bir gün bir dükkandayım. kitapçı ya da oyuncakçı olabilir. kasaya gittim. önümde bir anne ve küçük kızı var. taş çatlasa 3 yaşında. annesi parayı kızına vererek hadi abiye sen ver parayı diyor. inanılmaz bir tatlılıkla konuşan çocuk parayı uzatıyor. ben de bayağı keyifli keyifli bu sahneyi izliyorum. sonra bir an kız çocuğu ile göz göze geldik, ben gülümsüyorum, o ise gayet ciddi: "yabancılarla konuşmuyorum" dedi. anne, kasiyer ve ben hepimiz yıkıldık tabii. *
devamını gör...

yaklaşık bir saat önce başlamıştır .
yılanın başını büyümeden kesmeye çalışan bir avcı gibi saldırı başlamıştır .
yoldaş ve konsey kendilerini sağlama almak için uçak biletlerini hazırlamış bile olabilir .
hazırlanın harp başladı .
azdan az çoktan çok gider .

not : ironi barındırır . eğlence amaçlıdır .
devamını gör...

sürekli çalışma sistemini değiştirip, sabit fikirli olan müdür. aynı zamanda kıl olur bu lanet olası adamlar. her iş yerinde bir adette ispiyoncusu da bulunduğu için arkasından atıp tutmamak gerekir.
devamını gör...

öncelikle ukdeyi bıraktığı için sayın yazar marie curie'ye saygılarımı sunmak istiyorum.

sihirli karelerin az buçuk tarihçesi

çin kaynaklarına geçenlere göre yaklaşık 3000 yıl önce bir gün lo nehrinden çok büyük bir kaplumbağa çıkmış ve bu kaplumbağanın üzerinde sağa 3 sola 3 olmak üzere toplam 12 tane kare varmış ve her karenin içerisinde ise belirli sayıda noktalar varmış. bu noktalar hangi yönden toplanırsa toplansın hep aynı sonucu* vermekteymiş.* imparatorun bu sihirli karenin ilk örneğini kaydetmesiyle birlikte sihirli karenin geçmişten günümüze olan serüveni başlamış oldu. söylenene göre sihirli karenin çin'de başlayan serüveni öncelikle hindistan'a ve uzun bir zaman dilimi sonrasında da eski yunanlara taşınmış oldu. batıdaysa sihirli karelerle ilgili ilk yazılı kaynak yaklaşık ms 70 yılına ait olan smirnili* theon’un yapıtıdır. 9. yy.da sihirli karenin arap dünyasına girmesiyle birlikte sihirli kareler arap astrologlar tarafından gök haritalarının çizimlerinde de kullanılmış. ortaçağ avrupası'nda ise henüz bilimsel düşüncelerin yaygın olmadığı dönemlerde* matematiksel ve dini unsurlar ile ilişkilendirilmiş.

yani bu sihirli kareler binlerce yıldır tüm insanoğlunun ilgisini üzerinde toplamayı başarmış ve birçok bilim dalında da kullanılmıştır. hala birçok konuda gizemini korumayı başarmış sihirli kareler fikrimce gerçekten muhteşem ve kusursuzlardır.

peki nedir bu sihirli kareler?

n bir doğal sayı olsun nxn'lik bir karenin içine 1'den n^2'ye kadar olan tüm doğal sayıları yerleştirelim* ve bu yerleştirmeyi öyle bir yapmalıyız ki her köşenin, her kenarın ve her iki çaprazın da* toplamlarının aynı olma şartını sağlamalıyız. bu toplama sihirli toplam denir.

haydi gelin basitçe bir şekilde sihirli toplamı bulalım.

öncelikle 1'den n^2'ye kadar yazılan tüm sayıların toplamını bulmakla başlayabiliriz. 1'den n^2ye kadar yazılan tüm sayıların toplamı n^2(n^2+1)/2'dir* aynı zamanda fark ettiyseniz n tane sıra var ve her sıranın toplamı birbirine eşit bundan ötürü sihirli toplam'ı bulmak için yukarıdaki formülü n'e bölmeliyiz. yani sihirli toplam n(n^2+1)/2 sayısına eşittir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
örneğin elimizde böyle bir sihirli kare olsun. şimdiyse bunun sihirli toplamını bulalım.
bu sihirli karede n=3 olduğundan bu sihirli karenin sihirli toplamı = 3(3^2+1)/2 = 15'tir.
elimizdeki sihirli kare n=4 olsaydı sihirli toplamı bulmak için aynı formülü uygulayıp 34 bulabilirdik veya n=5 olsaydı yine aynı formülü uygulayıp 65 bulabilirdik.
devamını gör...

adalet sisteminin dogru duzgun islemedigi ulkelerde olmamasi gereken kanundur.
devamını gör...

'iz bırakan bir ele sahip olan kişi' anlamına gelen sözcüktür.
devamını gör...

şiddetin hiçbir şekli kabul edilemez. kime yapıldığının önemi yoktur. kültürle, zenginlikle değil tamamiyle insanlık ve vicdanlı olmakla ilgilidir. affedilemez! (bkz: aile içi şiddet)
devamını gör...

benim favori farem bu aslında.*
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ne için yapıldığı çok önemlidir,
her sabah göndermesi gerektiği için değilde, sabah uyandığında "ilk" aklına gelen sen olduğun için, ilk yapmak "istediği" şey "senininle konuşmak" olduğu için yapıyorsa, mesajla veya arayıp, bir şekilde temas etmeden duramıyor demektir,
ki bu da dünyanın en güzel şeyidir...
gününe böyle başlayan bir insan, yorulurmu, kavga edermi o gün, o mesajı göndermek değil mesele, her gün göndermek istemek...
devamını gör...

canımız radyomuzdaki programların haftalık playlistlerini derli toplu şekilde bu ya da yönetimin bu entryi taşıyarak oluşturacağı herhangi bir başlıkta paylaşmayı öneriyorum. yayının kendi başlığında onlarca entry arasından arayıp bulmak zor olabilir.
siftahı benden bereketi sizden olsun mu?

brothers düğüm salonu radyo yayını - 5 mayıs 2021 yayını
devamını gör...

su kaplumbağalarına verilen değer biz kara kaplumbağalarına pek verilmiyor. resmen ayrımcılığa uğruyoruz. neticede bu ayrımı yapanlar da insanlar.

bu durumda ikisi içinde kabuğumu kıpırdatmamak en mantıklısı olur. artı kurtarmak istesem dahi ben karar verip harekete geçene kadar, tosbağa cennetini boylamış olurlar.

birbirlerine sarılıp sırat köprüsünden geçsinler. ben keyifle marulumu yiyeyim.

kahrolsun faşizm. yaşasın tosbağaların kardeşliği. bitsin artık insanların bu kalleşliği!
devamını gör...

idealliği kadının vajina genişliğine göre değişecek boyut. bazen fazlası işine yaramaz bazen ufağı.
devamını gör...

ingiltere’de musluklardan akan sularda eser miktarda tespit edilen antidepresan ilaç.

antidepresan kullanımı o kadar artmış ki, insanlar duş aldıklarında veya diğer kullanımlarda bedenlerindeki antidepresanlar suya karışıyor ve suyun tamamı bu maddeden arındırılamıyormuş.
devamını gör...

sözlükte bu konuda girilen görüş sayısı “kumpirin 40 tl olması” başlığının beşte biri değil. kumpir önemli elbette de, denizlerimiz elden gidiyor arkadaşlar hu.
ülkede bilimin sesini duymamak nedeniyle başımıza gelen bu durum giderek tehdit eden bir hal alıyor.
belki bir duyan olur:

yıllardır marmara denizi'ni araştıran deniz bilimci prof. dr. cemal saydam, ülkemiz denizlerinde yaşanan çevre felaketi ile ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı. prof. saydam, tüm denizlerimizin çok kötü durumda olduğunun altını çizerek “yüzeyde yapılan temizlik çalışması iğne ile kuyu kazmak gibi. dipten oluşuyor, gördüğünüz kısım buzdağının görünen kısmı. mesela marmara denizi'ne kıyısı olan her kentin arıtma tesislerini verimli şekilde çalıştırması gerek. iski hariç kimse arıtma çalıştırmıyor. ya da zaten bir çok noktada zaten arıtma yok. iski de göz önünde olduğu için çalıştırıyor” dedi.

müsilajın geçtiğimiz senelerde de olduğunu, bu sene karadeniz'de balıkçıların balık tutmasını engelleyecek noktaya geldiğini anlatan saydam, “ama bu yıl marmara denizi'ne aşırı girdilerden dolayı olağanüstü çoğaldı. bunun olacağını öngörüyorduk. ‘marmara'nın üzerine bu kadar gitmeyin' dedik, çevre bakanlığına defalarca raporlar uyarılar sunduk ama bizleri kimse dinlemedi. bu artışı iklim değişikliğine bağlamanın sorunu çözeceğini sandılar diyen saydam, “birbirimizi suçlamanın zamanı geçti . bütün marmara havzasını tüm trakya'yı içine alan bir çerçevede bakarsanız bu soruna ancak 6/7 yıllık bir sürede çözüm bulabilirsiniz. tüm bunlar varken bile hala fabrikasından kırmızı boyayı marmara'ya veren işletmeler var. böyle insanların ibret için acımasızca cezalandırılması lazım. araştırın tek bir ceza göremezsiniz.
bilim insanlarına soruyorlar ‘ne yapacağız?' diye. ama adam gidip öte yandan zararlı atığını hala denize bırakıyor. böyle devam ederse kısa süre sonra önce marmara elimizden gidecek ve fakir bir ülkenin çocukları olacağız” dedi.

