normal sözlük dertleşecek yazarlar veri tabanı
küçük dert: 500 avroluk rozet*
büyük dert + çözüm: 5000 avroluk rozet.
t: yeni bir sektör yaratmak için güzel bir fırsat başlığı.
büyük dert + çözüm: 5000 avroluk rozet.
t: yeni bir sektör yaratmak için güzel bir fırsat başlığı.
devamını gör...
çamaşır suyu ile tuz ruhunu karıştırmak
maliyeti maksimum 5 liraya dünyadan toprağa yatay geçiş.
devamını gör...
japon denince akla gelen ilk şey
japon yapıştırıcısı.
devamını gör...
aşk bu kızıl ötesi yaralı müzesi hareket edemem
serdar ortaç cupid'in okuyla yaralanmış ve yarası aşırı kanadığı için her yer kan olmuştur. ahmet haşim gibi batan güneşi ömrünün bitişi ile bağdaştıran serdar bu her yerin kan gölü olmasını akşam güneşinin kızıllığına benzetme bayrağını ileri taşıyarak kızıldan da öte kızıl ötesi olarak tasvir etmiştir.
insanlar müzelere giderek eski insanların yaşayışları hakkında fikir sahibi olurlar ve böylelikle onların hatalarını tekrarlamazlar. işte serdar da diyor ki benim bu ahvalim aşk yarası sonucu bu hale düşenler durumu görüp ibret alsın diye aşk yaralıları müzesinde sergilensin ve ben de balmumu bir heykel gibi durarak yeni kuşaklara bir ibret hikayesi olayım.
(bkz: eyyorlamam bu kadar)
insanlar müzelere giderek eski insanların yaşayışları hakkında fikir sahibi olurlar ve böylelikle onların hatalarını tekrarlamazlar. işte serdar da diyor ki benim bu ahvalim aşk yarası sonucu bu hale düşenler durumu görüp ibret alsın diye aşk yaralıları müzesinde sergilensin ve ben de balmumu bir heykel gibi durarak yeni kuşaklara bir ibret hikayesi olayım.
(bkz: eyyorlamam bu kadar)
devamını gör...
ağzını şapırdatarak yemek yemek
biri ağzını şapırdatınca aşağıdan yukarıya doğru kan beynime sıçrıyor. asla tahammül edemiyorum ve direkt kızıyorum o kişiye.
devamını gör...
konya akşehir’de yapılan müthiş nasreddin hoca heykeli
artık kazanın doğurduğuna inanıyorum
devamını gör...
özlem duyulan kişi
annemdir. yaşarken de kendisiydi. özlenmek en çok annelere yakışır.
devamını gör...
büyükada rum yetimhanesi

1898 yılında fransız mimar alexendre vallaury tarafından yapılan büyükada rum yetimhanesi, tamamen ahşap malzemeler kullanılarak inşa edilmiş. hatta bu nedenle yapının, dünyanın ilk çok katlı ahşap binası olduğu da söyleniyor. binayı satın alan kişi rum asıllı eleni zarifi hanım'dır.
1903'te törenle yetimhane olarak açılır. 1960'lı yıllarda kapatılan bina, çürümeye terk edilir.
başka bir rivayete göre;
yetimhane olarak hizmet verdiği dönemde büyükada rum yetimhanesi'nde nedeni bilinmeyen bir yangın meydana gelir. yangın sırasında bazı çocukların yanarak can verdiği anlatılır. bir çocuk ise yangından kaçarken bahçedeki su kuyusuna düşer. yangın sonrasında yapılan aramalarda kimsenin aklına kuyuya bakmak gelmez ve çocuk kuyuda ister istemez ölüme terk edilir. ada halkı bu olaydan o kadar çok etkilenir ki, bazı geceler yetimhaneden çocuk çığlıkları duyduklarını iddia ederler.
hangi rivayetin doğru olduğunu tam bilemesekte. şu an ki halinden bahsedicek olursak, ada'nın sessiz bir köşesinde duran bu metruk yaşanmışlığı, terkedilmişliği ve belki de hüznü temsil ediyor benim için. rahat bir nefes almak için gittiğiniz bir ada turunda bu eski zamanlara tanık eden yapı'nın önünden geçmenizi tavsiye ederim.belki bir kaç ada sakini canlı da bu hikaye de size eşlik edecektir.
devamını gör...
jim button
lokomotifli bir çizgi film. aklıma kazınmış çok çok güzel bir sahnesi var.
bu sahnede neredeler hatırlamıyorum ama karanlık bir yer ve ışık oldukça uzun bir merdivenin sonunda. buradan çıkamayacağız diye düşünmelerine ve umutsuzluğa kapılmalarına neden olabilecek kadar uzun bir merdiven. bir şekilde karar veriyorlar. lokomotifin altına tahtalar koyarak itmeye ve lokomotifi yukarıya çıkarmaya başlıyorlar. bir anda o uzun merdivenin bir illüzyondan ibaret olduğunu ve aslında 4-5 basamaktan oluştuğunu görüyorlar.
o zamanlar bu anlamı düşünüp bulmuş olamam ama hissettirmeyi başarmış demek ki. bir işe başladığımda o işin zannettiğim kadar zor olmayabileceğini anlatır bana. ama burada bir ayrım var, anlamlılık. bu işi yapacağım ama sonucunda karşılaşacaklarım, bu iş için göstereceğim çabaya değecek mi?
bu sahnede neredeler hatırlamıyorum ama karanlık bir yer ve ışık oldukça uzun bir merdivenin sonunda. buradan çıkamayacağız diye düşünmelerine ve umutsuzluğa kapılmalarına neden olabilecek kadar uzun bir merdiven. bir şekilde karar veriyorlar. lokomotifin altına tahtalar koyarak itmeye ve lokomotifi yukarıya çıkarmaya başlıyorlar. bir anda o uzun merdivenin bir illüzyondan ibaret olduğunu ve aslında 4-5 basamaktan oluştuğunu görüyorlar.
o zamanlar bu anlamı düşünüp bulmuş olamam ama hissettirmeyi başarmış demek ki. bir işe başladığımda o işin zannettiğim kadar zor olmayabileceğini anlatır bana. ama burada bir ayrım var, anlamlılık. bu işi yapacağım ama sonucunda karşılaşacaklarım, bu iş için göstereceğim çabaya değecek mi?
devamını gör...
türk tipi teselli yöntemleri
teselli etmeye çalışırken daha çok bunalıma sokan tipler vardır.
renkli deyimlerle bunalımı artıranlar
g*te giren şemsiye açılmaz abi. olan olmuş, daha kötüsü ne olacak.
üzülme abi yaa... çöldeki kutup ayısı şansı varmış sende. o bile senden şanslıdır şerefsizim ama hadi neyse...
çok üzüldümle başlayan ve kaçınılmaz sona işaret edenler
vah vah hastaymışsın.üzüldüm. tez zamanda iyileşirsin inşallah. bizimde böyle bir abla vardı, 3 ay demeden öldü, gitti.
bir doktor var diyorlar çok iyiymiş, herkesi iyileştirdi o burada. ona git bir şeyciğin kalmaz . gerçi oda amerika'ya taşınmış, ölmüş orada diyorlar... ama hayırlısı sen bir bak yinede.
renkli deyimlerle bunalımı artıranlar
g*te giren şemsiye açılmaz abi. olan olmuş, daha kötüsü ne olacak.
üzülme abi yaa... çöldeki kutup ayısı şansı varmış sende. o bile senden şanslıdır şerefsizim ama hadi neyse...
çok üzüldümle başlayan ve kaçınılmaz sona işaret edenler
vah vah hastaymışsın.üzüldüm. tez zamanda iyileşirsin inşallah. bizimde böyle bir abla vardı, 3 ay demeden öldü, gitti.
bir doktor var diyorlar çok iyiymiş, herkesi iyileştirdi o burada. ona git bir şeyciğin kalmaz . gerçi oda amerika'ya taşınmış, ölmüş orada diyorlar... ama hayırlısı sen bir bak yinede.
devamını gör...
çocukken inanılmaz kıymetli olan şeyler
çamurdan yaptığımız çanak çömlekler, kurusun ve kırılmasın diye önünde nöbet tuttuğum çok olmuştur.
devamını gör...
yazarların en türk özelliği
faturaları ve vergileri son ödeme tarihi olan günde yatırmak.
devamını gör...
o ses türkiye rap
(bkz: tiner kokan başlıklar)
devamını gör...
claranın dağdan aşağı yuvarlanan tekerlekli sandalyesi
sözlüğün heidinin iki hamlede yediği pofuduk ekmekten bile daha tatlı, en güzel minik kalbe sahip yazarı; iyi ki doğdun hep böyle masum, güzel kalpli ve de musmutlu ol!
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının ölümden döndüğü anlar
doğumdan önce, kürtajı kıl payı atlatarak dahil olduğum başlık.
devamını gör...
fermi paradoksu
enrico fermi'nin ortaya sürdüğü iddia edilen, dünya dışında da çok sayıda canlı olduğuna ilişkin iddialar ile bugüne dek herhangi biri ile doğrudan ya da dolaylı olarak bir temasa geçilememiş olduğu gerçeği arasındaki çelişkiyi ifade eden durum.
fermi'nin ortaya sürdüğü iddia ediliyor dedim çünkü bu görüş sanıldığı gibi fermi'ye ait değil. fermi'nin bu konu hakkında bir yorum yapmadığı ama bunun yerine konuyu daha farklı bir boyutuyla ele aldığı biliniyor. fermi, bugüne dek dünya dışından herhangi bir canlı formunun gelmemiş olmasını, yıldızlar arası seyahatin mümkün olmamasına, hatta hiçbir uygarlığın böyle bir seyahati yapabilecek kadar uzun süre hayatta kalmayacak oluşuna bağlıyordu. belki de diğer uygarlıklar, bu çabaya değmeyeceğini düşünmüştü.
yani aslında fermi, bu paradoksun altında yatan "bizi ziyaret etmiyorlar. demek ki yoklar" şeklinde özetlenebilecek bakış açısına sahip değildi.
fermi'nin ortaya sürdüğü iddia ediliyor dedim çünkü bu görüş sanıldığı gibi fermi'ye ait değil. fermi'nin bu konu hakkında bir yorum yapmadığı ama bunun yerine konuyu daha farklı bir boyutuyla ele aldığı biliniyor. fermi, bugüne dek dünya dışından herhangi bir canlı formunun gelmemiş olmasını, yıldızlar arası seyahatin mümkün olmamasına, hatta hiçbir uygarlığın böyle bir seyahati yapabilecek kadar uzun süre hayatta kalmayacak oluşuna bağlıyordu. belki de diğer uygarlıklar, bu çabaya değmeyeceğini düşünmüştü.
yani aslında fermi, bu paradoksun altında yatan "bizi ziyaret etmiyorlar. demek ki yoklar" şeklinde özetlenebilecek bakış açısına sahip değildi.
devamını gör...
anne kız diyalogları
sen evde kalirsin
devamını gör...
normal sözlük profile tanım sabitleme özelliği
twitter'dan görmüş olsam da bizim sözlükte de olsa güzel olurdu.
devamını gör...
başıboşlar sekmesi için talepler
aradaki sınırları bilmemiz lazım bak çok ince çizgiler var. avuç içi öpmek bir başıboşluk değil fakat avuç içi öptükten 30 sn sonra kaçınılmaz bir olay olan boyun öpmesi başıboş. ince çizgiler var. bunları yatırmamız lazım masaya.
bence sınırları daha iyi belirlememiz için bir kadın vücudunu komple öpmeli başlıklar açalım hep beraber, adım adım. saç okşamaktan başlanabilir, olaylar gelişir. başıboşa atılan uzuv başıboştur, çünkü kafalar karışık, çözmemiz lazım acil.
bence sınırları daha iyi belirlememiz için bir kadın vücudunu komple öpmeli başlıklar açalım hep beraber, adım adım. saç okşamaktan başlanabilir, olaylar gelişir. başıboşa atılan uzuv başıboştur, çünkü kafalar karışık, çözmemiz lazım acil.
devamını gör...
