ey ahali,
duyduk duymadık demeyin, başınızı öne eğmeyin... yeni gelmiş bir bektaşi
var selamınızı esirgemeyin. yalnız bir ricam olacak kendisinden fıkraları olsun en damardan fikirleri olsun içimizi en sarandan.

bende nezaketen bir bektaşi fıkrasıyla geldim:
adamın biri, sohbetlerinde gündelik yaşamdaki olumsuzluklardan örnekler vererek:
-böyle giderse kıyamet kopacak, dünyanın altı üstüne gelecek..... diyerek hiç durmadan çevresindeki insanları karamsarlığa itiyormuş. bu konuşmalardan birisini duyan bektaşi dayanamayıp cevap vermiş:
-gelsin imanım demiş, şu dünyanın haline bak, belki altı üstünden iyidir.
hoş gelmişsiniz.
devamını gör...

dış görünüş olarak öyle büyük bir cazibeye sahiplerdir ki bu yüzden çoğu insanı kendilerine hayran bırakırlar. ama bu hayranlığı ve sempatiyi insanlar arzularken, kaplanların arzuladığı söylenemez.
vahşi doğası gereği insanlara alışması zordur. evcil hale getirilerek sirk gösterilerinde kendilerinden faydalanır, korkuya kapıldığı zaman da parçalayıcı bir yapıya dönüşür. fark edilmeden yaklaşma tekniğini geliştirmiş, ayrıca başarının zamanlamaya bağlı olduğunun bilincinde ve sabretme sanatını öğrenmiş bir yırtıcı hayvandır. yavruyken büyüyen kaplanın artık anneye gereksinimi olmuyor ve kendi sınırını çiziyor.
devamını gör...

daha önce hiç düşünmemiştim ama şöyle bir seslendirdiğimi düşününce,"yavru antilop için artık çok geç"derken ben bir ağlarım galiba.
devamını gör...

sevmek göz işi olmadığı için, mesafeye endeksli olmadığı için bulan kaza etmesin.
devamını gör...

başörtüsü kullanan kadınların kapalı, kullanmayanların açık şeklinde adlandırılması içlerinde en rahatsız edici olandır. meselenin gerektirdiği durumlarda "başörtülü" şeklinde kullanılmasında problem görmüyorum. örneğin: "başörtülü kadınların eğitim hakkının engellenmesi" şeklindeki ifade bu hususta yapılan bir tartışmada kullanılabilecek bir durumdur. bunun dışında özellikle gerektirmedikçe kıyafet ve tercihleri üzerinden kadınları ayırmamaya özen gösterip, dünyayı daha yaşanılır bir yer yapma çabamıza devam.
devamını gör...

yüzümde olsun isterdim şaka değil.
elimde bulunan izdir.
bazı kadınlar yara izlerini çekici buluyorlarmış.
savaşlar ve cinsel seçilim yüzünden kadınları yükseltiyormuş.
düşünsenize erkek gidiyor ve kaplan avlayıp geliyor akşam yiyorsunuz.
mücadele ederken kaşında kaplanın açtığı yara var.
çok havalı.
devamını gör...

ben seni koşarken de seviyorum hüsniye.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

(bkz: katranı kaynatsan olur mu şeker)
devamını gör...

gümüldür / izmir
sincapla saklambaç

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

platon'un "devlet" adlı eserinde değindiği alegori. hakkında birkaç şey söylemek isterim:

mağaranın içindekileri nasıl dışarı çıkarabiliriz diye bir soru sormak istiyorum. ama bunun yanında onları dışarı çıkarmanın onlara hakikati öğrenme sürecini öğretmek anlamına geldiğini düşünüyorum. yani dışarı çıkarlarsa, aydınlanma sürecinde kendilerine yer bulurlar. çünkü her ne kadar dışarı çıktı desek de, dışarı çıkan kişinin de gördükleri karşısında bir kabul sunacağı anlamına gelmez.
filozofun nihai görevi bu bakımdan hakikati bildiğini söylememektir. herkesin bir alışkanlığı vardır, mağaradakiler alışkanlıkları neticesinde o durumdalardır ve dışarıyı göremezler. herkesin içinde bir korku vardır ve bu korku yaradılış kökenlidir. o halde bu korkuya karşılık, savaş açmak, yani insanlara hakikati öğretmeye çalışmak ne kadar doğrudur? onları dışarı çıkarmak istiyorsak şayet, bence bu filozofluğa aykırı bir davranıştır. çünkü filozofun görevi yani mağara dışına çıkan kişinin görevi, içinde bulundukları gerçekliğin farkında olmaktır. örneğin karınca kolonileri, karıncalar da kendi içlerinde basbayağı bir gerçekliğe sahiptirler. hatta akıllı varlıklar olduklarını da söyleyebiliriz doğaları gereği. o halde akvaryumda bir balıktan ne farkımız olabilir? bu gerçeğin farkında olmalıdır mağara dışına çıkanın yani filozofun. yani mağara dışında olsa bile bir yalanın içinde olabileceği gerçeği. bu gerçeklikten hareketle filozof şüpheci olmalıdır, yoksa sokrates’in yaptığı gibi tanrılara inandığı düşüncesiyle baldıran zehrini içmek değil. o yüzden idea dünyası ve sezgi dünyası ikilisi tutarlı değildir diye düşünüyorum. daha üst bir gerçekliğin, daha da ilerisi bir bilincin varlığını bilmek gerekir. ve insanlara “bunlar cahil, bunlara bir şey anlatmak” demek yanlıştır. içeri girip tekrar, siyaset felsefesi yapmak da mantıksızdır. onlar yaşadığı toplum içerisinde böyle düşünüyor olabilirler, gerçeği de kucaklıyor olabilirler. o yüzden şüpheci olmak gerekli. tabii o zamandaki site devletlerinin bir getirisi bu siyaset felsefesi… yine de yanlış bir rotaydı kanımca.
devamını gör...

daha kötü ne olabilir ki dedikten sonra daha kötüsünün olması
hissizleştik... bu ülke de acıya ne kadar dayanaklısın testi yapılsa çoğumuz'un çok dayanıklı çıkacağını düşünüyorum. gündem alev alev her bir yandan yanıyor. açıp bakıyorum ne demişler; (bkz: canlılar şöyle yandı böyle yandı). şöyleydi böyleydi derken yandık işte. bunun üzerine anka kuşu misali küllerimizden doğarız sözünü bekliyorum ben. cumhurbaşkan'ı konuşma metni yazarının yoğun mesai harcaması gerekiyor artık. şöyleli böyleli olan çok etkili bir konuşma metni değildi.
daha neler göreceğiz?
yanmışız.
ama bu da can be..
devamını gör...

hadi buyrun,
sen kendine kendin gibi taze bahar seç,
dırınım nım.
devamını gör...

ne aşkı ne oluyor alüminyum dediğim iddia. şok şok şokk sözlükte neler oluyor? azzzz sonraaa!

devamını gör...

erkek olunca 27 , kadın olunca 30. her daim ayrım bu nedir arkadaş. yok size öğüt falan. yaşayarak öğrenin.
devamını gör...

cengiz aytmatov'un aynı isimli kitabından esinlenerek senaryosunu ali özgentürk'ün yazdığı, atıf yılmaz tarafından çekilmiş olan türk filmidir.

başrol oyuncuları kadir inanır ve türkan şoray'dır.

hemen herkesin bildiği o güzelim film müziğini ise cahit berkay bestelemiştir.
devamını gör...

saçların mı ıslak yoksa ıslak mı yaşamak dedim
senin için rüzgarda hep yağmur mu var
gözlerin mi daldı yoksa sıkıldın mı sorulardan
hiç geçmez mi gözlerinden bu sonbahar?
devamını gör...

ilgilenmiyorsam ekranı aşağı kaydırıp başka başlıklara bakıyorum. çok basit.
onu beğenmedim kaldır bunu beğenmedim sil şöyle şeyler yazma böyle konuşma gibi baskıcı ve tek düzene zorlayan tavırları yerinde bulmuyorum. bu sadece kısırlık doğurur. kendini prof sanan yazarcıklar arasında 'elit' sohbetler döner durur ama hayat bundan ibaret değil. o yüzden bu tip yazılardan pek haz etmesem de ifade özgürlüğü çerçevesinde destek olmayacağım başlıktır.
devamını gör...

günaydın herkeslere. uyku mahmuru şekildeyim.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

taşınmaz malların sahibini gösteren resmi belgedir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim