benim de sorduğum bir soru bu.
bence değilsiniz. üç beş değişik girdiyle troll olunmaz.
bazen kendimi troll gibi hissediyorum sonra toparlanıyorum ve diyorum ki "kendine gel sen ice'sın."
devamını gör...

nice kahraman doktor adaylarının girecek olduğu sınavdır.

sınava girecek herkese başarılar ve kolaylıklar dilerim.
devamını gör...

normal insan.

belki de istememiştir ve kurmamıştır. niye altında farklı sebep arıyoruz her zaman?
devamını gör...

yağmur altında ateşe düştüm
başımda savrulur sevda külleri.
buradan

anasının elinden kaçırıp bir kaç kuruş
konserlere giderdi, çılgın gözyaşlarıyla.
buradan
permadan sonra kesinlikle tezgahtar nebahat oldum.
devamını gör...

sevdiğiniz insanlarla iletişim kurup gülüyorsanız değerdir.
devamını gör...

fiziksel bi ağrın yok, yorgunluğun yok ama yorgun ve bitkin hissediyorsun. heh işte o depresyon ya da büyük ihtimalle depresyon başlangıcı. uzmanı dışında kimse doğru teşhis edemez elbette ama dikkat etmekte fayda var.
devamını gör...

ikna edici bir hareket.
porcshe daha iyi olur da neyse.
devamını gör...

yeni nesil tarafından pek bilinmeyen ülkenin en iyi müzisyenlerinden biridir.

1953 yılında istanbul'da doğmuş, piyano, trombon, kontrbas, flüt, gitar, bas gitar, keman, saksafon, ud* çalabilen yetenekli bir enstrumanist'tir.*

uzun yıllar caz orkestralarında yer aldıktan sonra katıldığı kuşadası altın güvercin şarkı yarışmasını "yol verin a dostlar" şarkısıyla kazanmış, pop müziğe geçiş yapmıştır. caz'dan para kazanamadığı için bu yolu seçtiğini söyler. 90'lı yıllarda çıkardığı albümlerle (ellerim bomboş, penceremden gökyüzüne, sana deliyim) o döneme göre oldukça kaliteli şarkılar yapmıştır.

sensiz olamam

emmoğlu

kör kuyular
devamını gör...

yastığın ıslanan kısmına kafanızı koymamak için belli bir tarafta uyursunuz.
devamını gör...

bir minibüs yazısı ile tanım vereceğim başlık.
nazar etme ne olur, çalış seninde olur.
devamını gör...

her yere apartman dairesi gibi üniversite açılması, açılan bu yerlere liyakat gözetmeksizin soy ve sadakat bağıyla kadro kurulması, böylece eğitimin hem öğrenci hem akademik açıdan niteliksizleşmesi ilk nedendir. ikinci nedense bilim üretmek için imkan tanınmamasıdır. ne üretilmesi için bütçe ayrılır ne de ürettiğiniz şey değer görür. böyle devam ettiği sürece haberlerde türk projelerinin yurt dışında nerelere geldiğini okuyup haddimize olmadığı halde gururlanmaya devam ederiz.
devamını gör...

merhabalar değerli dostlar. malumunuz olduğu üzere sözlüğümüzde kulüp faaliyetleri ışık hızında ilerliyor. ancak mevcut kulüplerin bazı yazarlarımızın beklentilerini karşılayamadığı aşikar. iş bu sebeple ortaya çıkan boşluğu doldurmak ve kendini ötekileştirilmiş hisseden dostlarımızla birlikte yola devam etmek adına, kafa sözlük hunidaşlar kulübünün faaliyetlerine başlamasına karar vermiş bulunuyoruz. hunidaşlar kulübünün diğer güzide kulüplerle herhangi bir problemi bulunmadığının altını da kalın çizgilerle belirtmek isteriz.

iş bu kulüp; 3 adet tahtası eksik yazar tarafından kurulmuştur. bu yazarlar; bythemali, 0330 ve ateist kaplumbağa'dır.

kulübümüzün resmi marşı erkin baba'nın ''hayat katarı'' şarkısıdır. kulübümüze üye olmak isteyenler bu şarkıyı ezbere bilmekle mükelleftirler. bu şarkıyı ezbere söyleyemeyen hiç bir yazar kulübümüze üye olamayacaktır.



ayrıca katılımcıların huniyle çekilmiş bir adet fotoğraflarını başlık altında paylaşmaları zorunludur. fotoğraflarda, yüzlerinizin gözükmesine gerek yoktur. ancak hunileriniz muhakkak gözükmelidir. hunisiz fotoğraf yollayan yazarlar kulübümüze üye yapılmayacaklardır.

kulübümüze katılacak yazarların ''şoför nebahat''adını duyduklarında akıllarına gelecek ilk isim sezer sezin olmalıdır. belgin doruk ve fatma girik gibi isimler aklınıza geliyorsa kesinlikle bu kulübe başvurmayınız.

bu kulübe üye olanlar için ''ıron maiden'' metal müzik aleminin tartışmasız en iyi ve en özel grubu olmalıdır. aksi beyanlar üye olmanıza engeldir. başlangıçta bu durumu kabul edip sonrasında maiden'a şirk koşmanız halinde sorgusuz sualsiz kulüpten atılırsınız.

grubumuzun bir discord hesabı olmayacaktır. bunun sebebi şudur; hunidaşlar zihinsel güçlerini kullanıp, diğer hunidaşlarla zihinsel metotlar aracılığı ile iletişime geçeceklerdir. bunu başaramayan bir yazarın kulübümüze kayıt olması mümkün değildir. kendinizi bu konuda sınamak için 0330 ile zihinsel anlamda iletişime geçmeye çalışınız, başaramıyorsanız da durumu fazla zorlamayınız ve discord hesabı olan kulüplere doğru yol alınız...

yukarıda saydığımız şartlar kulübümüzün kurucu şartları olup, diğer ayrıntılar zihinsel temas ile iletişime geçebilen yazarlarımıza daha sonra bildirilecektir. şimdilik durum bu merkezde. merak ettiğiniz şeyler olursa başlık altından bizlere sorabilirsiniz. elimizden geldiğince cevaplandırmaya çalışabiliriz.

huniler yar ve yardımcınız olsun.

0330 hunidaşımdan önemli bilgilendirme;



- hunilluminati için üye kabulü bu başlık altına ister yüzünüz gizli ister açık hunili resminizi paylaştığınızda gerçekleşecektir. harici zaten standart ayinler için üyesiniz.. kedinizi köpeğinizi sokaktaki hamam böceğinide paylaşabilirsiniz kafada huni varsa sorun yok...

- zihinsel güç ile gece rüyalara girmek yasaktır okunu çıkartmayın!

- telepatik tacizlerden kaçının!

- sağda solda boş beleş huni ile gezmeyin!

- huninizi kimse ile paylaşmayın!

- huni yi kaybettin milyoncudan alırım kafasına girmeyin!

- huni sadece ama sadece kafanızda yer almalı, değişik fantazilerden kaçınınız!

- her hulini hunidaşına saygı göstermek zorundadır!

- hunililer aralarında derneğin çıkarlarını zora sokacak münasebetlerden kaçınmalıdır!

- gel sana huni alıcam diyen tanımadığınız insanların sözüne itibar etmeyiniz ve hemen oradan uzaklaşıp bize haber veriniz.

- hunim sende iki dakka kalsa olur mu diyenlerle diyaloğa girmeyiniz!

- sağda solda huni rock fest.. hunili geceler.. huni şov.. gibi oluşumlara itibar etmeyiniz! gerçekleşecek organizasyonlarda biz zihinsel olarak size ulaşırız...

- her hunili ölümü tadacaktır.. bunu bilerek yaşayın!

- ve sadece eğlenin..
****
ayrıcahuni cinsiyet ayrımı yapmaz.. lütfen sizde yapmayın!
benim hunim çingene pembesi mesela ayrım yapmış mı yooooo yapmamış
tospiğin ki ateist kablumbağa cıfcıflı sarı mesela... baykemal in bythemali hunisi şampanya fümesi...
kulüp kuruluşu resmi gazetede yayımlandı...
girişte ücret talep edilmemekte ilk huni ücretsiz.. kaybetmeniz halinde mali yaptırımı vardır..
ona göre
devamını gör...

ithaki yayınları taraıfndan yayımlanan, içerisinde korku- gerilim türünü oldukça çekici hale getirmiş, öyküleriyle bizleri gece vakti korkutmuş yazarların öykülerini topladıkları, dahası da bu yazarların bilinen öykülerinden çok kenarda köşede kalan, pek bilinmeyen öykülerinin yer aldığı, çeviri kısmında ayşe gorbon ve barış emre alkım'ın bulunduğu, korku-gerilim seven insanların kütüphanesinde *bilgisayarı-telefonu da olur, bazı kötü siteler yayınlamışlar... hehe* mutlaka ama mutlaka bulunması gereken dev bir eser.

bu güzel korku-gerilim, kara fantezi türlerine en büyük emeği vermiş ünlü yazarlar allan poe, lovecraft, stephen king gibi ustaların dışında, en az onlar kadar mükemmel yazan ama okuma fırsatımızın olmadığı *çünkü ne yazık ki yayımlanan türkçe eserleri olmayan...* yazarları da bulundurmasıyla gerçekten bu konuda belki de eşi benzeri olmayan bu hoş kitapta hangi yazarlar var, bir göz atalım mı sahi?

ama öncesine, bir şey daha kelam etmek istiyorum. bu güzel kitabın belki de en hoş kısımlarından bi tanesi, oldukça kısa ve tadında öyküler barındırması, aynı zamanda öyküden hemen önce yazar hakkında bizi oldukça hoş bir biçimde bilgilendirmesi.
öykülerin kısa ve tadında olması ile sıkılmadan bir oturuşta 4-5 yazar okuyabiliyorsunuz.

hadi gelin yazarlara hep birlikte göz atalım.



joseph sheridan le fanu, amelia ann blanford edwards, bram stoker, william wymark jacobs, saki, ambrose bierce, guy de maupassant, montague rhodes james, david herbert lawrence, algernon blackwood, carl jacobi, ernst theodor amadeus hoffmann, edgar allan poe, arthur machen, thomas burke, seabury quinn, howard phillips lovecraft, clark ashton smith, manly wade wellmann, robert ervin howard, august derleth, robert bloch, frank belknap long, raymond douglas bradbury, robert aickman, richard burton matheso, charles beaumont, harlan ellison, ramsey campbell, dan simmons, clive barker, stephen king ve david niall wilson.
devamını gör...

mutlu olmak, sevinç duymak demekmiş.
okuduğum kitapta sıklıkla karşıma çıkınca bi bakayım anlamına dedim. (bkz: insanın acısını insan alır)
devamını gör...

izlemesi keyifli, metinleri şahane olmuş olan bir çalışma. *

sonundaki hatırlatma ayrıca şahane olmuş. * emeğe sağlık.
devamını gör...


reşat nuri güntekin'in yaprak dökümü adlı kitabından uyarlamadır. beş çocuklu ali rıza bey ve ailesinin değişen toplum düzenine karşı direnemeyişini anlatıyor.

bilinen repliği aman ali rıza bey ağzımızın tadı kaçmasın dır. favori karakterim kem gözlü ferhunde olup en itici bulduğum karakter leyla dır. bir insan ancak bu kadar itici olabilir leylacığım.
devamını gör...

viyana'nın on dokuzuncu yüzyılında, henüz psikanalizin tohumları serpiştirilmişken dönemin önemli isimlerinden üç kişi, yazarın kalemi tarafından kırılan gerçekliğin, belki de bir paralel evrenin yansımasında karşılıyor bizi; friedrich nietzsche, josef breuer ve sigmund freud.

