her sakallıyı dede sanmak. annem diyor ki herkesi bozuyormuşum dede diyerek, gıcık oluyormuş sakallı gençlik bana.
devamını gör...

stephan crane tarafından yazılan ve okurken insanı duygudan duyguya savuran öyküdür.

2021 yılındayız. yani üçüncü bin yılın içindeyiz. yani 21 yüzyıl geride kaldı milattan sonra. uzaya araba yolluyoruz, içinde stevie wonder şarkıları çalan. elimizde üstün zekalı makinelerle dolaşıp istediğimiz insana ulaşıyoruz, istediğimiz bilgiyi elde ediyoruz. 3d yazıcılarla organlar üretmeye, onlarca onulmaz hastalığı tarihe gömmeye başladık. birkaç saat içinde ülke değiştiriyoruz, uçuyoruz resmen. çok şey öğrendik dünya hakkında, yığınla bilgi depoladık.

25 mayıs 2020 tarihinde george floyd bir insan müsveddesi tarafından boğazına basılarak katledildi. dünya ayağa kalktı, ya da kalkarmış gibi yaptı. tartışmamız gereken şeyler vardı ve uğruna savaşmamız gereken. george için bir şeyler yapmalıydık. elbette “ black lives matter” ama yeterli değil.

george floyd afro-amerikalı olduğu için öldürüldü. bu kesin ve iğrenç bir gerçek. ten rengi yüzünden öldürülen bir adam nefret uyandırmalı ama şu da aklımızda olsun ki beyaz bir adam da polis şiddeti sonucu ölebilir. ve bu da aynı derecede iğrençtir. ırkçılığa karşı dururken polis devletlerine de karşı çıkmalıyız.

velhasılı çok modern bir çağdayız, öyle olduğunu sanıyoruz. ve george öldürülüyor. soluğunuz kesilmiyor mu bu vahşetle. canavar 122 yıl önce yazılmış bir kitap küçük bir çocuğu yangından kurtarmak için kendi yüzüne feda eden bir afro-amerikalı kölenin hikayesi. ne kadar benzer şeyler göreceğinize şaşıracaksınız.

bu kitabı okuyun ve ırkçılık karşısında ses çıkarın çünkü “ ı can’t breathe.”
devamını gör...

tam olarak bu. uykum var ama uyumak istemiyorum. odamdaki ışık gözümü rahatsız ediyor.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

1965 yapımı siyah beyaz film. severek izlemiştim duygulanmıştım da. ev boyama sahnesinde rengi göremediğim için çok sinirlenmiştim ne renk o bahsedilen renk diye .
--! spoiler !--

“ben senin resmine değil de sana âşık olsaydım o zaman ne olacaktı? belki bir kere bile bakmayacaktın yüzüme, belki de alay edecektin sevgimle… halbuki resmin bana dostça bakıyor, iyilikle bakıyor ve ebediyen bakacak. hayır! benimle resminin arasına girme. istemiyorum seni! ben senin yalnız resmine aşığım.”

--! spoiler !--

repliğiyle meşhurdur. manga'nın hint kumaşı şarkısının bir kisminda da var müsfik kenter'in bu repliği.
devamını gör...

izlenimlerime ve yapmış olduğumuz sohbete göre kendisi son derece hoşsohbet ve naif bir kişiliğe sahiptir. ayrıca kız çocuklarına karşı ayrı bir sevgiye ve zaafa sahiptir. kokpit fotom ile bu zaaftan bir tık faydalanmış olabilirim belki. tanımları da yerli yerinde bulduğum sevecen moddur.
devamını gör...

bozdurulan dolar.*
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


1967 yılı olay anında tesadüfen orada bulunan rocco morabito ‘’hayat öpücüğü’’ anını yakalar ve bu an fotoğrafçıya pulitzer ödülü’nü kazandırır.

elektrik işçileri randall champion ve j. d. thompson her zamanki gibi bakım için elektrik direğine tırmanmışlardı. ama randall champion yanlışlıkla bir elektrik teline dokunur ve bütün vücudundan 4000 volt akım geçmesi sonucu kalbi durur. güvenlik kemeri sayesinde direkte asılı kalan arkadaşına hayat öpücüğü veren thompson, champion’un nabzının tekrar atmasını sağlar. hemen aşağıya indirilip hastaneye kaldırılan champion gördüğü tedavi sonrası sağlıklı bir şekilde hayatına devam eder. ta ki 64 yaşında kalp krizinden tekrar kalbi durana kadar.

fotoğraf dünyanın dört bir yanında yayınlanmış ve ilk yardım konusunda dünyayı bilgilendirmesi sağlanmıştır. dünya sağlık örgütünün binasında binasında asılıymış efendim.

fotoğrafı çeken rocco morabito 2009 88 yaşında öldü. çektiği tek bir fotoğrafla dünyada kaç insanı bilinçlendirdi. kaç kişinin canını kurtardı bilinmiyor.
devamını gör...

kesinlikle zerafettir.
devamını gör...

bu ülkede hayatta kalabilmek, daha ne olsun?
devamını gör...

pardon, bir dakika bakar mısınız?
devamını gör...

genel olarak yaşadığım durum . aslında benim kaygım kendimi ifade edememekten değil , yanlış anlaşılma ve karşımdaki insanın veya insanların üzülmesine kırılmasına sebep olacak bi şey söyleme korkusundan kaynaklanıyo . bu yüzden de genelde fazla açıklıyorum her şeyi , söylediklerime dikkat etmeye çalışıyorum . daha önceden de istemediğim konularda yanlış anlaşıldığım için ekstra bi dikkat etme gereği duyuyorum aslında.
devamını gör...

(bkz: bugün de bir şey olduk çok şükür)

özelliği etkinleştirdikten sonra ;

kokpit > profilim > bana özel > takip

adımları ile takipçilerinizi görebilirsiniz canlarım.

edit : başlık sahibesi başlığı sildiği için ilk tanımı ben atmış ve deli gibi kendi kendime konuşmuş gözüküyorum ama aslında öyle değil.
devamını gör...

yağmur yağdığında allahın duş aldığını sanırdım.
devamını gör...

taraftarı olmaktan gurur duyduğum.

türk sporunun avrupa'da ve ülkemizde en başarılı, vişneye çalan koyuca tatlı bir kırmızı ve turuncu dan izler taşıyan tok bir sarı renklerine sahip, 1905 yılında türkiye'nin medarı iftiarı marka eğitim kurumlarından olan (bkz: galatasaray lisesi) öğrencilerinden (bkz: ali sami yen) ve arkadaşları tarafından "türk olmayan takımları yenmek" özdeyişi ile kurulmuş anlı şanlı takımıdır.
devamını gör...

izlemeden beğendim,sonra izliycem.
devamını gör...

karma puanı denkleştirememek başlık parasını denkleştirememek ile neredeyse aynıdır. biri sevdiği kızı alamaz, diğeri takipçilerini göremez.
devamını gör...

wingardium leviosa: bir nesneyi uçurma büyüsü.
devamını gör...

amca geç oldu, git yat istersen.
devamını gör...

sevgili sabahattin ali insana dair hislerin en iyi tercümanlarından...
1907'de bugün doğmuştur, doğum günü kutlu olsun.
bir çok şiiri bestelenip hepimizin ruhuna dokunan şarkılara bürünmüştür.

benim de en sevdiklerimden birisi; çocuklar gibi

bende hiç tükenmez bir hayat vardı
kırlara yayılan ilkbahar gibi
kalbim hiç durmadan hızla çarpardı
göğsümün içinde ateş var gibi

bazı nur içinde, bazı sisteyim
bazı beni seven bir göğüsteyim
kah el üstündeydim, kah hapisteydim
her yere sokulan bir rüzgar gibi

aşkım iki günlük iptilalardı
hayatım tükenmez maceralardı
içimde binlerce istekler vardı
bir şair, yahut bir hükümdar gibi

hissedince sana vurulduğumu
anladım ne kadar yorulduğumu
sakinleştiğimi, durulduğumu
denize dökülen bir pınar gibi

şimdi şiir bence senin yüzündür
şimdi benim tahtım senin dizindir
sevgilim, saadet ikimizindir
göklerden gelen bir yadigar gibi

sözün şiirlerin mükemmelidir
senden başkasını seven delidir
yüzün çiçeklerin en güzelidir
gözlerin bilinmez bir diyar gibi

başını göğsüme sakla sevgilim
güzel saçlarında dolaşsın elim
bir gün ağlayalım, bir gün gülelim
sevişen yaramaz çocuklar gibi
devamını gör...

tam adı berthe marie pauline morisot olan 1841-1895 yılları arasında yaşamış fransız izlenimci ressam. sanat tarihindeki kadınlarda sık sık gördüğümüz gibi, morsiot da varlıklı bir aileye doğmuştur. ailesinde birçok sanatçı olması da kariyerinin başlamasına ve ilerlemesine vesile olmuştur.

ressamın ilk resim öğretmeni joseph guichard, bir kadın olarak ressamlık kariyerine devam etmesinin neredeyse imkansız olduğunu söylese de morisot asla pes etmemiş ve azimle yoluna devam etmiştir.

kariyerine çoğu ressam gibi louvre'daki eserleri kopyalayarak başlamıştır. louvre'da geçirdiği zaman sayesinde de edouard manet ve claude monet gibi sanatçılarla tanışmış ve izlenimcilik akımının önemli bir parçası haline gelmiştir. ilerleyen yıllarda edouard manet'nin kardeşi eugene manet ile evlendi.

kadın bir sanatçı olduğu için morisot'un resimleri, zarafeti ve hafifliği nedeniyle erkek eleştirmenler tarafından sık sık fazla kadınsı olmakla eleştirildi ve sürekli narin gibi sıfatlarla anıldı. oysaki aynı tarzda eser veren erkek meslektaşlarının resimleri çoğunlukla özgün ve çığır açıcı gibi güçlü sıfatlarla nitelendiriliyordu.

1890'da morisot, bir sanatçı olarak ciddiye alınma mücadeleleri hakkında bir deftere şunları yazdı: "tüm istediğim eşitlik iken bir kadına eşit olarak davranan bir erkek olduğunu sanmıyorum. fakat biliyorum ki ben de onlar kadar değerliyim."


morisot, kariyerinin ilk yıllarında diğer izlenimciler gibi resmindeki nesneleri açık havada gerçek halleriyle gözlemleyerek resim yaptı. 1880 civarında, o sırada edouard manet ve eva gonzalès'in de denediği bir teknik olan astarsız tuvaller üzerinde resim yapmaya başladı ve zaten hafif, belli belirsiz olan fırça darbeleri daha da gevşek hale geldi.

morisot'un resimlerinde sık sık yaşadığı zorlukları ve ikilemleri görürüz. ait olduğunu sınıfın ve toplumun kadınlardan bekledikleriyle kendi istekleri, olduğu kişi sürekli çakışıyordu.
aradan onlarca yıl geçmesine rağmen kadınların maruz kaldıkları zorlukların pek de değişmemiş olması morisot'un hayatını okudukça beni daha da derinden sarsıyor.


kız kardeşi ve yeğenini resmettiği the cradle adlı eseri.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


woman at her toilette
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


view of paris from the trocadero: bu eserde morisot korkuluklara dayanmış iki kadını resmetmiş. o yıllarda fransa'daki bir kadının yanında bir erkek olmadan dışarı çıkması bile hoş karşılanmıyordu. bu iki kadının tek başlarına paris manzarasına karşı dayandığı demirler, özgürlüklerinin nasıl kısıtlandığına bir sembol oluşturuyor.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim