geceye bir söz bırak
          ne hissetmeye, ne yaşamaya, ne mutlu olmaya. hakkım olmayanları istememeyi hayat bana öğretti. artık bu dersten kalmıyorum.
      
  devamını gör...
dibe vurmuş insanlara tavsiyeler
          anka kuşu misali tut ki dallarını güneş doğduğu yerde tutuşturdu yanarak öldün...
demek ki vakit küllerinden doğma vakti. sahip olduğun erdemleri hatırla ve kalk ayağa yoluna devam et.
  demek ki vakit küllerinden doğma vakti. sahip olduğun erdemleri hatırla ve kalk ayağa yoluna devam et.
devamını gör...
kafa sözlük ilk kurulduğunda ana sayfa nasıldı sorunsalı
          o zamanlar bir ana sayfa yoktu. yazarlar yazılarını taş tabletlere yazar, yoldaşın kafa'sına atarlardı. hey gidi günler hey. nereden nereye? 
şekil a;

şimdiki yazarlar çok şanslı.
  şekil a;

şimdiki yazarlar çok şanslı.
devamını gör...
marquis de sade
          sadizmin isim babası.
şımarık, küstah, edepsiz. evlenir. baldızına balta olur. sokak sürtükleriyle hayasız maceraların kahramanı. hapse tıkılır, kaçar, yeni rezaletler icat eder. 1775'te baldızıyla italya'ya gider. dönüşte hapsedilir. bir yolunu bulup hapishaneden tüyer; yeniden kaçar, yeniden enselenir. nihayet charenton tımarhanesine tıkılır (1789). bir yıl sonra tahliye edilir. piyesler yazar. ihtilale katılır. sonra sefalete düşer ve bir aktrisle yaşar. ama bu durgun devir çabuk sona erer. justine romanını kaleme aldı diye tevkif edilir. hapishaneden hapishaneye yollanır. nihayet tekrar tımarhaneyi boylar ve 1814'te charenton'da ölür. eserlerinin çoğunu hapishanede yazmıştır, ömrünün 27 yılından fazlasını yaşadığı hapishanelerde.
eserleri: justine yahut faziletin belaları, juliette yahut hayasızlığın mutlulukları, sodome'da 120 gün, aline ile valcour, halvet odasında felsefe.
sainte- beuve, baudelaire ve swinburne bu müstehcen kitapların geçen asırdaki ünlü hayranları. lamartine, barbey d'auerevilly, apollinaire de o bulanık kaynaktan feyz almış zaman zaman. sürrealistler hazreti üstat tanımışlar. o hayranlıklar sade'a cihanşümül bir ün kazandırmış. çağımız avrupa'sının putlarından biri olmuş "ilahi" marquis.
kaynak: nostaljik bir tad olsun diye; cemil meriç (bkz: bu ülke) kitabının kaneviçesinden aynen alıntı.
  şımarık, küstah, edepsiz. evlenir. baldızına balta olur. sokak sürtükleriyle hayasız maceraların kahramanı. hapse tıkılır, kaçar, yeni rezaletler icat eder. 1775'te baldızıyla italya'ya gider. dönüşte hapsedilir. bir yolunu bulup hapishaneden tüyer; yeniden kaçar, yeniden enselenir. nihayet charenton tımarhanesine tıkılır (1789). bir yıl sonra tahliye edilir. piyesler yazar. ihtilale katılır. sonra sefalete düşer ve bir aktrisle yaşar. ama bu durgun devir çabuk sona erer. justine romanını kaleme aldı diye tevkif edilir. hapishaneden hapishaneye yollanır. nihayet tekrar tımarhaneyi boylar ve 1814'te charenton'da ölür. eserlerinin çoğunu hapishanede yazmıştır, ömrünün 27 yılından fazlasını yaşadığı hapishanelerde.
eserleri: justine yahut faziletin belaları, juliette yahut hayasızlığın mutlulukları, sodome'da 120 gün, aline ile valcour, halvet odasında felsefe.
sainte- beuve, baudelaire ve swinburne bu müstehcen kitapların geçen asırdaki ünlü hayranları. lamartine, barbey d'auerevilly, apollinaire de o bulanık kaynaktan feyz almış zaman zaman. sürrealistler hazreti üstat tanımışlar. o hayranlıklar sade'a cihanşümül bir ün kazandırmış. çağımız avrupa'sının putlarından biri olmuş "ilahi" marquis.
kaynak: nostaljik bir tad olsun diye; cemil meriç (bkz: bu ülke) kitabının kaneviçesinden aynen alıntı.
devamını gör...
srebrenitsa katliamı
          bundan tam 26 yıl önce 11 temmuz 1995'te başlayan katliam. 26 yıl önce avrupa'nın göbeğinde gerçekleşen, kimsenin “dur” demediği bir soykırım. yakın tarihte gerçekleşen en acı verici, en utanç verici olaylardan biri.
srebrenitsa, bosna-hersek'in doğusunda sırbistan sınırına 10 km. uzaklıkta bir boşnak şehridir. şu anda nüfusunun çoğunluğunu sırpların oluşturduğu srebrenitsa şehrinin nüfusunun çoğunluğunu 1992 yılında başlayan bosna savaşı öncesi boşnaklar oluşturuyordu. 1991'de yapılan yugoslavya nüfus sayımlarına göre 36 bin nüfuslu srebrenitsa şehrinde %75.2 oranında boşnaklar %22.7 oranında sırplar yaşıyordu.
1992 yılında büyük sırbistan kurma hayalindeki sırplar, devlet başkanı slobodan milošević ve general momčilo perišić'in desteğini alarak sözde bosna sırp devleti ve sırp demokrat partisi başkanı olan radovan karadžić ve general ratko mladić öncülüğünde bosna-hersek'te etnik arındırma çalışmalarına başladılar.
bosna savaşı'nın başlamasıyla beraber sırp ordusu doğuya doğru hızla ilerledi ve nüfusunun %75.2'sini boşnakların oluşturduğu 36 bin nüfuslu srebrenitsa'yı ele geçirdi. birkaç ay sonra boşnaklar srebrenitsa'yı geri aldı.
ocak 1993'te sırplar boşnakların elinde tuttuğu bölgelere saldırmaya başladı. bijeljina, bratunac ve zvornik gibi sırp saldırısına uğrayan çevre şehirlerden kaçan boşnakların göçü sonucu srebrenitsa'nın nüfusu 60 bine çıktı. srebrenitsa'da gıda, su ve tıbbi malzeme kıtlığı başladı.
16 nisan 1993'te birleşmiş milletler güvenlik konseyi, saraybosna, tuzla, žepa, goražde, bihać ve srebrenitsa’yı birleşmiş milletler korumasına alarak güvenli bölge ilan etti. birleşmiş milletler barış gücü srebrenitsa'ya asker sevk etti. artık bijeljina, bratunac ve zvornik gibi sırp saldırısına uğrayan çevre şehirlerden kaçan binlerce sivil ve srebrenitsa halkı birleşmiş milletler barış gücü’nü temsil eden 429 hollandalı askerin koruması altındaydı. bu tarihten sonra sırp saldırıları durdu ama srebrenitsa çevresindeki sırp kuşatması devam etti. sırplar srebrenitsa’ya gelen insani yardım konvoylarının çoğunu şehre sokmuyorlardı. srebrenitsa halkı açlık, susuzluk ve sefaletle boğuşuyordu.
mart 1995'te radovan karadžić žepa ve srebrenitsa'nın dış dünyadan tamamen koparılması emrini verdi. sırplar gelen insani yardım konvoylarının tamamını engellemeye başladılar.
6-8 temmuz 1995:
sırp kuvvetleri sabaha karşı bombardımana başladılar. boşnaklar kendilerini korumak için daha önce birleşmiş milletler barış gücü'ne teslim ettikleri silahların geri verilmesini istediler fakat isteklerine olumsuz cevap aldılar.
bombardımanın ağırlaşması ve atılan roketlerin sığınmacıların tutulduğu merkezin ve birleşmiş milletler barış gücü'nün gözlem noktalarının yakınlarına düşmesi sonucu hollandalı komutan thom karremans birleşmiş milletler'den yardım istedi. birleşmiş milletler yugoslavya koruma gücü komutanı general bernard janvier bu isteği reddetti.
