fiksasyon
          freud'un psikoanalitik gelişim kuramına göre psikoseksüel kişilik gelişimi yaşamın ilk yıllarında her biri cinsel uyarılmaya duyarlı belli bölgelerde olur. yaşamın 0-18 aylık ilk kısmını kapsayan oral dönemde erotojenik bölge ağız ve çevresidir. 1,5 yaş ile 3 yaş arasında gerçekleşen anal dönemde  ise bu erotojenik bölge ve libido odağı anüs ve çevresidir.  yaşamın 3 yaş ile 6 yaş arasındaki dönemi kapsayan fallik dönemde  ise bu bölge genital organlardır.  işte fiksasyon kelimesi de tam da bu noktada karşımıza çıkmaktadır. 
kişi gelişim dönemi içerisinde, erotojenik bölgenin haz ihtiyacı eksik veya fazla doyuma ulaşırsa bireyde fiksasyon yaşanır. yani bir nevi takılma da diyebiliriz. işte burda yaşanan bu takılma durumu, bireyin yetişkinlik döneminde kendisini gösterir. örnek verecek olursak, anal dönemde birey, anüs kaslarını kontrol edebilmeyi öğrenir. kas kontrolü ile tutma veya bırakma eylemlerinden birey haz almaktadır. eğer bu haz eksik veya fazla olursa birey bu dönemde fiksasyon yaşar ve bu durum kendisini yetişkinlik döneminde gösterir. anal dönemde oluşan bu durum kendisini iki farklı şekilde gösterir: anal tutuculuk ve anal salıcı tepki. anal tutuculuk yaşayan bireyler ilerde inatçı, aşırı düzenli, aşırı titiz, cimri gibi kişilik özellikleri gösterirken, anal salıcılık kişilik özellikleri savurganlık, dağınıklık, yıkıcık, dürtüsellik olarak sıralanabilmektedir.
oral dönemi dönemsel olarak iki kısma ayırabiliriz. oral edilgen dönem, doğumdan diş çıkarmaya kadar süren dönemi ifade eder. eğer bu dönemde bir fiksasyon yaşanırsa, birey aşırı bağımlılık, saflık, edilgenlik, iyimserlik, onaylanma veya desteklenme ihtiyacı gibi kişilik özellikleri gösterecektir. diğer dönem ise oral agresif dönemdir. bu dönem dişlerin çıkmaya başlamasından itibaren devam eden süreci belirtir. eğer birey bu dönemde bir fiksasyon yaşarsa, kötümser, sömürücü, kırıcı, agresif, münakaşacı özellikler gösterecektir. ayrıca tırnak yeme, sigara içme, çok küfür etme gibi davranışlar da oral dönemde yaşanmış bir fiksasyon belirtisidir.
sevgili psy active'nin ricası ile kaleme alınmıştır. kendisine teşekkürü borç bilirim.
  kişi gelişim dönemi içerisinde, erotojenik bölgenin haz ihtiyacı eksik veya fazla doyuma ulaşırsa bireyde fiksasyon yaşanır. yani bir nevi takılma da diyebiliriz. işte burda yaşanan bu takılma durumu, bireyin yetişkinlik döneminde kendisini gösterir. örnek verecek olursak, anal dönemde birey, anüs kaslarını kontrol edebilmeyi öğrenir. kas kontrolü ile tutma veya bırakma eylemlerinden birey haz almaktadır. eğer bu haz eksik veya fazla olursa birey bu dönemde fiksasyon yaşar ve bu durum kendisini yetişkinlik döneminde gösterir. anal dönemde oluşan bu durum kendisini iki farklı şekilde gösterir: anal tutuculuk ve anal salıcı tepki. anal tutuculuk yaşayan bireyler ilerde inatçı, aşırı düzenli, aşırı titiz, cimri gibi kişilik özellikleri gösterirken, anal salıcılık kişilik özellikleri savurganlık, dağınıklık, yıkıcık, dürtüsellik olarak sıralanabilmektedir.
oral dönemi dönemsel olarak iki kısma ayırabiliriz. oral edilgen dönem, doğumdan diş çıkarmaya kadar süren dönemi ifade eder. eğer bu dönemde bir fiksasyon yaşanırsa, birey aşırı bağımlılık, saflık, edilgenlik, iyimserlik, onaylanma veya desteklenme ihtiyacı gibi kişilik özellikleri gösterecektir. diğer dönem ise oral agresif dönemdir. bu dönem dişlerin çıkmaya başlamasından itibaren devam eden süreci belirtir. eğer birey bu dönemde bir fiksasyon yaşarsa, kötümser, sömürücü, kırıcı, agresif, münakaşacı özellikler gösterecektir. ayrıca tırnak yeme, sigara içme, çok küfür etme gibi davranışlar da oral dönemde yaşanmış bir fiksasyon belirtisidir.
sevgili psy active'nin ricası ile kaleme alınmıştır. kendisine teşekkürü borç bilirim.
devamını gör...
ülkemizde saygı duyulan meslekler
          çok para kazandıran herhangi bir meslektir. bu ülkede insanlar artık eğitim düzeyine değil, maddi güce saygı duyuyorlar.
      
  devamını gör...
dizilerdeki şiir okuma furyası
          bayık ağlama sahneleriyle, gıy gıy keman sesi eşliğinde; popüler şairlerin popüler şiirlerini okuma akımı.
hiç samimi değil.
"göğe bakalım" demek kolay "sen türkiye gibi aydınlık ve güzelsin" de bi kere de arkadaşım.
ayrıca neden her şiiri böyle ağlak bir fon eşliğinde okuyorlar?
şiir demek ağlaklık demek mi?
"bırak beni haykırayım, susarsam sen mâtem et!" demek için ağlaklık mı gerekiyor?
edebiyat, dil, incelik dizi senaryolarına düşecek kadar ucuz değil
  hiç samimi değil.
"göğe bakalım" demek kolay "sen türkiye gibi aydınlık ve güzelsin" de bi kere de arkadaşım.
ayrıca neden her şiiri böyle ağlak bir fon eşliğinde okuyorlar?
şiir demek ağlaklık demek mi?
"bırak beni haykırayım, susarsam sen mâtem et!" demek için ağlaklık mı gerekiyor?
edebiyat, dil, incelik dizi senaryolarına düşecek kadar ucuz değil
devamını gör...
insanların size baktığında gördükleri
          her zaman yanında olacak bir 'enayi' görüyor sanırım yoksa bu kadar kazık yememin başka bir açıklaması olamaz.
      
  devamını gör...
yazarların garip huyları
          en ufak olumsuzlukla içime kapaniyorum..
      
  devamını gör...
yerli yersiz sorulmaması gereken sorular
          cevap verseniz bir türlü vermeseniz bir türlü olan sorulardır.
(bkz: evlilik ne zaman)
(bkz: kilo mu aldın)
(bkz: ne kadar maaş alıyorsun)
  (bkz: evlilik ne zaman)
(bkz: kilo mu aldın)
(bkz: ne kadar maaş alıyorsun)
devamını gör...
evde kalmak
          evde kal çağrısına uyarak evde kalan kişidir.
      
  devamını gör...
normal sözlük vs ekşi sözlük
          kafa sözlük lise ortamıdır. 
ekşi sözlük ise üniversite ortamı.
  ekşi sözlük ise üniversite ortamı.
devamını gör...
12 yaşındaki kızın biriktirdiği harçlıklarla çiftçiliğe atılması
          öyle yada böyle... ne önemi var? çocuk farmville veyahut benzeri sanal gerçeklik, çakma doğa sever oyunlarla kafayı bozmak yerine, halis muhlis işin içine girmiş.
parasını biriktirmiş, babası da sorumlu bir ebeveyn gibi davranmış, üzerine ekleme yapmış.
alkışlanacak hareket. lâkin ülke, son 18 yılda kulp takma mütehassıslığı bölümünden zibille mezun verdiği için acayip tepkilerle karşılaşır olduk.
çocuk parayı play station için biriktirse, üzerini babası tamamlasa , tek kelime etmezsiniz zalımlar.
  parasını biriktirmiş, babası da sorumlu bir ebeveyn gibi davranmış, üzerine ekleme yapmış.
alkışlanacak hareket. lâkin ülke, son 18 yılda kulp takma mütehassıslığı bölümünden zibille mezun verdiği için acayip tepkilerle karşılaşır olduk.
çocuk parayı play station için biriktirse, üzerini babası tamamlasa , tek kelime etmezsiniz zalımlar.
devamını gör...
güneş (yazar)
          söylecek her şey söylenmiş bana cümle kalmamış. güneş. hep yaz. hep okuyalım. elimizden başka ne geliyor bu canına yandığımın dünyasında.
      
  devamını gör...
avrupalılar o kadar keşif ve buluş yaparken doğulular ne yapıyordu sorunsalı
          coğrafi keşifler, rönesans, reform, aydınlanma, devrimler sanayileşme batıda art arda yaşanırken, atalarımız ve daha doğudakiler tam olarak neyle meşgul oluyordu acaba. kahvede oturup tavla mı oynuyordu. neden hiçbir şeyi merak etmemiş bu adamlar.
      
  devamını gör...
sevgilisi olmayan bireylerin yaptıkları
          sevgilisi olan bireylerin yaptıkları ile aynıdır.
1 yıldır sevgilisi olmayan biri olarak mutsuzluk dışında pek bir numarasını görmedim. sadece mutsuzluk ve umutsuzluk var içimde.
güzellik algım sevgi gibi olaylar yok içimde.
eski sevgilimi özlüyorum o kadar.
yeni biri istemiyorum eski biri istemiyorum. rahatım ama arada hüzünleniyorum.
ve ayran sallamayı çok seviyorum. sevgilisi olan sallayamaz pek.
  1 yıldır sevgilisi olmayan biri olarak mutsuzluk dışında pek bir numarasını görmedim. sadece mutsuzluk ve umutsuzluk var içimde.
güzellik algım sevgi gibi olaylar yok içimde.
eski sevgilimi özlüyorum o kadar.
yeni biri istemiyorum eski biri istemiyorum. rahatım ama arada hüzünleniyorum.
ve ayran sallamayı çok seviyorum. sevgilisi olan sallayamaz pek.
devamını gör...
satranç
          aynı zamanda (bkz: stefan zweig)' in bir romanı
tek başına bir odada (hücre de olabilir okuyalı uzun zaman oldu), kendiyle satranç oynayan bir adamı anlatır. satranç oynayacak kimse bulamadığı için rakibi yine kendisi olur.
  tek başına bir odada (hücre de olabilir okuyalı uzun zaman oldu), kendiyle satranç oynayan bir adamı anlatır. satranç oynayacak kimse bulamadığı için rakibi yine kendisi olur.
devamını gör...
kendini gerçekleştiren kehanet
          eğitim bilimleri veya psikolojide de kullanılan bir kavram.
basit tanımla 'aklına gelenin başına gelmesi' diyebiliriz. tabi arka planda zihindeki telkinler-bilinçaltı etkilidir.
  basit tanımla 'aklına gelenin başına gelmesi' diyebiliriz. tabi arka planda zihindeki telkinler-bilinçaltı etkilidir.
devamını gör...
peygamber çiçeği
          normalde estonya'nın ulusal sembolü olan ve ülkemizde de yetişen, bahar aylarında açan mavi renkli bir bitki.
      
  devamını gör...
duygusal halı yıkama
          is ahlaki yuksek iki kardesin icra ettigi meslek.*
halicil kusu olarak da bilinirler.
bu ikili beni dumurdan dumura suruklemisti ilk izledigimde, ayni oranda paylasilan delilik.
ozsaygi kazanmayi halilardan sonra bize de, allahim nasip et be.*
"biri bizi surekli sevse"
      
  halicil kusu olarak da bilinirler.
bu ikili beni dumurdan dumura suruklemisti ilk izledigimde, ayni oranda paylasilan delilik.
ozsaygi kazanmayi halilardan sonra bize de, allahim nasip et be.*
"biri bizi surekli sevse"
devamını gör...
büyük yazarlardan küçük bilgiler
          ilk konuğumuz lewis carroll.
~gerçek ismi charles lutwidge dodgson.
~matematik, yazarlık, fotoğrafçılık ve üç tekerlekli bisikletler onun ilgi alanına giriyordu.
~yazı ve matematik kariyerini ayrı tutmaya kararlı olan dodgson, kensine lewis carroll takma adını geliştirdi. bunun için ilk iki isminin yerini değiştirip onları latinceye sonra da yeniden ingilizceye tercüme etti. bu tür tuhaf ve zekice oyunları onun yazı stilinin alametifarikası haline geldi.
~carroll 1862'de arkadaşlarıyla birlikte bir gemi seyahatine çıktı. yolculukta sıra dışı bir dostluk geliştirdiği 10 yaşındaki alice liddell de vardı. carroll, gemide vakit geçirmek için başkahramanı alice olan bir öykü yazdı.*
~carroll ayrıca kütüphanede kolayca bulunabilmesi için kitap adını cildin sırtına yazma fikrini de ilk geliştiren kişiydi.
~"p" ile başlayan o sözcük ölümünün üzerinden yüz yılı aşkın bir süre geçtiği halde lewis carroll'ın yakasını hala bırakmıyordu.
carroll pedofil miydi?
tartışmaların ardı arkası kesilmiyordu. carroll yüzlerce çıplak fotoğraf çekmişti (kendisi değildi çıplak olan kızlardı.) fotoğrafların hiçbiri açıkça cinselliği düşündürmese de kızlardan en azından birinin annesi, kızının başında kimse olmadan fotoğrafının çekilmesi teklifinin ürkütücü bularak reddetmişti.
~carroll'ın "alice harikalar diyarında" kitabının kahramanı alice lidell ile özellikle yakın bir ilişkisi vardı ve bu ilişki 1863'te aniden bitti.
ani bitişin nedenini bilen yoktu. ayrıca carroll günlüklerinde ömür boyu taşıdığı günah ve suçluluk duygusundan söz ediyordu. hangi konuda suçluluk duyduğunu hiç belirtmemişti. acaba fotoğraf çekmekten fazlasını mı yapıyordu?
yakın dönem biyograflarından bazıları carroll'ın sadece willy wonka tipinde, çocuklardan büyülenen ama onları istismar edecek ya da kullanacak bir şey yapmayan biri olduğunu söylüyor. şurası kesinki carroll'ın herhangi birine uygunsuz yaklaştığını gösteren hiçbir delil yok. gerçeği ancak beyaz tavşan bilir.
kaynak: büyük yazarların gizli hayatları.
  ~gerçek ismi charles lutwidge dodgson.
~matematik, yazarlık, fotoğrafçılık ve üç tekerlekli bisikletler onun ilgi alanına giriyordu.
~yazı ve matematik kariyerini ayrı tutmaya kararlı olan dodgson, kensine lewis carroll takma adını geliştirdi. bunun için ilk iki isminin yerini değiştirip onları latinceye sonra da yeniden ingilizceye tercüme etti. bu tür tuhaf ve zekice oyunları onun yazı stilinin alametifarikası haline geldi.
~carroll 1862'de arkadaşlarıyla birlikte bir gemi seyahatine çıktı. yolculukta sıra dışı bir dostluk geliştirdiği 10 yaşındaki alice liddell de vardı. carroll, gemide vakit geçirmek için başkahramanı alice olan bir öykü yazdı.*
~carroll ayrıca kütüphanede kolayca bulunabilmesi için kitap adını cildin sırtına yazma fikrini de ilk geliştiren kişiydi.
~"p" ile başlayan o sözcük ölümünün üzerinden yüz yılı aşkın bir süre geçtiği halde lewis carroll'ın yakasını hala bırakmıyordu.
carroll pedofil miydi?
tartışmaların ardı arkası kesilmiyordu. carroll yüzlerce çıplak fotoğraf çekmişti (kendisi değildi çıplak olan kızlardı.) fotoğrafların hiçbiri açıkça cinselliği düşündürmese de kızlardan en azından birinin annesi, kızının başında kimse olmadan fotoğrafının çekilmesi teklifinin ürkütücü bularak reddetmişti.
~carroll'ın "alice harikalar diyarında" kitabının kahramanı alice lidell ile özellikle yakın bir ilişkisi vardı ve bu ilişki 1863'te aniden bitti.
ani bitişin nedenini bilen yoktu. ayrıca carroll günlüklerinde ömür boyu taşıdığı günah ve suçluluk duygusundan söz ediyordu. hangi konuda suçluluk duyduğunu hiç belirtmemişti. acaba fotoğraf çekmekten fazlasını mı yapıyordu?
yakın dönem biyograflarından bazıları carroll'ın sadece willy wonka tipinde, çocuklardan büyülenen ama onları istismar edecek ya da kullanacak bir şey yapmayan biri olduğunu söylüyor. şurası kesinki carroll'ın herhangi birine uygunsuz yaklaştığını gösteren hiçbir delil yok. gerçeği ancak beyaz tavşan bilir.
kaynak: büyük yazarların gizli hayatları.
devamını gör...
ötanazi
          insanoğlu için bir haktır. ciddi psikiyatrik hastalıkları yok ise, yani temiz bir akıl ile karar verilmiş ise saygı duyulması, yerine getirilmesi gerekmektedir. yaşamak bir hak olduğu gibi yaşamamayı seçmek de bir tercih ve haktır. saygı duyulması gerekir.
      
  devamını gör...

