kar tatili
en en en sevdiğim tatil kar tatilidir, lise zamanlarımızda kar yağıyorsa valinin twitter hesabına bakıp dururduk tatil edecek mi etmeyecek mi diye, ederse sevinç çığlığı atarak anneee okul tatiiil diye bağırırdım, wp den “tatiiiil” mesajları yağardı saniyesinde.
lise 2 de sınav haftasında bi çarşamba akşamı kar tatili olmuştu. ertesi gün tarih yazılısı vardı, saat 9 olmasına ve 0 bilgime rağmen hala çalışmaya başlamamıştım, kaygılı kaygılı yatıyordum yatakta. dışarıdaki sokak lambasının ışığında gözüken kar tanelerine içli içli bakarak allah’ım napıcam beeeeen diyordum. sonra tatil haberi gelince aşırı sevinip çok merak ettiğim bi diziye başlamıştım arkadaşımla.
hiçbir özelliği olmamasına rağmen ömrümün en mutlu günlerinden sayıyorum o günü, her şey çok net görüntüler, hisler.. hayatımızın en güzel zamanlarıymış ama biz fark etmemişiz.
lise 2 de sınav haftasında bi çarşamba akşamı kar tatili olmuştu. ertesi gün tarih yazılısı vardı, saat 9 olmasına ve 0 bilgime rağmen hala çalışmaya başlamamıştım, kaygılı kaygılı yatıyordum yatakta. dışarıdaki sokak lambasının ışığında gözüken kar tanelerine içli içli bakarak allah’ım napıcam beeeeen diyordum. sonra tatil haberi gelince aşırı sevinip çok merak ettiğim bi diziye başlamıştım arkadaşımla.
hiçbir özelliği olmamasına rağmen ömrümün en mutlu günlerinden sayıyorum o günü, her şey çok net görüntüler, hisler.. hayatımızın en güzel zamanlarıymış ama biz fark etmemişiz.
devamını gör...
kabullenildiğinde olgunlaştıran acı gerçekler
ölüm.
devamını gör...
insanı en sakin anında bile sinir eden şeyler
kaba saba tavır ve konuşmalar.
devamını gör...
fırıncıya işlerini soran muhabirin cevabı duyunca kısa kesmesi
korkmak kelimesinin fiile geçmiş haline bir örnektir. neyden korkmamız gerekiyor biraz da düşünmemiz gerek aslında..
“korkulacak tek şey korkunun kendisidir.” roosevelt
“korkulacak tek şey korkunun kendisidir.” roosevelt
devamını gör...
düz dünya teorisi
inanmayanların çürütemediği değil, inananların, inanmayanlar tarafından çürütüldüğüne bir türlü inanamadığı, teori olmayan iddia.
bilimsel çalışma aşamaları:
1. problemi tanımlayıp ortaya koymak
2. bilgi/veri toplamak
3. hipotez kurmak
4. tahmin yapmak
5. kontrollü deney yapmak
6. teori üretmek
7. sonucu kanun haline getirmek
öncelikle 1. maddeden başlarsak, dünya'nın şekline ilişkin herhangi bir problem yok. elimizde neye benzediği çoktan * kanıtlanmış bir şekil dururken, dünyanın şekli, üzerinde çalışılması gereken bir problem değil.
hadi diyelim ki emin olmak istiyoruz ve bunu bir problem olarak kabul ettik. aradaki basamakların hiçbirini usulüne uygun şekilde halletmeden teori aşamasına nasıl geçildiği soru işareti. o nedenle bu konuyu teori olarak anmak çok da doğru değil.
***
kelimelere takılmayalım dedik ve konuya başka yanından bakmak istedik diyelim.
- atmosferin gözümüze "oynadığı oyunlar" küreselliğin bir sonucudur.
