derin...*
devamını gör...