saydam, marmara denizi'nin ölmediğini ama can çekiştiği vurgulayarak “bunlar daha iyi günlerimiz. bir kere balığı unutun denizin dibi ağzı açık ölü balık kaynıyor. tedbir alınmaz ise daha da kötü olacak, koku sorunu da baş gösterecek” uyarısında bulundu.


umarım bir okuyan olur bütün bunları, en ağırı ise en sonunda geliyor:

balıklar şu an göç edemiyor. marmara'dan geçemiyor balıklar, karadeniz ve ege arasındaki bağlantı kesildi. balıklar göç etmeye alışmış, sistem onun üzerine kurulu. şimdi sistem bozuldu. ne olacağını kestiremiyoruz ama bir şeyler olacağını görüyoruz.
* balık popülasyonu hiç görülmemiş bir şey yaşıyor. 12 bin sene önce marmara'dan geçiş yokmuş, karadeniz ile ege ayrı ayrı denizmiş. şimdi 12 bin yıl öncesine döndük. denizler bağlı ama geçişi tıkadık. ne olacak? yaşayıp göreceğiz.

sesi duyan var mı?
devamını gör...

baygın baygın, duygusal bir şiir okurmuş gibi, dini bir şeyler anlatırken, ara ara kelimeleri yükseltip, düşürmeleriyle dikkat çeken insanlardir.
devamını gör...

bir erkek olarak medeniyetten ve samimiyetten uzak bir görüntü olduğunu düşünüyorum.

eğer öpmüyorsan elini sık geç, öyle selamlaş. koç gibi boynuz tokuşturmak taş devrinden kalma bir alışkanlık sanırım.
devamını gör...

üniversite yıllarında sürekli yaptığım eylem.
devamını gör...

ne demiş teoman,
düşünme, düşünme kim anlamış ki sen anlayasın böyle.
devamını gör...

an itibarıyla yayında olan rozettir.
kafa sözlük olarak 8 mart dünya emekçi kadınlar günü’nü unutmadık ve siz değerli yazarlarımız için bir rozet hazırladık. sadece 24 saatliğine yayında olacak rozetin karma puanı 1. evet yanlış duymadınız, 1(bir)* kadına şiddet ve kadın cinayeti haberlerinin katlanarak arttığı bu günlerde bu tarz olayları önleyemesek de tavrımızı ortaya koymamız gerektiğini düşünüyorum. bir gün değil her gün bu bilince sahip olmamız temennisiyle.
8 mart dünya emekçi kadınlar günümüz kutlu olsun!
haydi kafa store'a!
not: bu 8 mart 2021 tarihine ait özel koleksiyon bir rozettir.
24 saat sonra kafa store'dan kalkacaktır.
ancak rozet satın aldıktan sonra sizindir, dilediğiniz gibi kullanabilir ve sergileyebilirsiniz.
devamını gör...

cemal süreya'nın çocukluğundaki travmalarını yansıtan, şairin annesi ile ilişkilendirilen mükemmel şiir. ''gülün tam ortasında ağlıyorum'' diye başlayan şiirdeki bu dizenin ne anlama geldiğini araştırırken gördüğüm şiire dair güzel bir değerlendirme yazısını da ilgilisi için aşağıya bırakıyorum*. ayrıca (bkz: gül) başlığında #198585 numaralı tanım ile bir yazarımız tarafından sözlüğe daha evvel kazandırılmıştır.*

gül
gülün tam ortasında ağlıyorum
her akşam sokak ortasında öldükçe
önümü arkamı bilmiyorum
azaldığını duyup duyup karanlıkta
beni ayakta tutan gözlerinin

ellerini alıyorum sabaha kadar seviyorum
ellerin beyaz tekrar beyaz tekrar beyaz
ellerinin bu kadar beyaz olmasından korkuyorum
istasyonda tiren oluyor biraz
ben bazan istasyonu bulamayan bir adamım

gülü alıyorum yüzüme sürüyorum
her nasılsa sokağa düşmüş
kolumu kanadımı kırıyorum
bir kan oluyor bir kıyamet bir çalgı
ve zurnanın ucunda yepyeni bir çingene

şiire ilişkin değerlendirme
kendi sesinden olduğu söylenen kayıt
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim