siyasal islamcı ahlakı
dini kendi emelleri için kullanmanın ahlakı mı olurmuş?
devamını gör...
değeri bilinmeyen anlar
rahat nefes alınan, sağlıklı olduğumuz anlar.
devamını gör...
aşil sendromu
kendini başarısız hisseden insanların duyduğu hastalıktır.
mesela çevre tarafından çok başarılı olarak adlandırılırlar ama kendilerini yetersiz görürler.
kendilerine güven duymazlar kendilerini hep başarısız zannederler.
ismi bir hikayeden geliyor.
--- alıntı ---
efsaneye göre, ‘akhilleus-aşil’ adıyla bilinen yarı tanrı, küçüklüğünde annesi tanrıça thetist arafından koruma içgüdüsü ile ayağından tutularak ölüler ülkesinin ırmağı styx’e batırıldı. tam bu sırada zeus’un gelmesiyle topuğu dışarıda kalan aşil’in sadece topuğundan vurularak öldürülebileceği söylendi.
--- alıntı ---
her insanın kusurlu bir tarafı vardır kimse mükemmel değildir demek bir nevi.
ülkemizde genelde çocuk büyüten insanlar sen mükemmelsin harikasın müthişsin diyerek çocuklarını yetiştirdiği için sık görülen bir sendromdur.
mesela çevre tarafından çok başarılı olarak adlandırılırlar ama kendilerini yetersiz görürler.
kendilerine güven duymazlar kendilerini hep başarısız zannederler.
ismi bir hikayeden geliyor.
--- alıntı ---
efsaneye göre, ‘akhilleus-aşil’ adıyla bilinen yarı tanrı, küçüklüğünde annesi tanrıça thetist arafından koruma içgüdüsü ile ayağından tutularak ölüler ülkesinin ırmağı styx’e batırıldı. tam bu sırada zeus’un gelmesiyle topuğu dışarıda kalan aşil’in sadece topuğundan vurularak öldürülebileceği söylendi.
--- alıntı ---
her insanın kusurlu bir tarafı vardır kimse mükemmel değildir demek bir nevi.
ülkemizde genelde çocuk büyüten insanlar sen mükemmelsin harikasın müthişsin diyerek çocuklarını yetiştirdiği için sık görülen bir sendromdur.
devamını gör...
anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az
anlamayana davul zurna az sözüyle devam eden bir atasözü.
devamını gör...
normal sözlük ocak devrimi
devrimin ayak sesleri geliyordu fakat yetişemedik yazarlığa. çaylak olarak silik görünmek de soğutmuyor değil insanı yazmaktan. ammavelakin güzel şeyler olacağına dair bir umut varsa çekilen acılar kutsaldır deyip devam edeceğim. ve her şeyin bunca yozlaştığı sözlük aleminde olsun artık güzel bir şeyler.
devamını gör...
müteferrika
müteferrikalar, osmanlı padişahlarının savaş alanlarında en yakınında bulunan , sadece padişahtan emir alan ve bunun dışında hiçbir işi görevi olmayan seçkin süvari birliklerine verilen isimdir. kapıkulu sipahilerinin neredeyse tamamı devşirmeyken, müteferrikalar yalnızca en itibarlı türk ailelerin oğullarının alınmasıyla bir istisna teşkil eden seçkin bir muhafız kıtasıydı. örneğin boğdan’ın veya eflak’ın haraca tabi hristiyan hükümdarlarının oğullarının müteferrikalığa kabul edilmesi çok büyük bir onur göstergesiydi. savaşta olağanüstü hizmetler veren askerler bile sayıları sınırlı sayıda olan bu birliklere alınmıyordu.
