düşün ki kedin bunu okuyor
eğer ölürsem ve sen de aç kalırsan beni gönül rahatlığıyla yemene izin veriyorum. bir parçamın sende yaşamaya devam edeceğini bilmek güzel.
devamını gör...
türkçüler ülkücüler ve ulusalcılar
türk milliyetçileri arasında pratikte bir ayrım söz konusu olmasa da teoride olan ayrımın en bariz göstergesidir. bu konuda bir çok okuma yapmış birisi olarak aşağıdaki cümleleri sarf etmem gerektiğini düşünüyorum.
türkçüler; türkçü kavramı, hüseyin nihal atsız'ın tabiri ile, simitçi veya limoncu manasındaki "cı","cu" ekini almaz. türkçülük bir aidiyeti belirtir. bu aidiyet türk milletine olan bir aidiyetin tecellisidir. türkçülük denildiği zaman tabi akıllara mustafa kemal atatürk ve onun fikir babası olarak nitelendirdiği ziya gökalp gelmektedir. ziya gökalp'ten önce türkçülük çalışmaları başlamış olsa bile, türkçülük fikirlerini sistematikleştirerek ortaya bir yapı çıkaran ziya gökalp olmuştur. hüseyin nihal atsız'ın ırkçı söylemleri olsa dahi kendisi türk milletine hizmet eden fakat ırken türk olmayanları da, yaptıkları çalışmalardan dolayı türk olarak nitelendirmiştir. türk ırkçısı mıdır? evet, ama onun ırkçılığı milletini aşırı sevmekten gelmektedir. yoksa diğer bütün ırkları yok edelim. hepsini öldürelim modunda değildir. ziya gökalp, yusuf akçura, zeki velidi togan, hüseyin nihal atsız bu isimlerin tamamını iyi bir şekilde incelediğiniz zaman bir çok alanda çalışmalar yürüttüklerini ve eserleri olduğunu göreceksiniz. nihal atsız'dan örnek verecek olursak bir yandan osmanlı kroniklerine çalışırken, bir yandan roman ve şiirleri ile gönlümüze taht kurmuştur. diğer yandan türk tarihinin meselelerine eğilirken, türkçülük fikrinin adeta bir işçisi gibi çalışmış, devamlı suretle fikir üretmiştir.
ulusalcılık; xıx. yüzyılın sonlarında osmanlı toplumunda türkçülük rağbet görse bile, aslında temele indiğimizde dünya toplumları için fransız ihtilaliyle birlikte milliyetçilik akımları kendini göstermeye başlamıştı. milliyetçilik kavramı ortaya çıktığında yanında eşitlik, özgürlük, demokrasi kavramları da vardır. yani milliyetçilik aslında gayet cumhuriyetçi ve demokratik bir kavramdır. adı da milliyetçilik değil, daha çok ulusçuluktur. peki bu ulus nitelendirmesi nedir? ulus nitelendirmesi avrupalı yazarlar tarafından çok tartışılmış ve nihayetinde ortak toprak parçası üzerinde yaşayan, ortak kültür ve tarihi mirasa sahip, ortak bir dil kullanan insanlarla ifade edilmiştir. gazi mustafa kemal atatürk her ne kadar en büyük türk milliyetçilerinden birisi olsa dahi ortaya koymuş olduğu ilkeler onun milliyetçilik fikrini fransız ihtilalinde olduğu gibi yan kavramlarla tamamlamıştır. bu sürecin sonunda bu tip bir milliyetçiliği benimseyenler genelde kendini ulusalcı olarak nitelendirmişlerdir.
ülkücülük; ülkücülüğün ne demek olduğunu anlamak için, ülkücülüğü kuran, kitabını yazan alparslan türkeş'in hayatını ve eserlerini iyi tahlil etmek gerekir. alparslan türkeş 9 ışık olarak adlandırdığı eserinde ülkücülüğün 9 temel ilkesini ortaya koymuştur. 9 ilkeden birisi olan ahlakçılık kısmında ise bu görüşlerin temelini adeta özetlemiştir. türk töresi ve islam inancı bu görüşün temelini oluşturmuştur. 1965'ten sonra türkiye'deki öğrenci olaylarına baktığımız zaman sovyet rusya destekli ve bulgaristan üzerinden finanse edilen sol gruplar komünizm propagandası yaparken darwinizmi de anlatıyordu. anadolu insanları komünizme karşı sadece türk milliyetçiliği ile değil islami bir tavırla da karşı koymaktaydı. özellikle sovyetlerin sınırları dahilinde bulunan türk coğrafyalarında ibadetin yasaklanması ve ezan sesi gibi dini ritüellerin engellenmesine dair bilgiler anadolu da hızla yayılmıştı. türk topluma da bir reaksiyon geliştiriyordu. bu reaksiyon müslüman ve türk vurgusu bulunan ülkücü harekette tecelli etti.
açık şekilde ifade etmek gerekirse üç grupta sekülerdir. üç grupta ilerlemeye açıktır. aradaki ufak ayrıntılar ortak mutabakatta eritilebilecek şekildedir. hasretimiz türk milliyetçilerinin birliğinedir.
türkçüler; türkçü kavramı, hüseyin nihal atsız'ın tabiri ile, simitçi veya limoncu manasındaki "cı","cu" ekini almaz. türkçülük bir aidiyeti belirtir. bu aidiyet türk milletine olan bir aidiyetin tecellisidir. türkçülük denildiği zaman tabi akıllara mustafa kemal atatürk ve onun fikir babası olarak nitelendirdiği ziya gökalp gelmektedir. ziya gökalp'ten önce türkçülük çalışmaları başlamış olsa bile, türkçülük fikirlerini sistematikleştirerek ortaya bir yapı çıkaran ziya gökalp olmuştur. hüseyin nihal atsız'ın ırkçı söylemleri olsa dahi kendisi türk milletine hizmet eden fakat ırken türk olmayanları da, yaptıkları çalışmalardan dolayı türk olarak nitelendirmiştir. türk ırkçısı mıdır? evet, ama onun ırkçılığı milletini aşırı sevmekten gelmektedir. yoksa diğer bütün ırkları yok edelim. hepsini öldürelim modunda değildir. ziya gökalp, yusuf akçura, zeki velidi togan, hüseyin nihal atsız bu isimlerin tamamını iyi bir şekilde incelediğiniz zaman bir çok alanda çalışmalar yürüttüklerini ve eserleri olduğunu göreceksiniz. nihal atsız'dan örnek verecek olursak bir yandan osmanlı kroniklerine çalışırken, bir yandan roman ve şiirleri ile gönlümüze taht kurmuştur. diğer yandan türk tarihinin meselelerine eğilirken, türkçülük fikrinin adeta bir işçisi gibi çalışmış, devamlı suretle fikir üretmiştir.
ulusalcılık; xıx. yüzyılın sonlarında osmanlı toplumunda türkçülük rağbet görse bile, aslında temele indiğimizde dünya toplumları için fransız ihtilaliyle birlikte milliyetçilik akımları kendini göstermeye başlamıştı. milliyetçilik kavramı ortaya çıktığında yanında eşitlik, özgürlük, demokrasi kavramları da vardır. yani milliyetçilik aslında gayet cumhuriyetçi ve demokratik bir kavramdır. adı da milliyetçilik değil, daha çok ulusçuluktur. peki bu ulus nitelendirmesi nedir? ulus nitelendirmesi avrupalı yazarlar tarafından çok tartışılmış ve nihayetinde ortak toprak parçası üzerinde yaşayan, ortak kültür ve tarihi mirasa sahip, ortak bir dil kullanan insanlarla ifade edilmiştir. gazi mustafa kemal atatürk her ne kadar en büyük türk milliyetçilerinden birisi olsa dahi ortaya koymuş olduğu ilkeler onun milliyetçilik fikrini fransız ihtilalinde olduğu gibi yan kavramlarla tamamlamıştır. bu sürecin sonunda bu tip bir milliyetçiliği benimseyenler genelde kendini ulusalcı olarak nitelendirmişlerdir.
ülkücülük; ülkücülüğün ne demek olduğunu anlamak için, ülkücülüğü kuran, kitabını yazan alparslan türkeş'in hayatını ve eserlerini iyi tahlil etmek gerekir. alparslan türkeş 9 ışık olarak adlandırdığı eserinde ülkücülüğün 9 temel ilkesini ortaya koymuştur. 9 ilkeden birisi olan ahlakçılık kısmında ise bu görüşlerin temelini adeta özetlemiştir. türk töresi ve islam inancı bu görüşün temelini oluşturmuştur. 1965'ten sonra türkiye'deki öğrenci olaylarına baktığımız zaman sovyet rusya destekli ve bulgaristan üzerinden finanse edilen sol gruplar komünizm propagandası yaparken darwinizmi de anlatıyordu. anadolu insanları komünizme karşı sadece türk milliyetçiliği ile değil islami bir tavırla da karşı koymaktaydı. özellikle sovyetlerin sınırları dahilinde bulunan türk coğrafyalarında ibadetin yasaklanması ve ezan sesi gibi dini ritüellerin engellenmesine dair bilgiler anadolu da hızla yayılmıştı. türk topluma da bir reaksiyon geliştiriyordu. bu reaksiyon müslüman ve türk vurgusu bulunan ülkücü harekette tecelli etti.
açık şekilde ifade etmek gerekirse üç grupta sekülerdir. üç grupta ilerlemeye açıktır. aradaki ufak ayrıntılar ortak mutabakatta eritilebilecek şekildedir. hasretimiz türk milliyetçilerinin birliğinedir.
devamını gör...
eski sevgilinin sürekli rüyalarınıza gelmesi
bilinçaltının bir oyunudur ;eski sevgilinin hala unutulamadığını gösterir.
devamını gör...
uyurken babanın çocuğunu öpmesi
kültür kisvesi altında sevgisini gösteremeyen baba hareketidir. bu yüzden sevilmenin ne olduğunu bilmeden büyüdü çocuklar, bu yüzden sevgi sandıkları hastalıklı duygulara sahip insanlar tarafından katledildi...
gösterin sevginizi, öğretin gerçek sevgi'nin ne demek olduğunu.. kimse can yakmasın, kimsenin canı yanmasın artık!
gösterin sevginizi, öğretin gerçek sevgi'nin ne demek olduğunu.. kimse can yakmasın, kimsenin canı yanmasın artık!
devamını gör...
ilkokulun vazgeçilmezleri
her hafta yıkanması için bir öğrenciye verilen sıra örtüleri, kermesler, kalem açmak için çöp önünde edilen sohbetler, sınıf maçlarında ölümüne sınıf arkadaşlarını desteklemek...
devamını gör...
aniden gelen sebepsizce uzaklara gitme isteği
ekonomik yetersizlik nedeniyle en fazla kapının önüne çıkmakla sonuçlanacaktır..
devamını gör...
bu ülkede laiklik kılıfı altında müslümanlara yönelik nefret var
kim niye sevsin müslümanları yahu? müslümanlar bile birbirlerini sevmiyor fırsat bulsalar bir kaşık suda boğacaklar birbirlerini.
devamını gör...
geceye bir sanat eseri bırak

çarkı döndüren atatürk heykeli.
heykel, 1935 yılında sümerbank kayseri bez fabrikası'nın o dönem tezgahlarını hazırlayan sovyet mühendislerinin fabrikaya hediyesi. bir rus heykeltıraşın elinden çıkan bu heykel, 1950 senesinde iktidara gelen sağ hükümet tarafından " atatürk çıplak gösterilemez" gerekçesi ile depoya kaldırılarak 71 sene boyunca orada bekletilmiş. heykel, şu anda kapatılan fabrikanın yerine açılan abdullah gül üniversitesi bahçesine yerleştirilmiş.
devamını gör...
underdog etkisi
sporda, politikada, iş dünyasında kısacası yaşamın her alanında rekabet halinde olanları insanlar avantajlı ve dezavantajlı olarak kategorize eder. bazen insanlar dezavantajlı olanların tarafını tutar. ve onların bu rekabette başarılı olmasını ister. buna underdog etkisi adı verililir. güçsüzün çekiciliği, mazlumun yükselişi olarak değerlendirilir. en bilinen örneği ise tarafsız olduğumuz bir spor müsabakasında zayıf olan takımı desteklememiz ve onun kazanmasını istememiz olarak gösterilebilir. bu etkinin nedeni birçok çalışmaya konu olmuş.sonuç olarak zayıf olanı kendimize yakın hissetmemiz ve onunla ittifak kurmamız etkinin nedenleri arasında gösterilmiş. ayrıca bu etki bandwagon etkisinin tam tersi olarak bilinir.
devamını gör...
sizi okuyamayacağım
almak istediğim kitapların pahalı olduğunu görünce ağlayarak söylediğim cümle.
devamını gör...
tüm yazarların karma puanlarını artırıyoruz kampanyası
nefes alan herkese çeyrek altın dağıtıyoruz kampanyası bile bu kadar ilgimi çekemezdi. tek kelimeyle şahane..
devamını gör...
el kalkar yer kalkmaz
mahallede toprak üzerinde misket oynarken kullanılan ve kuralları belirleyen bir sözdür.
çocukken mahallede misket oynadığında her zaman eve ütülerek dönmüş bir olarak bu konuda bilgi vermek bana ne kadar düşer bilemiyorum ama yine de bir deneyeceğim şansımı.
başlığa adını veren söz değişik şekillerde söylenebilir ve farklı versiyonları atıcı işin kuralları her seferinde yeniden oluştururdu.
el kalkar yer kalkmaz dendiğinde atış yapacak olan oyuncu atış yapacağı elini kaldırıp öyle yapabilir ama vurmayı planladığı misketin yolundaki taşı toprağı temizleyemezdi.
aynı söz el kalkmaz yer de kalkmaz, el kalkar yerde kalkar ve el kalkmaz yer kalkar şeklinde söylendiğinde de bir üst paragrafta anlattığım mantığa göre uygulama değişiklik gösterirdi.
kuralları belirleyen bu sözü söylemek için oldukça hızlı olmak gerekirdi çünkü her an birisi sizden önce davranıp sizi zor durumda bırakacak sözlerden birini söyleyip oyunu kaybedecek bir aksaklığa neden olabilirdi.
misket alemi acımasızdı ve söz ağızdan bir kere çıkardı. misketlerimizden başka kaybedecek hiçbir şeyimiz de yoktu o zamanlar.
çocukken mahallede misket oynadığında her zaman eve ütülerek dönmüş bir olarak bu konuda bilgi vermek bana ne kadar düşer bilemiyorum ama yine de bir deneyeceğim şansımı.
başlığa adını veren söz değişik şekillerde söylenebilir ve farklı versiyonları atıcı işin kuralları her seferinde yeniden oluştururdu.
el kalkar yer kalkmaz dendiğinde atış yapacak olan oyuncu atış yapacağı elini kaldırıp öyle yapabilir ama vurmayı planladığı misketin yolundaki taşı toprağı temizleyemezdi.
aynı söz el kalkmaz yer de kalkmaz, el kalkar yerde kalkar ve el kalkmaz yer kalkar şeklinde söylendiğinde de bir üst paragrafta anlattığım mantığa göre uygulama değişiklik gösterirdi.
kuralları belirleyen bu sözü söylemek için oldukça hızlı olmak gerekirdi çünkü her an birisi sizden önce davranıp sizi zor durumda bırakacak sözlerden birini söyleyip oyunu kaybedecek bir aksaklığa neden olabilirdi.
misket alemi acımasızdı ve söz ağızdan bir kere çıkardı. misketlerimizden başka kaybedecek hiçbir şeyimiz de yoktu o zamanlar.
devamını gör...
sözlüğe 90'lardan bir şarkı bırak
yeşim salkım - gözü kör olası.
devamını gör...
normal sözlük’te kızların teklif etmesi
kaç kişiye teklif ettim kabul eden yok.
ne var yani böbreklerinden birini verseler? resmen insanlık ölmüş.
ne var yani böbreklerinden birini verseler? resmen insanlık ölmüş.
devamını gör...
new girl
new girl fox televizyon kanalında ilk kez 20 eylül 2011 tarihinden itibaren yayınlanan amerikan sitcom komedi dizisidir. baş rollerinde zooey deschanel, jake johnson, max greenfield, lamorne morris ve hannah simone oynamaktadır. prömiyerini yaptığı gün sadece amerika'da 10.3 milyon seyircini izlemiştir.
dizinin konusu:
jessica "jess" (zooey deschanel) yerel bir ilk öğretim okulunda öğretmenlik yapmaktadır. başka bir şehre yaptığı yolculuğun ardından birlikte yaşadığı sevgilisine sürpriz yaparak haber vermeden evine geldiğinde sevgilisinin kendisini aldattığını öğrenir ve evi terk etmek ister. gazetede yayınlanan, bir eve dördüncü ev arkadaşının arandığı, ilana başvurur. beyaz yakalı çalışan kazanova schmidt, aslen chicago'lu barmen nick, nick'in çocukluk arkadaşı eski basketbolcu winston ile birlikte yaşamaya başlar. üç farklı karakterdeki erkekle, aldatılmış mutsuz bir dönemden geçen jess'in maceraları böylece başlamış olur.
wiki
yorum: ne zaman açsam neşemi yerine getirir. bölümlerin yirmi dk civarları olması da çok iyidir. çok sevdiğim, müthüşlü dediğim dizinin introsu.
devamını gör...
uzak mesafe ilişkisi
birlikteliklerde yakın mesafe ya da uzak mesafe, saygı, anlayış, sadakat ve merhamet ile ilgilidir. öyle ki bazı insanlar daki duygu ne kadar yakınsa o kadar uzak, soğuk ve hissiz olabiliyor. herkes aynı duygu ile bunu yaşayamadığı için kişinin karakteri ile ilgilidir ve her zaman başaramayabilir. anlayış gösterip, birliktelik olmuyorsa zorlamadan, kimsenin zamanını çalmadan, yormadan ve yıpratmadan bir karar vermek gerekir. herkes mutlu olmayı sevmeyi, sevilmeyi, saygı duyulmayı hak ediyor, hepimiz bunun bilincinde olmalıyız.
devamını gör...
ambivert
hem içe dönüklük hem de dışa dönüklük nitelikleri sergileyen ve ruh hallerine, bağlamlarına ve hedeflerine bağlı olarak ikisine birden dönüşebilen kişilerin gösterdiği özelliktir. insanların yaklaşık %38'i bu kişilik özelliğine sahiptir.
ambivert'ler daha önce şu şekillerde de adlandırılmıştır:
dışa dönük içe dönükler: belirli durumlarda, belirli kişilerin etrafında veya kesinlikle ihtiyaç duyduklarında dışa dönük olabilen içe dönük kişiler.
antisosyal dışa dönükler: sosyalleşmeden önce yeniden canlanmak için zamana ihtiyaç duyan veya tipik bir dışa dönük olmaktan çok yalnız kalmayı seven dışa dönükler.
sosyal içe dönükler: ihtiyaç duyulduğunda dışa dönüğe dönüşebilen içe dönükler.
ambivert'ler genelde dinlemeyi seven ve iyi iletişim kurabilen insanlardır. empati ve sosyal hayatı dengeleme konusunda iyidirler. sosyal ortamları severler, ancak yalnız kalmaya da ihtiyaç duyarlar. birçok konuda esnektirler. gözlem yetenekleri çok iyidir, birçok kişinin fark etmediği minik detayları kolayca görebilirler.
insanlarla çok fazla zaman geçirdikten sonra gerçekten yorulurlar.
herkesle etkileşime girmeyi severler. farklı insanları tanımak onları mutlu eder çünkü çeşitlilik konusunda çok açık fikirlidirler. ancak insanlarla çok fazla sohbet etmek enerjilerini tüketir. belli bir süre için kullanabilecekleri diyalog sayısında bir sınır vardır. bazen çevrelerindeyken kaybettikleri enerjiyi geri kazanabilmek için kendilerini herkesten uzaklaştırmaları gerekir.
arkadaşlarıyla birlikteyken farklı insanlardır
nerede olduklarına ve kiminle olduklarına bağlı olarak farklı kişilikleri vardır. yetişkinler tarafından çevrelenmişlerse, olgun bireyler olabilirler. arkadaşlarıyla vakit geçiriyorlarsa, biraz gevşerler ve gerçekten oldukları kişi olabilirler. kendini içe dönük veya dışa dönük olarak tanımlamayan insanlar, kendilerini içinde buldukları her türlü ortama kolayca uyum sağlayabilirler. farklı kişiliklere sahip insanlarla kaynaşmaları onlar için hiç de zor değildir.
konuşmadan önce düşünürler
kendilerini konuşkan ya da sessiz olarak görmediklerinden, sözlerine nasıl dikkat edeceklerini bilirler. akıllarından geçenleri kayıtsız bir şekilde söylemezler, ancak aynı zamanda istediklerini söylemekten kendilerini alıkoymaya da çalışmazlar. sadece paylaşmak istedikleri düşünceleri veya fikirleri düşünmek ve ifade etmek için kendilerine zaman verirler. kelimelerin ne kadar güçlü olduğunun farkındadırlar, bu yüzden onları kullanırken farkındalıkları yüksektir.
kaynak 1, 2, 3
devamını gör...
ankara
'memur şehri' olarak da nitelendirilen şehrimizdir.
bir gün gidip görmek isterim.
tcdd'nin yüksek hızlı treni vardır istanbul-ankara arası.
bir gün gidip görmek isterim.
tcdd'nin yüksek hızlı treni vardır istanbul-ankara arası.
devamını gör...