(bkz: merdumgiriz_) ve (bkz: saudade_)
anlayan anladı dostlar *.
devamını gör...

halil cibran tarafından yazılan, mustafa adındaki peygamberin yıllarca yaşadığı şehirden ayrılmadan önce insanlara aşk, evlilik, din hayatı, öğretme, dua, ibadet, yasalar, suçlar,akıl, tutku, çocuk, özgürlük, dostluk, zaman, güzellik, ölüm vb birçok konuda öğütler vermesini anlatıyor.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

orhan veli..
devamını gör...

katlamaya usendigim ya da sık giydiğim şeyler hep sandalye üzerine atılı şekilde dururlar. odami toplasam bile onları toplamak içimden gelmiyor. garip huylarim var dostlar.
devamını gör...

tüylerimi diken diken eden gereksiz eylem.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

küfür yok, farklı başlıklar ve nezih insanlar var.başka sözlükteki gibi eksi basalım ,her yoruma ters cevap verelim değil de beğenen, katılmasa da düzgünce yazan insanların olduğu , adı gibi kafa sözlük.
devamını gör...

bir çeşit buğday türü. hatta ata buğdayı olarak da bilinir.

1950’li yıllardan sonra , buğday üretimini arttırmak ve mevsim geçişlerine dayanıklı hale getirmek amacıyla , buğday tohumlarından bazılarının gen teknolojisine tabi tutulduğu hepimizce aşikardır. kısaca bu tür tohumlara hibrit tohum diyoruz. bu teknolojinin de her buğday türü değil, yapı itibariyle boyu daha kısa, tarım makineleri hasatına uygun türler arasından seçilmiştir. bilinen 18bin tür buğday vardır. gen teknolojisi uygulananlar şu an sofralarınızda bulunan beyaz unun ta kendisi. yüksek verim amacıyla genleriyle oynanan bu unlar, içerdiği gluten oranı yüksekliğiyle, beraberinde çölyak hastalığını/ gluten duyarlılığını da beraberinde getirmiştir.

şimdi karakılçık buğdayına gelirsek, adını başaklarının daha koyu renk olmasından alır. boyu uzun, tanesi serttir. ekilmesi ve hasatı zorludur.

tekrar ortaya çıkma hikayesi ilginçtir. izmir seferihisar’da , tunç soyer öncülüğünde, tarımı ve üreticiyi destek amaçlı tezgahlar kurulmaya başlanmış. daha önce buraya giden var mıdır bilemem ama biz oraya ‘hansel ve gratel’ deriz. etrafta envai çeşit yiyecek arasında, dar sokaklarda, cennete düştüm herhalde dedirten bir pazar kurulur buraya. tunç soyer, yerli tohumu desteklemek amaçlı bir takım faaliyetlerde bulunsa da önüne 2006 yılı tarihli tohum yasası çıkar. efendim bu yasa kısaca, yerli tohum alma biz onu ithal edeceğiz; genetiği oynanmış ama olsun diyen bir yasadır. öz olanı varken, neden böyle bir yasa çıkarıldı derseniz, siyasetin çirkin boyutlarından biridir bu; bu konuya girmek istemiyorum. ben az diyorum siz çok anlayın.

şimdi önüne bu yasa toslayınca, dahiyane bir çözüm üretmiştir soyer.’ ee tamam madem tohum satmak yasak , biz de takas yaparız’ demiştir. bu sözle birlikte tohum takas şenlikleri düzenlenmeye başladı. işte bu şenliklerle beraber kurulan can yücel tohum merkezine, gönence köyünün muhtarı bu tohumdan getirir. tohum miktarı fazla değildi ama iyi tohumlar ayıklanarak ekilecek bir miktar tohum kaldı ellerinde: karakılçık dediğimiz ata tohumu. bu tohum çoğaltıldı ve üreticiyi bu tohumu ekmeleri konusunda teşvik edildi. bakın efendim burası çokomelli. bir belediyenin çabasıyla ve köylülerin özverisiyle bu buğday şu an sofralarımızdadır. belediye tohum takas şenliği yapmasaydı, bu tohum da ortaya çıkmayacaktı. belediye, tohumu çoğaltmak için, çiftçilerden toprak istediğinde onlar vermeseydi, bu kadar ilerlemeyecekti üretim. karakılçık deyip geçmeyin, büyük bir dayanışma örneğidir bu.

yani karakılçık tohumunun ve üretiminin çıkışı seferihisardır ve talebin artmasıyla şimdilerde bir çok yerde tarımı yapılmaktadır.

daha önce denemediyseniz şöyle tarif edebilirim: kendine has aroması olan, gluten oranı düşük olduğundan hamur kıvamı alması zor olan bir buğday türü. fiyatı bu nedenle daha yüksek(tabi bir de üretimin zorluğundan), ama bir dilimi bile sizi doyurabiliyor. 2 kişilik bir aile olarak bir karakılçık ekmeği bir hafta bize yetiyor.

sözün özü şu: yerli malı yurdun malı, her insan onu kullanmalı.
devamını gör...

tabii ki paşam.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

-yüksek oranda potasyum, organik asitler, a ve c vitaminleri bakımından önemli bir kaynak niteliği taşımaktadır.
-domates likopen açısından zengindir, fakat taze domatesin bir miktar yağ ile pişirilmesi, likopenin vücut tarafından daha kolay alınmasını sağlar. işlem sırasında uygulanan farklı sıcaklıklarda likopenin kimyasal formu değişir, vücut tarafından daha kolay alınır. salça,sos,ketçap,meyve suyu gibi domates ürünlerindeki likopen bu duruma örnektir.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...



akıl gözü

seni bulmaktan önce aramak isterim.
seni sevmekten önce anlamak isterim.
seni bir yaşam boyu bitirmek değil de,
sana hep, hep yeniden başlamak isterim.

özdemir asaf - lavinia.
yky, sayfa 48.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

insanın hayatta bıraktığı yerden yeniden başlaması, hiçbir şey değişmemiş gibi... mümkün mü?

zamanı durdurabilir miyiz? mümkün değil.

akıp gidiyor, hem de koşa koşa...


lise defteri adlı bir diziden bu alıntı. gezinirken diziye rastladım ve daha ilk sahnesinden böyle bir alıntı ile karşılaşmak, kendi düşüncelerimi ben çok küçükken yayınlanan bir dizinin ilk sahnesinde, günlüğe yazılırken görmek içimde garip, asla unutamadığım bir soru ile tekrar karşılaşmanın hüznünü ama bu sorunun tanıdık olmasının sıcaklığını uyandırdı.

son zamanlarda hiç olmak istemediğim umutsuz, karamsar ve sinirli bir insana dönüştüm. hayatı nerede bıraktım onu dahi bilmiyorum. daha doğrusu neden bıraktım? bıraktım mı? bıraktığım yeri bulup kaldığım yerden başlayabilir miyim?

umutlu biri olduğum için birçok sorunun üstesinden geliyordum fakat artık hiç öyle hissetmiyorum. tüm canlı varlıkları sevebilecek sevgiye sahipken artık birçok şey sevilmeye değer değilmiş gibi geliyor. ki öyle.

ben sanırım hayatı öğreniyorum. bir şeyi öğrendiğime hiç bu kadar üzülmemiştim. beni bir aydınlanma hiç bu kadar huzursuz hissettirmemişti.

karanlık bir parkta şarkı söyleyen isimsiz kuş,
neredesin?
neden ağlıyorsun, ben ve sen burada tekiz.

-kim taehyung, 4 o'clock.
devamını gör...

kurbağayı sıcak suya koyduğuzda zıplayarak çıkabilmektedir. ama kurbağayı soğuk bir suya koysak ve suyun ısısını yavaş yavaş arttırırsak, kurbağa bunu farkedemez. su kaynayana kadar da kurbağa ölmüş olur. bu durum" kurbağa deneyi" olarak adlandırılır.
toplumlarda da durum böyledir. yavaş yavaş bir şeyleri değiştirdiğinizde çoğu kimse durumun farkına varmaz.
devamını gör...

hemen her partide az veya çok, dürüst ve onurlu insan varsa bir o kadar da namussuz ve dalkavuk kişiler var. bunlar birbiri ile cephe olarak uğraşmayı bırakıp, namuslu ve dürüst insanlar namussuzlara karşı işbirliği ve güçbirliği yapsa, herkes içindeki cahil ve ahlaksız adamlardan kurtulsa, kurtuluşa yakın oluruz ama bugün buna çok uzağız.
devamını gör...

eksi sozlukten gelenlerdenim. eksinin ozunu kaybetmesi ile bir suredir bakmiyordum bile.
devamını gör...

adamın fikri vardır yazmıştır. yazmasa mıydı? hem yazmaya gelmemiş miydi o buraya.
insanları bi rahat bırakın kardeşim, sen kendi yazmana bak.
(bkz: yazarların yazarları rahat bırakmaması)
devamını gör...

suyu yükseltmek için kullanılan bir tür pompadır. adı üzerinde arşimet tarafından 3. yüzyılda icat edilmiş bu alet, boş bir silindir ile onu çevreleyen spiral bir parçadan oluşur. bir ucu alçaktaki su kaynağına, diğer ucu ise daha yüksekteki suyun ulaştırılması planlanan bölgeye yerleştirilir ardından döndürülen vida, su pompası görevi görür.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

mark twain tarafından, "insan nedir?" kitabı ile temel alınan önerme.

yazara göre, yaptığımız tüm eylemlerde, birilerine yardım etme, merhamet gösterme veya iyi davranışlarda, aslında kendi mutluluğumuzu ve huzurumuzu düşünürüz.

kitapta, sokratik şekilde tartışan yaşlı bir adam ile genç arkadaşı var. eserde verilen bir örneği, konuyu daha net hale getirmek için özetlemeye çalışarak buraya taşıyayım;

muhtaç biri gördüğümüz zaman içimizden gelen ona yardım etme dürtüsünün temelinde ne vardır? o insanı biraz olsun rahatlatmak mı yoksa yardım etmediğimiz için gece bizi yiyip bitirecek vicdanımızın sesinden kurtulmak mı? vicdanımız bizi günün sonunda rahat bırakmayacaksa ve bizi uykumuzdan edip, keşkeler içine sürükleyecekse, rahat bir uyku çekebilmek ve ne kadar iyi bir insan olduğumuzu düşünmek için yardım ederiz. yazarın deyişi ile içimizdeki efendinin isteğini yerine getiririz. karşılığında huzurlu bir uykuya sahip olur ve rahatlama yaşarız.

kitapta örnek olarak verilen bir çok konu neticesinde, insanın her koşulda bencil olduğunun altı çiziliyor.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim