siyasi içerikli entry’leri beğenmeye çekinmek
sözlükte dikkatimi çeken olaydır.
(bkz: siyasi başlıklara yazmaya çekinmek)’ten sonra beğenmeye de korkan güruhu kınıyorum.
(bkz: korkmayın la halkız biz)
(bkz: siyasi başlıklara yazmaya çekinmek)’ten sonra beğenmeye de korkan güruhu kınıyorum.
(bkz: korkmayın la halkız biz)
devamını gör...
milankoviç döngüsü
kısaca; sırp jeofizikçi ve gökbilimci milutin milankoviç’in dünya’nın hareketlerindeki değişikliklerin iklim üzerindeki kolektif etkilerini açıklamaya çalıştığı bir kuramıdır.
buradan
buradan
devamını gör...
kendinden 10 yaş büyük erkekle birlikte olmak
o kadar mesele varken böyle konularda düşünmek israftır. fikirlerinizi israf etmeyiniz kıymetli yazarlar. sizi alakadar eden konulara ilginizi yönlendirin. yoksa sonunda yargıların parmaklık olduğu bir hapishane inşa edersiniz kendinize.
devamını gör...
başak burcu
basak burcu değişkendir, sabit fikirli değildir, okumaya, öğrenmeye, anlamlandırmaya hep açtır, kafası farklı çalışır kendi gibi çevresini de anlamlı kılmak ister. sevdiklerine çok ama çok değer verir, fazlaca fedakardır; onlarin kendince dogru ve güzel olanı yaşamasını ister. farklı fikirlere saygılıdır. öyle sanıldığı gibi takıntılı falan da degildir. takıntılılıktan bahsedeceksek de doğru olana takıntılıdır, beyhude olduğunu bilse de insanlardan umduğu, beklediği budur. gereksiz ve çok konuştuğunu, kendini öne attigini görmeniz zor ama ortamlarda farklı, mantikli fikirleriyle öne çıkar.
tüm bunları geçtim, duyarlılığı had safhadadır, etik değerleri çok önemser. bir başak burcunun size bilerek yanlış yaptığını, kazık attığını görmeniz zor. başak burcunun kıymeti kaybedince anlaşılır. geriye dönüşü ise yoktur.
tüm bunları geçtim, duyarlılığı had safhadadır, etik değerleri çok önemser. bir başak burcunun size bilerek yanlış yaptığını, kazık attığını görmeniz zor. başak burcunun kıymeti kaybedince anlaşılır. geriye dönüşü ise yoktur.
devamını gör...
muhabbet kuşunun ölmesi
en yakın akraban ölmüş gibi hissettirir.
kuşla oynadığınız zamanlar her aklınıza geldiğinde, gözünüzden bir damla akıverir...
kuşla oynadığınız zamanlar her aklınıza geldiğinde, gözünüzden bir damla akıverir...
devamını gör...
günün ünlüsü yazarımız'da ortaya çıkan büyük skandal
armysuzy bir kadındır. benjamin armysuzy'dir. o zaman benjamin bir kadındır.
devamını gör...
birini olduğu gibi kabul etmek
bir insana yapılabilecek en büyük iyiliklerden biridir.
devamını gör...
para
bütün kirleri temizleyebilen kirli güç.
devamını gör...
iltifat edildiğini anlayınca küplere binmek
insan neden güzel iki söze karşı küplere biner ki,dedirten başlık. (bkz: eşek hoş laftan ne anlar)
devamını gör...
dünyanın en samimiyetsiz cümlesi
yeni bir topluluğa dahil olunca genelde söylenen '' hoş geldin, biz sana çok değer veriyoruz, iyi ki varsın '' gibi sözlerdir.
devamını gör...
daddy fan club
vay babayin derdine.. kardeşim bu kadar takılmayın yahu, manyak olursunuz yemin ederim*
tanım: var olmayan bir fun club'a inanan yazar beyanı.*
tanım: var olmayan bir fun club'a inanan yazar beyanı.*
devamını gör...