9 temmuz 1995:
sırp kuvvetleri bombardımanı daha da ağırlaştırdılar, hollanda gözlem noktalarına saldırdılar ve 14 hollandalı askeri rehin aldılar.
10 temmuz 1995:
hollandalı komutan thom karremans sırpların hollanda mevzilerini bombalaması sonucu birleşmiş milletler'den tekrar yardım istedi. birleşmiş milletler yugoslavya koruma gücü komutanı general bernard janvier bu sefer yardım isteğini kabul etti. birleşmiş milletler uçakları şehre ulaşmadan sırplar saldırılarını geçici olarak durdurdu.
general bernard janvier yaptığı basın toplantısında, birleşmiş milletler koruma gücünün bu tepkisizliğini savunarak “herkese bir kez daha hatırlatmak isterim ki, bosna hükümet ordusu birlikleri kendilerini savunacak güce sahiptir. hem srebrenitsa'ya yönelik bir müdahale yapmamız da boşnaklar tarafından istenmemektedir. oradaki durum 1993'teki gibi değil. aldığım bilgilere göre boşnak askerler srebrenitsa yolu üzerindeki hollanda askerlerine ateş etmekte ve srebrenitsa üzerinde uçan nato uçaklarına saldırmaktadırlar. müslümanlar bizi arzulamadığımız bir yola çekmeye çalışmaktadırlar.” açıklamasını yaptı.
birleşmiş milletler yugoslavya özel temsilcisi yashushi akashi de “saldırıları müslümanlar başlatıyor. sonra da birleşmiş milletler ve uluslararası gücü yanlış kararlarına ortak etmeye çalışıyorlar.” diyerek general bernard janvier'in bu açıklamasına destek verdi.
hollandalı komutan thom karremans sırplar 11 temmuz saat 06.00'a kadar güvenlikli bölgeden çekilmezlerse nato uçaklarının büyük bir hava saldırısı başlatacağını söyledi.
11 temmuz 1995:
sırp kuvvetleri beklenen saatte geri çekilmedi. saat 09.00'da hollandalı komutan thom karremans saraybosna'daki birleşmiş milletler merkezinden hava desteğinin yanlış bir şekilde istendiğine dair bir mesaj aldı. saat 10.30'da tekrar gönderilen dilekçe general bernard janvier'e ulaştı. ancak saat 06.00'dan beri havada olan nato uçakları yakıt ikmali yapmak için italya'ya dönmek zorunda kalmışlardı. saat 14.30'da hava desteği sorunu çözüldü ve hollanda'ya ait iki adet f-16 uçağı srebrenitsa'yı kuşatan sırp mevzilerine iki adet bomba bıraktı. bombalardan biri sırp kuvvetlerine ait bir zırhlı personel taşıyıcıyı vurdu, diğeri sırp kuvvetlerine ait bir tanka isabetsiz bir atış yaptı. sırplar bu saldırılara karşılık ellerindeki hollandalı rehineleri öldüreceklerini ve bombardımana başlayacaklarını tehdidinde bulununca saldırılar durdu.
iki saat sonra sırp general ratko mladić sırp kameranlarla birlikte srebrenitsa'ya girdi. akşam saatlerinde mladić, karremans'ı yemeğe davet ederek şehirdeki müslümanların canlarını garanti altına almak için silahlarını teslim etmeleri gerektiğini söyledi. ratko mladić hem srebrenitsa saldırısı'nı hem de bunu takip eden srebrenitsa soykırımı'nı bizzat yönetti.
11-18 temmuz 1995:
11 temmuzu 12 temmuza bağlayan gece 15 bin kadar boşnak, dağları aşarak srebrenitsa'dan tuzla'ya kaçmak için ormanlık bölgeye girdiler. fakat kaçmaya çalışırlarken sırplar tarafından bombardımana tutuldular. birçok boşnak topçu ateşi ve keskin nişancı ateşiyle, bazıları ise sırp askerleri tarafından yakalanarak öldürüldü.
sırp askerleri srebrenitsa içinde kalan boşnak kadın ve çocukları otobüs ve kamyonlarla boşnakların elindeki müslüman bölgelerine gönderdiler. 30 saat içerisinde 23 bin civarı kadın ve çocuk srebrenitsa’dan tahliye edildi.
16 yaş ile 70 yaş arasındaki 8 binden fazla boşnak erkeği ise “savaş suçlusu sanıkları olarak sorguya çekmek” için toplanarak depolara, okullara ve ambarlara dolduruldu ve kurşuna dizilerek toplu mezarlara gömüldü.
11-12 temmuz tarihlerinde sırp general ratko mladić'in hollanda üssünde hollandalı yetkililerle yaptığı görüşmeler sonucu birleşmiş milletler barış gücü hollanda üslerine sığınan 5 bin civarı boşnak sırplara teslim edildi. bunun karşılığında sırplar rehin tuttukları 14 hollandalı askeri serbest bıraktılar.
sırp general ratko mladić kameralar karşısında kimseye hiçbir şey yapılmayacağı ve herkesin güvenle srebrenitsa dışına çıkarılacağı garantisi verdi. kamyon ve otobüslere bindirilen boşnak erkeklere esir değişimi için tuzla'ya gönderilecekleri söylendi.
tüm bu olaylar yaşanırken birleşmiş milletler barış gücü'nü temsil eden ve boşnakları korumakla görevli olan hollandalı komutan thom karremans ve hollandalı askerler boşnak sığınmacıları sırplara teslim etmekten başka bir şey yapmıyordu.
not: akp genel başkanı recep tayyip erdoğan'ın 2012 yılında başlattığı kürtaj tartışmaları üzerine 2002-2013 arası ve 2016-2017 arası sağlık bakanlığı görevini üstlenen recep akdağ isimli şahıs “tecavüze uğrayan kadın doğursun, gerekirse devlet bakar.” minvalinde bir açıklama yapmıştı. recep akdağ'ın bu açıklamasını savunmak için dönemin akp sakarya milletvekili ayhan sefer üstün srebrenitsa katliamı hakkında “bosna’da kadınlar tecavüze uğradı ama doğurdular. anne karnında hepsi öldürülseydi o tecavüzcülerin yaptığından çok daha büyük bir dram, suç ortaya çıkacaktı.” demişti. recep akdağ'ın ve ayhan sefer üstün'ün bu utanç verici açıklamaları da unutulmasın istedim.
  srebrenitsa, bosna-hersek'in doğusunda sırbistan sınırına 10 km. uzaklıkta bir boşnak şehridir. şu anda nüfusunun çoğunluğunu sırpların oluşturduğu srebrenitsa şehrinin nüfusunun çoğunluğunu 1992 yılında başlayan bosna savaşı öncesi boşnaklar oluşturuyordu. 1991'de yapılan yugoslavya nüfus sayımlarına göre 36 bin nüfuslu srebrenitsa şehrinde %75.2 oranında boşnaklar %22.7 oranında sırplar yaşıyordu.
1992 yılında büyük sırbistan kurma hayalindeki sırplar, devlet başkanı slobodan milošević ve general momčilo perišić'in desteğini alarak sözde bosna sırp devleti ve sırp demokrat partisi başkanı olan radovan karadžić ve general ratko mladić öncülüğünde bosna-hersek'te etnik arındırma çalışmalarına başladılar.
bosna savaşı'nın başlamasıyla beraber sırp ordusu doğuya doğru hızla ilerledi ve nüfusunun %75.2'sini boşnakların oluşturduğu 36 bin nüfuslu srebrenitsa'yı ele geçirdi. birkaç ay sonra boşnaklar srebrenitsa'yı geri aldı.
ocak 1993'te sırplar boşnakların elinde tuttuğu bölgelere saldırmaya başladı. bijeljina, bratunac ve zvornik gibi sırp saldırısına uğrayan çevre şehirlerden kaçan boşnakların göçü sonucu srebrenitsa'nın nüfusu 60 bine çıktı. srebrenitsa'da gıda, su ve tıbbi malzeme kıtlığı başladı.
16 nisan 1993'te birleşmiş milletler güvenlik konseyi, saraybosna, tuzla, žepa, goražde, bihać ve srebrenitsa’yı birleşmiş milletler korumasına alarak güvenli bölge ilan etti. birleşmiş milletler barış gücü srebrenitsa'ya asker sevk etti. artık bijeljina, bratunac ve zvornik gibi sırp saldırısına uğrayan çevre şehirlerden kaçan binlerce sivil ve srebrenitsa halkı birleşmiş milletler barış gücü’nü temsil eden 429 hollandalı askerin koruması altındaydı. bu tarihten sonra sırp saldırıları durdu ama srebrenitsa çevresindeki sırp kuşatması devam etti. sırplar srebrenitsa’ya gelen insani yardım konvoylarının çoğunu şehre sokmuyorlardı. srebrenitsa halkı açlık, susuzluk ve sefaletle boğuşuyordu.
mart 1995'te radovan karadžić žepa ve srebrenitsa'nın dış dünyadan tamamen koparılması emrini verdi. sırplar gelen insani yardım konvoylarının tamamını engellemeye başladılar.
6-8 temmuz 1995:
sırp kuvvetleri sabaha karşı bombardımana başladılar. boşnaklar kendilerini korumak için daha önce birleşmiş milletler barış gücü'ne teslim ettikleri silahların geri verilmesini istediler fakat isteklerine olumsuz cevap aldılar.
bombardımanın ağırlaşması ve atılan roketlerin sığınmacıların tutulduğu merkezin ve birleşmiş milletler barış gücü'nün gözlem noktalarının yakınlarına düşmesi sonucu hollandalı komutan thom karremans birleşmiş milletler'den yardım istedi. birleşmiş milletler yugoslavya koruma gücü komutanı general bernard janvier bu isteği reddetti.
9 temmuz 1995:
sırp kuvvetleri bombardımanı daha da ağırlaştırdılar, hollanda gözlem noktalarına saldırdılar ve 14 hollandalı askeri rehin aldılar.
10 temmuz 1995:
hollandalı komutan thom karremans sırpların hollanda mevzilerini bombalaması sonucu birleşmiş milletler'den tekrar yardım istedi. birleşmiş milletler yugoslavya koruma gücü komutanı general bernard janvier bu sefer yardım isteğini kabul etti. birleşmiş milletler uçakları şehre ulaşmadan sırplar saldırılarını geçici olarak durdurdu.
general bernard janvier yaptığı basın toplantısında, birleşmiş milletler koruma gücünün bu tepkisizliğini savunarak “herkese bir kez daha hatırlatmak isterim ki, bosna hükümet ordusu birlikleri kendilerini savunacak güce sahiptir. hem srebrenitsa'ya yönelik bir müdahale yapmamız da boşnaklar tarafından istenmemektedir. oradaki durum 1993'teki gibi değil. aldığım bilgilere göre boşnak askerler srebrenitsa yolu üzerindeki hollanda askerlerine ateş etmekte ve srebrenitsa üzerinde uçan nato uçaklarına saldırmaktadırlar. müslümanlar bizi arzulamadığımız bir yola çekmeye çalışmaktadırlar.” açıklamasını yaptı.
birleşmiş milletler yugoslavya özel temsilcisi yashushi akashi de “saldırıları müslümanlar başlatıyor. sonra da birleşmiş milletler ve uluslararası gücü yanlış kararlarına ortak etmeye çalışıyorlar.” diyerek general bernard janvier'in bu açıklamasına destek verdi.
hollandalı komutan thom karremans sırplar 11 temmuz saat 06.00'a kadar güvenlikli bölgeden çekilmezlerse nato uçaklarının büyük bir hava saldırısı başlatacağını söyledi.
