her şeyi unutmak
sil baştan başlamanızı,
hayatı sıfırlamanızı,
sil baştan sevmenizi,
gerektirir bazen...
hayatı sıfırlamanızı,
sil baştan sevmenizi,
gerektirir bazen...
devamını gör...
üzülmemiş gibi yapmak
çok zordur kalbin kırıkken gülümsemeye çalışmak. içimizdeki duyguları yaşamalıyız. ancak bazı anlar oluyorki saklamak zorunda hissediyorsun. biri sizi üzebilmişse ona bu gücü siz vermişsinizdir. bazen sakladığımız şey ona verdiğimiz güç oluyor işte.
devamını gör...
aynur aydın
bana aşk ver şarkısı ve klibi efsanedir. yaşını göstermeyen güzel kadınlar familyasındandır aynı zamanda.
devamını gör...
çayın hüzne iyi gelmesi
iyi gelmediği duygu durum yok ki.
ağla iyi gelir, gül iyi gelir, tatlı ye yakışır, tuzlu ye yakışır, kitap oku yakışır, sözlükde yaz yakışır vb.
her yere götürülür.
yok böyle bir kanka.
ağla iyi gelir, gül iyi gelir, tatlı ye yakışır, tuzlu ye yakışır, kitap oku yakışır, sözlükde yaz yakışır vb.
her yere götürülür.
yok böyle bir kanka.
devamını gör...
gökyüzüne bakmak
"... görmek istersen denizi, yukarıya çevir yüzü; deniz gibidir gökyüzü..."
sabahattin ali
sabahattin ali
devamını gör...
burhan altıntop replikleri
ben de üniversite ohudum..
ben de nişantaşı çocuğuyum..
beni niye aranıza almıyoonuzzz..
ben de nişantaşı çocuğuyum..
beni niye aranıza almıyoonuzzz..
devamını gör...
normal sözlük'te kendi halinde yazan yazarlar
bu benimdir, tabiri caizse kendim çalıp kendim oynuyorum.
devamını gör...
insan sevmezse ölür
bir şükrü erbaş şiiri. şöyledir efenim. insan sevmezse eve gelir demiş şair. insan sevmezse mezarını küçük düşürür demiş.
insan sevmezse ölür gider acıda durur sinema afişlerindeki çocuk eve küfürler büyütür bitmez cümledir kızlar tezgâhlarda hayal, berber aynalarının kartpostal dili yokluk, yatışmaz dışarılardır yenik bir akşam yürür şehre karakalem evlerden ara sokaklarda her gün bir cinayet kurulur babalar bastırılmış bir ihtilâl; olağan sularda anneler bedensiz nilüferlerdir insan sevmezse eve gelir gider aktarlara bakar yarasına biraz uzaklık basar küçük dükkânlarda uzun konuşur bin çeşit önlem geliştirir gökyüzü çoktan inmiştir yere zamansızdır seslerden üşür insan sevmezse mezarını küçük düşürür.
insan sevmezse ölür gider acıda durur sinema afişlerindeki çocuk eve küfürler büyütür bitmez cümledir kızlar tezgâhlarda hayal, berber aynalarının kartpostal dili yokluk, yatışmaz dışarılardır yenik bir akşam yürür şehre karakalem evlerden ara sokaklarda her gün bir cinayet kurulur babalar bastırılmış bir ihtilâl; olağan sularda anneler bedensiz nilüferlerdir insan sevmezse eve gelir gider aktarlara bakar yarasına biraz uzaklık basar küçük dükkânlarda uzun konuşur bin çeşit önlem geliştirir gökyüzü çoktan inmiştir yere zamansızdır seslerden üşür insan sevmezse mezarını küçük düşürür.
devamını gör...
hiç yapılmadığı için gurur duyulan şeyler
devamını gör...
psikolojik şiddet
(bkz: pandemi sürecinde aile içi şiddetin artması) başlığında yer alabilecek şiddet türüdür. günümüzde pandemiyle birlikte artmıştır.
bir kişiyi eleştirmek, suçlamak, utandırmak veya başka bir şekilde manipüle ve istismar etmek örnek olarak gösterilebilir. psikolojik şiddet gören kişinin benlik duygusu ve saygısı zedelenir.
bir kişiyi eleştirmek, suçlamak, utandırmak veya başka bir şekilde manipüle ve istismar etmek örnek olarak gösterilebilir. psikolojik şiddet gören kişinin benlik duygusu ve saygısı zedelenir.