yavuz sultan selim ve kanuni sultan süleyman’ın ilk dönemlerinde sayıları 120’yi geçmiyordu. ne var ki bu süvari kıtasının saygın konumu, günlük ortalama 120-150 akçe arasında değişen dolgun maaşları ve diğer önemli imtiyazları, bu kıtayı çok geçmeden gururun, ihtirasın ve kazanç hırsının odağı haline getirdi. zira aynı zamanda sarayın ve devletin en kazançlı ve itibarlı mevkilerine giden yolu açıyordu.
bu ocağa yönelik yığılma, çok geçmeden müteferrikaların önemli ölçüde çoğalmasına sebep oldu. 16. yüzyılın ortalarında sayıları 250-300 kişiyken, 2.selim zamanında 500 kişiye kadar çıkmıştı. işte tam da bundan sonra eski ihtişamını ve itibarını kaybetmeye başladı. müteferrikaların sarayın ileri gelenlerinin himayesi altında, zorunlu olan savaşa katılma hizmetinde bulunmadan, uygunsuz biçimde tımarları sahiplendikleri dahi görüldü.
sayıları bir sonraki yüzyılda hep değişmiştir. 1610 tarihli nasihatname ve aynı yıla ait batılı raporlar 300-400 müteferrikadan bahsederken, hezarfen hüseyin efendi 1660 yılına ait kayıtlarında 631 müteferrika göstermektedir.
eski önemini kaybettikten sonra müteferrikalar genelde diplomatik elçilik görevlerinde kullanıldılar. ordunun modernizasyonundan sonra onlarda birçok askeri sınıf gibi kaybolup gitti.
yavuz sultan selim ve kanuni sultan süleyman’ın ilk dönemlerinde sayıları 120’yi geçmiyordu. ne var ki bu süvari kıtasının saygın konumu, günlük ortalama 120-150 akçe arasında değişen dolgun maaşları ve diğer önemli imtiyazları, bu kıtayı çok geçmeden gururun, ihtirasın ve kazanç hırsının odağı haline getirdi. zira aynı zamanda sarayın ve devletin en kazançlı ve itibarlı mevkilerine giden yolu açıyordu.
bu ocağa yönelik yığılma, çok geçmeden müteferrikaların önemli ölçüde çoğalmasına sebep oldu. 16. yüzyılın ortalarında sayıları 250-300 kişiyken, 2.selim zamanında 500 kişiye kadar çıkmıştı. işte tam da bundan sonra eski ihtişamını ve itibarını kaybetmeye başladı. müteferrikaların sarayın ileri gelenlerinin himayesi altında, zorunlu olan savaşa katılma hizmetinde bulunmadan, uygunsuz biçimde tımarları sahiplendikleri dahi görüldü.
sayıları bir sonraki yüzyılda hep değişmiştir. 1610 tarihli nasihatname ve aynı yıla ait batılı raporlar 300-400 müteferrikadan bahsederken, hezarfen hüseyin efendi 1660 yılına ait kayıtlarında 631 müteferrika göstermektedir.
eski önemini kaybettikten sonra müteferrikalar genelde diplomatik elçilik görevlerinde kullanıldılar. ordunun modernizasyonundan sonra onlarda birçok askeri sınıf gibi kaybolup gitti.
devamını gör...
soğuktan ellerin çatlaması
egzama hastalığı ile karıştırılan bir durumdur.
çok acı verir, krem sürmek bile işe yaramaz.
belki vazelin kullanmak biraz azaltabilir.
çok acı verir, krem sürmek bile işe yaramaz.
belki vazelin kullanmak biraz azaltabilir.
devamını gör...
geceye bir söz bırak
devamını gör...
otağ
ateş anlamına gelen ot/od sözcüğünden türemedir. tam olarak oda kelimesinin arkaik biçimidir. odak ve ocak kelimeleri de bu kelimenin evrilmiş hâlidir. tüm bu sözcüklerin tüketilmesindeki temel mantık ise eski türklerin yurtlarının (yurt=çadır) odağında (merkezinde) tüten ve yurda hayat veren ocağın odudur.

devamını gör...
namuslu kadın evinde oturur
margareth teatcher(eski britanya başbakani),ursula von der leyen(ab komisyonu başkanı),angela merkel(alman şansölyesi),marie curie(iki nobel ödüllü bilim insanı),benazir butto(eski pakistan başbakanı),florance nightingale(modern hemşireliğin kurucusu),sabiha gökçen(ilk türk kadın pilot,dünyanın ilk kadın savaş pilotu).unutmayın arkadaşlar bu insanları.onlara neler borçlu olduğumuzu.onlar kadın.şimdi neden evde oturmadınız mı demeli.hepsine sonsuz saygılar.saçma ve çağdışı düşüncelerin kölesi olmayın ve unutmayın sizi ve herbirimizi bu dünyaya getiren de bir kadın.
devamını gör...
van gogh alive
(bkz: vincent van gogh)'un hayatının son 10 yılını tabloları ve alıntılarıyla sunan, müziğin ve van gogh'un sanatının dört duvarda gösterilerek sizi sarmaladığı, çerçevesiz dijital sanat sergisi. şimdiye kadar dünyada 50 şehri dolaşan gezici sergi, 2012'de istanbul ve ankara'ya uğramış. ben kraków'da denk gelmiştim. gördüğüm en yaratıcı ve ilginç sergidir.
merak edenler için buradan
merak edenler için buradan
devamını gör...
yökdil
en başta açık öğretim fakültesi tarafından gerçekleştirilen, yds ile arasında 20 puana kadar fark olan, şimdilerde ise diyalog sorularının olmaması dışında bir farkı olmayan ve bu sene 13 aralık 2020’de gerçekleşecek olan yüksek öğretim kurumu yabancı dil sınavıdır.
devamını gör...
eğlenmek
tanımı kişiden kişiye değişen kavram.kimi evde otururken tek başına daha çok eğlenir,kimi partilerken, kimi maç izlerken kimi maç oynarken eğlenir.kimi topluca kimi tek başına eğlenir.
devamını gör...
kırmızı pazartesi
gabriel garcia marquez tarafından yazılan, kitabın başında sonunu anlatmasına rağmen okunmaya değer kılan bir akıcılıkla, o merak ögesini en güzel şekilde yansıtmış bize.
biraz da spoilerle anlatacak olursam eğer;
işleneceğinin herkesce bilindiği halde kimsenin bir şey yapmadığı küçük bir kasabada insanların basiretlerinin nasıl bağlandığını, başından sonu belli olan bir susuşun cinayetini soğukkanlılıkla anlatmış bize marquez. santiago nasar'ın ölüme gidişini diğer karakterlerle beraber resmen yaşadım.. ve sürekli uyarmak geldi, çaresiz kaldım, susmasınlar istedim,bitmesin istedim.
bir solukta okunacak muhteşem kitaplardan bir tanesi.
ve joker'in bir repliğini anımsattı bana marquez;
"her şey bir plana göre gittiğinde kimse paniklemiyor. plan korkunç olsa bile..."
biraz da spoilerle anlatacak olursam eğer;
işleneceğinin herkesce bilindiği halde kimsenin bir şey yapmadığı küçük bir kasabada insanların basiretlerinin nasıl bağlandığını, başından sonu belli olan bir susuşun cinayetini soğukkanlılıkla anlatmış bize marquez. santiago nasar'ın ölüme gidişini diğer karakterlerle beraber resmen yaşadım.. ve sürekli uyarmak geldi, çaresiz kaldım, susmasınlar istedim,bitmesin istedim.
bir solukta okunacak muhteşem kitaplardan bir tanesi.
ve joker'in bir repliğini anımsattı bana marquez;
"her şey bir plana göre gittiğinde kimse paniklemiyor. plan korkunç olsa bile..."
devamını gör...
yazarların mutsuzken yaptıkları
alıyorum yanıma patlamış mısırımı, çikolatamı ve çayımı; açıyorum yeşilçamın en komik sahnelerini izliyorum.
devamını gör...
cebir
el harezmi'nin kurucusu kabul edildiği, matematik biliminin bir kolu.
devamını gör...
efendisi yüzük olanın cehennemi mordor olur
shire yolu yokuştur peksimetleri tokuştur
devamını gör...
cumhurbaşkanlığı başdanışman şoförünün uyuştucuyla yakalanması
hepsinin kafasının güzel olduğu belliydi 20 senedir.
devamını gör...
trabzon hurması
ipek yolunun aktif olduğu eski zamanlarda, trabzon limanından avrupa'yla tanıştırıldığı için adı trabzon hurması olan meyvedir.
devamını gör...
sokak sanatı
şüphesiz sokak sanatı konusunda anılması gereken isimlerden biridir jr. agnès varda'nın da bulunduğu villages visages adlı belgeselden kendisini tanıdığım jr'a göre şehir, bir açık hava müzesidir. onun eserleriyle gerek banliyölerde, gerek harabe olmuş binaların duvarlarında, gerekse sıradan bir yürüyüş yaptığınız sokakların duvarlarında karşılaşabilmeniz olasıdır. dünyayı daha iyi bir yere çevirmek için çabalayan nadir sanatçılardan biridir kendisi. birbirinden değerli birkaç projesinden bahsetmek gerekirse:
israil ve filistin ülkelerindeki insanların her anlamda birbirlerine çok benzediklerini ama bunun farkında olmadıklarını görmesi üzerine aynı işi yapan israil ve filistinlilerin fotoğraflarını çekip israil ve filistin’i ayıran duvarların iki tarafında (muhtelif şehirlerde) sergilediği face 2 face projesi:

brezilya’da bulunan rio de janerio'nun, adı şiddetle özdeşleşmiş gecekondu bölgesi olan moro de providencia'da, uyuşturucu satıcılarının yaşadığı, silah seslerinin susmadığı bu mahalledeki çocuk ve özellikle kadınların mahallelerine ve yaşantılarına olan bakışını ortaya koymaya çalıştığı women are heroes projesine başlar. -2008 yılında başlayıp 2011’e kadar devam eden projeyi kamboçya, hindistan, kenya, liberya, sudan gibi birçok farklı ülke ve coğrafyada gerçekleştirir:

2008 yılında şehrin ya da hayatların geçirdiği değişiklikleri duvarlarda sergilemek amacıyla başladığı the wrinkles of the city adlı projesi:



projeye dahil olan şehirlerden biri de istanbul idi:


diğer tüm projelerine ve yapmış olduğu belgesellere göz atmak için ise:jr projects
israil ve filistin ülkelerindeki insanların her anlamda birbirlerine çok benzediklerini ama bunun farkında olmadıklarını görmesi üzerine aynı işi yapan israil ve filistinlilerin fotoğraflarını çekip israil ve filistin’i ayıran duvarların iki tarafında (muhtelif şehirlerde) sergilediği face 2 face projesi:

brezilya’da bulunan rio de janerio'nun, adı şiddetle özdeşleşmiş gecekondu bölgesi olan moro de providencia'da, uyuşturucu satıcılarının yaşadığı, silah seslerinin susmadığı bu mahalledeki çocuk ve özellikle kadınların mahallelerine ve yaşantılarına olan bakışını ortaya koymaya çalıştığı women are heroes projesine başlar. -2008 yılında başlayıp 2011’e kadar devam eden projeyi kamboçya, hindistan, kenya, liberya, sudan gibi birçok farklı ülke ve coğrafyada gerçekleştirir:

2008 yılında şehrin ya da hayatların geçirdiği değişiklikleri duvarlarda sergilemek amacıyla başladığı the wrinkles of the city adlı projesi:



projeye dahil olan şehirlerden biri de istanbul idi:


diğer tüm projelerine ve yapmış olduğu belgesellere göz atmak için ise:jr projects
devamını gör...