nietzche, hemen hemen kimsece tanınmayan ancak iki kitabı yayımlanmış bir filozof. ihaneti tatmış ve yalnızlığın kendi seçimi olduğunu söylüyor. tanrı'yı öldürmüş, düşünmesini sağladığını iddia ettiği için bedensel acılarını sahiplenmiş. ümitsiz. "ümit kötülüklerin en kötüsüdür, çünkü işkenceyi uzatır." diyor.

günün birinde nizetsche genç bir şaire aşık olur: lou andreas salome. erkeklerin başını döndüren bu kadın, geleneksel düşünceleri ve toplumun değer yargılarını kabullenmez. kişinin kendi doğrularına göre yaşaması gerektiğini savunur, ciddi ilişkilerden sakınır. ve nizetsche'nin evlilik teklifini de red eder.

böylece lou salome, nizetsche'den ardı arkası kesilmeyen nefret mektupları almaya başlar ve büyük bir endişeye kapılarak, viyana'nın ünlü doktoru josef breuer'e bir not göndermek zorunda kalır. ondan nizetsche'yi iyileştirmesini ister ama iyileştirmesini istediği şey, nietzsche'nin görme kaybı ya da acıdan kıvranmasına sebep olan migreni değil, onu ölüme sürüklemekte olan ümitsizliğidir; çünkü nietzsche, lou salome'a yazdığı son mektuplarda intihar fikrinden bahsetmektedir.

josef breuer, hayatında birçok şeye sahip olmuş, yetenekli ve saygın bir doktor olmasının yanı sıra gelecek kaygısı, yaşlanma ve sıkıcı bir hayata mahkum olma korkuları ile baş etmeye çalışmaktadır. notun sahibi olan son derece genç ve güzel salome'yle buluşan doktor, onun isteğini geri çeviremez. o sıralarda hasta-doktor ilişkisinde aşırıya kaçtığı için mesleğini ve evliliğini mahvetmekten kıl payı kurtulan breuer, salome'nin güzelliği karşısında bertha, eski hastası, hayallerinden tamamen kurtulabilmeyi ummaktadır. tabii, olaylar bizi çok farklı noktalara, içinden çıkılmaz sorgulamalara doğru sürüklemektedir.

nietzsche, insan ilişkilerini bir tür güç mücadelesi olarak görüyor ki güce yüklediği anlamlar bir noktada korkutucu olmaya başlıyor. insanların kendisine yapacağı hiçbir iyiliği kabul etmiyor, bunun kendisini zayıf göstereceğini düşünüyor. bu dışa kapalı tavır onu kendi dünyasında bile kendi ile arasına duvarlar örmesine sebep oluyor. ancak bir başkası ondan bunları isteyecek olduğunda her şey tersine dönüyor, yardım etmeyi, kendi bilgi birikimiyle karşısındaki insana yardımcı olmayı kabul ediyor. insanlar karşısında oluşturduğu o büyüklenme halini seviyor.

kitapta anlatılan köprü hikayesi de bununla ilgili. köprünün iki ucundaki iki arkadaştan biri, diğerinin yanına gitmek istiyor. tam köprüye adım atacakken diğeri köprüyü geçip yanına gelmesini istediğini söylediği anda o eylem artık bir istek olmaktan çıkıp bir boyun eğmeye, itaate dönüşüyor nietzsche'nin gözünde. işte bu nedenle bir topluluğa, bir eve ait olmanın özlemini çekiyor olsa da kendi duvarlarından ötesini göremiyor.

bir şekilde breuer ile birlikte ortak bir yol buluyorlar ve böylece bu iki adam konuştukça aynı zamana hayatlarında gerçekle ilgisi olmayan şeyleri ve bunların sebep olduğu yanılsamaları fark etmeye, bir anlamda kendi duygularının kaynağına inmeye başlıyorlar.