köylü kadınların libidosunun daha fazla olması
ne saçma başlıklarınız var sizin. kadınlar şöyle, kadınlar böyle, kadın insan mıdır, kadın erkek bir arada olmak vs. hiç kültürünüz yok mu? hiç yazabileceğiniz bilgili olduğunuz bir konu yok mu? neden sürekli kadınlar? kime ne mesajı vermeye çalışıyorsunuz. ekşi'de şurda burda eleştirdiğimiz çöp konuların burda da olması insanı üzüyor.
devamını gör...
yay burcu kadını
hakkında şu zamana kadar nasıl olur da başlık açılmaz dediğim kadın. neşeli, özgür, konuşkan tavırlı aranan insan.
yay burcu kadınının en belirgin ve en çok takdir edilen özellikleri; inanılmaz kıvrak zekası ve çok etkileyici esprileridir. bir yay burcu kadını tanıyıp da onun zekasına hayran olmamak elde değil. her olaydan, her durumdan gülecek, hiciv yapacak bir yön bulup çıkaran yay burcu kadını ile sohbet edebilmek de en az ortalamanın üzerinde bir zeka gerektirir. işte bu çok belirgin komedi, mizah yeteneği yüksek iq’sunun yanında bir de çok okuyor, çok araştırıyor olmasından kaynaklanır. zira bir yay burcu kadının sosyal bilimler, toplumsal olaylar, bilimsel gelişmeler, din, siyaset ve daha pek çok konuda bilgi, donanım ve kültür sahibidir. bu bakımdan yay burcu kadını ile sohbet ederken dikkat etmekte fayda var. zira o asla altını dolduramayacağı, kanıtlayamayacağı konularda konuşmaz. bu hoş ve içi dolu sohbetleri sayesinde yay burcu kadını hiç yalnız kalmaz, her zaman onu dinlemeye hazır, onunla sohbet etmek için can atan kişiler bulunur. ayrıca geleceği görme, tahmin edebilme gibi ileri görüşlü yaklaşımı ve hep karar verirken aklı, mantığı ön planda tutma eğilimi sayesinde yay burcu kadınına fikir sormak, akıl danışmak isteyen de çok olur.
yay burcu kadınının en belirgin ve en çok takdir edilen özellikleri; inanılmaz kıvrak zekası ve çok etkileyici esprileridir. bir yay burcu kadını tanıyıp da onun zekasına hayran olmamak elde değil. her olaydan, her durumdan gülecek, hiciv yapacak bir yön bulup çıkaran yay burcu kadını ile sohbet edebilmek de en az ortalamanın üzerinde bir zeka gerektirir. işte bu çok belirgin komedi, mizah yeteneği yüksek iq’sunun yanında bir de çok okuyor, çok araştırıyor olmasından kaynaklanır. zira bir yay burcu kadının sosyal bilimler, toplumsal olaylar, bilimsel gelişmeler, din, siyaset ve daha pek çok konuda bilgi, donanım ve kültür sahibidir. bu bakımdan yay burcu kadını ile sohbet ederken dikkat etmekte fayda var. zira o asla altını dolduramayacağı, kanıtlayamayacağı konularda konuşmaz. bu hoş ve içi dolu sohbetleri sayesinde yay burcu kadını hiç yalnız kalmaz, her zaman onu dinlemeye hazır, onunla sohbet etmek için can atan kişiler bulunur. ayrıca geleceği görme, tahmin edebilme gibi ileri görüşlü yaklaşımı ve hep karar verirken aklı, mantığı ön planda tutma eğilimi sayesinde yay burcu kadınına fikir sormak, akıl danışmak isteyen de çok olur.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
kadın adamı çok uzun zamandır tanımıyordu ama biliyordu işte. adama baktı ve bir süredir içinde tuttuğu hislerini artık söylemeye karar verdi, belki bu son görüşmeleri olacaktı, belki böylesi doğruydu herkes için ya da belki de kadının dedikleri adamda bir “aydınlanma” yaratacaktı ki sonrası ile ilgili şu an bu satırları yazan kişinin bile fikri yoktu...
“sanırım zamanında birisi önce her şeyiniz olup,
sonra da her şeyinizi almış gitmiş...” *
kısa bir durakladı kadın, elindeki kahve fincanını yavaşça bıraktı ve sadece adama baktı. tepkisiz yüzünden anlamadığı bir gölge geçiyordu o anda...tanıdığını sandığı adamın hiç bilmediği ikliminin, hiç bilmediği hüznüydü o geçen... ve yakalayamayacağını biliyordu.
bıraktı...
sonra devam etti konuşmaya çünkü bu durum susmanın her ikisini de daha karanlık bir kuyuya atacağı bir hal almaya başlamak üzereydi. dökülmeliydi içlerine sakladıkları, ki kadın zaten uzun süre saklayamazdı da. sandığı gibi olmadığını bildiği birisine onun da onda sandığı gibi birisi olmadığını anlatmanın doğru kelimelerini arıyordu ellerini kahve fincanına götürüp adeta ondan güç aldığı o kısacık sessizlik anında ve buldu kendince...
“şimdi bu kadar uğraş bundan olmalı;
hiç kimse her şeyiniz olmasın diye!
ama merak etmeyin, hepimizin geçmişten getirdiği, sık sık dokunduğu ve dokundukça da depreşen yaraları var.
kimimizin sırtında, kimimizin kalbinde...
ben sizi görmeye çalıştıkça siz kaçmak da değil bu tam olarak belki fakat anlam veremediğim bir giz perdesi ardına saklıyorsunuz kendinizi. o yaralar orada öylece dururken illa birileri denk gelip canınızı yakacak. izin verin ben sakince dokunayım onlara, ben göreyim. merak etmeyin hırpalayıp, acıtmam sizi, belki benzerdir yaralarımız, yakmam canınızı söz. hem kimse de kimseye zorla merhem olamaz ki yani ısrarcı değil gönüllüyüm sadece.”
adam kuşkusuz böyle bir açıklama beklemiyordu kadından. tepkisizliğine anlamsız bakan gözleri eşlik etmeye başlamıştı. içten içe kendine kızıyordu yeterince derine gizleyemediği için acılarını. demek ki yeterince dikkatli bakan herkes görebilirdi acılarını, demek ki yeterince dikkat edecek kadar kimseyi tutmamalıydı hayatında. evet bu adam böyleydi, derdi mütemadiyen kendisi olduğu için karşısındakinin anlattığı şey zerre etki etmiyordu. yine ve yine kendine kızmakta meşguldü hep olduğu gibi.
kadın anlamıştı, ne derse desin fikri değişmeyecekti adamın. hiçbir çabası karşılık bulmuyordu ve zorlamanın da anlamı yoktu artık. adam kendi içine dalmışken kadın sessizce kalktı masadan. gidip hesabı ödedi önce, sonra da ona iletilmesini rica ettiği bir not bıraktı adama;
“bazen unutmak kelimesini bir kağıttan silmek unutmaktan daha uzun sürüyor inanın, tıpkı az önce beni unuttuğunuz gibi...”
ve kadın oradan da, adamın hayatından da çıktı gitti hiç yokmuş, hiç olmamış gibi...
duvar... *
“sanırım zamanında birisi önce her şeyiniz olup,
sonra da her şeyinizi almış gitmiş...” *
kısa bir durakladı kadın, elindeki kahve fincanını yavaşça bıraktı ve sadece adama baktı. tepkisiz yüzünden anlamadığı bir gölge geçiyordu o anda...tanıdığını sandığı adamın hiç bilmediği ikliminin, hiç bilmediği hüznüydü o geçen... ve yakalayamayacağını biliyordu.
bıraktı...
sonra devam etti konuşmaya çünkü bu durum susmanın her ikisini de daha karanlık bir kuyuya atacağı bir hal almaya başlamak üzereydi. dökülmeliydi içlerine sakladıkları, ki kadın zaten uzun süre saklayamazdı da. sandığı gibi olmadığını bildiği birisine onun da onda sandığı gibi birisi olmadığını anlatmanın doğru kelimelerini arıyordu ellerini kahve fincanına götürüp adeta ondan güç aldığı o kısacık sessizlik anında ve buldu kendince...
“şimdi bu kadar uğraş bundan olmalı;
hiç kimse her şeyiniz olmasın diye!
ama merak etmeyin, hepimizin geçmişten getirdiği, sık sık dokunduğu ve dokundukça da depreşen yaraları var.
kimimizin sırtında, kimimizin kalbinde...
ben sizi görmeye çalıştıkça siz kaçmak da değil bu tam olarak belki fakat anlam veremediğim bir giz perdesi ardına saklıyorsunuz kendinizi. o yaralar orada öylece dururken illa birileri denk gelip canınızı yakacak. izin verin ben sakince dokunayım onlara, ben göreyim. merak etmeyin hırpalayıp, acıtmam sizi, belki benzerdir yaralarımız, yakmam canınızı söz. hem kimse de kimseye zorla merhem olamaz ki yani ısrarcı değil gönüllüyüm sadece.”
adam kuşkusuz böyle bir açıklama beklemiyordu kadından. tepkisizliğine anlamsız bakan gözleri eşlik etmeye başlamıştı. içten içe kendine kızıyordu yeterince derine gizleyemediği için acılarını. demek ki yeterince dikkatli bakan herkes görebilirdi acılarını, demek ki yeterince dikkat edecek kadar kimseyi tutmamalıydı hayatında. evet bu adam böyleydi, derdi mütemadiyen kendisi olduğu için karşısındakinin anlattığı şey zerre etki etmiyordu. yine ve yine kendine kızmakta meşguldü hep olduğu gibi.
kadın anlamıştı, ne derse desin fikri değişmeyecekti adamın. hiçbir çabası karşılık bulmuyordu ve zorlamanın da anlamı yoktu artık. adam kendi içine dalmışken kadın sessizce kalktı masadan. gidip hesabı ödedi önce, sonra da ona iletilmesini rica ettiği bir not bıraktı adama;
“bazen unutmak kelimesini bir kağıttan silmek unutmaktan daha uzun sürüyor inanın, tıpkı az önce beni unuttuğunuz gibi...”
ve kadın oradan da, adamın hayatından da çıktı gitti hiç yokmuş, hiç olmamış gibi...
duvar... *
devamını gör...
8 mart dünya emekçi kadınlar günü rozeti
an itibarıyla yayında olan rozettir.
kafa sözlük olarak 8 mart dünya emekçi kadınlar günü’nü unutmadık ve siz değerli yazarlarımız için bir rozet hazırladık. sadece 24 saatliğine yayında olacak rozetin karma puanı 1. evet yanlış duymadınız, 1(bir)* kadına şiddet ve kadın cinayeti haberlerinin katlanarak arttığı bu günlerde bu tarz olayları önleyemesek de tavrımızı ortaya koymamız gerektiğini düşünüyorum. bir gün değil her gün bu bilince sahip olmamız temennisiyle.
8 mart dünya emekçi kadınlar günümüz kutlu olsun!
haydi kafa store'a!
not: bu 8 mart 2021 tarihine ait özel koleksiyon bir rozettir.
