nefret edilen şeyler
          nefret ettiğim şeyleri sürekli yaşamak, 
insanların sahte özürleri, özür dileyip, konuşmaya devam ederken, "ben yanlış birşey" yaptığımı düşünmüyorum demesinin üstüne, daha sinir bozucu bir şey tanımıyorum
#1107693
  insanların sahte özürleri, özür dileyip, konuşmaya devam ederken, "ben yanlış birşey" yaptığımı düşünmüyorum demesinin üstüne, daha sinir bozucu bir şey tanımıyorum
#1107693
devamını gör...
los angeles confidential
          orijinal ismi "los angelas confidential" olan, curtis hanson'ın yönettiiği, başrollerini, kevin spacey, james cromwell ve russell crowe'un paylaştığı, 1997 abd yapımı polisiye film. film 1950'li yıllarda los angelas polis departmanında olan bir takım yolsuzlukları ele almış ve sistemi acımsızca eleştirmiş desek yanılmış olmayız.
      
  devamını gör...
bal yerine reçel yapan arı (yazar)
          tatlı mı tatlı, şirin mi şirin, yetenekli mi yetenekli, sevimlisinden bir yazarcıkk :)
      
  devamını gör...
tanımımı yapar çıkarım
          eğer yazdığım şey polemik yaratacak kadar genele aykırı ise yaptığım iş. benim sinirlerim burada kavga edecek kadar sağlam değil.
onun dışındaki normal tanımlar için yapılmaması gereken bir hareket. yazmak kadar okumak da olmalı. bazen seri halde başlık açıyorum ama o arada denk geldiğim, ilgi alanımdaki yorumlara da beğeni yapıyorum bir yandan. hatta bazen ilgi alanım olmasa bile sırf verilen emekten dolayı beğendiğim bile oluyor.
neyse...
  onun dışındaki normal tanımlar için yapılmaması gereken bir hareket. yazmak kadar okumak da olmalı. bazen seri halde başlık açıyorum ama o arada denk geldiğim, ilgi alanımdaki yorumlara da beğeni yapıyorum bir yandan. hatta bazen ilgi alanım olmasa bile sırf verilen emekten dolayı beğendiğim bile oluyor.
neyse...
devamını gör...
elmyra sendromu
          siz sürekli ilgi, sevgi, şefkat gösteriyorsunuz. karşınızdaki insan ise robot gibi duruyor hep. size karşı asla ilgili görünmüyor. sıkışıp daralıyorsunuz, kalbiniz kırılıyor, ne yapacağınızı bilemiyorsunuz. içinizdeki "neden?" sorusunu dışarı asla vuramıyorsunuz.
daha sonra ufaktan kafa gidikleşmeye başlıyor. psikolojik sıkıntılar yaşıyorsunuz. korkular, endişeler, tedirginlikler... o zaman yaşadığınız toplu duygu durumlarına elmyra sendromu diyorlar işte.
  daha sonra ufaktan kafa gidikleşmeye başlıyor. psikolojik sıkıntılar yaşıyorsunuz. korkular, endişeler, tedirginlikler... o zaman yaşadığınız toplu duygu durumlarına elmyra sendromu diyorlar işte.
devamını gör...
köpek balığı yüzgeci çorbası
          çin mutfağında statü ve zenginlik sembolü olan, köpekbalığı yüzgecinin jöle kıvamına getirdiği fakat tadını diğer malzemelerden alan, tavuk ve domuz eti suyu ile yapılan çorbadır. geleneksel çin tıbbında kan dolaşımını hızlandırdığı, yaşam enerjisi verdiği düşünülür. 
avlanan köpekbalıkları yüzgeçleri kesildikten sonra tekrar denize bırakılıyor, yüzgeçsiz kalan köpekbalığı ise kısıtlı hareket ve kan kaybı ile zamanla hayatını kaybediyor.


izlediğimiz jaws tarzı filmlerle, medyanın korku pompalaması ile köpekbalıklarını birer canavar olarak görmekteyiz. gerçekte ise insanlara tüm dünyada yüz civarı köpekbalığı saldırısı olmaktadır. bunların da sadece yüzde on kadarı kötü sonuçlanmaktadır. insanlar ise yılda 73 milyon köpekbalığını zenginliğini tatmin etmek ve inandıkları sapkın alternatif tıp öğretileri için öldürmektir.
sizce hangimiz daha canavarız?
  avlanan köpekbalıkları yüzgeçleri kesildikten sonra tekrar denize bırakılıyor, yüzgeçsiz kalan köpekbalığı ise kısıtlı hareket ve kan kaybı ile zamanla hayatını kaybediyor.


izlediğimiz jaws tarzı filmlerle, medyanın korku pompalaması ile köpekbalıklarını birer canavar olarak görmekteyiz. gerçekte ise insanlara tüm dünyada yüz civarı köpekbalığı saldırısı olmaktadır. bunların da sadece yüzde on kadarı kötü sonuçlanmaktadır. insanlar ise yılda 73 milyon köpekbalığını zenginliğini tatmin etmek ve inandıkları sapkın alternatif tıp öğretileri için öldürmektir.
sizce hangimiz daha canavarız?
devamını gör...
elalem ne der korkusuyla hayallerinden vazgeçen insan
          çocukluğunda bunun temeli maalesef yetişkinler tarafından sağlam bir şekilde atılmış bir kişidir. şunu yapma, bunu deme, bunu giyme, büyüklerinin yanında konuşma vb. uyarılarla büyüyen kişi elbette yetişkin olduğunda çevresi ne der diye düşünür. örnek vereyim: güzel bir kıyafet alır, yakışmıştır da ancak hücrelerine işleyen uyarılar onu o kıyafeti giymekten alıkoyar.
hayalleri de öyle şekillenir. kendi istediklerini değil küçükken, ergen iken ondan istenenleri yapmaya programlanmıştır çünkü. kafasındakini hayata geçirmek ona sanki suç işliyormuş gibi gelebilir. bu yüzden devamında da verimsiz olabilir giriştiği her ne ise. velhasılı kelam kendi temelin sağlam olmazsa bina da yıkılır, hayaller de.
au revoir.
  hayalleri de öyle şekillenir. kendi istediklerini değil küçükken, ergen iken ondan istenenleri yapmaya programlanmıştır çünkü. kafasındakini hayata geçirmek ona sanki suç işliyormuş gibi gelebilir. bu yüzden devamında da verimsiz olabilir giriştiği her ne ise. velhasılı kelam kendi temelin sağlam olmazsa bina da yıkılır, hayaller de.
au revoir.
devamını gör...
izmir
          an itibariyle şerbet gibi havasıyla, hafif esintisiyle içinde bulunmaktan mutlu olduğum şehir.
      
  devamını gör...
yazarların değiştirmek istedikleri özellikleri
          duyguları enlerde yaşamaktır,grilerden uzakta ya siyahta ya beyazda.
bunu değiştirmek isterdim.
  bunu değiştirmek isterdim.
devamını gör...
mesaj alımını kapatmak
          tatil gibi bir şey. 
bir süre içinde bulunacağım durum.
buraya yazıyorum çünkü ayrımı pek bilmiyorum. yani mesaj alımını kapattığımız zaman bana mesaj atan yazar arkadaşlarım engelledim mi yoksa mesajı mı kapatmış anlar mı bilmediğimden şuraya not düşeyim dedim.
pek sevdiğim arkadaşlarım var yanlış anlaşılmaya mahal vermeyelim diye diye işte. seviliyorsunuz söylemiş miydim?
ben beğeni ve favlarımla hissettiririm hoş. elim dursa favım durmaz. gerçi son zamanlarda beğenme konusundada sıkıntılarım var ama o buranın konusu değil bir ara o başlığa da karalayacağım bir şeyler.
iletişime dair olan tüm uygulamaları bir süre askıya aldım. whatsapp dışında. onu alamıyorum anam hemen fenalık geçiriyor ulaşamayınca. anlatamıyorsun whatsapı kullanmıyorumu ona. bir şey oldu sanıyor.
ara ara dünyayla bağlantıyı koparmak iyi oluyor. yani bana iyi geliyor en azından.
bir süre kendim çalıp kendim oynayacağım.
sevgiler...
  bir süre içinde bulunacağım durum.
buraya yazıyorum çünkü ayrımı pek bilmiyorum. yani mesaj alımını kapattığımız zaman bana mesaj atan yazar arkadaşlarım engelledim mi yoksa mesajı mı kapatmış anlar mı bilmediğimden şuraya not düşeyim dedim.
pek sevdiğim arkadaşlarım var yanlış anlaşılmaya mahal vermeyelim diye diye işte. seviliyorsunuz söylemiş miydim?
ben beğeni ve favlarımla hissettiririm hoş. elim dursa favım durmaz. gerçi son zamanlarda beğenme konusundada sıkıntılarım var ama o buranın konusu değil bir ara o başlığa da karalayacağım bir şeyler.
iletişime dair olan tüm uygulamaları bir süre askıya aldım. whatsapp dışında. onu alamıyorum anam hemen fenalık geçiriyor ulaşamayınca. anlatamıyorsun whatsapı kullanmıyorumu ona. bir şey oldu sanıyor.
ara ara dünyayla bağlantıyı koparmak iyi oluyor. yani bana iyi geliyor en azından.
bir süre kendim çalıp kendim oynayacağım.
sevgiler...
devamını gör...
popstar bayhan
          (bkz: seninle olmak var ya) "ölüm ol da düş peşime, ecel ol da al başımı
eriyor içim yanıyor giderek
yine de dayanamam sana ben..." şarkısıyla hafızalarımıza kazınan, söylerken birazcık(!) uzata uzata söyleyen bir popstar türkiye yarışmacısı.
  eriyor içim yanıyor giderek
yine de dayanamam sana ben..." şarkısıyla hafızalarımıza kazınan, söylerken birazcık(!) uzata uzata söyleyen bir popstar türkiye yarışmacısı.
devamını gör...
olgunluk belirtileri
          karşımızdaki insanın sözünü kesmemek.
      
  devamını gör...
cumhuriyet tarihinin en düşük nüfus artış oranı
          eğitim ve farkındalığın yüksek olmasındandır.insanlar gelecek sunamadıkları çocuklar dünyaya getirmek istemiyorlar. bakabildikleri kadar veya kaliteli yaşam sunabilecekler mi daha çok ona bakıyorlar bence.
      
  devamını gör...
kişisel gelişim kitapları zırvalığı
          genelde satanların zengin olup kişisel gelişimini tamamladığı kitaplardır.
      
  devamını gör...
capernaum
          bu filmi 10 yıl önce izlemiş olsaydım, "bakamayacakları çocukları yapmasınlar" der, insanları kınayarak filmi izler ve filmle birlikte konuyu da kapatırdım. zaten filmdeki ebeveynliklerle  ilgili bunu yapmama izin verecek kadar bulgum da olurdu. 
şimdi başka bir yerdeyim. tek başına bireyleri suçlamanın, kınamanın anlamlı ve de doğru olmadığını düşündüğüm yerlerde yani. annenin "sen beni anlayamazsın" dediği avukatla, anne arasındaki bir yerde. mağdurlaştırmak değil niyetim, kadercilik de zaten bana göre değil. elbette aynı koşullara sahip iki insan aynı yanlışları aynı biçimde yapmak zorunda da değil.
bu değerlendirmeyi iki insan için yapmak kolay çünkü bir tanesi doğru (?) olanı yaparsa bu %50 eder. ama 100 kişinin içinde bir kişinin doğru olanı yapması bir istisnadır. burada sormamız gereken soru bence, "neden bunlar da diğeri gibi doğru olanı yapmadı?" değil de, "neden o 100 insan bu koşullar altında yaşıyor?" olacaktır.
kıyıya vuran denizyıldızlarını tek tek denize yeniden göndermek tek başına bir denizyıldızı için iyiyken, neden bu denizyıldızları kıyıda diye sormak, denizyıldızlarının kıyıya vurmasına neden olabilecek fabrikayı fark etmenizi sağlabilir.
insanlar kendi yaşamlarını kendileri belirler evet. ama o insanın hayatını belirleyen koşulları da birlikte belirliyor olabilir miyiz?
  şimdi başka bir yerdeyim. tek başına bireyleri suçlamanın, kınamanın anlamlı ve de doğru olmadığını düşündüğüm yerlerde yani. annenin "sen beni anlayamazsın" dediği avukatla, anne arasındaki bir yerde. mağdurlaştırmak değil niyetim, kadercilik de zaten bana göre değil. elbette aynı koşullara sahip iki insan aynı yanlışları aynı biçimde yapmak zorunda da değil.
bu değerlendirmeyi iki insan için yapmak kolay çünkü bir tanesi doğru (?) olanı yaparsa bu %50 eder. ama 100 kişinin içinde bir kişinin doğru olanı yapması bir istisnadır. burada sormamız gereken soru bence, "neden bunlar da diğeri gibi doğru olanı yapmadı?" değil de, "neden o 100 insan bu koşullar altında yaşıyor?" olacaktır.
kıyıya vuran denizyıldızlarını tek tek denize yeniden göndermek tek başına bir denizyıldızı için iyiyken, neden bu denizyıldızları kıyıda diye sormak, denizyıldızlarının kıyıya vurmasına neden olabilecek fabrikayı fark etmenizi sağlabilir.
insanlar kendi yaşamlarını kendileri belirler evet. ama o insanın hayatını belirleyen koşulları da birlikte belirliyor olabilir miyiz?
devamını gör...
wc'ye sensörlü lamba koymak
          sağlıklıdır zira sizi tuvalette hareketsiz durmak yerine kültür fizik hareketleri yapmaya teşvik eder.
      
  devamını gör...
toplum sözleşmesi
          (bkz: toplum sözleşmesi) rousseau'nun dört kitaptan oluşan, mülkiyet, eşitlik, özgürlük, yasa, devlet gibi konulara ele alıp insan ve toplumun gelişimini bu kavramlar üzerinden değerlendiriyor. özgür bireyin toplumla ve devletle ilişkisinin bilhassa üzerinde duruyor birinci bölüm " insan özgür doğar, oysa her yerde zincire vurulmuştur" diye başlar. ayrıca rousseau vatandaşlığı ise kitapta şu şekilde tanımlamıştır "biz bütün vatandaşlar kendi çıkarlarımızdan yine hepimizin ortak çıkarları için fedakarlık yaparız. devlet burada sadece bir rol üstlenici konumundadir aslında ve anayasa dedigimiz toplum sözleşmesi, hepimizin tabi olduğu ve kapsayıcı nitelik taşır. kısacası, kendini topluma bağlayan kişi, hiç kimseye bağlanmamış olur ve kendi üzerinden başkasına tanımış olduğu hakların aynını elde etmeyen hiçbir üye bulunmadığına göre de,herkes hem yitirdiginin tam karşılığını, hem de elindekini korumak için daha çok güç kazanmış olur".  yine tek ve mutlak bir hükümet biçimi olmadığını devletlerin nüfusuna göre yönetim biçimlerinin de değişiklik göstermesi gerektiğini savunur. rousseaunun bu eseri aynı zamanda fransız devriminin öncülerine de esin kaynağı olmuştur.
-hükümet ya da yüksek yönetim diye yürütme gücünün yasal yoldan kullanılmasına; hükümdar ya da görevli diye de, bu yönetim işini üstüne alan kimseye ya da bütüne diyorum. sy 34
  -hükümet ya da yüksek yönetim diye yürütme gücünün yasal yoldan kullanılmasına; hükümdar ya da görevli diye de, bu yönetim işini üstüne alan kimseye ya da bütüne diyorum. sy 34
devamını gör...
yazarların mahlaslarının bir üst seviyesi
          yaprak sarma cumhuriyeti.
      
  devamını gör...

