seni anlayan kimsenin olmaması
bazen üzer.
bazen sessizliğe gömülmene sebep olur.
bazen de "amaann çokta fifi" dedirtir.*
çünkü alışıyor insan her şeye, ne fena. anlaşılmamaya bile alışıyor. hatta belli bir şeyden sonra inanmıyorsun "seni anlıyorum " diyenlere. samimi gelmiyor maalesef.
ben artık anladım ki her çiçek susuzluğunu giderecek bir damla suyu ve onu büyütüp güzelleştirecek güneşi olmadan yaşamak zorunda. ve yine her çiçek günün birinde kuru bir toprakta solup ölmeye mahkum.* *
bazen sessizliğe gömülmene sebep olur.
bazen de "amaann çokta fifi" dedirtir.*
çünkü alışıyor insan her şeye, ne fena. anlaşılmamaya bile alışıyor. hatta belli bir şeyden sonra inanmıyorsun "seni anlıyorum " diyenlere. samimi gelmiyor maalesef.
ben artık anladım ki her çiçek susuzluğunu giderecek bir damla suyu ve onu büyütüp güzelleştirecek güneşi olmadan yaşamak zorunda. ve yine her çiçek günün birinde kuru bir toprakta solup ölmeye mahkum.* *
devamını gör...
düğünlerin olmazsa olmazları
gelin ve damat
devamını gör...
sanat yapmanın çok pahalı olması
bir(1) fırçanın 40 lira olması, bir yağlı boya tüpünü 80 liradan aşağı olmaması, avuç içi kadar bir sulu boyanın 120 tele olması, tuvallerin, 300 gramlık kağıtların fiyatının uçmasıyla birlikte; ruhun gıdası olan sanat bir lükse dönmüştür. aynı zamanda fender elektro gitarların 9,280 tl (daha dandik olanların 3000'i bulması); 'ben sadece dinleyiciyim' diyenlerin de plaklarının 200 tl olması durumu daha kötü yapmaktadır. diyecek başka bir şeyim yok.
sanatsız kalan bir milletin, hayat damarlarından biri kopmuş demektir. mustafa kemal atatürk
sanatsız kalan bir milletin, hayat damarlarından biri kopmuş demektir. mustafa kemal atatürk
devamını gör...
caps lock açtım bekliyorum
sosyal mecrada kavgaya davet cümlesidir. bunun üst segmenti olarak sözlüklerde bolca bulunan (bkz: mesir macunumu yedim bekliyorum) hali vardır ama o bu dediğimla alakalı değildir.
devamını gör...
ateş dikeni
küçüklüğümün kaldırım ve park kenarlarının kırmızı minik toplarıydı ateş dikeni..
küçük ama sevimli olan müstakil evimizin,
benim en büyük dünyamı oluşturan,
evden çıktıktan sonra adımlarımı sayarak eriştiğim çocukluk parkımın,
her kenar köşesine konulmuş,
harika görüntüsüyle alanı sıcacık hissettiren bitki türü..

muhakkak ki,
herkes kendi çocukluk parkının bir kenarında bu bitkiyi görmüş
yanında oturmuştur.
parkında olmayanlar ise bu günlerde yol kenarlarında aracı ile giderken gözlemlemiştir.
elinize alıp topladığınız da,
maksimum 20 tanesini tam bir avuç doluluğuna ulaştırdığı boyutlara sahip,
kırmızı görüntüsüyle yeme ihtiyacından ziyade acaba tadı nasıl olabilir ki..? diyerek
muhakkak bir iki tane ağzınıza attığınız..
ardından ekşi ve içinde bulunan çekirdekleri sebebiyle kıtır kıtır bir doku hissettiren minik kırmızı ateş dikenleri..
halk arasında adına köpek elması da denilen ateş dikeni özünde,
gülgiller familyasından, yaz kış yeşil kalan çalıdır. 3 metreye kadar boyları uzayabilir.ince uzun ve oval yaprakları vardır. salkım şeklinde sarımtrak ve beyaz çiçekler açar.
salkım halinde ki görünüşü,
salkım domatesin minyatür hali gibidir.

