normal sözlük istatistiklerinin dibe çakılması
istatistik falan bilmem de sözlüğe ilk geldiğimde bir kankacılık muhabbeti dönüyordu, anlamlandıramamıştım. gerçekmiş. herhangi bir başlıkta siz de tecrübe edebilirsiniz, hebele hübele yazan biri 40 like almışken çatır çatır entry yazmış bir arkadaş 3-5 like almıştır. dolayısıyla insanlar yazmaktan soğuyor olabilir tabii. kankalara artı basmaya devam. ha bir de sözlükte gerçekler pek sevilmiyor, ben de istiyorum hep çiçekli böcekli entryler yazmak, duygusal bir insanım çünkü ama hayatta mavi kelebekleri göremediğimiz zamanlar daha fazla, biz görsek de göremeyenler var. bu muhabbet canımı çok sıkar olmuştu, teşekkürler başlık için.
devamını gör...
sözlüğün iyice wikipedia'ya dönmesi
herhangi bir bilgiye ulaşmak için bu sözlüğe ihtiyaç yok. zira her türlü bilgi internette mevcut, doğru süzme işini yapmayı becerebilen herkes istediği bilgiye ulaşabilir.
bu sözlükte (ve diğerlerinde) bilgiyi kendi üslubuyla okuyucuya aktarabilenler ve kendisini okutmayı başarabilenler fark yaratırlar. böylesi daha önemli gibi.
bu sözlükte (ve diğerlerinde) bilgiyi kendi üslubuyla okuyucuya aktarabilenler ve kendisini okutmayı başarabilenler fark yaratırlar. böylesi daha önemli gibi.
devamını gör...
pera
“kırık cam misali hatalarım, acıtır. seni böyle mi kaybettim?” sözü ile en çok etkilendiğim şarkısı ‘sensiz ben’.
‘sezen aksu - vazgeçtim’ şarkısını da mükemmel cover’lamış müzik grubu.
dinlemek istersen buradan
‘sezen aksu - vazgeçtim’ şarkısını da mükemmel cover’lamış müzik grubu.
dinlemek istersen buradan
devamını gör...
azınlık
nlbiyazi isimli yazar arkadaşımızın ukdesi.
sözlükte ''bir ülkede, o ülkenin yurttaşı olmakla birlikte soyu, dili ve dini yönünden ülkenin sayıca baskın öğesi olan halktan az olan topluluk.'' anlamına gelen sosyoloji (toplumbilim) terimidir.
sözlükte ''bir ülkede, o ülkenin yurttaşı olmakla birlikte soyu, dili ve dini yönünden ülkenin sayıca baskın öğesi olan halktan az olan topluluk.'' anlamına gelen sosyoloji (toplumbilim) terimidir.
devamını gör...
çöpçüler
bir rivayete göre erkin baba bu şarkıyı çöpçülerin zulayı süpürmesi üstüne yazmıştır olay şöyle;
polis erkin abinin olduğu eve baskın düzenler.evdekiler de bu haberi alınca evde ki maddeleri gazeteye sarıp camdan aşağı atarlar. baskından sonra aşağı inip baktıklarında çöpçülerin,yerdeki gazeteleri süpürüp gittiğini görürler.
kör olası çöpçüler aşkımı süpürmüşler...
polis erkin abinin olduğu eve baskın düzenler.evdekiler de bu haberi alınca evde ki maddeleri gazeteye sarıp camdan aşağı atarlar. baskından sonra aşağı inip baktıklarında çöpçülerin,yerdeki gazeteleri süpürüp gittiğini görürler.
kör olası çöpçüler aşkımı süpürmüşler...
devamını gör...
pazar günü sabah 8'de kalkan tip
pek uyumamamdan mütevellit, aslında dolaylı yoldan bağlı olduğum listedir.
devamını gör...
hazall
acemice sorduğum anlamlı, anlamsız sorulara nezaketle, sabırla ve hızlıca cevap veren moderatördür.
devamını gör...
türk kızlarının bacak boylarının gövdeye göre kısa olması
özünde nefes almasını yeterli bulan yazar beyanı.
devamını gör...
800 tanım kasmak
tanıma bakarım tanım mı diye ? sayı çokluğu önemli olmamalı, bakarım faydalı mı diye
devamını gör...
haydi gel içelim
yüksek sadakat'in bir şarkısı.
sözleri:
"bugün çok yorulmuşsan
her yerde arayıp yine de bulamamışsan
o seni unutmuş, sen unutamamışsan
kalbinin kuşu uçmuş, sen tutamamışsan
haydi gel
haydi gel içelim
derdini al da gel
haydi gel içelim
bu evrende bir tozsun
tarih seni unutsun
haydi gel içelim
topla da gel
haydi gel içelim
hepsini al da gel
haydi gel içelim
mazi kalbinde yaraysa
unut artık ne varsa
haydi gel içelim"
sözleri:
"bugün çok yorulmuşsan
her yerde arayıp yine de bulamamışsan
o seni unutmuş, sen unutamamışsan
kalbinin kuşu uçmuş, sen tutamamışsan
haydi gel
haydi gel içelim
derdini al da gel
haydi gel içelim
bu evrende bir tozsun
tarih seni unutsun
haydi gel içelim
topla da gel
haydi gel içelim
hepsini al da gel
haydi gel içelim
mazi kalbinde yaraysa
unut artık ne varsa
haydi gel içelim"
devamını gör...
