mustafa kutlu'nun 2011 yılında basılan, 21 tane öyküden oluşan kitabıdır.

mustafa kutlu'nun, daha önceden uzun hikaye kitabını okuyup, kitabın filmini izleyip, okuduğum ikinci kitabıdır.

mustafa kutlu muhafazakarlar toplumu tepeden resmeder öykülerinde. yorum katmaz, süsleme yapmaz, ajitasyon yapmaz.

öykülerde, eski türk filmlerindeki tad vardır. kahramanların karşısına, kendi çaplarında zorluklar çıkar ve kahramanların genelde yakın arkadaşları veya mahalleleri vardır ve her öykünün sonunda işler bir şekilde yoluna girer.

distopya sevmeyen, okuduğu ile huzur bulmak isteyen, mahalle kültürünü özleyen, mucizelere inanlara iyi gelen bir kitaptır.

dili yormaz, akıcıdır ve kelime dağarcığı ile kişiye ekleyebilecek bir kitaptır.

kitabı okuduğumdan beri, öykü yazmaya özeniyorum. beş on sayfada birileri ile tanışıp, sonra onlar ile vedalaşıp yeni insanlar tanıması bana öyküleri sevdiren.

kitaptan elimde, sadece tatlı bir tebessüm kaldı.
mustafa kutlu, kendi halinda yaşayan insanların, yaşamlarındaki artılarını yakalayan bir yazar. onların doluluğundan yola çıkıyor. kanaatkar insanlar ona, öykü yazdırıyor.

öykülerden birinin adı sırılsıklam. birbirinden hoşlanan, aynı paşajda çalışan, ebru ile irfan'ın aşkını anlatıyor. öyle masum, öyle karşılıklı öyle ıslak bir aşk hikayesi.

aslında her ruh kendini iyi eden kitabı seviyor. tam benim ruhuma göre bir kitap. benim ruhuma yakın ruha sahip olanlara tavsiye ederim.
devamını gör...

bence bakanlar her gittiği yerde izlenmeli. her hareketleri incelemeye alınmalı. belki soylu'nun da bahsettiği gibi suç teşkil eden hareketleri vardır. gün içerisinde acaba kaç kere suç işliyorlar merak ediliyor.olmadı eller arkaya nasıl ve hangi koşulda bağlanmalı bir genelge yayınlasınlar.(bkz: 1984) bırakın bu işleri ki bakan bırakmıştı en son ne oldu sonra belki ellerin nasıl bağlanacağını öğretmiş olabilirler.
devamını gör...

oyuncak kategorisine girer mi bilmiyorum ama hep bir bisikletim olsun isterdim. maalesef hiç olmadı. bu da içimde kalan bir ukdedir.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sadece tarikatların elinde bulundurduğu şirketler okullar vs. bakıldığında anlaşılacak durum. tüm seçimlerde sol partide olsa siyasi liderler cemaatler ile anlaşır, devlette kadro sözü verir, karşılığında da oy sözü alır. ayrıca büyük sermaye sahibi olduklarını için gözden çıkarılamazlar. avrupada feodalizm varsa bizde de tarikatlar var. cumhuriyet bile bunu yıkamamıştır. günümüze kadar güçlerini artırarak devam etmişlerdir. sadece feto örneğini biliriz son yıllarda ama fetö'den hallice etkin ve zengin cemaatler şuanki mevcut devlet kadrolarındadırlar. mehmet ali birand'ın şöyle güzel bir belgeseli de vardır.
devamını gör...

sadece fragman üzerinden tahmin yapacağımız için aklımızda soru işaretleri bırakan film.

öncelikle morpheus nerede? üçüncü filmin sonunda sadece o hayatta kalmıştı. acaba yeni hikaye onun öldüğü uzak bir gelecekte mi geçiyor? ya da gücü eline alınca karanlık tarafa mı geçti? filmde bizi böyle bir sürpriz bekliyor olabilir mi? morpehus kötülüğü tekrar ortaya çıkarttığı için seçilmiş kişiye yeniden ihtiyaç duyulmuş olabilir mi?

hikayenin ilk üç filmdeki hikayeden başka bir yerde geçtiği açık. görmeye alıştığımız yeşil ton artık yok. yeni bir matrix oluşturulmuş. bildiğimiz matrix evreninin dışında yepyeni bir dünya. fragmanda bize kara kedi (dejavu) gösterildiğine göre de işler istedikleri gibi gitmiyor. üçüncü filmin sonunda makinelerin aldığı neo, tekrar ihtiyaç duyulduğu için yeniden diriliyor. ve matrix karşılığı thomas anderson ise yeniden rüyalar görmeye başlamış. muhtemelen makine olan psikiyatr tarafından eski formuna dönüştürülmeye çalışılıyor.

umuyorum aksiyonu az, hikayeye odaklı bir film izleriz. yeniden doğuş hikayesinin bir filme sığmayacağını ve işin ticari boyutunu da düşünürsek dördüncü film, son film olamayacak gibi görünüyor.
devamını gör...

tam olarak o çocuktum, tam olarak bükmenin dediklerini yaşadım, kuranı 5 yaşında öğrenmiştim. ezber yaptırmalar, cemaatin sıkı yönetimli yurtlarına göndermeler(camdan bakmak dahi yasaktı). soru sormaya korkardım dinsiz damgası yiyeceğim diye. sonra din algısını resetledim kafamda. ateist bir arkadaşım kuranda sadece iyi insan ol yazmalıydı demişti. ben de takıldığım yerde kitaba baktım. meğer nasıl iyi insan olunurun açıklaması da varmış. kendim buldum sonradan. hem daha sağlam, hem daha sevimli oldu böylesi. şimdilerde iyi insanım, arada polisten kaçarım arkadaşlarla buluşup üflüyoz falan...
devamını gör...

kendisini çok üstün gören yahut sırtını "sağlam" yere dayamış insanlardan mürekkep topluluk.

bu mevzunun en güzel versiyonu 3 idiots filminde yaşanmıştır:

devamını gör...

genel olarak alkol diyebilirim. sanki içmeden romantik olunamıyor.
devamını gör...

bu zamana kadar nasıl tanım girmem diye kendimi yedim bitirdim şuan. ne zaman ortadan kaybolsam arayıp soran ilk kişi o. ne zaman ufak ya da büyük bir derdim olsa akıl danıştığım ilk kişi yine o. yüce tanrım sanki onu ben akıl danışayım diye yaratmış*
değerli ve pek bir minnoş arkadaşım benim, tanımlarını ayrı seni ayrı seviyorum, hep buralarda ol uzun uzun yıllar yaz olur mu.*
devamını gör...

korkunç bir cümle.

bu cümleyi duymaktan acayip tırsıyorum. bir yakınımdan bir sevdiğimden duyarım da buz gibi soğurum diye korkuyorum. lan bu nasıl bir kalıp. herhalde kafamda kurdum o***pu çocuğu. yani beynim var, düşündüm sana da söylüyorum. sen de ''kafanda kurmuşsun'' diyorsun. evet ya ne olacaktı? yani istediğini anlamıyorum karşıdaki kişinin. konu hakkında beynimi durdurmam mı gerekiyordu. her konuda olduğu gibi o konuda da bir düşüncem var ve doğal olarak bunu kurup sana söylüyorum. sende bu doğal süreci yüzüme vurmaya çalışıyorsun. ya bi s***ir git a***a koyayım. umarım duymam bunu. allah belamı versin yazarken sinir hastası oldum.
devamını gör...

neresi olduğunu unuttuğum yer, üstünden uzun zaman geçti yaklaşık 7-8 sene o yüzden fotoğraf kalitesi birazcık düşük olabilir:)
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yazarlara ait fotoğraflardır.
devamını gör...

bir öğretmen öğrencilerinden kendilerini tanıtan bir yazı yazmalarını istiyor, 11 yaşındaki miniğin kaleminden dökülenler ise şunlar;
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
ben bu yazıyı, bu sabah tesadüfen okudum ve okuduğum andan itibaren boğazıma yerleşen düğüm halen çözülmedi.
hayat bazen, bazı şeyleri önemsemek için fazla mı kısa sanki?
devamını gör...

dua ile mümkün olduğunu düşündüğüm durum.



“dua hem indirilmiş ve hem de indirilmemiş kaderi etkiler. bir bela kişiye iner de, dua onu engeller.”


hz. aişenin rivayet ettiği hadisde açıklanışı.
devamını gör...

apolitik olmanın sadece dar anlamıyla politikayla ilgilenmemek olarak alınmış halbuki apolitik aynı zamanda belli bir görüşle ve partiyle bağlantılı olmamayı ve tarafsız olmayı ifade eder #597117">#597117 . partizan olmanın karşıtıdır.
belli meslekleri yapan kişiler meslekleri gereği o mesleği yaparken apolitik olmak zorundadır.
bugün türkiye'de tarihi geçmiş politik görüşler dışında, medeni dünya değerlerini yansıtan nitelikte bir politik görüş ve parti olmadığından bana göre bu anlamda son derece kolaydır.
kendinizi mevcut hiç bir politiktik görüşe, partiye ait hissetmiyorsanız apolitiksizindir. apolitik olmak yaşamınızı etkileyen ve yanlış bulduğunuz politikaları eleştirmemek ya da doğru bulduklarını katılmamak değildir. bu eylem politik görüşlerden bağımsız olarak ve somut gerçeklerden hareketle yapıldığı sürece apolitik olmayı engellemez. ben insan haklarına inanırım ve insan haklarına aykırı olan her uygulamayı eleştiririm. mesleğim gereği geçmişte tüm partilere eşit mesafede ve objektif olma yeteneğini kazandığımı düşünürüm. kişisel hayatımda da genelde bu ilkeyle hareket etmeye çalışırım. akp-chp-mhp ve diğer tüm partiler benim için aynı kefededir. hepsi tarihi geçmiş görüşleri yansıtmaktadır. hiçbirini desteklemem ve her birinin olumlu ve olumsuz eylemleri hakkında sadece eylemi değerlendiririm. dünyada hiç bir politik partinin uygulamalarının tam olarak iyi ya da tam olarak kötü olmadığına inanırım. her partinin yaptığı iyi ve kötü uygulamalar vardır. eğer bir partiyi tam iyi ya da tam kötü sınıfına sokuyorsanız bu partizanlıktır, hayatı siyah beyaz görmektir. gerçekte ise hayat grilerin tonlarıdır.
türkiye'deki en büyük problemlerden biri medya ve gazeteciler dahil olmak üzere hakiminden askerine, devlet memurundan yardım görevlilerine kadar herkesin gerek kişisel gerek ise mesleki hayatlarında partizan olmalarıdır, apolitik olmamalı ya da olamamalarıdır.
devamını gör...

-sevemedim kara gözlüm...*
-ah bu şarkıların gözü kör olsun... *
devamını gör...

roketlerde, yakıt pompalarından kaynaklanan ve kontrol edilemeyen şiddetli titreşimler. apollo 13 mürettebatının ölümle burun buruna gelmesine neden olan olaylar silsilesinin de bir parçasıdır aynı zamanda.
devamını gör...

islam kız çocuklarının diri diri toprağa gömüldüğü topraklara gelmiştir. kız çocuklarının diri diri toprağa gömüldüğü dönem kızına; "babasının annesi" diye hitap eden bir yol göstericinin getirdiği dindir islam.

kadının soyunması özgürlük anlayışı ise; evet islam bunu kabul etmez.

kadının gece kulüplerinde erkek masasına meze olması ise; evet islam bunu kabul etmez.

kadının sadece görselliğinin ön planda olduğu bir düzeni islam kabul etmez.

islam kadına şeref vermiştir. insan mı, başka tür bir canlı mı olduğu tartışılan toplumun kadına vermediği değeri, islam vermiştir. islam ın kadına verdiği değeri tartışanlar, kadınların aşağılandığı pornografi sitelerinin sahiplerine bir baksınlar. en büyük kadın hakları savunuculuğu yaptıklarını göreceklerdir.
devamını gör...

sizi çok rahatsız ediyorsa estetik yaptırabilirsiniz ama insanlar öyle düşündüğü için gülmekten de vazgeçmeyin.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim