ne zaman yazıldığı bilinmeyen, prömiyeri 17 aralık 1953 tarihinde yapılan dmitriy dmitriyevich shostakovich senfonisi. josef stalin'in ölümüyle rahat nefes almaya başlayan shostakovich'in o dönem birbiri ardına kasasından çıkartıp yayınladığı bestelerinden birisidir.

gerçi shostakovich'in yazdıklarına göre bu senfoni stalin'in ölümünün hemen ardından yazılmış. bu sebepten ötürü kasasında duran bestelerinden birisi değildir muhtemelen. shostakovich, bu bestesinde stalin'i anlattığını söylüyor. ama bunu "elbette anlattığım başka şeyler de var ama genel olarak stalin dönemini anlattım" demiş.

bestede yer alan re-mi bemol-do-si (d-es-c-h; dmitri schostakowitsch) motifinden yola çıkarsak stalin hakkındaki yorumlarını ve stalin ile olan ilişkisini bu beste üzerinden anlattığı varsayımında bulunabiliriz sanırım.

ayrıca bu bestede "mi-la-mi-re-la" (e-la-mi-re-a) motifiyle de aşık olduğu öğrencisi elmira nazirova'ya yer vermiş.

yani bu besteyi bir nevi shostakovich amcanın stalin dönemindeki otobiyografisi olarak ele almak mümkün. eğer shostakovich'in o dönemde neler yaptığı bilinirse besteyi anlamak daha da kolaylaşacaktır.

karajan yönetiminde berliner philharmoniker kaydı:

devamını gör...

artı atan kişiye sarılmak istetir. orada biri vardır ve sizin yazdığınız bir şeyi beğenmiştir. çok tatlıdır, bu insanlar gerçek hayatta nerelerdedir.
edit: alın işte minik bir sevgi topuyum şimdi
devamını gör...

alttan almalarim azaliyor, hatta bitti... yas olmus otuz, verimli gecirecegim zamanim artik kisitli. o zamani degmeyecek seylere,degmeyecek kisilere müsamaha gostererek neden harcayayim? omrumun en guzel senelerini hiç etmisim zaten...
devamını gör...

dariush mehrjui'nin yönetmenliğini yaptığı 1969 yılına ait iran sınamasının şaheserlerinden. gulam hüseyin saedi’nin 1964 yılında yayımlanan bayel ağıtçıları kitabında bulunan bir hikayeden yola çıkan film izleyicilere dönüşümü değişik bir yol ile anlatmaktadır.

mehrjui şah yönetiminden destek alarak çektiği bu filmin sonradan yasaklanması ile yıllar öncesini anlatıyoruz açıklaması ile tekrar vizyona sokmuştur. uluslararası bir festivalde gösterilen ilk iran filmi olma özelliği de taşır.

film sizi köyde insanların birbirine derin bakışları ile karşılar sonra acı acı duyulan çıngırak sesi filmin kara bir noktaya gideceğinin habercisi gibi beynimizde çalar durur. filmde olayların yaşandığı köy, fakir bir köydür. ancak odağa alınan konu asla fakirlik değil sadece ve sadece insandır. filmde sık sık haydutların (bolouri) adı geçer. ama köy halkı, onlara karşı sürekli bir savaş halinde tek vücut olup alt etmeye uğraşırlar. buna rağmen filmi izlerken toplumun esas probleminin fakirlik ve cehalet olduğunun hissederiz. bu cehalet içerisinde hassan karakterinin acı dolu dönüşümü ve tertemiz delirmesi bizlere aktarılır. hassan köyün tek inek sahibi kişisidir. ineğini bir evlat gibi sever besler büyütür, geceleri kalkıp onunla konuşur. hassan'ın köyden kasaba'ya gittiği bir gün ineği ölür hassan'ın ineğine bağlılığını bilen köylüler yalan söyleyerek ineğin kayboldu derler ve birisini aramaya gönderdiklerini söylerler gelen kişi ineğin kuyuya düştüğünü söyler ve köylüler boş kuyuyu kaptırlar. fakat hassan köylülere inanmaz ve yavaş yavaş kendisini ölen ineği yerine koyarak ona dönüşmeye başlar. son sahnede hassan'ın hasteneye götürülürken olan sekanslarda boğazınız düğüm düğüm olur.

film içerisinde olan tasvirler sade ve basittir köyün anlatımı haydutlara karşı tek vücut oluşları ve çoğu sahnedde bizi karşılayan köy meydanında bulunan havuz.

hassan rolünde oynayan ezzatolah entezami öyle bir oynamıştır ki amerikada olmuş olsaydı bu filmde olan performansına oscar verilmişti.
devamını gör...

üstteki yazara cevap vermem gerekirse, kırmızı oda'daki doktor psikiyatrist. ilaç yazıyor çünkü. aslında toplumumuzda psikiyatrist-psikolog ayrımı yanlış yapıldığı için bu soruyu çoğu kişi soruyor. psikiyatrist sadece tanı koyup ilaç yazarmış gibi. hayır, psikiyatristler de dinler sizi, akıl verir. en azından yapmalıdır bunu. ilaç + terapi şeklinde bir tedavi süreci izlerler genellikle. psikologlar ise ilaç vermezler, terapi yaparlar. eğer ilaçsız hallolmayacak bir şey ise psikiyatriste yönlendirirler. ben mesela hem psikiyatrist hem de psikolog ile görüşüyorum. neden? psikiyatristim beni dinlemiyor ve ilacımı yazıyor sadece. psikoloğum ise terapimle ilgileniyor.

not: hayır arkadaşlar zengin değilim. psikiyatrist tanıdık, psikolog da devlette. yani 0 lira ödüyorum.
devamını gör...

