kediye kuru mamayı ıslatıp vermek
artık elimizde ne kuru mama ne de yaş mama vardır.
devamını gör...
akılda kalan okul travması
daha önce yazmış mıydım bilmiyorum ama yazdıysam bile tekrar yazacağım.
ilkokula gidiyorum o yıllarda. sanırım 5. sınıftı.* zorunlu din dersine de girmeyen bir öğrenciydim. dava açtı ailem bu konuda hatta. tabii o süreçte başıma gelmeyen kalmadı. türkiye'nin sosyo-kültürel yapısı malumunuz. bizim millet dünyanın en şerefli, namuslu, onurlu rerörö milletidir ama kendinden olmayan birini fırsat bulsa bir kaşık suda boğar.
neyse işte o zamanlar okul yönetimi, öğrenciler, veliler allah ne verdiyse herkes dolaylı yoldan yapıyor yapacağı çirkefliği.
birgün okulda ders bitti; tenefüse girdik. ben de ara boyunca yerimde oturdum* ve karakalem çizimlerimden birine devam ettim. sonra zil çaldı, herkes içeri girdi ve ders başladı. tabii her ilkokulda olduğu gibi bir ders başlatma geleneği olan gammazlama faslına geçildi. biri kalktı dedi ki hocam x bana çarptı.* hoca x'e döndü, x de aynen şöyle dedi: "öğretmenim iorek beni ittirdi; ben o yüzden ona çarptım."
sonra hoca bu şerefsize inandı. beni bütün sınıfın önünde ayağa kaldırıp özür dilememi söyleyerek bağırdı. "öğretmenim ben bir şey yap..." cümlemi tamamlayamadan bizim şeref yoksunu eğitimci kılıklı yaratık tekrar bağırınca özür dileyip yerime oturmak zorunda kaldım. sonra derse başladı bu k....k.
ve bu şerefsiz annemin öğrencisiydi bir de. bu olaydan aylar önce tesadüfen öğrenmiştik.
belki çoğu kişiye çok basit ve anlamsız gelir bu anlattığım ama o yaşlarda ve özellikle de özgüveni düşük, içe kapanık küçük bir çocuk için korkunç bir şey bu bence. aklıma geldikçe öfkeden deliye dönüyorum. yapmadığım, hiçbir suçumun olmadığı bir şey için haksız yere birinden özür dilemek zorunda kaldım; üstelik yaşıtlarımdan oluşan kalabalık bir grubun önünde. yıllarca yaptığım her şeyde bir hata varmış gibi hissettim. hâlâ daha bir hata yapıp kendimi suçlu bir durumda bulmaktan korkuyorum. kafamda gerçek dışı senaryolar oluşuyor çoğu zaman.
hocam, olmaz ama eğer burayı okuyorsanız şunu belirteyim; ilk karşılaşmamızda bunun karşılığını ağır bir biçimde alacaksınız. diğer şikayetçi piçi de elden geçireceğim bulsam ama yapılan şeye o kadar takıldım ki kim olduğunu bile hatırlamıyorum.
bu zihniyetteki şerefsizler için küçük bir not bırakıp bu yazıyı bitireceğim; zaten yine anksiyete krizinin ortasındayım. allahın belası ilaç da bitti yine. geberiyorum alüminyum.
eğer üzerinde güç, denetim ve söz sahibi olduğunuz insanlarla birlikte çalıştığınız bir işiniz varsa, özellikle de çocuklarla çalıştığınız bir meslek, sakın ben bunun ağzına s.....m nasıl olsa bana bir bok yapamaz mantığıyla hareket etmeyin. sonra attığınız füze dönüp sizi vurur benden söylemesi.
(özellikle çocuklar bu tür olayları unutmaz. daha doğrusu insanlar pek çok şeyi unutur ama küçük yaşta yaşadığı travmaları ve bu travmaların öznesi olan yaratıkları asla unutmaz. hepimiz yeri geldiğinde pek çok insanla ağız burun kavga etmişizdir mesela ama çocukken yenen o yumruk unutulmuyor.)
t: denetlemeyen eğitim sisteminin küçücük çocuklar üzerinde bıraktığı trajik izleri içeren başlık.
ilkokula gidiyorum o yıllarda. sanırım 5. sınıftı.* zorunlu din dersine de girmeyen bir öğrenciydim. dava açtı ailem bu konuda hatta. tabii o süreçte başıma gelmeyen kalmadı. türkiye'nin sosyo-kültürel yapısı malumunuz. bizim millet dünyanın en şerefli, namuslu, onurlu rerörö milletidir ama kendinden olmayan birini fırsat bulsa bir kaşık suda boğar.
neyse işte o zamanlar okul yönetimi, öğrenciler, veliler allah ne verdiyse herkes dolaylı yoldan yapıyor yapacağı çirkefliği.
birgün okulda ders bitti; tenefüse girdik. ben de ara boyunca yerimde oturdum* ve karakalem çizimlerimden birine devam ettim. sonra zil çaldı, herkes içeri girdi ve ders başladı. tabii her ilkokulda olduğu gibi bir ders başlatma geleneği olan gammazlama faslına geçildi. biri kalktı dedi ki hocam x bana çarptı.* hoca x'e döndü, x de aynen şöyle dedi: "öğretmenim iorek beni ittirdi; ben o yüzden ona çarptım."
sonra hoca bu şerefsize inandı. beni bütün sınıfın önünde ayağa kaldırıp özür dilememi söyleyerek bağırdı. "öğretmenim ben bir şey yap..." cümlemi tamamlayamadan bizim şeref yoksunu eğitimci kılıklı yaratık tekrar bağırınca özür dileyip yerime oturmak zorunda kaldım. sonra derse başladı bu k....k.
ve bu şerefsiz annemin öğrencisiydi bir de. bu olaydan aylar önce tesadüfen öğrenmiştik.
belki çoğu kişiye çok basit ve anlamsız gelir bu anlattığım ama o yaşlarda ve özellikle de özgüveni düşük, içe kapanık küçük bir çocuk için korkunç bir şey bu bence. aklıma geldikçe öfkeden deliye dönüyorum. yapmadığım, hiçbir suçumun olmadığı bir şey için haksız yere birinden özür dilemek zorunda kaldım; üstelik yaşıtlarımdan oluşan kalabalık bir grubun önünde. yıllarca yaptığım her şeyde bir hata varmış gibi hissettim. hâlâ daha bir hata yapıp kendimi suçlu bir durumda bulmaktan korkuyorum. kafamda gerçek dışı senaryolar oluşuyor çoğu zaman.
hocam, olmaz ama eğer burayı okuyorsanız şunu belirteyim; ilk karşılaşmamızda bunun karşılığını ağır bir biçimde alacaksınız. diğer şikayetçi piçi de elden geçireceğim bulsam ama yapılan şeye o kadar takıldım ki kim olduğunu bile hatırlamıyorum.
bu zihniyetteki şerefsizler için küçük bir not bırakıp bu yazıyı bitireceğim; zaten yine anksiyete krizinin ortasındayım. allahın belası ilaç da bitti yine. geberiyorum alüminyum.
eğer üzerinde güç, denetim ve söz sahibi olduğunuz insanlarla birlikte çalıştığınız bir işiniz varsa, özellikle de çocuklarla çalıştığınız bir meslek, sakın ben bunun ağzına s.....m nasıl olsa bana bir bok yapamaz mantığıyla hareket etmeyin. sonra attığınız füze dönüp sizi vurur benden söylemesi.
(özellikle çocuklar bu tür olayları unutmaz. daha doğrusu insanlar pek çok şeyi unutur ama küçük yaşta yaşadığı travmaları ve bu travmaların öznesi olan yaratıkları asla unutmaz. hepimiz yeri geldiğinde pek çok insanla ağız burun kavga etmişizdir mesela ama çocukken yenen o yumruk unutulmuyor.)
t: denetlemeyen eğitim sisteminin küçücük çocuklar üzerinde bıraktığı trajik izleri içeren başlık.
devamını gör...
sevilen insanla kitapçıda tanışmak
romantik bir hayal bizimkisi, çok kitapçı gezdim ama yok olmuyor.
devamını gör...
16 ocak 2021 izmir kar yağışı
pek kimsenin haberi yok biliyorum ama izmir'in merkez ilçelerinden buca'nın yukarı mahallelerinde vuku bulan hadisedir. izmir'de kar kalınlığı 1 cm'i geçerek biz izmirlileri, daha doğrusu bucalıları hatta yukarı bucalıları korku dolu endişelere büründürmüş, adeta teyakkuza geçirtmiştir. aşağıdaki görüntüler buca'nın oyak sitesi taraflarından.



devamını gör...
türkçede çoğu fiilin argoda seks anlamına gelmesi
türkiyede sekse seks hariç her şey deniyor.
(bkz: işi pişirmek)
(bkz: mercimeği fırına koymak)
(bkz: düzüşmek)
(bkz: kerkinmek)
(bkz: sıcak yuva bulmak)
(bkz: götürmek)
(bkz: anahtarı deliğe yerleştirmek)
(bkz: ceviz kırmak)
(bkz: kaçak et kesmek)
(bkz: operason yapmak)
(bkz: yangına vermek)
(bkz: takılmak)
(bkz: takmak)
(bkz: binmek)
(bkz: delmek)
(bkz: becermek)
(bkz: vermek)
(bkz: tek kale maç)
(bkz: aganigi naganigi)
(bkz: güreş)
(bkz: dar alanda kısa paslaşmalar)
(bkz: comolokko)
(bkz: vuruşmak)
(bkz: alış veriş)
(bkz: dondurmam gaymak)
(bkz: kim kime dum duma)
(bkz: fanfinifinfon)
(bkz: vur kaç)
(bkz: bafi)
(bkz: pompa)
(bkz: yaramazlık)
(bkz: jamiryo)
(bkz: fiki fiki)
bitmez...
(bkz: işi pişirmek)
(bkz: mercimeği fırına koymak)
(bkz: düzüşmek)
(bkz: kerkinmek)
(bkz: sıcak yuva bulmak)
(bkz: götürmek)
(bkz: anahtarı deliğe yerleştirmek)
(bkz: ceviz kırmak)
(bkz: kaçak et kesmek)
(bkz: operason yapmak)
(bkz: yangına vermek)
(bkz: takılmak)
(bkz: takmak)
(bkz: binmek)
(bkz: delmek)
(bkz: becermek)
(bkz: vermek)
(bkz: tek kale maç)
(bkz: aganigi naganigi)
(bkz: güreş)
(bkz: dar alanda kısa paslaşmalar)
(bkz: comolokko)
(bkz: vuruşmak)
(bkz: alış veriş)
(bkz: dondurmam gaymak)
(bkz: kim kime dum duma)
(bkz: fanfinifinfon)
(bkz: vur kaç)
(bkz: bafi)
(bkz: pompa)
(bkz: yaramazlık)
(bkz: jamiryo)
(bkz: fiki fiki)
bitmez...
devamını gör...
ilkokul öğretmeni
öğrencinin bazen anne/baba yerine de koyabildiği kutsal mesleği icra eden kişi.
devamını gör...
sözlüğün en kaliteli 5 yazarı
ah be. bir zamanlar böyle başlıklarda summer queen demeyeni vuruyorlardı. bir bir gitti “kankilerim”. ühühühühüüü.
devamını gör...
unisex şeyler
renkli çorap.
devamını gör...
redd
kült denecek şarkılara imza atmış türk rock grubu. mutlu olmak için, nefes bile almadan hakikaten kült eserler. siyasi duruşlarını da çok seviyorum.
devamını gör...
anneliğin kutsallaştırılması
herkesin kutsalı olmayabilir.
kutsalımdır. benim yarı tanrı’mdır. allah biliyor. allah’a sarılamadığım gibi ona da sarılamıyorum. allahtan şefkat beklediğim gibi onun da şefkatini arıyorum bu âlemde olmasa da. ve bazen ben de tanrılığa soyunuyorum onu yeniden yaratabilmek için. buna da allah şahit.
kutsalımdır. benim yarı tanrı’mdır. allah biliyor. allah’a sarılamadığım gibi ona da sarılamıyorum. allahtan şefkat beklediğim gibi onun da şefkatini arıyorum bu âlemde olmasa da. ve bazen ben de tanrılığa soyunuyorum onu yeniden yaratabilmek için. buna da allah şahit.
devamını gör...
yazarların şu an duymak istediği söz
sözlü bir şey olmasına gerek yok ille de,
sıcak bir tebessüm yeter de artar bile.
sıcak bir tebessüm yeter de artar bile.
devamını gör...
27 aralık 2020 normal sözlük güncellemesi
iko'yu gücendirmek gibi olmasın ama her tarafından peluşlar ve küçük kalpler çıkan güncelleme. çok renkli olması dışında güzel olmuş ama fazla renk zehirlenmesinden ölebilirim sözlük. 1.nesil yazar yazısını görünce gururum okşanmadı değil, rozetimi turuncu isterim baştan anlaşalım.
devamını gör...
ayda 1 sevişenler
bu konu hakkında bir gevgev yapmak istiyorum ama ortam çok gergin.
aa şey ya aman neyse.
aa şey ya aman neyse.
devamını gör...
gezegen sesi
gezegenler tarafından yayılan radyo dalgalarının ses dalgalarına dönüştürülmesiyle elde edilen sesler.
uzayda seslerin yayılmadığını biliyoruz çünkü ses dalgaları mekanik dalgalar sıfınında. yani yayılmak için bol miktarda atom yahut moleküle ihtiyaçları var. fakat elektromanyetik dalgalar için böyle bir sınırlama yok ve gök cisimleri sürekli olarak elektromanyetik dalga yayıyor. gezegenler de buna dahil.
dalgaların frekans dediğimiz özellikleri var ve bu sayede de birbirlerine dönüştürülebilirler. böylece bir gezegenin yaydığı dalgaları alıp bunları farklı frekanslara dönüştürerek ses karşılıklarını bulabiliriz.
merak edenler için gezegenlerin sesleri:
uzayda seslerin yayılmadığını biliyoruz çünkü ses dalgaları mekanik dalgalar sıfınında. yani yayılmak için bol miktarda atom yahut moleküle ihtiyaçları var. fakat elektromanyetik dalgalar için böyle bir sınırlama yok ve gök cisimleri sürekli olarak elektromanyetik dalga yayıyor. gezegenler de buna dahil.
dalgaların frekans dediğimiz özellikleri var ve bu sayede de birbirlerine dönüştürülebilirler. böylece bir gezegenin yaydığı dalgaları alıp bunları farklı frekanslara dönüştürerek ses karşılıklarını bulabiliriz.
merak edenler için gezegenlerin sesleri:
devamını gör...
aşırı mutluluğun huzursuz edici bir yanı olması
mutluluğun yerini daha sonra mutsuzluğun alacağı ve bu mutluluk süresinin tersine dönmesi endişesidir. rahat ve huzurlu yaşamanın da bir gün bedeli olacağını düşünmektir.
devamını gör...
hilafet isteriz
sektir az ötede iste.(bkz: yallah arabistan’a)
devamını gör...
yaramızda kalsın
"ah kadehler kırıldılar sana bu gece" kısmı beni mahveden onur can özcan şarkısıdır.
devamını gör...
yazarların yalan söyleme nedenleri
eğer söylemeseydim bana bağlanacaktı, belki de çok daha sevecekti. belki bir gelecek için hayatını paylaşmak isteyecekti. bunu ona yaşatmaya hakkım yoktu. ona '' benim bir geleceğim yok '' diyemezdim, çok üzülebilirdi. üzülmesin diye yalan söyledim ve kendimi kopardım o daldan.
durmam gereken çizgide durdum sadece, yapmam gerekeni yaptım, içim kan ağlasa da, yüreğimden parçalar kopsa da...
durmam gereken çizgide durdum sadece, yapmam gerekeni yaptım, içim kan ağlasa da, yüreğimden parçalar kopsa da...
devamını gör...