ateş dikeni çocukluk parkımın ebedi bekçileridir..
küçük ama sevimli olan müstakil evimizin,
benim en büyük dünyamı oluşturan,
evden çıktıktan sonra adımlarımı sayarak eriştiğim çocukluk parkımın,
her kenar köşesine konulmuş,
harika görüntüsüyle alanı sıcacık hissettiren bitki türü..

muhakkak ki,
herkes kendi çocukluk parkının bir kenarında bu bitkiyi görmüş
yanında oturmuştur.
parkında olmayanlar ise bu günlerde yol kenarlarında aracı ile giderken gözlemlemiştir.
elinize alıp topladığınız da,
maksimum 20 tanesini tam bir avuç doluluğuna ulaştırdığı boyutlara sahip,
kırmızı görüntüsüyle yeme ihtiyacından ziyade acaba tadı nasıl olabilir ki..? diyerek
muhakkak bir iki tane ağzınıza attığınız..
ardından ekşi ve içinde bulunan çekirdekleri sebebiyle kıtır kıtır bir doku hissettiren minik kırmızı ateş dikenleri..
halk arasında adına köpek elması da denilen ateş dikeni özünde,
gülgiller familyasından, yaz kış yeşil kalan çalıdır. 3 metreye kadar boyları uzayabilir.ince uzun ve oval yaprakları vardır. salkım şeklinde sarımtrak ve beyaz çiçekler açar.
salkım halinde ki görünüşü,
salkım domatesin minyatür hali gibidir.

ateş dikeni çocukluk parkımın ebedi bekçileridir..
devamını gör...
azra gülendam haytaoğlu
nutkum tutuldu yemin ederim. bu nasıl bir vahşet böyle!? insanlıktan nasibini alamamış. yazacak, söyleyecek bir şey kalmamış. allah senin belanı versin, şeref yoksunu gulyabani.
devamını gör...
post-truth
bu entry ortalama 2 dakika 25 saniyede okunacak uzunluktadır. vakti olmayanları uyarmak amacıyla bu bilgilendirme yapılmıştır.
post-truth kelimesinin oxford sözlüğü tarafından 2016 yılında yılın kelimesi seçilmesi ile önümüze sıkça gelen bu kavram yeni olduğundan dolayı sürekli tartışılmakta ve içi doldurulmaya devam etmekte. hatta olur olmaz yerde o kadar çok kullanılır hale geldi ki bazen öh dedirtti. okumalar yapanlar vardır muhakkak ama kendi anladığımı aktarmak isterim.
öncelikle kavramı daha iyi anlamak ve başka kavramlardan ayırt edebilmek için kavramın yeni bir dönemi mi (çağı mı) yoksa eski dönemleri de kapsayan bir durum mu olup olmadığına bakmak gerekiyor.
oxford sözlüğü tanım olarak şöyle diyor; “tarafsız gerçeklerin kamuoyunu etkilemede duygulara ve kişisel inançlara cazip gelen şeylerden daha az etkili olması.” basitçe böyle bir tanım yapılırsa, bu eski dönemleri de kapsayan bir duruma yeni bir ad bulmaktan öteye gitmeyecektir. fakat bu olguya yeni bir isim bulunduğuna göre ve çoğu kaynakta post-truth çağı gibi bir tanımlama yapıldığına göre içinde bulunduğumuz yeni çağı anlatmak gibi bir dert edinildiği kesindir. bu durumda post-truth, popülist söylemin artması, yalan haberler ile insanları yönlendirmek ve gerçekliğin çarpıtılması diyerek açıklanamaz. çünkü bunlar yeni şeyler değiller. otoritenin gerçekliği çarpıtarak toplumu manipüle etmesi belki insanlık tarihine yakın yaşlardadır. içinde bulunduğumuz çağı ayıran faktör ise başat iletişim aracımızın sosyal medya olmasıdır.
dönemin önde gelen iletişim aracı toplumsal yapıyı fazlasıyla etkiler. yazıdan önce söz kitle iletişim aracıydı. sonra yazı sözün yerini, daha sonra görsel medya (fotoğraf, tv) yazının yerini aldı. buraya kadar dikkat edilirse toplumu yönlendirme aygıtı belirli bir kesimin ve otoritenin güdümündeydi. günümüzde ise asıl kitle iletişim aracı internet ile birlikte sosyal medya oldu. artık pasif kitle de aktif duruma geçerek bilgiyi yayma gücüne erişmişti. şu an yaptığımız gibi.
bu süreçte ise artık durum hakikatin çarpıtılması değil, gerçeği aramanın anlamsızlaşması ve hakikatin yitimi oldu. doğruluk arayışı gereksiz hale geldi. aramak isteyen kişi ise takip edilemeyecek hızla devam eden çılgınca veri akışında boğuldu. verilerde artık nitelik değil, nicelik ve hızlı olma çabası önem kazandığı için hakikat kayboldu. sosyal medyada anonim olan kişi ihtiyat zincirinden kurtuldu, hakikati yazma zorunluluğunu zamanla yitirdi. ayrıca takip ettiği ve geri bildirim aldığı başka veri kaynaklarını kendi benzerlerinden seçerek kendi “yankı fanusu” içerisinde, kendi gerçeğinde hapsoldu. o kişi için artık hakikati aramak manasızlaştı.
bu nedenlerle post-truth kavramını otoritenin yaptığı her türlü manipülatif söylemler için kullanmak doğru olmayacaktır. post-truth daha çok günümüz için, daha doğrusu internet ve sosyal medya çağı için kullanılan bir kavramdır. hakikatin çarpıtılması değil, artık onun yitirilmesidir.
post-truth kelimesinin oxford sözlüğü tarafından 2016 yılında yılın kelimesi seçilmesi ile önümüze sıkça gelen bu kavram yeni olduğundan dolayı sürekli tartışılmakta ve içi doldurulmaya devam etmekte. hatta olur olmaz yerde o kadar çok kullanılır hale geldi ki bazen öh dedirtti. okumalar yapanlar vardır muhakkak ama kendi anladığımı aktarmak isterim.
öncelikle kavramı daha iyi anlamak ve başka kavramlardan ayırt edebilmek için kavramın yeni bir dönemi mi (çağı mı) yoksa eski dönemleri de kapsayan bir durum mu olup olmadığına bakmak gerekiyor.
oxford sözlüğü tanım olarak şöyle diyor; “tarafsız gerçeklerin kamuoyunu etkilemede duygulara ve kişisel inançlara cazip gelen şeylerden daha az etkili olması.” basitçe böyle bir tanım yapılırsa, bu eski dönemleri de kapsayan bir duruma yeni bir ad bulmaktan öteye gitmeyecektir. fakat bu olguya yeni bir isim bulunduğuna göre ve çoğu kaynakta post-truth çağı gibi bir tanımlama yapıldığına göre içinde bulunduğumuz yeni çağı anlatmak gibi bir dert edinildiği kesindir. bu durumda post-truth, popülist söylemin artması, yalan haberler ile insanları yönlendirmek ve gerçekliğin çarpıtılması diyerek açıklanamaz. çünkü bunlar yeni şeyler değiller. otoritenin gerçekliği çarpıtarak toplumu manipüle etmesi belki insanlık tarihine yakın yaşlardadır. içinde bulunduğumuz çağı ayıran faktör ise başat iletişim aracımızın sosyal medya olmasıdır.
dönemin önde gelen iletişim aracı toplumsal yapıyı fazlasıyla etkiler. yazıdan önce söz kitle iletişim aracıydı. sonra yazı sözün yerini, daha sonra görsel medya (fotoğraf, tv) yazının yerini aldı. buraya kadar dikkat edilirse toplumu yönlendirme aygıtı belirli bir kesimin ve otoritenin güdümündeydi. günümüzde ise asıl kitle iletişim aracı internet ile birlikte sosyal medya oldu. artık pasif kitle de aktif duruma geçerek bilgiyi yayma gücüne erişmişti. şu an yaptığımız gibi.
bu süreçte ise artık durum hakikatin çarpıtılması değil, gerçeği aramanın anlamsızlaşması ve hakikatin yitimi oldu. doğruluk arayışı gereksiz hale geldi. aramak isteyen kişi ise takip edilemeyecek hızla devam eden çılgınca veri akışında boğuldu. verilerde artık nitelik değil, nicelik ve hızlı olma çabası önem kazandığı için hakikat kayboldu. sosyal medyada anonim olan kişi ihtiyat zincirinden kurtuldu, hakikati yazma zorunluluğunu zamanla yitirdi. ayrıca takip ettiği ve geri bildirim aldığı başka veri kaynaklarını kendi benzerlerinden seçerek kendi “yankı fanusu” içerisinde, kendi gerçeğinde hapsoldu. o kişi için artık hakikati aramak manasızlaştı.
bu nedenlerle post-truth kavramını otoritenin yaptığı her türlü manipülatif söylemler için kullanmak doğru olmayacaktır. post-truth daha çok günümüz için, daha doğrusu internet ve sosyal medya çağı için kullanılan bir kavramdır. hakikatin çarpıtılması değil, artık onun yitirilmesidir.
devamını gör...
çirkin adam
bana saçma sapan biri demiş teşekkür ederim. sonunda kimliğimi ortaya çıkarabildi biri. teşekkür ederim kendisine.
devamını gör...
çin aşısının dosyasını tam olarak okumadık
bilim kurulu üyesi tevfik özlü beye ait korkunç beyan. şimdi starda mesut yar'ı izliyordum haberlerde gördüğüm için link veremiyorum. adam dosyayı tam okumadık diyor. alman aşısının dosyasını da tam okumamışlar ama çin daha iyidir diye düşündüler herhalde. ya kardeşim sen bilim kurulu üyesisin. bu aşı önümüzdeki ay milyonlarca insana vurulacak ülkede. ne demek okumadık?!
devamını gör...
sıfır takipçisi olan bir yazarı ciddiye almak
ben tanınıyorum kompleksi burada hayat bulmaya başlamış sanırım. yapmayın lütfen yazdığınız şeyler fenomenliginizi değil zekanızı gösterir.
devamını gör...
yazılıma başlayacaklara tavsiyeler
dilden bağımsız olarak asıl öğrenmen gereken şey algoritmadır. çözümü bulduktan sonra implementasyon yapmak kolaydır. oop abartıldığı kadar mükemmel değildir.
bir dil seç ve o dilde uzmanlaş.
tavsiyem, öncelikli olarak c#
sonra java
sonra c++.
c# kodlaması kolay, iş olanağı fazla.
java yine kodlaması kolay, iş olanağı fazla.
c++ kodlaması zor ama bilirsen işsiz kalmazsın.
ama her şeyin başı algoritma.
bir dil seç ve o dilde uzmanlaş.
tavsiyem, öncelikli olarak c#
sonra java
sonra c++.
c# kodlaması kolay, iş olanağı fazla.
java yine kodlaması kolay, iş olanağı fazla.
c++ kodlaması zor ama bilirsen işsiz kalmazsın.
ama her şeyin başı algoritma.
devamını gör...
insanı deli eden sesler
sabahın köründe çalan alarm sesidir.
bir ara alarm sesini sevdiğim bir şarkı yapmıştım ama olmuyor. telefonu alıp fırlatasım geliyor, çalan müzikten bağımsız olarak.
bir ara alarm sesini sevdiğim bir şarkı yapmıştım ama olmuyor. telefonu alıp fırlatasım geliyor, çalan müzikten bağımsız olarak.
devamını gör...
bilmeyen biri için normal sözlük’ü özetlemek
bir devlet gibi düşün kafa sözlüğü, ama yönetim halkla içiçe. reisle bile istediğin gibi konuşabilirsin.*
devamını gör...
devlet bahçeli'nin sınavlar kaldırılsın çağrısı
sınavlar kaldırılsın hiçbir gerçekliği olmayan bir siyasi manevradır.
bir kere burada yerleştirmenin ne şekilde yapılacağı söz konusudur.
kpss’ye birçok kez girmiş ve en sonunda kazanmış biri olarak şükrettiğim konu hiç olmazsa‘mülakat’ adı altında bir saçmalığa tabi tutulmamış olmamdır.
buradan hatırlayabiliriz
bir öğretmen arkadaşımın eşi, memleketi ve sanırım gümüş yüzüğü dolayısıyla takdir toplamış ‘tam da sizin gibi bir öğretmen arıyoruz ‘ denmiş tek bir soru bile sorulmadan, genel sınavda aldığı not 60 civarı olduğu halde mülakattan geçer almıştır. ( bu arada kurulun yanıldığı bir şey vardır; adamcağız ideoloji açısından kurulla hiç uymamaktadır ve kurulun yaptığını serbestçe her yerde anlatır. atamasını da istememiştir)
işte böyle garabet haller yaşarken nasıl bir de sınavsız sisteme geçeceğiz?
ya sınavlar, onlar çok mu güvenli?
elbette ösym’nin kalemlere yazdığı o slogana inanmıyoruz ‘emeğiniz emanetimizdir’ (!)
*bu emanet hakkında tez zamanda da kendi yaşadıklarımı yazacağım.
bir kere burada yerleştirmenin ne şekilde yapılacağı söz konusudur.
kpss’ye birçok kez girmiş ve en sonunda kazanmış biri olarak şükrettiğim konu hiç olmazsa‘mülakat’ adı altında bir saçmalığa tabi tutulmamış olmamdır.
buradan hatırlayabiliriz
bir öğretmen arkadaşımın eşi, memleketi ve sanırım gümüş yüzüğü dolayısıyla takdir toplamış ‘tam da sizin gibi bir öğretmen arıyoruz ‘ denmiş tek bir soru bile sorulmadan, genel sınavda aldığı not 60 civarı olduğu halde mülakattan geçer almıştır. ( bu arada kurulun yanıldığı bir şey vardır; adamcağız ideoloji açısından kurulla hiç uymamaktadır ve kurulun yaptığını serbestçe her yerde anlatır. atamasını da istememiştir)
işte böyle garabet haller yaşarken nasıl bir de sınavsız sisteme geçeceğiz?
ya sınavlar, onlar çok mu güvenli?
elbette ösym’nin kalemlere yazdığı o slogana inanmıyoruz ‘emeğiniz emanetimizdir’ (!)
*bu emanet hakkında tez zamanda da kendi yaşadıklarımı yazacağım.
devamını gör...
aurora (yazar)
yazılarını severek takip ettiğim bir yazar. oldukça bilgilendirici içerikleri var. kimdir bilmiyorum ama tanımadan sevdiğim bir kişi olmuştur. teşekkür ediyorum efendim. *
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
bugün bir kez daha mamak duyarsam arabaya atlayıp ankara'ya doğru yola çıkacağım yayın...
devamını gör...
haytarma
haytarma, kırım tatar türklerinin milli halk oyunudur. konusu doğa olan bu dans kırım ve çevresindeki halkların düğünlerinde sıkça görülür. geri dönüş anlamına gelen bu halk oyununu son zamanlarda ülkemizdeki düğünlerde de görmek mümkündür.
haytarma filmi ise 1944 kırım tatar sürgününü konu alarak, "bağımsız devletler topluluğu ve baltık devletleri en iyi film ödülünü" kazanmıştır. haytarma filmi
haytarma filmi ise 1944 kırım tatar sürgününü konu alarak, "bağımsız devletler topluluğu ve baltık devletleri en iyi film ödülünü" kazanmıştır. haytarma filmi
devamını gör...


