aşı yaptıran sağlık çalışanına beddua eden twitter kullanıcısı
sosyal medyada seviye iyice yerlerde.
okur-yazarlarımız kadar okur-azarlarımız var. artık el alemin derdi değil, sanal alemin derdi bizi geriyor.
okur-yazarlarımız kadar okur-azarlarımız var. artık el alemin derdi değil, sanal alemin derdi bizi geriyor.
devamını gör...
büyükşen cinayetinde katil belirsizliği
yok kiralık katil tutulmuş da yanlış eve girmiş miş miş.
ya aslında bu duruma iki şekilde bakıyorum. ilki, kendimizi büşra'nın travma sonrası verdiği ifadelere ve çelişkilere öyle kaptırdık ki kiralık katil tutulmuş olabileceği ve yanlış eve girdiği senaryosuna kendimizi inandırmak istemiyoruz.
ikincisi, ortada o kadar soru işareti var ki, "kara köpek bunu da mı yapacaktın?" "mehmet ali şaka mı yapıyorsun?" sözleri, uğur'un saçma tik rolü, mehmet ali'nin saçma salak çelişkili ifadeleri, uğur ve eşinde barut izi çıkması vb.
yengenin telefondaki mesajları silmesini yazmadım çünkü olaydan bağımsız ama kimsenin öğrenmesini istemediği başka bir şey varsa onun için de silmiş olabilir.
büşranın kendini yalan çıkaran ifadesini de yazmıyorum çünkü travma sonrası insanda donukluk olabilir. birileri de çıkıp "neden eve girmedin belki annen yaşıyordu" ya da "neden ağlamadın?" diye sorabiliyor. travmatik olay herkeste aynı tepkilere yol açmaz. büşrayı anlayabiliyorum.
eğer gerçekten kiralık katil evleri karıştırdığı için (bakın burası aşırı saçma çünkü bu adam önceden zaten gideceği yeri gözlemler, kimi vuracağına emin olur ve düzgün bir silah taşır) bir aileyi katlettiyse o kadar üzücü ki. ikinci ihtimalde de üzücü fakat ilk ihtimal akıl almayan cinsten. büşra'nın yaşadıkları travmanın da üstünde bir dram.
ikinci ihtimalde büşra ve uğur kardeşlerin bilip susması geride aileden kalan kalıntıları (3 kardeş) yok edecek. nereden bakarsanız bakın mahvolan bir aile. bizim için konuşması ve yazması basit.
ya aslında bu duruma iki şekilde bakıyorum. ilki, kendimizi büşra'nın travma sonrası verdiği ifadelere ve çelişkilere öyle kaptırdık ki kiralık katil tutulmuş olabileceği ve yanlış eve girdiği senaryosuna kendimizi inandırmak istemiyoruz.
ikincisi, ortada o kadar soru işareti var ki, "kara köpek bunu da mı yapacaktın?" "mehmet ali şaka mı yapıyorsun?" sözleri, uğur'un saçma tik rolü, mehmet ali'nin saçma salak çelişkili ifadeleri, uğur ve eşinde barut izi çıkması vb.
yengenin telefondaki mesajları silmesini yazmadım çünkü olaydan bağımsız ama kimsenin öğrenmesini istemediği başka bir şey varsa onun için de silmiş olabilir.
büşranın kendini yalan çıkaran ifadesini de yazmıyorum çünkü travma sonrası insanda donukluk olabilir. birileri de çıkıp "neden eve girmedin belki annen yaşıyordu" ya da "neden ağlamadın?" diye sorabiliyor. travmatik olay herkeste aynı tepkilere yol açmaz. büşrayı anlayabiliyorum.
eğer gerçekten kiralık katil evleri karıştırdığı için (bakın burası aşırı saçma çünkü bu adam önceden zaten gideceği yeri gözlemler, kimi vuracağına emin olur ve düzgün bir silah taşır) bir aileyi katlettiyse o kadar üzücü ki. ikinci ihtimalde de üzücü fakat ilk ihtimal akıl almayan cinsten. büşra'nın yaşadıkları travmanın da üstünde bir dram.
ikinci ihtimalde büşra ve uğur kardeşlerin bilip susması geride aileden kalan kalıntıları (3 kardeş) yok edecek. nereden bakarsanız bakın mahvolan bir aile. bizim için konuşması ve yazması basit.
devamını gör...
ümmetin sesi akit'i susturamazsınız
snff, snff ahh din tüccarlığı kokusu alıyorum. devaaam! insanların inançları üzerinden bir yerlere gelmeye devam. inançları kullanarak kendinize destekçi toplamaya devaamm... asıl sorun bunu yapanda değil, bunlara destek verende.
devamını gör...
creek mary's blood
nightwish'in kızılderili katliamlarına gönderme yaptığı muazzam şarkısı. 1830 yılında trail of tears (gözyaşı yolu) adı verilen zorunlu göçü anlatır. özellikle canlı performansını muhteşem bulurum. girişteki ve şarkının ortasındaki kızılderili flütünün sesini duyumsamak insana fazlasıyla haz verir. en nihayetinde kızılderili abimizin şarkının sonuna doğru lakota dilinde söylediği sözler insanın tüylerini diken diken eder.
hala her gece düşlerim
kurtlarını, yabani atalarını, o sonsuz çayırlarını
dağların tepesinde durmadan esen rüzgarı
halkımın bozulmamış sınırını
yüce ruh'un kutsal topraklarını
hala inanıyorum
her gecede
her günde
ben bir ren geyiği gibiyim
ve siz de beni güçlendiren kurtlarsınız
size hiçbir şey borçlu değildik
tek borcumuz doğa ana için bir yaşamdı
bu şarkıyı ona söylemek için
güzel bir gündü
ruhumuz sizden önce buradaydı
bizden önce buradaydı
ve gururunuz sonunuzu getirdikten sonra da burada olacak...
canlı performansı şuraya iliştireyim. izlemeyenler varsa izlesinler zira cidden harika bir performans.
hala her gece düşlerim
kurtlarını, yabani atalarını, o sonsuz çayırlarını
dağların tepesinde durmadan esen rüzgarı
halkımın bozulmamış sınırını
yüce ruh'un kutsal topraklarını
hala inanıyorum
her gecede
her günde
ben bir ren geyiği gibiyim
ve siz de beni güçlendiren kurtlarsınız
size hiçbir şey borçlu değildik
tek borcumuz doğa ana için bir yaşamdı
bu şarkıyı ona söylemek için
güzel bir gündü
ruhumuz sizden önce buradaydı
bizden önce buradaydı
ve gururunuz sonunuzu getirdikten sonra da burada olacak...
canlı performansı şuraya iliştireyim. izlemeyenler varsa izlesinler zira cidden harika bir performans.
devamını gör...
mandelştam'ın son günleri
lübnan asıllı fransız yazar ve şair venus khoury-ghata imzalı bir roman.
romanda; 1933 tarihinde stalin 'e yönelik yazdığı bir şiir yüzünden hayatı karartılan rus şair ve denemeci osip mandelştam 'ın sürgündeki son zamanları anlatılmaktadır. *
romanda; şairin çektiği yokluklar, her an yaşadığı yakalanma korkusu, iç hesaplaşmaları, aklının oynadığı oyunlar, dostlarının ona sırt çevirmesi, eşinin* o' nun yanında dik bir duruş sergilemesi, yaşadığı her ne varsa hepsi akıcı bir biçimde işlenmiş.
kitaptan şairin sürgünde olduğu halde her şeye rağmen şiir yazmaktan vazgeçemediğini gizli saklı yazdığı şiirleri dostlarına yollamak ya da - karısıyla beraber-ezberlemek suretiyle korumaya çalıştığını öğreniyoruz. nadejda'nın, bir eş/arkadaş/ sırdaş ve yoldaş olarak yaptığı her türlü fedakarlıklar çok takdir edilesi. o dönem insanlar birbirini reddederken o şairin yanında durmayı tercih etmiş. *
bu arada kitabın sonunda - zaman zaman bazı dizelerinin verildiği- şiirin tamamını görmek/okumak mümkün.
belki kitabın yazarının da şair olmasından dolayı dil ve anlatım çok iyiydi.okuyucu sıkılmadan sürgünde ve toplama kampında yaşanan hadiseler ustaca aktarılmış.*
bu arada kitapta - atlama olmasın- osip 'in sürgününe tanık olan arkadaşı olan pasternak*... gibi simalardan/yazarlardan da söz ediliyor.
yaşıyoruz, ama hissetmiyoruz artık bastığımız toprağı.
