eren bülbül
gördüğü teröristleri jandarmaya haber veren yiğit vatan evladı.. hain pusu da kendisini ve kendisine siper olarak şehit olan, vücudundan 41 mermi çıkarılan jandarma astsubay kıdemli başçavuş ferhat gedik'i rahmet minnet ve şükranla anıyoruz mekanları cennet olsun..
(bkz: ferhat gedik)
(bkz: ferhat gedik)
devamını gör...
trois couleurs
polonyalı yönetmen krzysztof kieslowski'nin modern sinemaya dair başyapıtıdır. seri; mavi, beyaz ve kırmızı'dan oluşur. sırasıyla özgürlük, eşitlik ve kardeşlik temaları işlenir. ayrıca bu üç renk, fransa bayrağını temsil eder.
devamını gör...
bebek
dili olmadığı için dertlerini bize anlatmakta zorlanan insan yavrusu.
devamını gör...
çağrı merkezinde çalışmak
firmaların müşterilerinin şikayetlerini karşılamak ve ilgili çözüm merkezlerine aktarmakla görevli departmanında çalışmaktır.
çağrı merkezinde genellikle üniversite öğrencileri, üniversiteyi henüz bitirmiş yeni mezunlar ve bir baltaya sap olamamış insanlar çalışırlar. çalışan profili çoğunlukla ilk iki profilde olduğu için korkunç bir sirkülasyon vardır. birazdan aşağıda söz edeceğim zorluklarından ötürü kimse tahammül göstermez ve hemen bırakır.
çağrı merkezinin zorlukları nelerdir? saymakla bitmez. öncelikle mesai saatleri 10 saatten fazladır ve fazla mesai ücreti filan öyle bir şey söz konusu bile değil. devamında ise odağında insan olan, insan memnuniyetini gözeten hiçbir iş kolay değildir ve kimseyi aynı anda mutlu edemezsiniz. en büyük zorluk budur. burada çalışmak için çok aman aman bir niteliğe sahip olmadığın için kolay harcanabilirsin. çünkü yerine konacak kocamaaan bir işsizler ordusu surlara dayanmıştır. bu kadar korkunç bir sirkülasyonun olma sebebi de burada çalışan insanların genç üniversite mezunları olması ve burada idareten çalışmalarıdır. en ufak bir krizde bırakıp gidiyorlar. baş ağrısı, göz ağrısı, sırt ağrısı bu işin mesleki deformasyondur. o baş devamlı ağrıyacak arkadaş!
avantajları nelerdir? pek yok aslında ama zorlarsak belki çıkar. kurumsal bir şirkette çalışıldığını varsayalım. iş bulamayıp iş bulana kadar idareten çalışmak gayesiyle girip bir türlü iş bulunamazsa ve tahammül eşitin birazcık yüksekse çağrı almaktan kısa sürede çözüm merkezine, çözüm merkezinden de takım liderliğine, yöneticiliğe, operasyon müdürlüğüne kadar yolun vardır. şirketin niteliğine göre ve yöneticilerin takdirine bağlı olarak insan kaynakları, finans vb. departmanlara da geçiş yapmak mümkün. tabii gerek takım liderliği olsun gerek departman atlama olsun bunlar zorlu sınav ve mülakat süreçlerinden başarı ile geçtikten sonra ve hem kendi yöneticilerinin hem de geçmek istediğin departmandaki yöneticilerin takdiriyle mümkündür. ancak dişini sıkarsan bir buçuk iki yıl gibi kısa sürede takım liderliğine kadar yükselip minimum yirmi kişilik bir ekibin yöneticisi olmak mümkündür. takım lideri de ayrı bir zordur çünkü astlarınla üstlerin arasında bir aracı oluyorsun ve artan sorumlulukların altında ezilip iki büklüm kalırsın. onun dışında ilk zamanlarda sinir krizleri geçirip duvarlara kafa, yumruk attığın zamanlardan sol yanağına tokat yediğinde sağ yanağını uzattığın pufidik bir hale bürünürsün.
erkekler için bir güzelliği ise şudur: eğer bir erkek personel varsa on dokuz tane de kadın personel vardır. herkes çok genç olduğu için ortam üniversite gibidir. çoğu kişi kalıcı olmadığı için flört olayları çok yaygındır. erkek popülasyonu da çok az olduğu için ilgi odağı erkekler olur. aynı anda sekiz on kadının senle flört etmek istemesi ve ilk adımı atması gibi türkiye şartlarında çok yabancı olduğumuz absürt durumlarla karşı karşıya kalınılabilir. ikinci ayda bu duruma alışılır. bu da aslında tüm zorluklarını çekilir bir hale getirir*. sonra bir bakmışsın kendini çevrende hiç erkek arkadaşın kalmamış, tüm arkadaşların kadın oluvermiş bulursun. erkek arkadaşın kalmaması dezavantaj ama*...
çağrı merkezinde genellikle üniversite öğrencileri, üniversiteyi henüz bitirmiş yeni mezunlar ve bir baltaya sap olamamış insanlar çalışırlar. çalışan profili çoğunlukla ilk iki profilde olduğu için korkunç bir sirkülasyon vardır. birazdan aşağıda söz edeceğim zorluklarından ötürü kimse tahammül göstermez ve hemen bırakır.
çağrı merkezinin zorlukları nelerdir? saymakla bitmez. öncelikle mesai saatleri 10 saatten fazladır ve fazla mesai ücreti filan öyle bir şey söz konusu bile değil. devamında ise odağında insan olan, insan memnuniyetini gözeten hiçbir iş kolay değildir ve kimseyi aynı anda mutlu edemezsiniz. en büyük zorluk budur. burada çalışmak için çok aman aman bir niteliğe sahip olmadığın için kolay harcanabilirsin. çünkü yerine konacak kocamaaan bir işsizler ordusu surlara dayanmıştır. bu kadar korkunç bir sirkülasyonun olma sebebi de burada çalışan insanların genç üniversite mezunları olması ve burada idareten çalışmalarıdır. en ufak bir krizde bırakıp gidiyorlar. baş ağrısı, göz ağrısı, sırt ağrısı bu işin mesleki deformasyondur. o baş devamlı ağrıyacak arkadaş!
avantajları nelerdir? pek yok aslında ama zorlarsak belki çıkar. kurumsal bir şirkette çalışıldığını varsayalım. iş bulamayıp iş bulana kadar idareten çalışmak gayesiyle girip bir türlü iş bulunamazsa ve tahammül eşitin birazcık yüksekse çağrı almaktan kısa sürede çözüm merkezine, çözüm merkezinden de takım liderliğine, yöneticiliğe, operasyon müdürlüğüne kadar yolun vardır. şirketin niteliğine göre ve yöneticilerin takdirine bağlı olarak insan kaynakları, finans vb. departmanlara da geçiş yapmak mümkün. tabii gerek takım liderliği olsun gerek departman atlama olsun bunlar zorlu sınav ve mülakat süreçlerinden başarı ile geçtikten sonra ve hem kendi yöneticilerinin hem de geçmek istediğin departmandaki yöneticilerin takdiriyle mümkündür. ancak dişini sıkarsan bir buçuk iki yıl gibi kısa sürede takım liderliğine kadar yükselip minimum yirmi kişilik bir ekibin yöneticisi olmak mümkündür. takım lideri de ayrı bir zordur çünkü astlarınla üstlerin arasında bir aracı oluyorsun ve artan sorumlulukların altında ezilip iki büklüm kalırsın. onun dışında ilk zamanlarda sinir krizleri geçirip duvarlara kafa, yumruk attığın zamanlardan sol yanağına tokat yediğinde sağ yanağını uzattığın pufidik bir hale bürünürsün.
erkekler için bir güzelliği ise şudur: eğer bir erkek personel varsa on dokuz tane de kadın personel vardır. herkes çok genç olduğu için ortam üniversite gibidir. çoğu kişi kalıcı olmadığı için flört olayları çok yaygındır. erkek popülasyonu da çok az olduğu için ilgi odağı erkekler olur. aynı anda sekiz on kadının senle flört etmek istemesi ve ilk adımı atması gibi türkiye şartlarında çok yabancı olduğumuz absürt durumlarla karşı karşıya kalınılabilir. ikinci ayda bu duruma alışılır. bu da aslında tüm zorluklarını çekilir bir hale getirir*. sonra bir bakmışsın kendini çevrende hiç erkek arkadaşın kalmamış, tüm arkadaşların kadın oluvermiş bulursun. erkek arkadaşın kalmaması dezavantaj ama*...
devamını gör...
sabah yapılan ilk iş
kahve suyu koyup lavaboya gitmek.
devamını gör...
aşı vurduranlar
devamını gör...
öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler
çıkar mı çıkmaz mı bilmem ben , ama sevgilisine çiçek veren tek hayvan sincaptır.
edit: böylesine ince zevki olan canlıya da hayvan denir mi yemin ederim boşlukta kaldım.
edit: böylesine ince zevki olan canlıya da hayvan denir mi yemin ederim boşlukta kaldım.
devamını gör...
aritmetik sevda
sayısalcı şarkı.
ama benim gibi kafası sözele bile doğru düzgün basmayan birini bile bir haftadır esir aldı, o ayrı.
yanılmıyorsam ümmüşen hanımefendi bu şarkıyı yazarken matematik veya muhasebe üzerine ( veya alakalı bir bölüm) eğitim alıyormuş, taktir ettim valla.
"sen bir bir incelemiştin
benle geleceğinin artısını eksisini yar
ben hesap yapmadım
çünkü bilirdim sensiz geçen dakikam zarar
yar.. yar..
o nasıl hesaptı yar
bir eksiği artılara çarp...
eksi sonuçlar..
yar.. yar..
bana uymuyor bu hesaplar
iki olumsuzluktan çıkan olumluluklar
gözlerin gözlerime dokunsa gördüğüm anlamlanırdı..
sözlerin sözlerimi okşasa dediğim nakışlanırdı..
yar.. yar...
ne zaman gördüysem seni yar
yürek salıncaklarda uçar
göklere konar
yar... yar...
ne zaman düşünsem seni yar
yürek alır başını çıkar
mavilik toplar..
sen toplayıp çıkarmıştın
benimle bir yaşamın girdisini cıktısını yar
ben hesap yapmadım
çünkü bilirdim
sen yoksan ben külliyen zarar
yar... yar...
şimdi denkleşmekte hesaplar
sen kardan etmektesin zarar
ben zarardan kar..
yar...yar...
yıllar sonra tuttu mizanlar
ne bende zarar ne sen de kar
elde sıfır var..
yollarım yollarına baglansa
kaf dağlarını aşardım
kollarım kollarına dolansa
dünyaları kucaklardım..
yar.. yar...
ne zaman gördüysem seni yar
yürek salıncaklarda uçar
göklere konar
yar... yar...
ne zaman düşünsem seni yar
yürek alır başını çıkar
mavilik toplar.."
spotify yanii, başka ne olacağıdı?
ama benim gibi kafası sözele bile doğru düzgün basmayan birini bile bir haftadır esir aldı, o ayrı.
yanılmıyorsam ümmüşen hanımefendi bu şarkıyı yazarken matematik veya muhasebe üzerine ( veya alakalı bir bölüm) eğitim alıyormuş, taktir ettim valla.
"sen bir bir incelemiştin
benle geleceğinin artısını eksisini yar
ben hesap yapmadım
çünkü bilirdim sensiz geçen dakikam zarar
yar.. yar..
o nasıl hesaptı yar
bir eksiği artılara çarp...
eksi sonuçlar..
yar.. yar..
bana uymuyor bu hesaplar
iki olumsuzluktan çıkan olumluluklar
gözlerin gözlerime dokunsa gördüğüm anlamlanırdı..
sözlerin sözlerimi okşasa dediğim nakışlanırdı..
yar.. yar...
ne zaman gördüysem seni yar
yürek salıncaklarda uçar
göklere konar
yar... yar...
ne zaman düşünsem seni yar
yürek alır başını çıkar
mavilik toplar..
sen toplayıp çıkarmıştın
benimle bir yaşamın girdisini cıktısını yar
ben hesap yapmadım
çünkü bilirdim
sen yoksan ben külliyen zarar
yar... yar...
şimdi denkleşmekte hesaplar
sen kardan etmektesin zarar
ben zarardan kar..
yar...yar...
yıllar sonra tuttu mizanlar
ne bende zarar ne sen de kar
elde sıfır var..
yollarım yollarına baglansa
kaf dağlarını aşardım
kollarım kollarına dolansa
dünyaları kucaklardım..
yar.. yar...
ne zaman gördüysem seni yar
yürek salıncaklarda uçar
göklere konar
yar... yar...
ne zaman düşünsem seni yar
yürek alır başını çıkar
mavilik toplar.."
spotify yanii, başka ne olacağıdı?
devamını gör...
bazı çaylakların saçma tanımlar girmeleri
öncelikle başlıkta bazı yazdığına dikkat edin. öyle çaylaklar gördüm ki benden daha iyi tanım yazan... onları ayrı tutarak,
efenim özellikle bugün bir çok kalitesiz tanıma rastladım. mesela çaylağın biri gelmiş bir başlığa "evet bence de jsjajk" filan yazmış. ya da bakıyorum profiline, paso anket doldurmuş... ee nerede şimdi sözlüğün bilgi kaynağı olma özelliği?
edit: biri de aynen böyle demiş: "kazıklı maria’dan geldim lol"
abi siz ciddi misiniz?
(bkz: kafa sözlük formatı ve kuralları)
efenim özellikle bugün bir çok kalitesiz tanıma rastladım. mesela çaylağın biri gelmiş bir başlığa "evet bence de jsjajk" filan yazmış. ya da bakıyorum profiline, paso anket doldurmuş... ee nerede şimdi sözlüğün bilgi kaynağı olma özelliği?
edit: biri de aynen böyle demiş: "kazıklı maria’dan geldim lol"
abi siz ciddi misiniz?
(bkz: kafa sözlük formatı ve kuralları)
devamını gör...
800 tanım giren 100 yazara kitap hediye edilmesi
devamını gör...
ödünç kitap
lügatımıza kazandırılmış bu iki kelime, oldukça fazla kişinin canın yanmasına; en önemlisi benim canımı acıtmaya yetiyor. yeni bir khk çıkarılarak yasaklanmasını istediğim bir tümcedir.
devamını gör...
mor ve ötesi'nin en iyi şarkısı
devamını gör...
tutankamonun laneti
antik mısıra meraklı biri olarak başlarda tanımlarını okurken hafiften korktuğum yazar. fakat ilerledikçe korku yerini ilgiye bırakıyor.
ilginç ve güzel tanımları ile ufuk açan sayın yazarımıza verdiği bilgiler ve beğenileri için teşekkürü borç bilirim.
ilginç ve güzel tanımları ile ufuk açan sayın yazarımıza verdiği bilgiler ve beğenileri için teşekkürü borç bilirim.
devamını gör...
kirpik
devamını gör...
leyla ile mecnun replikleri
simit yok mu simit, yiyoruz ya hani. o simidi bi düşünüyorum da yani o simidin ortasında bir delik var ya o boşluğa ne oluyor? biz yedikten sonra yani o boşluk nereye kayboluyor yani? hayır onu da yiyorsak çünkü hava yutmuşuz gibi oluyor da böyle gaz mı yapmasa sonra korkusu var hep içimde onu yemesek mi acaba yani? o gaz insanı öldürür biliyor musun? o simitin ortasındaki o boşluk adamı öldürmüş...
devamını gör...
süpernova
büyük kütleli yıldız patlaması.
daha önceki tanımıma ilaveler yapacağım.
süpernovalar genel olarak, tayf yapılarına göre ikiye ayrılır: tayfında hidrojen çizgisi olanlar ve olmayanlar. bu iki tür de kendi içinde farklı kollara ayrılır.
--- tayfında hidrojen çizgisi olmayanlar ---
bunlar tip 1 olarak bilinir. kendi içlerinde 2 kola ayrılırlar: tayfında silisyum 2 çizgisi olanlar ve olmayanlar.
eğer tayfta silisyum 2 çizgileri varsa, bu tür süpernovalar tip 1a süpernova olarak adlandırılır. bu tür süpernovalar çift yıldızlardaki beyaz cücelerin, üstlerine diğer yıldızdan gelen maddenin birikmesi ile patlaması sonucunda oluşur.
eğer tayfta silisyum 2 çizgileri yoksa, bu türler de 2'ye ayrılır: tayfında helyum çizgisi olanlar ve olmayanlar. helyum çizgisi varsa tip 1b, yoksa tip 1c olarak adlandırılırlar.
--- tayfında hidrojen çizgisi olanlar ---
bunlar tip 2 olarak bilinir. genellikle süpernovalar dediğimizde aklımıza gelen, büyük kütleli yıldızların çekirdeğinin çökmesi ve geriye kalan atmosferin uzaya saçılması olayı işte budur. bunlar da kendi içlerinde 2 kola ayrılırlar: ışık eğrisinde düz bir evre olanlar ve olmayanlar. eğer düzlük varsa tip 2-p, yoksa tip 2-l olarak adlandırılırlar.
daha önceki tanımıma ilaveler yapacağım.
süpernovalar genel olarak, tayf yapılarına göre ikiye ayrılır: tayfında hidrojen çizgisi olanlar ve olmayanlar. bu iki tür de kendi içinde farklı kollara ayrılır.
--- tayfında hidrojen çizgisi olmayanlar ---
bunlar tip 1 olarak bilinir. kendi içlerinde 2 kola ayrılırlar: tayfında silisyum 2 çizgisi olanlar ve olmayanlar.
eğer tayfta silisyum 2 çizgileri varsa, bu tür süpernovalar tip 1a süpernova olarak adlandırılır. bu tür süpernovalar çift yıldızlardaki beyaz cücelerin, üstlerine diğer yıldızdan gelen maddenin birikmesi ile patlaması sonucunda oluşur.
eğer tayfta silisyum 2 çizgileri yoksa, bu türler de 2'ye ayrılır: tayfında helyum çizgisi olanlar ve olmayanlar. helyum çizgisi varsa tip 1b, yoksa tip 1c olarak adlandırılırlar.
--- tayfında hidrojen çizgisi olanlar ---
bunlar tip 2 olarak bilinir. genellikle süpernovalar dediğimizde aklımıza gelen, büyük kütleli yıldızların çekirdeğinin çökmesi ve geriye kalan atmosferin uzaya saçılması olayı işte budur. bunlar da kendi içlerinde 2 kola ayrılırlar: ışık eğrisinde düz bir evre olanlar ve olmayanlar. eğer düzlük varsa tip 2-p, yoksa tip 2-l olarak adlandırılırlar.
devamını gör...
hastanede yatak bulamadığı için yaşamını yitiren vatandaş
söylenecek ne kadar çok şey var. susmaktan başka bir şey yapamıyoruz.
devamını gör...
hand schuller-christian hastalığı
kafatasında litik lezyonlar,diyabetes insipidus ve egzoftalmus(gözün dışarıya doğru çıkıntı yapması) ile karakterize hastalıktır.
devamını gör...
adaletin bu mu dünya
söz ve müziği ali ercan 'a ait birçok sanatçının seslendirdiği unutulmaz şarkı. günlük hayatta türlü haksızlıklar karşısında sıkça kullandığımız söz adaletin bu mu dünya?
en sevdiğim yorum *
selda bağcan
en sevdiğim yorum *
selda bağcan
devamını gör...