daddy (yazar)
evet bu sefer gidişi sessiz oldu ama dönüşü great gatsby gibi olur inşallah diyeyim. kafa dinlicem dedi ama gene o kafayı bişeye mi taktı o da muallak. evet başka giden olmamasını kalanların baki olmasını temenni ediyorum ne diyeyim*
devamını gör...
neden ünlü olduğu bilinmeyen ünlüler
kerimcan durmaz.
bahar candan
cicişler.
murat övüç.
bahar candan
cicişler.
murat övüç.
devamını gör...
apandissiz bir yazarın apandisli yazarlara tavsiyeleri
apandis, diğer adı kör bağırsaktır.görevi anne karnında bağırsakların oluşumunu sağlamaktır. bağırsaklar oluşunca işlevsiz olur. sağ tarafımızda göbeğimiz ile paralel bir yerde bulunur. ağrısı çok fecidir, önce mideye kramp girer sonra apandis bölgesinde ağrı başlar. yürüyemez, yemek yiyemez hale gelirsiniz. dudaklar kurudur, su içseniz bile. ateşlenirsiniz. patlarsa zehirlenip ölme ihtimaliniz var. çok dikkat ediniz.
bol bol su içiniz.
bağırsakları çalıştırıcı lifli besinler tüketiniz.
çok fazla katı beslenmemeye özen gösteriniz.
tuvalet alışkanlığı edininiz.
bol bol su içiniz.
bağırsakları çalıştırıcı lifli besinler tüketiniz.
çok fazla katı beslenmemeye özen gösteriniz.
tuvalet alışkanlığı edininiz.
devamını gör...
rahatsız edici sesler
çok yüksek seslerden ziyade alçak ama sürekli tekrarlayan sesler beni çok rahatsız eder. uykuya dalmak üzereyken gün içinde duymadığım saatin sesi ya da mırıldanma şeklinde devam eden sesler gibi.
buna ek olarak kağıdın buruşma sesi.
buna ek olarak kağıdın buruşma sesi.
devamını gör...
kadınların iyi erkek yerine kötü erkek tercih etmesi
kardeşim sizin iyi erkek dediğiniz kişiler konuşmayı bilmeyen eğlenmeyi eğlendirmeyi bilmeyen tipler. yani bu insanlarda genellikle sosyal fobi oluyor o yüzden rahat iletişime geçemiyor kadınlar olarak da ilk adımı atmak istemiyoruz bu toplumda haklı olarak. kötü erkek dediğiniz tipler de ağzı iyi laf yapan kadınlarla iletişim kurabilen insanlar kadınlar da kendisiyle rahat iletişim kurabilen özgüvenli erkekleri seçiyor.
fakat kötü erkekten kasıt cinsiyetçi şiddete meyilli ve kıskanç kişilerse o erkeklerle birlikte olan kadınlar da genel olarak baba baskısı yüzünden o erkekleri seçerler çünkü özgür kadın nasıl olunur bilemedikleri için benliklerini babadan sonra "kötü erkeklere" emanet ederler.
fakat kötü erkekten kasıt cinsiyetçi şiddete meyilli ve kıskanç kişilerse o erkeklerle birlikte olan kadınlar da genel olarak baba baskısı yüzünden o erkekleri seçerler çünkü özgür kadın nasıl olunur bilemedikleri için benliklerini babadan sonra "kötü erkeklere" emanet ederler.
devamını gör...
doğum fotoğrafçılığı
sadece bana mı saçma geliyor bu acaba? doğum esnasında yüzlerce kare fotograf çektirmek için binlerce lira ödemek çok saçma.
doğum sırasında bırak fotograf çektirmeyi düşünmek ben kendi sesimi bile duymaktan nefret edecek kadar öfkeliydim. kendimi o an aynada bile görmeye tahammül edemezdim. ne fotografı.
ya doğumlar kolaylaştı ya da ben eski kafalı demode bir insanım.
doğum sırasında bırak fotograf çektirmeyi düşünmek ben kendi sesimi bile duymaktan nefret edecek kadar öfkeliydim. kendimi o an aynada bile görmeye tahammül edemezdim. ne fotografı.
ya doğumlar kolaylaştı ya da ben eski kafalı demode bir insanım.
devamını gör...
ekmek 10 lira olsa olacaklar
ülkecek sağlıklı yaşarız.
devamını gör...
abartılan tatlı
soğuk baklavadır
devamını gör...
akp'nin milyonlarca mülteciyi kime sorup da ülkeye doldurması
neyi yaparken sordular ki onu sorsunlar diye düşündüren başlık.
devamını gör...
umut garibanın yorganı
anıl mert özsoy’un herkes her şeyin farkında isimli öykü kitabının ilk öyküsü olan pekmez öyküsünde gelen bir cümledir.
ve gerçekten öyledir. gariban olmak buz gibi bir soğukta kalmaktır. tir tir titremektir, ufukta sımsıcak bir güneş doğacağına dair bir huzme ihtimal bile görmeden. sadece fakir olmak değildir gariban olmak; gariban olmak için cebinin boş olması yetmez; kimsesiz, çaresiz, yolsuz yordamsız olmak da gerekir. ve insan bir kez gariban hissetmeye başladı mı yere düştüğünde yediği tekmelerim hesabını da tutamaz olur zamanla.
ve bir çare yoktur garibanlığa. garibanlıktan çıkılacak yol çoktan geride kalmıştır. ince bir sızı gibi uzanır durur hayatın dikiz aynasında. daha mutlu bir hayat biz ilerledikçe aksi istikamette yol almaktadır, hem de bizden çok daha hızlı bir kararlılıkla.
sadece umut. garibanlığın battaniye şefkatinden bile nasibini almaya çaresizliğinde sadece umut vardır. ve her gariban hayallerinin ufku kadar ısınabilir. ve her gariban ayağını dilediğince uzatabildiği bir yorgan arar durur. ve her gariban gece uyurken umutlu rüyalara yatmak ister, ısınır bazen içi elverdiğince.
ve sadece umut…
ve gerçekten öyledir. gariban olmak buz gibi bir soğukta kalmaktır. tir tir titremektir, ufukta sımsıcak bir güneş doğacağına dair bir huzme ihtimal bile görmeden. sadece fakir olmak değildir gariban olmak; gariban olmak için cebinin boş olması yetmez; kimsesiz, çaresiz, yolsuz yordamsız olmak da gerekir. ve insan bir kez gariban hissetmeye başladı mı yere düştüğünde yediği tekmelerim hesabını da tutamaz olur zamanla.
ve bir çare yoktur garibanlığa. garibanlıktan çıkılacak yol çoktan geride kalmıştır. ince bir sızı gibi uzanır durur hayatın dikiz aynasında. daha mutlu bir hayat biz ilerledikçe aksi istikamette yol almaktadır, hem de bizden çok daha hızlı bir kararlılıkla.
sadece umut. garibanlığın battaniye şefkatinden bile nasibini almaya çaresizliğinde sadece umut vardır. ve her gariban hayallerinin ufku kadar ısınabilir. ve her gariban ayağını dilediğince uzatabildiği bir yorgan arar durur. ve her gariban gece uyurken umutlu rüyalara yatmak ister, ısınır bazen içi elverdiğince.
ve sadece umut…
devamını gör...
kızıl veba
jack london’ın bu öyküsü tam da 2020 yılında okunmak üzere yazılmış sanki. büyük jack sanki bu kitabı yazıp çelik bir tüp içine koyup toprağa gömmüş ve üzerine de “ 2020 yılında açılıp okumak üzere” diye bir not düşmüş.
bütün dünya ahalisi olarak 2020 yılını bir salgınla baş etmeye çalışarak geçirdiğimiz için kitap bize çok daha anlamlı gelecek. çünkü bu kitapta london bize kızıl veba isimli bir hastalıktan, bu hastalığın dünya nüfusunu nasıl yerle yeksan ettiğinden ve salgının ardından insanların - hayatta kalan insanların- neye dönüştüklerinden bahsediyor.
bulaştığı insanları en geç iki saat içinde öldüren ve belirtileri çok açık ve net olan bu salgın yayılmaya başladığında tıpkı içinde bulunduğumuz bu senede olduğu gibi bir kaos ortaya çıkıyor ilk olarak. bazı insanlar umutsuzluğa kapılırken bazıları da içlerindeki vahşiyi sokağa salmaya karar verir. kendi menfaatleri için elinden geleni ardında koymayanlarla başkalarının iyiliği için kendini feda etmeye hazır olanlar sokaklarda karşı karşıyadır artık.
salgının hikayesini yaşlı bir adam anlatır torunlarına. ancak torunlar salgın dönemini yaşamamış, salgından sonra kurulan kolonilerde doğmuş ve büyümüş oldukları için bambaşka bir kültüre ya da kültürsüzlüğe sahiptirler. herkes dünyayı içine doğduğu şekliyle tanır ve bilir.
einstein’a üçüncü dünya savaşının nasıl yapılacağını soranlar dehadan şöyle bir yanıt alırlar: “ üçüncüyü bilmem ama dördüncü dünya savaşı taş ve sopalarla yapılacak.” bana bu cümleyi hatırlattı biraz dedenin ve torunları yaşadığı dönem.
2021 yılı bitmeden önce bu kitabı mutlaka okuyun, eğer önceden okuduysanız bu yıl içinde bir kez daha okuyun ve jack london’ın öngörüsü ve dehası önünde saygıyla eğilin.
bütün dünya ahalisi olarak 2020 yılını bir salgınla baş etmeye çalışarak geçirdiğimiz için kitap bize çok daha anlamlı gelecek. çünkü bu kitapta london bize kızıl veba isimli bir hastalıktan, bu hastalığın dünya nüfusunu nasıl yerle yeksan ettiğinden ve salgının ardından insanların - hayatta kalan insanların- neye dönüştüklerinden bahsediyor.
bulaştığı insanları en geç iki saat içinde öldüren ve belirtileri çok açık ve net olan bu salgın yayılmaya başladığında tıpkı içinde bulunduğumuz bu senede olduğu gibi bir kaos ortaya çıkıyor ilk olarak. bazı insanlar umutsuzluğa kapılırken bazıları da içlerindeki vahşiyi sokağa salmaya karar verir. kendi menfaatleri için elinden geleni ardında koymayanlarla başkalarının iyiliği için kendini feda etmeye hazır olanlar sokaklarda karşı karşıyadır artık.
salgının hikayesini yaşlı bir adam anlatır torunlarına. ancak torunlar salgın dönemini yaşamamış, salgından sonra kurulan kolonilerde doğmuş ve büyümüş oldukları için bambaşka bir kültüre ya da kültürsüzlüğe sahiptirler. herkes dünyayı içine doğduğu şekliyle tanır ve bilir.
einstein’a üçüncü dünya savaşının nasıl yapılacağını soranlar dehadan şöyle bir yanıt alırlar: “ üçüncüyü bilmem ama dördüncü dünya savaşı taş ve sopalarla yapılacak.” bana bu cümleyi hatırlattı biraz dedenin ve torunları yaşadığı dönem.
2021 yılı bitmeden önce bu kitabı mutlaka okuyun, eğer önceden okuduysanız bu yıl içinde bir kez daha okuyun ve jack london’ın öngörüsü ve dehası önünde saygıyla eğilin.
devamını gör...
havanın tam intiharlık olması
çay da demleyebilirsiniz bence.
("ne kadar harika bir gün. çay mı demlesem, kendimi mi assam karar veremiyorum." diyen anton çehov'un kararsızlığına düşmüşlere bir tavsiye...)
("ne kadar harika bir gün. çay mı demlesem, kendimi mi assam karar veremiyorum." diyen anton çehov'un kararsızlığına düşmüşlere bir tavsiye...)
devamını gör...
yazarların evlenmek istememe nedenleri
herkes doğru insanı bekliyor, herkes anlayış ve kabul edilmek istiyor yalnızca. kimse birine doğru insan olmayı önemsemiyor, kimsenin umrunda değil birine iyi gelmek ya da incitmemek. hep iyilik, sevgi, mutluluk beklentisi, en iyi etiketlere sahip olsun iki yüzlülüğü kimse vadetmiyor asla karşısındakine güzel şeyleri. ben böyleyim deyip çekiliyor herkes, ne gönlü var kimsenin değişmeye dönüşmeye ne de daha iyi bir insan olmaya gayreti. bir insanın sevgisine karşı sorumluluk hissedilmiyor, önemsenmiyor bile, kaybetme endişesi taşınmıyor. o yoksa başkası olur nasıl olsa deniliyor sanki bir nesneden bahseder gibi. halbuki o nesenenin sesi soluğu var, canı bile acıyor çoğu zaman...
uzunca bir süredir bir imzadan başka ifadesinin olduğunu düşünmüyorum, yapay tüm evlilikler olabildiğine suni. yol arkadaşlığı değil birçoğu rastgele bir yan yanalık; bir parça yalnız kalmama korkusu bir tutam da sevilmeye olan muhtaçlık işte. kimse evlenmesin artık, kimse kimsenin yarası da olmasın. kapatalım bu mevzuyu.
uzunca bir süredir bir imzadan başka ifadesinin olduğunu düşünmüyorum, yapay tüm evlilikler olabildiğine suni. yol arkadaşlığı değil birçoğu rastgele bir yan yanalık; bir parça yalnız kalmama korkusu bir tutam da sevilmeye olan muhtaçlık işte. kimse evlenmesin artık, kimse kimsenin yarası da olmasın. kapatalım bu mevzuyu.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının ayak numaraları
36,5
bu bilgi kime neden lazım?
umarım yarın evden almazlar.*
bu bilgi kime neden lazım?
umarım yarın evden almazlar.*
devamını gör...
tek şarkısı ile tanınan şarkıcı
ciguli - binnaz.
devamını gör...
yoldaş franklin'in instagram postunda kendi entrysini paylaşması
kimmiş bu yakışıklı aa benmişim.
devamını gör...
evlilik teklifini reddetmek
kabul etmek kadar doğaldır. bana kalırsa reddeden kişiyi daha çok üzer. birini kırmamak için hayat görüşünü değiştirecek değil ya? üstelik ortada bir birliktelik varsa zaten bunlar defalarca konuşulmuştur. yine de zorlamak.. bilemedim, haksızlık bence.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının çocukluk fotoğrafları
devamını gör...
günaydın sözlük
günaydın sözlük,
siz hiç izinli olduğunuzu sandığınız gün aslında izinli olmadığınızı, tamamen yanlış tarihe baktığınızı, bu yüzden tıpış tıpış işe gelmek zorunda olduğunuzu öğrendiniz mi?
ben öğrendim.*
siz hiç izinli olduğunuzu sandığınız gün aslında izinli olmadığınızı, tamamen yanlış tarihe baktığınızı, bu yüzden tıpış tıpış işe gelmek zorunda olduğunuzu öğrendiniz mi?
ben öğrendim.*
devamını gör...