" cesedimi alırsın sadece, senin için yazdığım şiir beni yaşatacak.
detaylı bilgi için :
www.yapikrediyayinlari.com....
romanda; 1933 tarihinde stalin 'e yönelik yazdığı bir şiir yüzünden hayatı karartılan rus şair ve denemeci osip mandelştam 'ın sürgündeki son zamanları anlatılmaktadır. *
romanda; şairin çektiği yokluklar, her an yaşadığı yakalanma korkusu, iç hesaplaşmaları, aklının oynadığı oyunlar, dostlarının ona sırt çevirmesi, eşinin* o' nun yanında dik bir duruş sergilemesi, yaşadığı her ne varsa hepsi akıcı bir biçimde işlenmiş.
kitaptan şairin sürgünde olduğu halde her şeye rağmen şiir yazmaktan vazgeçemediğini gizli saklı yazdığı şiirleri dostlarına yollamak ya da - karısıyla beraber-ezberlemek suretiyle korumaya çalıştığını öğreniyoruz. nadejda'nın, bir eş/arkadaş/ sırdaş ve yoldaş olarak yaptığı her türlü fedakarlıklar çok takdir edilesi. o dönem insanlar birbirini reddederken o şairin yanında durmayı tercih etmiş. *
bu arada kitabın sonunda - zaman zaman bazı dizelerinin verildiği- şiirin tamamını görmek/okumak mümkün.
belki kitabın yazarının da şair olmasından dolayı dil ve anlatım çok iyiydi.okuyucu sıkılmadan sürgünde ve toplama kampında yaşanan hadiseler ustaca aktarılmış.*
bu arada kitapta - atlama olmasın- osip 'in sürgününe tanık olan arkadaşı olan pasternak*... gibi simalardan/yazarlardan da söz ediliyor.
yaşıyoruz, ama hissetmiyoruz artık bastığımız toprağı.
" cesedimi alırsın sadece, senin için yazdığım şiir beni yaşatacak.
detaylı bilgi için :
www.yapikrediyayinlari.com....
devamını gör...
hediyeleşmek
sözlükteki yazarlarla kitap ekseninde yaptığımız güzel olay.
kitap hediyeleşmesi yaptığımız yazarlar olarak, memleketin ancak okuyup, yazmakla kurtulacağına inanıyoruz.
kitap hediyeleşmesi yaptığımız yazarlar olarak, memleketin ancak okuyup, yazmakla kurtulacağına inanıyoruz.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının sevmediği özellikleri
sevdiğim ve sevmediğim insanlara karşı biraz farklı davranmam. ilk tanıştığımda herkese aynı davranıyorum zaten ön yargıyı sevmeyen birisiyim ama sevmediğim ya da samimi bulamadığım insanlara karşı çok belli ediyorum ve gerçekten daha agresif ya da farklı davranıyorum. iyi ya da kötü olarak nitelendiremem belki bu durumu ama bunu yaparken istemeden insanların kalbini kırmaktan ve kötü hissettirmekten de korktuğum için sevemiyorum bu yönümü pek.
devamını gör...
kedisi olan yazarlar birliği
9 adet tuxedo ile bu birliğin içinde olmaktan gurur duyuyorum.*
devamını gör...
avicii
edm türünde müzik yapan efsanevi kişi. 28 yaşında intihar etmiş bir müzik dehası. birtakım varoluşsal sıkıntıları olan bir insandı. entelektüel biriydi. yani öyle bilirdik. elektronik müzik dehalarındandır.
işte bazen güneşe, açan çiçeklere sevinen insanları görünce imrenirsin. bu dünya, bazı insanlar için cehennem gibi bir yer. bu insanlar sıradan insanlar da olmuyorlar.
ailesi, kendisi intihar edince hayranlarına bir açık mektup sunmuştur. işte:
oğlumuz tim bir arayıcıydı, varoluşsal sorulara yanıtlar arayan kırılgan bir sanatçı ruhtu. aşırı strese yol açan sert bir hızla seyahat eden ve çok çalışan bir mükemmeliyetçiydi. gezilerini sonlandırınca mutlu olmak için hayatta bir denge bulmak ve en sevdiği şey olan müzik yapmayı istedi. yaşam, mutluluk ve anlam hakkındaki düşünceler konusunda zorluk yaşıyordu. daha fazla devam edemedi. huzur bulmak istedi. tim kendini içinde bulduğu iş dünyası makinesi için uygun değildi, hayranlarını seven ancak spot ışıklarından çekinen hassas biriydi.