- kuzey yarım küre, güney yarım küre ve tam ekvator üzerinde görebileceğiniz yıldızlar birbirinden farklıdır. bunların kaç saat gökyüzünde kaldığı, ne zaman doğup ne zaman battığı, hiç doğmayan ya da batmayan yıldızların neden bu hareketlere sahip olduğu gibi soruların cevapları küresel geometri ile çok rahat biçimde açıklanabilmektedir. dünya'nın düz olması durumunda tüm ülkelerden aynı yıldızları görmeniz gerekirdi.
- yıldız izi fotoğrafları, bulunduğunuz yarım küreye göre farklılık gösterir. düz bir dünyada böyle bir fark göremezsiniz.
- ay tutulmaları esnasında dünya'nın gölgesi ay'ın üzerine düşer. bu gölgenin yuvarlak olduğu net şekilde görülür. tutulmalar sırasında ay'ın ya da güneş'in önüne gizemli bir cisim geçmez. neyin, hangi cisim önüne ne zaman geçeceği, geometrik olarak hesaplanabildiğinden, hangi tutulmanın ne zaman, hangi biçimde gerçekleşeceği önceden bilinir. gök olayları yıllığında da sıralı şekilde verilir.
neyse, uzun uzun tüm astronomi konularını, neyin hangi model ve hesaplamalarla nasıl yapıldığını sayıp dökecek değilim. bilim dünyasındaki insanlar bu tür asılsız iddialara gülüp geçmeyi tercih eder ve bunlara tek tek cevap vermeyi vakit kaybı sayarlar. o nedenledir ki düz dünyacılar, kimse kendilerine cevap veremiyor zanneder. sosyal medyada kurdukları gruplarda cevap verenleri de dakika geçmeden gruptan atarlar (tecrübeyle ve tanıdıkların tecrübeleriyle sabit.)
bu insanlara inandıkları şeyin yanlış olduğunu kanıtlamanın bir yolu yok çünkü kanıtın kanıtlığını kabul etmiyorlar. bu paradokstan kurtulamazsınız.
***
"nasa bizi kandırıyor" mevzusuna gelince... diyelim ki öyle, tamam. sizin hiç mi kendi ülkenizin bilim insanlarına saygınız, inancınız yok? bakın bu entryde anlattığım keşif, bizzat tanıdığım hocalar tarafından, inanmadığınız fizik ve matematik hesapları kullanılarak yapılan gözlemlerle bulundu.
düz dünyacıların çoğuna göre newton fiziği falan da yalanmış. beğenmediğiniz o mekanik formüllerini mühendisler de kullanıyor, mimarlar da, benzer meslek sahipleri de... bunlar toptan yalan olsaydı sağlam binalar, köprüler yapılamaz, her şey yalan olurdu. ayrıca tüm bu mesleklerde çalışanlar için de "mühendisler bizi kandırıyor" gibi cümleler kurmanız gerekirdi.
***
son olarak... bunlardan biri, bir youtuber dünyanın dönmediğini kanıtlamaya çalıştığı bir videosunda dünyanın döndüğünü kanıtladı. "bu kabul edilemez" diye çıldırıyordu en son gördüğümde...
yine newton fiziğini beğenmeyen bir tanesi de kendi yaptığı roketle uzaya gitmeye kalkıştığında yere çakılıp öldü geçen yıl.
bilimi çok fazla küçümsüyorsunuz. yapmayın. sorgulamak, uyanık olmak, akıllı olmak bu değil.
edit: neil degrasse tyson'ın o sözleri söylemesinin nedeni farklı. "kütle çekimini tarif edebiliriz, cisimlere ne yaptığını söyleyebiliriz, onu ölçebiliriz ama kütle çekimi nedir diye sorarsanız cevap bilmiyorum olur." şeklinde bir ifadesi var. kütle çekiminin kuantum kuramıyla uzlaştırılamıyor oluşu, graviton adlı teorik parçacığın gözlenememiş olması, kuantum köpüğü teorisini gözlemlerle kanıtlayamamış olmamız gibi bazı nedenleri var kütle çekiminin ne olduğunu tam olarak bilmiyor oluşumuzun.
neyse...
bilimsel çalışma aşamaları:
1. problemi tanımlayıp ortaya koymak
2. bilgi/veri toplamak
3. hipotez kurmak
4. tahmin yapmak
5. kontrollü deney yapmak
6. teori üretmek
7. sonucu kanun haline getirmek
öncelikle 1. maddeden başlarsak, dünya'nın şekline ilişkin herhangi bir problem yok. elimizde neye benzediği çoktan * kanıtlanmış bir şekil dururken, dünyanın şekli, üzerinde çalışılması gereken bir problem değil.
hadi diyelim ki emin olmak istiyoruz ve bunu bir problem olarak kabul ettik. aradaki basamakların hiçbirini usulüne uygun şekilde halletmeden teori aşamasına nasıl geçildiği soru işareti. o nedenle bu konuyu teori olarak anmak çok da doğru değil.
***
kelimelere takılmayalım dedik ve konuya başka yanından bakmak istedik diyelim.
- atmosferin gözümüze "oynadığı oyunlar" küreselliğin bir sonucudur.
- kuzey yarım küre, güney yarım küre ve tam ekvator üzerinde görebileceğiniz yıldızlar birbirinden farklıdır. bunların kaç saat gökyüzünde kaldığı, ne zaman doğup ne zaman battığı, hiç doğmayan ya da batmayan yıldızların neden bu hareketlere sahip olduğu gibi soruların cevapları küresel geometri ile çok rahat biçimde açıklanabilmektedir. dünya'nın düz olması durumunda tüm ülkelerden aynı yıldızları görmeniz gerekirdi.
- yıldız izi fotoğrafları, bulunduğunuz yarım küreye göre farklılık gösterir. düz bir dünyada böyle bir fark göremezsiniz.
- ay tutulmaları esnasında dünya'nın gölgesi ay'ın üzerine düşer. bu gölgenin yuvarlak olduğu net şekilde görülür. tutulmalar sırasında ay'ın ya da güneş'in önüne gizemli bir cisim geçmez. neyin, hangi cisim önüne ne zaman geçeceği, geometrik olarak hesaplanabildiğinden, hangi tutulmanın ne zaman, hangi biçimde gerçekleşeceği önceden bilinir. gök olayları yıllığında da sıralı şekilde verilir.
neyse, uzun uzun tüm astronomi konularını, neyin hangi model ve hesaplamalarla nasıl yapıldığını sayıp dökecek değilim. bilim dünyasındaki insanlar bu tür asılsız iddialara gülüp geçmeyi tercih eder ve bunlara tek tek cevap vermeyi vakit kaybı sayarlar. o nedenledir ki düz dünyacılar, kimse kendilerine cevap veremiyor zanneder. sosyal medyada kurdukları gruplarda cevap verenleri de dakika geçmeden gruptan atarlar (tecrübeyle ve tanıdıkların tecrübeleriyle sabit.)
bu insanlara inandıkları şeyin yanlış olduğunu kanıtlamanın bir yolu yok çünkü kanıtın kanıtlığını kabul etmiyorlar. bu paradokstan kurtulamazsınız.
***
"nasa bizi kandırıyor" mevzusuna gelince... diyelim ki öyle, tamam. sizin hiç mi kendi ülkenizin bilim insanlarına saygınız, inancınız yok? bakın bu entryde anlattığım keşif, bizzat tanıdığım hocalar tarafından, inanmadığınız fizik ve matematik hesapları kullanılarak yapılan gözlemlerle bulundu.
düz dünyacıların çoğuna göre newton fiziği falan da yalanmış. beğenmediğiniz o mekanik formüllerini mühendisler de kullanıyor, mimarlar da, benzer meslek sahipleri de... bunlar toptan yalan olsaydı sağlam binalar, köprüler yapılamaz, her şey yalan olurdu. ayrıca tüm bu mesleklerde çalışanlar için de "mühendisler bizi kandırıyor" gibi cümleler kurmanız gerekirdi.
***
son olarak... bunlardan biri, bir youtuber dünyanın dönmediğini kanıtlamaya çalıştığı bir videosunda dünyanın döndüğünü kanıtladı. "bu kabul edilemez" diye çıldırıyordu en son gördüğümde...
yine newton fiziğini beğenmeyen bir tanesi de kendi yaptığı roketle uzaya gitmeye kalkıştığında yere çakılıp öldü geçen yıl.
bilimi çok fazla küçümsüyorsunuz. yapmayın. sorgulamak, uyanık olmak, akıllı olmak bu değil.
edit: neil degrasse tyson'ın o sözleri söylemesinin nedeni farklı. "kütle çekimini tarif edebiliriz, cisimlere ne yaptığını söyleyebiliriz, onu ölçebiliriz ama kütle çekimi nedir diye sorarsanız cevap bilmiyorum olur." şeklinde bir ifadesi var. kütle çekiminin kuantum kuramıyla uzlaştırılamıyor oluşu, graviton adlı teorik parçacığın gözlenememiş olması, kuantum köpüğü teorisini gözlemlerle kanıtlayamamış olmamız gibi bazı nedenleri var kütle çekiminin ne olduğunu tam olarak bilmiyor oluşumuzun.
neyse...
devamını gör...
her 60 saniyede 1 dakikanın geçtiği gerçeği
her 60 dakikada 1 saatin geçtiği gerçeği kadar şaşırtıcı ve etkileyicidir. işte matematik diyorum.
devamını gör...
şimdi olsa da yesek dediğimiz yiyecekler
lahmacun.
ama her yerden yenmez , ya içini ben hazırlayacağım veya karşıyaka çarşıda halim usta nin lahmacunu olacak, izmir'de ondan daha iyisi bence yok.
ama her yerden yenmez , ya içini ben hazırlayacağım veya karşıyaka çarşıda halim usta nin lahmacunu olacak, izmir'de ondan daha iyisi bence yok.
devamını gör...
clytie (yazar)
gözüm hep yükseklerdedir benim gökyüzü ve yıldızları benim bilir ve çok severim haliyle onu da sevdim.
tıpatıp aynı değiliz, olmayı verelim. fikirler, duruşlar, bakışlar varsın bir olmasın. her birimiz birer farklı kır çiçeği olalım ve renk olalım, ufuk açalım açabildiğimiz kadar.
tıpatıp aynı değiliz, olmayı verelim. fikirler, duruşlar, bakışlar varsın bir olmasın. her birimiz birer farklı kır çiçeği olalım ve renk olalım, ufuk açalım açabildiğimiz kadar.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının hissettikleri
ne hissedersem hissedeyim, paylaşacak birinin olmaması gibi kapkaranlık bir his.
devamını gör...
çocukluk lezzetleri
peki kek aşkımdan bahsetme vakti gelmiş. okulda her sabah istisnasız yediğim kek gibi kek idi kendisi. şu anda satılandan bahsetmiyorum ama. kakaolu, muzlu, çilekli, karamelli çeşitleri vardı.
artık üretilmiyor zaten, değeri bilinmedi. unutmayalım, unutturmayalım.
artık üretilmiyor zaten, değeri bilinmedi. unutmayalım, unutturmayalım.
devamını gör...
en hüzünlü kelime
veda
ayrılan belki tekrar kavuşur ama veda eden kavuşamaz.
ayrılan belki tekrar kavuşur ama veda eden kavuşamaz.
devamını gör...
günaydın sözlük
kabataş iskelesinde bir abimiz vardı her sabah saat 10:00'a kadar megafonla günaydın diye bağırırdı hatta bazen sonuna eklerdi "insan olana günaydın" diye.
adamın amacı herkesin o meymenetsiz suratında gülümseme oluşması ve selam vermenin ücretli olmadığını göstermekti ama kimse günaydın demeden yanından geçer giderdi veya diyenler bir elin parmaklarını geçmezdi. şimdi bu başlıkta ona benzemesin diye görünce sevinç oluyorum ondan yönetimden habersiz bunu bold eyliyorum siz sabahları bu başlığı durmadan kullanın.
adamın amacı herkesin o meymenetsiz suratında gülümseme oluşması ve selam vermenin ücretli olmadığını göstermekti ama kimse günaydın demeden yanından geçer giderdi veya diyenler bir elin parmaklarını geçmezdi. şimdi bu başlıkta ona benzemesin diye görünce sevinç oluyorum ondan yönetimden habersiz bunu bold eyliyorum siz sabahları bu başlığı durmadan kullanın.
devamını gör...
sanat para için midir sanat için mi sorunsalı
sanatın var olabilmesi için yaratıcılığın önünün kesilmemesi gereklidir.
sanat halk içindir dendiği zaman bu sanatın halkın anlayacağı seviyede icra edilmesi anlamına gelir.
bu da yaratıcılığın önüne engel koymaktır aslında. çünkü iş bu noktaya geldiğinde, sanat belirli algı sınırları içine hapsedilmiş olur.
halbuki sanat bazen sanatçının bile algısının dışında bir yapıya sahiptir. bir dışa vurum olduğundan, ifade ettiği duyguların anlaşılması için yüzyıllar süren bir tecrübenin, birikerek aktarılması gerekebilir.
günümüzde ise sanat halk için midir yoksa sanat için midir, sorunsalı anlamını yitirmiştir. bunun nedeni ise günümüz dünyasında anlamların yeniden tanımlanmasıdır.
post-modernist tüketim döneminde tartışılması gereken soru ise artık, "sanat para için midir, yok sanat için mi"
makiniste göre, sanat her zaman sanat için olacaktır.
sanat halk içindir dendiği zaman bu sanatın halkın anlayacağı seviyede icra edilmesi anlamına gelir.
bu da yaratıcılığın önüne engel koymaktır aslında. çünkü iş bu noktaya geldiğinde, sanat belirli algı sınırları içine hapsedilmiş olur.
halbuki sanat bazen sanatçının bile algısının dışında bir yapıya sahiptir. bir dışa vurum olduğundan, ifade ettiği duyguların anlaşılması için yüzyıllar süren bir tecrübenin, birikerek aktarılması gerekebilir.
günümüzde ise sanat halk için midir yoksa sanat için midir, sorunsalı anlamını yitirmiştir. bunun nedeni ise günümüz dünyasında anlamların yeniden tanımlanmasıdır.
post-modernist tüketim döneminde tartışılması gereken soru ise artık, "sanat para için midir, yok sanat için mi"
makiniste göre, sanat her zaman sanat için olacaktır.
devamını gör...
ayın en çalışkan 10 yazarı hakkında ne dediler
geçtiğimiz ay 9. sıradaydım. bu ay ise şimdilik 4. sıradayım. kendimi premier ligde ilk 4'e girip şampiyonlar ligine kalma mücadelesi veren arsenal gibi, tottenham gibi, leicester gibi hissediyorum.
bu ay sonu ilk 10 dışında kalırım muhtemelen. velhasılı sözlük emekçilerinin listesidir.
bu ay sonu ilk 10 dışında kalırım muhtemelen. velhasılı sözlük emekçilerinin listesidir.
devamını gör...
dil polisi
her ortamda vardır bunlar. hani öyle dili çok iyi bildiklerinden değildir çoğu zaman. ancak lise grameri ve diliyle konuşurlar. galatı meşhur desen bilmezler. ağızlarında çürütemedikleri tek sakız de da bağlacıdır. türk dilinin kaç harfi vardır, hangi harfler hangi dilin ve kültürün etkisiyle yerleşmiştir haberi yoktur. x veya w ile yazılan bir kelime varsa küplere binerler, yabancı sözlere tahammülü yoktur. hatalı bu diye bas bas bağırırken hata sözcüğünün arapça kökeninden habersizdir.
ama olsun yine de onlar ye kürküm yecilerdir. içerik nedir ki şeklin yanında onlara göre.
verecek bilgisi yoktur, sözlerinin yarısı yanlış, yarısı eksiktir ama olsun o "ki" bağlacına abanmıştır
mantıklı argüman sunamaz, eşek gibi anırır ama olsun "veya" bağlacı doğru yazılmıştır.
türkçeyi anasından değil sıraları kırık dökük okulda öğrenen kürdü, arabı, es kaza memlekete gelmiş afganı faslıyı kuantum fiziğinde dahi olsa bile dinlemez, hala türkçe konuşamamakla suçlar, aşağılar, telaffuzuna takılır . iş sadece "coook güzelll " diyen ingilize, fransıza, almana geldi mi gururundan geçilmez. hele bu dillerde bir türkçe kelime bulursa keyfinden yanına yaklaşılmaz.
kendi milletinden biri es kaza ingizlice kullanırsa ortalık yıkılır. ne dilin nasıl öğrenildiğinden, nasıl geliştiğinden haberi vardır ne de umursar. çifte standarttaki standardın kökenine bakmadan çifter çifter atar.
bunlar en çok içeriklerini beğenmedikleri başlıklardan sonra ortaya çıkar. söyleyecek sözü yoktur ama ona göre türkçe biliyordur. noktası, virgülü vardır küfrederken .
ben gramer bilmem çok fazla. hayatta öğrenememişimdir de, da, ki , hede , bödö bağlaçlarını nasıl yazacağımı. küfrederken noktalama kullanmam zaten. onun yerine bilgi ve kelime biriktirdim hayatım boyunca derdimi anlatabilmek için. hayatta sadece bir ünlem olmanın ötesine gidemeyecek dil polisini takmam. çünkü cümle yoksa ünlem anlamsızdır. ünlem ancak cümlenin sonuna geldiğinde anlam kazanır.
ama olsun yine de onlar ye kürküm yecilerdir. içerik nedir ki şeklin yanında onlara göre.
verecek bilgisi yoktur, sözlerinin yarısı yanlış, yarısı eksiktir ama olsun o "ki" bağlacına abanmıştır
mantıklı argüman sunamaz, eşek gibi anırır ama olsun "veya" bağlacı doğru yazılmıştır.
türkçeyi anasından değil sıraları kırık dökük okulda öğrenen kürdü, arabı, es kaza memlekete gelmiş afganı faslıyı kuantum fiziğinde dahi olsa bile dinlemez, hala türkçe konuşamamakla suçlar, aşağılar, telaffuzuna takılır . iş sadece "coook güzelll " diyen ingilize, fransıza, almana geldi mi gururundan geçilmez. hele bu dillerde bir türkçe kelime bulursa keyfinden yanına yaklaşılmaz.
kendi milletinden biri es kaza ingizlice kullanırsa ortalık yıkılır. ne dilin nasıl öğrenildiğinden, nasıl geliştiğinden haberi vardır ne de umursar. çifte standarttaki standardın kökenine bakmadan çifter çifter atar.
bunlar en çok içeriklerini beğenmedikleri başlıklardan sonra ortaya çıkar. söyleyecek sözü yoktur ama ona göre türkçe biliyordur. noktası, virgülü vardır küfrederken .
ben gramer bilmem çok fazla. hayatta öğrenememişimdir de, da, ki , hede , bödö bağlaçlarını nasıl yazacağımı. küfrederken noktalama kullanmam zaten. onun yerine bilgi ve kelime biriktirdim hayatım boyunca derdimi anlatabilmek için. hayatta sadece bir ünlem olmanın ötesine gidemeyecek dil polisini takmam. çünkü cümle yoksa ünlem anlamsızdır. ünlem ancak cümlenin sonuna geldiğinde anlam kazanır.
devamını gör...
çoğu üniversitenin işsizlik erteleme kurumu olması
öğrenciler eleştirilmiş kendilerini geliştirmiyorlar diye bende biraz sistemi eleştireyelim. köşe başı sokak arasına üniversite açıp özel sektör gelir kapısı yaratan sistem ne kadar doğru. ne olursa olsun çoluğum çocuğum okusun diye üç beş kuruş biriktirdiğini özel okullara yatıran anne baba'yı haksız bulmuyorum onları kullanan sistemi haksız buluyorum.evet herkes okumamalı keşke meslek okulları daha fazla olsa imkan var mı peki? köşe başı imam hatip varken sanat okulu, teknik liseler ne kadar var etrafta. bir bölüm için liseyi şehir dışında okuyana bile şahit oldum. şimdi bize dayatılan sistemde aklı alınmış alık alık dolaşan öğrenciye,mezuna hiçbir şey demiyorum. daha 25 inde mücadele yeteneğini yitirmiş iş kapılarında oradan oraya savrulanları haksız bulmuyorum ben.baştan yanlış olan özel okulların bu kadar çoğalmaları, gençlerin ve ailelerinin kazanç kapısı olarak görülmeleri.
devamını gör...
herkesin otağının önünde iki tane atı var ekonomik kriz mriz yok diyen orta asya türkü
ekonomik krizin parametresini atla ölçen türktür.
"kağan dohuma vergi koydu gene, işler kesat. ekonomi bozdu.."
"yok öyle bi şey andam, baksana herkesin otağının önünde iki tane atı var. akşamları millet birbirine gidip kımız içiyor. nerede bu ekonomik kriz?"
"iyi de abi alım gücümüz?"
"kriz mriz yok.. hem kağan gitsin de yerine kim gelsin, kültigin mi gelsin birader? kime oy verecez?"
"haklısın abi"
"kağan dohuma vergi koydu gene, işler kesat. ekonomi bozdu.."
"yok öyle bi şey andam, baksana herkesin otağının önünde iki tane atı var. akşamları millet birbirine gidip kımız içiyor. nerede bu ekonomik kriz?"
"iyi de abi alım gücümüz?"
"kriz mriz yok.. hem kağan gitsin de yerine kim gelsin, kültigin mi gelsin birader? kime oy verecez?"
"haklısın abi"
devamını gör...
tripsinojen
protein sindiriminde görevli olan bir sindirim enzimi olan bu enzim aynı zamanda yenidoğan bebeklerde kistik fibrozis taramasında tarama testi olarak kullanılır.
devamını gör...
hay day
çok uzun süredir oynamakta olduğum lakin üniversite sınavıma çalışmam gerektiği için ara vermek zorunda kaldığım oyundur. 52. seviyede ara vermiş bulunmaktayım.
oyun supercell firmasına aittir.
yine aynı firmanın oyunu olan clash of clans'ın çiftlik versiyonudur adeta.
çeşitli yerler var oyun içinde, kasaba, vadi, balıkçılık alanı, farm pass ve maden gibi.
kasaba kısmında ''kişisel tren'' olarak adlandırılan bir tren var. bu tren ile arkadaşlarınızın kasabasındaki yolcuları kendi kasabanıza getirebilirsiniz. kasaba kısmının asıl amacı ise gelen misafirlere hizmet etmek. bakkal, sinema salonu gibi mekanlarda misafirlerinize hizmet verebilirsiniz.
vadi kısmı ise her zaman açık olmayan bir kısım. orada da bir kamyonunuz var ve stoklarınızda bulunan ürünleri, o ürünü isteyen binalara ulaştırarak çeşitli renkte jetonlar kazanıyorsunuz. bu jetonlar ile vadi sezonu bittiğinde vadi dükkanından alışveriş yapabilirsiniz.
balıkçılık alanında ise bir kitap var, bu kitaptaki balıkların hepsini yakalamaya çalışıyorsunuz. çeşitli balıkları yakalayarak elmas kazanabiliyorsunuz. ayrıca balıkçılık alanında bir yengeç yakalama alanı ve bir de ördek yakalama alanı var. daha doğrusu hepsi aynı yerde ama ördeğin tüylerinin alınması için bir alan ve yengecin etinin alınması için bir alan var. buradan çıkan ürünlerle çeşitli yemekler yapabilirsiniz veya o ürünleri satabilirsiniz.
farm pass alanı ise yeni eklenmiş bir yer. ana köy içinde bulunuyor ve siz görevleri tamamladıkça size çeşitli ödüller veriyor. bir de paralı versiyonu var bunun. paralı versiyonunda daha fazla ödül kazanma şansınız var ve bazı ödülleri sadece paralı versiyonu satın alarak elde edebiliyorsunuz.
maden alanında ise gümüş, altın, kömür, demir gibi madenleri çıkarabiliyorsunuz. eğer şanslıysanız elmas bile çıkabiliyor.
ana köy ise bunların hepsini barındıran alan. burada çeşitli makineler (mandıra, barbekü, dikiş makinesi, meyve sıkacağı gibi) var. bu makineler belli seviyelerde açılıyor. bu makinelerde üretebileceğiniz ürünler de belli seviyelerde açılıyor tabii ki.
bir de greg var. greg size her gün farklı eşyalar satıyor. bu eşyalar genellikle balta gibi, kazma gibi işinize yarayacak olan eşyalar oluyor.
velhasıl kelam oyun gerçekten güzel. başlarda pek bir şey açık olmadığı için sıkılabilirsiniz ama seviye atladıkça oyun da daha keyifli hale geliyor.
oyun supercell firmasına aittir.
yine aynı firmanın oyunu olan clash of clans'ın çiftlik versiyonudur adeta.
çeşitli yerler var oyun içinde, kasaba, vadi, balıkçılık alanı, farm pass ve maden gibi.
kasaba kısmında ''kişisel tren'' olarak adlandırılan bir tren var. bu tren ile arkadaşlarınızın kasabasındaki yolcuları kendi kasabanıza getirebilirsiniz. kasaba kısmının asıl amacı ise gelen misafirlere hizmet etmek. bakkal, sinema salonu gibi mekanlarda misafirlerinize hizmet verebilirsiniz.
vadi kısmı ise her zaman açık olmayan bir kısım. orada da bir kamyonunuz var ve stoklarınızda bulunan ürünleri, o ürünü isteyen binalara ulaştırarak çeşitli renkte jetonlar kazanıyorsunuz. bu jetonlar ile vadi sezonu bittiğinde vadi dükkanından alışveriş yapabilirsiniz.
balıkçılık alanında ise bir kitap var, bu kitaptaki balıkların hepsini yakalamaya çalışıyorsunuz. çeşitli balıkları yakalayarak elmas kazanabiliyorsunuz. ayrıca balıkçılık alanında bir yengeç yakalama alanı ve bir de ördek yakalama alanı var. daha doğrusu hepsi aynı yerde ama ördeğin tüylerinin alınması için bir alan ve yengecin etinin alınması için bir alan var. buradan çıkan ürünlerle çeşitli yemekler yapabilirsiniz veya o ürünleri satabilirsiniz.
farm pass alanı ise yeni eklenmiş bir yer. ana köy içinde bulunuyor ve siz görevleri tamamladıkça size çeşitli ödüller veriyor. bir de paralı versiyonu var bunun. paralı versiyonunda daha fazla ödül kazanma şansınız var ve bazı ödülleri sadece paralı versiyonu satın alarak elde edebiliyorsunuz.
maden alanında ise gümüş, altın, kömür, demir gibi madenleri çıkarabiliyorsunuz. eğer şanslıysanız elmas bile çıkabiliyor.
ana köy ise bunların hepsini barındıran alan. burada çeşitli makineler (mandıra, barbekü, dikiş makinesi, meyve sıkacağı gibi) var. bu makineler belli seviyelerde açılıyor. bu makinelerde üretebileceğiniz ürünler de belli seviyelerde açılıyor tabii ki.
bir de greg var. greg size her gün farklı eşyalar satıyor. bu eşyalar genellikle balta gibi, kazma gibi işinize yarayacak olan eşyalar oluyor.
velhasıl kelam oyun gerçekten güzel. başlarda pek bir şey açık olmadığı için sıkılabilirsiniz ama seviye atladıkça oyun da daha keyifli hale geliyor.
devamını gör...