breuer; "sanki göklerdeki birileri bana bir oyun oynuyor, sanki bütün hayatım boyunca yanlış melodiyle dans edip durmuşum." derken, nietzsche; "bazen yaşamın o kadar içini görebiliyorum ki birden doğrulup çevreme baktığımda kimsenin yanımda olmadığını, bana eşlik eden tek şeyin zaman olduğunu görüyorum." diyor. farklı yaşamlardan ortak sorunlarda birleşiyorlar. yaşanabilecek sadece bir hayata sahip olunduğunu düşünüldüğünde orta yaşları geçmiş bir insan için bu düşünceler ölüm gibi olsa gerek.

nefes alıp vermek gibi hayatta karşılaştığımız olaylara anlamlar yükler, sonra o anlamları onlardan geri alır ve yeni anlamlar vererek devam ederiz. kararlar verir ve sonuçlarına katlanırız. ve tüm bunların sonunda pişmansak ne yapabiliriz ki? "amor fati" diyor nietzsche. amor fati, böyle oldu'yu 'böyle istedim'e.dönüştürme işine verilen isimmiş. sözün kısası, kaderini sev. bir insan hayatını ne kadar çok benimserse sonuçtan memnun kalınmasa da pişmanlık duyulmayacaktır bu düşünceye göre.

kitabın sonunda, her ne kadar doktorunun bir tek "dostum" sözü üzerine gözyaşlarına boğulmuş olsa da friedrich nietzsche, yalnızlığı, insanların onu ittiği bir kuyu olmaktan çıkartıp, bir tercih haline getiriyor ve oradan ayrılıyor; "bağımsızlık ne güzel! kırk yıl, durgun bir havuzda kaldım. sonunda, en sonunda bu yaşlı adam ev temizliğine karar verdi! ah, daha önce çok kaçmak istedim! ama hiçbir çıkış yolu yoktu -ta ki o viyanalı doktor gelip de paslı kapıları açana kadar."

insan son sayfayı çevirip kitap kapağını kapattığında sadece iyi vakit geçirdiğini değil, okuduğu süre boyunca düşündüğünü de hissediyor. nietzsche ve breuer'un konuşma seanslarında okur olarak kendinizi bir anda sohbetin bir parçası gibi hissetmeye başlıyorsunuz. ve bir de sigmund freud var. günün sonunda, breuer ile freud buluşmaları ve yapmaya çalıştıkları analizlerle olayların farklı bakış açılarından tekrar tekrar gözler önüne serilmesini sabırsızlıkla bekliyorsunuz.

nietzche ve breuer hayatı, ölümü, ümidi ve yalnızlığı sorgularken siz de kendi yaşamınızı sorguluyorsunuz.
devamını gör...

montaigne'nin çeşitli konularda görüşlerini yazdığı,aynı zamanda kendisini anlattığı kitap. yakınlarının kendisini daha iyi tanımaları için yazdığını söyler kitabı. en baştan belirtir bu kitapta yalan dolan yok diye,kendisini terbiyenin müsaade ettiği sınırlar içirisinde açıkça anlattığını söyler. hem kendi anıları hem de tarihten olaylar var kitapta ve çok güzel alıntılar var. kitabı okurken montaigne ile sohbet ediyormuşum gibi hissettim ben.
devamını gör...

samime sanay 'ın da çok güzel seslendirdiği bir eserdir. hüzünlü bir şarkı. zamansız dinlememek lazım...
devamını gör...

sahibinden satılık sözlük. kurucusu olduğum sözlüğü 128 milyar dolara satıyorum. bilen bilir! tertemiz cillop gibidir. içinde hiç küfür, hakaret edilmemiş. libidosu yüksek, yazarları efendi, sadece 3 beş 10 yazar hesabı uçurulmuş olup, sorunsuz olarak yeni sahibine verilecektir.

sadece bu kadar mı? sözlüğü alana yanında bir adet bakımı hiç bitmeyen bir radyo (anten kırık kesin), bir adet dergi, bir adet haber ajansı da eşantiyon olarak verilecektir. lütfen ciddi alıcılar özelden dürtsün.

tanım: yönetimin 23 nisan jestini fırsata çeviren yazar beyanıdır.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim