tutarlılık
herhangi bir düşüncenin kendi içindeki uyumudur.
felsefeye göre bir düşünce çelişki içermiyorsa tutarlı olarak kabul edilir.
felsefeye göre bir düşünce çelişki içermiyorsa tutarlı olarak kabul edilir.
devamını gör...
farmakogenomik
her vücudun bir ilaca karşı biyolojik tepkisi aynı olmayabiliyor. kimin tedaviye cevap vereceği, kimde hangi yan etkilerin kendisini göstereceği kestirilemeyebiliyor. kısaca ilaçlar nabza göre şerbet verebiliyor. tam bu noktada farmakogenomi devreye giriyor. farmakogenomi; genlere göre ilaç tedavisini inceleyen bir bilim dalıdır. amacı, kişinin genetik yapısına göre uygun ilaç ve dozu saptamaktır.
devamını gör...
çaycıların sıcak suyu bir bardaktan diğerine boşaltması
yemişim cool'luğunu.üniversitede iken kafe'de çalışıyordum, özellikle kış aylarının olmazsa olmazıdır.en az 10 bardak ocağın önüne dizilir, sağ ve soldan birer bardağa sıcak su koyulur, sırayla (iki elin de aynı anda hareket etmesi önemli) yanlarındaki bardağa boşaltılarak tüm bardaklar sıcak suyla dans ettirilir.
devamını gör...
kadınların araç kullanırken yaptıkları ufak tefek yanlışlar
annemden düşünürsem abartılı dikkatli kullanıyor buda trafikte diğer rahat şoförlere yanlış kullanım olarak yansıyor.
lütfen kadın şoförlere duyarlı olalım.
lütfen kadın şoförlere duyarlı olalım.
devamını gör...
bir gökdelenin tepesinde öğle yemeği
fotoğrafta 256 metre yükseklikte ayakları sarkarak bir kiriş üzerinde oturmuş yemek yiyen on bir erkek gösterilmektedir. arka planda ise new york manzarası görünmektedir. işçilerin büyük buhran nedeniyle güvenliklerini önemsemeksizin herhangi bir işte çalışmak durumunda oldukları için güvenlik kayışı takmadıkları görülmektedir. fotoğraf rockefeller center binasının inşaatının son aylarında binanın 69. katında 29 eylül 1932 tarihinde çekilmiştir. arşivcilere göre fotoğraf anlık değil önceden ayarlanmış bir şekilde çekilmiş . bence o döneme ait başka önemli fotoğraflar da vardır.











































devamını gör...
ayak topuklarını topuk taşıyla törpüleyen kadın
topuk taşı, puro, pembemsi kıvam. ben de kendimi marjinal sanıyorum. değilmişim.
devamını gör...
ve ... adet çaylak
online listesinde denk geldiğimde üzüldüğüm ibare.
çaylaklar insan değil mi eyy yönetim? iktidar böyledir işte, köylü kısmını hiç düşünmez...
kendileri burjuvadır, aristokrattır.
biz yazarlar orta sınıfızdır.
çaylaklar da köyüne elektrik varmayan, tarla işçisi köylü...
çaylaklar insan değil mi eyy yönetim? iktidar böyledir işte, köylü kısmını hiç düşünmez...
kendileri burjuvadır, aristokrattır.
biz yazarlar orta sınıfızdır.
çaylaklar da köyüne elektrik varmayan, tarla işçisi köylü...
devamını gör...
anksiyete
beni iki gündür süründüren şey. geberiyorum kalp ağrısından, huzursuz hissetmekten. bilmesem gerçek olmadığını ağrının kıyamet koparırdım öyle şiddetli. velhasıl iyi gelebilicek önerisi olan varsa bir mesaj kadar uzağınızdayım.
devamını gör...
diplomanın kağıt parçası olması
paranın kağıt parçası olması ile aynı mantıktır ve yüzdeye vurulduğunda diplomalı başarılı insanlar daha çoktur muhtemelen.
devamını gör...
ispanyol sineması
diyalog işinde süperler.
öyle filmin süresini uzun tutup, seyirciyi baymazlar.
kısa sürede aksiyonu da verir, twisti de, mesajı da, dramı da.
özellikle gerilim alanında ki bu benim alanım, ilk tercihimi ispanyol sinemasından yana kullanırım.
ispanyol sineması dediysek:
- pedro almodóvar
- luis buñuel
- oriol paulo
- carlos saura gibi önemli isimlerden bahsetmemek olmaz.
ispanyol sinemasının benim gözümde en iyi yönetmenlerinden olur kendileri ki otoriteler de öyle görür.
bugüne kadar beni çok nadir yanıltmışlardır, senaryo konusundaki özgünlükleri bile yeter.
bazı yönetmenlerinin işlerini özel olarak takip ederim, (bkz: oriol paulo).
izleyin, izlettirin efendim, bayılacaksınız.
öyle filmin süresini uzun tutup, seyirciyi baymazlar.
kısa sürede aksiyonu da verir, twisti de, mesajı da, dramı da.
özellikle gerilim alanında ki bu benim alanım, ilk tercihimi ispanyol sinemasından yana kullanırım.
ispanyol sineması dediysek:
- pedro almodóvar
- luis buñuel
- oriol paulo
- carlos saura gibi önemli isimlerden bahsetmemek olmaz.
ispanyol sinemasının benim gözümde en iyi yönetmenlerinden olur kendileri ki otoriteler de öyle görür.
bugüne kadar beni çok nadir yanıltmışlardır, senaryo konusundaki özgünlükleri bile yeter.
bazı yönetmenlerinin işlerini özel olarak takip ederim, (bkz: oriol paulo).
izleyin, izlettirin efendim, bayılacaksınız.
devamını gör...
bekareti bacak arasına indirgeyen insansı kitle
artık bıkkınlık getiren, tam insan olamamış, homoerectus kitledir.
sen evlenene kadar her kadınla yatmayı düşün hatta yat, sonra evleneceğim kadın bakire olsun... yok öyle dünya efendim. seks bir zevk işidir kadın da bu zevkten mahrum kalmadı diye yadırganmamalı. önemli olan bacak arası değil, beyinde ne düşündüğüdür.
sen evlenene kadar her kadınla yatmayı düşün hatta yat, sonra evleneceğim kadın bakire olsun... yok öyle dünya efendim. seks bir zevk işidir kadın da bu zevkten mahrum kalmadı diye yadırganmamalı. önemli olan bacak arası değil, beyinde ne düşündüğüdür.
devamını gör...
okuldan kaçmak
arada sırada yaptığımız iş.
fakat bizimki biraz daha güvenli suda yüzmek şeklindeydi. evleri arar, derslere girmeyeceğimizi söyler, "şurada oluruz" diye yer bildirir, sonra gezer tozardık. yani öyle kimsenin haberi olmadan takılmak şeklinde değildi bizimki. bir nevi izinli kaçış... çok da doğru yapıyormuşuz düşününce. en azından başımıza bir iş gelse nerede arayacağını bilirdi ailelerimiz.
1-2 de anımız var unutamadığım, sabahçı olduğumuz için o saatte kaçmanın anlamsızlığıyla beraber aklıma gelen. karum'un önünde hep duran bir simitçi vardı o zamanlar. sabah sabah gittik, simit alalım diye. baktık adam yok. simitleri alıp parayı bırakalım derken biri geldi "ne kadar simit?" diye bize sordu. ayaküstü simit sattık soran kişiye. o ara gören birkaç kişi daha geldi. simitçi gelene kadar 5-6 simit satmıştık sanırım. adam geldi, durumu anlattık, parayı verdik. teşekkür etti, güle eğlene vedalaştık falan...
diğer anımız da tunalı'daki bir fast food dükkânında geçmişti. okul formalarımıza galatasaray rozeti iliştirirdik arada. o gün de rozetlerimiz yakamızdaydı. soğuk sandviç alalım dedik, sosislisinden... gittik, siparişi verdik, içinde malzemelerin olduğu büfenin önünde duruyoruz. adam da ekmeklerin arasını dolduruyor güzelim mezelerle. rozetlerimizi gördü o sırada "aaa, kızlar galatasaraylı mısınız siz!" dedi ve ekledi "ben de öyleyim. durun size torpilli vereyim o zaman..." ekmekleri kapanmayacak şekilde sosisle doldurup vermişti bize.
güzel günlerdi...
fakat bizimki biraz daha güvenli suda yüzmek şeklindeydi. evleri arar, derslere girmeyeceğimizi söyler, "şurada oluruz" diye yer bildirir, sonra gezer tozardık. yani öyle kimsenin haberi olmadan takılmak şeklinde değildi bizimki. bir nevi izinli kaçış... çok da doğru yapıyormuşuz düşününce. en azından başımıza bir iş gelse nerede arayacağını bilirdi ailelerimiz.
1-2 de anımız var unutamadığım, sabahçı olduğumuz için o saatte kaçmanın anlamsızlığıyla beraber aklıma gelen. karum'un önünde hep duran bir simitçi vardı o zamanlar. sabah sabah gittik, simit alalım diye. baktık adam yok. simitleri alıp parayı bırakalım derken biri geldi "ne kadar simit?" diye bize sordu. ayaküstü simit sattık soran kişiye. o ara gören birkaç kişi daha geldi. simitçi gelene kadar 5-6 simit satmıştık sanırım. adam geldi, durumu anlattık, parayı verdik. teşekkür etti, güle eğlene vedalaştık falan...
diğer anımız da tunalı'daki bir fast food dükkânında geçmişti. okul formalarımıza galatasaray rozeti iliştirirdik arada. o gün de rozetlerimiz yakamızdaydı. soğuk sandviç alalım dedik, sosislisinden... gittik, siparişi verdik, içinde malzemelerin olduğu büfenin önünde duruyoruz. adam da ekmeklerin arasını dolduruyor güzelim mezelerle. rozetlerimizi gördü o sırada "aaa, kızlar galatasaraylı mısınız siz!" dedi ve ekledi "ben de öyleyim. durun size torpilli vereyim o zaman..." ekmekleri kapanmayacak şekilde sosisle doldurup vermişti bize.
güzel günlerdi...
devamını gör...
1 kelimelik hikayeler
bittim.
devamını gör...
eleştirilmekten zevk almak
yıkıcı olduğunda değil ama yapıcı eleştirilere can kurban dediğim durum.
devamını gör...
saç döken üniversite bölümleri
tez yazmayı gerektiren bütün bölümlerdir.
devamını gör...
sevmek vs sevilmek
devamını gör...
yeni doğacaklara tavsiyeler
(bkz: başlığa girmeden kimin tarafından açıldığını bilmek) durumunu yaşadığım başlıktır.
devamını gör...
mutluluk
neden iki mutluluk aynı anda olamıyor ?
neden bir tarafım baharken diğer tarafım kış oluyor?
mutluluk benim için; karanlık bir havada aniden bir güneşin doğmasıydı, yani hiç beklenmediğim, olmayacağını düşündüğüm şeylerin bir anda kapımı çalmasıydı, ama o kapıyı çalan olmadı, olamadı...
neden bir tarafım baharken diğer tarafım kış oluyor?
mutluluk benim için; karanlık bir havada aniden bir güneşin doğmasıydı, yani hiç beklenmediğim, olmayacağını düşündüğüm şeylerin bir anda kapımı çalmasıydı, ama o kapıyı çalan olmadı, olamadı...
devamını gör...
konu neydi radyo yayını
merhaba kafa sözlük,
adil ve hasan bu akşam sizlere sözlük radyosu üzerinden süpriz bir konuğu ile seslenecek.
konuların mehmet ali erbil’e saygılarımızı sunarak çarkıfelek çarkını çevirircesine sürekli değiştiği ancak asla ve asla sesli harf kullanılarak tahminlerin yapılmadığı bir program sizleri bekliyor.
siz değerli sözlük yazarlarını ve bizleri dinlemek isteyen herkesi saat 21:00’da sözlük radyoya bekliyoruz.
not: ekmeksiz yiyince doymam sanmayın, doyuluyor.
adil ve hasan bu akşam sizlere sözlük radyosu üzerinden süpriz bir konuğu ile seslenecek.
konuların mehmet ali erbil’e saygılarımızı sunarak çarkıfelek çarkını çevirircesine sürekli değiştiği ancak asla ve asla sesli harf kullanılarak tahminlerin yapılmadığı bir program sizleri bekliyor.
siz değerli sözlük yazarlarını ve bizleri dinlemek isteyen herkesi saat 21:00’da sözlük radyoya bekliyoruz.
not: ekmeksiz yiyince doymam sanmayın, doyuluyor.
devamını gör...