esmeralda
küba'nın camagüey ili'nde şehir ve belediye.
pariste bir otel.
kurgusal çizgi film karakteri.
pariste bir otel.
kurgusal çizgi film karakteri.
devamını gör...
katı yürekli
ülkemizde daha çok "taş kalpli" veyahut "vicdansız" şeklinde nitelendirilir.
devamını gör...
normal sözlük’te tanımlarını sevdiğiniz yazarlar
yine ismimizi aradığımız fakat bulamadığımız sonsuz bir paradoksa girmiş bulunuyoruz. arayalım duralım madem.
garibanın yüzü gülür mü?
şimdilik herkesi seviyoruz, bakalım.
garibanın yüzü gülür mü?
şimdilik herkesi seviyoruz, bakalım.
devamını gör...
normal sözlük aşık atışması
nizanim kuyuya atar taşı
tosbağa hepimizden akıllı mı
gelin ey ahali
başlıyor atışma faslı
tosbağa hepimizden akıllı mı
gelin ey ahali
başlıyor atışma faslı
devamını gör...
ibni sina
tıpçı, yazar, filozof ve bilim insanıdır.
kendisinden sonraki doğu ve batı filozoflarının çoğunu etkileyen ibn-i sina, müzikle de ilgilenmiştir. 250'yi aşkın yapıtının başlıcası olan şifa ve kanun, felsefenin temel yapıtı sayılarak, uzun yıllar boyunca pek çok üniversitede okutulmuştur.
çok sevdiğim bir sözünü şuraya iliştirmek isterim:
aletlerin en faydalısı kalemdir. bir şişe mürekkep bir külçe altından daha hayırlıdır.
kendisinden sonraki doğu ve batı filozoflarının çoğunu etkileyen ibn-i sina, müzikle de ilgilenmiştir. 250'yi aşkın yapıtının başlıcası olan şifa ve kanun, felsefenin temel yapıtı sayılarak, uzun yıllar boyunca pek çok üniversitede okutulmuştur.
çok sevdiğim bir sözünü şuraya iliştirmek isterim:
aletlerin en faydalısı kalemdir. bir şişe mürekkep bir külçe altından daha hayırlıdır.
devamını gör...
çanakkale saat kulesi
hakkında başlık açılmamış olmasına hayli şaşırdığım, çanakkale merkezde yer alan tarihi saat kulesidir. şimdi size bu güzide eseri, tabi ki kendi tarzımdan alışık olduğunuz gibi, bi'müzik * eşliğinde kısaca anlatacağım. haydi, yek duu see...
çanakkale saat kulesi; 1897 yılında, ıı.abdülhamit tarafından,dört katlı olarak inşa ettirilmiş, son kat olarak tasarlanan kadran katının üstüne, bir de kümbet kondurulmuş, böylece eserin mimari formu tamamlanmıştır.
kare olarak tasarlanan kule, yapısı ve tasarımı itibariyle dönemin mimari özelliklerini tam tekmil yansıtmaktadır.
birinci katında bir çeşme ve kitabesi yer alan kulenin son yani dördüncü katında saat kadranı bulunur. kadranda latin sayıları kullanılmıştır.
çeşme formunda, koyu yeşil renkle hazırlanan bölgeye kitabe kondurulmuş ve klasik osmanlı eserlerinden başlanıp, barok döneme kadar da başarıyla tasarlanagelen yaldızla süsleme işlemi uygulanmış, böylece eserin çekiciliği bir kat daha artırılmıştır.
eserin kitabesinde ise şöyle yazmaktadır:
bir şeyhin zülali himmeti,
eyledi reyyan mülk ve milleti,
berak allah hazreti abdülhamid
oldu her ferdin medarı himmeti,
ya ilahi sen bağışla milletine
iş maletti cihana nimeti
münteşir envar şadı serteser
herkesin artmakta mesudiyeti
ona karmişe hayır endişesinin
ola bi yıl ömrün her saati
bunda saat varsa rasat var hazıra var
çeşme yar ayna var kıl dikkati
bir de alat-ı savaikadan masum
eylemek üzere konuldu alatı
bunu süs etti cemal paşa gibi
bende-i gayrettir ki çok hizmeti
hazreti mevlana müyesser eylesin
nice imara o ali hasleti
hamaran ol zevkiya şükran eyleye
estikanın işte budur zimmeti
altı ten tenzilin eyleyüp tarihini
söyle yakın geldi eşref saati.
1313 ketebehü recep yaseri
kitabede; 1313 kısmı, her kitabede olduğu gibi kitabenin yazıldığı tarih ve yazıya geçireni bildirmektedir.
şimdi gelelim en sevdiğimiz kısma: eserin fotoğrafları:
ilk olarak kitabeden başlayım. sonra, sırasıyla, günümüzden, yapıldığı tarihe kadarki fotoğraflarını sıralayalım:

burada çeşme ve kitabeden bir kesit görmekteyiz. *




burada ise; eserin eski dönemde nasıl olduğu görülüyor. sanırım bir restorasyon sırasında, kule formunun kümbet kısmında yer alan aralıkları camla kaplanmış. fotoğraf, uzak çekim olduğu için tam olarak anlamlandıramadım.
bilgisi olan arkadaşımız bizi bu konuda aydınlatırsanız çok sevinirim.*
çanakkale saat kulesi; 1897 yılında, ıı.abdülhamit tarafından,dört katlı olarak inşa ettirilmiş, son kat olarak tasarlanan kadran katının üstüne, bir de kümbet kondurulmuş, böylece eserin mimari formu tamamlanmıştır.
kare olarak tasarlanan kule, yapısı ve tasarımı itibariyle dönemin mimari özelliklerini tam tekmil yansıtmaktadır.
birinci katında bir çeşme ve kitabesi yer alan kulenin son yani dördüncü katında saat kadranı bulunur. kadranda latin sayıları kullanılmıştır.
çeşme formunda, koyu yeşil renkle hazırlanan bölgeye kitabe kondurulmuş ve klasik osmanlı eserlerinden başlanıp, barok döneme kadar da başarıyla tasarlanagelen yaldızla süsleme işlemi uygulanmış, böylece eserin çekiciliği bir kat daha artırılmıştır.
eserin kitabesinde ise şöyle yazmaktadır:
bir şeyhin zülali himmeti,
eyledi reyyan mülk ve milleti,
berak allah hazreti abdülhamid
oldu her ferdin medarı himmeti,
ya ilahi sen bağışla milletine
iş maletti cihana nimeti
münteşir envar şadı serteser
herkesin artmakta mesudiyeti
ona karmişe hayır endişesinin
ola bi yıl ömrün her saati
bunda saat varsa rasat var hazıra var
çeşme yar ayna var kıl dikkati
bir de alat-ı savaikadan masum
eylemek üzere konuldu alatı
bunu süs etti cemal paşa gibi
bende-i gayrettir ki çok hizmeti
hazreti mevlana müyesser eylesin
nice imara o ali hasleti
hamaran ol zevkiya şükran eyleye
estikanın işte budur zimmeti
altı ten tenzilin eyleyüp tarihini
söyle yakın geldi eşref saati.
1313 ketebehü recep yaseri
kitabede; 1313 kısmı, her kitabede olduğu gibi kitabenin yazıldığı tarih ve yazıya geçireni bildirmektedir.
şimdi gelelim en sevdiğimiz kısma: eserin fotoğrafları:
ilk olarak kitabeden başlayım. sonra, sırasıyla, günümüzden, yapıldığı tarihe kadarki fotoğraflarını sıralayalım:

burada çeşme ve kitabeden bir kesit görmekteyiz. *




burada ise; eserin eski dönemde nasıl olduğu görülüyor. sanırım bir restorasyon sırasında, kule formunun kümbet kısmında yer alan aralıkları camla kaplanmış. fotoğraf, uzak çekim olduğu için tam olarak anlamlandıramadım.
bilgisi olan arkadaşımız bizi bu konuda aydınlatırsanız çok sevinirim.*
devamını gör...
tayt giymenin toplumda normal karşılanması
senin nefsine hakim olamayıp suçu kıyafetlere ve onu giyen insanlara atacak kadar cahil ve eğitimsiz olman bilr normal karşılanıyor bu ülkede
devamını gör...
anagram
bir anagram, yeni bir kelime veya kelime grubu oluşturmak için bir kelime veya kelime öbeğindeki tüm harflerin yeniden düzenlenmesidir. harflerin yeniden düzenlenmesi tamamen rastgele bir kelime veya kelime öbeği olabilirken, en ilginç anagramlar, yeniden düzenlemenin orijinalle ilişkili bir anlama sahip olduğu anagramlardır.
en ilginç anagramlardan bazıları, harflerin yeni düzenlemesinin orijinal kelimeyle aynı veya benzer bir anlama sahip olduğu anagramlardır. örneğin, "angered" kelimesinin bir anagramı"enraged" kelimesidir. (ikisi de kızgın, kızmış anlamına gelir.)
anagramlar büyüleyicidirler ve en beklenmedik yerlerde ortaya çıkarlar. örneğin japonya'nın modern başkenti tokyo, eski başkenti kyoto'nun bir anagramıdır.
anagramlar yaratan kişiler "anagrammatist" olarak adlandırılabilir ve ciddi veya yetenekli bir anagrammatistin amacı, konusunu yansıtan veya yorumlayan anagramlar üretmektir.
anagramlara örnek olarak "new york times" = "monkeys write" (maymunlar yazıyor), "funeral" = "real fun" (cenaze- gerçek eğlence) verilebilir.
anagramlarım tarihi, eski yunanlıların zamanına kadar uzanır ve adlardaki gizli ve mistik anlamı bulmak için kullanırlardı. orta çağ boyunca tüm avrupa'da oldukça popülerlerdi. anagramların tarihinin en az mö 3. yüzyılda yunan şair lycophron'a kadar gittiği söylenir; ancak bu, 12. yüzyılda john tzetzes tarafından verilen lycophron hesabına dayanmaktadır.
talmudik ve midraşik literatüründe, anagramlar, ibranice incil'i yorumlamak için özellikle modi'im'li eleazar tarafından kullanıldı.
latince anagramlar yüzyıllar boyunca nükteli olarak kabul edildi.
latince'nin okur yazarların ortak özelliği olduğu bir edebi oyun olarak, latin anagramları öne çıkmıştır. örneğin: ave maria, gratia plena, dominus tecum'un (latince: selam mary, lütuf dolu, lord sizinle birlikte), serene virgin, pia, munda et immaculata (latince: yüce bakire, dindar, saf ve tertemiz). diğer bir örnek ise pilatus'un quid est veritas? (latince: gerçek nedir?) sorusuna verilen anagramatik cevaptır: est vir qui adest (latince: burada olan adamdır). bunların kökenleri belgelenmemiştir.
anagramlar orta çağda çok popüler hale geldi, ancak daha sonra 17. yüzyılın başlarında fransa kralı xııı. louis sayesinde popülerlikte özel bir artış elde etti. kral louis, anagramları o kadar çok sevdi ki, aslında çok karlı bir maaşla tam zamanlı bir kraliyet anagrammatisti atadı. louis'in anagrammistinin işi, kralın daha sonra çözmeye çalışacağı fransızca, ingilizce, ispanyolca, italyanca ve latince'de zor anagramlar bulmaktı.
anagramlar üzerindeki herhangi bir tarihsel materyal her zaman söz konusu dil için güncel olan varsayımlar ve yazımlar açısından yorumlanması gerekmektedir.
kaynak 1, 2
en ilginç anagramlardan bazıları, harflerin yeni düzenlemesinin orijinal kelimeyle aynı veya benzer bir anlama sahip olduğu anagramlardır. örneğin, "angered" kelimesinin bir anagramı"enraged" kelimesidir. (ikisi de kızgın, kızmış anlamına gelir.)
anagramlar büyüleyicidirler ve en beklenmedik yerlerde ortaya çıkarlar. örneğin japonya'nın modern başkenti tokyo, eski başkenti kyoto'nun bir anagramıdır.
anagramlar yaratan kişiler "anagrammatist" olarak adlandırılabilir ve ciddi veya yetenekli bir anagrammatistin amacı, konusunu yansıtan veya yorumlayan anagramlar üretmektir.
anagramlara örnek olarak "new york times" = "monkeys write" (maymunlar yazıyor), "funeral" = "real fun" (cenaze- gerçek eğlence) verilebilir.
anagramlarım tarihi, eski yunanlıların zamanına kadar uzanır ve adlardaki gizli ve mistik anlamı bulmak için kullanırlardı. orta çağ boyunca tüm avrupa'da oldukça popülerlerdi. anagramların tarihinin en az mö 3. yüzyılda yunan şair lycophron'a kadar gittiği söylenir; ancak bu, 12. yüzyılda john tzetzes tarafından verilen lycophron hesabına dayanmaktadır.
talmudik ve midraşik literatüründe, anagramlar, ibranice incil'i yorumlamak için özellikle modi'im'li eleazar tarafından kullanıldı.
latince anagramlar yüzyıllar boyunca nükteli olarak kabul edildi.
latince'nin okur yazarların ortak özelliği olduğu bir edebi oyun olarak, latin anagramları öne çıkmıştır. örneğin: ave maria, gratia plena, dominus tecum'un (latince: selam mary, lütuf dolu, lord sizinle birlikte), serene virgin, pia, munda et immaculata (latince: yüce bakire, dindar, saf ve tertemiz). diğer bir örnek ise pilatus'un quid est veritas? (latince: gerçek nedir?) sorusuna verilen anagramatik cevaptır: est vir qui adest (latince: burada olan adamdır). bunların kökenleri belgelenmemiştir.
anagramlar orta çağda çok popüler hale geldi, ancak daha sonra 17. yüzyılın başlarında fransa kralı xııı. louis sayesinde popülerlikte özel bir artış elde etti. kral louis, anagramları o kadar çok sevdi ki, aslında çok karlı bir maaşla tam zamanlı bir kraliyet anagrammatisti atadı. louis'in anagrammistinin işi, kralın daha sonra çözmeye çalışacağı fransızca, ingilizce, ispanyolca, italyanca ve latince'de zor anagramlar bulmaktı.
anagramlar üzerindeki herhangi bir tarihsel materyal her zaman söz konusu dil için güncel olan varsayımlar ve yazımlar açısından yorumlanması gerekmektedir.
kaynak 1, 2
devamını gör...
21 mart
kuzey yarım küre için ilkbahar, güney yarım küre için sonbahar mevsiminin başlangıcı olan tarihtir. bu tarihte dünyanın tamamı gece-gündüz eşitliği yaşamaktadır*.
ayrıca 21 mart, down sendromu farkındalık günüdür.
ayrıca 21 mart, down sendromu farkındalık günüdür.
devamını gör...
sevilen şiirin en vurucu dizeleri
dışarıda mevsim baharmış
gezip dolaşanlar varmış
günler su gibi akarmış
geçmiyor günler geçmiyor.
sabahattin ali.
gezip dolaşanlar varmış
günler su gibi akarmış
geçmiyor günler geçmiyor.
sabahattin ali.
devamını gör...
kadavra
anatomi derslerinde kullanılmak üzere bağışlanan ölü bedendir. maket, resim üzerinden görmekle kadavra üzerinden görmek kesinlikle çok farklıdır. saklanabilmesi için kullanılan formaldehit sebebiyle çok keskin, ağır bir kokusu vardır. uzun süre soluduğunuzda baş ağrısı yapar. ilk kadavra görme anı da çok gariptir. daha önce yaşamış bir insanın bedenine bakmak oldukça tuhaf hissettirir. ben ilk zamanlar istemsiz o kadavranın kime ait olduğunu, öncesinde nasıl bir hayatı olduğunu, nasıl öldüğünü falan merak ediyordum. ama böyle şeyleri bilmemek çok daha iyi. tıp eğitimi için şart ama kokusundan mütevellit fazla da maruz kalınmamalı. zaten bildiğim kadarıyla formaldehit kanserojen ve bazı ülkelerde kadavralarda kullanılması yasak ama bizim ülkemizde hala kullanılıyor. ben kadavra meselesini dramatize ederken sınıf arkadaşlarım yanımda yaprak dönere benzediğini tartışıyordu mesela. herkes için ilginç bir deneyim.
devamını gör...
beşiktaş 118 yaşında
canım takımım. siyah beyaz renklerinin asilliğiyle kuruluş yılın kutlu olsun. *
devamını gör...
tek cümlelik korku hikayesi
evde tek başına oturuyordu, içeriden annesi seslendi.
devamını gör...
her sınıfta mutlaka bulunan tipler
hocam melis ağlıyor tuvalete gidebilir miyiz diyen tip. melis herhangi biri olabilir tabi.
devamını gör...
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı
"gelecek için hazırlanan vatan evlatlarına, hiçbir güçlük karşısında yılmayarak tam bir sabır ve metanetle çalışmalarını ve öğrenim gören çocuklarımızın ana ve babalarına da yavrularının öğreniminin tamamlanması için hiçbir fedakarlıktan çekinmemelerini tavsiye ederim."
bayramımız kutlu olsun! <3
bayramımız kutlu olsun! <3
devamını gör...
uzaylılar hoş geldiniz
şemsi yastıman'ın memleket hasreti adlı albümünden, beste ve güftesi şemsi yastıman'a ait bir parça.
duyduğuma göre siz uzaydan gelmişsiniz
hele şöyle bir oturun bakalım iki laf edek
hangi rüzgar attı sizi?
uzaylılar hoş geldiniz
kurcalardı zihnimizi
uzaylılar hoş geldiniz
sizi gördük sevindik çok
karnınız aç mı yoksa tok?
atmosferde ne var ne yok
uzaylılar hoş geldiniz
uyruğunuz hangi fasıl?
urbanız bu mudur asıl?
güneşle aranız nasıl?
uzaylılar hoş geldiniz
merih mi ay mı iliniz?
hangi lisandan diliniz?
sizin de çok mu deliniz?
uzaylılar hoş geldiniz
ne durumda sizin devlet?
liderlerde var mı hiddet?
zor mu kurulur hükümet?
uzaylılar hoş geldiniz
sizde kalp kırmak var mıdır?
adam kayırmak var mıdır?
sağ sol ayırmak var mıdır?
uzaylılar hoş geldiniz
sizin ora kış mı kar mı?
bütçeniz geniş mi dar mı?
petrol sıkıntınız var mı?
uzaylılar hoş geldiniz
sizin orda nasıl geçim?
demokrasiniz ne biçim?
var mıdır kavgalı seçim?
uzaylılar hoş geldiniz
yapalım bir konsültasyon
ne yanda sizin istasyon?
sizde de var mı enflasyon?
uzaylılar hoş geldiniz
belediye var mı sizde?
hamdolsun bu yoktur bizde
elektrik su krizde
uzaylılar hoş geldiniz
sizin çöpçü çöp alır mı?
telefon açan bulur mu?
vergi kaçıran olur mu?
uzaylılar hoş geldiniz
ayda var mıdır boş arsa?
rüşvet ile karaborsa
biz de gelek beleş varsa
uzaylılar hoş geldiniz
der şemsi yatsıman size
dostça öğüt görev bize
hemen dönün ülkenize
uzaylılar hoş geldiniz
duyduğuma göre siz uzaydan gelmişsiniz
hele şöyle bir oturun bakalım iki laf edek
hangi rüzgar attı sizi?
uzaylılar hoş geldiniz
kurcalardı zihnimizi
uzaylılar hoş geldiniz
sizi gördük sevindik çok
karnınız aç mı yoksa tok?
atmosferde ne var ne yok
uzaylılar hoş geldiniz
uyruğunuz hangi fasıl?
urbanız bu mudur asıl?
güneşle aranız nasıl?
uzaylılar hoş geldiniz
merih mi ay mı iliniz?
hangi lisandan diliniz?
sizin de çok mu deliniz?
uzaylılar hoş geldiniz
ne durumda sizin devlet?
liderlerde var mı hiddet?
zor mu kurulur hükümet?
uzaylılar hoş geldiniz
sizde kalp kırmak var mıdır?
adam kayırmak var mıdır?
sağ sol ayırmak var mıdır?
uzaylılar hoş geldiniz
sizin ora kış mı kar mı?
bütçeniz geniş mi dar mı?
petrol sıkıntınız var mı?
uzaylılar hoş geldiniz
sizin orda nasıl geçim?
demokrasiniz ne biçim?
var mıdır kavgalı seçim?
uzaylılar hoş geldiniz
yapalım bir konsültasyon
ne yanda sizin istasyon?
sizde de var mı enflasyon?
uzaylılar hoş geldiniz
belediye var mı sizde?
hamdolsun bu yoktur bizde
elektrik su krizde
uzaylılar hoş geldiniz
sizin çöpçü çöp alır mı?
telefon açan bulur mu?
vergi kaçıran olur mu?
uzaylılar hoş geldiniz
ayda var mıdır boş arsa?
rüşvet ile karaborsa
biz de gelek beleş varsa
uzaylılar hoş geldiniz
der şemsi yatsıman size
dostça öğüt görev bize
hemen dönün ülkenize
uzaylılar hoş geldiniz
devamını gör...
masal
çocukluğun en güzel izidir masal.
küçükken babam dizine oturtur, sobanın başında kimi zaman annesinden duyduğu kimi zaman da kendisinin uydurduğu masallar anlatırdı. en sevdiğim masalında "minik ceylan" annesini bulsun diye sabırsızlanır bir yandan da dua ederdim kaybolmasın diye.
şuraya da yeğenim için yazdığım, onun da özel bir anısı olsun diye oluşturulmuş bir masal bırakayım. iyi insanların kazandığı bir dünya... hayal edelim.
evvel zaman içinde kalbur saman içinde masmavi denizlerin uzun beyaz bulutları kucakladığı sihirli bir ada varmış.
adada altın rengi kumsallarda uçuşan kuşları, yemyeşil ormanlarda koşuşturan ceylanları, masmavi denizlerde yüzen balıkları izleyip mis gibi esen rüzgarı hissedebiliyormuşsunuz. ada sakinleri bu kadar güzel bir yerde yaşadıkları için kendilerini çok şanslı hissediyorlarmış. ve bu adayı sadece çok dürüst olan insanlar görebiliyormuş. burada yaşamaya hak kazanmak içinse 'hiç kötülük yapmamış olmak' gerekiyormuş. bu yüzden bu adada sadece iyi insanlar yaşıyormuş.
adanın tam merkezinde kocaman bir kale varmış. bu kalede çocuklara eğitim verip onları dünyadaki kötülükleri yok etmek için birer prens ve prenses olarak yetistiriyorlarmış.
o sıralarda uzak diyarlarda bir şehirde iyi bir insan olamadığı için bu adaya giremeyen ve bu yüzden çok öfkelenen bir cadı varmış. bu cadı, o adaya girmeyi o kadar çok istiyormuş ki bunun için bir ejdarhayı ele geçirmiş ve onu kara bir büyü ile hizmetine almış. ejdarha daha önce kötülük yapmadığı için adayı bulabilecek ve adadaki kalede korunan iyilik sihrini yok edecekmiş . bu sayede bu kötü cadı da adayı ele geçirip kendisi gibi kötülük yapan insanları da adaya alacakmış.
cadı sihirle etkilediği ejderhayi adaya yollamış. bu sırada mavi sınıf öğrencileri bahçede bitkileri inceliyor ve bu bitkiler ile hangi sihirleri yapabileceklerini öğreniyorlarmış. birden üzerlerinden gün ışığı vurmaz olmuş. kafalarını kaldırdıklarında bir de ne görsünler koskacaman bir ejdarha tam tepelerinden kaleye ucuyormuş. normalde ejderhalar insanlara zarar vermezmiş ama bu ateş saçarak geldiği için bir terslik olduğunu fark etmişler. hemen koşup içeriye girmişler ve büyük sihir çemberinin başına geçmişler. burada dört büyük elementi; ateş, toprak, hava ve suyu bir de ruhu kontrol edip bütün büyüleri yapabiliyorlarmış. yalnız bir sıkıntıları varmış. o da eğer ejderhayı yok ederlerse birine kötülük yaptıkları için sonsuza dek adadan gitmek zorunda kalacaklarmış. bu kafalarını karıştırmış. hayrunisa hemen karar vermeyelim demiş ama bir bakmışlar ejderha artık duvarları aşmak uzereymis. tam o sırada ozan deniz buldum, demiş. "onu ilk önce bayıltalım ve sakinleştirici büyü yapalım neden böyle olduğunu anlayalım, demiş. hemen çemberi oluşturmuşlar elementlerin yardımıyla büyüyü yapmışlar.
ejderha uyandığında cadının sihri de azalmış. ejderha olanları anlatmış. öğretmenleri ejderhanin üzerindeki büyüyü tamamen kaldırmış. ve ona bir koruyucu büyü yapmış. artık kara büyüden etkilenmeyecek ve cadının etkisi altına girmeyecekmiş. bu kötü olayın güzel tarafı ise mavi sınıfın artık adalarını koruyabilecek kadar güçlü olduklarını görmekmiş. öğretmenleri onları cesaretleri ve başarıları için tebrik etmiş. ve masal burada bitmiş.
küçükken babam dizine oturtur, sobanın başında kimi zaman annesinden duyduğu kimi zaman da kendisinin uydurduğu masallar anlatırdı. en sevdiğim masalında "minik ceylan" annesini bulsun diye sabırsızlanır bir yandan da dua ederdim kaybolmasın diye.
şuraya da yeğenim için yazdığım, onun da özel bir anısı olsun diye oluşturulmuş bir masal bırakayım. iyi insanların kazandığı bir dünya... hayal edelim.
evvel zaman içinde kalbur saman içinde masmavi denizlerin uzun beyaz bulutları kucakladığı sihirli bir ada varmış.
adada altın rengi kumsallarda uçuşan kuşları, yemyeşil ormanlarda koşuşturan ceylanları, masmavi denizlerde yüzen balıkları izleyip mis gibi esen rüzgarı hissedebiliyormuşsunuz. ada sakinleri bu kadar güzel bir yerde yaşadıkları için kendilerini çok şanslı hissediyorlarmış. ve bu adayı sadece çok dürüst olan insanlar görebiliyormuş. burada yaşamaya hak kazanmak içinse 'hiç kötülük yapmamış olmak' gerekiyormuş. bu yüzden bu adada sadece iyi insanlar yaşıyormuş.
adanın tam merkezinde kocaman bir kale varmış. bu kalede çocuklara eğitim verip onları dünyadaki kötülükleri yok etmek için birer prens ve prenses olarak yetistiriyorlarmış.
o sıralarda uzak diyarlarda bir şehirde iyi bir insan olamadığı için bu adaya giremeyen ve bu yüzden çok öfkelenen bir cadı varmış. bu cadı, o adaya girmeyi o kadar çok istiyormuş ki bunun için bir ejdarhayı ele geçirmiş ve onu kara bir büyü ile hizmetine almış. ejdarha daha önce kötülük yapmadığı için adayı bulabilecek ve adadaki kalede korunan iyilik sihrini yok edecekmiş . bu sayede bu kötü cadı da adayı ele geçirip kendisi gibi kötülük yapan insanları da adaya alacakmış.
cadı sihirle etkilediği ejderhayi adaya yollamış. bu sırada mavi sınıf öğrencileri bahçede bitkileri inceliyor ve bu bitkiler ile hangi sihirleri yapabileceklerini öğreniyorlarmış. birden üzerlerinden gün ışığı vurmaz olmuş. kafalarını kaldırdıklarında bir de ne görsünler koskacaman bir ejdarha tam tepelerinden kaleye ucuyormuş. normalde ejderhalar insanlara zarar vermezmiş ama bu ateş saçarak geldiği için bir terslik olduğunu fark etmişler. hemen koşup içeriye girmişler ve büyük sihir çemberinin başına geçmişler. burada dört büyük elementi; ateş, toprak, hava ve suyu bir de ruhu kontrol edip bütün büyüleri yapabiliyorlarmış. yalnız bir sıkıntıları varmış. o da eğer ejderhayı yok ederlerse birine kötülük yaptıkları için sonsuza dek adadan gitmek zorunda kalacaklarmış. bu kafalarını karıştırmış. hayrunisa hemen karar vermeyelim demiş ama bir bakmışlar ejderha artık duvarları aşmak uzereymis. tam o sırada ozan deniz buldum, demiş. "onu ilk önce bayıltalım ve sakinleştirici büyü yapalım neden böyle olduğunu anlayalım, demiş. hemen çemberi oluşturmuşlar elementlerin yardımıyla büyüyü yapmışlar.
ejderha uyandığında cadının sihri de azalmış. ejderha olanları anlatmış. öğretmenleri ejderhanin üzerindeki büyüyü tamamen kaldırmış. ve ona bir koruyucu büyü yapmış. artık kara büyüden etkilenmeyecek ve cadının etkisi altına girmeyecekmiş. bu kötü olayın güzel tarafı ise mavi sınıfın artık adalarını koruyabilecek kadar güçlü olduklarını görmekmiş. öğretmenleri onları cesaretleri ve başarıları için tebrik etmiş. ve masal burada bitmiş.
devamını gör...