sözlükten uzaklaştırılmasına üzüldüğüm yazardır.

henüz seksüel gelişimini tamamlayamamış, vücudunun merkezi genital bölgesinde olan, nickaltlarında ve özel mesajlarda sözlükteki kadın yazarları sürekli olarak taciz eden ve birçok değerli yazarın sözlükten uzaklaşmasına sebep olan çok çok sevgili lucifer’e tanınan gereksiz iltimasa karşılık bu iltiması haklı olarak kabullenemeyen ve bilhassa kadın yazarların sözlükten uzaklaşmasını engellemek için yönetimle mantık çerçevesinde konuşup çaba sarf eden bal porsuğu‘na yapılan bu muameleyi çok yanlış buluyorum. bal porsuğuna yakın yazarlardan birisiyim, benimle konuştuğunda bu gereksiz iltimasa katlanamadığını ve artık yazmamaya karar verdiğini söyledi, yani beni kendisiyle beraber sözlükten uzaklaştırmaya çalışmadı. eğer kurucu, bal porsuğunun cinsiyetçi trollerin kadın yazarlara yaptığı tacizleri ve genel olarak daha birçok uygunsuz hareketini ve yönetimin tutumunu mesaj yoluyla yazar arkadaşlarına bildirmesinden bal porsuğunun insanları sözlükten uzaklaştırmaya çalıştığı anlamını çıkarıyorsa bunu pek de yanlış anlamış değildir. ancak bu şekilde hiçbir dayanağı olmadan bal porsuğunun yok yere insanları sözlükten uzaklaştırmaya çalıştığını söylüyorsa bu çok gülünçtür.

sürecin sonunda bal porsuğu gerçekten bu şekilde tehditvari bir üslupla tepki vermişse bu hiç hoş değildir, kendisine yakıştıramayacağım bir davranıştır. tam olarak neler oldu bilmiyoruz . bal porsuğu pek çoğumuz için değerli bir yazardı ve bu yüzden yönetim tüm süreci belgelerle açıklamalıdır, bu kadarı yeterli değil.

merak ediyorum; acaba lucifer ve ekibi mi daha çok yazarı sözlükten uzaklaştırmıştır yoksa bal porsuğu mu?


“yoldaş yoldaşa yürümez.” - y.b.franklin
ayrıca (bkz: lucifer)
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

benim gibi sevimli minnoş bir hanımı çileden çıkarttı artık! argo kelime konusunda hep aynı kelimede kendisiyle tıkanıyoruz. dübür-ü muallak! canımıniçi yazar, bir kere de burada söylüyorum yabma. yabma bak sinirleniyorum agresif bir insan yaptın çıktın beni. sadece senin için özel mod olarak yönetime aldılar beni yabmaaağğ.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

anadilim
devamını gör...

katı yağ+ bol un = tatlılık ve baygınlık.

bir de tip 2 diyabet.
devamını gör...

ömründe kadın görmemiş yazar beyanı.

siz trafik polis misiniz ki kadınları yönlendiriyorsunuz. ayrıca bu kadınlar hangi sanayide hangi torna tezgahından çıkıyor, bilelim de bize uygun olanlarını gidip alalım. kadınlar böyle fütursuzca genellendiğine göre hepsi tek tip demek ki.
devamını gör...

aylık puan tablosunda bengaripsengüzeldünyaumutlu’ya karşı sol kulvardan yaptığı atak maalesef yetersiz kalacak yazar.
öngörü:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

akademik kariyer basamaklarının ilki olan sınavdır.

nasipse ben de girmek istiyorum üniversite bitince.
devamını gör...

varsayımda bulunma,kişisel algılama,kelimelerini özenle seç ve yapabildiğinin en iyisini yap. (dört anlaşma)
devamını gör...

tanrı belamı daha vermemiş çünkü hem yükselenmim ikizler hem de burcum.
devamını gör...

suudi arabistanın önemli gelir kapılarından ikincisi. insanlarımız gitmeye ve pis araplara para kazandırmaya ne yazık ki devam edecekler. petrol bitince ne olacak diyenler görün buraları işte.
devamını gör...

cemal süreya der ki:
"gitmekle gidilmiyor ki.. gitmekle gitmiş olamazsın; gönlün kalır, aklın kalır, anıların kalır."
devamını gör...

t: şahsım devleti adına bugüne kadar bana en fazla keyif veren sitcom dizisidir. aslı u.k versiyonudur.
ilk sezon yayınlanınca pek beğenilmemiş diye okumuştum, hatta devam etmeyecekmiş bile. oysa ilk sezon da çok iyiydi. (örn. michael'ın, mil başına bağış yaptığı kendisine söylenince ağzı yarı açık donup kalması.)
birçok insana göre u.k versiyonu daha iyidir. ricky gervais etkisi olabilir.
peki, nedir diğer sitcomlardan ayrılan özellikleri?
1. gülme efekti olmaması (salakmışız gibi nerede güleceğimize karar verilmemesi de diyebiliriz.)
2. çekim yöntemi: çoğu zaman tek kamera üzerinden ve sahne geçişlerinin de ani kamera manevralarıyla çekilmesi
3. karakterlerin değişimi ve sürekli farklı olayların yaşanması: örneğin kevin'in değişimi.
4. karakterlerin tek tek seyirciyle teması olması.
daha da arttırılabilir.*
devamını gör...

+bir şey demeyecek misin?
-ne gibi bir şey ?
+yani ne bileyim işte geri dön gibi bir şey
-eylül. ben bu saatten sonra defansa yardıma gelmeyen forvete geri dön derim. iyi geceler.
(bkz: leyla ile mecnun)
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim