kulak zarı
kulağımızdaki incecik ve hassas bir organ. üç katmanlı ve içe doğru dönük tabak şeklinde yapısı vardır.
dışarıdan gelen ses dalgaları dış kulak ile orta kulak arasındaki bu incecik zara çarptığında, onu tokmak değmiş trampet derisi gibi titretir. o kadar hassas bir zardır ki, en küçük moleküller bile harekete geçirir.
bu yüzden kısık sesli konuşmaları, alçak sesli fısıltıları, mutfaktan gelen tencere, tabak tıkırtılarını bile bu sayede işitebiliriz.
dışarıdan gelen ses dalgaları dış kulak ile orta kulak arasındaki bu incecik zara çarptığında, onu tokmak değmiş trampet derisi gibi titretir. o kadar hassas bir zardır ki, en küçük moleküller bile harekete geçirir.
bu yüzden kısık sesli konuşmaları, alçak sesli fısıltıları, mutfaktan gelen tencere, tabak tıkırtılarını bile bu sayede işitebiliriz.
devamını gör...
kendi saçını kesmek
daha bikaç yıldır gittiğim kuaföre güvenemezken kendi saçımı kesmek mi? henüz o kadar delirmedim diye düşünüyorum açıkçası sanırım asla yapamayacağım şeylerden birisi bu* .
devamını gör...
sözlük yazarlarının yaptığı mesleğin en zor yanı
yattığım, çalışmadığım ve üzerine zengin maaşı aldığımın sanılmasıdır.
bilmiyorlar ki benim yaptığım işi yapamayacaklar; bir yapsalar, verdiğim emeğe aldığım parayı beğenmeyecekler. uzaktan davulun sesi hoş geliyor işte.
bilmiyorlar ki benim yaptığım işi yapamayacaklar; bir yapsalar, verdiğim emeğe aldığım parayı beğenmeyecekler. uzaktan davulun sesi hoş geliyor işte.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının en büyük zaafları
cahit zarifoğlu'nun dediği gibi: "kıymet bilen insanlara zaafım var. onlar incili kaftan, gerisi ise yamalı fistan."
devamını gör...
il trillo del diavolo
yaygın bilindiği adıyla şeytan'ın titretişi sonatı, asıl adıyla sol minör'de keman sonatı, guiseppe tartini'nin en ünlü çalışmalarından birisidir. teknik açıdan zor geçişleriyle anımsanan çalışma, solo keman için hazırlanmıştır. ortalama bir performansı 15 dakika sürer.
hakkında pek çok efsane mevcuttur. bunlardan birisinde, tartini bir rüyasında, hizmetkarı ve öğretmeni olması karşılığında ruhunu şeytana satar. müzik dersinin sonunda çalıp çalamadığını görmek için kemanı şeytana verir. şeytan ustalıkla çalar ve tutkulu ve büyüleyici bir performans sergiler. tartini bu şekilde tarif etmiştir:
"çalıp çalamayacağına bakmak için kemanımı ona verdim. öylesine muazzam ve muhteşem bir sonat duyduğumda şaşkınlığım öyle seviyelerdeydi ki... en cesur fantazilerimde bile yanına yaklaşamadığım bir zeka ve sanatkarlıkla çalıyordu. büyülenmiş, başka diyarlara götürülmüş ve her şeyden kopup gitmiş hissettim; nefesim beni terketti ve uyandım."
uyandıktan sonra şeytanın müziğinin etkisinden çıkamayan tartini, duyduğu parçayı yeniden yaratmaya çalışır. ortaya çıkan parçanın şu ana kadar ki en sevdiği sonat olduğunu söylemesine rağmen, hayal kırıklığı sürmeye devam eder. daha sonra demiştir ki: "rüyamda duyduğum parça çok daha üstündü... eğer müzikten başka bir şeyle yaşamımı idame ettirebilecek olsam kemanımı parçalar ve müziği bırakırdım."
hakkında pek çok efsane mevcuttur. bunlardan birisinde, tartini bir rüyasında, hizmetkarı ve öğretmeni olması karşılığında ruhunu şeytana satar. müzik dersinin sonunda çalıp çalamadığını görmek için kemanı şeytana verir. şeytan ustalıkla çalar ve tutkulu ve büyüleyici bir performans sergiler. tartini bu şekilde tarif etmiştir:
"çalıp çalamayacağına bakmak için kemanımı ona verdim. öylesine muazzam ve muhteşem bir sonat duyduğumda şaşkınlığım öyle seviyelerdeydi ki... en cesur fantazilerimde bile yanına yaklaşamadığım bir zeka ve sanatkarlıkla çalıyordu. büyülenmiş, başka diyarlara götürülmüş ve her şeyden kopup gitmiş hissettim; nefesim beni terketti ve uyandım."
uyandıktan sonra şeytanın müziğinin etkisinden çıkamayan tartini, duyduğu parçayı yeniden yaratmaya çalışır. ortaya çıkan parçanın şu ana kadar ki en sevdiği sonat olduğunu söylemesine rağmen, hayal kırıklığı sürmeye devam eder. daha sonra demiştir ki: "rüyamda duyduğum parça çok daha üstündü... eğer müzikten başka bir şeyle yaşamımı idame ettirebilecek olsam kemanımı parçalar ve müziği bırakırdım."
devamını gör...
özdemir asaf
seni bulmaktan önce aramak isterim
seni sevmekten önce anlamak isterim
seni bir ömür boyu bitirmek değil de
sana hep hep yeniden başlamak isterim
bu kadar güzel ve anlamlı şiirleri,bu kadar büyük anlamları bu kadar az kelimeyle anlatabilen şair.
seni sevmekten önce anlamak isterim
seni bir ömür boyu bitirmek değil de
sana hep hep yeniden başlamak isterim
bu kadar güzel ve anlamlı şiirleri,bu kadar büyük anlamları bu kadar az kelimeyle anlatabilen şair.
devamını gör...
insanı tüketen şeyler
çok fazla sorgulamak, bir şeyleri sürekli kurcalamak. hiç bir nedenden, sonuçtan memnun olmadan yenilerini aramak.
devamını gör...
sözlükte cahil yazar artışı
kime göre cahil anlamadım. yani siz kendinizi insanların bilgilerini ölçüp tartacağınız bir konumda mı görüyorsunuz? o kadar yüce varlıklar iseniz burda işiniz ne? evet cahil var. misal şovenizmi şov yapmak sananlar var. trollük adı altında en ufak bir zeka kırıntısı dahi barındırmayan, tebessüm ettirmeyen tipler var. bunlar kabak gibi ortada zaten.
yani hiç eğlenceli şeyler de yazılmasın mı? hep erdoğan ciddiyetinde, gılışdar gibi mi yazalım? abi anlamıyorum siz hangi sıfatla kendinizi sensei gibi gösteriyorsunuz allah allah ya.
yani hiç eğlenceli şeyler de yazılmasın mı? hep erdoğan ciddiyetinde, gılışdar gibi mi yazalım? abi anlamıyorum siz hangi sıfatla kendinizi sensei gibi gösteriyorsunuz allah allah ya.
devamını gör...
#devletiminyanındayım
devlet ile hükümet arasındaki farkı çok iyi bildiği halde, milletin önüne devleti sanki bir tarafmış gibi koyan, iktidarın provokasyon ve propaganda sorumlusu maaşlı trollerinin açtığı twitter başlığıdır.
z kuşağı için bilgilendirme: “ devlet ile hükümet arasında en önemli fark devletin devamlı olmasıdır. hükümetler geçici olup, belli bir süre görev yaparlar. bu süre dolduğunda hükümetin görevi sona erer. ancak devlette bu söz konusu değildir. hükümet devlet otoritesini işleterek politikalar belirler ve belirlenen politikaları devlet yürütür. devlet hükümetin bir aygıtıdır ve hükümet devleti işleten bir mekanizmadır. devletin kurumlarının halkın oylarıyla iktidara gelen hükümetler tarafından halk adına kullanması söz konusudur.”
akp devlet değildir.
hükümet devlet değildir.
