pame radyo yayını
          müzik listemin daimi bir parçası olacak ve ancak özel zamanlara saklayacağım bir şarkı** keşfettim, sağolun marikaki.. sözleri de bir o kadar anlamlı ki..
      
  devamını gör...
sanalika
          2008 yılında yayınlanan sanal oyundur. karakter yaratma, çeşitli görevler yapıp para kazanma (balık tutma, gazete dağıtma, çöp toplama vb.), günlük aktiviteleri yapabilme (ev sahibi olmak, kuaför, sinema, cafe, alışveriş merkezi gibi yerlere gitme, ev eşyası alabilme vb.) özelliklerine sahiptir. mevsimlere göre oyunun teması da değişir. kışın kar birikir mesela caddelere.
oyunun yanılmıyorsam ilk çıktığı zamanlarda para birimi ''sanil''di. fakat daha sonrasında ''diamond'' da eklendi. normalde görevleri yapıp sanil kazanabilirken diamond kazanabilmek için para vermeniz gerekmekte.
benim bu oyunla tanışmam 9 yaşında, oyun çıktıktan bir yıl sonra olmuştu. hatırlıyorum da, balık tutup çöp toplayarak sanil kazanırdık. o zamanlar oyun çok cimriydi, o kadar caddeleri dolaşarak topladığımız çöplerin karşılığı nasıl 25 sanil olabilirdi insafsızlar... bir yoyo alabilmek için günlerce görev yapmanız gerekirdi, hele bir de ışıklı toplar ve kılıçlar vardı ki onlar için rahat bir ay görev peşinde koşulmalıydı.
yine de çocukluğumu hatırlattığından mıdır bilinmez, güzeldi. tabii ''sew olalım'' muhabbetine hiç girmiyorum bile. o neydi öyle her önüne gelen isim sormadan bu soruyu sorardı. her muhabbetin dönüyor olması çocuklar için gerçekten tehlikeliydi. zaten bir ara oyuna erişim yasağı gelmişti. o erişim yasağının da sebebi çocukları cinsel istismardan korumakmış. küçükken nedenini bilmiyordum elbette. erişim yasağından sonra küfürlü kelimelerin kullanımı yasaklandı* (sohbet argo içerirse mesajı gönderemiyordunuz) ve 18 yaş altı kullanıcılar için aile onayı sistemi geldi.
geçenlerde aklıma geldi bir bakayım dedim, her şey değişmiş, birçok yenilik hatta kolaylık gelmiş fakat eskiden daha anlamlıydı.
  oyunun yanılmıyorsam ilk çıktığı zamanlarda para birimi ''sanil''di. fakat daha sonrasında ''diamond'' da eklendi. normalde görevleri yapıp sanil kazanabilirken diamond kazanabilmek için para vermeniz gerekmekte.
benim bu oyunla tanışmam 9 yaşında, oyun çıktıktan bir yıl sonra olmuştu. hatırlıyorum da, balık tutup çöp toplayarak sanil kazanırdık. o zamanlar oyun çok cimriydi, o kadar caddeleri dolaşarak topladığımız çöplerin karşılığı nasıl 25 sanil olabilirdi insafsızlar... bir yoyo alabilmek için günlerce görev yapmanız gerekirdi, hele bir de ışıklı toplar ve kılıçlar vardı ki onlar için rahat bir ay görev peşinde koşulmalıydı.
yine de çocukluğumu hatırlattığından mıdır bilinmez, güzeldi. tabii ''sew olalım'' muhabbetine hiç girmiyorum bile. o neydi öyle her önüne gelen isim sormadan bu soruyu sorardı. her muhabbetin dönüyor olması çocuklar için gerçekten tehlikeliydi. zaten bir ara oyuna erişim yasağı gelmişti. o erişim yasağının da sebebi çocukları cinsel istismardan korumakmış. küçükken nedenini bilmiyordum elbette. erişim yasağından sonra küfürlü kelimelerin kullanımı yasaklandı* (sohbet argo içerirse mesajı gönderemiyordunuz) ve 18 yaş altı kullanıcılar için aile onayı sistemi geldi.
geçenlerde aklıma geldi bir bakayım dedim, her şey değişmiş, birçok yenilik hatta kolaylık gelmiş fakat eskiden daha anlamlıydı.
devamını gör...
ali ismail korkmaz
          arkasına devleti almış caniler tarafından öldürülmeseydi bugün doğum gününü kutluyor olacaktı. iyi ki doğdun ali ismail korkmaz.
      
  devamını gör...
sen benim namusumu sorgulayacak kadar namuslu musun
          güldür güldür firar skeçinde  şevket(çağlar çorumlu) karakterinin söylediği muhteşem sözdür.ne kadar da doğru bir söz.
      
  devamını gör...
tanımların sol üstünde çıkan kupa işareti
          algoritma bazi yazarlar. tarafindan dogru tespit edilmi. tanimda en fazla + alan tanimda kupa cikiyor fakat en az 5 + gerekmekte. yaniltisi kismi ise bunun hesaplanmasinin ardindan 10dakikalik bir onbellek suresi var. o sirada gelen yeni oylar sonucu degistirmis dahi olsa sonuc onbellekten geldigi icin halen onceki kupa sahibi tanimda kupa cikmaya devam ediyor. 
icerisinde binlerce tanim bulunan basliklarda hangi tanimin kupa alacaginin hesaplamasi performans problemi yarattigi icin boyle bir onbellege ihtiyac duyulmustur. ileride hem optimize hem de gecikme problemi olmayan cozum ile gelmek dilegiyle, esen kalin.
  icerisinde binlerce tanim bulunan basliklarda hangi tanimin kupa alacaginin hesaplamasi performans problemi yarattigi icin boyle bir onbellege ihtiyac duyulmustur. ileride hem optimize hem de gecikme problemi olmayan cozum ile gelmek dilegiyle, esen kalin.
devamını gör...
görgüsüzce davranışlar
          insanların sonradan görme olup yaşadığı zenginliği dünyada sadece kendisi yaşıyormuş gibi sanmaları.
      
  devamını gör...
üç kelimede türkiye
          padişahım çok yaşa!
      
  devamını gör...
hayattan gram zevk almamak
          gülüyorum, kahkaha atıyorum , gezip tozuyorum, alışveriş yapıyorum, görev ve sorumluluklarımla ilgileniyorum, şükrediyorum  tövbe ediyorum ama hep bir boşluk hissi. o ne olduğunu gerçekten bulamadığım anlık bir kalp çarpıntısı. derin bir nefes alıp verme ve hayata kaldigi yerden devam etmek için daha çok çaba sarfetme. yaptığı yaramazlık yüzünden akşama annesinin babasına şikayet edeceğini bilen çocuğun gün boyu yaşadığı huzursuzluk gibi.
      
  devamını gör...
evde yalnızken yiyişmenin ötesine geçebilmek
          mahmut'a mart kedileri gibi bir şey olmuş. soğuk su döken komşu da şimdi camda belirdi... 
üşütme mahmut.*
  üşütme mahmut.*
devamını gör...
güne psikolojik bir tespit bırak
          sizin olan bir şeye kimse dokunamaz. şayet dokunacak olursa dikkatiniz dağılır, konuşacağınızı unutursunuz. hatta bunu bir manipülasyon tekniği olarak kullanabilirsiniz.
      
  devamını gör...
akla gelen başlığın açılmış olması
          "neyse bari tanım gireyim" demek ve yazacağınız tanımın da daha önce girilmiş olmasıyla katlanan hayal kırıklığıdır.
      
  devamını gör...
klavyenize bıktım yazdıktan sonra çıkan kelime
          bıktım artık bu gün de uyandık noldu gardaş noldu gene.
      
  devamını gör...
edebiyatçı olmak
          her yiğidin harcı değildir. bir fizikçinin, matematikçinin, tarihçinin ya da felsefecinin aksine bir edebiyatçının sözleri sakız gibidir. nereye çekerseniz oraya gelebilecek kıvamdadır, olay nasıl yorumladığınızla alakalıdır. dilleri katmanlıdır, bireyseldir ve en önemlisi ilham vericidir. dili her türlü işleviyle kullanabilirler. aklınıza gelmeyecek tamlamalar yapabilir, alışılmamış bağdaştırmalar kurabilirler. severiz edebiyatçıları, saygı duyulası kişilerdir.
      
  devamını gör...
introvert
türkçe'de içe dönük olarak da tasvir ettiğimiz, enerjisini yalnız kalarak yeniden toplayan ve fazla sosyal etkileşimlerde bu enerjiyi kaybeden kişilerdir. dışa dönük ve içe dönük beyinler arasındaki fizyolojik farklılıklara işaret eden pek çok heyecan verici araştırma bulunmaktadır.
içe dönük -introvert- ve dışa dönük -extrovert- terimleri insanların kişiliklerini ve sosyal etkileşimin enerji düzeyleri üzerindeki etkilerini tanımlamak için kullanılır. bazı insanlar bu etiketleri önemsiz olarak görürken, birçok kişi bunları dünyadaki yerlerini, kendi beyinlerinin nasıl çalıştığını ve başkalarıyla en iyi nasıl etkileşimde bulunduklarını anlamanın bir yolu olarak kullanıyor.
hiç kimse tamamen içe ya da dışa dönük değildir.
eminim burada da birçok kişi duruma ve hatta etrafındaki insanlara göre kendini daha dışadönük ya da içedönük hissediyordur.
içe dönük kişilerin özelliklerinden bahsetmek gerekirse, ilk önce yalnız kalmayı severler demeliyiz. ancak bu, insanları sevmedikleri anlamına gelmemektedir. gerçek şu ki, içe dönük biri, kendisinin ayırdığı zamana çok değer verir. içine kapanık bir kişi için yalnız başına zaman geçirmek, enerji deposunu yeniden doldurma şansı demektir.
yüzeyselden çok derinliği olan gerçek etkileşimleri tercih ederler. özgünlük, özellikle içe dönük kişiliğe sahip birçok kişi için her türlü ilişkinin temel unsurudur. sığ olduğunu düşündükleri insanlarla arkadaşlık kurmakta zorlanabilirler. içedönükler, enerji israfı gibi hissettiklerinden, genellikle mümkün olduğunca sığ etkileşimlerden kaçınırlar.
empatiye değer verirler, karşısındaki insanı anlamak isterler. tamamen sosyal çevreden kopuk olduklarını söylemek yanlış olur, sadece gerçekten zaman geçirmek istedikleri insanlarla sosyalleşmek isterler. zorunlu sosyalleşme gibi durumlar enerjilerini ever.
ve son olarak, aslında bir yerlere davet edilmek isterler. bazen insanlar, içedönük arkadaşlarına sosyal bir olaydan uzak durarak bir iyilik yaptıklarını düşünürler. bu, rahatlamadan daha çok incinmeye ve yanlış anlamaya yol açar. bir sosyal etkinliğe katılmak isteyip istemediklerine karar vermeyi kişiye bırakmakta fayda var. bir davete dahil olmak zorunluluk ("davet edildim, bu yüzden gitmem gerekiyor") değil, bir fırsat ("bu yapmak istediğim ve enerjiye sahip olduğum bir şey mi?") ve bir onaylamadır ("insanlar beni etrafta istiyorum! ”). kimse dışlanmış hissetmek istemez.
kaynak
devamını gör...
6 kelimelik hikayeler
          bilemezdi üç tekerlekli bisikletin karanlığa takla atacağını.
      
  devamını gör...
misafirinizin evinizde yaptığı bir saygısızlık bırakın
          cenaze için geldikleri evde sanki tatile gelmişler gibi onları denize götürmemizi gezdirmemizi istemişlerdi.
      
  devamını gör...
geceye bir söz bırak
          "kadın gökyüzü, adam renk körü"
      
  devamını gör...