işte bazen güneşe, açan çiçeklere sevinen insanları görünce imrenirsin. bu dünya, bazı insanlar için cehennem gibi bir yer. bu insanlar sıradan insanlar da olmuyorlar.
ailesi, kendisi intihar edince hayranlarına bir açık mektup sunmuştur. işte:
oğlumuz tim bir arayıcıydı, varoluşsal sorulara yanıtlar arayan kırılgan bir sanatçı ruhtu. aşırı strese yol açan sert bir hızla seyahat eden ve çok çalışan bir mükemmeliyetçiydi. gezilerini sonlandırınca mutlu olmak için hayatta bir denge bulmak ve en sevdiği şey olan müzik yapmayı istedi. yaşam, mutluluk ve anlam hakkındaki düşünceler konusunda zorluk yaşıyordu. daha fazla devam edemedi. huzur bulmak istedi. tim kendini içinde bulduğu iş dünyası makinesi için uygun değildi, hayranlarını seven ancak spot ışıklarından çekinen hassas biriydi.
devamını gör...
atamabekleyenastronot
nasa ilanlarını takip eden kişidir.
devamını gör...
itici gelen hitap şekilleri
"ne diyem, mahmut mu diyem..?" repliğini hatırlatmıştır.
devamını gör...
yüzündeki beniyle güzel olan kadınlar
devamını gör...
beyaz rengin yakıştığı şeyler
kesinlikle ten.
devamını gör...
kitap sayfalarını ayraç niyetine katlayan insan
benimdir. kitap okumayı çok seven ve kitaplara değer veren biriyim ancak yukarıda yapılan edebiyatı anlayamadım pek. neymiş efendim kitaba saygım yokmuş; kitap katiliymişim, hapse atılmam gerekiyormuş. etkilendim. siz kitabın ciltlerini öperek, aman çizilmesin aman kırışmasın diyerek kitaba değer veriyor olabilirsiniz ama benim etkilendiğim şey maalesef bu değil, kitabın bana ne kattığıyla daha çok alakadar olmayı tercih ediyorum. hem yıpransın, tozlansın, ucu da biraz bükülüversin ne olacak? çok takılmayın böyle şeylere. bu yaptığınızın insanları kıyafetlerine göre yargılamaktan bir farkı yok.
devamını gör...
lgbt
açılımı lez, gay, biseksüel ve trans olan eşcinsel oluşumdur. her alanda ezilen, dışlanan, vicdanı olan herkesin sahip çıkması gereken insanlardır. lgbt'nin başta evlilik olmak üzere bütün hakları verilmelidir.
devamını gör...
sevilen şiirin en vurucu dizeleri
dışarıda mevsim baharmış
gezip dolaşanlar varmış
günler su gibi akarmış
geçmiyor günler geçmiyor.
sabahattin ali.
gezip dolaşanlar varmış
günler su gibi akarmış
geçmiyor günler geçmiyor.
sabahattin ali.
devamını gör...
14 yaşındaki kızını öldüren baba
yine birçok insan tarafından masum görülen babadır. çünkü bu ülkede bir erkek ne yaparsa yapsın suçsuzdur, masumdur. birileri onu delirtmiş, o noktaya getirmiştir. yoksa o öyle bir şey yapar mıdır canım? ama bunu yapan kişi anne olsaydı ardından -haklı olarak- söylenmeyen kalmazdı.
keşke önce kendisini öldürseydi de o çocuk hayatta kalsaydı dediğim kişidir.
ayrıca bir insanın mental hastalıkları * başka birinin canına kıymasında haklı ya da hafifletici bir neden olarak görülmemeli.
keşke önce kendisini öldürseydi de o çocuk hayatta kalsaydı dediğim kişidir.
ayrıca bir insanın mental hastalıkları * başka birinin canına kıymasında haklı ya da hafifletici bir neden olarak görülmemeli.
devamını gör...