11 temmuz 1995:
sırp kuvvetleri beklenen saatte geri çekilmedi. saat 09.00'da hollandalı komutan thom karremans saraybosna'daki birleşmiş milletler merkezinden hava desteğinin yanlış bir şekilde istendiğine dair bir mesaj aldı. saat 10.30'da tekrar gönderilen dilekçe general bernard janvier'e ulaştı. ancak saat 06.00'dan beri havada olan nato uçakları yakıt ikmali yapmak için italya'ya dönmek zorunda kalmışlardı. saat 14.30'da hava desteği sorunu çözüldü ve hollanda'ya ait iki adet f-16 uçağı srebrenitsa'yı kuşatan sırp mevzilerine iki adet bomba bıraktı. bombalardan biri sırp kuvvetlerine ait bir zırhlı personel taşıyıcıyı vurdu, diğeri sırp kuvvetlerine ait bir tanka isabetsiz bir atış yaptı. sırplar bu saldırılara karşılık ellerindeki hollandalı rehineleri öldüreceklerini ve bombardımana başlayacaklarını tehdidinde bulununca saldırılar durdu.
iki saat sonra sırp general ratko mladić sırp kameranlarla birlikte srebrenitsa'ya girdi. akşam saatlerinde mladić, karremans'ı yemeğe davet ederek şehirdeki müslümanların canlarını garanti altına almak için silahlarını teslim etmeleri gerektiğini söyledi. ratko mladić hem srebrenitsa saldırısı'nı hem de bunu takip eden srebrenitsa soykırımı'nı bizzat yönetti.
11-18 temmuz 1995:
11 temmuzu 12 temmuza bağlayan gece 15 bin kadar boşnak, dağları aşarak srebrenitsa'dan tuzla'ya kaçmak için ormanlık bölgeye girdiler. fakat kaçmaya çalışırlarken sırplar tarafından bombardımana tutuldular. birçok boşnak topçu ateşi ve keskin nişancı ateşiyle, bazıları ise sırp askerleri tarafından yakalanarak öldürüldü.
sırp askerleri srebrenitsa içinde kalan boşnak kadın ve çocukları otobüs ve kamyonlarla boşnakların elindeki müslüman bölgelerine gönderdiler. 30 saat içerisinde 23 bin civarı kadın ve çocuk srebrenitsa’dan tahliye edildi.
16 yaş ile 70 yaş arasındaki 8 binden fazla boşnak erkeği ise “savaş suçlusu sanıkları olarak sorguya çekmek” için toplanarak depolara, okullara ve ambarlara dolduruldu ve kurşuna dizilerek toplu mezarlara gömüldü.
11-12 temmuz tarihlerinde sırp general ratko mladić'in hollanda üssünde hollandalı yetkililerle yaptığı görüşmeler sonucu birleşmiş milletler barış gücü hollanda üslerine sığınan 5 bin civarı boşnak sırplara teslim edildi. bunun karşılığında sırplar rehin tuttukları 14 hollandalı askeri serbest bıraktılar.
sırp general ratko mladić kameralar karşısında kimseye hiçbir şey yapılmayacağı ve herkesin güvenle srebrenitsa dışına çıkarılacağı garantisi verdi. kamyon ve otobüslere bindirilen boşnak erkeklere esir değişimi için tuzla'ya gönderilecekleri söylendi.
tüm bu olaylar yaşanırken birleşmiş milletler barış gücü'nü temsil eden ve boşnakları korumakla görevli olan hollandalı komutan thom karremans ve hollandalı askerler boşnak sığınmacıları sırplara teslim etmekten başka bir şey yapmıyordu.
not: akp genel başkanı recep tayyip erdoğan'ın 2012 yılında başlattığı kürtaj tartışmaları üzerine 2002-2013 arası ve 2016-2017 arası sağlık bakanlığı görevini üstlenen recep akdağ isimli şahıs “tecavüze uğrayan kadın doğursun, gerekirse devlet bakar.” minvalinde bir açıklama yapmıştı. recep akdağ'ın bu açıklamasını savunmak için dönemin akp sakarya milletvekili ayhan sefer üstün srebrenitsa katliamı hakkında “bosna’da kadınlar tecavüze uğradı ama doğurdular. anne karnında hepsi öldürülseydi o tecavüzcülerin yaptığından çok daha büyük bir dram, suç ortaya çıkacaktı.” demişti. recep akdağ'ın ve ayhan sefer üstün'ün bu utanç verici açıklamaları da unutulmasın istedim.
devamını gör...
hiç gelmeyecek birini beklemek
          "-hâlâ bekliyor musun?
+beklemek, şimdi hiç duymayan birine dünyanın en güzel şarkısını söylemek kadar anlamsız"
cem adrian & aylin aslım - herkes gider mi? -->
  +beklemek, şimdi hiç duymayan birine dünyanın en güzel şarkısını söylemek kadar anlamsız"
cem adrian & aylin aslım - herkes gider mi? -->
devamını gör...
doyduğunu anlamayıp yemeye devam etme sorunsalı
          doydugunu anlamamak demeyelim de anlamazdan gelmek diyelim.
      
  devamını gör...
son ada
          ''zaten bir yerde kötülük varsa, oradaki herkes biraz suçludur.''
--! spoiler !--
bir gün, adaya görevden ayrılan albayın gelmesiyle ada kabusa dönüşüyor. işte tüm olay burada başlıyor. geldiği günden itibaren "medeniyet" ve "demokrasi" adı altında yaptıkları doğa ve toplumun tüm dengesini bozuyor. sözde bunların hepsini oy birliği ile milletin birlik ve beraberliği için yaptığını söylüyor. ancak alınan kararların sonucu umdukları gibi olmuyor. adayı git gide bir felakete sürüklüyor. bu sırada ada halkı ise sonuçta devlet adamı diye düşünerek bir sonraki kurtarıcı projeyi heyecanla destekliyor. karşı çıkanlara düşman gözüyle bakılıyor, ötekileştiriliyor. bir zamanlar neşeyle sohbet ettikleri insanlar, zenginlik vaadi için dostlarının yüzüne bakmıyor.
kitapta geçen bu olaylar bana günümüz düzenini hatırlattı. hatta kitapta belli bir yer adının olmaması ve karakterlerin noterci, bakkal, başkan, yazar, müzisyen gibi isimlerle geçmesinin de buna bağlı olduğunu düşünüyorum. akıcı bir üslupla sorgulayarak okuyabilirsiniz.
  --! spoiler !--
bir gün, adaya görevden ayrılan albayın gelmesiyle ada kabusa dönüşüyor. işte tüm olay burada başlıyor. geldiği günden itibaren "medeniyet" ve "demokrasi" adı altında yaptıkları doğa ve toplumun tüm dengesini bozuyor. sözde bunların hepsini oy birliği ile milletin birlik ve beraberliği için yaptığını söylüyor. ancak alınan kararların sonucu umdukları gibi olmuyor. adayı git gide bir felakete sürüklüyor. bu sırada ada halkı ise sonuçta devlet adamı diye düşünerek bir sonraki kurtarıcı projeyi heyecanla destekliyor. karşı çıkanlara düşman gözüyle bakılıyor, ötekileştiriliyor. bir zamanlar neşeyle sohbet ettikleri insanlar, zenginlik vaadi için dostlarının yüzüne bakmıyor.
kitapta geçen bu olaylar bana günümüz düzenini hatırlattı. hatta kitapta belli bir yer adının olmaması ve karakterlerin noterci, bakkal, başkan, yazar, müzisyen gibi isimlerle geçmesinin de buna bağlı olduğunu düşünüyorum. akıcı bir üslupla sorgulayarak okuyabilirsiniz.
devamını gör...
kitap önerileri
          stefan zweig - satranç
paulo coelho- simyacı
franz kafka - dönüşüm
  paulo coelho- simyacı
franz kafka - dönüşüm
devamını gör...
nasıl iş bulunur sorunsalı
          gün içerisinde düzenli olarak sorduğum içimdeki benle istişareler ettiğim bir sorunsal diyelim. sonunda işsizlik felsefesi diye bir şey buldum. bana bir yararı yok zararı da. şimdilik ilerliyoruz bu kulvarda.en son birine sormuştum nasıl iş buldun diye. çok basit ya çok kolay falan filan dedi. kendimden soğudum bir an. biri için kolay olan diğerine kolay olmuyor her zaman. 
hadi üstüne bir de mani yazalım:
kaç yaz geçti senden habersiz
en son çıktığımdan beri hayat pek bir düzensiz
kafamda sorular yerli yersiz
sahi nasıl iş bulunuruz biz.
  hadi üstüne bir de mani yazalım:
kaç yaz geçti senden habersiz
en son çıktığımdan beri hayat pek bir düzensiz
kafamda sorular yerli yersiz
sahi nasıl iş bulunuruz biz.
devamını gör...
27 aralık 2020 ümitcan uygun'un instagram hesabının hacklenmesi
          az önce twitterda gördüğüm rezalettir. 
hesabını hacklemişler ve dm kutusu rezalet dolu hala buna yazan kadınlar var şaka gibi ülkeyiz yemin ederim şaka gibi.
bir kadın neden bu iğrenç herife yazar muhabbetler zaten iğrenç.
gerçekten şaka gibi.
link koymadım bilerek küfürlü iğrenç olduğu için isteyen zaten twitterda illa ki denk gelecektir.
  hesabını hacklemişler ve dm kutusu rezalet dolu hala buna yazan kadınlar var şaka gibi ülkeyiz yemin ederim şaka gibi.
bir kadın neden bu iğrenç herife yazar muhabbetler zaten iğrenç.
gerçekten şaka gibi.
link koymadım bilerek küfürlü iğrenç olduğu için isteyen zaten twitterda illa ki denk gelecektir.
devamını gör...
kiwa hirsuta
          yeti crab adıyla da bilinen 2005 yılında antartika açıklarında keşfedilmiş bir yengeç türü. gözlerinin pigment içermediği  ve kör olduğu düşünülüyor. her bir bacağı yaklaşık olarak 15 santimetre ve sarı tüylerle kaplı 10 adet bacağı bulunuyor. derin okyanuslarda, okyanusun derinliklerinde bulunan hidrotermal menfezlerde yaşıyorlar.
bu ilginç yengeçler sahip oldukları tüyleri beslenmek için kullanıyorlar. tüylü kıskaçlarında yaşayan iplik şeklindeki bakterilere tuzak kurup büyüyüp yayılmalarına izin veriyor, sonra da onları yalayarak hem tüylerini tarıyor, hem de oradaki bakterilerle besleniyorlar.
  bu ilginç yengeçler sahip oldukları tüyleri beslenmek için kullanıyorlar. tüylü kıskaçlarında yaşayan iplik şeklindeki bakterilere tuzak kurup büyüyüp yayılmalarına izin veriyor, sonra da onları yalayarak hem tüylerini tarıyor, hem de oradaki bakterilerle besleniyorlar.
devamını gör...
wylde
          bugün maşallahı olan yazar. yazıyor yazıyor ve yazıyor...
      
  devamını gör...
yazarların bırakması gereken 5 şey
          -boşa vakit geçirme.
-karamsarlık.
-harekete geçmeme.
-endişe etmek.
-fazla büyütmek.
  -karamsarlık.
-harekete geçmeme.
-endişe etmek.
-fazla büyütmek.
devamını gör...
birinden vazgeçme eşiği
          zamanında o birinden hakaretlere maruz kalarak yaşadığım eşiktir.
      
  devamını gör...
erkeklerin zeki kadın sevmemesi
          zeki kadınlar kesinlikle insanı rahatlatan bir durum. kriz anlarını yönetebilmesi olsun fikir alışverişi olsun vb. bir çok örnekle süslenebilir.
      
  devamını gör...
hindistan cevizi
          tayland'da toplanması için işçi maymunların kullanıldığı bir meyve. bir insan günde 80 civarı ceviz toplarken maymunlar 1000'e kadar hindistan cevizi toplayabiliyormuş. bu yüzden de bu canlıları köle gibi çalıştırıyor, ısırmasınlar diye bazılarının dişlerini bile söküyorlarmış. 
kaynak: peta araştırması.
  kaynak: peta araştırması.
devamını gör...
meme ucunda kıl olan kızlar
          vücudun geri kalanında bulunabilen kıllar gibi genetikle alakalıdır, doğaldır istenilirse kolay bir şekilde alınır. kadınların vücundaki kılların neden başkalarına bu kadar dert olduğunu anlamıyorum. sana ne kardeşim bak işine yaa...
      
  devamını gör...

