freud'un oğlum sen de lafı eviriyon çeviriyon o işe getiriyon diyen arkadaşı
istanbul üniversitesi profesörü ahmet murat sezenkişi'dir.
1926 yılında bir seminerde arka odada laflıyoruz herr freud'la. kendisi bir nörolog amma velakin aklı sürekli erkliğe çalışıyor. bir ara dayanamadım muhabbete dâhil oldum. "neden dimağ denilen karmaşık olguyu sürekli şeye bağlıyorsun?" diye sordum. "ehem, anlamadım herr sezenkişi? biraz daha açık olsanız kuzum." dedi. o anda cevvallenerek: "oğlum" dedim, "sen de eviriyon çeviriyon her şeyi o işe getiriyon" o anda anlayarak bir muzip kahkahadır patlattı. bereket versin bende oracıkta güldüm. ama yine de güvenmiyorum bu herife, müstehzi kahkahalar fırlatıyor oraya buraya.. bakalım göreceğiz."
kaynak: ist. üni. nürnberg 4. nürnberger doktorandenkonferenz / hatıratlar - 1926 pr. dr. a. m. sezenkişi
1926 yılında bir seminerde arka odada laflıyoruz herr freud'la. kendisi bir nörolog amma velakin aklı sürekli erkliğe çalışıyor. bir ara dayanamadım muhabbete dâhil oldum. "neden dimağ denilen karmaşık olguyu sürekli şeye bağlıyorsun?" diye sordum. "ehem, anlamadım herr sezenkişi? biraz daha açık olsanız kuzum." dedi. o anda cevvallenerek: "oğlum" dedim, "sen de eviriyon çeviriyon her şeyi o işe getiriyon" o anda anlayarak bir muzip kahkahadır patlattı. bereket versin bende oracıkta güldüm. ama yine de güvenmiyorum bu herife, müstehzi kahkahalar fırlatıyor oraya buraya.. bakalım göreceğiz."
kaynak: ist. üni. nürnberg 4. nürnberger doktorandenkonferenz / hatıratlar - 1926 pr. dr. a. m. sezenkişi
devamını gör...
sözlükteki varlığınızı birkaç kelime ile tanımlayın
"etliye sütlüye karışmayan, kendi halinde, sessiz sakin." bu tam anlamıyla benim dünyadaki varlığım olabilir.
devamını gör...
iki çeşit insan vardır
emir verenler- rica edenler.
devamını gör...
geceye bir şiir bırak
"kimsenin konuşmadığı bir dil gibiyim.
kimsenin inanmadığı bir deli...
yazarının bile okumadığı kitap...
hiç çalmayan bir şarkı...
hiç vatandaşı olmayan bir ülke...
hiç sorulmayan bir soru gibiyim.
kalabalıklar içinde varım, ama yok gibiyim."
murathan mungan - yaz geçer
kimsenin inanmadığı bir deli...
yazarının bile okumadığı kitap...
hiç çalmayan bir şarkı...
hiç vatandaşı olmayan bir ülke...
hiç sorulmayan bir soru gibiyim.
kalabalıklar içinde varım, ama yok gibiyim."
murathan mungan - yaz geçer
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının en sevdiği yazar
charlotte bronte, jane austen, zülfü livaneli, cengiz aytmatov.
devamını gör...
iz bırakan kitap cümleleri
“en kötü insanın bile, daima bir yerlerinde saklı iyilik tohumları vardır.”
gülseren budayıcıoğlu
devamını gör...
barış manço şarkılarında geçen etkileyici sözler
unutma ki dünya fani
veren allah alır canı
ben nasıl unuturum seni
can bedenden çıkmayınca
veren allah alır canı
ben nasıl unuturum seni
can bedenden çıkmayınca
devamını gör...
bir gün elbet okurum diye kitaplıkta bekleyen kitaplar
tutunamayanlar
devamını gör...
bir insanın nasıl güldüğünden terbiyesini neye güldüğünden zekâsını anlarsın
mevlana'ya ait olduğu rivayet edilen söz. tam hali "bir insanın nasıl güldüğünden terbiyesini, neye güldüğünden akıl seviyesini anlarsın." şeklinde ama başlık sınırına takılıyor.
bu söze katılanlar da var, katılmayanlar da.
katılmayanlar "gülmek hepimizin ihtiyacı. ancak herkesin güldüğü şeyler farklı. buradan bir insanın akıl seviyesini ölçmek mümkün değil." düşüncesini savunuyor.
katılanlar ise "gülmek tabii ki hepimizin ihtiyacı. ancak mesela engelli bir bireyle alay edecek ve ona gülecek kadar insanlıktan çıkmak bambaşka bir şey." düşüncesini savunuyor ki aslında bu sözle anlatılmak istenen şey de bu. hepimiz farklı şeyleri komik buluyoruz. komik bulduğumuz herhangi bir şeye gülmek farklı, gülerken insani değerleri göz önüne almadan her şeyle dalga geçmek farklı. bir nevi "osuruğa gülenin osuruk kadar aklı yoktur" durumu.
nasıl güldüğünden akıl seviyesini anlamak kısmına gelince... bu kısma da katılmayanlar olabilir ancak burada da anlamamız gereken şey -en azından bana göre- ayarsızlık. bir de bu sözün söylendiği zamanı düşünerek değerlendirirseniz eğer konuyu, o zamanlar insanların büyük bir kısmı için edep, hayâ önemliydi ve her yerde, ulu orta kahkahalar atmak muhtemelen çok da hoş karşılanmıyordu. bu nedenle nasıl güldüğünüz terbiyenizin bir göstergesi olabilirdi.
bu söze katılanlar da var, katılmayanlar da.
katılmayanlar "gülmek hepimizin ihtiyacı. ancak herkesin güldüğü şeyler farklı. buradan bir insanın akıl seviyesini ölçmek mümkün değil." düşüncesini savunuyor.
katılanlar ise "gülmek tabii ki hepimizin ihtiyacı. ancak mesela engelli bir bireyle alay edecek ve ona gülecek kadar insanlıktan çıkmak bambaşka bir şey." düşüncesini savunuyor ki aslında bu sözle anlatılmak istenen şey de bu. hepimiz farklı şeyleri komik buluyoruz. komik bulduğumuz herhangi bir şeye gülmek farklı, gülerken insani değerleri göz önüne almadan her şeyle dalga geçmek farklı. bir nevi "osuruğa gülenin osuruk kadar aklı yoktur" durumu.
nasıl güldüğünden akıl seviyesini anlamak kısmına gelince... bu kısma da katılmayanlar olabilir ancak burada da anlamamız gereken şey -en azından bana göre- ayarsızlık. bir de bu sözün söylendiği zamanı düşünerek değerlendirirseniz eğer konuyu, o zamanlar insanların büyük bir kısmı için edep, hayâ önemliydi ve her yerde, ulu orta kahkahalar atmak muhtemelen çok da hoş karşılanmıyordu. bu nedenle nasıl güldüğünüz terbiyenizin bir göstergesi olabilirdi.
devamını gör...
yazarların en sevdiği renk
mavi. özgürlük ve kanatları anımsatıyor bana.
devamını gör...
a4 deyince aklına çizgisiz kağıt gelen tip
ne gelmesi gerekiyordu ki?
devamını gör...
ilk görüşte aşk
inanıyorum.
bazen sebep boşluk da olabilir. ama daha çok newton ya da arşimet'în zihnindeki kuluçka evresi gibidir olay. yani belki de elmanın yeşil-pembe olup düşmesi değil öncesi vardır zihinde. ya da shakespeare'nin deyimiyle:
'beğendiğiniz bedenlere, hayalinizdeki ruhları koyup, bunu 'aşk' sanıyorsunuz.'
bazen sebep boşluk da olabilir. ama daha çok newton ya da arşimet'în zihnindeki kuluçka evresi gibidir olay. yani belki de elmanın yeşil-pembe olup düşmesi değil öncesi vardır zihinde. ya da shakespeare'nin deyimiyle:
'beğendiğiniz bedenlere, hayalinizdeki ruhları koyup, bunu 'aşk' sanıyorsunuz.'
devamını gör...
quentin tarantino denince akla gelenler
kesinlikle ayak fetişi.
devamını gör...
şarap
her zaman her yerde şarap içmem,
bence bir konsepti var, yani bende öyleymiş, şimdi bu tanımı yazarken düşündüm, genelde geceye yakışıyor, şahsen çok sevdiğim bir arkadaşımla buluşacaksam, uzun süredir görmüyorsam şarap içmeyi severim, özel bir kutlama, keyifli bir buluşma varsa, spontane uzayan bir sohbet olmuşsa çaydan kahveden şaraba geçilebilir,
kırmızı tercih ederim
bordeaux şarapları favorimdir
bence bir konsepti var, yani bende öyleymiş, şimdi bu tanımı yazarken düşündüm, genelde geceye yakışıyor, şahsen çok sevdiğim bir arkadaşımla buluşacaksam, uzun süredir görmüyorsam şarap içmeyi severim, özel bir kutlama, keyifli bir buluşma varsa, spontane uzayan bir sohbet olmuşsa çaydan kahveden şaraba geçilebilir,
kırmızı tercih ederim
bordeaux şarapları favorimdir
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının nicklerinin hikayesi
çok bilinmeyen ingilizce kelimeler diye bir sayfaya denk gelmiştim, oradan almıştım bu kelimeyi ama sosyal medya hesabımda kullanıyordum.arkadaşım bana bu sözlüğü önerdiğinde bu çok sevdiğim kelimeyi burada kullanmak istedim, belki güzel şeylere vesile olur diye. nyctophilia ; geceyi, karanlığı seven ya da gece olduğunda bir nevi sakinleşme rahatlatma hissi yaşayan kişi anlamına gelir. oradaki 07'nin herhangi bir anlamı yoktur.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının son 3 yıl içindeki gelişimleri
2017 - cok iyi bir işim vardı. yüksek maaşım ile yaşıyordum.
2018 - aralık ayında rahatsızlandım, 11 gün hastanede yattım
2019 - engelli raporu aldım.
2020 - emekli oldum.
2021 - emeklilik hayatım başladı.
2018 - aralık ayında rahatsızlandım, 11 gün hastanede yattım
2019 - engelli raporu aldım.
2020 - emekli oldum.
2021 - emeklilik hayatım başladı.
devamını gör...