çok güzel bir trol turnusolu olmuş. işin acı tarafı, ülkede adaleti, liyakati, demokrasiyi, eğitimi, üretimi bitiren, ekonomiyi çökertip gençlerin yarısını işsiz bırakan akp'nin bu başlıktaki destekçilerinin büyük bir kısmı gençlerden oluşan troller.
dört bir yandan ülkenin hızla bitirilmesi için uğraşıyorlar.
tanıyın , görün dayanabilirseniz yazdıklarına göz atın derim.
z kuşağı için bilgilendirme: “ devlet ile hükümet arasında en önemli fark devletin devamlı olmasıdır. hükümetler geçici olup, belli bir süre görev yaparlar. bu süre dolduğunda hükümetin görevi sona erer. ancak devlette bu söz konusu değildir. hükümet devlet otoritesini işleterek politikalar belirler ve belirlenen politikaları devlet yürütür. devlet hükümetin bir aygıtıdır ve hükümet devleti işleten bir mekanizmadır. devletin kurumlarının halkın oylarıyla iktidara gelen hükümetler tarafından halk adına kullanması söz konusudur.”
akp devlet değildir.
hükümet devlet değildir.
çok güzel bir trol turnusolu olmuş. işin acı tarafı, ülkede adaleti, liyakati, demokrasiyi, eğitimi, üretimi bitiren, ekonomiyi çökertip gençlerin yarısını işsiz bırakan akp'nin bu başlıktaki destekçilerinin büyük bir kısmı gençlerden oluşan troller.
dört bir yandan ülkenin hızla bitirilmesi için uğraşıyorlar.
tanıyın , görün dayanabilirseniz yazdıklarına göz atın derim.
devamını gör...
1000. tanım
ben de buraya yazayım istedim. tanımlarımı okuyan, okurken keyif alan herkese çok teşekkürler.
kırıp incittiğim varsa da özürlerimi bir borç bilirim.
nice 1000 entry'ye.
kırıp incittiğim varsa da özürlerimi bir borç bilirim.
nice 1000 entry'ye.
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu
nickini şu şekilde değiştirdiğim yazar.
bengaripsengüzeldünyatatlısıyazar.
aramızda asla kişisel bir sorun yok. kendisiyle keyifli bir konuşma gerçekleştirdik. kıskanmayın lütfen.* iyi ki bir eleştiri yazdım arkadaş. hemen savaş ortamı ilan edildi. yahu yok öyle bir şey.*
edit: oradan oraya laf yetiştirip ortalığı karıştırmaya çalışanlara prim vermiyoruz. her şeyden haberimiz var. koskaca firavunuz yav.*
bengaripsengüzeldünyatatlısıyazar.
aramızda asla kişisel bir sorun yok. kendisiyle keyifli bir konuşma gerçekleştirdik. kıskanmayın lütfen.* iyi ki bir eleştiri yazdım arkadaş. hemen savaş ortamı ilan edildi. yahu yok öyle bir şey.*
edit: oradan oraya laf yetiştirip ortalığı karıştırmaya çalışanlara prim vermiyoruz. her şeyden haberimiz var. koskaca firavunuz yav.*
devamını gör...
hiçliğe giden penguen
arkadaşlarıyla okyanusa giderken bir anda durup kararını değiştiren penguendir.
ataları binlerce yıl aynı rotayı izlemiş ama kendisi bunu yapmak istememiş.
yürüyedur reis.
ataları binlerce yıl aynı rotayı izlemiş ama kendisi bunu yapmak istememiş.
yürüyedur reis.
devamını gör...
brothers düğüm salonu radyo yayını
yine çok eğlenceli geçeceğine eminim olduğum radyo yayını.
gelelim eski takıntılarıma.
bayram şekerlerinin ambalajını dümdüz edip katlamadan rahat edemezdim.
meyve suyu kutularını açıp düzleştirirdim*. gerçi bu her tür kutu için geçerli. tuhaf bir mutluluk verirdi bana.
son olarak, açık çekmece görmekten hala hoşlanmam.
ek olarak,
bir arkadaşım saçlarındaki kırıkları ikiye ayırmadan edemezdi.
başka bir arkadaşım bir ayağımıza bastı mı diğerine de basardı.
yine başka bir arkadaşım lokum çok severdi ama lokuma dokunamazdı.
gelelim eski takıntılarıma.
bayram şekerlerinin ambalajını dümdüz edip katlamadan rahat edemezdim.
meyve suyu kutularını açıp düzleştirirdim*. gerçi bu her tür kutu için geçerli. tuhaf bir mutluluk verirdi bana.
son olarak, açık çekmece görmekten hala hoşlanmam.
ek olarak,
bir arkadaşım saçlarındaki kırıkları ikiye ayırmadan edemezdi.
başka bir arkadaşım bir ayağımıza bastı mı diğerine de basardı.
yine başka bir arkadaşım lokum çok severdi ama lokuma dokunamazdı.
devamını gör...
yazarların şu an dinledikleri şarkı
devamını gör...
teoman şarkılarından bir kuple
şimdi ölmek istemem. bir kalbi sarmadan. aşkı tatmadan daha, deniz görmeden, onla sarhoş olmadan. çobannnyıldızııııı.
devamını gör...
resident evil 8
bir takım dramalar, ağlaklıklar ve rezillikler... ps5'in açılışını kendisi ile yaptığıma pişman olmadım, frame rate sıkıntılarını saymazsak eğer fena değildi. detaylar o kadar iyiydi ki sağı solu incelemekten 9-10 saatlik oyunu 13 saatte bitirdim. yalnız üzüldüğüm nokta vr için çıkmaması, gerçekten tam biohazard gibi vr için tasarlanmış ama capcom yine hevesimi kursağımda bırakmayı başardı. efsane olabilecekken ortalama olarak kalmasına sebep oldu bu hareket bence. önce gömeyim sonra öveceğim.* baştan belirteyim parasına değmez, bekleyin abi malum ortamlara düşer zaten oyun. oyun ortalama 9 - 10 saat sürüyor zaten ki basit bir örnek vermem gerekirse; ben oyunda bazen denk gelen iskeletlerin başında durup yarım saat sırf meraktan kadın mı erkek mi bunlar acaba diyerek pelvis girişleri oval mi yoksa kalp şeklinde mi diye bakınacak kadar zaman kaybeden bir oyuncu olmama rağmen 13 saatte bitirdim, oynanış saatinin yetersizliğini varın siz tahmin edin ey romalılar.
oyunun sonlarına doğru işin içine oswell spencer'ın girmesi ile bunu bir origin hikayesi haline getirmeleri güzeldi ama bu oyun resident evil değil, hiçbir şekilde resident evil hissiyatı yok hatta chris'i kontrol etmeye başladığımızda cod veya metro 2033'e dönüşüyor aniden oyun. yine belli başlı re mekaniklerini korumuşlar, oyun başında mermi bulmak için sürünmemiz de fena değildi ama ilerleyen bölümlerde benim gibi her hazinenin peşinde koşturan aç oyunculardansanız oyun aniden fazla kolaylaşıyor. eli kolu tutan her oyuncu shotgun ile ölmeden bitirir oyunu. iyi ki duke bazen mermi satmıyor da biraz hayatta kalmak için çaba göstermemiz gerektiğini hatırlıyoruz.
bossların tasarımları 7. oyuna göre daha güzel ama kesmek fazla basitti yine çünkü bir kaç belirli hareketi çözdüğünüzde yalnızca otomatiğe bağlıyorsunuz kesmek için. capcom dmc 5'de de aynı hataya düşmüştü. lady dimitrescu için oyuncular fazla hypelandı ve bunu oyunda karşılayamadılar zaten. gerçekten mi abi? zehirli hançer mi yani? uçabilmesi onu zor yapmıyor. resident evil 4 esintileri güzeldi, gerçekten güzeldi ama oyunu tek başına kurtarmaya yetmez. tamam hikayeyi güzel bağlamışsınız ama mother miranda'nın motivasyonu epey yetersizdi. bazı bölümler özellikle de heisenberg abimizin fabrikası gereksiz oyun uzasın diye yaptırılan saçma şeylerle doluydu. tamam dimitrescu malikanesi de öyleydi ama orada çalışan insanların tuttukları notlar merak ve heyecan duygusunu tetikliyordu en azından. mekaniklerle bir derdim yok gayet tatmin ediciydi ama tekne kontrolleri çöp olmuş yine. yemin ediyorum aklıma dmc 2'de bulunan su altı bölümleri geldi, aynı rezillik be capcom. onun dışında oyun gerçekten akıyor. resident evil oynamıyorum diye başlanırsa alınan zevk ikiye falan katlanır yani. jumpscare muhabbeti tadındaydı. the house on a hill bölümünü gece üç gibi bitirdim ve o dev cenin akıl sağlığımı bozdu o yüzden biraz kısa ve kolay bir bölüm olsa bile en gerilimli bölümlerin başında geliyor bence. burada böyle kolaydı diye ağlıyorum ama oyunun ilk bir saati bittiğinde ya yeni bir tane çocuk yaparsın ethan hem rose ölmüş zaten, kafasını kesmişler boşver gel gidelim diyerek korkudan oyunu kapatmaya yeltendiğim kayıtlara geçsin lütfen. *
yani işin özü; kurt adamlar elimi yedi ki bu zavallı ellerimin son zarar görüşü olmadı, ateşli vampir kızlar -baya ateşli vampir kızlar- ve korkunç dev bir kadın tarafından elim koparılmak suretiyle dayak yedim, kovboy şapkası takmış magneto beni canlı bir mıknatısa çevirdi ama daha sonra onun transformers olduğu ortaya çıktı, dia de muertos'dan fırlamış ispanyol kukla üzerime dev bir cenin gönderdi, aşağılık kompleksi olan davy jones beni yemeye çalıştı daha sonra deli bir kadın kalbimi söktü ama zaten 3 yıldır ölü olduğumu öğrendim ve sonunda patlayarak yeniden öldüm ama güzeldi.
oyunun sonlarına doğru işin içine oswell spencer'ın girmesi ile bunu bir origin hikayesi haline getirmeleri güzeldi ama bu oyun resident evil değil, hiçbir şekilde resident evil hissiyatı yok hatta chris'i kontrol etmeye başladığımızda cod veya metro 2033'e dönüşüyor aniden oyun. yine belli başlı re mekaniklerini korumuşlar, oyun başında mermi bulmak için sürünmemiz de fena değildi ama ilerleyen bölümlerde benim gibi her hazinenin peşinde koşturan aç oyunculardansanız oyun aniden fazla kolaylaşıyor. eli kolu tutan her oyuncu shotgun ile ölmeden bitirir oyunu. iyi ki duke bazen mermi satmıyor da biraz hayatta kalmak için çaba göstermemiz gerektiğini hatırlıyoruz.
bossların tasarımları 7. oyuna göre daha güzel ama kesmek fazla basitti yine çünkü bir kaç belirli hareketi çözdüğünüzde yalnızca otomatiğe bağlıyorsunuz kesmek için. capcom dmc 5'de de aynı hataya düşmüştü. lady dimitrescu için oyuncular fazla hypelandı ve bunu oyunda karşılayamadılar zaten. gerçekten mi abi? zehirli hançer mi yani? uçabilmesi onu zor yapmıyor. resident evil 4 esintileri güzeldi, gerçekten güzeldi ama oyunu tek başına kurtarmaya yetmez. tamam hikayeyi güzel bağlamışsınız ama mother miranda'nın motivasyonu epey yetersizdi. bazı bölümler özellikle de heisenberg abimizin fabrikası gereksiz oyun uzasın diye yaptırılan saçma şeylerle doluydu. tamam dimitrescu malikanesi de öyleydi ama orada çalışan insanların tuttukları notlar merak ve heyecan duygusunu tetikliyordu en azından. mekaniklerle bir derdim yok gayet tatmin ediciydi ama tekne kontrolleri çöp olmuş yine. yemin ediyorum aklıma dmc 2'de bulunan su altı bölümleri geldi, aynı rezillik be capcom. onun dışında oyun gerçekten akıyor. resident evil oynamıyorum diye başlanırsa alınan zevk ikiye falan katlanır yani. jumpscare muhabbeti tadındaydı. the house on a hill bölümünü gece üç gibi bitirdim ve o dev cenin akıl sağlığımı bozdu o yüzden biraz kısa ve kolay bir bölüm olsa bile en gerilimli bölümlerin başında geliyor bence. burada böyle kolaydı diye ağlıyorum ama oyunun ilk bir saati bittiğinde ya yeni bir tane çocuk yaparsın ethan hem rose ölmüş zaten, kafasını kesmişler boşver gel gidelim diyerek korkudan oyunu kapatmaya yeltendiğim kayıtlara geçsin lütfen. *
yani işin özü; kurt adamlar elimi yedi ki bu zavallı ellerimin son zarar görüşü olmadı, ateşli vampir kızlar -baya ateşli vampir kızlar- ve korkunç dev bir kadın tarafından elim koparılmak suretiyle dayak yedim, kovboy şapkası takmış magneto beni canlı bir mıknatısa çevirdi ama daha sonra onun transformers olduğu ortaya çıktı, dia de muertos'dan fırlamış ispanyol kukla üzerime dev bir cenin gönderdi, aşağılık kompleksi olan davy jones beni yemeye çalıştı daha sonra deli bir kadın kalbimi söktü ama zaten 3 yıldır ölü olduğumu öğrendim ve sonunda patlayarak yeniden öldüm ama güzeldi.
devamını gör...
san sebastian cheesecake
seveni kadar sevmeyeni de var bu meretin. seveni dibine kadar övüyor, sevmeyeni de bir o kadar gömüyor. ortası yok, seviyorum işte diyemiyor kimse.
benim fikrimi sorarsanız tek başına yendiğinde yanına mutlaka tatlı bir içecek olmalı. çikolata soslu olanı tercih sebebim, yanında sert ve soğuk bir kahveyle müthiş ötesi olur.
benim fikrimi sorarsanız tek başına yendiğinde yanına mutlaka tatlı bir içecek olmalı. çikolata soslu olanı tercih sebebim, yanında sert ve soğuk bir kahveyle müthiş ötesi olur.
devamını gör...
kayın ağacı
okuldayken resim dersinde çizdiğimiz standart bir ağaç olurdu. işte kayın ağacı bu zihnimize kodlanmış olan ağaç görüntüsü verir.
eski türkler'de kutsal bir ağaçtır. hayat ağacı ismini verdikleri kutsal kavram olan ağaçtır. dede korkut hikayeleri ve kilim motiflerini süsler. avrupa ülkelerine bile ulaşmış, bahçelerde ve evlerin önüne dikilen bir ağaç olmuştur.
eski türkler'de kutsal bir ağaçtır. hayat ağacı ismini verdikleri kutsal kavram olan ağaçtır. dede korkut hikayeleri ve kilim motiflerini süsler. avrupa ülkelerine bile ulaşmış, bahçelerde ve evlerin önüne dikilen bir ağaç olmuştur.
devamını gör...
kürt sorunu için çözüm önerileri
başlığı açan yazar arkadaşımızın önerilerini eleştirmekle başlayayım.
pkk ile organik bağı olmayan kürt siyasi hareketi zaten var. hüda par buna örnek gösterilebilir. lakin halkın pkk ile organik bağı olmayan partilere ilgisi yoğun değil.
bölgeye yapılacak teşvikler iyi sonuçlar verebilir. lakin sorunu çözmez. zira sorunun ekonomikten öte bir de kültürel yönü var.
nüfus planlaması hiç bir soruna çözüm değil. zaten bölge ekonomik olarak iyileştirilirse o mesele hallolur. zira çok çocuk ile ekonomik durum arasında sıkı bir bağlantı var. batı şehirlerine göç etmiş bölge halkının çocuklarının daha az çocuk sahibi olmaları söylediklerimi destekler nitelikte.
ağalık gibi sitemlerin kaldırılması kürt halkı için çok iyi bir şeydir. lakin sanılanın aksine devletin çok da istemediği bir şey. zira aşiret sisteminden kurtulan halk yavaş yavaş milliyetçi bir çizgiye kayacaktır.
benim önerilerime gelecek olursak. en önemli öğe kürtlerin asimilasyon sürecine tabi tutulmasını önlemek. türkiye, kürtlerin türkçe öğrenirse ya da kürtçeyi unutursa devlete bağlılığını arttıracağını sanıyor. lakin pkk okuma yazma bilmeyenler tarafından değil, üniversite öğrencileri tarafından kuruldu. bazıları kürtçe bilmezken bazıları kürt bile değildi. ikinci husus sorunun silahlı yöntemlerle çözülmeyeceğini kabullenmek. kurulduğundan beri pkk için sürekli yok oldu deniyordu. lakin hiç bir zaman yok olmadı aksine gücünü arttıra geldi. bugün apocu çizgi suriye'de bir devlet yönetiyor. tüm dünyanın gözünde türkiye'den bile daha meşru. o yüzden sorunun çözümünde silahlı yöntem tercih edilmemeli. kürtçenin varlığının anayasal kabulü. kürtçenin eğitim dili haline gelmesi. bunlar sorunun çözümünde önemli basamakları teşkil ediyor. lakin hepsinden çok daha önemlisi böyle bir sorunun varlığını kabullenmek bile güzel başlangıçtır. hasta olduğunu kabullenmeyen bir kişiyi tedavi edemezsiniz. bir de sorunun çözümünde sadece pkk muhatap alınmamalı. pkk çizgisinde olmayan, lakin sorundan şikayetçi olan kürtlerde var. ve bu sorunun yalnızca hükümetleri ilgilendirmediği, tüm partilerin destek vermesi gerektiği de unutulmamalı. milliyetçi çizgidekiler de buna dahil.
pkk ile organik bağı olmayan kürt siyasi hareketi zaten var. hüda par buna örnek gösterilebilir. lakin halkın pkk ile organik bağı olmayan partilere ilgisi yoğun değil.
bölgeye yapılacak teşvikler iyi sonuçlar verebilir. lakin sorunu çözmez. zira sorunun ekonomikten öte bir de kültürel yönü var.
nüfus planlaması hiç bir soruna çözüm değil. zaten bölge ekonomik olarak iyileştirilirse o mesele hallolur. zira çok çocuk ile ekonomik durum arasında sıkı bir bağlantı var. batı şehirlerine göç etmiş bölge halkının çocuklarının daha az çocuk sahibi olmaları söylediklerimi destekler nitelikte.
ağalık gibi sitemlerin kaldırılması kürt halkı için çok iyi bir şeydir. lakin sanılanın aksine devletin çok da istemediği bir şey. zira aşiret sisteminden kurtulan halk yavaş yavaş milliyetçi bir çizgiye kayacaktır.
benim önerilerime gelecek olursak. en önemli öğe kürtlerin asimilasyon sürecine tabi tutulmasını önlemek. türkiye, kürtlerin türkçe öğrenirse ya da kürtçeyi unutursa devlete bağlılığını arttıracağını sanıyor. lakin pkk okuma yazma bilmeyenler tarafından değil, üniversite öğrencileri tarafından kuruldu. bazıları kürtçe bilmezken bazıları kürt bile değildi. ikinci husus sorunun silahlı yöntemlerle çözülmeyeceğini kabullenmek. kurulduğundan beri pkk için sürekli yok oldu deniyordu. lakin hiç bir zaman yok olmadı aksine gücünü arttıra geldi. bugün apocu çizgi suriye'de bir devlet yönetiyor. tüm dünyanın gözünde türkiye'den bile daha meşru. o yüzden sorunun çözümünde silahlı yöntem tercih edilmemeli. kürtçenin varlığının anayasal kabulü. kürtçenin eğitim dili haline gelmesi. bunlar sorunun çözümünde önemli basamakları teşkil ediyor. lakin hepsinden çok daha önemlisi böyle bir sorunun varlığını kabullenmek bile güzel başlangıçtır. hasta olduğunu kabullenmeyen bir kişiyi tedavi edemezsiniz. bir de sorunun çözümünde sadece pkk muhatap alınmamalı. pkk çizgisinde olmayan, lakin sorundan şikayetçi olan kürtlerde var. ve bu sorunun yalnızca hükümetleri ilgilendirmediği, tüm partilerin destek vermesi gerektiği de unutulmamalı. milliyetçi çizgidekiler de buna dahil.
devamını gör...