24 saat sonra kafa store'dan kalkacaktır.
ancak rozet satın aldıktan sonra sizindir, dilediğiniz gibi kullanabilir ve sergileyebilirsiniz.
kafa sözlük olarak 8 mart dünya emekçi kadınlar günü’nü unutmadık ve siz değerli yazarlarımız için bir rozet hazırladık. sadece 24 saatliğine yayında olacak rozetin karma puanı 1. evet yanlış duymadınız, 1(bir)* kadına şiddet ve kadın cinayeti haberlerinin katlanarak arttığı bu günlerde bu tarz olayları önleyemesek de tavrımızı ortaya koymamız gerektiğini düşünüyorum. bir gün değil her gün bu bilince sahip olmamız temennisiyle.
8 mart dünya emekçi kadınlar günümüz kutlu olsun!
haydi kafa store'a!
not: bu 8 mart 2021 tarihine ait özel koleksiyon bir rozettir.
24 saat sonra kafa store'dan kalkacaktır.
ancak rozet satın aldıktan sonra sizindir, dilediğiniz gibi kullanabilir ve sergileyebilirsiniz.
devamını gör...
rte’nin daha neler olacak neler bunlar iyi günler demesi
iktidar uğruna ülkeyi ateşe atmaktan çekinmeyeceklerini alenen söylediği bir söz. 7 haziran 2015 sonrası için de "halk kaosu seçti" demişlerdi. öyle bir süreç sanmıyorum ama muhalefete sert yükleneceklerinin mesajını veriyor. tüm tuşlara basacaklar.
devamını gör...
bir yakınını kaybetmek
her gece uyumadan önce yastığa başımı koyduğumda '' bir yakınımı kaybetmek'' korkusunu yaşıyorum. ve gün bitmeden hayatımda iyi ki varlar dediğim insanlara teşekkür ediyorum. düşüncesi bile korkunç. yakınını kaybedenlere güç diliyorum
devamını gör...
yağmura en çok yakışan şey
havuzda yüzerken yağsın iri iri.
devamını gör...
metrobüste taciz
ülkemiz kadınlarının sıklıkla başına gelen durumdur.
bundan birkaç yıl evvel metrobüste orta bölümde cam kenarında ayakta seyehat ederken üç erkek etrafımı sardı. sürekli iğrenç şeyler söylemeye başladılar. etraftakiler duydukları halde bu karaktersiz sapıklara tepki göstermedi. bir zaman sonra sinirlerim bozuldu ağlamaya başladım. o zamana kadar bunları duyup müdahale etmeyenlerden biri "gel bacım otur" diyerek bana yerini verdi. oturdum koltuga çok geçmedi, yer veren kişi fiziksel tacize başladı. ellerim dizlerim titremeye başladı, ağlayarak ilk durakta indim.
o olaydan sonra devasa bir postacı çantası aldım,sırtımı eskisi cama yaslamaya devam ettim. önüme çantamı getirip, elime de bir toplu iğne aldım. gereginden fazla yaklaşana, burnumun dibine girip laf atıp haddini aşana saplıyorum. siz de yapın başka türlü bize seyehat hakkı yok.
edit: imla.
bundan birkaç yıl evvel metrobüste orta bölümde cam kenarında ayakta seyehat ederken üç erkek etrafımı sardı. sürekli iğrenç şeyler söylemeye başladılar. etraftakiler duydukları halde bu karaktersiz sapıklara tepki göstermedi. bir zaman sonra sinirlerim bozuldu ağlamaya başladım. o zamana kadar bunları duyup müdahale etmeyenlerden biri "gel bacım otur" diyerek bana yerini verdi. oturdum koltuga çok geçmedi, yer veren kişi fiziksel tacize başladı. ellerim dizlerim titremeye başladı, ağlayarak ilk durakta indim.
o olaydan sonra devasa bir postacı çantası aldım,sırtımı eskisi cama yaslamaya devam ettim. önüme çantamı getirip, elime de bir toplu iğne aldım. gereginden fazla yaklaşana, burnumun dibine girip laf atıp haddini aşana saplıyorum. siz de yapın başka türlü bize seyehat hakkı yok.
edit: imla.
devamını gör...