şükrü erbaş
"seni hiçbir dünya telaşına değişmedim ben."
devamını gör...
evde yalnızken yiyişmenin ötesine geçebilmek
mahmut bir akşamüstü uykusu çek istersen!
devamını gör...
normal sözlük’te radikal islamcı patlaması
geldiğim ilk gün buranın sağcı bir kitleye sahip olduğunu anlamıştım ve yanılmadım.
devamını gör...
sen onun avukatı mısın sorusu
hukuk okuyan bir arkadaşım ne zaman bu soru sorulsa evet avukatıyım ilk müvekkilim kendisi diyor ve dünya 1 dakikalığına onun karizmasıyla doluyor.
devamını gör...
walkabout
aynı isimli romandan uyarlanan 1971 yapımı nicolas roeg filmi. film türkçeye sonsuz çöl adıyla çevrilmiş. walkabout bir aborjin geleneğidir. erkeklerin ergenlik döneminde çıktığı ve altı ay boyunca vahşi doğada tek başına yaşayarak manevi ve fiziksel olarak kendini kanıtladığı bir geçiş ritüelidir.
filmde çölde kaybolan ve medeniyete dönmek için çabalayan iki kardeş bu ritüeli gerçekleştirmekte olan bir aborjin ile karşılaşıyor ve o andan itibaren film, modern insanla ilkel insanın manevi bakımdan birbirinden ne kadar uzaklaştığını bir bir seyircinin yüzüne çarpmaya başlıyor. film boyunca aborjindeki saf insani ve ahlaki anlayışın bir çocukla eşdeğer olduğunu anlıyorsunuz. büyümenin ondaki bu saflığı değiştirmediğini, modern insanın ise büyüdükçe kendi saf halinden yavaş yavaş toplumun dayattığı karmaşık ve kurallarla bezenmiş ahlak anlayışına geçmeye zorlandığını anlıyorsunuz. aynı hisleri bu yoğunlukta olmasa da dersu uzala filminde hissettiğimi hatırlıyorum.
filmde modern insan ile ilkel insana dair o kadar çok gönderme ve karşılaştırma var ki sahne sahne analiz etmek gerekir. öyle derin metaforlar, gizli anlamlar aramanıza da gerek yok her sahnesi derdini doğrudan anlatıyor, modern insan bu, ilkel insan ise bu diye ayırıyor.
sırf avustralya'nın doğal güzelliklerini, hayvan çeşitliliğini uzun uzun seyretmek için bile defalarca izlenebilir.
filmde çölde kaybolan ve medeniyete dönmek için çabalayan iki kardeş bu ritüeli gerçekleştirmekte olan bir aborjin ile karşılaşıyor ve o andan itibaren film, modern insanla ilkel insanın manevi bakımdan birbirinden ne kadar uzaklaştığını bir bir seyircinin yüzüne çarpmaya başlıyor. film boyunca aborjindeki saf insani ve ahlaki anlayışın bir çocukla eşdeğer olduğunu anlıyorsunuz. büyümenin ondaki bu saflığı değiştirmediğini, modern insanın ise büyüdükçe kendi saf halinden yavaş yavaş toplumun dayattığı karmaşık ve kurallarla bezenmiş ahlak anlayışına geçmeye zorlandığını anlıyorsunuz. aynı hisleri bu yoğunlukta olmasa da dersu uzala filminde hissettiğimi hatırlıyorum.
filmde modern insan ile ilkel insana dair o kadar çok gönderme ve karşılaştırma var ki sahne sahne analiz etmek gerekir. öyle derin metaforlar, gizli anlamlar aramanıza da gerek yok her sahnesi derdini doğrudan anlatıyor, modern insan bu, ilkel insan ise bu diye ayırıyor.
sırf avustralya'nın doğal güzelliklerini, hayvan çeşitliliğini uzun uzun seyretmek için bile defalarca izlenebilir.
devamını gör...
hayattan zevk alıyorum aktiviteleri
karavanla gezmek bence hem de sevdiğin bir insan yanında olursa tadından yenmez.
devamını gör...
kadına el kalkmaz saçmalığı
kendine saygısı olan insan, değil kadın çevresinde olan hayvana, bitkiye, eşyalara ve insanlara zarar verecek bir durumu yoktur. bir kadın sizi değil bıçakla, baltayla bile kovalıyor olsa kaçacaksınız. durulur mu be? run run!!!
devamını gör...