devamını gör...
the good place
aşık olduğum dizi. hikayesini dinlemek isteyenlere şunu söyleyeyim, hayatta bazı şeylerin zamanı olduğunu düşünüyorum. bu zaman insanın lehine oluyor genelde. çünkü bazı şeylerin değerini anlamanız için vaktinden önce ona kavuşmamalısınız. eğer vaktinden önce elde ederseniz değerini bilemeyebilirsiniz, veyahut daha kötüsü hayatınıza etkisi olmayabilir.
bu dizi de benim için böyle bir hikayeye sahip. henüz fakültede bir lisans öğrencisiyken bir fakülte dersinde yunan hocamız bize iletişim ile ilgili bir ders veriyordu şimdi tam olarak ismini hatırlayamadım ancak dersin konuları arasında "etik" de vardı. dersin de bir asistanı var. hocamızın zor bir aksanı vardı anlaması biraz yorucu olabiliyordu, ders sırasında çoğu kişi dinlemiyordu. ben de biraz prensipli bir insan olarak asla ders kaynatmazdım, konuyu ve dersi sevmesem bile ilgilenirdim. çaba gösterirdim. derslerde bunalıyorduk ama asistan çok iyi birisiydi, oldukça da espirili bir kadındı. ders haricindeki "section" denen ek dersler vardı ve konu tekrarı, konuyla alakalı çeşitli uygulamalar vs yaptırıyordu ders harici bir gün 30-40 dakikalık ek derslerde.
neyse bir gün etik konusu gündemdeyken bu konu benim epey ilgimi çekmişti ve acaba bununla ilgili önereceğiniz bir şey var mı diye sormuştum, (dip not asistandan birazcık da hoşlanıyordum şimdi itiraf edeyim) o da bana aslında bununla ilgili bir dizi var ve çok eğlenceli izleyebilirsin diye bu diziyi önermişti.
sonrasında vize dönemi, dersler, iş güç ve üniversite hayatı derken bu diziyi netflix izlenecekler listesine ekleyip yüzüne bile bakmamış unutmuştum. zaman geldi geçti, üniversite bitti yüksek lisans dönemim başlamıştı, bir işim vardı, bir ders asistanı olmuştum yüksek lisansta ve sınıftaki ek derslerde ben ders anlatır olmuştum. ne kadar güzel gidiyor değil mi hikaye...
lanet olası pandemi başladı. korku, panik, hayatın sekteye uğraması, evlere kapanma, aile ile yaşanılan enteresan sorunlar derken ben hayattan bağımı ufak ufak koparıp derin bir depresyona düşmüşken (yüksek lisansı bıraktım, işsiz kaldım, asistanlık da mecburen bitti, pandemiye alıştım ama yakın zamanda ufukta askerlik var ve param yok.) listemde bu dizi ile karşılaştım. açtım, izlemeye başladım, ağladım da ağladım, güldüm de güldüm, düşündüm de düşündüm ve bu diziye aşık oldum.
diziyi duyup sonrasında izlemeye başlamam arasında tam 3 sene var arkadaşlar. koskoca 3 yıl. her şeyin çok güzel ilerlemeye başlaması ve yıkılması ile bu diziye başladım ve başladıktan sonra 7 gün içinde bitirdim bütün sezonları izledim. yeniden hayata bağlayan, mutluluk veren ve tekrar ayağa kalkıp mücadeleye sokan bu dizinin yeri benim için bambaşkadır.
edit: dizinin bendeki yerini yazdım ama giderken michael'a haksızlık ettiğimi hatırlayıp geri geldim. michael sen hayatta bir insanın başına gelebilecek en güzel şeysin, kalbine ölelim senin biz kalbine!
bu dizi de benim için böyle bir hikayeye sahip. henüz fakültede bir lisans öğrencisiyken bir fakülte dersinde yunan hocamız bize iletişim ile ilgili bir ders veriyordu şimdi tam olarak ismini hatırlayamadım ancak dersin konuları arasında "etik" de vardı. dersin de bir asistanı var. hocamızın zor bir aksanı vardı anlaması biraz yorucu olabiliyordu, ders sırasında çoğu kişi dinlemiyordu. ben de biraz prensipli bir insan olarak asla ders kaynatmazdım, konuyu ve dersi sevmesem bile ilgilenirdim. çaba gösterirdim. derslerde bunalıyorduk ama asistan çok iyi birisiydi, oldukça da espirili bir kadındı. ders haricindeki "section" denen ek dersler vardı ve konu tekrarı, konuyla alakalı çeşitli uygulamalar vs yaptırıyordu ders harici bir gün 30-40 dakikalık ek derslerde.
neyse bir gün etik konusu gündemdeyken bu konu benim epey ilgimi çekmişti ve acaba bununla ilgili önereceğiniz bir şey var mı diye sormuştum, (dip not asistandan birazcık da hoşlanıyordum şimdi itiraf edeyim) o da bana aslında bununla ilgili bir dizi var ve çok eğlenceli izleyebilirsin diye bu diziyi önermişti.
sonrasında vize dönemi, dersler, iş güç ve üniversite hayatı derken bu diziyi netflix izlenecekler listesine ekleyip yüzüne bile bakmamış unutmuştum. zaman geldi geçti, üniversite bitti yüksek lisans dönemim başlamıştı, bir işim vardı, bir ders asistanı olmuştum yüksek lisansta ve sınıftaki ek derslerde ben ders anlatır olmuştum. ne kadar güzel gidiyor değil mi hikaye...
lanet olası pandemi başladı. korku, panik, hayatın sekteye uğraması, evlere kapanma, aile ile yaşanılan enteresan sorunlar derken ben hayattan bağımı ufak ufak koparıp derin bir depresyona düşmüşken (yüksek lisansı bıraktım, işsiz kaldım, asistanlık da mecburen bitti, pandemiye alıştım ama yakın zamanda ufukta askerlik var ve param yok.) listemde bu dizi ile karşılaştım. açtım, izlemeye başladım, ağladım da ağladım, güldüm de güldüm, düşündüm de düşündüm ve bu diziye aşık oldum.
diziyi duyup sonrasında izlemeye başlamam arasında tam 3 sene var arkadaşlar. koskoca 3 yıl. her şeyin çok güzel ilerlemeye başlaması ve yıkılması ile bu diziye başladım ve başladıktan sonra 7 gün içinde bitirdim bütün sezonları izledim. yeniden hayata bağlayan, mutluluk veren ve tekrar ayağa kalkıp mücadeleye sokan bu dizinin yeri benim için bambaşkadır.
edit: dizinin bendeki yerini yazdım ama giderken michael'a haksızlık ettiğimi hatırlayıp geri geldim. michael sen hayatta bir insanın başına gelebilecek en güzel şeysin, kalbine ölelim senin biz kalbine!
devamını gör...
hz. ali'den hikmetler
"devletin dini adalettir"
not: dinin arapça kelime manası "yol" anlamına da gelmektedir.
not: dinin arapça kelime manası "yol" anlamına da gelmektedir.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının olabileceği renk
yeşil. şöyle orman gibi.
devamını gör...
kitap okuma alışkanlığı
kendimizi geliştirmek için kitap okuma alışkanlığı kazanmamız gerekiyor.
rene descartes der ki,
iyi kitaplar okumak, geçmiş yüzyılların en seçkin zekalarıyla sohbet etmek gibidir."
rene descartes der ki,
iyi kitaplar okumak, geçmiş yüzyılların en seçkin zekalarıyla sohbet etmek gibidir."
devamını gör...
normal sözlük'ün en yaşlı yazarı
bu ne lan galatasaray kongre salonu gibi herkes yaşlı.
devamını gör...
yunan alfabesi
çağdaş ve antik dönemde olmak üzere ikiye ayrılır. çağdaş yunanca alfabesi 24 harften oluşur.

yukarıda ki görsel wikipediadan alıntıdır.
kaynağı belirttiğime göre artık nasıl okunduğunu daha detaylı anlatabilirim.
α α = alfa
β β=vita
γ γ= gama
δ δ=delta
ε ε ϵ=epsilon
ζ ζ=zita
η η=ita
θ θ=tita
ι ι= iota
κ κ= kappa
λ λ= lambda
μ μ=mi
ν ν=ni
ξ ξ=ksi
ο ο= omikron
π π=pi
ρ ρ=ro
σ σ ς=sigma (sonda bulunan sigma yalnızca kelimelerin sonlarında kullanılır.)
τ τ= taf
υ υ= üpsilon
φ φ=fi
χ χ= hi
ψ ψ= psi
ω ω= omega
birleşik harfler ise şu şekilde okunur;
αı = e
εı=i
oı=i
uı=i
ou=i
mπ=b
tζ=c
tc=ç
vt=d
yk=gg
au= av yada af
εu= eu yada ef

yukarıda ki görsel wikipediadan alıntıdır.
kaynağı belirttiğime göre artık nasıl okunduğunu daha detaylı anlatabilirim.
α α = alfa
β β=vita
γ γ= gama
δ δ=delta
ε ε ϵ=epsilon
ζ ζ=zita
η η=ita
θ θ=tita
ι ι= iota
κ κ= kappa
λ λ= lambda
μ μ=mi
ν ν=ni
ξ ξ=ksi
ο ο= omikron
π π=pi
ρ ρ=ro
σ σ ς=sigma (sonda bulunan sigma yalnızca kelimelerin sonlarında kullanılır.)
τ τ= taf
υ υ= üpsilon
φ φ=fi
χ χ= hi
ψ ψ= psi
ω ω= omega
birleşik harfler ise şu şekilde okunur;
αı = e
εı=i
oı=i
uı=i
ou=i
mπ=b
tζ=c
tc=ç
vt=d
yk=gg
au= av yada af
εu= eu yada ef
devamını gör...
karşımdakine saygım yok davranışları
maske takmamak.
devamını gör...
mitokondriyal havva
en sevdiğim bilimsel terimlerden biridir. tanımını elimden geldiğince yapacağım. hatam olursa affola. uyarılarla elbette ekleme, çıkarma yapılır, gerekirse tanım silinir.
mitokondrilerimizin içinde bulunan bir genetik dnadır. mtdna* olarak da bilinir. zaten bu, bahsi geçen terimin kısaltılmış hali gibi bir şeydir. bu dna, anneden çocuğa geçer, erkekten aktarılmaz. erkek için de buna benzer y kromozomu ademi vardır. bahsettiğim şey ikisi için de geçerlidir. biri sadece babadan çocuğa, diğeri ise sadece anneden çocuğa geçmektedir.
bu dna takip edilerek en eski anne- havva- tespit edilebilir. elbette buradan kasıt dini bir şahsiyet olan havva değildir. bilimsel olarak bunu savunmak da abesle iştigaldir. yine de çok güzel bir bilimsel espri olduğunu düşünüyorum, çok tatlı değil mi :)
bu dna takip edilerek geçmişe doğru gidilerek tam olarak bilinmese de ilk annenin 99.000 ile 234.000 yıl önce yaşamış olduğu düşünülüyor. bakın; bu, ilk insandır demiyorum. sonuçta bilinen bu dnadan önce de muhakkak başka anneler vardı, bir şekilde soyu yok oldu, evrim aşamasında elendi, bize kadar gelmedi.
mitokondrilerimizin içinde bulunan bir genetik dnadır. mtdna* olarak da bilinir. zaten bu, bahsi geçen terimin kısaltılmış hali gibi bir şeydir. bu dna, anneden çocuğa geçer, erkekten aktarılmaz. erkek için de buna benzer y kromozomu ademi vardır. bahsettiğim şey ikisi için de geçerlidir. biri sadece babadan çocuğa, diğeri ise sadece anneden çocuğa geçmektedir.
bu dna takip edilerek en eski anne- havva- tespit edilebilir. elbette buradan kasıt dini bir şahsiyet olan havva değildir. bilimsel olarak bunu savunmak da abesle iştigaldir. yine de çok güzel bir bilimsel espri olduğunu düşünüyorum, çok tatlı değil mi :)
bu dna takip edilerek geçmişe doğru gidilerek tam olarak bilinmese de ilk annenin 99.000 ile 234.000 yıl önce yaşamış olduğu düşünülüyor. bakın; bu, ilk insandır demiyorum. sonuçta bilinen bu dnadan önce de muhakkak başka anneler vardı, bir şekilde soyu yok oldu, evrim aşamasında elendi, bize kadar gelmedi.
devamını gör...
20 mart 2021 türkiye'nin istanbul sözleşmesi'nden ayrılması
hükümetin kadınlar üzerinde bir planı olduğunu düşündüğüm ayrılmadır. fakat söyleseler keşke o planı. gaz odalarında mı hiç edeceksiniz ne yapacaksınız? çocuk doğurma kamplarına mı kapatacaksınız? ne? kadını koruyan bir sözleşmeden niçin vazgeçtiniz?
devamını gör...