bankanın tüm parasını kredi çekip bankayı satın almak
her ne kadar goy goy bir başlık olsa da ciddi bir tanım gireceğim.
bankanın genel kaynağı mevduat ve kredi faizleridir. en büyük kalemi bunlar oluşturur. siz şimdi bankaya vadeli veya vadesiz mevduat yatırıyorsunuz ya, işte o para bankada durmuyor. banka o parayı satıyor. kime satıyor peki? günlük gelen paraları merkez bankası’na faiz geliri karşılığı, kredi ihtiyacı olan müşterilere faiz karşılığı satar. yani bankayı alırsanız bu borcu da alırsınız.
tabi verdiği kredinin fazlası bankada bulunur o ayrı. dönem dönem mevduat ihtiyaçları için de borçlanma senetleriyle piyasadan para toplarlar. yani demem o ki bankanın borcu ile bankanın mevcut mevduatı arasında mevduat lehine fazlaca artı varsa mantıklıdır. ama kapsam itibariyle tamamen mantıksız ve saçmadır. çünkü, banka hisse senedi satarken önce peşin parayı görür de ondan ve ancak sermayesinin belli bir kısmına kadar kredi verebilir.
goy goyu da böyle uzun uzun açıkladım. umarım ‘goygoy başlıklara ciddi tanım giren yazarlar’ arasına girmem.
bankanın genel kaynağı mevduat ve kredi faizleridir. en büyük kalemi bunlar oluşturur. siz şimdi bankaya vadeli veya vadesiz mevduat yatırıyorsunuz ya, işte o para bankada durmuyor. banka o parayı satıyor. kime satıyor peki? günlük gelen paraları merkez bankası’na faiz geliri karşılığı, kredi ihtiyacı olan müşterilere faiz karşılığı satar. yani bankayı alırsanız bu borcu da alırsınız.
tabi verdiği kredinin fazlası bankada bulunur o ayrı. dönem dönem mevduat ihtiyaçları için de borçlanma senetleriyle piyasadan para toplarlar. yani demem o ki bankanın borcu ile bankanın mevcut mevduatı arasında mevduat lehine fazlaca artı varsa mantıklıdır. ama kapsam itibariyle tamamen mantıksız ve saçmadır. çünkü, banka hisse senedi satarken önce peşin parayı görür de ondan ve ancak sermayesinin belli bir kısmına kadar kredi verebilir.
goy goyu da böyle uzun uzun açıkladım. umarım ‘goygoy başlıklara ciddi tanım giren yazarlar’ arasına girmem.
devamını gör...
tahammül edilemeyen insan özellikleri
kaynağı id* olan ve kronikleşmiş bütün davranışların oluşturduğu özelliklerdir.
devamını gör...
the fog
b sınıfı filmlerin yönetmeni john carpenter'ın 1980 yılında çektiği film. filmin müzikleri de john carpenter'a aittir. bundan sonrası spoiler
--! spoiler !--
filmimiz o zamanın moda sahnelerinden kamp ateşi etrafında başlar.ürkütücü sisin içine sıkışan antonio körfezi sakinleri, dehşet verici bir intikamın habersiz kurbanları olacaklarından habersiz günlük hayatlarına devam etmektedirler.
tam yüzyıl önce, sisli bir gecede cüzzamlıları taşıyan bir gemiye tuzak kurulur. gemi kayalık kıyıya doğru yönlendirilir, batar ve içindeki herkes boğularak ölür. kasabalılar gemiden çaldıkları altınlarla bugünkü antonio bay kasabasını kurarlar.şimdi, hayalet denizciler ölümlerinden sorumlu olanların nesillerinden kalanları bulup onlardan intikam almak için dehşet verici sisle birlikte geri döneceklerdir. böylece antonio bay'de kabus dolu günler başlar.
bilinmeyenin yarattığı korkunun somut hali olarak sisi kullanması hem korkutur hem de merak uyandırır.
korku sinemasının usta yönetmenlerinden john carpenter'ın bir önceki filmi halloween'ın hemen ardından çektiği the fog (sis), belki bugün izlendiğinde çok basit bulunabilir ama yapım yılı dikkate alındığında,türünün zamanına göre en iyilerinden diyebilirim...
--! spoiler !--
--! spoiler !--
filmimiz o zamanın moda sahnelerinden kamp ateşi etrafında başlar.ürkütücü sisin içine sıkışan antonio körfezi sakinleri, dehşet verici bir intikamın habersiz kurbanları olacaklarından habersiz günlük hayatlarına devam etmektedirler.
tam yüzyıl önce, sisli bir gecede cüzzamlıları taşıyan bir gemiye tuzak kurulur. gemi kayalık kıyıya doğru yönlendirilir, batar ve içindeki herkes boğularak ölür. kasabalılar gemiden çaldıkları altınlarla bugünkü antonio bay kasabasını kurarlar.şimdi, hayalet denizciler ölümlerinden sorumlu olanların nesillerinden kalanları bulup onlardan intikam almak için dehşet verici sisle birlikte geri döneceklerdir. böylece antonio bay'de kabus dolu günler başlar.
bilinmeyenin yarattığı korkunun somut hali olarak sisi kullanması hem korkutur hem de merak uyandırır.
korku sinemasının usta yönetmenlerinden john carpenter'ın bir önceki filmi halloween'ın hemen ardından çektiği the fog (sis), belki bugün izlendiğinde çok basit bulunabilir ama yapım yılı dikkate alındığında,türünün zamanına göre en iyilerinden diyebilirim...
--! spoiler !--
devamını gör...
yazarların gözünden kendi hayatları
tek kelimeyle iyi, iki kelimeyle iyi değil.
devamını gör...
sonra döndüm ve dedim ki
keşke dönmeseydim, hay senin sıfatına...
devamını gör...
toplu taşıma araçlarında kitap okumak
kısa yol, uzun yol farketmeksizin, oturarak veya ayakta her şartta yapabildiğim eylem. sadece aşırı stresli olduğum anlarda okuyamam, düşüncelerimden arınıp kafamı veremem.
devamını gör...
sürekli kavga eden bir ailede büyümek
stresle çok erken yaşta tanışmış olmaktır.
bende bıraktığı iz; yüksek sese ve öfkeye olan hassasiyetimdir. bağırarak konuşan insanları duymuyorum.
bende bıraktığı iz; yüksek sese ve öfkeye olan hassasiyetimdir. bağırarak konuşan insanları duymuyorum.
devamını gör...
ilçe
ilin küçük halidir. -çe eki ile küçültme yapılarak küçük il olduğu vurgulanmıştır. valilik tarafından yönetilir.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının okumakta olduğu kitaplar
stefan zweig acımak.
devamını gör...
yüksek lisans
smmm belgesi alabilmek için 3 yıl staj süresini tezli veya tezsiz/ örgün yada uzaktan eğitim fark etmeksizin 1 yıl kısaltan ve üniversite eğitimine göre daha ilerleyen yaşlarda yapıldığı için daha fazla ciddiye alınan ve iyi bir ortalama ile bitirilen eğitimdir.
devamını gör...
sevilen şiirin en vurucu dizeleri
bin güzellik sorsalar, önce sen
öykü sensin, şarkı sensin, günce sen
bunca "sen" varken ne mümkün "ben" demek
şimdi artık ben demektir bence sen.
öykü sensin, şarkı sensin, günce sen
bunca "sen" varken ne mümkün "ben" demek
şimdi artık ben demektir bence sen.
devamını gör...
lahmacun
canan karatay'dan onay geldiğine göre doya doya yiyebiliriz.
t: türk usulü pizza. en sevdiğim yiyecektir ayrıca.*
devamını gör...
kitap alıntıları
halkının her zaman düştüğü tuzağa o da düşmüştü, demin kendi ağzıyla söylediği gibi kitapta yazılı oldukları söylenenlerin kitaplarda gerçekten olup olmadığını anlayana kadar da düşeceklerdi bu tür tuzaklara.
(inci-john steinback)
(inci-john steinback)
devamını gör...
normal sözlük'teki ittihat ve terakkiciler
onurlu ve vatansever adamlar.
ekleme: abdülhamitcilerin rahatsız olduğu adamlardır.
(bkz: yakup cemil)
(bkz: enver paşa)
ekleme 2: üzerinden 110 yıl geçse de kızıl aynı kızıl, düşman aynı düşman, değişen bir şey yok türkler için.
ekleme: abdülhamitcilerin rahatsız olduğu adamlardır.
(bkz: yakup cemil)
(bkz: enver paşa)
ekleme 2: üzerinden 110 yıl geçse de kızıl aynı kızıl, düşman aynı düşman, değişen bir şey yok türkler için.
devamını gör...
sanat denildiğinde akla gelen ilk ülke
italya tabii ki.
devamını gör...
sanal kankacılık başvurusu
garip bir şekilde gelişen olay.
benimki sadece dm'de olan bir kankacılık. ne beğenide ne de nick altında belli olmaz. seviyeli ve kaliteli, canım benim.*
benimki sadece dm'de olan bir kankacılık. ne beğenide ne de nick altında belli olmaz. seviyeli ve kaliteli, canım benim.*
devamını gör...
bağıra bağıra şarkı söylemek
'ben feleğiiiiiiiin şu çarkına çomak sokarııııııııııııııııım' en çok bu şarkıyı bağırarak söylemeyi seviyorum.
devamını gör...
supernatural
son iki sezonunu izlemeyip, ilk sezondan tekrar izlemeye başladığım dizidir. finaline ait o ufak spoileri duyduğum için bir süre daha son sezonlarını izlemeyi erteleyecek gibiyim.
insanın hayatında sebebini tanımlayamadığı sevgiler olur bazen. bu dizi de onlardan biri benim için, nedense...
insanın hayatında sebebini tanımlayamadığı sevgiler olur bazen. bu dizi de onlardan biri benim için, nedense...
devamını gör...

